MART 2009 AYLIK YEMEK KÜLTÜRÜ DERGİSİ
Yemek.Nâme
İÇİNDEKİLER EDİTÖRDEN 4 YENİBİRŞEYLER 6 KREma 8 KREmaLımaNTaRÇoRBası 10 KREmaLıEKmEK 14 KREmaLıYumuRTa 17 KREmaLıBÖREK 18 KREmaLıPaTaTEs 20 KREmaLıPaNcaKE 24 KREmaLıVİŞNELİKEK 27 DEKoRaTİfBEsLENmEmoDELİ 31 saLaTamıYETİŞTİRİYoRum 39
20.saYı
Yemek.Nâme TaRİhTEÇoRBaLaR 50 süT 59 YağLıBuğDaYÇoRBası 64 üzümhoŞafı 66 uNoBLoggERsofRasıBLogLaRasıYEmEK YaRıŞması 68 KaBaKLıhüNKaRBEğENDİ 72 (YENİDEN)haVaDaNsuDaNBahsETmEK 77 suŞİ 84 zENcEfİLTuRŞusu 90 TaTLıPaTaTEsŞEKERLEmEsİ(DaİgaKuİmo) 95 PaPağaNÇİğBÖREK 96 3
EDİTÖRDEN Merhabalar;
Gelen baharla beraber, güneşli geçen her gün ak-lımıza yazın yetecek kadar suyumuz var mı soru-sunu getiriyor. Düşen her damla yağmurla, içimi-ze serin sular serpiliyor. Amerika’da çeşitli üniver-sitelerden toplanan 10.000 genç küresel ısınmaya dikkat çekmek ve temiz enerji kaynaklarının kul-lanılmasını desteklemek maksadıyla 2 Mart günü Power Shift’09 etkinliği çerçevesinde Washington D.C.’de yürüyüş yapacak. Türkiye’de ise 16 Mart tarihinde Dünya Su Forumu başlayacak. Gittikçe azalan su kaynaklarının değerinin bilinmesi dikkat çekilirken, probleme de çözüm aranacak.
Bu sayımızda sizlerle Melike’nin deyimiyle gittik-çe önem kazanan havadan sudan konuları payla-şacağız. Handem kızının çevre sevgisini arttırmak için salata malzemelerini evde yetiştirmeye baş-larken, Funda dört yanı sularla çevrili Japonya’dan tariflerle bizimle birlikte olacak. Işıl 94. yılını kutla-yacağımız Çanakkale Zaferini bizlere hediye eden askerlerimizin menüsünü paylaşacak. Elif bu defa yollara düşüp Eskişehir’de bir lezzet molası vere-cek. Düğün hazırlıklarındaki Nilüfer, her gelin ada-yı gibi kilo verme derdinde.
Çevreye olan sevgimizin, kaynaklarımızın sınırsız olmadığına dair bilincin yaygınlaşmasını diliyoruz.
Yemek.Nâme
yazılar
DEVLETŞAH ÖZCAN devletsah.com ELİF YILMAZ dobisko.com FUNDA IŞIKHANDEM ERKAY GÜNER cocuklahayat.com GÜL FATMA KOZ NİLÜFER GÜRTEKİN ngasng.blogspot.com MELİKE TÜRKAN BAĞLI gorunmezkentler.blogspot.com
fotograflar
BURCU TÜZÜN
pazarlamacadisi.blogspot.com CEM VEDAT IŞIK
isik.net DENİZ ÖZMEN DEVLETŞAH ÖZCAN ELİF YILMAZ
HANDEM ERKAY GÜNER TAMER GÜLSAÇ
tasarım
BARIŞ ÖZCAN
Dergimizin eski ya-zarlarından İpek Ha-tipoğlu Biçer Yeni Oda projesini haya-ta geçirdi. düzenle-mek ya da
yenile-mek istediğiniz odanıza, dekoratif ve ekonomik çözümlerin üretileceği Yeni Oda’ya www.yenioda.com adresin-den ulaşabilirsiniz.
YENİ BİR ŞEYLER
yeni
bir oda
gastrovizyon
Yemek.Nâme
Gastrovizyon, mutfak sanatları aka-demisi Okan Üniversitesinin girişimi ile İstanbul Anadolu yakasında açıl-dı. Aşçılık, salon profesyoneli, pasta-cılık, şarapçılık, zetinyağı ekperliği, barista ve kasaplık konularında ser-tifika eğitimleri verilecek olan Gast-rovizyonda 150’ye yakın mutfak hakkında workshoplar yapılacak.
Vivident, yumuşak sakız çiğnemenin keyfini kalıcı bir lezzetle sunduğu Vi-vident Soft’u piyasaya sürdü. Nane aromalısı ve meyve aromalısında bu-lunan ejderha meyvesi ile değişik tatları sevenlerin mutlaka deneye-cekleri arasına giriyor.
yumuşak
sakız
KAPAK
Krema
Uzun yıllar boyunca, paketlerde satı-lan çorbaların gizli malzemesi olarak kalan krema, son bir kaç yıldır saklan-dığı yerden raflara çıktı.
Sütün en lezzetli yeri neresi deseler, pek çoğumuz kaymağı diye cevapla-rız. Krema da o lezzetin kıvam alma-mış hali. Tabi aynı zamanda en kalori-li, en yağlı yeri.
Çiğ krema ya da nam-ı diğer süt kre-masını sütün tadını arttırmak istediği-niz her yerde destekçi olarak kullana-bilirsiniz.
Pudra şekeri ile karıştırdığınızda pas-talarınıza, baharatlarla karıştırdığınız-da salatalarınıza, tek başına kahveleri-nize, çorbalarınıza lezzet katar.
Yurtdışında çok fazla çeşidi olan kre-manın ülkemizde de çeşitlenmesi di-leğiyle.
hazırlayan DEVLETŞAH
Yemek.Nâme
Yurtdışında çok fazla çeşidi olan
kremanın ülkemizde de çeşitlenmesi
dileğiyle...
TARİF
Çorbası
MALZEMELER
200 gram mantar 3 yemek kaşığı zeytinyağı 3 yemek kaşığı un
2 su bardağı süt 4 yemek kaşığı krema
dereotu
Yemek.Nâme
Hazırlanışı
01
Mantarlar iyice yıkandıktan sonra ince ince doğranır.02
En az 2,5 su bardağı suya tuz katılarak haşlanır.03
Haşlanan mantarlar bir kevgir yardımıyla suyun içinden çıkartılıp bir kenara alınır.04
Başka bir tencerede zeytinyağı veun kavrulur.
05
Üzerine süt ve mantarın haşlama suyundan 2 su bardağı kadar ilave edilir.06
Mantarlar da tencereye alınıp istenilen koyuluğa gelinceye kadarkarıştırılarak pişirilir.
07
Ocaktan almadan hemen önce ince doğranmış dereotu ve krema ilave edilip karıştırılır.MALZEMELER
2 su bardağı un
3/4 su bardağı su
4 yemek kaşığı krema
1,5 tatlı kaşığı şeker
1 tatlı kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı instant maya
2 yemek kaşığı haşhaş
Hazırlanışı
01
Bütün malzemeler karıştırılarak hamur yoğurulur.02
40 dakika mayalanması için sıcak bir yerde bekletilir.03
Kabaran hamur tekrar yoğurulur.04
25 dakika daha mayalanması için bırakılır.05
180 dereceye ısıtılmış fırında 40 dakika pişirilir.Yemek.Nâme
Not
Ölçüler ekmek makinasında 1 numaralı normal ekmek prog-ramında küçük boy içindir.
Yemek.Nâme
MALZEMELER
1 adet yumurta
2 yemek kaşığı krema
1 dilim kaşar peynir
sıvıyağ
Hazırlanışı
01
Sıcağa dayanıklı pişirme kabının içi yağlanır.02
Yumurta kılır.03
Üzerine krema ve rendelenmiş kaşar peyniri serpilir.04
Kabın ağzı kapatılarak tencereye konulur.05
Kabın yarısına kadar su doldurulup ocakta kaynamaya başladıktan sonra 6-7 dakika pişirilir.06
Sıcak sıcak servis edilir. NotLARİngiliz usulü olarak bilinen bu tarif için kapaklı özel ka-seleri yurtdışında bulmak mümkün. İçine arzu ettiğiniz her türlü malzemeyi ekleyebilirsiniz. Pişme süresi kabın kalınlığına göre uzayıp kısalabilir.
TARİF
Kremalı Yumurta
TARİF
böreK
MALZEMELER 2 adet yufka
2 adet yumurta
200 ml krema (1 kutu)
100 gram beyaz peynir
Hazırlanışı
01
Yumurtalar ve krema bir kasede iyice çırpılır.02
Yufkanın ilki tezgaha serilip üzerine çok az kremalı karışımdan sürülür.03
İkinci yufka kremalanan yufkanın üzerine serpilip kremalı karışımdan sürülür.04
Bir kase yardımıyla 10 cm’de daireler kesilir.05
Yufkalar topkek kalıplarına yerleştirilir.Yemek.Nâme
06
İçlerine ezilmiş beyaz peynir konulup, büzüştürülerek kapatılır.07
Kalan kremalı karışım böreklerin üzerine sürülür.08
Önceden 180 dereceye ısıtılmış fırında kızarana kadar pişirilir.Yemek.Nâme
Kremalı Patates
MALZEMELER
2 adet orta boy patates
1/2 su bardağı süt kreması
Yemek.Nâme Hazırlanışı
01
Patateslerin kabuklarını soyun ve cips kalınlığında doğrayın.02
Bir kasede doğranmış patatesleri, kremayı, kaşar peynirin yarısını ve baharatları karıştırın.03
Fırın kabının içini yağlayıp, ikiye bölünmüş sarmısağın kesik yüzeyleriyle ovalayın.04
Patatesli malzemeyi içine koyup önceden 180 dereceye ısıtılmış fırında 25 dakika pişirin.05
Kalan kaşarı fırından çıkardığınız patateslerin üzerine serpiştirip pişirmeye devam edin..06
Üstü kızarınca yaklaşık 1 saat piştikten sonra sıcak sıcak servis edin.1 diş sarımsak
1 yemek kaşığı zeytinyağı
1 tatlı kaşığı biberiye
tuz
Yemek.Nâme Yemek.Nâme MALZEMELER 1/3 su bardağı krema 2/3 su bardağı süt 1 adet yumurta 1 su bardağı un
1 tatlı kaşığı şeker
1 çay kaşığı tuz
1/2 paket kabartma tozu
1/2 paket vanilya
Hazırlanışı
01
Krema, süt, yumurta, şeker ve tuz bir kasede iyice çırpılır.02
Un, vanilya ve kabartma tozu birlikte elendikten sonra kremalı karışıma ilave edilir.03
Isıtılmış yapışmaz tavaya bir kepçe kadar karışımdan konulup, kısık ateştepişirilmeye başlanır.
04
Üzerinde kabarcıklar patlamaya başladığında pancake ters çevrilip, 1 dakika kadar daha pişirilir.05
Sıcak sıcak servis edilir. NotBütün çırma işlemlerini bir çatal ya da çırpma teliyle yapın.
Yemek.Nâme
MALZEMELER
1 su bardağı çekirdeksiz vişne
3 adet yumurta
1,5 su bardağı toz şeker
50 gram katı yağ
1 su bardağı krema
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
3 su bardağı un
Hazırlanışı
01
Şeker ve yumurta iyice çırpılır.02
Oda sıcaklığındakimargarin parçalar halinde karışıma ilave edilir.
03
Daha sonra krema eklenir.04
En son birlikte elenmiş un, vanilya ve kabartma tozu karışıma katılır.05
Kek hamuru kalıpların diplerine bir parça konulur.TARİF
Kremalı Vişneli KeK
06
Orta kata vişneler konulup, üzerleri kalan hamurla kapatılır.07
Önceden 175 dereceye ısıtılmış fırında 20-25 dakika pişirilir. NotUn ilave edildikten sonra mikser yeri-ne kaşıkla karıştırdığınız taktirde keki-niz ağızda dağılır kıvamda olacaktır.
Yemek.Nâme Yemek.Nâme
YEmEK.NâmE DERgİsİNE ücRETsİz
aBoNE oLuN, YENİ saYıYı İLK sİz
İNDİRİN!saDEcEaŞağıDaKİDuYuRu
gRuBuNaüYEoLmaNızYETERLİ.üYE
oLaRaK DİğER süRPRİzLERDEN DE
İLKsİzhaBERDaRoLacaKsıNız!
ÜCRETSİZ ABONE OLMAK İÇİN HEMEN TIKLAYIN! http://groups.google.com/group/yemek-name
Ab
on
el
er
e
Ö
ze
l
YEN İ SAY I YAY INLA ND I. H ABER İNİZ OLS UN ! 29SAĞLIKLI YAŞAM hazırlayan NİLÜFER GÜRTEKİN
Dekoratif
sağlıklı
beslenme
moDelinin
en önemli
kuralı
kenDinizi
tanımaktan
geçiyor.
Yemek.Nâme
Dekoratif
Beslenme
Modeli
Sonunda bahar geldi. Ben ba-harı çok severim. Yeni aşklar, yeni başlangıçlar ve heyecan-larla gelir, her ilk bahar bana. Umarım bahar bu yıl sizlere de sağlık, mutluluk ve huzur ile gelir. Bu sene bahar benim için biraz daha farklı bir anlam taşı-yor. Yedi senelik ilişkimi evlilik-le taçlandırıyorum. 28 Haziran 2009 da evleniyorum.
Bu özel karar bir çok telaşı da beraberinde getirdi. En büyük telaş her gelinde hemen he-men 4-5 ay önceden başlayan, ince gözükme telaşı. Zaten ki-losuna dikkat etmeye çalışan biriyim, bunu sizlerde biliyor-sunuz ama şu sıralar çok daha fazla çaba sarfettiğimi tahmin edebiliyorsunuzdur.
Sağlıklı beslenirken
zorlan-madan keyifle kilo kaybetmek herkesin hayalidir. Bu konuy-la ilgili yeni bir teknik keşfettim ve bunu sizlerle de paylaşmak istiyorum. Her insanın karnının doymasından önce başka bir doyum noktası vardır. O da in-sanın gözünün ve göz zevkinin doyması. Ben bu duruma bir isim verdim. Dekoratif sağlıklı beslenme modeli.
Dekoratif sağlıklı beslenme modelinin en önemli kuralı kendinizi tanımaktan geçiyor. Nasıl yemek yemekten hoşla-nıyorsunuz, ne tür bir yemek sunumu sizi tatmin eder, mide-nizden önce göz zevkinizi do-yurmak için neler yapmak ho-şunuza gider. Bu soruları ken-dinize sormaya başladığınız noktada hızlı yemek yemekten ve yediğinizi görmeden sadece
Yemek.Nâme
midenizde ki açlık hissini gider-mek için yegider-mekten vazgeçme-ye başlıyorsunuz. Zevkle sağlık-lı yemekler pişirip tüketmek ve sonunda bu seromoni size
kay-bedilen kilolar olarak dönüyor. İşe tabak seçiminden başladım. Artık evde kendime en sevdi-ğim tabaklarda yemek servisi
Yemek.Nâme
yapıyorum. Salatalarımı yerken onları bir gelin gibi süsledim. Örneğin kırmızı biberlerden sa-latımın üzerine kalpler yaptım. Kabak ve pat-lıcanları uzun uzun doğrayarak ızgarada pişir-dim ve salatamın üzerine yıldızlar yaptım, on-ların üzerlerine küp küp doğranmış beyaz pe-nirleri kürdanlarla takarak süsledim.
Izgara tavuk göğsümün yanına mantar ızgara yaptım. Üzerlerine soya sosu dökerek, cherry domateslerle tamamladım. Yanında eşlik et-mesi için light soslar hazırladım. Küçük reçel kaplarına koyarak garnitürlerle servis yaptım kendime. Anlattıklarım hem zevkle kendi-me hizkendi-met e t t i . 35
yemeklerim önce gö-zümü ve göz zevkimi, sonra ufak porsiyonlar-la midemi doyurdu. Ben bu yöntem saye-sinde iki haftada 2,5 kilo verdim. Evet yan-lış duymadınız 2,5 kilo verdim ve bu kiloyu ve-rirken hiç mutsuz his-setmedim. Aklımdan büyük boy pizzalar ya da kocaman bir ham-burger geçmeden ver-dim kilolarımı. Aksine kendimi çok sağlıklı ve özel hissettim. Bizler kendimizin en değerli dostlarıyız ve bunu hiç bir zaman unutmama-lıyız. Bize bizden daha fazla değer verebile-cek dostumuz olamaz. Biz kendimize ne kadar değer verirsek çevre-miz de bizlere o kadar değer verir.
ÇOCUKLA HAYAT
Salatamı Yetiştir
iyorum
yazı ve fotoğraf:Yemek.Nâme
Salatamı Yetiştir
iyorum
kında bilgiler aşılanıyor. Her yaştan insana yemek pişir-menin aslında zor olmadı-ğı, sebze ve meyvenin işlen-memişinin daha sağlıklı ol-duğu, dolabı açtığında ken-dine bir gofret alacağına bir havuç almasının daha yarar-lı olduğunu defalarca, tekrar tekrar, her fırsatta yineliyor-lar.
Türkiyede yaşayan bir anne (aslında ben) bunu hiç anla-mıyor olabilir. Nasıl olur da çocuklar havuç, domates, salatalık, şeftali, kayısı gibi bizim için çok sıradan mey-ve mey-ve sebzeleri tanımaz? Ge-lişen teknoloji beni bu konu-da aydınlattı. Seyredebildi-ğim yabancı kanalların ger-çek hayatı yansıtan şovların-da bir aile yemeği düzenle-niyor diyelim: Yemek ma-sasının üzerinde fırın tep-sisi büyüklüğünde kaplar-da kızartılmış tavuk parçala-rı ve patates püresi. Tek
kul-lanımlık tabak, bardak ve ça-tallar ile ayak üstü yenilen bu tarz “aile yemekleri”nin köşe başında gidip yiyebileceği-niz herhangi bir fastfood zin-cirinden farkı yok.
Türkiye’ye bu gibi zincirle-rin ve yeme alışkanlıklarının nispeten yeni gelmesi, bizle-rin hala sebze ve meyveler ile tanışık olmamızın başlıca se-beplerinden olabilir. Toprak-larımızın verimi, üretimi de bunda büyük pay alıyor. Şim-dilerde tüm dünyanın sağlık-lı beslenme yolunda verdiği emekler ile birleşince, bizle-rin bu konuda “paçayı sıyırdı-ğımızı” düşünüyorum.
Bir anne bu konuda ne kadar bilinçli olursa çocuğun sağ-lıklı bir salataya vereceği tep-ki şetep-killenir.
İlk dişleri çıktığı günlerden itibaren kızımın eline salata-lık, havuç, tatlı biber gibi be-sinler verdim. Dönem dönem bazısını tercih etti, diğerinin sulu kısmını yedi, öbürünü sadece parmak boylarda
Yemek.Nâme
sersem yedi... “Hazır yapılmışı var” diye önü-ne koyduklarımdan ziyade kendisinin sürece dahil olduklarını tercih ettiğini fark edene ka-dar. Denedik de denedik.
Bir akşam sofrada otururken: “...şimdi bir tu-runcu salatamız olsaydı keşke...” sözcükle-ri beni nerdeyse sandalyemden devisözcükle-riyordu. Ertesi gün havuçlar ve limonlar hazır edildi, kızımın ağzından dökülecek üretim talimatı beklendi. Sonuç rendelenmiş havuç üzerine zeytinyağ & limon. Salata bitti, suyuna da ekmekler bandırıla-rak yendi.
B
ir akşam sofrada otururken:
“...
şimdi Bir turuncu salatamiz olsaydı keşke...”
sözcükleri benınerdeyse sandalyemden devırıyordu.
43Paprikamın bu hevesinden des-tek alarak apartman hayatı mü-sade ettiğince minik bir bahçe yeşertmeye karar verdim. Herke-sin evinde bulunan malzemeler-le ve çocuğu bu çalışmaya dahil ederek, onu yeni şeyler deneme-ye açabilirsiniz.
Okul hayatından hatırlarsınız belki, ıslak pamuk üzerine fasul-ye konulur, her gün filizlenmiş mi acaba diye kontrol edilir... Ben bu deneyi biraz daha genişlete-rek nohut, mercimek, buğday ve eski dostumuz fasulyeyi ayrı kap-larda filizlendirmeye karar ver-dim... Amaç iki hafta sonra yapa-cağımız salatamızda kendi ekin-lerimizin sağlıklı filizlerini kullan-mak.
Yemek.Nâme
Bu deneyimi sizler ile paylaşaca-ğımı düşünürken, aslında biraz daha emek ile daha da iyi sonuç-lar alabileceğime karar verdim. Orta büyüklükteki süpermarket-lerde, yapı marketlerde veya di-rekt fidanlıklarda saksıda yetişti-rebilinir domates, salatalık, may-danoz, nane ve fesleğen gibi bit-kilerin tohumları kolaylıkla bulu-nuyor. Evinizin güneşli bir köşe-sinde ekeceğiniz bu bitkiler bü-yürken dekoratif bir görüntü de verecektir.
• Minik yüreğinizin her gün o saksıya koşup, kızardı mı, yeşerdi mi, ilk meyve-sini verdi mi diye kontrol etmek isteyeceği de ga-rantidir...
• 5 yaşında gelmiş bir ço-cuk artık bazı tehlikele-ri anlayabilecek olduğun-dan, eline orta keskinlik-te bir bıçak verebilir, onun salatalıkları doğraması-nı rica edebilirsiniz. İri ke-silmiş salatalıklar size bile ayrı lezzetli gelecektir.
Yemek.Nâme
• Zeytinyağı, limon veya nar ek-şisi salatanızdan süzüldükçe ta-banda lezzetli bir su oluşur. Ma-sanızın ortasında yapacağınız ekmek bandırma yarışının ka-zananı, ertesi gün yapılacak sa-latanın sosunu seçme özgürlü-ğünü kazanabilir.
• Aslında salata fikrini büyütme-ye gerek de yok. Her öğünde doğranmış bir domates, bir sa-latalık veya tatlı biber sofranıza renk katacağı gibi, çocuğunu-zun bir gün onlara el atmasına yol açacaktır.
ARAŞTIRMA
Tarihte Çorbalar
yazı:
GÜL FATMA KOZ fotoğraf: DEVLETŞAH
Yemek tarihçileri çorbanın
geçmi-şinin, yemek pişirmenin geçmişi kadar
eski olduğunu anlatırlar. Çok çeşitli
mal-zemeleri geniş ve derin bir tencerede
ka-rıştırarak besleyici, rahatça
sindirilebi-len, yapımı ve servisi kolay bir besin
ya-ratmak mümkünse neden sevilmesin ki?
Bu özelliklere bir de bu müthiş kokulu
besinin hem yerleşik hayattaki hem
gö-çebe hayattaki, zengin fakir, sağlıklı
has-ta herkesin tercih ettiği bir yiyecek
ola-bileceğini de eklersek yanlış olmaz
her-halde...
Çorbalar genellikle kolay
sindiri-lir ve tarih öncesi çağlardan beri
hasta-lar için reçeteleşirdi. Modern
restoranla-rın adını çorbaya borçlu olduklarestoranla-rını
bi-liyor muydunuz? 1760 yılında XV.
Lo-uis dönemi Fransa’sında Boulanger adlı
kişi sağlığa iyi geldiği ve “süper
besle-yici” olduğunu iddia ettiği çorbalarını
sunduğu dükkânlar açar ve bunlara
res-tore eden (tazelik, dinçlik veren)
anla-mına gelen Restaurers adını verir.
Ken-di dükkânını da Restorante olarak
ad-landırır. Bunun dışında da çorbalar
yüz-Yemek.Nâme
yıllar boyu ilaçlara ek olarak
ve hatta çoğu zaman ilaç
ola-rak kullanılmıştır. Osmanlıca
bir tıp kitabında çorbalardan
bahsederken şöyle bir cümle
geçer: “Tavuk Suyu Çorbası:
Nohut suyu, tarçın ve durak
otuyla pişerse epilepsiye; tatlı
badem yağı ile pişerse kolik;
marul yaprağı ve azıcık kişniş
ile pişerse melankoli ve
sini-re iyi gelir
1”. Pek çok belgede
çorbalar sadece iç ısıtıcı
ola-rak değil aynı yapanda
yeni-leyici, kuvvetlendirici olarak
da geçer. Besin değeri yüksek
pek çok gıda maddesinin
bir-leşmesinden oluşması
çorba-ları her açıdan zengin
kılmak-tadır. Ayrıca tatlandırıcılar
di-yebileceğimiz baharatlarla
bir araya geldiklerinde
sade-ce sağlığa değil damak tadına
da hizmet eden bir lezzet
şö-leni ortaya çıkmaktadır. Peki
1 Nuran Yıldırım,
“14.-15. yy Türkçe Tıp Yazmalarında Hastalık-lara Tavsiye Edilen Çor-balar, Aşlar ve Tatlılar”,
Türk Mutfağı, Ed: Arif
Bilgin-Özge Samancı, An-kara, Kültür Bakanlığı Ya-yınları, 2008, s. 155.
Osmanlı Mutfağı’na çorba ne
zaman girmiştir derseniz
hi-kaye çok uzun…
Göçebe bir kültürün
iz-lerini taşıyan Osmanlı Saray
Mutfağı’nda geçmişi belki de
en eski yemek çorbadır.
Türk-ler Orta Asya’da yaşarken de
tahıllardan yapılma çorbalar
içiyorlardı. Ancak günümüz
Tavuk Suyu Çorbası:
Nohut suyu, tarçın
ve durak otuyla
pişerse epilepsiye;
tatlı badem yağı ile
pişerse kolik; marul
yaprağı ve azıcık
kişniş ile pişerse
melankoli ve sinire
iyi gelir.
tikten sonra, Türklerin çorba
kültürü çok zenginleşti.
Za-manla özellikle mutfak
etki-leşimleri ile Osmanlı
çorbala-rı günümüz kıvamına da
ka-vuşmuştur. Osmanlı’da
zen-gin çeşitli yöresel mutfaklar
ve çorbalar, bütün bu
yemek-leri alıp yeniden
değerlendi-ren merkezi yapı sayesinde
çeşitlenmiş.
Geleneksel bir tat
olma-sının yanısıra içeriği açısından
besleyici fakat aynı zamanda
yapımı kolay ve maliyeti
dü-şük olduğundan saraydan
fa-kir fukara sofrasına kadar her
türlü mutfakta
görebilmekte-yiz bir kâse çorbayı. 1553
yı-lında İstanbul’a gelen Alman
gezgin Hans Dernschwam’ın
günlüğünde, “Türklerin
baş-yemeği çorbadır. Önce
ko-yun etinin suyu ile yapılmış
pirinç çorbası içilir. Çorbaya
limon suyu veya sirke
dökü-lür, biraz da karabiber
koyar-lar. Böylece ortaya koyu bir
Çorbalar koruk suyu,
erik suyu, sirke,
limon, domates
ya da yoğurtla
hafif mayhoş hale
de getirilir. Ve
adeta, mideleri
kendinden sonra
gelecek yiyeceklere
hazırlamak ve
hazmettirmek
için görevlenmiş
sayılıyor.
Yemek.Nâme
çorba çıkar
2” diye
yazmakta-dır. Görüldüğü gibi, 16.
yüz-yıldan bu yana sofralarımızın
bu önemli yemeği hiç
değiş-memiş. Değişmeyen bir
di-ğer husus da çorbanın
sofra-daki yenme zamanıdır. Şimdi
olduğu gibi Osmanlı sofraları
da her zaman çorbayla başlar.
Çorbaya dair bir başka husus
da asla bir yeme vaktinin
bu-lunmamasıdır. Anadolu’nun
pek çok yerinde günümüzde
dahi çorba kahvaltıda yenir.
Sağlıklı yemeklerin
bi-rincisi kabul edilen
çorba-lar et suyu, tavuk suyu,
yo-ğurt; balık çorbaları da balık
suyu ile zenginleştiriliyor ve
pirinç, bulgur, tarhana unu,
kuru ve taze sebzeler ve
seb-ze kökleriyle kaynatılarak
ya-pılır. Çorbalar koruk suyu,
erik suyu, sirke, limon,
doma-tes ya da yoğurtla hafif
may-hoş hale de getirilir. Ve adeta,
mideleri kendinden sonra
ge-lecek yiyeceklere hazırlamak
2 Marianna Yerasimos,
Yüzyıllar Boyu Osman-lı Mutfağı, İstanbul,
Bo-yut Yayınları, 2002, s. 30.
ve hazmettirmek için
görev-lenmiş sayılıyor.
Osmanlı’nın çorba
çeşit-lerini öğrenmeye gelince
im-dadımıza 15. yüzyıldan 19.
yüzyıla kadar yazılmış yemek
kitapları yetişiyor. Şaşırtıcı
ancak ilginç bilgiler
karşımı-za çıkıyor bu kitaplarda.
Ör-neğin domates çorbası, belki
de çorbalarımızın en
yenile-rinden. Zira 1844’deki
Meh-met Kamil’in yazdığı ilk basılı
yemek kitabı olan
Melceü’t-Tabbâhîn’de
3domatesin adı
geçmezken, 1898’de
Mah-mud Nedim bin Tosun’un
yaz-dığı Aşçıbaşı
4adlı yemek
ki-tabında o zamana dek
safran-lı ya da et, tavuk suyuna
pişi-rilen pirinç çorbasının
‘doma-tesli’ tarifini buluyoruz.
Tek-noloji, coğrafi keşifler ve pek
çok farklı gıda türünün
mut-fağımıza girmesiyle her türlü
yemekte olduğu gibi
çorba-larda da tarifler genişlemiştir.
3 Mehmet Kâmil,
Melceü’t-Tabbâhîn, 1844.
4 Mahmud Nedim bin Tosun, Aşçıbaşı, Ed:
Mary Pricilla Işın, İs-tanbul, YKY, 1998.
leştirmiştir. Gelin
hep beraber ilk
ba-sılı yemek
kitabı-mız olan
Melceü’t-Tabbâhîn’deki
çor-ba isimlerine ve
ekşi-li çorbanın tarifine bir
göz atalım
5:
Nohut Çorbası
Balık Çorbası
Nev’-i diğer
Tarhana Çorbası
Terbiyeli Ciğer Çorbası
Ekşili Çorba
“Ekseriya düğünlerde pişer. Tarik-i tabhı:
Evvelâ koyun etinin yağlıca yerlerinden ufarak
kuşbaşı doğrayıp kaç taslık çorba murat olunur ise
ol miktar su koyup ocağa vaz’oluna. Tamam et
parele-ri piştikte hemen miktar-ı kifaye dakik-i hâssı [has un]
elek-ten geçirip bir miktar su ile bulamaç kıvamına getirip
kayna-yan tencerenin içine karıştırarak vaz’oluna tâ ki top top
olma-5 Mehmet Kâmil, Melceü’t-Tabbâhîn,
Yemek.Nâme
Çorba
çeşitleri
zaman
içerisinde
değişerek farklı
tatlara açık
olan Osmanlı
mutfağını daha da
zenginleştirmiştir.
55yulunca pişirip ol tencerenin içinde
mukaddem [önceki] un bulamacı
konulduğu gibi tiz tiz kepçe ile
karıştırarak aheste konula.
Ba’dehu taslara tevzi birle
tarçın ve biber ekip
tena-vül oluna. Âlâ olur.”
Başvuracağımız
di-ğer kaynak ise
Hic-ri 1310’lara (1892)
tarihlenen
Fahri-ye tarafından
yazıl-mış olan Ev Kadını
6isimli kitaptır.
Ara-da 40 yıl gibi az bir
zaman zarfı olmasına
rağmen mutfağımızda
ve çorba
kültürümüzde-ki değişimi görmek
açı-sından oldukça faydalı
ol-duğunu düşünüyorum.
Özel-likle kitabın tamamı
incelen-diğinde mutfağımıza giren
fark-lı tatları görmekteyiz. Kitapta geçen
çorbaların listesi ve içlerinden pirinç
çorbasının tarifine bir göz atalım:
6 Fahriye, Ev Kadını, İstanbul, Arif
Yemek.Nâme
Düğün Çorbası
İşkembe Çorbası
Ciğer Çorbası
Dalyan Çorbası
Tel ve Arpa ve Kuskus ve
Şehriye Çorbaları
Sebze Çorbaları
Macar Çorbası
Tarhana Çorbası
Çerkez Çorbası
Et Suyu ve Frenk
Arpa Çorbası
Mercimek Çorbası
Kuş Çorbası
Bezelye Çorbası
İrmik Çorbası
Süt Çorbası
İstiridye Çorbası
Teke Çorbası
Midye Çorbası
Av Eti Suyu
Balık Suyu
Sığır Eti Suyu
Koyun Eti Suyu
Pirinç Çorbası
“Pirinç Çorbası: Et veya
ta-vuk suyunu bir miktar ince
kı-yılmış midenuvaz [maydanoz]
köküyle kaynatup, kökler
piş-tikte, miktar-ı vafi pirinci âdi
suda haşlayup, süzüp, soğuk
sudan geçirdikten sonra tuz ve
biberle mezkûr et suyuna
rıştırıp, helme dökünceye
ka-dar pişirmeli; kâseye
alın-dıkta, üzerine bir miktar ince
doğranmış midenuvaz
koyma-lı. Bu çorba, sade suda
yağ-lı kavurma veya kıyma ile de
tabholunur.
Tembih: Süt çorbasından
ha-riç her nevi çorbalara lüzumu
kadar limon sıkmak, koyu
ve-yahut sulu yapmak ve baharat
ekmek, terbiyeyi çok veya az
tertip etmek ve terbiyesiz
çor-balara limon sıkmayıp
grav-yera ve kaşar ve kaşkaval
pey-nirlerini ince rendeden
geçi-rüp, hin-i tenavülde kavurup
karıştırmak; ekmek koymak,
mizaca ait bir keyfiyet
oldu-ğundan bu kapta ihtiyata
ria-yet mecburidir.
Yemeklerimiz hep
çor-bayla başlar. Pek çok mutfak
bilimcinin de söylediği
üze-re çorba ana yemeğe giden
yolu açmada en önemli
yar-dımcıdır mideye. Adeta daha
sonra karşımıza çıkacak
şey-lerin ipuçlarını insana
hisset-tirir. Hoş sohbeti açar ve en
önemlisi içi ısıtarak insanı her
daim yuvada hissettirir.
Geç-mişi M.Ö. 6000’lere dayanan
bir yemeğin öyle ya da
böy-le günümüzde de yaşıyor
ol-masına sevinip yeni çeşnilere
her daim açık olan bu
gelene-ğin daha uzun yıllar boyunca
yaşamasını dilemek en
doğru-su olacaktır.
Yemek.Nâme
MUTFAKLOPEDİ
Süt
Dünyaya geldiğimiz ilk andan iti-baren hayatta kalmamız için ge-rekli havadan sonra en temel mad-dedir süt. İçerdiği A ve B2 vitamin-leri, demir bakır ve kalsiyum gibi tuzlar ve hayvansal protein ile geli-şimimizin baş rol oyuncusudur. İçerdiği kalsiyum ile kemiklerin ge-lişimine büyük destek olur. Mena-poz dönmindeki kadınlarda sıklık-la görülen kemik erimesi -osteopo-roz- süt takviyesi ile yavaşlatılabilir. Hatta erken yaşlarda düzenli içilen süt ile hiç başlamaması sağlanabi-lir.
Süt tüketimi vücuttaki kansere ne-den olan bazı bakterilerin çoğal-masını da engeller. Günde içilecek 2 bardak süt ile prostat, barsak, ra-him ve mesane kanserlerinden do-ğal yollarla korunabilirsiniz.
Bakterileri dengede tutan süt mide rahatsızlıklarını önleyip, sindirim yazı:
DEVLETŞAH
Süt çok eski
zamanlardan
bu yana, cildi
yumuşatmak ve
nemlendirmek
için kullanılan
eşsiz bir
kozmetiktir.
da sağlıklı ve kuvvetli olmasını sağlar.
Tansiyon düşürücü etkisine ek ola-rak yağsız içilen sütün kollesterolü düşürdüğü de bilinmektedir.
Süt çok eski zamanlardan bu yana, cildi yumuşatmak ve nemlendir-mek için kullanılan eşsiz bir koz-metiktir. Kleopatra’nın da deve sü-tüyle banyo yaptığından bahsedi-lir. Vücuttaki ödemi de alır.
Kuruyup çatlayan dudaklar için en iyi çözüm süt kreması ile masaj yapmaktır.
Sıklıkla süt içildiğinde mide yan-masından, gazdan şikayet edildi-ğini duyarız. Laktoz intoleransı ola-rak adlandırılan bu rahatsızlık ba-sit olarak süt ya da süt ile üretilmiş ürünleri sindirememek ya da bun-da güçlük yaşamak olarak açıklanabilir. Laktaz enziminin ek-sikliği ya da tam işlev görmemesi durumunda oluşur. Şeker katılmış süt tüketildiğinde bu problem de genellikle çözül-mektedir. Ancak ileri safhalarında kahve kreması, çikolata, tereyağı, peynir bile size dokunabilir. Yoğurt bütün bunlar-dan farklı olarak parçalanmış şeker içerdiğinden zararsızdır.
Yemek.Nâme
Em iuscilla augait non
velisi alit laore
conse-qu ipsumsan eugiat
ilit inim quissit
at. Tio
et aut am iusto
deles-sequi etuer sit dolor
sustis do od magna
facil elenim nos
dolo-re tie tate.
IŞIL IŞIL MENÜLER
yazı
IŞIL IŞIK GÜLSAÇ fotoğraf
CEM VEDAT IŞIK
ÇaNaKKaLE43.aLaY1.PİYaDE
TaBuRu1.BÖLüK1917YıLıYEmEK
LİsTEsİNDE,asKERLERİmİzİN
BazıgüNLERÖğLENYEmEğİ
YEmEKsİzİNsaBahhoŞaf,
aKŞamYağLıBuğDaYÇoRBası
İÇTİKLERİNİ,BazıgüNLERDE
DEsaDEcEhoŞafİÇTİKLERİNİ
gÖRüYoRuz.saDEcEBuBİLE
BuVaTaNıNNEKaDaRYoKLuK
İÇİNDEKazaNıLDığıNıBİzE
aNLaTıYoR.BENDEBuaY18
maRTÇaNaKKaLEzafERİNİ
fıRsaTBİLEREK,ŞEhİTLERİmİzİN
zoRDuRumLaRıNıhaTıRLaTmaK
amacıYLaoNLaRıNYEDİğİ
YEmEKLERİYaPmaYaÇaLıŞTım.
hEPsİNİNRuhuŞaDoLsuN.
Yemek.Nâme
Yağlı Buğday Çorbası
01
02
Üzüm Hoşafı01
YağLıBuğDaY
ÇoRBası
MALZEMELER
½ su bardağı aşurelik buğday
2 yemek kaşığı un
8 su bardağı su
1 su bardağı süt
2 yemek kaşığı tereyağ
tuz, karabiber, kırmızıbiber
Hazırlanışı
01
Aşurelik buğdayları yıkayarak 4 su bardağı su ile yumuşayıncaya kadar (yaklaşık 30 dakika) haşlayın.02
Tereyağı koyduğunuz tencerede unu kavurun.03
4 su bardağı sıcak suyu ekleyerek kaynamaya bırakın. (Et suyu ile pişirirseniz daha lezzetli olur ancak ben o zamanki koşulları düşünerek eklemedim. )04
Aşurelik buğdayları çorbaya ekleyin. Karıştırarak kaynamaya bırakın.05
1 su bardağı sütü ekleyerek 5 dakika daha pişirin.06
Tuz ve karabiberi ekleyin, sıcak servis yapın.07
İsterseniz tereyağında kavurduğunuz kırmızıbiber ile süsleyebilirsiniz.02
üzümhoŞafı
MALZEMELER
1 su bardağı kuru üzüm (kuru kayısı ile de kullanabilirsiniz)
2 su bardağı toz şeker
5 su bardağı su
Hazırlanışı
01
Bir gece önceden ıslattığınız kuru üzümleri bir tencereye koyun.02
Üzerine şeker ve suyu ekleyerek 20 dakika kaynatın.HABER
Uno
Blogger
Sofrası
Bloglarası
Yemek
Yarışması
yazı DEVLETŞAH fotoğraf BURCU TÜZÜNYemek.Nâme
4
ayDır
Devam
eDen
uno
blogger
sofrası
etkinlik-leri
28
Şubat
günü
yapı-lan
bloglar
arası
yemek
yarıŞması
ile
sonlanDı.
İstanbul Marriott Hotel Asia’da düzenlenen yarışmaya her birini yakından tanıdığınız içinde be-nim de bulunduğum 12 blogcu katıldı. Üç grup halinde yarışan blogculara, Aralık 2007 sayımız-da röportaj yaptığımız İstanbul Marriott Hotel Asia’nın Executive Chef’i Eyüp Kemal Sevinç tarafın-dan hazırlanan ikişer kasa malze-me verildi. İlk 15 dakikada mal-zemelere bakarak 1 çeşit salata, 2
çeşit sandviç, 1 çeşit ana yemek, 1 çeşit de tatlıdan oluşan menü-ye karar vermemiz istenildi. Karar anından sonra, 60 dakikalık süre-de kararlaştırılan menüleri, en az 6 kişilik olmak şartıyla eğlen-celi bir koşuşturma içinde pişir-dik. Kırmızı havuçtan gül suyuna, mavi çikolatadan pestile birçok değişik malzemenin bulunduğu kasalardan, birbirinden lezzetli yemekler, birbirinden değişik
ta-Yemek.Nâme
rifler çıktı. Yemeklerimiz Temel İç-güdü isimli yemek programıyla takip ettiğimiz Serra Yılmaz, Pos-ta Gazetesi yemek kültürü yaza-rı Zeyno Gürses, Leziz Dergisi Ge-nel Yayın Yönetmeni İnci Özgöz ve Eyüp Kemal Sevinç tarafından değerlendirildi.Keyif içinde ha-zırladığımız, yemekleri sonuçlar açıklandıktan sonra büyük blog sofrasında hoş sohbetler eşliğin-de yedik.
En LEzzEtLi
Yemekler Ödülü
Ordan Burdan Hayattan
Hünerli Bayanlar
Sihirli Mutfağım
Devletşah
En EstEtik
Yemekler Ödülü
Çocukla Hayat
Yemek Zevki
Yasemin Mutfakta
Özlem
En YEniLikçi
Yemekler Ödülü
Uğur Özmen
Mutfak Sırları
Yemek Bahane
Mutfak Meleği
71MALZEMELER
Tas kebabı için
250 gram kuşbaşı et 1 adet soğan 1 diş sarımsak 2 adet domates 1 adet çubuk tarçın 1 dal taze kekik Kırmızı biber karabiber Tuz Beğendi için 2 adet kabak 3 yemek kaşığı un 2 yemek kaşığı sıvıyağ 1 subardağı hindistancevizi sütü 1 su bardağı süt beyaz biber tuz Süslemek için Kiraz domates Taze kekik Hazırlanışı
01
Et, soğan ve sarımsak harlı ateşte 2 dakika kadar kavrulur.02
Püre haline getirilmiş domates, tarçın, karabiber ilave edilir.03
Bu esnada kabukları soyulan kabaklar tuzlu suda haşlanır.04
Haşlanan kabaklar püre haline getirilir.05
Un ve sıvıyağ rengi dönene kadar kavrulur.06
Hindistancevizi sütü ve normal süt ilave edilerek hızlıca karıştırılır.07
Ocağın altı kapatılıp kabak püresi eklenir.08
Suyunu çeken tas kebabın altı kapatılır.09
Kiraz domatesler ve taze kekik dalları fritözde 2 dakika kızartılır.10
Kabaklı beğendinin üzerine tas kebabı ve kızarmış garnitürler konularak servis yapılır.PÜF NOKTALARI
AÇTIĞINIz BİR KUTU KREMAYI, AĞzI KOKU
ALMAYACAK ŞEKİLDE KAPATILDIĞINDA 10
BOYUNCA KULLANABİLİRSİNİz.
Yemek.Nâme
1 SU BARDAĞI SOĞUK KREMAYI,
6-7 YEMEK KAŞIĞI PUDRA ŞEKERİ
İLE ÇIRPARAK KREM ŞANTİ ELDE
EDEBİLİRSİNİz.
yazı MELİKE TÜRKAN BAĞLI fotoğraf COW GUMMY DENEME
(Yeniden)
Havadan
Sudan
Bahsetmek
.
77ihtiyacınız yoktur zaten. Muhatabınız konuşurken de siz öylesine dinlersiniz. Söyleşmeye başlarkenki maksadınız önemli değildir, sözün kendisi sizi bir sonraki cümleye taşır.
Böylece lâf lâfı açar. Bazen de açmaz. Çok konuşulmaktan dolayı hiçbir cazibesi kalmamış konulara dönersiniz. Konuşacak başka bir şey bulamamış olmak zaten yeterince sıkıcıdır. Ama işte o çok
konuşulmuş konu, hiçbir şey bulamamaktan iyidir. Sıkı sıkı yapışırsınız ona. Evirip
çevirirsiniz. Ama bazen de o bildik ve basit konu, pek çekici gelir de ballanır ağzınızda kelimeler. Heyecanla birbirinizin ağzından alırsınız sözü. Ama heyecanla konuşsanız da, hiçbir ciddiyeti yoktur söylediklerinizin. Her şeyden konuşabilirsiniz. Daldan dala da atlarsınız; bazı dallarda uzun, bazı dallarda kısa süreyle konaklarsınız. Konuşursunuz işte her şeyden: Yapmayı yeni öğrendiğiniz bir yemek, başbakanın son demeci, ünlü sanatçımızın yeni sevgilisi, torununuzun söyleyebildiği kelimeler, domates fiyatları, gençlerin saygısızlığı, komşunuzun yaramaz köpeği, işini tam yapmayan tesisatçılar ve eskilerin tutumluluğu…
BUgÜN ARTIK “HAvA vE SU”, EN CİDDİ KONULAR ARASINDA. KAYgIYLA KONUŞUYORUz HAvANIN DURUMUNU vE DAHA DA KAYgILIYIz SU
Yemek.Nâme
Su o kadar değilse bile hava ve hava
durumu, konuşma konuları arasına en çabuk girendir. Havaların ne kadar sıcak gittiğini söyleyerek girersiniz söze. Arkasından “Ama yarın yağmur yağabilirmiş” dersiniz. “Geçen sene de böyleydi” der karşınızdaki. “Yaa doğru, doğru…” diye karşılık verirsiniz. Havadan sudan konuşurken zaman akıp gider…
***
Sözlüklere bakacak olursak “havadan sudan konuşmak”, önemi olamayan konulardan konuşmak ve şundan bundan söz açmak anlamına geliyor. Hava ve su, konuşmanın önemsizliğini ve bütünlükten mahrum oluşunu ifade ediyor. Ciddiyetten ve ehemmiyetten uzaklığı…
Bugün artık “hava ve su”, en ciddi konular arasında. Kaygıyla konuşuyoruz havanın durumunu ve daha da kaygılıyız su konusunda. Bir yandan kuraklıkla, öte yandan sellerle boğuşurken dünya, hava ve su, bugüne kadar gayri ciddi sohbetlere konu edilmelerinin ve adlarının gayri ciddi sohbetlerde kullanılmasının intikamını alırcasına gündemimizin en mühim maddesini oluşturuyorlar.
Hava ve su, bugün, her zamankinden daha çok hayat memat meselesi…
Artık havadan sudan konuşurken terbiyemizi ve ciddiyetimizi takınmanın zamanı gelmiştir. … de geçmektedir… ***
Yukarıdaki satırları okurken düşünüyorum. İnsan, önce kendisine söylese, önce
kendisine yazsa; düşünceleri önce kendi davranışlarını etkilese…
Mart ayı içinde İstanbul’da, Dünya Su Forumu’nda misafir ağırlayacağız. Ve havadan sudan bahsedeceğiz. Terbiyemizi takınarak, ciddiyetle…
Havanın ve suyun kıymetini yokluklarında değil, varlıklarında bilebilmek dileğiyle…
Yemek.Nâme
ARTIK HAvADAN SUDAN KONUŞURKEN TERBİYEMİzİ vE CİDDİYETİMİzİ TAKINMANIN zAMANI gELMİŞTİR.
MALZEMELER
1 su bardağı kırık pirinç 4 su bardağı su
½ yemek kaşığı tuz
¼ su bardağı pirinç sirkesi
15 cm uzunluğunda 1 parça surimi (kıyılmış ve işlenmiş balık ve yengeç eti)* 500 gr. somon fileto **
2 orta boy salatalık (kabukları soyulmuş ve etli dış tarafları çok ince ve uzun uzun dilimlenmiş)
¼ olgun avokado (kabukları soyulmuş ve ince uzun dilimlenmiş)
3 adet nori (suşiyi saracağımız deniz yosunu)* 1 yemek kaşığı toz vasabi
(japon yabanturbu)* 1/3 su bardağı soya sosu
1 adet ufak boyasız bambu amerikan servis (suşiyi düzgün sarabilmek için kullanacağız)
* Büyük marketlerde bulabilirsiniz.
** Çiğ olarak servis edildiğinden çok taze olma-sına dikkat edin.
DÜNYA
MUTFAKLARI
Suşi
yazı FUNDA IŞIK fotoğraf CEM VEDAT IŞIK
Japon Yemekleri
Ekşinin, tatlının
ve göz
yaşar-tan acının
mü-kemmel şekilde
bir araya
geldi-ği Japon
mutfa-ğı, dünya yemek
kültürünü
zara-feti ve
sadeliğiy-le oldukça
etki-ler. Bu ay bu
il-ginç ve gizemli
kültürü tanımaya
çalışırken
hepini-ze gühepini-zel günler
dilerim.
soğuk suyla iyice yıkayıp, süzün. Kaynatmış olduğunuz suya tuzu, sirkeyi ve pirinçleri ekleyin. Pirinçler yumuşayana kadar, yaklaşık 12-15 dakika, ara ara karıştırarak haşlayın. Pirinçleri süzüp, geniş bir tepsi ya da kaba yayarak soğumalarını sağlayın.
02
Maki (Rulo) Suşi için,Bir noriyi bambu amerikan servis üzerine koyun. Norinin size yakın tarafına yaklaşık 6 cm genişliğinde ve yarım cm kalınlığında suşi pilavını yayın. Norinin size yakın tarafına, pilavın üzerinde 1 cm boşluk bırakarak malzemenizi*** yerleştirin. Suşiyi, bambu amerikan servis yardımıyla, yaklaşık 3 cm çapında, tam bir tur, sarın. Norinin kalan kısmını bir makas ya da bıçak yardımıyla kesin. Rulo halindeki suşiyi keskin bir bıçak ile 6 eşit parçaya bölün. Kenarlarının düzgün görünmesi için uçlarını kesebilirsiniz.
03
Sake (Somon) Abocado (Avokado) Nigiri (Sıkma) Suşi için,Yaklaşık 5 cm uzunluğunda ve 1,5 cm kalınlığında
hazırlanmış pilavın üzerine 2 cm kalınlığında dilimlenmiş somon fileto parçasını koyun. Somonların üzerine
avokado dilimlerini yerleştirin. Hazırladığınız nigiriyi, dağılmaması için, ince bir şerit nori ile sarın.
ve minik bir kap içinde soya sosu ile servis edin. Suşi, yanında servis edilen vasabinin soya sosunda eritilmesi ile elde edilen karışıma batırılarak yenir. Maki suşilerin
çubuk yardımıyla, nigirilerin ise elle yenmesi tavsiye edilir. Nigirilerin sadece etli tarafı soya soslu karışıma batırılır, böylece nigirinin altındaki pilavın dağılarak sosun içine düşmesi engellenmiş olur. Bir suşi tipinden başka bir susi tipine geçilirken arada zencefil turşusu yenerek ağız tazelenir ve tatların birbirine karışması engellenir.
*** Malzeme olarak, 6 parça surimi maki için 1 parça surimi,
6 parça sake (somon) maki için, yarım cm kalınlığında kesilmiş somon fıleto şerit-leri
6 parça kappa (salatalık) maki için, salatalığın dış kı-sımlarını kullanacağız.
Zencefil TurşuSu
DÜNYA MUTFAKLARI
1 adet orta boy taze zencefil (kabuğu soyulmuş)
1 yemek kaşığı tuz
2 su bardağı pirinç sirkesi
1 su bardağı şeker
Hazırlanışı
01
Zencefili ince uzun şeritler halindedoğrayın (bunun için sebze soyacağından faydalanabilirsiniz). Üzerine tuzu
dökün ve karıştırın. Bir saat boyunca bu şekilde bekleterek zencefilin suyunu bırakmasını sağlayın. Suyunu süzün ve zencefilleri kurulayın.
02
Pirinç sirkesinin içine şekeri ekleyin ve orta ateşte, ara ara karıştırarak, kaynayana kadar pişirin. Kaynadıktan sonra altını kısın ve 5 dakika daha pişirin.03
Bir kavanoza zencefilleri koyun ve üzerine kaynar haldeki sirkeyi ekleyin. Oda sıcaklığına gelene kadar birkaç saat beklettikten sonra kavanozun ağzını sıkıca kapatın ve buzdolabına koyun. İki gün geçtikten sonra zencefil tuşunuz servise hazır olacaktır. Buzdolabında dilediğiniz kadar saklayabilirsiniz.Yemek.Nâme
MALZEMELER
1 adet tatlı patates (yaklaşık ½ kilo ağırlığında)
1 su bardağı sıvıyağ
6 yemek kaşığı şeker
½ yemek kaşığı soya sosu
3 yemek kaşığı su
1 yemek kaşığı susam
Hazırlanışı
01
Tatlı patatesin kabuğunu soyarak, tek lokmalık küpler halinde doğrayın.02
Sıvıyağı bir tencerede kızdırdıktan sonra içine tatlı patatesleri ekleyerek kızartın.03
Şekeri, soya sosunu ve suyu, kısık ateşte, ara ara karıştırarak, bal kıvamına gelene kadar, 7-8 dakika, pişirin.04
Kızarmış tatlı patateslerin üzerine hazırladığınız şerbeti dökün.05
Hafifçe kavurduğunuz susamları da ekleyerek karıştırın.06
Sıcak servis edin.TaTlı PaTaTeS şeKerlemeSi
(daigaKuimo)
DÜNYA MUTFAKLARI
4 KişiliK
DOBİŞKO
PaPağan Çiğbörek
‘Çiğbörek tadında
derler ya’
yazı ve fotoğraf ELİF YILMAZmeKan bilgileri
aDREs:
KÖPRüBaŞı,YaLBısoKaKNo:5
aDREsTaRİfİ:
İKİEYLüLgaRaNTİBaNKası’NıN
KaRŞıKÖŞEsİNDE
TELEfoN:
02222314362.
YoRumLaRıNızİÇİNDoBİŞKoLİNKİ:
hTTP://www.DoBİsKo.com/
mEKaNLaR/PaPagaN-cİgBoREK
aTaYDaNKaLgaN aŞLaRETLİmaYLı KamuRaŞ KoBETEmENKaTLama LaŞKacaNTıKTaTaRaŞ ŞıBoREKmENKİm ossEhasTaLıK NEKENBİLmEz BaLaBaNBİRDoKTuR aYTKaNTaNsİYoNLu BİRKaRTKa BaŞıNaVuRsaYaDa KELsEağıRBİRsaNcı DaKKasıNDaKEsER ŞıRBoREKTİRİLacı (KıRımTaTaRLaRıNıN ÇİğBÖREğEYazDıKLaRıŞİİR)
Yemek.Nâme
Eskişehir’in en meşhur yiyeceği olan çiğböreğin en güzel yapıldığı ve müşterilere sunulduğu yer Papa-ğan Çiğbörek’tir.
Kırım Tatarlarının meşhur yemekleri olan çiğböre-ğin birden fazla adı vardır; Şırbörek, Şuberek, Çibo-rek, ÇibeÇibo-rek, Çiğbörek ve Çuberektir fakat halk ara-sında, dükkan tabelalarında Çiğbörek kullanılır. Kırımlılar çiğböreği öncelerde evlerine gelen mi-safirleri için yaparlarmış daha sonra bunu ticarete dökmek amacıyla şehrin değişik yerlerine işletme-ler açmışlar. Hamuru için su, tuz, un. İç harcı için kıy-ma, soğan, baharatlar kullanılıyor.
Böreğin hamurunu hazırlamak oldukça zahmet-li ve zordur. Hamurun kıvamı çok önemzahmet-lidir. Yumu-şak olursa içi pişmez ve yağ çeker. Çok sert olunca çabuk kurur. Çiğböreklerin yağ çekmesini önlemek ve daha sağlıklı olması için şoklama sistemini kulla-nırlar.
1975 yılından beri hizmet veren bu mekanın sahibi-nin bayan olması, temizlikten ve dükkanın içerisin-deki atmosferden bellidir.
Hem fiyatının düşük olması (Çiğböreğin adeti: 0.75 TL) hem doyurucu özelliği ile öğrencilerin ve halkın ana besin kaynaklarından birisi olmuştur. İşletme-nin paket servis hizmeti yoktur.
Eskişehir’e yolunuz düşerse çiğbörek ve met helva-sı yemeden, kalabak suyu içmeden geri dönmeyin.