KAPAK
İÇİNDEKİLER
TÜRKYE
EKONOM / EMEK
Ay d›n l›k Yerel Haftal›k Haber Yorum Dergisi 15 ŞUBAT 2009 Say›: 1126
Sahibi: GÜNEY REKLAMCILIK YAYINCILIK MATBAACILIK ORGANZASYON SANAY ve TCARET LMTED RKET
Sorumlu Müdür: Z. Ruhsar enolu
Genel Yayn Yönetmeni:Deniz Yldrm
Yazileri Müdürü:Özlem Konur Usta
Haber Aratrma:Hikmet Çiçek
Ankara Temsilcisi:Fikret Akfrat
çi-Sendika: Esin Ergenç Turhan Ekonomi: Z. Ruhsar enolu
D Haberler:Zeynep ErYurt Haberler:Emine Dölek
Ariv : Ercan Dolapç Fotoraf : Alpay Tulu
Datm-Abone Ergin Onay
Sayfa Tasarm: Melih Yldrm - Mahmut en
Teknik Sorumlu:Mutlu Selçuk
BÜROLAR
stanbul: Gizem Erturul Koç, Sibel Koç, Ufuk Akkaya, Serkan Koç, Meral Ergene, Veli Sivasl, Sare Bakolu, Merve Aksuna, Emrah Tatan, Teoman Alili, Önder Öztürk, Hakan Eröz, Naci Eri
Ankara: Levent Ak, Murat Arsoy, Umut Albayrak, Can Özçelik, Teoman Alver, Bülent Akbua, Sabri Kara, Murat Karabulut, Didem Özder zmir:
Hayati Özcan, Ali Karlayan, Belma Yücel
Adana:Erkan imek Antalya: Devrim Akn Karasoy,
Burdur:Fatih Özcan Çanakkale:Zuhat Yoku
Hatay:Hüseyin Güler, Mansur Erk Isparta:Bora Tüfekli
Kayseri:Ekrem Demir Kahramanmara:Cafer Sincer
Mersin:Yusuf Çelik Mu:Cevat Dani,
Ordu:Namk Canik, Rize:Gençaa Karafazl, Samsun:Srr Turan,
Siirt:Haydar Evin, Sivas:smail Dursun, Tokat:Ali Yönel,
Zonguldak:Nazm Ayarolu, Avrupa: Ali Mercan
ADRES VE TELEFONLAR
Yönetim Yeri: Alemdar Mah. Divanyolu Cad. Erçevik han No:54/311 Sultanahmet Eminönü-STANBUL Tel: 0212 520 04 94
E-posta:[email protected] http://www.aydinlik.com.tr
OFSET HAZIRLIK VE DAITIM ORGANZASYON :
Toros Yaynclk Yapmclk Matbaaclk Reklamclk ve Turizm Organizasyon Sanayi ve Ticaret Ltd. ti. Tel ve Faks : (0212) 251 51 22 stiklal Caddesi Deva Çkmaz 7/3 Beyolu- stanbul
Ankara: Tel: (0312) 229 52 52 Faks: (0312) 229 15 20
zmir:Tel: (0232) 445 27 26 Faks: (0232) 445 46 64
Mersin: Kuvayi Milliye Cad. Akel merkezi K.4 No:63 03243364550
Adana: Fevzi Çnar Tel: (0532) 467 43 27
Almanya: Eylem Demirel Boral - Frankenallee 39, 60327-Frankfurt/M Tel: 0049-69736253 Faks: 0049-6975009310
Cep: 0049-1788547974 ee-posta: [email protected]
ngiltere: Musa Ballkaya
Tel: 0044 2085213525 Faks: 0044 2085093069 Cep: 0044 7961953300
Azerbeycan: Agil Alesger Tel : 0099 412 409 66 65
Basld Yer: Rotamat Basn Yayn Limited irketi Turgut Özal Cad. No: 117/B Çelik-Yenal Endüstri Merkezi kitelli / STANBUL
DA I TIM: Turkuvaz Datm Pazarlama A.
ABONE KOULLARI
Yurtd abone:
Almanya;A.Aslandoan, Postbank Essen 837 839 437, BLZ: 36010043
Hollanda;Av. Mahir Önel, Tel: 0031640184484
sviçre; Gülay Snac Tel: 0041 32 724 58 54 Cep Tel: 0041 76 302 39 51
e-posta: [email protected], [email protected] Banque cantonale neuchâteloise, compte no 1003.00.73.3
ABONE BEDEL:
6 Aylk Yllk TÜRKYE 80 160 YTL AVRUPA 70 125 Euro SVÇRE 120 230 Fr. ABD VE UZAKDOU 75 150 Euro
AVRUPA SATI FYATI: Avrupa 2.5 Euro, sviçre 5 Fr.
Aydnlk’ta yaymlanan yazlarn iktibas hakk sakldr.
ISSN 1301-6579 Ay d›n l›k Ba s›n Mes lek ‹l ke le ri ne uy may› taah hüt eder
letiim/Abone Tel-faks: (0212) 251 51 22 e-posta: [email protected]
ERGENEKON TERTBNN KIRILAN HALKASI
‘Karargâh Evleri’ yalan 4
OKTAY YILDIRIM, TUTARSIZLIKLARI TEK TEK BELGELERYLE AÇIKLADI
Ümraniye bombalar tertipçilerin elinde patlad! 8
P MKK ÜYES ADNAN AKFIRAT SAVUNMASINI YAPTI
MT’in emas suçtur! 12
ERGENEKON SAVCISI HAKKINDA BÜYÜK SUÇLAMA
brahim ahin: Sorulmayan sorular tutanaa yazlm! 15
YARGI KARARLARI SAVCILARI TEMELDEN ÇÜRÜTTÜ
‘Deliller, delil nitelii tamyor’ 16
AJANDASINDAK BLG NOTU KANIT GÖSTERLD
Genel Yayn Yönetmenimiz cinayetten yarglanyor! 17
ABANT PLATFORMU’NUN ERBL TOPLANTISININ PERDE ARKASI
Kuzey Irak’ta Fethullah-PKK ortakl 20
TAYYP ERDOAN YÜZDE 47’NN ÜZERNDE OY ALMAYA ODAKLANDI
Tayyip ve Fethullah cemaati seçim için uzlat 22
AVRUPA PARLAMENTOSU’NDAN ERGENEKON TALMATNAMES
‘Ergenekon suç örgütü sanklarnn yarglanmasndan memnunuz’ 26
KANUNA GÖRE, ALAN SEÇMEN DE SUÇLU VEREN SYAS DE
Seçim yardmnn cezas 1 yldan 3 yla kadar hapis! 28
MEHMET AAR SUSURLUK’TAN HÂKM KARISINDA
Türkiye, Aar’n ‘bilmeden’ yaptklarn Aydnlk’tan örendi 30
MUZAFFER TEKN Ç PATS’NE ÜYE OLDU
M. Tekin: çi Partisi’ne kabulüm bana eref katt 32
‘YURTSEVER AYDINLAR SERBEST BIRAKILSIN’ MZA KAMPANYASI DEVAM EDYOR
Ergenekon tertibine kar yeni imzalar 34
SLVR’YE MEKTUPLAR
‘Aklanm olarak çktnzda, sizi kapda kucaklayacaz’ 35
COKUYLA GEÇEN 7 UBAT ZMR MTNG
zmir’in öncüleri Gündodu Meydan’nda bulutu 39
KATILIMCILAR ORTAK EYLEM PLANI STYOR
skenderun Kurultay’na yirmiyi akn örgüt katld 44 DÜNYA
KÜLTÜR / SANAT TOPLUM
HUMEYN’DEN, AHMEDNEJAD’A
30 yllk dik duruun ad: ran! 50
PERDE ARKASI
YAZILARIYLA
DOU PERNÇEK
2
SÜHA BAYKAL
21
HÜSEYN MACT YUSUF
29
ARSLAN BAER KAFAOLU
46
YILDIRIM KOÇ
47
FKRET OTYAM
58
MECT ÜNAL
62
DEMRTA CEYHUN
64
ULUSLARARASI BLM OLMPYATLARI
“Bu yetenekler Türkiye’nin pek çok sorununu çözer” 54
BORA GÖZEN, KERM ÖZTÜRK, YÜCEL ÖZBEK, AHMET ÖZDEMR, AL KRAZ, CAFER TOPÇU, GÜROL LBAN, ÜKRÜ ÖKTÜ
Filistin kurtulu savann Türk ehitleri! 56
YAAYAN BR EFSANE: DL BRET
Beethoven’a, son yllarn en kapsaml yorumunu getirdi 60
2 GAyd›nl›kG15 ŞUBAT 2009
ELEŞTİRİ ÇOK, SEÇENEK YOK MU? Deerli iktisatçılarımız var. Em-peryalist-kapitalist sistemin içine girdii krizi çok güzel açıklıyorlar. Eletiri de yerinde. Ancak merakla bekliyoruz; çi Partisi yöneticileri dıında bir seçenek görene ve bir çözüm gösterene pek rastlamıyo-ruz.
Örnein deerli iktisatçılarımız-dan Prof. Dr. Erdinç Yeliktisatçılarımız-dan’la Milliyet’te yayımlanan bir görümeyi kesmi, saklamıım. öyle diyor:
“Önce kapitalizmin sonunu getirecek bir alternatifin, bir toplumsal düzenin ortaya çıkması lazım. Böyle bir al-ternatif düzen ise hali hazırda yok. Sovyet sisteminin 1990’da çöküntüye uraması, kapitalizm sonrası toplum tahayyüllerinin somut olarak gerçekletirilmesi konusun-da bize henüz bir konusun-dayanak sunmuyor.”
İNSANLIĞIN SONU MU?
Bu örnekte de görüldüü gibi, kapi-talizmin seçenei olan sosyalizmi, Brejnev-Gorbaçov revizyonizmine ki-litlediiniz zaman seçeneksiz kalıyo-ruz.
Emperyalist sistemin de propagan-dası, 1990’dan sonra budur zaten. Sosyalizm seçenei, onlara göre 1990’da çökmü ve daılmıtır; insan-lık çözümsüz kalmıtır.
Burada, kimi ilericilerin yanılgısı ile sistemin yanıltması, aynı noktada bu-luuyor. O da Sovyetler Birlii’nin se-çenein simgesi olarak gösterilmesidir. 1960’lara kadar kukusuz doruydu. Ancak 1960’lara doru Sovyetler Bir-lii’nin kapitalizme geri dönü süreci-ne girdii artık bir tez deil, fakat is-patlanmı bir saptamadır.
SOVYETLER BİRLİĞİ’NİN KAPİTALİZME GERİ DÖNÜŞÜ
Dünya sosyalist hareketi 1960’lı yılların ortalarında tarihsel bir tartıma yaamı ve bir yol ayrımına gelmiti. Sovyet revizyonizmi ekseninde öne sürülen tez, Sovyetler Birlii’nin sınıfsız topluma ilerledii yönündeydi.
te o koullarda Mao çıktı ve Sovyetler Birlii’nin ka-pitalizme geri dönü sürecinde olduunu gösterdi. Kapi-talizmden sosyalizme geçi “uzun bir tarihsel süreç”ti. Bu dönemde “iki sınıf, iki yol, iki çizgi arasındaki mücadele” devam ederdi. Yani içi sınıfı ile burjuvazi, sosyalizm ile kapitalizm, Bilimsel Sosyaliz ile Revizyonizm arasındaki çelimeler sürmekteydi.
1960’a doru Sovyetler Birlii yönetimi, kapitalizm yolunu tutan bir parti ve devlet bürokratları zümresinin eline geçmitir. Bunlar, devlet mülkiyetini denetim altına alarak bir tür özel mülkiyete dönütürmülerdi. Kendileri
de bir tür “devlet burjuvazisi” haline gelmilerdi.
Bütün bu saptamalar 1990 yılında tartıılmaz kesinlik kazanmıtır. Devlet ve parti yöneticileri, kapitalizme dön-düklerini ilan etmilerdir. Kukusuz bu olay, 1990’da bir-den olmadı; bir geri dönü sürecinin tamamlanmasıydı. te o süreç, Mao’nun açıkladıı gibi 1990’ların eiinde balamıtı.
Bu büyük mücadele, Türkiye’de de yaandı. Bizim Par-timiz, 1970 yılı öncesinde Sovyetler Birlii’nin kapitaliz-me geri dönü sürecine girmi olduunu anlattı ve haklı çıktı.
Bu tartımada günümüze ıık tutan can alıcı bir gerçek var: Sosyalizm, bir süreçtir; kapitalizmden sınıfsız toplu-ma uzanan bir geçi sürecidir. Bu sürecin kendisi çeitli aamalara bölünmütür ve bu nedenle çelimelidir ve sert mücadeleleri içerir.
20. YÜZYILDA DEVRİM DOĞU’YA KAYDI
Devrimin merkezinin 20. yüzyılda Dou’ya kayması ve sosyalizmi, ngil-tere, ABD vb. gibi gelimi kapitalist ülkelerde deil, Rusya’dan Çin’e uza-nan göreli geri ülkelerde kurulması, bu geçi sürecini daha uzun ve daha çetrefil kılmıtır.
Seçenek vardır. Yalnız teoride deil, gerçeklik olarak vardır. Esasen gerçeklikte olmayan teoride de olmaz.
Deerli iktisatçılarımızın hatası, 19. yüzyıl teorisinde ve gerçeinde kalmı olmalarından ileri geliyor. Oysa Lenin’in 20. yüzyıl balarında açıkladıı gibi, artık dünya, Ezen ve Ezilen Ülkeler diye iki kapa ayrılmıtı. 19. yüzyılda her ülkenin içinde burju-vazi ile içi sınıfı arasındaki çelime belirleyici olmaktan çıkmıtı. Emper-yalist devletler ile Ezilen Milletler ara-sındaki çelimenin çözümü, insanlıını ilerlemesinin anahtarını veriyordu.
Seçenek de, ite bu çelimede sak-lıydı.
Hayat Lenin’i doruladı.
Devrimler, artık 19. yüzyıldaki gibi gelimi Avrupa ülkelerinde ve Kuzey Amerika’da deil Rusya’da gerçek-leti.
20. YÜZYIL DEVRİM DALGALARI
Lenin’in bu tarihi saptaması, bilindii gibi Ezilen Mil-letlerin Mustafa Kemal Paa gibi devrimci önderleri tara-fından da paylaıldı ve eylemle dorulandı.
Tarihi seçenekler, Batı’nın emperyalist ülkeleri ile Dou’nun emperyalist zinciri kırma birikimine sahip ül-keleri arasındaydı. Nitekim devrim, Rusya, Türkiye, ran, Çin gibi ülkelerde oldu. Birinci devrim dalgası, 1905 Rus Devrimi’yle baladı. Arkasından 1908 Türkiye, 1907-1909 ran, 1911 Çin devrimleri geldi. Bunlar emperya-lizm çaının demokratik devrimleri idi.
Seçenek var
BAŞYAZI
DOĞU PERİNÇEK
M
Yükselen Asya da bir
sistemdir; farkl bir sistemdir.
Bir ksm iktisatçlarmzn
göremedii budur. Çünkü
Materyalizmden deil
dealizmden etkileniyorlar.
Beyinlerinde hayatn dnda bir
kapitalizm-sosyalizm çelimesi
var ve hayatta bunu
göremedikleri zaman
seçeneksiz kalyorlar.
Tek seçenekleri,
kapitalizm oluyor.
L
Sonra ikinci devrim dalgası geldi: 1917 Rus, ubat ve Ekim devrimleri, 1920 Türk Devrimi, 1927-1949 Çin Devrimi, Kore, Vietnam, Dou Avrupa, Küba, 1975 Hindi Çini Devrimi’nin tamamlanması (Kamboçya, Viet-nam, Laos).
te çaımızın seçenei, bu Dou Devrimleri’dir; Ezi-len Dünya’nın, Milli Demokratik Devrimleri’dir. Bu dev-rimler, aynı zamanda sosyalizm yönündeki ataklardır.
Sovyet Devrimi de, 1929 yılına kadar içerik olarak de-mokratik devrimdi. 1929’da tarımda kolektif mülkiyete geçi, Sovyet yöneticileri tarafından toplumun gelime sü-reci ile uyumlu bir atılım deil, bir erken zorlama olarak açıklandı. Çünkü kinci Dünya Savaı geliyordu ve zengin köylü ehirleri aç bırakıyordu.
SEÇENEK DOĞU’DA
Bugüne gelirsek, Lenin’in tanımladıı Dou Devrimleri çaında yaıyoruz. Seçenek de Ezilen Dou’dadır. Venezu-ella, Küba, Bolivya, Brezilya; hep o Dou’nun parçasıdır. Dou, burada toplumsal-ekonomik bir tanımdır.
Bugün dünyada genel kabul gören bir gerçek var: Batı çöküyor; Çin ve Hindistan yükseliyor.
Çöken Batı, bir sistemdir.
Yükselen Asya da bir sistemdir; farklı bir sistemdir. Bir kısım iktisatçı-larımızın göremedii budur. Çünkü Materyalizmden deil dealizmden et-kileniyorlar. Beyinlerinde hayatın dıında bir kapitalizm-sosyalizm çe-limesi var ve hayatta bunu göremedik-leri zaman seçeneksiz kalıyorlar. Tek seçenekleri, kapitalizm oluyor.
Dünya devriminin Lenin ve Mao ta-rafından yapılan 20. yüzyıldaki ger-çeini göremeyince, “dünyanın sonu geldi” teorisine mahkûm oluyorlar. MİLLİ DEMOKRATİK DEVRİM
Dou Devrimi, Milli Demokratik Devrim’dir. Sovyet Devrimi de az çok öyleydi; dierleri zaten öyle.
Milli Demokratik Devrim kamu mülkiyetinin yönlen-dirici olmasını öngörür. Ancak Özel mülkiyeti de, o aamada en geni istihdamı salamak ve özel giriimin üretime katkısını hayata geçirmek için deerlendirir. Buna “karma ekonomi” de diyorlar.
O nedenle özellikle Çin ve Vietnam, bugün emperya-list sistemin bir parçası deil, kamuya öncelik veren, top-lumcu, insancıl, üretici güçleri gelitiren, ufku sosyalizme açılan yeni bir uygarlıın temsilcileridir.
Çin’in kendisini “Sosyalizmin aaı basamaklarında” tanımlaması dorudur; aynı zamanda içinde bulunduu gelimeleri ve kapitalizme geri dönü tehlikelerini de ifade eder.
Sayın iktisatçılarımızın öncelikle unu anlamaları ge-rekiyor: Her sosyalizm deneyimi kapitalizme geri dönü tehlikesini de içerir. Kamu mülkiyetine geçi sürecinin esas olarak tamamlanmasından sonra bile bu tehlike devam eder.
ASYA’DAN YÜKSELEN UYGARLIK
Asya’dan yeni bir uygarlıın kamucu ve toplumcu bir uygarlıın filizlendiini görmeden, bugün ne devrimcilik yapılabilir ne de iktisatçılık!
Bütün dünyanın Çin’e bakarken gözleri kamaıyor. Gerçekler, rakamlar her ey ortada. Emperyalist dünya, inie geçtiini görüyor. Ancak geçmite Sovyet revizyoniz-minden etkilenen bazı sosyalistlerimiz, Çin ve Mao dümanlıına öyle kaptırmılardır ki, emperyalizmin çök-tüü ve sosyalizmin Çin’in kiiliinde herkesin hayran bı-raktıı koullarda seçenek göremiyorlar.
Bu seçeneksizlii, aamalı devrimi reddeden Troçkizm kalıntısı teoriler de besliyor.
EMPERYALİZMİN MERKEZLERİNİN ÖNÜNDEKİ SÜREÇ
Aamalı devrim olgusu, bırakalım Asya, Afrika ve Latin Amerika’yı; ABD ve Avrupa için de geçerlidir.
Bugün üretici güçlerin gelimesini kilitleyen kapitalist ilikiler; mafyalama diye özetleyebileceimiz ilikilerdir.
Tefeci sermaye, reel sektörün ayaına balanan pran-galar, uyuturucu ve silah alım-satımı-nın dünya ticaretindeki payı, kaynak-ların mafyalarca bölüümü, bütün bunlar emperyalist sistemin kurduu Mafya-Gladyo-Tarikat rejiminin eko-nomik çıkmazını yansıtıyor.
Sistem, yaamı deil ölümü besli-yor.
Bu koullarda Batı ülkeleri de önce-likle tefeci-mafya-tarikat güçlerini te-mizleyen bir aamadan geçeceklerdir. SEÇENEK HAYATA GEÇİYOR
Seçenek vardır: Milli Demokratik Devrim.
Bu seçenek hayata geçmektedir: Çin, Vietnam, Hindistan, Venezuella, Bolivya, Brezilya vb.
Her seçenek, lekeli ve çelimelidir. Hayat budur!
Milli Demokratik Devrim, Çin ör-neinde görüldüü gibi sosyalizmin kuruluuyla iç içedir. Bu iki aama arasında Çin Seddi bu-lunmuyor.
21. YÜZYILIN DEVRİM COĞRAFYASI
Türkiye, 1908 Devrimi ve 1920 Kemalist Devrim’le bu sürece atılım yapan ilk ülkelerdendi. Bu süreç yarım kaldı, geri döndü. Ancak Türkiye, Kemalist Devrim’i tamamla-yarak yükselen yeni Dou uygarlıının, halkçı-devletçi se-çenein öncüleri arasında yer alacaktır.
Avrasya’ya bakınız:
Türkiye, Rusya, ran, Hindistan, Çin… Bu ülkeler, dev-rim birikiminin younlatıı ve hayata geçtii ülkelerdir.
Eski imparatorluklar corafyası, bugün bir devrim corafyasıdır.
Yaayacaız, göreceiz.G
Düzeltme: Geçen sayıda bayazının ilk arabalıa kadar ki bölümü, yazının parçası deil, yazının özetini içe-ren vurgulardır. Dizgi yanlıı nedeniyle okuyucuların baılamasını dileriz.
M
Seçenek vardr:
Dou’dan yükselen uygarlk.
Kamucu, toplumcu ve insancl.
Ve bu seçenek, özellikle Çin’in
kiiliinde herkesin gözünü
kamatryor.
Asya’da Türkiye, Rusya, ran,
Hindistan büyük birikim tayor.
Latin Amerika’da Venezuella,
Bolivya, Brezilya vb. yeni
seçenein filizlendii
alanlardr.
L
4 GAyd›nl›kG15 ŞUBAT 2009
29
Mart 2007’de, duyum-dan ibaret olduu söy-lenen bir ema; dört sayfalık sözde bir belge Genel-kurmay Bakanlıı’na gönderil-di. MT, delil olarak kullanıla-mayacaını 9 Mayıs 2008’de s-tanbul Basavcılıı’na gönderdii yazıda belirtiyor. Bu yazıda MT’e böyle yüz binlerce duyum ulatıı ve bunun da ikaz istihba-ratı olarak Genelkurmay’a gön-derildii belirtiyor. Genelkur-may’a gönderilen 5 sayfalık bu bilgi notunda “Hassaskaynak-tan elde edilmitir. Bilginin kont-rolsüz kullanılması durumunda kaynak zarar görebilir” diyor. MT “hassas kaynaına” göster-dii itinayı emada adı geçenlere göstermiyor.
GENELKURMAY BAŞKANLIĞI: TAKLİTLE İMAL EDİLMİŞ
Genelkurmay Bakanlıı, Mart 2007’den sonra bir yıl, bu tasarlanmı belgeyi dikkate al-madı. Uydurma belge medyaya yansıyınca 18 Temmuz 2008’de Akam gazetesinde çıkan haber
üzerine Genelkurmay bir açıkla-ma yaptı; “Bu tür haberlerde kasıt aramamak mümkün deil-dir” dedi. Genelkurmay Türk milletinin de bu konuda tepki göstermesini istedi.
Yeni Aktüel dergisinde çıkan bir haber üzerine Genelkurmay 2. Bakanı bir açıklama yaptı. Bu açıklamada, “Adı geçen per-sonel hakkında adeta mahkûmi-yet kararı verilmitir” dedi. Ge-nelkurmay, haberde geçen belge-lerin, askeri belgeler taklit edile-rek imal edildiini belirtiyordu.
Tugeneral Metin Gürak da yaptıı açıklamada konunun Er-genekon’la ilgisi olmadıını bil-dirdi.
stanbul 13. Aır Ceza Mah-kemesi, sanıklardan Hikmet Çi-çek’in talebi üzerine konuyu Ge-nelkurmay’a sordu. Bu konuyla ilgili 2 ayrı yanıt geldi. 14 Ocak 2009’daki son yanıtta,
“Egene-ERGENEKON TERTBNN KIRILAN HALKASI
‘Karargâh evleri’ yalanı
çi Partisi Genel Bakan Vekili M. Bedri Gültekin: Tertipçiler, Türk
Ordusu’nu ve çi Partisi’ni suçlamak, bir terör estirmek ve bütün
milleti teslim almak için böylesine mizansenler hazrlamlardr. Öte
yandan bu soruturma, Türkiye’yi, Türk Ordusu’nu ve çi Partisi’ni
hedef alan Ergenekon tertibinin ne olduunun bir kez daha aça
çkmas açsndan son derece hayrl olmutur. Sorgumda bir kez daha
belirttim. çi Partisi’nden arama srasnda “Karargâh evleri”
belgesinin bulunduu iddias gerçek ddr.
kon tipi bir yapılanmaya ait her-hangi bir bilginin Genelkur-may’da bulunmadıı.”söylendi. 29 Aralık 2008’de ise, “MT Ra-porunun 4’üncü sayfasında belir-tilen deerlendirme dikkate alı-narak P hakkında bir ilem ba-latılmamıtır.” deniyor
ASKERİ SAVCILIĞIN SORUŞTURMASI
10 ubat Salı günü, Hava Kuvvetleri Komutanlıı Askeri Savcılıı’nın balattıı “Karargâh evleri” soruturması kapsamın-da, çi Partisi Genel Bakan Ve-kili Mehmet Bedri Gültekin’in de aralarında bulunduu 6 kii göz altına alındı.
Bu arada Fethullahçı basında soruturma kapsamında 5’i subay 23 kiinin gözaltına alındı-ı yalanalındı-ı servis edildi. Bunun üze-rine Hava Kuvvetleri Komutanlı-ı Askeri SavcKomutanlı-ılKomutanlı-ıKomutanlı-ı yazKomutanlı-ılKomutanlı-ı bir açKomutanlı-ık- açık-lama yaparak, “Soruturma kap-samında 10 ubat ve 11 ubat 2009 tarihlerinde stanbul, An-kara ve Balıkesir’de 6 sivil gözal-tına alınmıtır” dedi.
Soruturma kapsamında ilk olarak stanbul Metrocity Alıve-ri Merkezi’nde bir GSM bayisi-ne gidildi. Ozan Ezik adına ka-yıtlı olduu GSM bayisindeki bil-gisayarlar incelemeye alınarak, hard diskleri kopyalandı. Bu es-nada baka bir jandarma ekibi de Ezik’in stinye’deki evine baskın yaptı. Ezik’in evindeki aramalar 22.30’a kadar sürdü. Aramaların ardından Ozan Ezik gözaltına alındı.
Ozan Ezik’e ait adreslerdeki aramalar sürerken baka bir
jan-darma ekibi de stanbul Bey-koz’daki, Kavacık Aydodu Çık-mazı’nda oturan imam brahim Arslan’ın evinde arama yapıyor-du. Jandarma, MT’in hazırladı-ı “Karargâh evleri emashazırladı-ı”nda bir numara olduu ileri sürülen
Arslan’a ait bilgisayarın hard diski ile bazı evraklara el koydu.
brahim Arslan’ın gözaltına alınmasının ardından, Arslan adına kayıtlı cep telefonunun ilk sahibi olan Bekir Çakmak da gözaltına alındı. Çakmak’ın hlas
13 ubat günü çi Partisi Genel Mer-kezi’nde basın toplantısı düzenleyen P Genel Bakan Vekili Mehmet Bedri Gülte-kin özetle unları söyledi:
Ergenekon tertibi bir yanıyla tam bir komediye dönümütür. “Karargâh evle-ri” tertibini tezgâhlayanlar, kendini sa-vunma olanaklarına sahip olmayan, siya-setle ilgilenmeyen, ülkede olup bitenler-den gerçek anlamda habersiz sıradan yurttaları sözde Karargâh evleri örgüt-lenmesinin içinde göstermiler. Bütün bu yurttalar, adeta bir Kafka romanının kahramanları gibi iki gün boyunca neler olup bittiini anlamaya çalıtılar.
Tertipçiler, Türk Ordusu’nu ve çi Partisi’ni suçlamak, bir terör estirmek ve bütün milleti teslim almak için böylesine mizansenler hazırlamılardır. Öte yandan bu soruturma, Türkiye’yi, Türk Ordu-su’nu ve çi Partisi’ni hedef alan Ergene-kon tertibinin ne olduunun bir kez daha açıa çıkması açısından son derece hayırlı olmutur.
Sorgumda bir kez daha belirttim. çi Partisi’nden arama sırasında “Karargâh evleri” belgesinin bulunduu iddiası ger-çek dııdır. Böyle bir belgeden Genel Ba-kanımız bata olmak üzere hiçbir Parti yetkilisinin ve görevlisinin haberi yoktur. “Karargâh evleri belgesi”, “Yargıtay kro-kisi”, “zmir NATO üssü krokisi” ve Ge-nelkurmay Bakanı Sayın Büyükanıt’ın “Balıkesir gezi programı” gibi belge ve CD’ler kesinlikle Parti binalarımızda ara-madan önce yoktu. Açıktır ki arama yapan Güvenlik görevlileri içine sızmı F Tipi örgüt mensupları bu sözde “suç” ka-nıtlarını imal etmiler bazılarını arama sı-rasında Parti binasına, bazılarını ise daha sonra götürülen evrak çuvallarının içine yerletirmilerdir. Be katlı Parti binasın-da, onlarca odada arama yapılırken sade-ce üç arkadaımızın bulunması, isteyen ta-rafından her türlü belgenin ve CD’nin ra-hatlıkla yerletirilebileceini gösterir. zmir Ulusal Kanal Bürosu’nda yapılan aramada ise hiçbir avukatımız içeri girme-sine izin verilmedi. Kendi kendilerine
ara-mayı yaptılar. Oradan da zmir NATO üssüne ait krokiler çıktı.
çi Partisi’nin Türk Silahlı Kuvvetleri-ne ilikin politikası “Karargâh evleri” ya-lanı ile çi Partisi’ne ve TSK mensupları-na kurulan tertibe karı en iyi cevaptır.
çi Partisi, daha 25 Kasım 1999’da al-dıı Bakanlık Kurulu kararında Türk Si-lahlı Kuvvetleri içinde herhangi bir çalı-mayı iddetle reddetmi ve aynen u sap-tamayı yapmıtır:
“Genelkurmay Bakanlıı, yürütme faaliyeti içinde, ulusal güvenliin silahla salanmasından birinci derecede sorumlu komuta makamıdır. Türk Silahlı Kuvvet-leri bünyesindeki herhangi bir yeniden ya-pılanma çalımasının dorudan Genelkur-may Bakanlıı’nın komutası altında ol-ması, tartıılmaz bir ilkedir ve bu kamu faaliyetinin ulusal amaca uygunluu ve meruluu açısından da en temel güvence-dir. Komuta zinciri dıındaki veya hiye-rariyi zayıflatacak yapılanmalar, çıkı noktasında yurtsever amaçlarla açıklansa bile, Ordunun ve Türkiye’nin birliine zarar veren eilimlere kapılma tehlikesini barındırırlar. Dünyanın çeitli ülkelerin-deki tecrübeler, komuta kademesinin de-netimi altında yürütülmeyen denemelerin ordu içinde ordu ve devlet içinde devlet gibi oluumlara yol açtıını göstermitir”.
P GENEL BAKAN YARDIMCISI GÜLTEKN:
F tipinin olmadıı yerde hukuk var
Genelkurmay Bakanl,
Mart 2007’den sonra bir yl,
bu tasarlanm belgeyi
dikkate almad. Uydurma
belge medyaya yansynca
18 Temmuz 2008’de Akam
Gazetesinde çkan haber
üzerine Genelkurmay bir
açklama yapt, “Bu tür
haberlerde kast aramamak
mümkün deildir.”
Holding’te muhasebeci olarak çalıtıı örenildi.
stanbul’da operasyonlar sü-rerken Balıkesir ve Ankara’da da gözaltılar vardı. Soruturma kap-samında aynı gün Balıkesir’deki bir lisede memur olarak çalıan Zeki Akan ile Ankara Etimes-gut’ta oturan ev kadını Münire Ertürk evinden gözaltına alındı. Gözaltına alınan kiiler Ankara l Jandarma Alay Komutanlı-ı’na getirildi.
“TERTİBİNİN EN AHLAKSIZ MALZEMELERİNDEN BİRİ”
Gültekin’in gözaltına alınma-sının ardından 11 ubat günü basın açıklaması yapan çi Parti-si Genel Bakan Yardımcısı Av.
Hasan Basri Özbey, Karargâh evleri yalanının Ergenekon terti-binin en pespaye, ahlaksız ve hain malzemelerinden biri olarak ortaya atıldıını kaydetti. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yönelik yıkı-cı amaçlarla kamuoyu gündemi-ne getirilen uydurma belgenin, ileri sürüldüü gibi Ergenekon savcısı Zekeriya Öz tarafından Genelkurmay Savcılıı’na gönde-rilmediini belirten Özbey, öyle konutu:
“çi Partisi, konuyu Genel-kurmay Bakanlıı’na dilekçeyle bildirmi ve tertibi sergilemitir. Bunun üzerine Zekeriya Öz, Ge-nelkurmay’ın istei üzerine, bu kıkırtıcı tertibin belgesini 9 Temmuz 2008 günü Genelkur-may’a göndermek zorunda kal-mıtır. Belgenin Genelkurmay’a 22 Mart 2008’den 9 Temmuz 2008’e kadar gönderilmemi ol-ması, ihmalle açıklanabilecek bir uygulama deil, suça ortaklık açısından soruturulması gere-ken bir konudur”
Soruturmanın sonuçlanması-nı herkesten önce çi Partisi’nin talep ettiini belirten Özbey, ter-tibin hedefinin Türk ordusunu zayıflatmak olduunu vurguladı.
GÜLTEKİN SERBEST BIRAKILDI
çi Partisi Genel Bakan Ve-kili Mehmet Bedri Gültekin de
ifade vermek üzere gözaltında tu-tulduu Ankara l Jandarma Alay Komutanlıı nezaretinden, 12 ubat günü saat 11’de avu-katları aracılııyla bir açıklama yaptı. Türkiye’nin Amerikan planları kapsamında yasa dıı faaliyetler yürüten F tipi çetenin gerçekletirmek istedii bir dar-beye sahne olduunu belirten Gültekin, “Ancak Türkiye Ame-rikan emperyalizmine ve onun aleti üç buçuk Fethullahçıya tes-lim olmayacaktır” dedi.
Soruturma kapsamında göz-altına alınan çi Partisi Genel Bakan Vekili Mehmet Bedri Gültekin, Bekir Çakmak ve Ozan Ezik Askeri Savcılık sorgularının ardından 12 ubat gecesi; Zeki Alkan, brahim Arslan ve Mümi-ne Öztürk de 13 ubat günü as-keri savcı tarafından serbest bıra-kıldı.
“F TİPİNİN OLMADIĞI YERDE HUKUK ÜSTÜN GELİYOR”
Serbest bırakılmasının ardın-dan çi Partisi’nin Sıhhiye’deki Genel Merkezi’ne gelen Gülte-kin’i çok sayıda çi Partili “Pe-rinçek Çıkacak Hesap Soracak” ve “Yaasın çi Partisi” slogan-larıyla karıladı. Gültekin, “F tipi yapılanmanın etki alanından çıkılan her yerde hukukun üstün geldiini görüyoruz” diye konu-tu. Kendisinin iki savcı tarafın-dan 3 saat süren çapraz sorguya tutulduunu belirten Gültekin, savcıların Karargâh evleri konu-sunda çi Partisi’nin böyle bir eylemi olup olmadıını sordukla-rını kaydetti. Bu sayede F tipi ve iktidar yandaı medyanın, çi Partisi’ni karalamak amacıyla at-tıı bütün çamurları anlatmak imkanı bulduklarını söyleyen Gültekin, “çi Partisi, Türk Si-lahlı Kuvvetleri’nin hiyerarik di-siplini içinde birlii ve bütünlü-ünü savunur. Partimiz bu görü-ü 1999’da en görü-üst organı tarafın-dan karara balamıtır” dedi. “Böylece, geçen Temmuz ayında gündeme getirilen ve son bir aydır F tipi medya tarafından ıs-rarla gündemde tutulan, Türk Si-lahlı Kuvvetleri ve çi Partisi’ni töhmet altında bırakan kampan-yanın da yalan olduu ortaya çıkmıtır.” G
Lçi Partisi Genel Bakan Yardmcs Av. Hasan Basri Özbey: çi Partisi, konuyu Genelkurmay Bakanl’na dilekçeyle bildirmi ve tertibi sergilemitir. Bunun üzerine Zekeriya Öz, Genelkurmay’n istei üzerine, bu kkrtc tertibin belgesini 9 Temmuz 2008 günü Genelkurmay’a göndermek zorunda kalmtr. 6 GAyd›nl›kG15 ŞUBAT 2009
“Arama yapan Güvenlik
görevlileri içine szm F
Tipi örgüt mensuplar bu
sözde ‘suç’ kantlarn imal
etmiler bazlarn arama
srasnda Parti binasna,
bazlarn ise daha sonra
götürülen evrak
çuvallarnn içine
yerletirmilerdir.”
AV. HASAN BASR ÖZBEY
Ergenekon tertibi! ABD’nin BOP uygu-lanmasında, direnecek güçleri ortadan kaldırma operasyonu! Yani Türk Milleti-nin karşılaştığı yaşamsal bir tehlike! Cum-huriyet tarihinin en kapsamlı tertibi! Olay bu yanıyla şaka kaldıramayacak kadar ciddi ve önemli. Ama yaşananların göz ardı edilemeyecek bir boyutu da işin ko-mediye dönüşmüş olması.
Evet, Ergenekon ihanet içindeki güç-lerin tertibi. “Hainler aptal olur” diye boşuna söylenmemiş. Hainlerin aptallık-ları işin komedi yanına ciddi katkı sunu-yor. Ergenekon tertibinde yaşanan son olaylar bunun en iyi örneği...
HASSAS KAYNAĞIN YARATTIĞI ÖRGÜT F tipi medya tertip merkezinin güdü-münde uzunca bir süre “karargâh evle-ri” kampanyası yürüttü. Son bir aydır tekrar düğmeye basıldı, Yeni Şafak’tan Taraf’a, Zaman’dan Radikal’e yine man-şetleri süslemeye başlamıştı.
Öğreniyoruz ki, MİT, birçok benze-rinde olduğu gibi “hassas kaynaktan”(!) gelen bilgileri bir şema ile süslemiş. Şe-macılar, bütün hünerlerini ortaya koyup şemaya bir sürü ilgisiz isim yazmışlar. Al sana bir örgüt. Hem de ne örgüt.
İmam mı ararsın; var! Örgütün lideri! Subay mı ararsın; O da var, kurma-yından öğrencisine!
Alevi Dedesi de var! İŞÇİ PARTİSİZ OLMAZ Peki ya İşçi Partisi?
Olmazsa olmaz! Böyle bir örgüt İşçi
Partisiz olur mu? Kim inanır olmazsa? O zaman yazalım İşçi Partisi’nden 5-10 kişi, inansın buna her saf kişi!
Ham istihbaratmış, kanıt yokmuş, bil-giler doğrulanmamışmış… Ne gam! Şema çizildi ya, yeter!
MİT, MŞT OLMUŞ
Görünen o ki Milli İstihbarat Teşkila-tı, şema üretim merkezi olmuş! Bakarsı-nız, AB İlerleme Raporlarında “MİT’in adını MŞT (Milli Şema Teşkilatı) diye de-ğiştirin” talimatı geliverir. Çok görme-mek lazım. Bu talimatlarla Milli Güvenlik Kurulu gibi Cumhuriyet’in birçok temel kurumunun içi boşaltılıp, işlevleri yok edilmedi mi?
Bağımsızlık ve egemenliğimizin ayak-lar altına alındığı, Atatürk Cumhuriye-ti’nin yıkıldığı koşullarda, ülkemize yöne-len dış yıkıcı saldırıları önleyici istihbarat yapması gereken MİT’e ne lüzum kalır. O’nun görevi de şema çizmek olur!
ŞEMA SERVİSTE
Ardından bu şema “işin aciliyetine bina-en” 28 Mart 2007 tarihinde Genelkurmay Başkanlığı’na gönderilir. Hassas kaynağın müthiş istihbaratına göre “İşçi Partisi Alevi yurttaşlarla birlikte Türk Ordusu içinde gizli örgütlenmeler yapıyor”muş…
Türk Ordusu’nun birlik ve disiplinin-den birinci derecede sorumlu Genelkur-may Başkanlığı, haklı olarak, derhal önce idari ardından adli soruşturma başlatmış.
KARARGAH EVLERİNİN KUŞLARI İşin hukuksal seyri bir yana, örgüt şe-ması gelmiş beş sade yurttaş ile İşçi Partisi Genel Başkan Vekili Mehmet Bedri Gülte-kin’e dayanmış. Askeri savcılar ifadelerini almak zaruretini duyunca, hazır bulundu-rulmaları için sabah dokuzda polise gön-dermişler yazıyı. Polis yoğun işleri arasında ancak akşamın sekizinde ulaşabilmiş Sayın Gültekin’e… Akşam saatinde ifade alın-ması mahir polislerin “özverili” (!) çalışma-sıyla imkânsız hale gelmiş.
Beş vatandaş Hamdi ile Gültekin’in ifadelerinin alınması kalmış ertesi güne.
ÖRGÜTÜN İLK TOPLANTISI
Örgüt militanları reisleri İmam
İbra-him A. başkanlığında toplanmışlar! Örgütün ilk toplantısı! Hem de top-lantı İl Jandarma Alay Komutanlığı’nda!
Toplantı mekânının kapısında subay-lar, askerler nöbette.
Kolay mı, Ordu içinde örgütlenen “Karargahevleri Örgütü”nün toplantısı!
Örgütün üyelerine bakın! Tanıyın da yüreğinize korku salınsın!
Başkan İmam İbrahim A. Karacaah-met Mezarlığı’nda cenaze yıkar, ekmeği-ni kazanır!
Panik atak rahatsızlığı nedeniyle ne-zarethanenin hücresine konulamayan, hizmetli olduğu ilkokulda emekliliğine gün sayan Balıkesir’den Zeki A.! Dakika da bir, “ben neden buradayım” deyip, toplantıdan bir an önce ayrılmak iste-yen!
Bir şirkette muhasebeci olarak çalı-şan Bekir Ç.! Kafasındaki “neden”lere yanıt arayan ve serbest bırakılıncaya kadar yanıt bulamayan!
İstanbul’dan Ozan! İki günde tik sa-hibi olan genç delikanlı! Politika mı? O da ne?
Bir diğeri, belki de en tehlikelisi: An-kara’nın bir kenar mahallesinden başı örtülü, torun sahibi Münire Hanım! Çat pat okuyup yazma bilen ama adına 39 cep telefonu bulunan! Kadere bakın ki hiçbirine sahip olup da evlatlarını arayıp, konuşması nasip olmayan…
Hepsinin kafasında bir tek soru var: Ne oldu, ben niye buradayım?
Son örgüt mensubu: İşçi Partisi Genel Başkan Vekili Mehmet Bedri Gültekin! Orda durmak lazım!
Örgütün beş üyesi, Gültekin’i görün-ce doğaüstü bir varlık görmüş gibi şaşkın ve merakla bakıyorlar!
Hepsi Gültekin’e soruyorlar; “Biz neden buradayız?” Cevap: “Siz kurban-sınız. Atatürk Cumhuriyeti’ni yıkma sal-dırısının kurbanları!”
Saatler gece yarısını gösterdiğinde Bay HUKUK hükmünü veriyor ve top-lantı sona eriyor. Ve böylece bir toplan-tılık ömrü sona eriyor Karargâh evleri örgütünün! Üyeler şaşkın halde evleri-ne nasıl döevleri-neceklerini düşünürken hala soruyorlar: “Biz neden geldik bura-ya?”G
Ergenekon kumpanyasında son harika:
Her kuşa bir “karargâh evi”
8 GAyd›nl›kG15 ŞUBAT 2009
GZEM ERTURUL KOÇ
E
rgenekon davasının 10 u-bat’ta yapılan 51. duruma-sında, sanıklardan OktayYıldırım, Ümraniye’de ele geçiril-dii iddia edilen ve Ergenekon operasyonuna dayanak yapılan bombalarla ilgili önemli açıkla-malarda bulundu.
Oktay Yıldırım, ele geçirildii iddia edilen bomba ve fünye sa-yısının bütün tutanaklarda birbi-rinden farklı olduunu, bomba-ların seri numarabomba-larının dahi bir-birini tutmadıını belgeleriyle anlattı. Yıldırım, “imha ilemi-nin aslında yapılmadıı” yönün-deki üpheleri de, yine tutanak-lardan yola çıkarak dile getirdi.
ÜMRANİYE’DE BULUNDUĞUNA DAİR GÖRÜNTÜ YA DA FOTOĞRAF YOK
Dava dosyasında, söz konusu
bombaların Ümraniye’deki gece-konduda bulunduuna dair hiçbir kamera kaydı veya fotoraf bulun-muyor. mha öncesi ve imha son-rası çekildii iddia edilen fotoraf-lar da, bombafotoraf-ların bulunmasın-dan 20 ay, davanın balamasınbulunmasın-dan 3 ay sonra Mahkeme’ye gönderil-di. Oktay Yıldırım, konumasına, balamı bir dava ile ilgili delillerin alıkonmasının suç olduunu hatır-latarak baladı.
BÜTÜN TUTANAKLARDA ORTAK OLAN BİR TEK BOMBA VAR
ddianamede, dava için ba-langıç noktası olduu belirtilen 27 adet bomba gövdesi ve fünye-den bahsediliyor. Oktay Yıldırım ise, mevcut tutanakları ve yeni gönderilen fotorafları inceleye-rek, birbirinden farklı numaralar taıyan 36 fünye ve 35 bomba gövdesi olduunu saptamı. Her bir tutanaktaki ve fotoraf gru-bundaki bombalar büyük oranda Mevcut tutanaklar ve yeni gönderilen fotoraflardan çkan sonuç: Birbirinden farkl numaralar tayan 36 fünye ve 35 bomba gövdesi var. Bütün tutanaklarda deimeksizin yer alan sadece 1 bomba ve 19 fünye bulunuyor.
OKTAY YILDIRIM, TUTARSIZLIKLARI TEK TEK BELGELERYLE AÇIKLADI
Ümraniye bombaları
tertipçilerin elinde patladı!
Bombalarn saylar ve numaralar her tutanakta deiiyor. mha
edildiklerine dair tutanak düzenlendikten 1 ay sonra, TEM ube
Müdürlüü’ne sapasalam teslim edildiklerine dair ayr bir tutanak
hazrlanm. Dava dosyasnda, Emniyet ile imha alannn asayi
sorumlusu Jandarma arasnda bir yazma da bulunmuyor...
Oktay Yldrm, Ümraniye bombalar tertibini belgeleriyle aça çkard.
birbirinden farklı. Deimeksizin bütün tutanaklarda yer alan sa-dece 1 bomba ve 19 fünye bulu-nuyor.
Oktay Yıldırım, olay tutana-ında, inceleme raporunda ve imha tutanaında yazan bomba numaralarının karılatırmasını yaparak öyle dedi: “mha edildi-i edildi-iddedildi-ia ededildi-ilen bombaların tama-mı, ele geçirildii iddia edilen bombalardan olumamaktadır. Veya inceleme raporundaki bombaların bir kısmı, ele geçiril-dii iddia edilenler deildir.”
BOMBALARIN SAYISI HER “BELGE”DE FARKLI!
Her tutanak ve fotoraf gru-bundaki sayılar da birbirinden farklı:
-mha öncesi çekildii iddia edilen fotoraflarda 27 fünye ile
9 bomba gövdesi görülüyor. -mha tutanaında, 27 adet bomba gövdesi ve aynı sayıda fünyenin imha edildii; 18 adedi MKE yapımı, 2 adedi Amerikan RFX markalı olmak üzere 20 adet el bombasının maa ve gövde kısmının Terörle Mücade-le ube Müdürlüü’ne teslim edildii yazıyor.
-mha sonrası çekildii iddia edilen fotoraflarda ise 28 fünye ve 27 bomba gövdesi olduu gö-rülüyor.
Bir baka deyile; bomba imha uzmanları “27 bomba ve fünye imha ettik, bunlardan 20’sini TEM’e verdik” diyor. Emniyet Müdürlüü ise; “27
fünye ile 9 gövde imhaya götü-rüldü, 28 fünye ile 27 gövde geri getirildi, ite fotorafları” diyor! Oktay Yıldırım, fotoraflar-daki bir baka çelikiye de dikkat çekti: mha öncesi fotoraflar arasında 18 adet MKE yapımı bomba gövdesi yok. Ancak imha sonrası fotoraflar arasında, 18 adet bomba gövdesi görülüyor. Yıldırım, bu bombaların imha-dan önceki varlıkları ve durum-larının aibeli olduunu söyledi.
BOMBALAR DİRİLMİŞ VE DOĞURMUŞ!
mha tutanaına göre, bom-balar 26 Haziran 2007 tarihinde imha edilmi. imdi dikkatleri,
mha öncesi fotoraflar arasnda 18 adet MKE yapm bomba gövdesi yok. Ancak imha sonras fotoraflar arasnda, 18 adet bomba gövdesi görülüyor.
Bomba imha uzmanlar “27
bomba ve fünye imha ettik,
bunlardan 20’sini TEM’e
verdik” diyor. Emniyet
Müdürlüü ise; “27 fünye
ile 9 gövde imhaya
götürüldü, 28 fünye ile 27
gövde geri getirildi, ite
fotoraflar” diyor!
imha ileminden 1 ay sonra, 24 Temmuz 2007 tarihinde düzenle-nen bir baka tutanaa çekelim. Altında 2 polis memuru ile 2 bomba uzmanının imzası bulu-nan Teslim Tesellüm Tutana-ı’nda, bombaların TEM ube Müdürlüü görevlilerine teslim edildii bildiriliyor! Bir ay önce imha edilen bombalar dirilmi! Ayrıntıları, bombaların sahibi ol-makla suçlanan Oktay Yıldı-rım’ın anlatımıyla aktaralım:
“Öldükten sonra dirilen bu bombalar, aynı zamanda dou-rarak 27 maa ve 20 gövde
sayı-sına ulamıtır. Düününüz, imha edenler 20 fünye ve 20 gövde iade ediyor, ama bir ay sonra 27 maa ve 20 gövde ola-rak yeniden diriliyorlar!”
BULANLAR, İNCELEYENLER VE İMHA EDENLER AYNI, DİRİLTENLER FARKLI
Tutanaklardaki bir dier önemli ayrıntı, altlarındaki imza-lar. Tutanakları imzalayan gö-revlilerin kod numaralarından anlaıldıı üzere, bombaları bu-lanlar, inceleyip bilirkiilik ya-panlar ve imha edenler aynı kii-ler. Bir tek, imha edilmi
bomba-ların diriltildii tutanakta baka görevlilerin kod numaraları ve imzaları bulunuyor.
ETKİSİZ HALE GETİRİLEN BOMBALAR TEHLİKELİ OLMAYA BAŞLIYOR!
Tutarsızlıklar bunlarla da bit-miyor. Olay tutanaından, bom-baların, bulundukları iddia edi-len gecekonduda “tehlike arz et-meyecek ekilde etkisiz hale geti-rildii” anlaılıyor. Ancak bu tu-tanaın düzenleniinden birkaç saat sonra, “tehlikeli” oldukları gerekçesiyle imha kararı alınıyor ve bu karardan 14 gün sonra da -tutanaklara göre- imha ediliyor. Üstelik imha eden personel ara-sında, bombaları, bulunduu iddia edilen evde etkisiz hale ge-tirenlerden biri de bulunuyor!
BOMBALAR, ELE GEÇİRİLDİKTEN 50 DAKİKA ÖNCE KARAKOLA
TESLİM EDİLMİŞ!
Bombalarla ilgili tutanaklar
incelendikçe, aibe de giderek ar-tıyor. Öyle ki bomba sayıları ve seri numaralarındaki çelikiler yetmezmi gibi, bombaların bu-lunduu iddia edilen saat de her tutanakta birbirinden farklı!
Bomba uzmanlarının gece-konduda düzenledii olay tuta-naına göre, bombalara el koyma saati 20.30. Ancak Asayi Büro ekiplerinin tutanaına göre, bombalar 19.40’ta karakolda! Üstelik 19.40’ta düzenlenen bu tutanakta, 50 dakika sonra dü-zenlenecek olan olay tutanaına atıfta bulunuluyor!
Öte yandan Teslim Tesellüm Tutanaı’nda 18.30 olarak belir-tilen el koyma saati, tutuksuz sanık Ali Yiit’in Mahkeme’deki ifadesine göre ise 16.00
SAVCILARIN KUSURSUZ HEDEF TARİFİ
Ümraniye operasyonunun, Trabzon l Jandarma Komutanlı-ı 156 hattKomutanlı-ına yapKomutanlı-ılan bir ihbar üzerine gerçekletirildii söyleni-yor. ddianamenin 33. sayfasın-da nakledilen ihbarsayfasın-da, gecekon-dunun adresi ayrıntılarıyla akta-rılıyor; “önünde büfe var”, elek-trik direinin yanında, “Mithat Paa Caddesi ile Samanyolu Cad-desi’nin birletii sokakta”, “Kardak balıkçısının yanında” gibi ifadeler kullanılıyor. ddia-namede aktarılan ihbarda ayrıca, “bombaları bir astsubayın temin ettii” yazıyor. ddianamedeki ihbarı, Trabzon l Jandarma Ko-mutanlıı’nın gönderdii ihbar metniyle karılatıran Oktay Yıl-dırım, metinde ayrıntılı yer tarifi-nin ve bombaları kimin sakladı-ı, kimin temin ettii gibi bilgile-rin yer almadıını da saptamı.
İKİ AYRI İMHA YÖNTEMİ VE DOSYADAKİ EKSİKLER
Oktay Yıldırım’ın bundan sonra anlattıkları, bombaların as-lında imha edilmedii yönündeki üpheleri daha da güçlendiriyor.
mha sonrası fotoraflardan anlaıldıı üzere, bombaların ba-zıları pimleri çekilerek, baba-zıları da fünyeleri kesilip alınarak imha edilmi. Yıldırım soruyor: “Eer bombalar, aynı gün, aynı yerde, aynı kiiler tarafından imha edildiyse neden iki farklı imha yöntemi kullanılmı?”
Ayrıca, imha tutanaında fünyeler ile bomba gövdelerinin ayrı ayrı imha edildii anlatılı-yor. Ancak, imha ilemi için ne
tür ve ne miktar patlayıcı madde kullanıldıına dair bir belge veya sarf raporu dava dosyasında bu-lunmuyor.
JANDARMA’YA DA SAĞLIK EKİBİNE DE HABER VERİLMEMİŞ
mha ilemine ilikin dava dosyasındaki eksikler bununla da sınırlı deil.
Tutanakta bombaların “mes-kûn mahal dıında imha edildi-i” yazıyor. “Meskûn mahal dıı” olarak tanımlanan bölge-nin, Jandarma’nın asayi sorum-luluunda olduunu belirten Yıl-dırım, imha ilemlerinde, ilemin gerçekletirilecei bölgenin kol-luk kuvvetine haber vermenin zorunlu olduunu anlattı. Ancak dava dosyasında Emniyet ile Jan-darma arasında böyle bir yazı-ma bulunmuyor.
mha ilemlerinde haber veril-mesi gereken bir dier kurum da l Salık Müdürlüü. Çünkü imha alanına bir salık ekibi ça-rılması gerekiyor. Ancak dava dosyasında, salık ekibinin de imha ilemi sırasında hazır bu-lunduunu ve ileme tanık oldu-unu gösteren bir tutanak yok.
“ÜMRANİYE BOMBALARI İMHA EDİLMEDİ”
Oktay Yıldırım, imha ilemi-nin kimseye bildirilmeden yapıl-mı olmasını öyle açıkladı: “Bu ilemin gizlice yapılmasının tek sebebi olabilir; Böyle bir ilem yoktur! Bu sayede, olmayan bombalar gizlice imha edilmi gibi yapıldıı için, küllerinden di-rilmitir ya da tertibin bu kısmın-dan haberi olmayan bu personel, kazayla o tutanaı tutmutur.”G
BOMBA GÖVDES
FÜNYE
MHA ÖNCES FOTORAFLAR 9 (18 adet MKE yapm
gövde nerede?)
27
MHA TUTANAI
27 (20’si iade edilmi,
7’si kayp)
27 (20’si iade edilmi,
7’si kayp)
MHA SONRASI
FOTORAFLAR
27
28
mha tutanana göre,
bombalar 26 Haziran 2007
tarihinde imha edilmi. 24
Temmuz 2007 tarihli Teslim
Tesellüm Tutana’nda ise,
bombalarn TEM ube
Müdürlüü görevlilerine
teslim edildii bildiriliyor!
Bir ay önce imha edilen
bombalar dirilmi!
Bombalarn imhasna
ilikin, dava dosyasndaki
eksik belgeler:
-mha ilemi için ne tür ve
ne miktar patlayc madde
kullanldna dair belge
veya sarf raporu
-Bombalarn imha edildii
iddia edilen alann asayi
sorumlusu Jandarma ile
Emniyet arasnda yaplmas
gereken yazma
-mha alanna salk
ekibinin de çarldn ve
ekibin imha srasnda hazr
bulunduunu gösterir belge
12 GAyd›nl›kG15 ŞUBAT 2009
E
rgenekon davasının 50 ve51. durumalarında çi Partisi Merkez Karar Kuru-lu (P MKK) üyesi Adnan Akfı-rat’ın savunma ve sorgusu yapıl-dı. Aynı zamanda Ulusal Kanal Yönetim Kurulu üyesi olan Akfı-rat, MT’in “Ergenekon örgütü” emasını deerlendirdi. MT’in hazırladıı emanın altındaki “Tuncay Güney’in verdii bilgi-lerden hazırlandı” notunu hatır-latan Akfırat, “Kimse Tuncay Güney’in arkasına saklanıp ema yapmanın sorumluluundan kur-tulamaz. MT, ulusal güvenlii salamakla görevli Türk Silahlı Kuvvetleri’ni, devlet kurumlarını hedef alıyor. Böyle bir ema ha-zırlamak suçtur. MT görevdeki Genelkurmay Bakanı Hüseyin Kıvrıkolu’nu yasa dıı oluum içinde göstermitir. Genelkur-may Bakanı’nı böyle bir emadagöstermek suçtur” dedi.
1998 yılında Org. Hüseyin Kıvrıkolu’nun Genelkurmay Bakanı olmasının ardından ABD’nin Türk Ordusu’na karı cepheden taarruza baladıını belirten Akfırat, MT emasıyla balayan tertibi öyle anlattı:
“O ŞEMA NAKŞİBENDİ MÜRİDİNİ ÇANKAYA’YA ÇIKARDI”
“Ergenekon belgelerinde yer alan suçlamalar Tuncay Güney mülakatı ile 2001 Mart’ında kayda geçirildi. Bu mülakat ve ‘MT eması’ el altından kullanıl-dı.
“O günleri hatırlayalım. ABD Irak’a saldıracak ve Ecevit hükü-meti de buna karı çıkıyor. Ge-nelkurmay Bakanı Hüseyin Kıv-rıkolu, Dıileri Bankalıı’yla birlikte Amerika’nın Irak’a mü-dahalesine karı bir çalıma grubu kurdu. Kıvrıkolu’nun ba-ında bulunduu ve Orgeneral Yaar Büyükanıt’ın da içinde yer aldıı ‘çalıma grubu’ Irak’ın ku-zeyinde güvenlik bölgesi kurmak istiyordu. Türkiye’nin bu kararlı-lıını bertaraf etmek için bu ter-tip düzenlendi. Kıvrıkolu,
Ge-nelkurmay Bakanlıı’na öneri-len Hilmi Özkök’ü istemiyordu. Kıvrıkolu, Özkök’ün Genelkur-may Bakanı olması halinde Tür-kiye’de ‘güvenlik sorunu’ yaaya-caını belirtiyordu. te bu ema Hilmi Özkök’ün Genelkurmay Bakanı olması için yapıldı. Özkök Genelkurmay Bakanı oldu ancak iler bitmedi. O ema olmasaydı bugün Çankaya’da Nakibendi müridi oturamaya-caktı. BOP Ebakanı babakan-lık koltuunu igal edemeyecekti.
“Biz de çi Partisi olarak bu suçun savcısıyız, takipçisiyiz. Bu suçları yargılayacaız. 2455 sayfa iddianamede 3 Genelkur-may bakanı ve 3 Jandarma Genel Komutanı suçlanıyor, ancak Hilmi Özkök övülüyor. Bu olgu, emanın kimler tarafın-dan hazırlandıını, iddianamenin kimler tarafından yazıldıının kanıtıdır. u anda ema terörü yaanmaktadır. Tertibi düzenle-yenler emanın açılmasını istemi-yor. Niçin? Çünkü, tertip açıa çıkacak, millet aydınlanacak ve tertipçiler yargılanacak.”
ŞEMA HİLMİ ÖZKÖK’ÜN CEBİNDE
MT’in, emayı 10 Temmuz 2003’te dönemin Genelkurmay Bakanı Orgeneral Hilmi Öz-kök’e yolladıını bildirmesine karın, Genelkurmay Bakanlı-ı’nın mahkemeye “emanın bu-lunamadıı” biçiminde açıklama yaptıını hatırlatan Akfırat, “Mektup deil ki Hilmi Özkök cebine koyup götürmü olsun. MT’in ‘güvenlik açısından sa-kıncalı’ olduunu belirttii ema-yı Özkök cebine koymu götür-mü. Böyle bir devlet idaresi olur mu” diye sordu.
Hilmi Özkök’ün bu ema ile özel iliki içine girdiini belirten Akfırat “emayı hazırlamak, alıp cebine koyup götürmek, devlete karı suçtur” dedi.
ÇUVAL-ŞEMA-2 SAYFA 9 MADDELİK SÖZLEŞME
ABD’nin Ergenekon
operas-P MKK ÜYES ADNAN AKFIRAT SAVUNMASINI YAoperas-PTI
MİT’in şeması suçtur!
Savunmasnda Türkiye’deki gladyo örgütlenmesini ayrntlaryla anlatan
Adnan Akfrat, 2003’teki MT yönetiminin “Ergenekon örgütü” emas
hazrlamasnn suç olduunu söyledi. emann 2001’de yapldn ve
ilk hedefin Org. Kvrkolu olduunu belirten Akfrat, “ema sayesinde
Hilmi Özkök Genelkurmay Bakan oldu, Nakibendi müridi Çankaya’ya
çkt, BOP Ebakan babakanlk koltuunu igal etti” dedi.
“Mektup deil ki Hilmi
Özkök cebine koyup
götürmü olsun. MT’in
‘güvenlik açsndan
sakncal’ olduunu belirttii
emay Özkök cebine
koymu götürmü.
Böyle bir devlet idaresi
olur mu”
yonu ile 1 Mart tezkeresinin hın-cını aldıını belirten Adnan Akfı-rat, tezkerenin TBMM’den geç-memesi, 10 subayımızın baına çuval geçirilmesi ve Abdullah Gül’ün ABD ile yaptıı 2 sayfa 9 maddelik anlamayla Ergenekon operasyonunun balantılı oldu-unu anlattı:
“MT, Ergenekon emasını 10 Temmuz 2003 tarihinde Ge-nelkurmay Bakanı olan Hilmi Özkök’e yolluyor. Ne zaman? Süleymaniye’de Türk subayları-na çuval geçirilmesinden 6 gün sonra. Çuval olayı ile Ergenekon balantılıdır. Abdullah Gül, ABD ile 2 Nisan 2003’te 2 sayfa 9 maddelik gizli anlama yapı-yor. Amerika anlamada TSK’nın Irak’ın kuzeyinden çe-kilmesini istiyor. Gül anlaıyor ancak TSK buna uymuyor. 4 Temmuz’da da 10 subayımızın baına çuval geçiriliyor. Subayla-rımızın kafasından bu çuval çıka-rıldı ama o çuval hâlâ Genelkur-may Bakanı Hilmi Özkök’ün kafasındadır.”
ULUSAL KANAL, AKP GRUBUNU RÜZGAR YEMİŞ BAŞAK TARLASI GİBİ
DALGALANDIRDI
Savunmasında Ulusal Ka-nal’ın milli televizyonculuun yüz akı olduu kaydeden Akfı-rat, “Ulusal Kanal, ABD’nin bir türlü hazmedemedii 1 Mart tez-keresinin reddedilmesinde hayati ilev görmütür. Bu davada hu-zurunuzda olmamın nedenlerin-den biri de, 1 Mart tezkeresinin ret edildii dönemde Ulusal Ka-nal’ın genel müdürü olmamdır” dedi. Adnan Akfırat o dönem AKP Genel Bakanı Yardımcısı olan Erturul Yalçınbayır’ın, 1 Mart tezkeresinin reddedilmesin-de Ulusal Kanal’ın oynadıı rolle ilgili yaptıı sözlerini aktardı. Yalçınbayır öyle demiti:
“Sayın Abdullah Gül AKP grubunu toplayıp ikna ediyordu, Ulusal Kanal izleyince, grup rüz-gâr yemi baak tarlası gibi dal-galanıyordu. Türkiye, Ulusal Ka-nal’a teekkür borçludur.’
Akfırat, tezkereden bir gün önce Tayyip Erdoan’ın AKP Grubu’nda “Hayır derseniz Dou Perinçek’e oy vermi olur-sunuz” dediini belirtti. G
Ulusal Kanal zmir Temsilcisi Hayati Özcan:
Aramada büroya alınmadık
Ulusal Kanal zmir Temsilcisi Hayati Özcan iddaanamede kendisinde bulunduu, zmir’deki NATO üssüne yönelik bir saldırı ve provakosyon yapılması için hazır-landıı söylenen krokinin gerçei yansıtmadıını belirtti. çi Partisi olarak kime karı yapılırsa yapılsın her türlü provakasyona karı
dur-duklarını anlattı.
Özcan operasyon çerçeve-sinde Ulusal Kanal zmir Temsilcilii’nin aranması sır-sında kanunlara ve hukuka aykırı hareket edildiini, arama sırasında büroya alınmadıını açıkladı. Özcan “Bu dava Tür-kiye’nin ulusalcı güçlerine yapılmı bir sabotajdır” dedi. Özcan 2001 yılından beri Ulusal Kanal zmir temsil-cisi olduunu, bu dönemde 1600 haber yaptıını
anlattı.
‘Tuncay Güney gitti, belge imalatı bitti!’
Davanın 51. durumasında, Adnan Akfırat’ın çapraz sorgusu-nun ardından avukatları savunma yaptılar. Ergenekon belgelerinin tarihlerine dikkat çeken Av. Osman Aydın ahin, unları söyledi: “Ergenekon’un temel belgesi olduu ileri sürülen “Yeniden Ya-pılanma” belgesinin tarihi 29 Ekim 1999, “Lobi” belgesinin tarihi Aralık 1999. Bu temel dokümanların dıında yaklaık 40 adet ör-gütsel doküman ele geçirildii iddia edilmektedir. ddianamenin 64. sayfasında belgelerin 1999-2000 yılları içinde hazırlandıı tes-piti yapılmıtır. Sadece Ulusal Medya 2001 belgesinin yazımı 2001 yılına sarkmı görünüyor.
“Örgüt belgelerinin 1999-2001 yılları arasında yazıldıı belir-tildiine göre, örgüt bu tarihten sonra kendini fesih mi etti? Ne oldu da 2001 yılından sonra belge yazılmadı? Tuncay Güney’in ABD’ye 2001 yılında gittiini hatırlatırım. Tuncay Güney gitti, do-küman imalatı bitti!”
Av. ahin, Savcıların Akfırat hakkında somut bir delil göster-meksizin “kuvvetli suç üphesi” taıdıını iddia ettiklerini hatırla-tarak, öyle dedi: “ddia makamının ve Mahkeme heyetinin hâlâ daha kuvvetli suç üphesi varsa, tekrar çapraz sorgu yapılsın. Tu-tukluluk halinin devamını düündüren her ey sorulsun. Yok eer kuvvetli suç üphesi kalmadıysa, tahliye talep ediyoruz.”
Av. Zerrin Öztürk de, parti faaliyetleri nedeniyle Adnan Akfı-rat ve dier çi Partisi yöneticilerine yöneltilen suçlamaları kabul etmediklerini belirterek, P yöneticileri hakkındaki davanın ayrıla-rak, Anayasa Mahkemesi’ne gönderilmesini istedi.
14 GAyd›nl›kG15 ŞUBAT 2009
P Basn Bürosu Bakan Hikmet Çiçek:
Karargâh evleri de MİT uydurması
çi Partisi Basın Bürosu Ba-kanı Hikmet Çiçek 12 ubat günü yaptıı savunmada, id-dianamede kendisine yöneltilen “Karargâh evleri yöneticisi oldu-u” ve “bu evler ile çi Parti-si’nin Türk Silahlı Kuvvetleri içinde örgütlenme yaptıı”id-dialarına cevap verdi. ddianın hiç bir delili olmadıını belirten Çiçek, “Karargâh evleri Türk Si-lahlı Kuvvetlerini yıpratmak için kurgulandı” dedi. Çiçek öyle konutu: “P Basın Bürosu Ba-kanıyım, gazeteci ve yazarım. Kendimi bildim bileli çi Partili-yim. Bütün devrimciler gibi, Par-tim dıında bir otorite tanımam, 1 numara, 2 numara bilmem. d-dianamede MT’in gönderdii Karargâh Evleri emasında adım geçiyor. MT’in uydurmasıdır. TSK’yı yıpratmak için uydurul-mutur. nanıyorum ki bu soru-turma birkaç gün içinde takipsiz-likle sonuçlanacaktır. ddiana-medeki emada adı geçen subay-larla P arasında bir irtibat bu-lunduuna dair hiçbir delil yok-tur.”
“İP TARİHİ, TERÖR ÖRGÜTLERİYLE MÜCADELE TARİHİDİR”
Hikmet Çiçek, ddaaneme’de Ergenekon’un bir çatı örgütü ol-duunun, PKK, HZBULLAH, DHKP/C, BDA-C gibi örgütleri yönettiinin öne sürüldüünü belirterek “Bu iddiayı tanımlaya-cak bir sıfat bulamıyorum” dedi.
Çiçek öyle konutu:
“Hizbullah tipik bir gladyo örgütlenmesidir. PKK’ya karı Türkiye’yi istikrarsızlatırmak için kullanılmıtır. 2000’e Doru dergisinde Hizbullah’ın Çevik Kuvvet’te eitildiini haberletir-dik. Bunu üzerine Diyarbakır büro sorumlumuz Halit Güngen öldürüldü. Hizbul-kontra sözü bize aittir. Hizbullah’ın liderinin Hüseyin Veliolu olduunu ilk biz yazdık, 1993 yılında ilk ve tek fotorafını biz yayınladık smet Sezgin ‘evet vardır’ dedi-inde 1993’te Hizbullah’ın Gü-neydou’da iledii cinayetler 178’i bulmutu. P’nin 40 yılı Hizbullah’la, PKK’yla, Dev-Sol’la, terör örgütleriyle mücade-leyle geçti.
“Ergenekon Davası Türki-ye’nin varlık yokluk kapıması, ölüm kalım savaıdır. Türkiye Türkiye olarak kalacaksa ya bu gladyo tasfiye edilecek ya da Türkiye daılacak. Ulusal Kuv-vetler bu hesaplamadan galip çıkacaktır.”
“PKK TASFİYE EDİLECEK DENİYORDU, TASFİYE EDİLEN TSK’YMIŞ”
“Bu davanın özü TSK’ya dar-bedir. Tasfiye hareketidir. Türki-ye’nin en vatansever seçkin in-sanları ayıklanır gibi tutuklanı-yor. Gazeteler ‘Türkiye Amerika ile anlatı PKK tasfiye edilecek’ diye yazıyordu. Ama tasfiye edi-len TSK imi. Emniyet stihbarat ube Bakanı Ramazan Akyürek 2007’de ‘Hedefimizde ulusalcı-lar var’ dedi. Emniyet ulusalcılıı suç ilan etti. Vatansever Terö-ristler diye yeni bir suçlu imal edildi.Gözaltına alınan askerler hayatlarını PKK ile mücadeleye adamı kiilerdir. Beraat edecek-lerdir. Ancak bu soruturma si-cillerine ilenecek ve terfi etmele-ri önlenecektir. Vatanseverlik suç olarak görülürse ortada ordu mu kalır? Ordunun paspas gibi çinenmesine izin vermeyiniz. Bu tertibi bozacaınıza inanıyo-rum.”G
“P Basn Bürosu Bakanym, gazeteci ve yazarm. Kendimi bildim
bileli çi Partiliyim. Bütün devrimciler gibi, Partim dnda bir otorite
tanmam, 1 numara, 2 numara bilmem. ddianamede MT’in
gönderdii Karargâh Evleri emasnda adm geçiyor. MT’in
uydurmasdr. TSK’y ypratmak için uydurulmutur. nanyorum ki bu
soruturma birkaç gün içinde takipsizlikle sonuçlanacaktr.”
“Ergenekon Davas
Türkiye’nin varlk yokluk
kapmas, ölüm kalm
savadr. Türkiye Türkiye
olarak kalacaksa ya bu
gladyo tasfiye edilecek ya
da Türkiye dalacak.
Ulusal Kuvvetler bu
hesaplamadan galip
çkacaktr.”
Radikal gazetesi, 11 ubat ta-rihli haberinde, eski Özel Hare-kât Dairesi Bakanvekili brahim ahin’e ait olduu iddia edilen ifadelere yer verdi. Haberde, a-hin’in, Ergenekon savcılıına “Genelkurmay Bakanı Orgene-ral lker Babu’un bilgisi dahi-linde ve Genelkurmay letiim Daire Bakanı Tugeneral Metin Gürak’ın talimatıyla 300 kiilik S-1 adlı birimi oluturmak üzere çalıtım” dedii iddia ediliyordu.
brahim ahin, 13 ubat günü cezaevinden bir açıklama yaptı. Açıklama öyle:
“GENELKURMAY BAŞKANLIĞI İLE GÖRÜŞMEDİM”
“Genelkurmay Bakanlıı’nın 12 ubat 2009 tarihli açıklama-ları dorudur.
“Benim Genelkurmay Ba-kanlıı ve Genelkurmay Bakanı-mız ile hiçbir görümem olma-mıtır.
“Savcılık makamında ifade verirken böyle bir soruyla da karılamadım. 70-80 soru ise bana hiç sorulmadı, fakat Türk Silahlı Kuvvetleri’ni hedef alan bu sorular, sanki sorulmu gibi ifade tutanaında cevap haneleri bo olarak yazılmı.
“Soruların yüzde 70’i emekli Yüzbaı Muzaffer Tekin üzerine hazırlanmı; cezaevinde tanıma erefine eritiim emekli Tuge-neral Veli Küçük ve çi Partisi Genel Bakanı Dou Perinçek ile bu partinin dier mensupları üze-rine younlamıtı.
“Sorgulama tamamen Türk Silahlı Kuvvetleri’ni hedef aldı-ından birçok soruda susma hak-kımı kullandım. Ayrıca Türk
Si-lahlı Kuvvetleri’nin benim gibi hasta ve eski bir mahkûma da ih-tiyacı yoktur.
“Tüm gerçekler mahkeme safhasında ortaya çıkacaktır.
“Türk Milleti’nin ilelebet pa-yidar olması dileiyle.”G
ERGENEKON SAVCISI HAKKINDA BÜYÜK SUÇLAMA
İbrahim Şahin: Sorulmayan sorular
tutanağa yazılmış!
“Benim Genelkurmay Bakanl ve Genelkurmay Bakanmz ile hiçbir
görümem olmamtr. Savclk makamnda ifade verirken böyle bir
soruyla da karlamadm. 70-80 soru ise bana hiç sorulmad, fakat
Türk Silahl Kuvvetleri’ni hedef alan bu sorular, sanki sorulmu gibi
ifade tutananda cevap haneleri bo olarak yazlm.”
GENELKURMAY’IN YALANLAMASI:
‘Haber servis edenler tela ve acz içindeler’
Genelkurmay Bakanlıı 12 ubat’ta bir açıklama yaparak Ergenekon haberlerinde TSK’yı hedef alan medyayı eletirdi. Açıklamada, “Türk Silahlı Kuvvetleri, gelimeleri büyük bir dikkatle yakinen izlemekte olup, kendisini tahrik etmek isteyenlerin amaç-larına hiçbir zaman alet olmadan, emir ve komuta birlii içinde bir bütün olarak, dim-dik görevinin baındadır ve baında olmaya da devam edecektir. Bizim en büyük gü-cümüz, Türk milletinin ordusu olmamızdan gelmektedir” denildi.
Radikal gazetesinin haberini yalanlayan Genelkurmay, “Bu haberlerle; Türk Silah-lı Kuvvetleri, bir kurum olarak haberin odaına aSilah-lınmaktadır. Haberi sızdıran veya servis edenlerin tela ve acz içinde olduklarına ve çaresiz kaldıklarına da inanıyoruz” dedi. Tugeneral Metin Gürak’ın söz konusu kiiyle hiçbir temasının olmadıını bildi-ren TSK açıklamasında u satırlara yer verildi: “700 bin kiilik bir orduya komuta eden, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin temel niteliklerinden birisini oluturan ‘Hukuk Devleti’ne balılıı ile tanınan bir komutanın, 150 - 300 kiilik yasa dıı bir oluuma ihtiyaç duyması ve bu oluumu, daha önce aynı tip bir olaydan dolayı mahkûm olmu ve salık durumu tartımalı olan bir kiiyle yapmaya kalkmasını düünmek, gülünç ve gayri ciddi bir durumdur. Ancak, böyle bir durumu ciddiye alan kii ve kurumların mevcut olduunu görmek ise, gerçekten vahimdir.”
Genelkurmay, söz konusu ifadede adı sıkça geçen Fatma Cengiz isimli kiinin, iddia edilenin aksine Türk Silahlı Kuvvetleri ve Milli Savunma Bakanlıı’nın hiçbir birimin-de görev yapmadıını bildirdi. Açıklamada “Fatma CENGZ kimdir? Kime ve hangi amaçlara hizmet etmektedir? Türk Yargısının da bunu açıklıa kavuturacaına inanı-yoruz” denildi.
16 G Ayd›nl›kG 15 UBAT 2009
220 gün boyunca tutuklu kalan Emekli Orgeneral Hurit Tolon’u 6 ubat’ta “delil yeter-sizlii” nedeniyle tahliye eden s-tanbul 12. Aır Ceza Mahkemesi tahliye kararında Ergenekon ya-pılanması belgelerinin kanıt de-eri taımadıına dikkat çekti.
Emekli Orgeneral Tolon, Er-genekon operasyonunun 6. dal-gasında örgüt yöneticilii iddia-sıyla tutuklanmıtı. Gerekçe ola-rak da olunun evinde bulunan “Ergenekon Yeniden Yapılandır-ma” isimli belge gösterilmiti. Orgeneral Tolon’un tahliye tale-bini deerlendiren mahkeme çe-itli basın kurulularınca da haber yapılan bu belgenin foto-kopisinin Hurit Tolon’da bu-lunmasının tek baına delil niteli-i taımayacaına karar verdniteli-i.
Mahkeme, ayrıca telefon gö-rümelerinin de örgütle baını gösterecek unsur içermedii, ör-gütün gerçekletirdii iddia edi-len eylemlerle Tolon arasında bir ba kurulamadıına dikkat çekti. Ergenekon savcıları tahliye kara-rı üzerine harekete geçerek 12 ubat’ta tahliyeye itiraz ettiler. tirazı deerlendiren 12. Aır Ceza mahkemesi Ergenekon sav-cılarının talebini reddetti. Öte yandan yanda medyada günler-ce mahkemenin kararı hedef alan yayılar sürdürmekten geri kal-madı.
ADANA SAVCILIĞI’NIN TAKİPSİZLİK KARARI “YETERLİ DELİL YOK”
Ergenekon davasını çökerten bir kararı da Adana Cumhuriyet Basavcılıı aldı. 7’nci dalga
ola-rak bilinen Konya Merkezli ope-rasyonda gözaltına alınan 27 kii hakkında takipsizlik kararı alan Savcılık “yeterli delil yok” dedi. Kararda Silahlı terör örgütü suç-lamasıyla ilgili olarak Savcılık, yeterli miktarda silah bulunma-dıını belirtti. Savcılıın kararın-da, hükümeti yıkma giriimi için silahlı güce ihtiyaç olduu vurgu-landı.
üphelilerle ilgili suçlamaları tek tek deerlendiren savcılık, in-ternet ortamında dolaan belge-lerin gizli olamayacaına hüküm verirken, “Cumhurbakanı, Ba-bakan ve kamu görevlilerine ha-karet” suçlamasıyla ilgili delille-rin de yetersiz olduunu bildirdi.
Adana Cumhuriyet Basavcı-lıı, ‘silahlı örgüt için yeterli silah yok’ derken Ergenekon savcıları antika tüfei dahi sözde Ergene-kon cephaneliine yazdılar. Ga-zeteci Vedat Yenerer’in 1873 Avusturya-Macaristan impara-torluu döneminde yapılan ve mermisi bile bulunmayan Wendl marka silahı, Ergenekon savcıla-rı tarafından vahim nitelikte silah olarak tanımlandı.
13. AĞIR CEZA, İTİRAZI KABUL ETTİ; DELİL DEĞİL, HATA!
Ergenekon iddianamesini çö-kerten bir dier karar da stanbul 13. Aır Ceza Mahkemesi’nden geldi. Mahkeme, hukuk tarihine geçecek bir kararla, Ergenekon savcılarından iddianamedeki yanlılarını düzeltmesini istedi.
çi Partisi Genel Bakanı Dou Perinçek’in avukatları Er-genekon savcılarının 10 yanlıını saptayarak bunların düzeltilme-sini istemilerdi. Mahkeme de bu yanlıları kabul etti, düzeltilmesi-ne karar verdi, savcılardan yan-lıları düzeltmelerini istedi. Sav-cılar, hatalarını düzeltmek için mahkemeden süre istedi.
Mahkemenin düzeltilmesini istedii “hatalar”, çi Partisi yö-neticilerinin 1 yıldır hapis yatırıl-masının dayanaklarını oluturu-yor.G
YARGI KARARLARI SAVCILARI TEMELDEN ÇÜRÜTTÜ
‘Deliller, delil niteliği taşımıyor’
Üç önemli yarg makam, iddianamede gösterilen delillerin delil kabul
edilemeyeceine karar verdi. stanbul 12. Ar Ceza Mahkemesi, Emekli
Orgeneral Hurit Tolon’u tahliye ederken, gösterilen delilerin, delil deeri
tamadna dikkat çekti. Adana Cumhuriyet Basavcl Konya’da
gözaltna alnan 27 kii hakknda takipsizlik karar verirken “ yeterli delil
yok” dedi. 13. Ar Ceza Mahkemesi de 10 ayr iddiann “hata” olduunu
kabul etti ve savclardan bu hatalarn düzeltilmesini istedi.
D
ergimizin Genel Yayın Yö-netmeni Dr. Serhan Bol-luk, ajandasına bir olayla ilgili aldıı notlar kanıt gösterile-rek cinayetten yargılanıyor. s-tanbul 13. Aır Ceza Mahkeme-si, 12 ubat günü, Bolluk’u, “faili meçhul” bir cinayetin suç-lusu olduu iddiasıyla yargıladı. Ergenekon’un soruturma savcı-larından Ercan afak’ın hazırla-dıı iddianamenin “kanıti”, 25 yıllık gazeteci Bolluk’un ajanda-sında yer alan notlar. Notların, terör örgütü DHKP-C’nin Hakan Saraylıolu cinayeti ile il-gili yaptıı açıklamadaki bilgiler-le örtümesi, “Bu notları cinaye-tin kararlatırıldıı toplantıda aldın” suçlamasına gerekçe yapı-lıyor.Önce iddiaya konu edilen ci-nayeti hatırlayalım.
Hakan Saraylıolu, 1 ubat 2006 tarihinde, boularak öldü-rülmütü. DHKP-C adlı terör ör-gütü, internet sitesinden “Bir halk dümanı, bir kontracıyı ce-zalandırdık” balıklı bir duyuru yayınlayarak cinayeti üstlendi.
OLAYA VAKIF, ÖYLEYSE SUÇLU!
Bu cinayetten 2 yıl sonra, 21
Mart 2008 tarihinde yapılan Er-genekon operasyonunda Aydın-lık’a baskın düzenleyen polis, Genel Yayın Yönetmeni Serhan Bolluk’a ait ajandayı “ele geçir-di”. Ardından, Serhan Bolluk hakkında dava açıldı.
Dava dosyasındaki doküman inceleme tutanaında u satırlara yer veriliyor:
“Cinayet olayı ile ilgili olarak soruturma dosyasında bulun-mayan detay bilgi ve belgelere vakıf olunduuna ve bu delillerin güvenlik güçleri ya da Cumhuri-yet Savcılarıyla paylaılmadıı gerçei göz önüne alındıında, Serhan Bolluk ile Hakan Saraylı-olu’nu öldüren kiiler arasında, dolayısıyla DHKP/C terör örgütü arasında açıklanmaya muhtaç bir ilikinin olduu görülmekte-dir.”
ddia sahibi savcı da, incele-me tutanaından hareketle “DHKP/C militanları ile birlikte sorgusuna katıldıı, sorgusu sıra-sından ajandasına el yazısı ile notlar aldıı, bu ekilde Hakan Saraylıolu’nun öldürülmesine itirak ettii sonuç ve kanaatine varıldıını” ileri sürüyor. ddia-namede bu soruturmanın Siliv-ri’de görülen Ergenekon davasıy-la birletirilmesi talep ediliyor. Gazeteci Serhan Bolluk’u bu id-diayla sanık sandalyesine oturtan stanbul 13. Aır Ceza Mahke-mesi de, ilk celsede, davanın Er-genekon davasıyla birletirilme-sine karar verdi.
AMAÇ ERGENEKON’A “FAİLİ MEÇHUL” KANIT YARATMAK
Serhan Bolluk’un avukatı Osman Aydın ahin,
iddianame-nin Ergenekon tertibine “faili meçhul” kanıtı yaratmak için ha-zırlandıını söyledi. Av.ahin u noktalara dikkat çekti:
1. DHKP-C yalan söylüyor ve savcı bunu doru kabul ederek iddianame yazıyor.
2. Bir gazetecinin cinayetle il-gili kendisine gelen ihbar üzerine aldıı notların, terör örgütü açık-lamasıyla uyumlu olduunu iddia etmek ve kanıt göstermek bir garabettir.
3. Savcı dosyaya bakmamı. DHKP-C, cinayeti 2 ubat 2006 tarihinde ilediini söylüyor. Olay yeri inceleme tutanaında ise Hakan Saraylıolu’nun cesedi 1 ubat 2006 tarihinde sabah saat 07.00’de bulunuyor. Açıkla-madan 30-40 saat önce.
4. 10 ubat 2006 tarihli Bir-gün gazetesinde, daha fazla bilgi yayımlanmı, Sabah gazetesi de haber yapmı. Aydınlık ise bu haberi yapmamı çünkü bilgile-rin gerçek olmadıını anlamı.
5. Savcının mantıına göre, firari bir sanık olarak bir avuka-ta gelen zanlının anlatımlarını not alan avukatı da, olayın faili haline getirilebilir. Aynı ekilde, bir soruturmayı yürüten emni-yet görevlisinin aldıı notlar da o görevliyi olayın faili haline geti-rebilir. G