• Tidak ada hasil yang ditemukan

Deuterokanonik (Apokrif) Kitaplar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Membagikan "Deuterokanonik (Apokrif) Kitaplar"

Copied!
422
0
0

Teks penuh

(1)

ÖNSÖZ

DEUTEROKANONİK (Apokrif) KİTAPLARIN İÇERİĞİ

Apokrif (apocrypha) sözcüğü, Grekçe "saklı kitaplar" anlamına gelen '"apocryphos" sözcüğünden gelmiştir. Orijinal metin Grekçe yazılmıştır Bu kitaplar İ.Ö. 3. yüzyılda 70 kişilik bir ekip tarafından çevirisi yapılan Septuaginta'da bulunmaktadır.

Apokrif Kitapları, Mesih İsa'dan önceki yüzyıllarda yaşayan Yahudiler'in tarihi, yaşamı, düşüncesi, ibadeti ve dinsel gelenekleri konusunda değerli bilgiler vermek açısından çok önemlidir. Böylece Mesih İsa'nın hangi tarihsel ve kültürel ortamda yaşamını ve öğretisini sürdürdüğünü daha iyi anlayabiliriz.

Eski Antlaşma dönemiyle ilgili apokrif kitapların çoğunluğu İbranice ya da Aramice yazılmış olmalarına karşın, yalnızca Grekçe biçimleriyle elimize ulaşmışlardır. Bu da metinlerin Eski Antlaşma' nın ilk Grekçe çevirisi olan Septuaginta'da toplu olarak korunmasından kaynaklanmaktadır. Eski Antlaşma'nın İ.Ö. üçüncü yüzyılda

yapılmaya başlanan ve dünyada o dönem en yaygın dil olan Grekçe 'deki bu çeviri çok kısa bir süre içinde yaygınlaşmıştır.

Roma Katolik Kilisesi 1546 yılında Trent Konsülü'nde bu kitapları Kutsal kitaplar'ın arasına almıştır. Katolikler söz konusu kitaplardan "Deuterokanonik" yani Kutsal Kitap listesine sonradan eklenmiş kitaplar olarak söz ederler. Ortodoks Kilisesi ise "Deuterokanonik" olarak adlandırdığı kitapları 1642 Yaş (Jassy) ve 1672 Yeruşalim konsüllerinde "Kutsal Yazılar' ın gerçek parçaları" olarak adlandırmıştır. Günümüzde birçok Ortodoks din bilgini Atanasyus ve Jerome'nin çizgisini izleyerek bu kitapların Kutsal Yazılar' ın diğer bölümlerinden daha az yetkili olduğunu kabul etmektedir. Apokrif Kitapları genellikle Eski Antlaşma 'nın evrensel olarak benimsenen kitapları arasında değerlendirilmez ve topluluk önünde ya da kilise tapınma hizmetinde birincil olarak kullanılmazlar. Yine de Apokrif Kitapları 'nın inanlıların kişisel çalışmaları ve gelişmeleri için yararlı olabilecekleri düşünülür.

Katolik Kilisesi Apokrif kitaplardan "Deuterokanonik" yani, Kutsal Kitap listesine sonradan eklenmiş kitaplar olarak söz eder. Protestanlar ise bu kitapları "Apokrifler" diye adlandırırlar. Martin Luther Apokrifler'e Kutsal Yazı gözüyle bakmamasına rağmen onların "okunması iyi ve yararlı kitaplar" olduğunu belirtmiştir.

Deuterokanonik (Apokrif) Kitapları tarihsel metinler, söylenceler, bilgelik sözleri, dua ve ezgiler, gelecek olaylarla ilgili metinlerden oluşur. Kitaplar sırasıyla, Tobit, Yudit, Ester (Eski Antlaşma'daki özgün metne bazı ekler içeren Grekçe çevirisi). Bilgelik, Sirak, Baruk, Yeremya'nın Mektubu, Azarya'nın Duası ve Üç Genç Adamın Ezgisi, Suzanna, Bel ve Ejderha, 1. Makabeler, 2.Makabeler, 3.Makabeler, 1.Esdras, 4.Ezra, Manaşşe'nin Duası, 151.Mezmur ve 4.Makabeler'dir.

(2)

TOBİT' İN KİTABI GİRİŞ

İbranice ya da Aramice dilinde yazılan Tobit' in Kitabı Tanrı'ya imanı olan kişilere yapılan mucize biçiminde yardımı anlatan bir öyküdür. Dinsel bağlılıkla ahlak

konusunda bir Yahudi öğretisidir. Bu kitap Yeni Antlaşma'dan önceki dönemde Yahudi dinini ve kültürünü canlı biçimde anlatmaktadır.

Ana Hatlar

1:1-3:15 Tobit Ninova'da ve Sara Medya'da acı çekip dua ederler 3:16-17 Duaları kabul olununca Tanrı melek Rafael 'i onlara gönderir 4:1-21 Tobit oğlu Tobyas 'a öğüt verir

5:1-7:12 Rafael Tobyas'la Medya'ya yolculuk eder 7:13-9:6 Tobyas Sara'yla evlenir

10:1-11:18 Rafael Tobyas ve Sara'yla geri döner, kör Tobit'in gözlerini iyileştirir 12:1 -22 Melek Rafael kim olduğunu açıklar

13:1-14:15 Tobit Tanrı 'yı över ve Tobyas 'a öğüt verir

1

Gabael oğlu,Aduel oğlu, Ananyel oğlu, Tobyel oğlu Tobit'in öyküsü. Kendisi Asyel'in soyundan Naftali oymağındandı.

2Asur Kralı Şalmaneser'in zamanında Tisbe'den sürgüne gönderildi. Tisbe, yukarı Galile'de, Kadeş Naftali'nin güneyinde, Hazor'un yukarısında, Sefet'in kuzeybatı yönündedir.

Tobit Sürgünde

3Ben Tobit, yaşadığım sürece doğru yoldan ayrılmadım, kendimi iyi işlere adadım. Asur ülkesinde, Ninovada, benim gibi sürgün olan kardeşlerime ve vatandaşlarıma pek çok sadaka verdim.

4Gençliğimde, İsrail ülkesinde evimdeyken, atam Naftali'nin bütün oymağı Davut'un soyundan ve Yeruşalim'den ayrıldı. Oysa bütün İsrail oymaklarının kurbanlarını sunmaları için bu kent seçilmişti; bu kentte tapınak -Tanrı'nın evi- yapılmıştı ve bütün gelecek kuşaklar için kutsanmıştı.

5Ama bütün kardeşlerim ve Naftali'nin soyu, İsrail Kralı Yeroboam'ın Galile dağlarında, Dan'da yaptırdığı danaya kurban kesiyordu.

6Kutsal bir yer olan Yeruşalim'i ziyarete giderken çoğu kez yapayalnızdım. Bütün İsrail'i sonsuza dek bağlayan yasayı yerine getiriyordum. Meyvelerden alınan ilk ürünle ve hayvanlarla, sığırların onda biriyle ve ilk kez kırkılan koyunlarla çarçabuk

(3)

Yeruşalim'e gidiyordum.

7Bunları sunmak için Harun'un oğulları olan kâhinlere veriyordum. Yeruşalim'de hizmet eden Levililer'e şarapla mısırın, zeytinlerin, narlarla diğer meyvelerin onda birini veriyordum. Altı yıl süre ile bu ikinci onda bir gelirimin parasını alarak

Yeruşalim'e gidip ödedim.

8Gelirimin üçüncü onda birini öksüzlere, dullara ve İsrailliler'le birlikte yaşayan yabancılara verdim. Her üç yılda bir bunu onlara bir armağan olarak verdim. Yemek yerken Musa'nın yasasına ve babamız Ananyel'in annesi Debora'nın öğütlerine uyardık. Çünkü babam ölmüştü ve ben öksüz kalmıştım.

9Büyüyüp genç bir erkek olunca, akrabalarımızdan Anna adında bir kadınla evlendim. Bir oğlumuz oldu, ona Tobyas adını verdim.

10Asur ülkesine sürgün edilince, beni alıp Ninova'ya götürdüler. Bütün kardeşlerim ve benim soyumdan olan kişiler putperestlerin yemeğini yedi. Ama ben putperestlerin yemeğini yemedim.

11-12 Bütün yüreğimle Tanrı'ma inanmayı sürdürdüğüm için,

13yüce Tanrı Şalmaneser'in benimle ilgilenmesini sağladı ve kralın besinini sağlamakla görevlendirildim.

14O ölünceye dek Medya'ya yolculuk ettim ve orada onun adına iş yaptım. Medya'da, Rages'te, Gabri'nin kardeşi Gabael'e on talant gümüş verdim.

15Şalmaneser ölünce, oğlu Sanherib onun yerine geçti. Medya'ya giden yollar kapanmıştı ve artık oraya gidemiyordum.

16Şalmaneser'in zamanında sadakamı çoğu kez benim soyumdan olan kardeşlerime verirdim.

17Ekmeğimi aç kalanlara, giysilerimi çıplak olanlara verirdim. Ninova'nın duvarlarının dışına atılan vatandaşlarımın cesetlerini gördüğüm zaman onları gömerdim.

18Sanherib'in öldürdüklerini de gömdüm. Tanrı onun sövgülerini cezalandırdı ve Yahudiye'den düzensiz biçimde geri çekildi. Öfkelenen Sanherib çok sayıda İsrailli'yi öldürdü. Cesetleri ben gizlice alıp gömdüm. Sanherib cesetleri aradı, ama bulamadı. 19Ninovalı bir kişi krala gidip gizlice gömdüğümü bildirdi. Krala söylenenleri öğrenince ve beni öldürmek için aradıklarını anlayınca, korkup kaçtım.

20Bütün varlığıma el kondu, tümünü hazine aldı. Elimde kalan salt eşim Anna ve oğlum Tobyas'tı.

21Kırk gün geçmeden, iki oğlu kralı öldürüp Ağrı Dağı'na kaçtı. Oğlu Esarhaddon kralın yerine geçti. Kardeşim Anael'in oğlu Akikar maliye bakanlığına atandı ve kendisine işleri yönetme yetkisi verildi.

22Akikar benim adıma aracılık etti ve Ninova'ya dönmeme izin verildi. Çünkü Asur Kralı Sanherib zamanında Akikar baş saki, mührü saklayan kişi, yönetici ve hazine bakanı görevlerini bir arada yürütüyordu. Esarhaddon, ondan görevlerini

(4)

Tobit Kör Oluyor

2

Böylece, Esarhaddon döneminde eve döndüm ve eşim Anna'yla oğlum Tobyas'a kavuştum. Pentikost Bayramı'nda (Haftalar Bayramı'nda) güzel bir yemek vardı. Yemek için oturdum.

2Masayı ve pişirilen yemek türlerini önüme koydular. O zaman oğlum Tobyas'a şöyle dedim: "Oğlum, git de, Ninova'ya sürgün edilenkardeşlerimiz arasında dostluğu ve bağlılığı içten olan yoksul birini bul ve buraya getir ki, yemeğimi

onunla paylaşayım. Geri dönünceye dek seni beklerim çocuğum. "

3Tobyas kardeşlerimiz arasında yoksul birini bulmak için dışarı çıktı. Geri dönüp, "Baba!" dedi. "Ne oluyor oğlum?" diye sordum. Konuşmasını sürdürdü: "Baba,

ulusumuzdan birini şimdi öldürdüler; pazaryerinde onu boğup yere attılar. Hâlâ orada. "

4Yiyeceklere dokunmadan çabucak yerimden fırladım, adamın cesedini pazaryerinden alıp evimdeki odalardan birine koydum ve onu gömmek için güneş batıncaya dek bekledim.

5Yeniden odama girdim, yıkandım ve acıyla yemeğimi yedim.

6Bu arada Peygamber Amos'un Beytel'le ilgili sözlerini anımsadım: "Bayramlarınız yasa, Şarkılarınız çığlığa dönüşecektir. "

7Ağladım. Güneş batınca gidip bir mezar kazdım ve cesedi gömdüm.

8Komşularım gülüp şöyle dediler: "Bakın! Hâlâ kaygılanmıyor. Daha önce bu yüzden başına ödül konmuş, kaçmak zorunda kalmıştı. Şimdi de geri döndü ve yeniden ölüleri gömmeye başladı. "

9O gece banyo yaptım. Sonra avluya çıktım ve avludaki duvarın dibine uzanıp yattım. Hava sıcak olduğu için yüzümü örtmeden yattım.

10Duvarda, başımın üstünde serçeler olduğunu bilmiyordum. Onlardan damlayan sıcak birikintiler gözlerimin içine düştü. Ardından, gözlerimde beyaz benekler oluştu ve tedavi için hekimlere gitmek zorunda kaldım. Ama gözlerim için gereğinden çok merhem denemelerine karşın, benekler beni daha çok körleştiriyordu ve sonunda tümüyle kör oldum. Dört yıl süreyle görmüyordum. Tüm erkek kardeşlerim

kaygılanmıştı. Akikar, Elimayis'e gidinceye dek, iki yıl süreyle bakımım için gerekli olan parayı karşıladı.

11Bundan sonra eşim Anna kadınların yaptığı işlerde çalışmaya başladı. Yün örüp kumaş dokudu.

12Kendisine ısmarlanan şeyleri götürüp yerine veriyor, ardından parasını alıyordu. Mart'ın yedisinde elindeki işi bitirip alıcıya götürdü. Parasını ödediler ve kendisine yemek için bir keçi yavrusu armağan ettiler.

(5)

13Evime gelince, keçi yavrusu melemeye başladı. Eşimi çağırıp ona şöyle dedim: "Bu yaratık nereden geliyor? Ya çalınmışsa! Çabuk sahibine geri götür, çalınmış

yiyecekleri yemeye hakkımız yok. "

14Eşim şöyle dedi: "Hayır, bana ödenen ücretin dışında, bu bana verilen bir

armağandır. " Ona inanmadım ve keçi yavrusunu sahibine götürmesini istedim. Bunu söylerken karşısında yüzüm kızardı. O bana şu yanıtı verdi: "Verdiğin sadakalardan ne haber? Yapmış olduğun iyi şeylerden ne haber? Bunların karşılığında başına gelenleri herkes biliyor."

3

O zaman yüreğimde acı bir iç çekip ağladım ve inleyerek aşağıdaki duayı okudum:

2"Rabbim, sen herkesin hakkını gözetirsin, Tüm yapıtların doğrudur. Ortamın iyilik ve gerçektir, Dünyanın yargıcısın.

3Onun için Rabbim, Beni anımsa, beni gözet. Günahlarım için, Düşüncesizliğimin neden olduğu Yersiz davranışlarım için Ya da atalarımın günahları için beni cezalandırma.

4Çünkü sana karşı günah işledik, Buyruklarına uymadık, Sen de bizi terk ettin. Bu nedenle bizi soydular, Tutsak edip öldürdüler. Başka uluslara karıştık Ve o uluslar bizden söz etti, Bizi gülünç duruma soktu, Bizi hor gördü.

5Oysa bütün buyrukların doğrudur, Senin tutumun yersiz davranışlarımın sonucudur. Atalarımın yersiz davranışları da buna neden olmuştur, Çünkü senin buyruklarına uymadık, Senin katında doğru yolda yürümedik.

6Şimdi, bana istediğin gibi davran. Yaşamımı sonuçlandırmaktan kıvanç duy; Bundan böyle bu topraklarda yaşama isteğimi yitirdim; Yeniden toprak olmak istiyorum. Çünkü ben ölümü yaşama yeğ tutuyorum. Nedenini bilmeden yerildim ve acım sonsuzdur. Rabbim, beni bu acıdan kurtarmak için vereceğin yargıyı bekleyeceğim. Bırak da, sonsuza dek benim olacak eve gideyim. Rabbim, bana sırt çevirme, Çünkü acımasız belaya çatınca, Ölüm yaşama yeğ tutulur. Bana iftira atılmasından usandım. "

Sara

7Ekbatana'da Medya'da yaşayan Raguel'in kızı Sara'yı bir rastlantı sonucu aynı gün, babasının hizmetçilerinden biri aşağıladı.

8Sara'nın yedi kez evlendiğini bilmeniz gerek. Cinlerin en kötüsü olan Azmodius, damatları arka arkaya öldürmüştü. Bu işi evlenen çift birleşmeden önce yapmıştı. Hizmetçi kız şöyle dedi: "Evet, damatları sen öldürdün. Seni yedi kez evlendirdiler ve şansın hiç açılmadı.

9Damatların ölmesi, bizleri cezalandırman için bir neden değil. Sen de onların yanına git. Böylece, senin çocuğunu görmek olasılığından kurtulmuş oluruz!"

10O gün Sara çok üzüldü, hüngür hüngür ağladı ve kendini asmayı tasarlayarak babasının odasına çıktı. Ardından düşünceye daldı: "Babamı suçladıklarını varsay! Diyecekler ki, sevdiğin tek bir kızın vardı ve şimdi acıdan kendini astı. Yaşlı babama

(6)

böyle bir acı verirsem o bu acıya dayanamaz ve ölüler ülkesine göçer. Kendimi asmamam daha iyi, ancak ölmek için ve daha çok yaşayıp aşağılanmamak için Tanrı'ya yalvarmalıyım. "

11Ardından pencerenin yanına gitti ve kollarını uzatarak şu duayı okudu: "Bağışlayan Tanrı, sen kutsalsın! Adını sonsuza dek kutsayalım, Yarattığın bütün yapıtlar Sonsuza dek seni kutsasın.

12Şimdi yüzümü kaldırıp Gözlerimi sana çeviriyorum.

13Sözün beni yaşadığım topraklardan kurtarsın, Bana iftira atılmasına artık dayanamıyorum.

14Rabbim, Tertemiz olduğumu biliyorsun, Bir erkek eli bana değmedi;

15Sürgün edildiğimiz bu ülkede Ne senin adına leke sürdüm Ne de babamın adına. Babamın tek kızıyım, Mirasçı olacak başka çocuğu yok. Yanında bir erkek kardeşi yok, Hiç akrabası kalmadı, Yaşamımı sürdürmem için bir neden yok. Doğrusu yedi koca kaybettim, Bir süre daha yaşayıp ne olacak? Yaşamımı noktalamak istemiyorsan, O takdirde bana acıyarak bak; Bana iftira atılmasına artık dayanamıyorum. "

Duaya Yanıt

16O süre içinde görkemli Tanrı'nın katında her ikisinin de duası kabul olundu. 17Tanrı, her ikisinin de derdine çare bulması için Rafael adındaki meleği onlara gönderdi. Rafael, Tanrı'nın yarattığı ışığı kendi gözleriyle görebilmesi için Tobit'in gözlerindeki beyaz benekleri yok edecekti. Raguel'in kızı Sara'yı en kötü cinlerden biri olan Azmodius'dan kurtaracak ve onu Tobit'in oğlu Tobyas'la evlendirecekti. Çünkü Sara'ya talip olan bütün erkeklerden önce, onunla evlenmek Tobyas'ın hakkıydı. Raguel'in kızı Sara yukarıdaki odadan aşağı inerken aynı anda Tobit avludan eve dönüyordu.

Tobyas

4

Aynı gün Tobit Medya'da, Rages'te Gabael'e bıraktığı gümüşleri anımsadı. 2Şöyle düşündü: "Ölmek için dua edecek durumdayım. Ölmeden önce oğlum Tobyas'ı çağırıp ona para konusunda bilgi vermem iyi olur. "

3Oğlu Tobyas'ı çağırıp ona şöyle dedi: "Öldüğüm zaman onurlu bir şekilde gömülmemi sağla. Annene saygı göster ve yaşadığın sürece onu asla bırakma. Tüm isteklerini yerine getir ve onu asla üzme.

4Sen onun rahmindeyken senin için göze aldığı tehlikeleri anımsa, oğlum. Annen öldüğü zaman onu benim yanıma, aynı mezara göm.

5"Oğlum, yaşadığın sürece Tanrıya güven. Günah işlemek ya da Tanrı'nın yasalarına uymamak isteğini asla duyma. Yaşadığın sürece iyi işler yap, doğru olmayan biçimde asla davranma.

(7)

6Çünkü dürüst davranırsan bütün yaptıklarında başarılı olursun. Doğru davranan bütün insanlar aynı durumdadır.

7"Mallarından bir bölümünü sadaka vermek için ayır. Yoksul kişiye asla sırt çevirme. Tanrı da sana sırt çevirmez.

8Sadaka verirken varlığını ölçü olarak kullan. Varlıklıysan daha çok ver, varlıklı değilsen az ver, ama sadaka verirken eli sıkı olma.

9Böyle davranırsan, yoksulluk günleri için kendine büyük bir hazine hazırlamış olursun.

10Çünkü sadaka insanı ölümden kurtarır ve karanlığa gömülmesini önler. 11Sadakayı yüce Tanrı'nın katında vermek çok etkili bir sunudur.

12"Oğlum, düzensiz davranışlardan sakın. Seçeceğin eş babanın soyundan olsun. Babanın oymağından olmayan yabancı bir eş alma, çünkü bizler, peygamberlerin çocuklarıyız. Baştan beri atalarımız olan Nuh'u, İbrahim'i, İshak'ı ve Yakup'u anımsa. Tümü kendi soyundan eş aldı, çocuklarıyla kutsandılar ve onların soyu yeryüzünün mirasçısı olacaktır.

13Oğlum sen de kendi kardeşlerini yeğ tutmalısın. Kardeşlerini asla küçük görme, onlar ulusun oğulları ve kızlarıdırlar. Eşini onların arasından seç. Çünkü gurur, insanın kaygı duymasına ve yıkımına neden olur. Aylaklık yoksunluğa ve yoksulluğa neden olur, çünkü aylaklık açlığın anasıdır.

14"Senin için çalışanların ücretini çabucak öde, ücretlerini ödemeyi ertesi güne bırakma. Tanrı'ya hizmet edersen ödülünü alırsın. Oğlum, yaptıklarında dikkatli ol, bütün davranışlarında tutumun eğitilmiş kişininki gibi olsun.

15Sana nasıl davranılmasını istiyorsan başkalarına da öyle: davran. Sarhoş olacak kadar şarap içme, yolculuk ederken aşırı davranışlardan sakın.

16"Aç olanlara ekmeğini ve çıplak olanlara giysilerini ver. Varlıklıyken elinde bulunanların bir bölümünü sadakaya ayır; sadaka verdiğin zaman isteksiz olma. 17Erdemli kişinin mezarında ekmek sunmakta eli açık davran, ama günahlılara bir şey verme.

18"Bilge kişinin öğüdünü dinle, yararlı bir öğüdü asla küçümseme.

19Bir işe girişirken Tanrı'ya yalvar, sana yol göstermesi ve amacına ulaşabilmen için O'na yakar. Çünkü bilgelik bütün uluslara verilmemiştir, bütün iyilikleri veren Tanrı'dır. İsterse insanı yüceltir, isterse insanın yıkımına neden olur. Ölüler

ülkesinin derinliklerine gömer. Bundan ötürü oğlum, öğütlerimi anımsa ve sözlerimin izleri asla yüreğinden silinmesin.

20"Şimdi, oğlum, Medya'da, Rages'te, Gabri'nin oğlu Gabael'de on talant gümüş bıraktığımı sana söylemem gerek.

(8)

21Yoksul olduksa kaygılanma, oğlum. Tanrı'dan korkuyorsan, her türlü günahtan uzak duruyorsan ve yaptıklarından Tanrı hoşnutsa, senin büyük bir servetin var demektir. "

Tobyas 'ın Yol Arkadaşı

5

Bunun üzerine, Tobyas babası Tobit'e şöyle yanıt verdi: "Baba, bütün isteklerini yerine getireceğim.

2Ama ondan parayı nasıl alabilirim? Ne beni tanıyor ne de ben onu.

Bana inanması ve gümüşü vermesi için kim olduğumu nasıl belirteceğim? Ayrıca, Medya'ya yolculuk yapmak için hangi yoldan gidileceğini bilmiyorum. "

3Tobit, oğlu Tobyas'a şöyle yanıt verdi: "Bir pusulayı ikimiz de imzaladık, pusulayı ikiye bölüp kestim, yarısı bende yarısı da onda kalsın diye. Pusulanın yarısını aldım, öbür yarısını da gümüşün yanına koydum. Düşün ki bu olaylar yirmi yıl önce oldu. Gümüşü de koruması için ona bıraktım! Bundan ötürü oğlum, seninle yolculuk yapacak güvenilir bir adam bul. Seninle yolculuk ederek kaybedeceği zaman için ona para ödeyeceğiz. Onunla Gabael'e gidip parayı al. "

4Tobyas, yolu bilen ve onunla birlikte Medya'ya gidecek bir adam bulmak üzere dışarı çıktı. Dışarıda Rafael adındaki melek onu bekliyordu. Ama Tobyas Tanrı'nın meleklerinden biriyle karşılaştığını anlayamadı.

5Tobyas sordu: "Nereden geliyorsun, dostum?" Melek, "İsrailli kardeşlerinden biriyim, iş bulmak için buralara geldim" diye yanıtladı. Tobyas yine sordu: "Medya'ya giden yolu biliyor musun?"

6"Kuşkusuz biliyorum" dedi, "Oraya çoğu kez gittim, bütün yolları ezbere

biliyorum. Medya'ya sık sık gider, Gabael'de kalırdım. Medya'dan Rages'e gitmek iki gün sürer, Rages dağlık bölgededir, Ekbatana da ovanın ortasındadır. "

7Tobyas ona şöyle dedi: "Dostum beni bekle, gidip babamla görüşeyim. Sana gereksinmem var. Benimle gelirsen kaybedeceğin zaman karşılığında sana para öderim. "

8Melek, "Olur, beklerim, ama çabuk dön" dedi.

9Tobyas içeri girdi ve babasına İsrailli kardeşlerinden birini bulduğunu anlattı. Babası şöyle dedi: "Onu içeri getir, ailesi ve oymağı konusunda bilgi almak

istiyorum. Senin için güvenilir bir arkadaş olup olmadığını anlamam gerek, oğlum. "

10Bunun üzerine Tobyas dışarı çıkıp onu çağırdı: "Dostum, babam seni istiyor. " Melek eve girdi. Tobit onu selamladı, o da karşılık verdi ve ona mutluluk diledi. Tobit, "Bir daha mutlu olabilir miyim?" dedi, "Ben körüm, gökten gelen ışığı artık göremiyorum. Işığı görmeyen ölüler gibi karanlığa gömülmüş durumdayım. Ben, canlıyken mezara girmiş bir adamım. Söylenenleri duyuyorum ama insanları

(9)

göremiyorum. " Melek ona şöyle dedi: "Avunmaya çalış. Tanrı yakında seni iyileştirecektir. Avunmaya çalış. " Tobit de şöyle dedi: "Oğlum Tobyas Medya'ya gitmek istiyor. Ona yol gösterir misin? Kardeşim, sana para veririm. " Melek, "Onunla gitmek istiyorum" diye yanıtladı, "Bütün yolları biliyorum. Medya'ya çoğu kez gittim, bütün ovalarından ve dağlarından geçtim, bütün yolları bilirim. " 11Tobit şöyle dedi: "Kardeşim, sen hangi aileden ve hangi oymaktansın? Bana söyler misin?"

12Melek, "Benim oymağımdan sana ne?" dedi. Tobit, "Kimin oğlu olduğunu iyice bilmek ve adını öğrenmek istiyorum" dedi.

13Melek şöyle dedi: "Ben büyük Hananya'nın oğlu Azarya'yım, akrabalarından biriyim. "

14"Hoş geldin ve selamlar kardeşim!" dedi Tobit, "Ailenin adını bilmek istediğim için sakın alınma. Akrabam olduğunu, iyi ve onurlu bir soydan geldiğini

öğreniyorum. Büyük Semeya'nın iki oğlunu, Hananya ile Natan'ı tanırım. Benimle Yeruşalim'e gelirlerdi. Orada birlikte dua ettik ve doğru yoldan asla ayrılmadılar. Kardeşlerin değerli kişilerdir, iyi bir soydan geliyorsun, hoş geldin. "

15Sözlerine şöyle devam etti: "Sana günde bir gümüş para ödeyeceğim, ayrıca, oğlum gibi senin de masraflarını karşılayacağım. Yolculuğu oğlumla tamamlarsan, 16sana anlaştığımızdan daha çok para öderim. " Melek yanıtladı: "Yolculuğu

onunla tamamlayacağım. Kaygılanma, giderken de dönerken de her şey yolunda gidecek. Yol tehlikesizdir. "

17Tobit şöyle dedi: "Seni kutsarım, kardeşim!" Sonra oğluna dönüp şöyle dedi: "Oğlum, yolculuk için gereken hazırlıkları yap ve kardeşinle yola çık. Göklerdeki Tanrı dış ülkede sizi korusun ve her ikinizi de esenlikle bana geri göndersin! Tanrı'nın iyilik meleği sizinle olsun ve sizi korusun, oğlum!"

Tobyas yola çıkmak üzere evden çıktı, annesiyle babasını öptü. Tobit, "İyi yolculuklar!" dedi.

18Tobyas'ın annesi ağlamaya başladı ve Tobit'e şöyle dedi: "Oğlumu niçin uzağa gönderiyorsun? O, dayandığımız asa değil mi, her işimize koşmuyor mu?

19Kuşkusuz önemli olan salt para değildir. Kuşkusuz para oğlumuz kadar değerli değildir.

20Tanrı 'nın bize verdiği yaşam biçimi bize yeterdi. "

21Tobit şöyle dedi: "Böyle şeyler düşünme. Her şey iyi olacak, oğlumuz gidip

gelecek. Eve döndüğü gün iyi olduğunu sen de göreceksin. Böyle şeyler düşünme. Onlar için kaygılanma, bacım.

22Tanrı'nın iyilik meleklerinden biri onunla beraber gidecek, yolculuğu iyi geçecek. Bize esenlik içinde mutlu dönecek. "

(10)

Balık

6

O da gözünün yaşını sildi.

2Delikanlı melekle yola çıktı. Köpek onları izliyordu. Sürekli yol aldılar ve ilk gün akşamüstü Dicle Irmağı'nın yanında kamp kurdular.

3Delikanlı ayaklarını yıkamak için ırmağa inmişti. Ama sudan sıçrayan büyük bir balık az daha ayağını yutacaktı. Delikanlı bir çığlık attı.

4Melek şöyle dedi: "Balığı yakala, onu kaçırma. " Delikanlı balığı yakalayıp ırmağın kenarına çekti.

5Melek devam etti: "Balığı yar, safrakesesini, yüreğini ve karaciğerini çıkar. Bunları bir yana ayır, bağırsaklarını at. Çünkü safrakesesinin, yüreğinin ve karaciğerinin şifa veren özellikleri vardır. "

6Delikanlı balığı yardı, safrakesesini, yüreğini ve karaciğerini ayırdı. Balığın bir kısmını yemek için kızarttı, geri kalanını da tuzda saklamak üzere bir yana koydu. Sonra yola çıktılar ve Medya'ya iyice yaklaştılar.

7O zaman delikanlı meleğe sordu: "Azarya kardeş, balığın yüreği, karaciğeri ve safrakesesi nasıl şifa verir?"

8Melek şöyle yanıtladı: "Balığın yüreğini ve karaciğerini yakarsan, oluşan duman, bir şeytanın veya kötü bir cinin musallat olduğu erkeğe veya kadına şifa verir. Bu tür bela, hiç bir iz bırakmadan, tümüyle ortadan kalkar.

9Safrakesesine gelince, gözlerinde beyaz benekler oluşan kişi için göz merhemi olarak kullanılır. Safrakesesini kullandıktan sonra, gözlerin şifa bulması için beneklerin üstüne üflemen yeter. "

10Medya'ya girdiler ve Ekbatana'ya çok yaklaştılar.

11Rafael delikanlıya, "Tobyas kardeş" dedi. Ötekisi yanıtladı: "Buyurun!" Melek konuşmasını sürdürdü: "Bu gece Raguel'de kalacağız. O senin akraban olur. Sara adında bir kızı var.

12Ama Sara'dan başka hiç bir oğlu veya kızı yok. En yakın akrabası sensin. O başkalarının değil, senindir ve babasının mirasında hak talep edebilirsin. Sara düşünceli, yürekli ve çok güzel bir kızdır. Babası onu çok sever.

13Onunla evlenmek hakkındır. Dinle, kardeşim: Bu akşam kız konusunda babasıyla konuşacağım, kızın seninle nişanlanmasını sağlayacağım. Rages'ten dönüşümüzde evlenirsiniz. İnan ki, Raguel'in bu önerimi geri çevirmeye ya da kızını başkasıyla nişanlamaya hakkı yoktur. Çünkü Musa'nın yasası böyle buyuruyor. Raguel kabul etmezse ölümünü istiyor demektir. Akrabası olman nedeniyle kızıyla evlenmek herkesten önce senin hakkın. Raguel bunu

(11)

ve seninle evlenmesini isteyeceğiz. Rages'ten dönüşümüzde onu da alır, senin evine götürürüz. "

14Tobyas Rafael'e şöyle yanıt verdi: "Azarya kardeş, duyduğuma göre, o kızı yedi kez evlendirmişler, ama yedi damat da zifaf odasında ölmüş. O odaya girdikleri gece ölmüşler, damatları bir cinin öldürdüğünü duydum.

15Bu nedenle biraz kaygılanıyorum. Kuşkusuz cin kıza bir kötülük yapmıyor, çünkü onu seviyor, ama bir erkek kıza yaklaşmak isterse, cin onu öldürüyor. Ben babamın tek oğluyum ve ölmek istemiyorum. Annemle babama böyle bir acı vermekten çekiniyorum. Çünkü bu acı onların mezara girmesine neden olur. Onları görecek başka oğulları yok. "

16Melek şöyle dedi: "Babanın öğüdünü unutacak mısın? O sana babanın ailesinden bir eş seçmeni salık verdi. Öyleyse dinle, kardeşim. Sen cin için kaygılanma, o kızla evlen. Sana söz veriyorum, bu gece onu sana eş olarak vermeyi kabul edecekler.

17Zifaf odasına girdiğin zaman, balığın yüreğini ve karaciğerini al ve bunların bir kısmını yakılan buhurun içine koy. Buhur yayılacak,

18cin de bu kokuyu alınca kaçacak. Bir daha kızın yanına asla dönmeyecek, öyle bir tehlike yoktur. Sonra birleşmeden önce, ikiniz de ayağa kalkın ve dua edin. Göklerdeki Tanrı'dan sizi bağışlamasını ve korumasını dileyin. Kaygılanma, o kız başından beri senindi ve onu sen kurtaracaksın. O kız seni izleyecektir ve sana söz veriyorum, sana vereceği çocuklar senin için birer erkek kardeş olacaktır. Duraksama. "

Tobyas Rafael'in bu sözlerini duyunca ve Sara'nın babasının akrabalarından olduğunu, bacısı olduğunu anlayınca, Sara'ya o denli vuruldu ki, artık gönlünün sahibini bulmuş oldu.

Raguel

7

Ekbatana'ya girerken Tobyas şöyle dedi: "Azarya kardeş, beni çabucak kardeşimiz Raguel'e götür. " O da Raguel'in evine giden yolu Tobyas'a gösterdi. Raguel avlu kapısının yanında oturuyordu. İlk önce selam verdiler. O da yanıt verdi: "Hoş geldiniz, selamlar, kardeşlerim. " Onları eve götürdü.

2Eşi Edna'ya şöyle dedi: "Bu genç adam, kardeşim Tobit'e ne denli benziyor!" 3Edna nereden geldiklerini sordu. "Biz Ninova'ya sürgün edilen Naftali'nin oğullarıyız" dediler.

4Onlara, "Kardeşimiz Tobit'i tanıyor musunuz?" diye sordu. Onlar, "Evet, tanıyoruz" dediler. Edna yine sordu: "Kendisi nasıl?"

5Onlar, "Hâlâ yaşıyor ve iyidir" diye yanıt verdiler. Tobyas sözlerini şöyle sürdürdü: "O benim babamdır. "

(12)

6Raguel ayağa fırladı ve onu öpüp ağladı.

7Konuşabildiği zaman şöyle dedi: "Seni kutsarım, oğlum! Soylu bir babanın oğlusun. O denli erdemli ve o denli iyi işler yapan bir insanın kör olması ne acıklı!" Akrabası olan Tobyas'ın boynuna sarıldı ve gözyaşı döktü.

8Eşi Edna onun için ağladı, kızı Sara da gözyaşı döktü.

9Raguel sürüden bir koyun kesti ve konukları içtenlikle karşıladılar.

Yıkandılar, banyo yaptılar ve sofraya oturdular. Sonra Tobyas Rafael'e şöyle dedi: "Azarya kardeş, bacın Sara'yı benim için Raguel'den ister misin?"

10Raguel bu sözleri duydu. Genç adama şöyle dedi: "Ye, iç ve elinden geldiği kadar bu geceden faydalan. Kızım Sara ile başka kimsenin evlenmeye hakkı yoktur. Buna ancak senin hakkın vardır, kardeşim. Kızımın en yakın akrabası olduğuna göre, ben onu senden başkasına veremem. Ancak, oğlum, seninle açık konuşmalıyım.

11Akrabalarımız arasından yedi kez ona bir koca bulmaya çalıştım, ancak hepsi de kızımın odasına girince, ilk gece öldü. Oğlum şimdi ye, iç. Tanrı seni bağışlayacak ve gönül rahatlığı verecektir. " Tobyas şöyle konuştu: "Sen benim hakkımda bir karara varıncaya dek yiyip içmekten anlamam. " Raguel yanıt verdi: "Dediğin gibi olsun. Çünkü Musa'nın yasası uyarınca o sana verilmiştir. Tanrı'nın buyruğu da senin olması yolundadır. Onun için kız kardeşini sana emanet ediyorum. Bundan böyle sen onun erkek kardeşisin, o da senin kız kardeşindir. Bugünden

başlayarak, sonsuza dek, o sana verilmiştir. Göklerdeki Tanrı bu gece yardımcın olsun, oğlum. O seni bağışlasın ve sana gönül rahatlığı versin."

12Raguel kızı Sara'yı çağırdı. Elini tuttu ve kızını Tobyas'a vererek şöyle dedi: "Onu sana emanet ediyorum. Musa'nın yasasına ve yargısına göre o senin

karındır. Onu götür. Vicdanın rahat etsin ve onu babanın evine götür. Göklerdeki Tanrı'nın yardımıyla yolun açık olsun, gönül rahatlığıyla git."

13Sonra kızının annesine döndü ve yazı yazmak için kâğıt istedi. Evlilik sözleşmesini hazırladı. Musa'nın yasası uyarınca kızın Tobyas'la nasıl evlendirildiğini yazdı.

14-15Birlikte yiyip içtiler.

16Raguel eşi Edna'yı çağırıp şöyle dedi: "Bacım, ikinci odayı hazırla ve kızını oraya götür." Edna kocasının buyurduğu gibi, yatağı o odada hazırladı ve kızını odaya götürdü. Kızı için ağladı, sonra gözünün yaşını sildi ve şöyle dedi: "Yürekli ol, kızım! Göklerdeki Tanrı acını sevince çevirsin! Yürekli ol, kızım!" Bunu dedikten sonra dışarı çıktı.

(13)

Cin Kovuluyor

8

Yiyip içtikten sonra yatma zamanı geldi. Genç adamı yemek odasından yatak odasına götürdüler.

2Tobyas, Rafael' in öğüdünü hatırladı. Çantasını açtı, balığın yüreğini ve karaci-ğerini çıkardı ve bunların bir kısmını yakılan buhurun içine koydu.

3Balığın buharı cine acı verdi ve cin hava yoluyla Mısır'a kaçtı. Rafael onu izledi ve çabucak bağlayıp prangaya vurdu.

Tobyas'ın Duası

4Bu arada anne ve baba dışarıya çıkmış ve kapıyı kapatmıştı. Tobyas yataktan kalktı ve Sara'ya şöyle dedi: "Kalk, bacım! Sen ve ben Tanrı'ya dua etmeliyiz. Tanrı'dan bizi bağışlamasını ve korumasını dilemeliyiz."

5Sara ayağa kalktı ve Tanrı'nın onları koruması için birlikte dua ettiler. Tobyas şöyle dua etti: "Ey atalarımızın Tanrısı, sen kutsalsın, Adın da kutsaldır sonsuza dek. Gökler seni kutsasın, Bütün yaptıkların sonsuza dek seni kutsasın.

6Adem'i sen yarattın, Ona yardımcı olması ve onu desteklemesi için Eşi Havva'yı sen yarattın, İkisinden insan soyu doğdu. Sen şöyle dedin: 'Erkeğin yalnız

kalması iyi değildir, Ona benzeyen bir eş yaratalım.'

7Ben kız kardeşimi cinsel istek nedeniyle almıyorum, Onu içtenlikle bekâr olduğum için alıyorum. Bize karşı sevecen davran, ona ve bana acı, Birlikte yaşlanmamızı sağla."

8Birlikte "Âmin! Âmin!" diyerek gece yattılar.

9Ama Raguel kalkıp hizmetçilerini çağırdı. Hizmetçiler gelip bir mezar kazmak için ona yardım ettiler.

10Raguel şöyle düşünüyordu: "Tanrının izniyle ölmese keşke? Yoksa bizi bekleyen üstü kapalı alay ve utançtır."

11Mezar hazır olunca Raguel eve dönüp karısını çağırdı,

12ona şöyle dedi: "Odaya bir hizmetçi gönder de Tobyas'ın hâlâ yaşayıp yaşamadığını anlayalım. Çünkü ölmüşse, kimsenin haberi olmadan belki onu gömebiliriz."

13Hizmetçiyi çağırdılar, lambayı yaktılar ve kapıyı açtılar. Hizmetçi içeri girdi. Her ikisinin de derin bir uykuda olduğunu gördü.

14Hizmetçi dışarı çıkıp fısıldayarak şöyle dedi: "Delikanlı ölmedi, işler yolunda." 15Bunun üzerine Raguel Göklerdeki Tanrı'ya şükrederek şöyle dedi:

(14)

Raguel Tanrı'yı Övüyor

"Sana hamdederiz, şükrederiz Tanrım, Saf gönüllerle hamdederiz, Sonsuza dek sana hamdedilsin, şükredilsin!

16Beni sevindirdiğin için sana hamdederim. Korktuğum başıma gelmedi, Onun yerine, bize karşı davranışında olağanüstü bir acıma vardı.

17Sana hamdederim, Tek oğul olan bu delikanlıya, Tek evlat olan bu kızcağıza acıdığın için. Efendim, onları bağışla ve koru, İzin ver de onların yaşamında Mutluluk ve bağışlanma olsun."

Düğün Hazırlıkları

18Raguel gün doğmadan hizmetçilerin mezarı toprakla doldurmalarını sağladı. 19Eşine bol bol ekmek yapmasını söyledi. İki öküzle dört koyunu sürüden alıp getirdi ve onları pişirmeleri için hizmetçilerine buyruk verdi. Hazırlıklar başladı. 20Tobyas'ı çağırıp ona şöyle dedi: "On beş gün bir yere gidemezsin. Burada kalacaksın, benimle yiyip içeceksin. Kızım çok acı çekti, onu yeniden mutlu ede-ceksin.

21Bundan başka varlığımın yarısı senin olsun ve hiç bir engelle karşılaşmadan babana dönersin. Eşim ve ben ölünce, varlığımın öbür yarısı da senin olacak. Yürekli ol, oğlum! Ben senin babanım ve Edna da senin annendir. Kız kardeşinin ailesi olduğumuz gibi, bundan böyle senin de aileniz. Yürekli ol, oğlum!"

10

Bu arada Tobit, yolculuk için gereken günleri sayıyordu. Gün sayısı dolmuştu, ama oğlu hâlâ dönmemişti.

2"Orada onu alıkoymadıklarını umut ederim! Gabael'in ölmediğini umut ederim! Belki de ona para verecek kimse yoktu" diye düşündü.

3Tobit tasalanmaya başladı.

4Eşi Anna sürekli olarak şöyle diyordu: "Oğlum öldü! O artık yaşamıyor!" Ağlayıp oğlu için yas tuttu. Sürekli söyleniyordu:

5"Eyvah! Oğlum, gözümüzün nuru, izin verdim de gittin." Tobit de ona, 6"Sus, bacım! Böyle şeyler düşünme" diyordu, "Oğlumuz iyidir. Orada onu

alıkoyan bir şey var. Onun arkadaşı akrabamızdır ve ona güvenebiliriz. Yürekli ol, bacım. O yakında dönecektir."

7Eşi şöyle diyordu: "Beni rahat bırak ve aldatmaya kalkma. Çocuğum öldü." Her gün, aniden evden dışarı çıkıp oğlunun giderken izlediği yola bakıyordu. Ancak kendi gözlerine inanıyordu. Güneş batınca yeniden eve dönüyor, geceleri ağlayıp inliyor ve uyuyamıyordu.

(15)

Raguel, kızının düğün şöleninin on dört gün süreceği konusunda ant içmişti. On dört gün geçtikten sonra Tobyas onun yanına gidip şöyle dedi: "Artık bırak da gideyim, annemle babam beni yeniden görme umudunu yitirmişlerdir. Baba, senden şunu diliyorum, bırak da babamın yanına döneyim. Babamdan ayrıldığım zaman onun ne kötü durumda olduğunu sana anlattım."

8Raguel Tobyas'a şöyle dedi: "Kal oğlum, benimle kal. Baban Tobit'e ulaklar gönderirim, senin haberlerini ona iletirler."

9Ama Tobyas direndi: "Olmaz, babamın evine dönmek için senden izin istiyorum." 10Raguel ses çıkarmadı ve kızı Sara'yı koruması için Tobyas'a verdi. Tobyas'a ayrıca varlığının yarısını verdi. Ona erkek ve kadın hizmetçiler, öküzler ve koyun-lar, eşekler ve develer, giysiler, para ve ev eşyası verdi.

11Onların sevincle yola koyulmalarına izin verdi. Ayrılırken Tobyas'a şöyle dedi: "Esenlikler dilerim, oğlum, yolun açık olsun Göklerdeki Tanrı sana ve eşin Sara'ya sevecenlikle davransın! Ölmeden önce çocuklarını görmek benim için bir umut." 12Kızı Sara'ya da şöyle dedi: "Şimdi kaynatanın evine git, çünkü bundan böyle onlar, seni dünyaya getiren ailen kadar sana yakındır. Gönül rahatlığıyla git kızım, yaşadığım sürece seninle ilgili salt iyi şeyler duymayı umut ediyorum." Onlara güle güle dedi ve yola koyuldular.

Edna da Tobyas'a şöyle dedi: "Sevgili oğlum ve kardeşim, Tanrı seni yeniden geri getirsin! Ölmeden önce senin ve kızım Sara'nın çocuklarını göreceğimi, bunun için gerektiği kadar yaşayacağımı umut ediyorum. Tanrının katında, kızımı koruman için sana veriyorum. Yaşadığın sürece onu hiç bir zaman mutsuz etme. Gönül rahatlığıyla git, oğlum. Bundan böyle ben senin annenim ve Sara da kız

kardeşindir. Hep birlikte mutlu günler geçirmenizi dilerim!" Her ikisini de öptü. Onlar da sevinçle yola koyuldular.

13Tobyas Raguel'in evinden ayrılırken içi rahat etmişti. Kıvanç duyarak gökyüzünün ve yeryüzünün Tanrısı'na, bütün evrenin egemenine hamdetti.

Yolculuğunun iyi bir şekilde sonuçlanmasını diledi. Raguel'i ve eşi Edna'yı kutsadı. "Yaşadığım sürece sizi onurlandırmak benim mutluluğum olacaktır!" dedi.

Tobit'in Gözleri Şifa Buluyor

11

Ninova'nın karşısındaki Kaserin'e yaklaşırken,

2Rafael şöyle dedi: "Babanı ne denli kötü durum da bıraktığımızı biliyorsun.3Biz eşinden önce gidelim ve evi hazırlayalım, o da öbürleriyle birlikte arkadan gelir." 4Birlikte ilerlediler. Rafael, safrakesesini alması için Tobyas'ı uyarmıştı. Köpek de onları izledi.

(16)

6Kuşkusuz oğlunun geldiğine inandı ve Tobit'e şöyle dedi: "Oğlun arkadaşı ile beraber geliyor."

7Tobyas babasının yanına gitmeden önce Rafael ona şöyle dedi: "Sana söz veriyorum, babanın gözleri şifa bulacaktır.

8Balığın safrakesesini gözlerine koymalısın. İlaç acı verecek ve gözlerinden ince beyaz bir zar çıkacak. Baban görebilecek ve ışığa bakabilecek."

9Tobyas'ın annesi ona doğru koştu, oğlunun boynuna sarıldı ve şöyle dedi: "Artık ölsem de gam yemem, çünkü seni yine gördüm." Ve gözyaşı döktü.

10Tobit ayağa kalktı, avluyu sendeleyerek geçip kapıya geldi. Tobyas ona doğru ilerledi.

11Balığın safrakesesini elinde tutuyordu. Babasının gözlerine üfledi.

Kımıldamamasını söyleyerek şöyle dedi: "Yürekli ol, baba!" Sonra ilacı sürdü ve bir süre orada bıraktı.

12Ardından iki eliyle, babasının gözlerinin kenarlarından başlayarak zar biçimindeki deriyi soydu.

13Babası boynuna sarıldı,

14gözyaşı döktü. Birden, "Görebiliyorum, oğlum, gözümün nuru!" diye bağırdı ve ekledi: "Tanrı'ya övgüler olsun! Yüce adına hamdolsun! Yol gösteren kutsal meleklerin için sana hamdolsun! Yüce adına sonsuza dek övgüler olsun! 15Çünkü beni şiddetle cezalandırmıştı, Şimdi bana acıdı Ve oğlum Tobyas'ı görüyorum." Tobyas eve girdi, yüksek sesle ve sevinçle Tanrı'yı övdü. Ardından babasına her şeyi anlattı: Yolculuğunun başarıyla geçtiğini, gümüşü geri getir-diğini, Raguel'in kızı Sara ile evlengetir-diğini, eşinin kendisini izlegetir-diğini, yakında olduğunu ve Ninova'nın kapısına yaklaştığını söyledi.

16Tobit gelinini karşılamak üzere Ninova'nın kapısına doğru ilerledi, bir yandan da kıvançla Tanrı'yı övüyordu. Ninova halkı, Tobit'in yanında yol gösteren biri

olmadan yürüdüğünü ve eskisi gibi canlı biçimde ilerlediğini görünce şaşakaldı. 17Tobit, Tanrı'nın kendisine nasıl acıdığını ve gözlerine şifa verdiğini herkese anlattı. Oğlu Tobyas'ın eşi Sara'yı karşıladı ve onu şu sözlerle kutsadı: "Hoş geldin, kızım! Seni bize gönderdiği için Tanrı'ya hamdederiz. Babanı kutsarım, oğlum Tobyas'ı kutsarım ve seni de kutsarım, kızım. Sevinçle ve kutsama ile kendi evine hoş geldin. İçeri gir, kızım." Tobit, Ninova'da oturan bütün Yahudiler için o gün bir şölen verdi.

(17)

Rafael

12

Şölen bitince Tobit oğlu Tobyas'ı çağırıp şöyle dedi: "Oğlum, seninle yolculuk eden arkadaşına ödeyeceğin parayı düşünmen gerek. Ona

kararlaştırdığımızdan fazlasını ver!"

2Tobyas, "Baba, yardımları için ona ne ödemem gerek?" diye sordu, "Geri getirdiğimiz malların yarısını ona versem bile, yine de kazançlı sayılırım.

3Esenlikle sana dönmemi sağladı, eşimi iyileştirdi, parayı da getirdi ve şimdi de seni iyileştirdi. Tüm yaptıkları için ona ne vereyim?"

4Tobit şöyle dedi: "Geri getirdiği malların yarısını fazlasıyla kazandı." 5Bunun üzerine Tobyas arkadaşını çağırıp şöyle dedi: "Tüm yaptıklarının karşılığında geri getirdiğin malların yarısını ücret olarak alabilirsin ve gönül rahatlığıyla gidebilirsin."

6O zaman Rafael her ikisini yanına çağırıp şöyle dedi: "Tanrı'ya hamdedin ve bütün canlıların önünde size verdiği iyilikler için O'nu övün. O'na hamdedin ve adını yüceltin. Tanrı'nın yaptıklarını hak ettiği gibi, bütün insanların önünde açığa vurun ve O'na şükretmekten asla usanmayın.

7Bir kralın gizini saklamak doğrudur, aynı biçimde, Tanrı'nın yaptıklarını bildirmek ve açığa vurmak doğrudur. Yaraştığı gibi O'na şükredin. Doğru olanı yapın ve size hiç bir kötülük gelmez.

8"Dua edip oruç tutmak ve sadaka verip doğru olanı yapmak varlıklı olup günah işlemekten daha iyidir. Altın biriktirmektense sadaka vermek daha iyidir.

9Sadaka insanı ölümden kurtarır ve her türlü günahtan temizler. Sadaka verenlerin günleri boş geçmemiştir.

10Günah işleyip kötülük yapanlarsa kendilerine zarar verirler.

11"Size bütün gerçeği anlatacağım, sizden bir şey saklamayacağım. Bir kralın gizini saklamanın doğru olduğunu ve aynı şekilde, Tanrı'nın yaptıklarını yaraşır biçimde açıklamanın doğru olduğunu size daha önce söylemiştim.

12Şunu bil ki, sen Sara ile birlikte dua ederken yakarışlarınızı gör kemli Tanrı'ya sunan ve onları okuyan bendim. Ölüyü gömdüğünüz zaman da durum böyleydi. 13Bir ölüyü gömmek için duraksamadan sofradan kalktığın zaman, kutsal inancını denemek için ben gönderilmiştim.

14Aynı biçimde Tanrı, seni ve gelinin Sara'yı iyileştirmem için beni gönderdi. 15Ben Rafael'im. Tanrı'nın yüce katına çıkmak için her an hazır bekleyen yedi melekten*biriyim."

(18)

*Eski ve Yeni Antlaşma'da bu yedi melekten üçünün sözü geçer: Cebrail, Mikael ve Rafael.

16Her ikisinin gönlü, karşı konulmaz korku ve saygı duygularıyla doldu, ürküntü ile yüzüstü yere kapandılar.

17Ama melek şöyle dedi: "Kaygılanmayın, gönlünüz rahat olsun. Sonsuza dek Tanrı'ya hamdedin.

18Bana gelince, sizlerle birlikte olmak konusundaki yargıyı ben vermiş değilim, Tanrı'nın buyruğu böyle belirdi. Yaşadığınız sürece O'na hamdetmeli, O'nu övmelisiniz.

19Beni yemek yerken gördüğünüzü sandınız. Ancak bu, oluşan bir görüntü idi, başka bir şey değildi.

20Şimdi yeryüzünde Rabbinize hamdedin ve Tanrı'ya şükredin. O yukarıdan beni buraya gönderdi, ben de O'na dönmek üzereyim. Olup bitenleri yazın." Rafael yukarıya yükseldi.

21Yeniden ayağa kalktıkları zaman, Rafael artık görünmüyordu.

22Tanrı'yı ilahilerle övdüler, böyle mucizeler yaptığı için O'na şükrettiler. Çünkü Tanrı'nın bir meleği onlara görünmüştü!

Göksel Yeruşalim

13

Ve Tobit şöyle dedi: "Sonsuza dek yaşayan Tanrı'ya hamdolsun, Çünkü O'nun saltanatı tüm çağlarda sürer!

2O, hem cezalandırır hem bağışlar, İnsanları ölüler ülkesinin sonsuzluğuna gönderir. Sonra onları oradan çekip alır, Sonunda yok eder, O'nun elinden kurtuluş yoktur.

3O'nu övdüğünüzü bütün uluslara duyurun, Sizler ki İsrailoğulları'sınız! Çünkü O, onların arasında yaşamanızı sağlayarak,

4Bu konuda da size yüceliğini göstermiştir. Tüm yaşayan varlıkların önünde O'nu övün! O Efendimizdir, Tanrımızdır, Babamızdır, sonsuza dek Tanrı'dır.

5Günahlarınız için sizi cezalandırmasına karşın, Hepinize acıyacaktır. Çeşitli uluslara yayılmış olan sizleri Bir araya toplayacaktır.

6Bütün yüreğinizle ve bütün canınızla O'na dönerseniz, O'na karşı dürüst

davranırsanız, O da size dönecektir. Artık yüzünü sizden gizlemeyecektir. Size ne denli iyi davrandığını düşünün, O'na yüksek sesle şükredin, Herkesin hakkını gözeten Rabbinize hamdedin. O her çağda saltanat sürüyor, O'nu yüceltin. Ben, bu ülkede sürgündeyken O'nu övüyorum, Günah işlemiş bir ulusa O'nun gücünü

(19)

ve yüceliğini bildiriyorum. Günah işleyenler, O'na dönün, O'na karşı tutumunuz dürüst olsun. Olabilir ki, size karşı sevecen davranıp size acıyacaktır.

7Bana gelince, Tanrı'yı övüyorum Ve ruhum göklerin egemeni için kıvanç duyuyor. 8İzin ver de herkes O'nun yüceliğini anlatsın, Yeruşalim'de övülsün.

9Yeruşalim, kutsal kent, Tanrı yaptığın işler için seni şiddetle cezalandırdı, Ama O, dürüst kişilerin oğullarına acıyacaktır.

10Yaraştığı gibi Tanrı'ya hamdet, O tüm çağlarda sürekli saltanat sürmüştür. Tapınağın sevinçle yeniden yapılsın, Senin içinde sürgünde olanları avutsun, Senin içinde bütün acı çekenleri sevsin, Gelecek bütün kuşaklar için, sürekli olarak.

11Dünyanın her bölgesi üzerinde Görkemli bir ışık parlayacak, Değişik uluslar uzaktan gelecekler, Dünyanın öbür ucundan gelecekler, Tanrı'nın kutsal adına yakın olmak için, Ellerinde armağanlarla Göklerin egemenine gelecekler. Senin içinde her yeni kuşak Sürekli olarak sevincini duyuracak, Seçilmiş olan bu kentin adı Gelecek kuşaklarda sonsuza dek yaşayacak.

12Seni aşağılayanlara lanet olsun, Seni yıkana, Duvarlarını parçalayana, Kalelerini yıkıp yerle bir edene, Evlerini yakana lanet olsun! Bu kenti kuran bütün kişiler sonsuza dek kutsansın!

13O zaman sen coşacaksın, Dürüst kişilerin oğulları için sevineceksin, Çünkü tümü toplanacak, Her çağın Rabbi'ne hamdedecektir.

14Seni sevenler mutludur, Sende barış olmasından sevinenler mutludur! Verdiğin cezalar karşısında tasalananlar mutludur! Çünkü yakında senin içinde kıvanç duyacaklar, Gelecek günlerde ne denli kutsandığına tanık olacaklar.

15Ruhum o yüce egemene, Tanrı'ya hamdediyor.

16Çünkü Yeruşalim ve onun evi Sonsuza dek yeniden yapılacaktır. Senin

görkemini görüp göklerin egemenini övmek için Benim soyumdan bir kişi yaşarsa ne mutlu! Yeruşalim'in kapıları Safirden ve zümrütten yapılacak, Bütün duvarların değerli taşlarla kaplanacak. Yeruşalim'in kaleleri altından yapılacak, Kale

burcundaki mazgallı siperler Som altından yapılacak.

17Yeruşalim'in sokakları Yakutla ve Ofir'den gelen taşlarla döşenecek, Yeruşalim'in kapıları Coşku dolu ezgilerle yankılanacak. Yeruşalim'deki bütün evlerin halkı şöyle diyecek: 'Haleluya! İsrail'in Tanrısı'na hamdolsun.' Yeruşalim'de sonsuza dek Tanrı'nın kutsal adını hamdederek anacaklar."

(20)

Ninova

14

Tobit yüz on iki yaşındayken gönül rahatlığıyla öldü ve Ninova'da onurlu biçimde gömüldü.

2Kör olduğu zaman altmış iki yaşındaydı. Şifa bulduktan sonra rahat yaşadı. Sadaka veriyor, sürekli olarak Tanrı'ya hamdediyor ve O'nun yüceliğini övüyordu.

3Ölmek üzereyken oğlu Tobyas'ı çağırdı ve şöyle buyurdu:

4"Oğlum, çocuklarını al ve buradan uzaklaşıp Medya'ya git, çünkü Nahum'un bildirdiği gibi Ninova ile ilgili Tanrı'nın sözüne inanıyorum. Her şey böyle olacaktır, İsrail

peygamberlerinin, Tanrının elçilerinin, Asur ve Ninova hakkında önceden haber verdikleri şeyler gerçekleşecektir. Onların söylediği bir tek söz boş değildir. Her şey zamanında olacaktır. Medya'yı güvenliğin açısından Asur'a ve Babil'e yeğ tutarım. Çünkü bildiğim kadarıyla Tanrı'nın bütün söyledikleri gerçekleşecektir. Her şey böyle olacaktır, önceden haber verilen olayların tümü gerçekleşecektir. İsrail topraklarında yaşayan bütün kardeşlerimiz için nüfus sayımı yapılacaktır ve kendi güzel

ülkelerinden çok uzaklara sürüleceklerdir. Bütün İsrail ülkesi, Samiriye ile Yeruşalim çöle dönüşecektir ve Tanrı'nın evi bir süre için yıkık duruma gelecek ve yakılacaktır. 5Bundan sonra Tanrı onlara yeniden acıyacak, İsrail ülkesine geri getirecektir. O'nun evini yeniden yapacaklar, ancak zamanı gelinceye dek bu ev ilki gibi güzel

olmayacaktır. Ardından, hepsi tutsaklıktan kurtulup geri dönecek ve Yeruşalim'i bütün görkemiyle yeniden kuracaklar. İsrail peygamberlerinin önceden bildirdiği gibi Tanrı'nın evi Yeruşalim'de yeniden yapılacaktır.

6"Bütün insanlar değişip eksiksiz bir içtenlikle Tanrı'dan korkacaklardır. Onları yanlış yola götüren düzmece tanrıları reddedecekler.

7Dürüst davranarak bütün çağların Tanrısı'na hamdedecekler. O günlerde kurtulacak olan bütün İsrailliler, Tanrı'yı içtenlikle yürekten anımsayacaktır. Onlar Yeruşalim'de toplanacaklar ve ardından İbrahim'in ülkesinde güvenlik içerisinde yaşayacaklardır. Bu ülke onların olacaktır ve Tanrı'yı içtenlikle sevenler sevinecektir. Günah işleyip kötülük yapanlar yeryüzünden kaybolacaktır.

8"Şimdi, çocuklarım, size bir görev veriyorum: Tanrı için içtenlikle çalışın ve O'nu sevindirecek biçimde davranın. Doğru olmayı, sadaka vermeyi, Tanrı'yı anmayı ve sürekli olarak, içtenlikle ve bütün güçleriyle Tanrı'ya hamdetmeyi çocuklarınıza zo-runlu kılın.

9Şimdi oğlum, Ninovadan git, burada kalma.

10"Annenizi benim yanıma gömünce, hangi gün, hangi saatte olursa olsun, çabucak gidin ve bu ülkede daha fazla kalmayın. Ben bu ülkede yürek doğruluğundan

yoksunluğun ve kötülüğün utanmayan zaferini görüyorum. Nadav'ın, babalığı Akikar'a yaptıklarını düşün. Henüz yaşarken, yeraltına girmek zorunda kalmamış mıydı? Ama Tanrı, suçlunun kötü davranışının cezasını, kurbanının gözleri önünde verdi. Çünkü Akikar gün ışığına geri döndü. Oysa Nadav, Akikar'ın yaşamına karşı kötü amaçlarla plan yapmanın cezasını çekerek sonsuza dek karanlığa gömüldü.

(21)

Yaptığı iyi işlerden dolayı Akikar, Nadav'ın ona hazırladığı öldürücü tuzaktan kurtuldu. Oysa Nadav'ın bu tuzağın içine düşmesi yıkımına neden oldu.

11O halde, çocuklarım, sadaka vermenin sonucunu görüyorsunuz, kötülüğün ölüme neden olduğunu anlıyorsunuz. Ama soluğum kesildi."

Onu yatağına yatırdılar. Öldü ve onurlu bir biçimde gömüldü.

12Annesi ölünce Tobyas onu babasının yanına gömdü. Sonra eşi ve çocuklarıyla beraber Medya'ya gitti. Kaynatası Raguel'le Ekbatana'da yaşadı.

13Eşinin yaşlanan annesi ve babasına her türlü ilgiyi ve saygıyı gösterdi. Onları Medya'da, Ekbatana'da gömdü. Babası Tobit'in mirasından başka Raguel'in mirası da Tobyas'a kaldı.

14Kendisi çok onurlandırıldı ve yüz on yedi yaşına dek yaşamını sürdürdü.

15Ölmeden önce Ninova'nın yıkılışına tanık oldu. Medya Kralı Çaksares'in Ninova hal-kını tutsak ettiğini ve sınır dışı edip Medya'ya getirdiğini gördü. Ninova halkına ve Asurlular'a verdiği acılar için Tanrı'ya hamdetti. Ölmeden önce Ninova'nın sonu nedeniyle sevinmek olanağını buldu ve Tanrı'ya sonsuza dek hamdetti. Âmin.

(22)

YUDİT'İN KİTABI GİRİŞ

Yudit'in Kitabı Yahudiler'in düşman bir ordu tarafından yok edilme tehdidi altında yaşadığı günleri anlatır. Öykünün kahramanı Yudit, inancına içtenlikle bağlı dul bir kadındır. Kendisi Musa yasasının gereğini yapmaktadır. Holofernes'i öldürüp Yahudiler'i etkileyici biçimde kurtarır ve bu işi yaparken Tanrının yardımına güvenir.

Ana Hatlar

1:1-7:32 İsrailliler yok edilme tehdidi altındadırlar 8:1-13:20 Yudit Yahudiler'i kurtarır

14:1-16:25 İsrailliler'in zaferi

Nebukadnessar ve Arpakşat

1

Nebukadnessar on iki yıldır Asurluların kralıydı ve büyük Ninova Kenti'nde yaşıyordu. Arpakşat o yıllarda Ekbatana'da Medler'i yönetiyordu.

2Arpakşat Ekbatana Kenti'ni üç karış kalınlığında ve altı karış uzunluğunda

taşlarla yapılmış surlarla çevirmişti. Kale duvarlarının yüksekliği yetmiş, genişliği ise elli karıştı.

3Kapılardaki kulelerin yüksekliği yüz karıştı. Kulelerin temeli altmış karış genişliğindeydi.

4Kapılar yetmiş karış yüksekliğinde ve kırk karış genişliğindeydi. Bu suretle savaşçı kuvvetler düzenli adımla yürüyüşe katılabiliyor, yaya asker ise kolaylıkla resmigeçit yapabiliyordu.

5O günlerde Kral Nebukadnessar, Ragay sınırları içindeki büyük ovada Kral Arpakşat'la savaştı.

6Dağlık ülkeler halkı, Fırat ve Dicle ırmaklarıyla Hidaspes kıyılarında oturanlar ve Elamitler'in kralı Ariyok'un buyruğundaki ova halkı, Kral Nebukadnessar'ı

destekliyordu. Böylelikle Keleud oğullarının savaşına katılmak için pek çok ulus bir araya geldi.

7Asur Kralı Nebukadnessar Persler'e, batılı ülkeler halkına, Kilikya, Şam ve Lübnan'a, Lübnan Suriye sınırındaki dağlık bölgede oturanlara, kıyı halkına;

(23)

8Karmel, Gilat, Yukarı Galile ve Ezdrelon'daki büyük ova halkına;

9Samiriye'ye ve yöredeki kentlere, Ürdün'ün ilerisindeki Yeruşalim, Betani, Keleus, Kadeş, Mısır Irmağı, Tahpanes, Rames ve Goşen bölgesine;

10Tanis'in ilerisine ve Menfis'e, Habeşistan sınırlarına dek Mısır halkına birer mesaj gönderdi.

11Ancak bu ülkelerdeki insan toplulukları Asur Kralı Nebukadnessar' in çağrısına önem vermediler ve savaşa katılmak için ardından gitmediler. Kaygılanmıyorlardı, çünkü onların gözünde Nebukadnessar tek başınaydı. Elçilerini utanılacak bir duruma getirdiler. Onlar da hiç bir iş başaramadan geri döndü.

12Nebukadnessar bu ülkenin tümüne çok öfkelendi. Kilikya, Damasin ve Suriye sınırları içinde yaşayan kişilerden, Moavlılar'la Amonlular'dan ve iki denizin

kıyılarına dek Filistin'in güney kesimindeki ve Mısır'daki insan topluluklarından öç almaya, onların yaşamına kılıcıyla son vermeye tahtı ve krallığı üzerine ant içti.

Arpakşat 'a Karşı Seferberlik

13On yedinci yılda Nebukadnessar'la buyruğundaki kuvvetler, Kral Arpakşat'la savaşıp onu yendiler. Arpakşat'ın ordusu, atlıları ve iki tekerlekli savaş arabaları bozguna uğradı.

14Nebukadnessar, kentleri ele geçirip Ekbatana üzerine yürüdü, kaleleri alıp pazaryerlerini yağma etti. Arpakşat'ın önceki görkemli yaşamını alay konusu yaptı.

15Bundan sonra Ragay dağlarında Arpakşat'ı yakaladı ve onu süngüleyerek sonsuzluğa dek yok etti.

16Ardından askerlerini ve onu destekleyenleri geri çekti. Silahlı kişilerden oluşan büyük bir kalabalık vardı. Nebukadnessar ve ordusu yüz yirmi gün sürekli olarak kaygısızca bayram ettiler.

Batı Seferi

2

On sekizinci yılda, ilk ayın yirmi ikinci gününde, sarayda etrafa gözdağı veren Asur Kralı Nebukadnessar'ın tüm dünyadan öç alacağı yolunda bir söylenti yayıldı. 2Genelkurmayı ve kıdemli subaylarıyla yaptığı gizli toplantının ardından,

Nebukadnessar bu ülkelerin tümünü yok edeceğini bildirdi.

3Kralın başvurusuna karşılık vermeyen her kişinin öldürüleceği bir kararname ile bildirildi.

4Danışma kurulunun toplantısı bitince Asur Kralı Nebukadnessar, doğrudan

doğruya kendi buyruğu altında olan ordularının başkomutanı Holofernes'i çağırttı. Ona şöyle dedi:

(24)

5"Tüm dünyanın efendisi yüce kral şöyle buyuruyor: 'Yola koyul, yiğitliği

denenmiş kişileri birlikte al, yüz yirmi bin kadar piyade neferi ve on iki bin atlı ile çok sayıda at al.

6Sonra batı ülkelerinin üstüne yürü, çünkü bu kişiler çağrımı önemsemedi. 7Bana boyun eğmelerini söyle, çünkü çok öfkeliyim ve askerlerime hareket emri vermek üzereyim. Askerlerim yeryüzünü kaplayacak ve dünyayı yağma edecek. 8Yaralıları ovaları dolduracak, ölüleriyle tıkanan ırmaklar taşacak.

90nları tutsak edip dünyanın bir ucundan öbür ucuna sürükleyeceğim.

10"'Şimdi git. Benim için bölgenin tümünü ele geçirmekle işe başla. Sana boyun eğerlerse onları salıverme, zamanı gelince onları cezalandıracağım.

11Ama direnirlerse, onlara hiç bir zaman acıma. Bırak da, koruduğum ülkelerde onları kılıçtan geçirsinler ve mallarını yağma etsinler.

12Yaşamın hakkı için ve krallığımın yaşayan kudreti hakkı için konuştum. Söylediklerimi gerçekten yapacağım.

13Sana gelince, efendinin buyruklarından hiçbirini savsaklama, buyruğuma çabucak tastamam uy.'"

14Kralın yanından ayrılan Holofernes, Asur ordusunun mareşal, general ve subaylarını çağırttı.

15Efendisinin buyruklarına uyarak seçilen askerlerin ayrıntılarını görüştü. Yüz yirmi bin kadar asker ve on iki bin atlı okçu vardı.

16Bu kuvvetleri savaş birlikleri olarak düzenledi.

17Ardından taşınacak eşyalar için çok sayıda deve, eşek ve katır, besin olarak da pek çok öküz ve keçi sağladı.

18Kimler varsa hepsine gereğinden çok azık ve kralın hazinesinden olağandan çok altın ve gümüş verildi.

19Kral Nebukadnessar'dan önce Holofernes ordusu ile yola çıktı. İki tekerlekli savaş arabaları, atlıları ve piyadeleriyle batı bölgelerini yenmeye hazırlandı. 20Onları, sayısız çekirgeleri veya kum tanelerini andıran büyük bir kalabalık izliyordu; bu halk yığınının sayısını belirlemek olanaksızdı.

Holofernes'in İlerleyiş Çabaları

21Böylece Ninova'dan yola çıktılar ve üç gün sürekli olarak Bektilet Ovası'na doğru ilerlediler. Ardından Yukarı Kilikya'nın kuzeyindeki dağlarda ordunun konaklaması için Bektilet'ten ayrıldılar.

(25)

22Oradan Holofernes ordusu, piyadeleri, atlıları ve iki tekerlekli savaş arabalarıyla birlikte dağlık ülkelere doğru ilerledi.

23Pût'la Lud'dan geçti. Keleon'un güneyinde, çölün çevresinde oturan Rasis'in oğullarıyla İsmail'in oğullarına baskın yapıp onları soydu.

24Fırat boyunca yol aldı, Mezopotamya'yı bir uçtan bir uca geçti. Abron Deresi'nin üstünde olan kale ve siper yapılarak sağlamlaştırılmış kentleri yıkıp yerle bir etti ve denize ulaştı.

25Ardından Kilikya sınırları içindeki ülkelere saldırdı, direnen kişileri haksızca öldürdü. Yafet'in güney sınırlarında ilerleyerek Arabistan'a yöneldi,

26Midyanlılar'ın çevresini tamamen kuşattı, çadırlarını yakıp koyun çiftliklerini yağma etti.

27Sonra Şam Ovası'na yöneldi. Buğdayın hasat zamanıydı. Tarlaları ateşe verdi, hayvan sürülerini öldürdü, kentleri yağma edip kırları kullanılmaz duruma getirdi ve tüm delikanlıları kılıçtan geçirdi.

28Kıyı halkı korkup şaştı ve ürperdi. Sayda, Sur, Şur, Okina, Yamnya, Azotus ve Askalon halkı paniğe kapılmıştı.

3

Barış için Holofernes'e elçiler gönderip şöyle dediler:

2"Yüce Kral Nebukadnessar'ın buyruğundayız. Bizlere nasıl isterseniz öyle dav-ranın.

3Hayvan çiftliklerimiz, topraklarımız, buğday tarlalarımız, hayvan sürülerimiz ve koyun çiftliklerimiz buyruğunuzdadır. İstediğinizi yapabilirsiniz.

4Kentlerimiz ve orada yaşayan kişiler de buyruğunuzdadır. Gelin, oralara istediğiniz gibi yerleşin."

5Elçiler durumu Holofernes'e bildirdi.

6Holofernes ordusu ile kıyıya yaklaştı, kale ve siper yapılarak sağlamlaştırılmış bütün kentlerde özel olarak garnizonlar görevlendirdi. Tanınmış kişileri kendisine yardımcı olmaya zorladı.

7Kentlerdeki ve çevredeki halk Holofernes'i çelenklerle süslenerek ve tef eşliğinde oynayarak karşıladı.

8Karşılığında, Holofernes tapınaklarını yıktı ve kutsal ağaçlarını kesti.

Böylece yörenin bütün tanrılarını yok ederek ve ulusları yalnız Nebukadnessar' a tapmaya zorlayarak, çeşitli diller konuşan ve değişik uluslarla bağlantısı olan kişilerin Nebukadnessar'ı tanrı diye bilmeleri için kendisine verilen görevi yerine getirdi.

(26)

9Sonra Ezdrelon'a yaklaştı. Bu köy, Dotan çevresinde, Yahudiye'nin güney kesimindeki sıradağın karşısındaydı.

10Geva'yla Skitopolis arasında ordusu ile konakladı ve yiyecek, içecek sağlamak için orada bir ay bekledi.

Yahudiye Tetikte

4

Yahudiye'nin güney kesiminde yaşayan İsrailliler, Asur Kralı Nebukadnessar'ın başkomutanı Holofernes'in çeşitli uluslara nasıl davrandığını, tapınaklarını yağma edip yıktığını duyup

2onun yaklaştığını öğrenince çok kaygılandılar. Yeruşalim'le Tanrı'nın Tapınağı için kuşku duydular.

3Tutsaklıktan kısa bir süre önce kurtulmuşlardı. Halkın güney

Yahudiye'ye yerleşmesi, saygısızca kullanılan kutsal eşyalarla sunağın ve tapınağın arınıp kutsanması yeniydi.

4Onun için Samiriye, Kona, Beyt-Horon, Belman, Eziha, Koba, Asora ve Salem Ovası'nda oturanlara bilgi verdiler.

5En yüksek dağların tepesine çıkıp oradaki köyleri, kale ve siper yaparak sağlamlaştırdılar. Yiyecek ve içecek bulundurdular, çünkü ekin biçme zamanı gelmişti.

6O günlerde, Yeruşalim'de yaşayan Baş kâhin Yoakim, Dotan Ovası'na yönelen Ezdrelon'un karşısındaki iki kente, Betulya ve Betomestayım halkına yazdı. 7Güney Yahudiye'ye varmak için tek yol olan dağ geçitlerini tutmalarını buyurdu, böylece saldırganları durdurmak onlar için kolay olacaktı. Çünkü dar geçitlerde ancak iki kişi yan yana durabilirdi.

8İsrailliler, Baş kâhin Yoakim'in ve Yeruşalim'de toplantı yapan Yaşlılar Konseyi'nin buyruklarına uydular.

Dua Eden Bir Ulus

9İsrail'in bütün erkekleri, büyük bir istekle Tanrı'ya seslendiler. O'nun karşısında alçakgönüllü ve saygılı davrandılar.

10Erkekler, eşleri, çocukları, hayvanları, kiralık ve köle olarak orada oturan tüm yabancılar, bellerinin etrafına çul sardılar.

11Yeruşalimdeki tüm İsrailliler, kadınlarla ve çocuklarla birlikte, tapınağın önünde yüzükoyun yattılar ve başlarına küller dökerek ellerini Tanrı'ya uzattılar.

12Sunağı çulla sardılar ve büyük bir istekle bir araya gelerek İsrail'in Tanrısı'na yalvardılar. Ufak çocuklarının kılıçtan geçirilmemesi, eşlerinin kaçırılmaması,

(27)

onlara miras kalan kentlerin yıkılmaması, tapınağa saygısızca davranılmaması, kutsal nesnelere Saldırılmaması ve putperestlerin başarılarını zevkle

seyretmemesi için yalvardılar.

13Tanrı onları duydu ve tasaları ile ilgilendi. Acıyarak ve esirgeyerek onları sevdi. Gerek Güney Yahudiye'de gerekse Yeruşalim'de, Her Şeye Gücü Yeten Tanrı'nın Tapınağının önünde insan toplulukları günlerce oruç tuttu.

14Başkâhin Yoakim ve Tanrının önünde duranlar, Tanrı'nın kâhinleri ve elçileri bellerine çul sarmışlardı. Aralıksız bir hayvanı ateşte yakıp kurban ediyorlardı* ve halkın kendi isteğiyle verdiği adakları sunuyorlardı.

* Kurban edilen hayvan ateşte tamamen yakılıyordu.

15Sarıklarında küllerle, İsrail ulusunun çıkarına uygun olarak davranmasını Tanrı'dan içtenlikle diliyorlardı.

Holofernes'in Ordusunun Savaş Kurulu

5

Asur ordusunun başkomutanı Holofernes, İsrailoğulları'nın savaşa hazırlandığı yolunda haber ve bilgi aldı. Dağ geçitlerini kapattıklarını, dağ zirvelerinde güçlü siper yaptıklarını ve ovalarda engeller koyduklarını öğrendi. 2Holofernes çok öfkelendi. Moav'ın tüm prenslerini, Amon'un tüm generallerini ve kıyı kesimlerin ufak prenslerini çağırttı.

3Onlara şöyle dedi: "Kenan ülkesinin insanları, dağlık ülkelerde ne biçim bir halk olduğunu bana söyleyin: Bu halk hangi kentlerde oturuyor? Ordusu büyük mü? Gücü ve varlığı nereden kaynaklanıyor? Ülkeyi yönetip orduya komuta eden kral kimdir?

4Tüm batılı uluslar gibi, niçin gelip benimle görüşmediler?"

5Amonlular'ın önderi Akyor şu yanıtı verdi: "Efendimiz, kulunun söyleyeceklerini lütfen dinle. Evleri size yakın olan bu dağ insanlarıyla ilgili gerçekleri size

anlatacağım. Kulunuz size hiç bir zaman yalan söylemez. 6Bu insanlar Kildaniler'in soyundan gelmektedir.

7Bir zamanlar gelip Mezopotamya'ya yerleştiler, çünkü Kildaniler'in ülkesinde yaşayan atalarının tanrılarına uymak istemiyorlardı.

8Atalarının törenlerini bırakıp doğruluğunu kabul ettikleri Tanrı'ya, göklerdeki Tanrı'ya tapmaya başladılar. Kendi tanrılarının önünden kovulunca

Mezopotamya'ya kaçtılar ve orada uzun bir dönem yaşadılar.

9"Tanrı, evlerini bırakıp Kenan ülkesine gitmelerini kendilerine bildirince, oraya yerleştiler; altın, gümüş ve büyük sığır sürüleri topladılar.

(28)

10Ardından Kenan ülkesinde kıtlık baş gösterince, Mısır'a gittiler ve yiyecek bul-dukları sürece orada kaldılar. Sayıları pek çok arttı, kalabalık bir soy gelişti. 11Ama Mısır Kralı davranışında onlara karşı oldu, onları tuğla yapmaya zorlayarak sömürdü; onları alçaltıp köle durumuna düşürdü.

12Tanrı'ya seslendiler ve Tanrı Mısır topraklarında kurtulması olanaksız sıkıntılı ve zararlı durumlar oluşturdu ve Mısırlılar onları kovdu.

13Tanrı onların önünde Kızıldeniz'i kuruttu.

14Sina yarımadası ile Kadeş-Barnea yolundan ilerlemelerini sağladı. Çölde oturanları kovup

15Amonlular'ın ülkesine yerleştiler ve çok güçlü olduklarından Heşbon halkını yok ettiler. Sonra, Ürdün Irmağı'nı geçip tüm dağlık ülkeleri ele geçirdiler.

16Kenan ülkesi halkını, Perizliler'i, Yevuslular'ı, Şekemliler'i ve tüm Girgaşlılar'ı kovdular ve orada uzun yıllar yaşadılar.

17"Bu arada Tanrı katında suçlu olmadılar, bolluk içinde yaşadılar. Çünkü onların Tanrısı suçluluktan tiksinir.

18Ama, Tanrı'nın gösterdiği yoldan uzaklaşınca, birbiri ardından gelen savaşlarda bir bölümü öldürüldü, diğerleri de tutsak olup yabancı ülkelere götürüldü.

Tanrıları'nın Tapınağı yerle bir edildi ve düşmanlar kentlerini ele geçirdi.

19Ardından yüzlerini bir daha Tanrıları'na döndürdüler, dağılıp ayrıldıkları yerlere geri döndüler. Tapınaklarının bulunduğu Yeruşalim'i yeniden ele geçirdiler ve bı-rakılan dağlık ülkelere bir kez daha yerleştiler.

20"Bu durumda, üstün yetenekli efendimiz, bu insanlar yanlış bir şey yapmışlarsa, Tanrı katında suçluysalar, bu konuda kanımız varsa, ilerleyip onlara saldırabiliriz. 21Ama bu ulus suçsuzsa, efendimizin bundan kaçınması daha uygun olur. Çünkü Tanrıları'nın onları koruyacağından kuşkum yok. O zaman dünyada gülünecek kişi durumuna düşeriz?"

22Akyor sözlerini bitirince çadırın etrafındaki insanlar ona karşı durdu.

Holofernes'in eski subayları, kıyı halkı ve Moavlılar Akyor'u parçalayacaklarını söyleyip ona gözdağı verdiler.

23"İsrailliler'den niçin kaygı duyalım?" dediler, "Onlar zayıf ve güçsüz bir ulustur, büyük bir saldırıya dayanamazlar.

Referensi

Dokumen terkait

Metabolit sekunder tumbuhan merupakan metabolit yang dihasilkan dari proses metabolisme sekunder (Croteau et al. Pada tumbuhan peran metabolit sekunder belum sepenuhnya

Apabila disekitar Level Transmitter HP/LP Steam Drum ada fasilitas air Makeup atau Apabila disekitar Level Transmitter HP/LP Steam Drum ada fasilitas air Makeup atau air Service yang

Oleh karena itu, bahan ajar model inkuiri terbimbing terintegrasi kearifan lokal berbasis OBE melalui penggunaan media online dapat diterapkan dalam proses pembelajaran

Tumbuhan obat modern merupakan spesies tumbuhan obat yang secara ilmiah telah dibuktikan mengandung senyawa atau bahan bioaktif yang berkhasiat obat dan penggunaannya

Data-data yang sudah dianalisis dengan menggunakan teori DBO (Desires, Beliefs, Opportunities) dan konsep keterlekatan (embeddedness) dari Karl Polanyi tersebut kemudian

Dari beberapa pengertian tersebut, peneliti mengambil kesimpulan bahwa aktivitas belajar adalah segala bentuk kegiatan yang dilakukan peserta didik baik fisik

Perbedaan besar zona hambat yang terbentuk oleh isolat potensial dalam penelitian ini mengindikasikan kemampuannya untuk menghambat pertumbuhan mikroba uji tumbuh dan

Dalam kegiatan pengelolaan zakat, maka harus diperhatikan beberapa hal, antara lain : Pertama adalah kegiatan perencanaan, yang meliputi perencanaan program dan