• Tidak ada hasil yang ditemukan

Namık Kemal-Osmanlı Tarihi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Membagikan "Namık Kemal-Osmanlı Tarihi"

Copied!
391
0
0

Teks penuh

(1)
(2)

Hicri 1306 (1890) yllmda ilk dda yaymlanan «ROMA TARt-Hi» adh eserin birinci fasikliliindeki yaZilardan kn~ulanan II. Ab· diilhamit, Ydd1z Saraymdan NAMIK KEMAL'e ~u telgrafi gondert-m~ti:

Osmanh Tarihine giri~ olarak ((ROMA TARtH!» ad1yla ilk fasiklilti yaym-lanmr~ olan btiytik eseriniz Hakan'Imizca gortilmti~ ve begenilmi~tir. Ancak ya-zrlardaki baZI terim ve kelimeler birtaklm insanlar tarafmdan kottiye ~ekilerek,

hakkrmzda Padi~ah<;a devam edegelmekte olan iyi niyetlerin yokolmasma meydan vermeme yontinden Tarih'in yaymmm durdurularak, <;1km1~ olanlann ortadan ka1dmlmasr i<;in gerekli yerlere talimat ve bilgi verilmesi rica olunur.

Padi~ahm Y akmlanndan BEStM (1)

(1) 'Yalnn' deyimi (Kurena) kar:,thgi olarak kullamlmt;;br. Bir hiikiimdarm biz-met ve sohbetinde bulunanlar, yakm adamlan ic;in bu terim kullamhrdi.

(3)

ONSOZ

Tarih ki ge~m~ten gelecege haber verir, goriinii~te bir hikaye samhr, fakat gerf;ekte bilimlerin en yiiksegidir, devlet yonetiminin biiyiik yardrmctlarmdandrr. Gerf;ekte bir milletin tarihi bilinmezse ya~amas1, ilerlemesi if;in gerekli se-beplerin varh~ ve yoklugu nereden ogrenilecek?

Siyasi olaylar maddi degildir ki gozle goriilsiin, elle tutulsun. Tabiat ve Ma-tematik bilimleri degildir ki aletle olf;iilsiin, ddnklemle f;OZiilsiin. Yontem vardrr ki, hif; faydas1z samlrr, f;are bnlunur ki pek yararh goriiniir; oysa o faydasiZ sa-ntlan yontemi kaldrrmak, o yararh goriinen f;areyi kabul etmek bir devletin iler· lemesine engel olur, ya~amas1m tehlikeye dii~iiriir.

1000 tarihinden biraz sonra, ah~ma devresini beklemeden Timar verilme-ge (1) b~lamm~, Yenif;eri Ocagma da d1~ardan yiiz bin ki~i kahlmi~h.

Timar if;in orada once f;~arak o i~ hakkmda bilgi edinmeden kahlmak gi-bi yarars1z goriinen gi-bir yontemi kaldrrarak, gi-birdengi-bire yiizgi-bin er kazanmak gigi-bi yararh bir oh;iiniin kabulii, bu iki olay, CELA.Lt belasmm ortaya pkmasma, Ye-nit;eri Oca~nm sik slk b~ kaldrrmalarma ~ebep oldu; Devlet bu yiizden birf;ok defa yokolmak tehlikesine ugrad1. Toplumsal uygarhk denilen manevi ki~ilik it;in bilgi ya~la olmaz.

Omm gerf;ek hayah, ilerlemektir; bilinir ki; ilerleme yolunda zamamn uygun oldugu amaca az~ok uzak bulunmal{, kokmaga ba~lam1~ oliiler arasmda kalmakla birdir. Bu durumda bulunan toplum if;in ya~ama giicii miimkiin olsa da hif;bir za-man milli tehlikelerden kurtulmak miimkiin olamaz.

Uygarhk araf;lanndan biri de son yillarda ortaya f;Ikan demiryoludur. Dii~iince yoniinden dev adrmlarla ilerleyen uygarhk yan~ma kan~abilmek ise, bir millet if;in diger milletlcrde varolan ara~ ve gerecin ortaya t;Iki~mi bilip ken· di biinyesiyle ka~da~hrd1ktan sonra yapt!mas1 olumlu, kabulii yanh~hklardan uzak olanlan almaga, aldiktan sonra da kullamrken birt;ok yonlerini degi~tirerek, mil-li yaptya uydunnaga ihtiyaf; gosteriyor.

De viet adamlarma bu yolda gerekli bilgiyi vermek if;in T ARtH BtLtMt'nden

ba~ka bir yol yoktur.

(1) Timar, Ziamet, Has: Biiyiik, kii~iik toprak sahibi. 12

(4)

Evet, siyaset diinyas1 denilen bu yabanc1 diinyada Nadir ~ah (1) gibi, Kava-lab Mehmet Ali gibi, tarihten degil, okumaktan, yazmaktan bile yoksun oldukla-n halde bir uloldukla-nsu yokoL'ltaktaoldukla-n kurtarm1~ veya bir memlekeii uygarhk bakoomdan yiilksek bir seviyeye ula~tmn~, birtaktm iistiin olaylar ortaya pkh~m bize yine TARi.H gosteriyor.

~u kadan var ki, yaratan bu noksanhklar diinyasnu oyle iistiinliiklerle do-lo yaratmam~! Ozellikle insan toplulugunun tabiah, daima bir iistiin ki~inin de-mir pem;esiyle ~ekile ~ekile veya insafs1z bir k1h~la diirtiile diirtiile bir noktaya yoneltilip gitmege dayamkll. degildir. Hatta o, insan an~acmm son noktasi olsa

bile.

Siyaset iHeminde Tarili bilmeden yapdan ~eyler yalmz, zararh degil, baZI ke-·e giiliin~ de olur! Hiikiimetin ciddiyetini, ~erefini zedeler :

Yiizyilinnzda MISrr ordusunu diizenlemekle, disiplin kurmakla gorevli bir tngiliz subay1 (Ba~ parmagiDI kesmeyi veya goziiniin birini ~rkarmay• askerliktcn kolay sayan ve halleriyle Mehmet Rliiyi bir pannalmz, bir de kor Alay1 kur-mak zonmluluguna dii~iiren) M1srr'hlann arasmda askeri disiplini bozanlan, as-kerlik gibi bir biiyiik ~ereften uzakla~tmnakla cezalandrracagt dii~iinccsinde idi.

Memlekdin tarihi durumuna bakdmadan iahnmaik :istenilcn bu tedbir ile ara-ndan sonu~ arasmdaki farlo.n ise, ne derece giiltin~ oldugu anlatdmaga degmez.

insan hayahn bru:;lang.cmdan sonuna kadar ~cklinin bir~ok yonlerini,

organ-1 Ianum yapiSnn meydana getiren maddeleri siirekli veya siireksiz olarak beraber ge~me ve beden a~mmasm1 derece derece ortaya ~Ikard1~ gibi, her par~as1 bir insanda meydana gelen bir manevi varhk olan toplum dlinyas1 da nitelik ve ge!e-neginden, eski bir hoy ve adetlerinden birden bire stynlarak yeni bir ~ekil; yeni bir nitelik alamaz.

Bu olaylara dayanara..\ verilen dini hiikiimler de zamanla degi~mek zonmlu-lugunda ise, adetler oldugu gibi kalmaktadrr.

t~te bu hallerden dolayi bir ulusnn ge~mi~i goz oniine abnmadan, veya ba~­ ka bir deyimle Tarih'i bilinmeden, gelecegi i~in ne yap1brsa genellikle hata, ondan kotii, alulstzbk damgasmdan kurtulamaz. Kurtulsa bile, uygulama miimkiin olmaz. Son zamanlarda biiyiik filozof!ardan Locke, ile J. J. Rousseau (1) Devletler Hukuku yarahcdarmdan oldukJan halde biri KAROLiNA, digeri LE-HtSTAN ve KORStKA i~in Yasalar diizeruediler. Oralann ge~m~inden daha ~ok teorilk fikirlerle ugra~hklan i~in yaphklan ~eyler, nygulanma yoniinden biis-(1) Nadir !;lah (1688-1747) Bir deve c;obanmm oglu iken, kervanlari vurarak ~ah

Abbas'm hizmetine girm~, onun oliimii ile 1736 da ~ah olmu!?, Hindistan ile Orta Asya'nm bir ktsmmt tran'a katmi~, sonunda da gaddarhgt yiiziinden kendi askerleri tarafmdan oldiiriilmii~tiir.

(1) Locke (1632-1704) tngiliz filozofu «lnsan Zihni Hakkmda Deneme» eserinin yazart ..

Jean Jacques Rousseau (1712-1778) FraiiSIZ filozofu Nutuk'lar, Toplumsal Anla:;:ma, !tiraflan en tarulUlll§ kitaplarxdtr.

(5)

biitiin olumsuz gi:iriindii. Y alniZ devletin y~ay1~ma ve i:iliimiine ait olan ~Jerde dcgil, adi hukuki o!aylarda bile devlet adamlan, Tarih'in yardtmmdan uzak ka-lamaz. Herkesce bilinir ki ABBASt'Ierde «Kaim bi-Emtillalm devrinde Hayber Y ahudileri tarafmdan Peygamber'in anla~ma hiikiimlerini gosteren belgedeki ~a­ hitlerden birinin Hayber'in ahm~mdan evvel i:ildiigii, biriniu de bin;ok zaman sonra Miisliiman oldugu tarih ile sabit bulundugundan anla~mamn hiikiimsiiz oldugu kabul edilmi~ti.

TARi.H, yalmz hiikiimet adamlan i~in degil, herkes i~in Hinmdrr. Hele Devlet'in degi~mez kurallanndan olan ~u di:irt usulden Siinnet ve tcma'a ym-ayan, Peygarnber'in hayah ile ilk~aglardaki olaym1 anlatan bir eser olduguna gore, boy-le degerli bilgiyi veren Tarih Bilimi, islam uluslari arasmda ne olmsa olsun og-renihnelidir.

Tarih'in herkese Iiizumu giiniimiizde a~Ik~a kabul edilen bir ger~ektir. Her-kesi egitim mecburiyeti ile baglayan biiyill( uluslar T ARtH bilimine, yaza gibi, matematik gibi «i:igrencilerinin binde biri devlet hizmetinde vazife almayaca~ bilinen» ilk okul egitiniine mecbur ediliyor.

Ger~ek : herkes i~in dainta si:iyledigi kelimeyi yazamamak, veya hergiin al-d•ga ~eylerin kar~llagam hesap edememek ne ~adar insanhga kii\iiltecek bir olay ise, vatanda~I oldugu, y~ad1ga toplumun ve belki insanhk diinyasmm biiyiikle-rinden, biiyiik olaylanndan biitiin biitiin habersiz ohnak da o kada:r ay1p saylla-cak bir cahilliktir. Tarih'in uluslara hizmeti, yalmz bu kii~iikliikten kurtarmak dcgildir, zekamn olgunla~masmda pek biiJ'iik yardmllan goriiliir.

Akll i:iyle bir cevherdir ki, ue kadar

~ab~hnlrrsa

o kadar parlar. Bu haldcf; zaman ve mekan atlarcasma, biitiin insanbgan bir ka~ bin senelik biiyiik olayla-fllll, her zaman goz oniinde tutarak, bu kadar eseri ve aynntilanm birbirleriyle kar~da~hnuaga, bunca gizli ve gii~ i~leti sonu~landmnaga hizmet eden, tarih gibi dii~iinceyi geli~tinnege uygun bir bilgi hazincsi mi bulunur?

Ger~ektc bulundugumuz ',ilerlemc devrinde, ilk devirleri ogrenmek her insan i~in zorunlu olan bir ~ok bilim dab, eger benzehne ~irkin goriihnezse, fikri yalan saldmsmdan korumnak i~in yapahnt~ bir demir kaleye benzetilebilir ki, onun bir onemli buren da Tarih'tir, bunlann hangisi eksik olsa, dii~iince ve kuruntu o yo-ne kayar.

Kozmografya'dan habersiz olanlar, bir kuyruklu ydd1z goriir, diinyanm bir felaketc ugrayacaguu samr! Tarih bilmeyenler, Ki:iroglu'nun drotamm i~itir, er-mi~ligme, kerantetine inanu.

Tarih, yalUIZ fikri ge~mege degil, vicdan temizligine de en ~ok hizmet eden bir bilimdir. Bir ilim adam1, ge~mi~in ahlak~a dii~iikliik ve yiiccligini inceler, diinyamn da ilerleme hcdefinde oldugunu dii~iiniirse, o noksanh~n biitiiniinii zamamn tesirlerine yiiklemekle beraber tamammt kendince sakmllmi~ saymak, o ululuguu bir tak.unnn o zamamn niteligmden iistiin gonnekle beraber, hi~ ol-14

(6)

mazsa bazdannda olson oncekileri ge~mekle kendi zamanmm gidi~ine uygula-maga ~~mak tabiidir.

Bu yiiksek bilimin l'icdamnda yarath~ etkidendir ki, A r i s t o, Tarih)i ikinci bir ~iir kabul eder.

Roma'nm en biiyiik devlet adamlanndan olan iinlii (.; i ~ e r o (1) ise da-ha ileri giderek, Tarih, insanh~n her halinden bahsettigine gore ogrenilmesini terbiyenin en liizumlu ~am sayar ve o gorii~le Tarih'e «HA YAT

OGRETME-Ni» adm1 verir.

Fransa edip ve devlet adamlanndan G u i z o t (2) insan i~in, «Ulusunu hak-kty!e sevmek bile Tarih:ini bilmekle olur,» der.

Ger~ekte otuz seneden beri, hi~ arahksiZ olarak bir~ok dii~manlarla ugra~­ tiklan ltalde, bir tiirlii fedakarbktan vazge~meyen Tiirk'ler millet sevgisinde ne yiiksek bir durumda bulunduklanm gosterdiler.

Oysa i!;lerinde bu sevgiyi ileri gotiirenlere de denilse ki :

«DeYietimizi knranlanmiz, Hoca Sadettin ve Ali Tarihlerinin dedigi gibi, elli bin haneden kumlu iken TATAR-'Iar ortaya pkmca, yurt aramaga kalkarak, <;ekile <;ekile AHLAT'a kadar gelm~ ve yine Tatar korkusuyla oradan da dagd-mL~ bir ~iretin ~anssiZ insanlan» ndan kumlu degildir.

Arap, A cern VC A vmpa Taribleriyle bilinen ve ozellikle en giivenilen ger-~ekleri en dogru ~ekilde bize gosteren tarihe gore, Tiirk'lerin biiyiik kahraman-lanndan, insan yaradd~Imn en parlak omeklerinden olan Celalettin Harzem Sah, Toran, tran, Hindistan ve Giircistan'I dola~arak Tatar belasma kar~I koymak amaoyla, birka~ devlet kunnak i~in, insan takatinin d1~mda sayt!abilecek bir gay-ret ile ortaya <;IkmL5h. Tiirkliigun yiicelmesi i~in kenrline yard1m etmesi gereken, tslam Hiikiimdarlannm, kendi adamlanmn, hatta kairde~lerinin yapmad:ddan ko-tiiliik kalmam1~h. tslfun'm ya~amasma, tstamiyet'in yiiksebnesine hizmet eden o kahramanm sava~larma kahlm1~ saYJSIZ fedai vard1. Ydlarca kan deryalarmda yiizdiiler; ate~ tufanlanndan ge<;tiler. Nihayet giivendikleri Celalettin'in oliimiin-den sonra, Tatar-'larla ngr~maktan aciz kalddar. Dii~mana boyun egmeyi de ken· dilerine yediremediler. Tatar'lara yenilmeyip Suriye'ye, Konya'ya dogru <;ekil· diler. t~te «CABER» ge<;idinde bogulan SVLEYMAN SAH Suriye'ye giden ko-lun b~larmdan biriydi. Oliimiinden sonra oglu Gazi Ertugrul'un bayra~ alhna toplanarak Konya'ya gelen bir ka<; yiiz kahraman da onlardan geriye

kalanlar-dir.>>

Bu ger~ekleri bilmek insanda Millet sevgisini bir kat daha arthm. Bu fay-dalann hi<; biri olmasa, Tarih'in yine de bir faydas1 vard1r ki, o da, her faydamn iistiindedir; 0 fayda da insanm bir ~ey bilmesine, ogrenmesine ettigi hizmettir.

(1) Qic;ero (M.O. 106-43) Romah hatip, edip, Devlet adam1. Philippiques adh iin-lii eseri vard1r.

(2) Guizot (1787-1874) Frans1z tarihc;isi ve devlet adami, «Medeniyet Tarihi» adh iinlii bir eseri vard.Ir.

(7)

Franstz yazarlanndan, mizahda iistiin olan Rahelais, «Bir yemek icat etmek bir yild1z ke~fetmekten insanhk i~in daha faydahdtr,» demi~! Ger.;ek· te menfaat yalntz maddede aramlacak ise, hu soz dogru olahilir; fakat insanm hir de rub alemi oldugu dii~iiniiliirse, yeni bir yiidtz hulmaktan insanhgm duy-dugu zevk, ilim .;evrelerinde hertiirlii maddi zevklere iistiin goriinecegi de kabul edilmelidir.

Tarihin verdigi bilgi ne kadar geni~, ne kadar ogrenmege deger ~eylerdir. lnsan kendi giiciiyle biiyiicek hir t~I yerinden kaldtramaz. Manevi giiciiyle ise yeryiiziinii elinin altmda bir oyuncak yapmt~ttr. lsterse denizini karaya, kara-smt denize, ovastm daga, dagm1 ovaya .;evirehiliyor. Toprak altmda nehirler, gokyii.ziinde alemler ke~fediyor, denizde yiiziiyor, havada u.;uyor, Tahiatm her giiciine iistiin geliyor, yiidlfDilma, giine~ine kadar kendi hizmetinde kullamyor!

l~te insaniig.n maddi giiciinde bilinen aczi ile, kavrayt~ ve bulu~u sayesinde kendini vah~etten yine kendi .;~rna giicii ile kurtararak hu kadar yiiksek ilim

ve ilerlemeyi yaratmcaya kadar ge.;irdigi durum ve deg~ikligi en kii.;iik par~a­

sma kadar goz oniine koyan yine Tarih'tir. Diinyada hundan daha lezzetli, daha m.crakh hir ilim mi olur?

Asuri tarihleri hir yana hnaluhrsa, ilk yaZilan Tarihler, Eski Yunan'blarm eserleridir. Vnlii tarih.;i Cesar Canto gerek Yunanh'lann gerek onlan izleyen Romaltlarm tarihe dair ne kadar ktymetli eserleri varsa, hirer hirer in-celedikten sonra hepsinin apk.;a hir ulus, hir ki~i, ya da olayt yiikselten, ya da

kii.;iilten -herkese bir hakikat ogretmek i~in degil- bir fikre yoneltmek i.;in ya:-Zlhill~ ~eyler oldugunu anlahr. Bu yonde olan eserleri ise; giivenilir hir Tarih

de-gil,

hir dereceye kadar Tarihten hilgi veren hir hikaye saymak dogru olur.

~

Boylece. asii Tarih ibninin ilk yaZihna ~erefi, biiyiik Arap yazarlanna a!it· tir. (1) Ozellikle lslam hilginleri Tarihin Peygamher devrine ve o devrin hiiyiik-lerinin ozelliklerini anlatan seriivenleri kuvvetli incelemeleridir. lslam'da ibnin bu derece ilerlemesiyle hera her A vrupahlar da tarih.;e onlardan ~ok ve helki on-lar kadar kusursuz eserler ortaya ~Ikannam~lardrr, denilse fazla miihalaga

edil-memi~ olur.

Arap Tarib.;ilerinin tstam'dan once goriilen uluslarm y~ay~lanm anlatall Mitoloji'ye ait kiSimlan yazmakta gosterdikleri miisamaha ne kadar teessiife de-ger ise, lslami olaylann kaydmda gosterdikleri dogruluk oguniilecek derecededir.

Bir memleketin, yahut hir devletin Tarihini yazanlardan h~ka, tsiamlarm genel durumundan hahseden Tarih.;iler olarak, Taheri, thni Esir, Ebfil Feda gibi pek .;ok hilginler saydahilir. Bu olgun smtf arasmda ise en~ok kendini gos-teren hiiyiik Tarih~i thni Haldun'dur.

lbni Haldun'un tslam devletlerinden berhirini ayn ayn hilgi siizgecinden ge~irerek onemli olaylan sehebleriyle derinligine, geni~ligine hir ka~ sayfaya stg-(1) Tarih ilmiilin bugiin i~<in babast Arap Tarih~ileri degil, Yunanh HERODOT

(M.O. 84-125) olarak kabul edilmektedir. 16

(8)

dmnakta gosterdigi olgunluk ~a~niicidir. Oysa tbni HaldfmJun ele ald1g. o yiiz yildaki olaylardan bir kism1 eksiktir; fakat bu noksau tbni HaldunJun okuyup incelemesindeki kusurdan degil, elindeki belgelerin ve ba~ vurdugu kaynaklann tam olmamasmdan ileri gelm~tir. Ufak tefek baZI yanh~Iar da vardtr; Iakin ne denilebilir ki hi~ kimse en biiyiik bilgin de olsa, insanhktau biitiin biitiin kurtula-miyor, kul hatas1z olmuyor.

ibni Haldfm (1), biiyiik bir Tarih bilgini oldugu gibi, bu ilme bir usul koy-mak, olaylann dogrusunu, uydunna olanlardan aymuak i!;iD bir Ol~ii bubnak istemi~, t~Idigi bilginin ~okluguna ve degi~ik olu~una gore eserine, bir kitaphk dolusu bilgiyi ta~Iyan on soz koymu~tur. Boylece Tarih tlminin bir nevi kurucusu olmu~tur. Onsoziinde devletlerin «ya~ama devri» gibi bir takim yanh~ dii~iince­ ler de goriiliir; falkat yanb~ gorii~ler kitabm meziyetine halel getirmez. Tabiatm elinden bile hi\=bir ~ey miikemmel olarak ~Ikmiyor. Eseri ne kadar noksan olsa, tbni Ha!dfm)a yine bu ilme esas koymu~ olmak ~erefi yeti~ir. Biitiin insanbk i~in­ de boyle bir mutluluk, bir ka~ yiiz ki~iye ya nasip olmu~, ya da olmrum~tir.

A lTIIpa'da iki ii~ yiiz yrldan beri her ilim gibi, tarih ilmi de deryalar kadar geni~lemi~, her Iisanda yalmz kendi ulusunun degil, butiin diinya olaylanm kap-sayan miikemmel ve mufassal bir ~ok tarihler yaymlanmi~tlf. Tarih ilmine dair :yaziian eserler bir yere toplansa, bir lkii~iik kitapbk meydana gelebilir.

~ Bizde ise Tarih'i bir tarafa birakalim, devletimizin biitiin olaylanm bir ara-ya getiren bir tarihi yoktur. Par~a par~a baZI zamanlann olaylanm aksettirenle-ri de, hi\=bir zaman okuyam tatmin etmez. (.;iinkii diger noksanlar bir tarafa, hi~­ birinde sava~tig.miz veya miinasebetimiz olan uluslara dair Iiizumlu bilgi yoktur. Mcsela, bizim t~rihler okunurken, Timur'un Ankara olaymdan sonra, Osmanb lmparatorlugu onbir yd kadar duraklama ve ka~Ikhk i~inde kalmi~tlf. Ondan biraz once, Osmanhlan AvrupaJdan siiriip atmak amaciyla, Sultan Birinci Be-:yaZit iizerine yiiz otuz bin ki~ilik bir miikemmel ordu gonderen A vrupa devlet-Ierinin bC:rle bir fusattan faydalanmaga kalkmadiklarJ hayretle goriiliir. Bu mii· samaitamn sebebi de bir tiirlii anl~Ilamaz. Oysa, tarih\=ilerce, A vrupa'mn i~ du-rumu ar~tmlabilseydi pek kolay ogrenilirdi !ki Birinci BeyaZit devrinde asd iize-rimize hareket eden Macar hiikiimeti ve onun kuvvetli yardimCISI da Fransa asil-leriydi. Macaristan)m d~y:md•it kuvvet ise lhiikiimdiD"I olan Biiyiik Sigismund'un b~arili idaresi idi. Oysa ki, Sigismund, Nigbolu yenilgisinde ~ekilme yolunun suvarilerimiz tarafmdan ~evrilmesi iizerine, Macaristau'a ge~emiyerek Rodos ~o­ valyelerinin reisi ile Tuna'dan Karadeniz'e ve istanbul yoluyla Rodos)a gelmi~,

oradan da Macaristau)a dondiigu zaman, Kralhitmn d~manlan tarafmdan elin-den almdJ~ gibi kendi de tutuklaunu~b.

(1) ibni Haldfm (1332-1406) Tarih felsefesinin kurucusudur. islam diinyasxm do-la!)mi~, Timur ile gorii~mii!jtiir. Eserinin birinci kismi (Ba.'ila.ngu;) Nam1k Ke-mal'in ovdiigii klSllDdlr.

17 F: 2

(9)

t~te Sigismund, bizim k~Ikbk devrimizde hayat:Im tutuklu olarak ge~irdigi gibi, sonradan hapisten kurtulm~ ve tekrar Kralbk tac1m giymi~ ise de, o zaman da, biitiin giiciinii Almanya tmparatorlugunu ele ge~irmege sarfet:In~ti.

Fransa'da ise, Kral Altinci CharlesJm deliligi giinden giine ilerledigi gibi, ir ve d~ sav~Iann da ard1 aras1 kesilmedi. 0 yonden Macaristan hiikiimetinfu, ne bizimle ugr~maga vakti vard1, ne de ugra~acak olsa, Frans1z asillerinden

yar-lun gorebilmesine imkan kalm~ti.

t~te kudretimin d~mda, viicut~a rahatstzbgrm, devlet i~leriyle beraber OS-MANU T ARtHt ad1 alt:Inda ~u kitabm yazdmasma beni te~vik eden sebep, ta-riii yoniinden dilimizde mevcut noksanm tamamlanmasma elden geldigi kadar hizmet edebilmek arzusudur.

Tarihe b~lamadan once, bir (Girl~) hazrrlamaga mecbur oldum. Birinci bO-liimii (Roma Tarih'i) nden • tslanun dogu~una) kadar ozettir.

Olabilir ki bu ozetin uzunlugu okuyanlardan bazdarma bikkmbk verir; oy-sa daha ~ok ktsaltmay. miimkiin gortnedim. Evvela, Roma tarihi bilinmedik~e, yok olmasma kadar tslam Devletleriyle miinasebet ve sava~ halinde bulundugu Dogu imparatorlugunun, Endiiliis'te ortadan kalkan hiikiimctin, bahda tslam'm istila yolunu kesen kuvvetin halinden dogru bir fikir verebilmek kabil deglldi.

tkinci olarak, ArapJtan once ortaya pkan devletlerin en biiyiigu olan Roma devletini, Arap devletiyle kar~II~hrmak i~in, okuyanlara bir Ol~ii vermek istedim, Iisanumzrla ise bu maksatlara hizmet edebilecek yolda yaZilmi~ bir Roma tarihi yoktur ki, ona ba~vnrmak tavsiyesiyle yetinilsin. (1)

tlk tslamJdaki savaey~IIar alaymm ilk saldmsma ugrayan SASANt'lerin MU-HAMMEDt1erle k~II~mast birka~ yd dayanabilmekten ote gidemedi. Bkn kar~I yazarlarm dedigi gibi, bu devletin de tsliim elinde yok oldugu zaman, Ta-rihten silinmi~ ufak bir topluluk olmadtg.m gostermek i~in, ikinci boliim olarak ktsa tarihini ekledim.

tran'm ote taraflarmda zaptedilen yerler, Tiirk ve Tibet Han'lanndan alm-m~h. 0 zamanki Han'Iann asbnda tarihleri yaZilmt~ degildi, bunlar <;in Hiikiim· dar'larma Iafla bagb idiler, fakat kendileri her hareketlerinde miistakil oldukla-n i~in, <;in'in Tiirk ve Tibet miinasebetile olson, tslam Hiikiimetleriylc ~ileri

(1) Yaymi durdurulan Roma tarihinde yaz1h olan Kuyruklu Yild1z, Tenvir-i Ef-kar, Vatanperver gibi bir ka~ kelime 1304 (1888) yihilda Nam1k Kemal Sa-kiZ mutasarnfhgma siiriilmii~ bulundugu s1rada ~Ikm~ti. Hafiyeler, Saray'a jurnaller yagdiriDI!J ve (Osmanh Tarihi) Abdiillhamid, suretini b~ta gordii-giiniiz telgrafla yay1m durdurtmu!]tur.

18

Nannk Kemal bu olaym tesiri ile biraz sonra hayata gozlerini kapami!?, Tarihine bir kelime Have edememi!?tir. Eserini tamamlamak isteseydi bile omrii yetmeyecekti.

Osmanh Tarihi yiiksclll] devrine kadardir. islam tarihini de tamamlaya-maml$tir. Biz once bunu yaymlamay1 dogru bulduk.

(10)

pek az oldugundan, o devirde bulunan ~in Hiikiimdar ailesinin taribini yazmak-ta bir fayda gonnedim.

Giri~te lslam devletlerine drur olan boliimler belki ba~lang1ca miinasebet al-mayacak kadar uzun oldu, o da zamridir, ~iinkii dilimizde Sehayif-iil-ihbar ~eviri·

sinden b~ka, islam Devletlcrinin olaylanm anlatan bir tarih yok. Sehayif-iil-lh-barm i~indekiler ise eksik olduktan ba~ka tafsilatmm derecesi olaym onemlili-giyle miitenasip degildir.

Mesela, E b u - A b d u II a h - e I - B e r i d i nin fitne pkarcihgmdan e~­ kiya reisliginden ibaret olan hareketleri, yedibu~uk sayfa doldurulmu~ ta, biiyiik

sava~p ~ehabettin'in hareketi i~in, yalmz iki sahr yaZiyla kabmm~tu. Bu sebep· le Sehayif-iil-lhbar, tarih yazanlar i~in giizel bir kaynak olmakla beraber, tarih okuyanlar i~in bir ozet olmaktan ileri gitmez. Hele A vmpa ile ilgili haberler bii-tiin yanh~, eksiktir, lslam Devletleri hakkmda yalmz bu kaynaktan abnacak bil-giyle Tiirk Devleti olaylanna ait ger~ek bilgiler bulmak ve buna giivemnek asia dogm olmaz. Bunun i~in baZI kiSimlara fazla gibi gori.inecek bilgiler eklemeyi lii-zum!u gordiim.

Bu arada ozet ve fakat onemli olaylann hepsini toplayan bir lslam Tarihi yazmaktan meydana gelecek fayda, giri~in bu kadar uzamasmm dogru oldugunu gosterecek vaziyetlerden biridir.

Asii Osmanh Tarihini ise, kaynaklan miisait bulduk~a ge~ ~ekilde

anlat-"1

tun. lslfuni olaylar eksik kalmamak, yararh kar~Ila~hrmalar kaybolmamak i~in

her boliimde, ba~ka lslam Devletinin olay1 He ilgili hirer ozet yazmag. tasarla-. dtmtasarla-. lslam ohnayan devletler olaylarmdan ise bizimle ilgili olanlarm yeri

gel-dik~e eklenmesiyle yetindim.

lsL-lm kitaplarmdan ve A vrupa tarihlerinden bir~ok ~y okudmn.

Ar~tirmalarimda Osmaru1 Devleti olaylannm en onemlilerinden baZilan uyduru!mu~ me~hur hlkayelere aykm pkti.

Bu nedenle asii Tarih'te olaylarm tamam1 i~in kaynak gostennege mecbur oldum. Giri~te ise bu kadar kayda liizum gormedigim i~in, yabnz kaynak gos-tennesini biitiin biitiin yeni veya yanh~ aksettirilmi~ olaylara ayud1m.

Tarihin diizenlemnesinde izlenen ilmi gorii~e gelince; zamaniiDizm en biiJiik

tarih~ilerinden biri, j<tarih benzeri olaylar i~in bir takiiD kaideler ~Ikarmak

iddia-siyla toplannu~ bir takiiD olaydan ibaret kalu ise, bundan elde edilecek bilgi, hem eksik, hem faydas1z olur. ~iinkii, hi~ bir olay hpttipma her zaman tekrar-lanmaz. Fakat her olaya ilerisi i~in ders verici gozii ile bmuhrsa o zaman tarihin ne biiyiik onemi oldagu goriiliir.»

1

demi~! Bu biiyiik soze uyarak kitabnnda mu-hakeme ve tenkit yollu, akla gelen baZI bilgileri de koymaga cesaret ettini. Fa· kat olaylan kendime uydunnaga degil, tersine olarsk gorii~Ierimi olaydan pkart-maga ~al~tiiD.

Ele~tinneme o kadar giivenemem, fakat okuyucolanmm kitapta yeni birta-knn bilgi bnlarak sevinecegini zanncderim.

(11)

gorevinin gerekliligine uymaya, kitabt miimklin oldugu kadar sa-de bir diJ ile yazmaga ~al~too. t~inde sade dile aykm terim veya kelimeler go-rliliirse, inarulsm ki onlan koyu~um, diledigim fikri ba~ka yolda

yazamamamdan-drr.

Zamamnnzda ba~ka dillerden Tiirk diline ahnan kelimeler, FransiZ sOy· Ieyi~iyie yazthyor. Oysa Franstzlar, batjka dilden aldtklan kelimelerin ~ogunu ken-di soylcyi~lerine gore de~tiriyorlar. Bir yabanct kelimeyi ise dogruca bagh ol-dugu dilden ahnak miimklin iken, arada Franstzca'nm aracdtg.m io;teyip dogru yazdabilecek ~eyi yanh~ yazmakta bir anlam goremedim. Mesehl, Turk Tariliin-den bahseTariliin-den Rum yazarlardan birinin adt «Halko Kondili» dir. Franstz'lar ise bu adt «~ALKONDiLn !jeklinde yazarlar, Lisan kendilerinindir, istedikleri gibi yazabilirler, fakat bizim oyle bir degi~ikligi kabul etmekligimize hi~bir sebep ve liizum yoktur. Bu fikre uyarak kitabooda yeri dli~tiik~e yabanc1 adlardan (Kay-ser vc Hergiil) gibi blitiin blitlin dilimize uydurulmu~ olanlardan b~kasmt, men-sup olduklari diide nasd soylenirse oyle yazmaga ~ah~tim.

Bu kitabm yanh~lardan uzak ka!masma elimden gelen gayreti esirgemedim. Fakat diinyada en biiyiik yazarlara bile nasip olmayan boyle bir mutluluk, benim gibi bir yazara da mliyesser olmayacag.m bildigiin i~in, okuyanlardan belki her sahifede kar~da.<jacaklan cksildilder i~ia, ba~~lamalanm dileyecegim.

20

RODOS, 1889 NAMIK KEMAL

(12)

OSMANULAR!N

DOGU$U

'f

Hicretin yedinci yliz yth, 1slamiyet ic;in en kanh, en

mlithi~

bir ugursuzluk devri olarak ba~lamt~tl.

Altmct yiiz yilda ba~hyan vc online gelen Baymdtrhk eserlerini kiikremi~ bir sel gibi silip sliplirerek ugradtgt yerleri tahrip eden Ehl-i Salip kuzeyden glineye dogru akip gelerek, Suriye'de - 1nsanbk aleminin en bli'ylik dcvlet adamlanndan oldugu kabul edilcn Selahaddin Eyyubi'nin c;elik gogs~ c;arparak, daha o yliz ytl ic;inde dag1bp parc;alanmJ~tlr. /Ehl-i Salip belasmm serpintileri, yedinci yCz y1l ic;in-de MlSlr'hlann dayanmast ile blitlin blitlin eriyip ortadan kalkmt~tt.

Zorbabgm ylizyillardan beri Endiili.is'te yarattigt cehennem hayat1 ve etrafa sac;tiklan ate~, oralarda bulunanlan tedirgin etmekte idi.

X

Yedinci yliz y1l ba~lannda, Endiiliis'lin (1) bir ko~esinde, parlak bir gelecegin I~Igi olan (BENt AHMER) (2) devlcti biiylik bir hlinerle ya~amasmt siirdiirebil-mi~ti.

Y edinci yiiz y1l ba~lannda, bir vah~et ordusunun ba~mda Ccngiz, Asya'yt alt list etmekteydi. Daha sonra da kan dokiicliliigli ile ona rahmet okutacak olan HE-LAGO'nlin her tarafa saldtran, Ollim sac;an ordulan, Himalaya'dan Sibirya step-lerine, Konya ovalanndan Japon denizine kadar oyle zullim ate~leri yakttlar, o ka-dar masum kanlan doktliler ki, o ate~lerin alcvlcri, yanardaglann goklcre yiik-selen ktsmryla, o kanlann dalgas1 goklcrden yerlere akan Nuh Tufam'nm dalgala-nyla adeta yan~Iyordu.·

Turan'da, 1ran'da bulunan devletlerden ba~ka, Bagdat'taki Abbasi islam Ha-lifeligi de, o atc~in yakici alevlcri arasmda, hakstz yere ortadan silinmi~ti. 1slam-bgm kutsal Mescidi Aksa's1 birer bilim yuvas1 olan yerler, Tatarlann tahtadan yon-tulma putlart, insan kemiginden yap1bna kuleleri arasmda kaybobnu~ gitmi~tt.~ Mt-Sir'da Memllik'lerin biiyiikliigli, Batrda (Beni Ahmer) in ilim ve san'att,. Nevruz beyin sava~lan ile GAZAN Han'm actil idaresi, yedinci yiiz ytbn sonlarmda Ta-tar'lann mlisllimanhgr kabul edi~leri ile Cengiz ve Helagli saldmlanmn 1slamhgm

d~mekte oldugu gerilikten kurtarmaga yetmedi.

I

(1) ispanya yarrmadas1 anlablmak isteniyor.

(2) Beni Alrmer devleti, tspanya'da Endiiliis devletinin yikili~mdan sonra 1232. 1492 ydlan arasmda ya$ayan Arap devleti.

(13)

22

(:linkli Abbasi kahntJ.lanndan (Al~Mustansir Bi'llah Ebu Kalem Ahmet) MI-sir'da Memltiklerin en bliytik Padi~ah1 BAYBARS tarafmdan Halifelige getiril-mi~ti. M1s1r'm Yavuz Sultan Selim tarafmdan ele ge<;irilmesine kadar bu halifele-rin <;ocuklarma da Halife ad1 verilmi~ ise de, bunlar M1Slr Memlfik htikiimdarla-nmn emrinde idiler ve hi<; bir i~e kan~tmlmadilar.

Din ve dtinya i~lerini kendinde toplayan lsHim Halifeligi, burada tamamen kuru bir addan ba~ka bir ~ey degildi. Beni Ahmer ise, kii<;tik vatam, jeopolitik ba-kimdan kritik durumu dolayistyle onemli idi; birka<; milyon lsHimt, li<;:yiiz yd ka-dar miistakil kalabilme yoniinden bagnnda ya~atiyordu.

Asya'da Tatar'larm lslam olmas1yla beraber, Tannya ve lslami kaidelere uy-ma, yalmz inam~ta kalm1~, ba~larm kan dokiiciiliigli, halkm kay1ts1z boyun eg-mesinden yine eskisi gibi devam etmi~, Cengiz'in yasas1 boylece yiiriirliikte kalmi~­ ti.

1~te bu kotliltikler yiizyi11, diinyamn be~te birini kana boyar, ate~lere atar-ken OSMANLI DEVLETl'nin ylizlerce yil lslamhk filemi ve belki biitlin insan-l!ga bilim 1~1klan sa<;an Ay ve YildlZI ANADOLU'nun batismda bir giine~ par-lakh~ ile dogmaga ba~lad1.

(14)

OSMANLILARIN ASLI

Abbasi Hilatetinin, kurulu~undan iki yiiz elli, ti~ yiiz y1l sonra, zay1flamasi iizerine, 1ran'dan ve Turan'dan g69 edenler, kii9iik !slam Hiikiimdarlanna bazan hizmet eden, bazan da kar~1 duran hirer topluluk halindeydiler. Bu sava~91 a~iret­ ler, muharebelerde bulunarak her tiirlii gti91iiklere katlamyor, devirlerinin de sava~ usuliinii <;ok iyi bildiklerinden, en iyi se9kin asker sayrhyorlard1.

1~te bu temiz Osmanh soyunun ash olan (Kayi Han'h) a~ireti de hiirriyetini hhc; hakkl ile alan kahraman Oguz Tiirkmenlerinin bir kalu idi.

Arap ve Acem tarihlerinde adlan yanh~ yazrlm1~ olan Oguz'lann kahraman-hk ve meziyetleri oyle bir derecede idi ki, 1ran'daki Selc;uk Sultanlanmn en bii-yiiklerinden biri alan ve bir ~ok yerleri ele gec;irmesi dolaylSlyla, tkinci tskender adm1 alan Sultan SANCAR'r (1) daha a~iret halinden devlet durumuna gec;meden

yenmi~ ve esir etmi~lerdi.

Bu kahramanhkla beraber ahlfikc;a yiikseklikleri de, ellerinde esir alan Sultan Sancar'a Padi~ahhg1 zamamnda aldugundan fazla sayg1 gostererek, ozgtirliigune dokunmamr~lar ve baghhklanndan aynlmam1~lar, tarihlerde az gorliliir ~ekilde bii-yiikliik eseri gostermi~lerdi.

Kayi Hanh kolu, Oguz Tiirkmen'leri i9inde en asil olanlanndand1. Soyluluk-lanndandrr ki, Sultan Osman gibi, insanhk filemince oviiniilecek bir devlet adamx, her zaman: «Osman, Ertugrul oglusun, Oguz Kayi Han soyundansm!" sozleriyle hem Oguz'a hem Kayi Hanh'ya baglx olmakla oviiniirdii.

Bizim tarihc;ilerden bir c;aguna gore, Kayi Hanh a~ireti, Oguz soyundan bir kol olan Selc;uklularla beraber, Dogu Asya'dan Seyhun, Ceyhun nehirleri bOlge-sine gelerek bir miiddet oralarda durduktan sonra, Sultan Gazneli Mahmut'un em-riyle, Horasan'a gec;mi~ ve Merv, Sahcan bOlgesinden Mahan'da konaklamx~lardt. Buraya kadar tarihlerde beraberlik vardrr.

Selc;uklularla, Kay! Hanh'larm, 1ran'dan beraber geldigini, Selc;uklu Hiikiim-dan ikinci Alaattin'in, Sultan Osman'a gonderdigi Tiirkc;e fermandaki «eski bir anla~ma ile uzak ellerden yiiriiyerek gelen atalanm1z, Tann yard1m1 ve eseri ola-rak Turan'dan 1ran'a, Ahlat'tan batlya go<; edip yerle~meb ibaresi de bunu

gos-(1) Sultan SANCAR, iran Sel~uklulartmft en biiyiik Hiikiimdarlarmdandi. 29-4-1157 de oliimii He iran'daki Biiyiik Sel~uk Saltanat1, Anadoluya dev-redilmi~ti.

(15)

terir. Oysa bu Ferman'a gore, Kayi Hanli'lar Ahlat'tan batiya Sel<;uklularla be-raber gelmi~ oluyor; fakat bu yanh~hk dilimizde oteden beri kafiye dii~ki.inliigii manastzhklanndan ba~ka bir ~ey degildir.

1htilafh nokta, Kayi Hanh a~iretinin Mahan'1 terketmesinden ba~lar. Ne~teri, Kayi Hanh a~iretinin, Tatarlardan yi.iz yetmi~ yd once Ahlat'a geldigini soyler, fakat bu bir <;ok tarih<;ilerin ara~tirmalanna aykm bir anlay1~ oldugundan kabul edilmemi~tir. Katip <;elebi, Si.ileyman ~ah'm Tatar saldmsmdan tedirgin olarak, 1243'te Mahan'dan aynhp, Haleb'e gelirken, Ftrat'ta boguldugunu yazar. Bu soy-lenti, hem bilinenlere, hem de akla aykmdtr. <;i.inki.i Katip <;elebi, Takvim-i.il Te-varih'ine gore Cengiz, Mahan bolgesine 1238 de gelmi~ ve Si.ileyman ~ahm olii-mii ise 1251 de olmu~tur. Si.ileyman ~ah bu saldmdan kurtulmak isterse Tatar isti-lasmdan, be~ sene sonra m1 harekete ge<;erdi? Bir de, Mahan'dan Haleb'e gitmek i<;in 1243 de yola <;tkmt~ olsa, gidecegi yere sekiz yd yol yiiriimek mi gerekirdi?

Diger Osmanh tarih<;ileri ise derler ki, Kayi Hanh a~ireti, Tatar'lann Hora-san'a saldtrmast iizerine, Mahan'1 btrakarak Ahlat'a gelmi~tir. On bin aileden ku-rulu bu a~iret, Tatar'larm oralara kadar gelmesi iizerine, Ahlat'ta da tutunamam1~

ve bazl soylentilere gore de, hayvanlanm banndtramadtgmdan geldigi yere don-mek arzusuna dii~mii~ti.i. Bu kararla Haleb'e dogru giderken, a~iretin ba~I olan ve Osmanh soyunun atas1 Si.ileyman Sah Ca'ber ge<;idinde herkesten evvel Ftrat'a atim siirmii~, girdigi yer ise u<;urum oldugundan geri donemeyip nehre

yuvarlan-illl~, ayagt ozengide kaldtgmdan bogularak olmii~tiir. '

Bu olay iizerine, Si.ileyman Sahm dort oglu arasmda, gorli~ aykmhg1 ba~ gos- ~ terdi. 1<;lerinden Sungur Tekin bey ile Giindogdu bey, a~iretin <;oguyla beraber Cizre ve Bagdat yoluyla, Loristan ve Isfahan i.izerinden dola~arak yine Horasan'a dogru gittiler. Ertugrul Bey ile Diindar bey'de dortyiiz k1rk kadar ath ve onlann aileleriyle beraber kuzeye yonelerek Pasin ovasmda, Siirmeli<;ukur'a yerle~tiler.

1ngiliz yazar ve fikir adamlarmdan Gibbon, <<Roma 1mparatorlugunun <;o-kii~ii ve Ytkdt~I» adh kitabmda, Osmanhlann kurulu~una ait bOliimde, {lU ara~tlr­

mayt anlat1r.

«Cengiz <;ekildikten sonra, Harzem Sahh Celalettin, 1ran'da olan yerlerini idare ve koruma i<;in, Hint'ten dondii. Bu kahraman on bir y!l i<;inde, on dort mey-dan sava~ma giri~ti. oyle azimkard1 ki, suvarilerinin ba~mda bin mil uzakhkta bir yere, yani Tiflis'ten Kirman'a, yetmi~ giinde ula~mi~tir. Bununla beraber 1slam biiyiiklerinin klskan<;hk ve <;ekememezligi ve Tatar ordulanmn say!lamtyacak ka-dar <;oklugu, kendisinin yenilmesine ve ordusunun dag!lmasma sebeb oldu. Cel'fi-lettin son yenilgisinden sonra, Kiirdistan daglannda yok oldu. CelaCel'fi-lettin'in oliimii ile, devleti bir<;ok Tiirkmen a~iretlerinden kurulu oldugu halde HARZEMLl'ler tarih alanmdan silindiler.

Bu ordu ba~lanmn en <;ok kuvvet ve cesaretli olanlar1, Suriye'ye sald1rarak Kiidus'u yagma ettiler. Bir taktilll da, Konya Padi~ah1 Sultan Alaattin'in cmrinc girdiler. 1~te Osmanh soyu, bunlar arasmdayd1. Bunlar onceleri Ceyhun'un gliney bolgesinde bulunan Mahan arasmda oturmaktaydtlar.

(16)

OSMANLI TARiHi 25 Si.iieyman ~ah ki, Harzem ordusunun ya oncii, ya da ana kuvvetine komuta etmekteydi. Fuat nehrini ge<;:erken boguldu. Oglu Ertugrul, Alaattin'in hiikiim~ darhgrm ve emrinde kalmasrm kabul ederek, Sakarya nehri bolgesinde, SOOOT bucagma, dortyiiz <;:adrr, ya da aile ile ycrle~erek, elli yll kadar, bunlann idaresinde ve askeri te~kilatmda hizmet etmi~tir. »

Kayi Hanh'larm Ahlat'a geli~inden, Siileyman ~ah'm oltimune kadar olan olaylar, bizce kendi tarihlerimizin yazdrklanndan ibaretse de bunlar, bugiinkii Ta-rih ara~tirmalan kaqrsmda pek kuvvetli gorlilemezler: Bizim Tarih((iler Devletin kurulu~unu ytiz, yiizelli yrl ·sonra yazmaga ba~ladrklan gibi, Tarih ele~tirmeleriyle ugra~madrklanndan bu yolda yazdrklan soylenti kabilinden olabilir. Oysa « Gib-bon» m kaynaklan Batrh yazarlardrr. Onlann zaman ve yeri, Stileyman ~ah ola-yrm ogrenmege bizim Tarih((ilerden bin kat daha fazla uygundu; batt kaynakla-nndan oyle bir bilginin ozel ara~tuma ile <;:rkaracagr sonu<;: kesin delillerle ortaya

konulmu~ olur. J>

<;iinkti, evvela Kayi Hanh a~ireti, Tatar'lar ortaya ((tkar((Ikmaz kadm, ((oluk <;ocuk alayt gibi, sava~madan yurtlanm buakarak, Mahan'dan Ahlat'a kadar ka<;:-mr~ olmasmr akll kabul etmez. bzellikle bu a~iretin on bin athdan kurulu ve sava-~a en a~agr on bin ath <;Ikaracak bir topluluk oldugunu tarihler yaz1yor. Boylece, bu on bin haneden bir krsmr, dort yiiz, dort yliz elli athsr, U(( klt'aya Mkim bir devlet kurmaga yetiyor ve Osmanh kahramanlannm atalan oluyor.

ikinci olarak, Mahan bolgesi o devirde Harzemlilerin elindeydi; Harzemlile-rin, Tatar'larla sava~mak i<;in ta~lardan, aga((lardan yard1m umduklan bir zaman-da, yenilmemek i<;in ya~amalanm devam ettirecek on bin aileyi durup dururken, istedikleri yere ka((Ip gitmekte serbest brrakm1~ olmalanna nas!l ihtimal verilebilir? 0((iincli olarak, Kayi Hanh'lar, Tatar'lann ortaya ((Ikmasryla Mahan'1 terk ettikleri halde tran'da, Hindistan'da, Anadolu'da, Arabistan'da srgmacak yer bu-lamayan Cela.Iettin Harzem ~ahm, on iki yrl at tizerinde diinyamn bir<;ok yerlerini dola~ttktan sonra, batrya dogru <;:ekile <;ekile, yamnda kalmr~ ~ehit olacaklann, en son dayanak yaptrg1 Ahlatl, kendilerine srgmak olarak se<;meleri, iyi bir muhake-mc ile pek kolay kabul olunamtyacak, tuhaf bir rastlanti degil midir?

Dordilncii olarak tarihler, Kayi Hanh a~iretinin Mahan' dan gelerek Ahlat' a ula~masmr, Cengiz'i islam yurtlarma ilk saldmsr olan 1238 ydr olayr srrasmda, vc Cela.Ieddin Harzem ~ah'm ortadan silinip olmesi lizerine, yurtlanna donli~e

kal-ki~trklan 1250- 51 yrllan i((inde gosterirler. Buna gore, Kayi Hanh'lann donli~

arzusu, hayvanlanmn Ahlat taraflanndan banndmlmamasma baglanacak ise, on iki yrl hayvanlar orada nasll barmmr~lar da ondan sonra barmamaz olmu~lar. Bir de hayvan barmdrrmak endi~esi ile Ahlat'm brrakllmasma karar verilmi~ olsun, bu bolgede ba~ka bir otlak yokmu~ gibi ta Mahan'a gitmeyi neden dil~linliyorlar. Boyle olmayrp ta, donli~ Tatar'lann Ahlat taraflanna da girmesinden meydana gel-di denilecek ise, Tatar'lann saldmsmdan kurtulmak i((in Kayi Hanh'lann Anado-lu'ya, Arabistan'a ((ekilmeyip te, can dli~mam sayd1klan ve onlann yakrp y1kt1gr Mahan'a donli~ isteginde bulunmalanna nasrl mantrki sebeb dli~iiniilebilir?

(17)

26

Cengiz'in kuvvetinden faydalanmak istedilerse rrOktayJ1'm saldmlanndan ka-runabileceklerine nastl inandilar? Oysa, Oktay'm bir dereceye kadar tslfunlara ~cfkati ve babasmm tapladtgt yan dtinya malt kadar, hazinclcri az zamanda yak etmeye yetecek comertligi vard1. Oysa, bu ~efkat ve comertlik hi~bir zaman Har-zemlilere uygulanmad1. Seyhun ve Ceyhun vadisinden, Celilleddin'i arayarak, Mu-sul'a kadar doki.illip gelmektc olan Tatar ordulan, bunun en inandmct delilleri de-gil midir? Bir <'!c Oktay Han'm adaletinden faydalanmak i~in, Ahlat't b1raklp, Ha-rasan'a gitmege nc li.izum vardt? Ozellikle Cengiz, dort yil evvel Olmti~ken, aglun-dan bir kottiliik gormemek umudunun meyaglun-dana gelmesi, Tatar ordulan CeHileddin Harzem ~ah't yokedinceye kadar neden geri b1raktldt?

Be~inci olarak, tutuhm ki Kay! Hanlt a~ireti Tatar'm Ahlat'a kadar geli~in­ den sonra ellerinden kurtulmaktan tiziintli duydular, hayvanlanm da Ahlat'ta ba-rmdJrmadilar, on iki ytl dola~t1ktan sonra garip bir vatan hasretine dti~ttiler. tslam tilkelerind\:n birine ~ekilip tc hlir ya~amayt Tatar'lara bagh alarak Horasan'da oturmaga tercih ettiler.

Tatar'lara boyun egerek Harasan'a gidecek bir a~iretin, Tatar admt yeni duy-maga ba~laml$ Halep bolgesindeki (Ca'ber) ge~idinde ne i~i vardt?

Altmc1 alarak, Kay! Hanh a~iretini, Ahlat'a, Tatar'larla sava$arak veya sav~­ madan ~ekilmi$ kabul edelim. Cengiz uevlerinin Celaleddin Harzem ~ah't da yak . ederek gayesine ula$11gt anda elbette bu a$iret kendine kthct ile yol a'<arak Mahan·a gitmek Umidine dli$memi$tir. Bununla beraber, Kayi Hanh'lar oyle bir hayale

kapilm1~

olsalar, yine boyle bir maksat arkasmda

dala~anlann,

Halep'te*!-ki Ca'ber ge~idi'nde ne i~leri vardt? sarusuna akllhca bir cevap verilemez.

En parlak bir bahar giiniinlin dagU$U bile btitlin biitlin karanhktan kurtula-madtgt gibi, en biiylik devletlerin de, dagu$u, karanhk ve ~lipheden tamamile

ann-ill!~ gorlilemiyor. Bununla beraber, yukandaki manttki tartt~mamiz, soyumuzun Horasan'dan buralara gelinceye kadar hallerinde dogru veya ger~ege en aykm bir taktm sanu~lar <;Ikarmaga yarayabiliyar.

~imdi, birinci ve ikinci bohimlerdeki hlikme gore, Kayi Hanh a~iretinin Ah-lat'a kadar Tatar'larla sava~arak gelmi$ aldugu mantiki bir ger<;ektir.

O~i.incli bollimdeki a<;Iklamaya gore, a~iretin, Cclaleddin ardusuna bagh bir birlik oldugu kantstm vermektedir. A~iretin aileleriyle beraber dala~mast, hi~ te sava~malanm engellemedi; a zamanki Tlirkmen a~iretleri sava~a giderken veya dii~man kar~1smda ~ekilirken, ailelerini ve <;adirlartm beraber gottirlirlerdi. Hatta boyle bir mtidafaa sava~mda, ailelerinden hi~ aynlmazlardr. Dii~man tarafmdan stkl~tmlan a$iret, ailesini giivenilir bir yere btrakir, sava~1r, kazamp veya kaybet-meye gore i~lerinden kim sag kahrsa, gidecegi yere ailelerini gotliriirdii. Ama bel-ki a~irct, Celdleddin ile beraber, Hindistan't dala~mami$ ta, Hakan oralarda za~ fer bayragm1 dalgalandmrken, diger baz1 a$iret ba$1an gibi tran'm bir tarafmda kalm1~trr. Bununla beraber, en yakm ger~ek; a~iretlerin, Celaleddin Hindistan'dan di:incliikten sonra, onun ardusuna kattlmt~ ve Ahlat'a beraber gelmi~ almalandtr.

(18)

OSMANLI TARiH! 27 Dordlincli, be~inci ve altmct bollimlerdeki ara~trrmalardan anla~Iltr ki; Ka-yi Hanh'lar, Ahliit'tan Mahan'a donmek i<;in <;tkmadtlar. Halep iizerinden ge<;e-rek Suriye'yi ele ge<;iren Celaleddin'in askerlerinin bir ktsmt idiler, Ba~buglan kahraman Hakan'lanm kaybettikten soma, Tatarlarla ugra~maktan vazge<;erek, Suriye'ye giden silah arkada~lanna katlldtlar. Suriye'ye ge<;en Harzemlilerin, on bin kadar sava~<;I oldugu bir <;ok tarihlerde yazthdtr. Bizim tarihlerde, Kay! Han-h'lara on bin <;adtr denilmesi, ihtimal ki Siileyman Sah ile beraber, Halep'e giden Harzem askerinin hepsine birden Kay! Hanh gozliyle bakllmasmdandtr. Kay! Hanh a~ircti on bin <;adtr olsaydt, Siileyman Sah'm dort <;ocugu, birbirinden ay-nldtklan zaman, ikisine bagh olanlann dort yiiz ktrk ki~iye dii~memesi gerekirdi.

Suriye'de on dort ytl kadar islam ve Htristiyan kumandanlanm kth<;larmm deh~etiyle titrettikten soma, Eyyiibilerin MtSll''da sultam olan Melik el Salih Nec-mettin bin Kamil'in emrinde asker olmu~, 1264 yllmda son defa olarak Kudiis'ii Ha<;h'lar elinden alan Celaleddin'in askerinden kalanlardan hala oralarda (Kay! Hanh) adtyla bir a~iret vardtr ki bu da Kayi Hanh'lann Cclaleddin'in ordusun-dan bir par<;a olduguna ve hem de bunlann, Ertugrul'ordusun-dan aynlan bOliimii ve hele bu a~iretin hepsinin iran ve Horasan taraflanna gitmedigini gosterir. Olabilir ki, a~irctin bir par<;ast, Elcezire ve Bagdat'tan dola~arak, Loristan ve Isfahan'a dog-ru gitmi~tir. Oysa, bununla da kendilerinin Horasan'a donii~ niyetinde bulunduk-lanna karar verilemcz. <;:iinkii, Ca'ber ge<;idi'nden Horasan'a gitmek isteyenlerin yolu da Elcezire, Bagdat, Loristan ve Isfahan yolu degildir.

Kayi Hanb a~iretinden oralara gidcnler varsa rahat<;a izlenecek yol aramak i<;in gitmi~ olmalan dii~iinlilebilir.

Kayi Hanb'lann, Harzem Sah askerinden olduklarma en biiylik bir delil de, Ertugrul ile Sel<;uklu iilkesine gelen kahramanlann gosterdigi iistiin niteliklerdir. Hangi sava~ta bulundularsa, kendilerinden say1ca i.istiin dii~manlanna daima ga-lip geldiler. Vc dort yliz ktrk ki~iylc bir koca devlet kurmayt ba~ardtlar. Kah-ramanhgm bu derecesi yalmz bir a~iret giiciiniin yapabilecegi i~lerden degildir.

Askerliklc o derece ylikselmek i<;in, pek <;ok tecriibelcre ve sava~lara girip

<;tkmr~ olmak 15zrmdtr. 0 zamanda ise, bu kadar yliksek karaktere sahip bir kah-ramanlar toplulugunu yeti~tirmeyi Celaleddin Harzcm'den ba~ka kim ba~arabi­ lirdi.

(19)

ERTUGRUL BEY

Tarih~ilerin soz birligi ettiklerine gore, Ertugrul Bey ile Diindar Bey, Sii-lcyman Sah'm oliimunden sonra, a~iretten kalan dort yiiz kirk kadar kahraman ilc, Erzururn bOlgesinde (PAS1N) ovasma geldiler, bir rniiddet ccSiim1cli (ukur)) da oturdular, bu ancak bir yll kadar stirdiiriilebildi.

Ertugrul Beyin Siirmeli <;ukur'dan batiya geli~ini tarih<;iler iki ~ckildc anla-tirlar : Bir taknmnm anlati~ma gore, Ertugrul Bey, biiyiik oglu San Yati Savct Beyi, iilkesinde kendine bir oturma yeri vermesi i<;in, Konya'daki Sel<;uklu Ha-kan't Birinci Alaattin'e gondermi~tir. Sultan Alaattin, Kayi Hanh a~iretinin du-yulan kahramanhgma kaqt, bu istegi sevin<;le kabul ederek, Ertugrul Beye, Ka-radag'I yurt olarak vermi~tir.

Dlkcler ele ge<;irmesi, dort yiiz elli ytldan <;ok si.irecek bir cihangir devlet kurmayt ba~aran ~u dart yiiz kahramamn istikbaline yarayacak ne tuhaf bir rast-lantldtr ki, sava~ halinde iki orduya rastlad1lar: Biri az ve yenilmi~, biri <;ok ve · kazanm10 durumda idi, Ertugrul Bey, ne yaptlmasmt kararla~ttrmak i<;in a~iretin ~ ilcri gelenlerini gorii~mege <;ag1rd1. Hepsi galip gelcn tarafa yardun ederck Ta-tar'm kotiiliigiinden kurtulmak istediler. Yalmz Ertugrul Bey, maglup dururkcn, galibe yard1mm mertlige yakt~Ir olmad1gmdan s()z ederek, biitiin giiciiyle Tatar ordusuna hiicuma ge<;ti, gosterdigi fedakarhk ve kahramanhkla yenilmi~ olan Sel-<;uklulann ordusuna bir gayret a~lSl yapllmt~, sava~m Sel<;uklularca kazamlmast

saglannu~ttr.

Tarih<;ilerin bir kismi da, olay1 aynen kabul ctmekte, yalmz San Yati Sav-CI Beyin, Birinci Ali'lattin'in yanma gitmesini, bu ba~andan sonra olarak gos-tcrmektedirler.

1kinci ~ekil dogru olmasa gerektir. <;iinkii o zamanlar adeta bir Tiimen as-ker kabul edilen a~iretin Sultandan izin almadan bir iilkeye girebilmesi kabil ola-mazdi. Girmi~ olsa, o iilkenin arazisi ya devletin, ya halkm olaca~ndan, otura-cak, almacak yer bulunamazd1. Bu gorii~e gore, yer istemenin olaydan evvel ol-masmi kabul etmek dogrudur. Olabilir ki, Ertugrul'un bir siire Siirmeli~ukur'da kalmast da Sel<;uklu Sultamndan izin almak i<;indi.

Birinci soylentinin akla uygun gelmeyen bir yonii vardtr ki, o da Ertugrul Bey'in, !slam olmayan bir orduyla, bir !slam ordusunu sava~ halinde gortince, yapacag1 hareket hakkmda gorii~meye ihtiya<; gormesi ve o gori.i~mede de a~iret beylerinin, !slam olmayanlara yardtml ongormesidir.

(20)

OSMANLI TARiHi 29 Kayi Hanh a~ireti kendi <;rkarlanm korumak i<;in, 1slam'a kar~r Tatar'a yar-dun edecek olsalar, Mahan'dan Ahlat'a, Ahlat'tan Anadolu'ya kadar gelmeye ne liizum vardr? Tatar boyundurugunu oralarda iken kabul etmeyip Sel<;uk tilkesin-de, srgmacak yer bulduktan sonra mr, kabul ederlerdi?

Maksatlan Tatar'm boyundurugundan kurtulmak olunca, onlara yardtm cdip te, galibiyet, yardrm ettikleri tarafta kalmadrgt halde, tilkesinde bulundukla-n ve obulundukla-nlara yardrm elibulundukla-ni uzatabulundukla-n, Sel<;uklu devletiyle kotii ki~i olmagr ve boylece de dine ve iyiligc kaqt nankorliik damgasmr goze aldrrmaktansa, kar~tla~an iki dii~mam sava~ halinde brrakrp gitmek daha dogru bir yo! degil mi idi?

!~te bu dU~Unceyle dam~ma soylentisi, Ertugrul Beyin degerini yiikseltmek i<;in uydurulmu~ bir yalandan, dalkavukluktan ibaret goriinlir ki ortaya atan her kim ise, Ertugrul'un ~anmr, degerini ylikseltirken, a~iretin namusunu, dinini ve mertligini kii<;iiltmii~ oluyor.

Kesinlikle denilebilir ki, konu~mada hazrr bulunan Samsa <;avu~, Akc;a Ko -giir Alp, Abdurrahman Gazi gibi evH'tt yeti~tiren a~iret bliyi.iklerinin karan Sel-<;uklular aleyhine, Tatar'lara yardrma karar vermek kii<;likli.igi.indcn <;ok uzaktJ.

Olayr ozetlersek :

Ertugrul Bcy'in Selr;uklular tarafmdan vcrilcn bolgeye gelirken bagh oldu-gu devlet askerinin Tatarlarla sava~trgr yere gclmi~ ve silahrm <;ekerek dli~mana <;ullanmr~, galibiyetin Sel<;uk kuvvetlerinde kalmasma sebep olmu~tur. Bu da olagan bir olaydtr.

Hayrullah Tarihi'nde, Ertugrul Beyin bu sava~ta galibiyete sebep olmasr soylentisi de kabul cdilmemekte, dort yiiz krrk ki~inin, bir Tatar ordusuna galip gclmesi mlimki.in olmadrgma dair, uzun uzadrya birtakrm tartr~malar yapmakta-dtr.

Tarihc;iler, Ertugrul Bey'in Sel<;:uklularm ordusuna galip gelen Tatar aske-rini yalmz kendi gli'<leri ile bozmu~ oldugunu yazmt~ olsalardt soylenenler dog-ru olabilirdi.

Oysa, tarihlerin yazdtgr, Ertugrul Bey kuvvetinin Tatar'a galip gclmesi

de-gil, Seh;:uklulann Tatar Ordusunu bozmalanna sebep olmasrdtr.

Dort yiiz krrk degil, krrk dort ve belki dort ve belki bir ki~inin gosterdigi kahramanhk, bir ordunun tistlin gelmesine yarayabildigi, bin kere denenmi~ ve

goriHmii~tlir. Bir ordu degil bir adamm kahramanhgt, bir milleti yenilgiden kur-tarmaga <;ok kere yetebiliyor :

tngiltere ile Fransa arasmda (Ylizyll sava~lan) adryla tin alan uzun sava~,

1337 de ba~lamt~tr; Franstzlar 92 yll hemen arahksrz yenildiler. Hliklimet ba~­ kentleriyle beraber yurtlarmm yansmdan fazlasmt kaybettiler, 1429 ytlmda JANDARK admda 19 ya~mda bir ktz ortaya '<Iktl. Bir i<;giidli ile Fransayr kur-taracagmt s6yliyerek, bir iki sava~ta iisttin yararhk gosterivermekle, Fransrzlar gaipten, yardtm aldrklarma inanmaga ba~ladrlar. 0 zamana kadar kale burcun-dan a~agr bakmaga cesaret edemiyen Fransrz btiytiklerinin bir <;ogu, bu inam~ ile birer kahraman kesildiler, herkes btittin gticti ile memleketin kurtanlmasmda,

(21)

birbiriylc yan~a girdi,. ycnilenler bu sefer kazanmaga ba~ladllar, namuslanm ta-arruzdan, memleketlerini dii~mandan kurtardllar. 0 zamana kadar katland1klan sava~I galibiyetle sonu<;landtrd!lar.

Ertugrul Bey in hizmeti, Jan dark olaymdan daha garip bir ~ey midir ki, o olayt tamamiyle kabul etmekte olan Tarih, bu hizmeti kabul etmesin?

Bu ba~an iizcrine, Ertugrul Bey, Sultan Alaattin'den biiyiik ilgi gordii. Ve Karadag, yaptlgi hizmete az goriilerek, kendisine Domani<; daglan yaylak, So-gUt ovas1 da kt~lak olarak verildi.

Ahmet Mithat Efendinin ((Mufassal» adtyla yaymladtgt tarihte:

(( Sel<;uklulann Osmanhlan (Kayi Hanblan) So gUt tarafma yerle~tirmesinde tarihi bir onem vardtr ki, bu hi<; bir zaman gozden uzak tutulmamahd1r. 0 onem-li olay isc, bu devletin art1k her yonden <;okmege ba~ladigi goriildiigli i<;in, Dogu Roma devleti simrlanna; emniycti saglamak i<;in yerle~tirilmi~ oldugu dii~iince­ sidir. » deniliyor.

Biz bu gorii~e katilamaytz : <;;iinkii Ertugrul Bey'in buralara geldigi zaman, Sel<;uklularda hi<; kimse dag1lma hali gormemekteydi. Aksine, Alaattin, Eyylibi-lerin evlatlanyla birtakrm anla~malara giri~mi~, Celaleddin Harzem gibi bir kah-ramam yenmi~, sonunda Tatarlar tarafmdan iizerine gonderilen orduyu bozmu~

ve bu ba~ansmdan dolay1 da (Btiyiik Alaattin) adm1 kazanm1~, memlekctini de atalannm hepsinden <;ok geni~letmi~ti.

Bu devrede Scl<;uklular devleti en olgun, en kuvvetli bir <;agmda sayillyor-du. Alaattin ise kendine adeta gokten inmi~ bir varhk goziiyle bakiyordu. Hele. Bizans tmparatorlugu'nun saldmsmdan ka<;mmak hi<; kimsenin hayal ve hatmn-dan bile ge<;en

~eylerden

dcgildi. Bununla beraber, Sel<;uklulan

Bizanshlardan~

<;ekinir kabul edecek olsak ta, yine Ahmet Mithat Efendinin gorii~iine katiima-maktayiz. Gerek Sel<;uklulann, gerek Bizans imparatorlugunun birbiriyle kar~I­ la~tmlmasi halinde, Ertugrul Bey a~iretinin, herbiri birer kuvvet ilah1 kabul olun-sa, yine bir devletin simrlanm, bir digerinin saldmsmdan korumak i<;in yalmzca, dort, be~ yiiz kahramana btrakllacak hizmetlerden olamtyacagt ortadadtr. Bun-Jar yurt olarak Bizans smmm verecegi yerde, tehlikeli olan Tatar Simnna

yer-Ie~tirirdi.

0 zamanlar Karahisar halki, H1ristiyan oldugundan, her ne kadar goriintir-dc Sultan Alaattin'e bagh iseler de, Sel<;uklulann zay1flamasmdan faydalanarak kendilerince bir <;e~it ozgtirliik kazanm1~lardL Bu nedenle yanlannda oylc sava~-91 bir toplulugun gelmesi; kendi <;rkar ve dalaverelerine aykm idi. A~ireti kimi vakit a<;Iktan a<;Iga, kimi vakit gizliden bin ttirlii saldiralarla tedirgin etmege ba~­ lad!lar. Bu hal iizerine Ertugrul Bey, Alaattin'den izin alarak ani bir baskmla Karahisar'1 ele ge<;irerek dii~manlanm oradan attl ve oray1 kabullenmiycrek Sel-<;uklulann idaresine btrakti.

Ertugrul Bey, her i~inde gosterdigi kudretle Sel<;uklulann dikkatini <;ekmi~­ ti. Sava~ giictine, Rum ve Tatar'lardan kurulu bir dti~mana kar~I Sultan AHl.attin ordusunun Ba~buglugunu kendisine vermi~ti. DU~man tarafmm <;oklugu

(22)

Ertugrul'-OSMANLI TAR1Hi 31 un komutanhk kudreti ve kahramanhg1 ile muvazeneyi saglad1gmdan, sava~ <;ok kanh bir ~ekilde ii<; giin siirmii~tii. Bununla beraber, yine Ertugrul ile a~iretlilerin gosterdikleri kahramanhkla galibiyet onlarda kalm1~t1. Oysa Cengiz'lilerin her taraf1 ele ge<;irmesi, Alaattin'e de bir endi~e a~Ilam1~, bu yumu~ak huylu, ne~'eli ve ban~ sever huylu HAKAN yurdunu saldmdan kurtarmak i<;in Abaka Han ta-rafmdan gelen « Yarlig» (1) i kabul ile, Tatar'lara peyk olmu~tu. Ertugrul Bey de, yakmlanndaki beylerle sava~tan vazge<;erek, kendi a~iretinin idaresiyle ugra~Iyor­ du.

Sultan Alaattin'in 1237 yilmda oliimii iizerine, yerine ge<;en G1yasettin, dev-rinde Amasya taraflannda Baba tshak admda bir tarikat kurucusu pkarak, bir ma-garaya <;ekilmi~, etrafma da bir hayli miirit toplam1~tt.

Bir soylentiye gore, diinyayi Islaha gorevli oldugunu soylemi~, peygamberlik iddias1 ile ortaya at1lmr~t1. Amasya ve Tokat bOlgelerini altiist ettigi gibi, Padi~ah'­

m saltanatmr da tehlikeye dii~iiriiyordu.

Ertugrul Bey, Sultan Giyasettin tarafmdan, bu asinin yakalanmasma gorevlen dirilen Miibareziiddin'e yard1m i<;in emir ald1. Bu toplulugun dagrtrlarak Baba 1s-hak'm yakalamp oldiiriilmesi Ertugrul Gazi'nin biiyiik dirayeti sayesinde olmu~­

tur.

Ertugrul Beyin Sel<;uklulara son hizmeti, Emir Miibareziiddin'e olan bu

yardr-'if mrdrr. <;iinkii Baba tshak olaymdan sonra, 1243 de Gryasettin, Tatar'lara ansrzm bir sava~ a<;arak, Baba tshak taraftarlarmm yagmasmdan heniiz kurtulmu~ olan, Amasya ve Tokat taraflanm Mogol askerleri altiist etmi~ti. Amasya KadlSl ile, Beylerden Mezhebiiddin admda biri Sultandan habersiz tlhanhlara ba~ vurarak himaye istemi~, ona vergi vermeyi kabul etmi~ti.

1247 de o da oliince 1zzettin Keykavus, Hakan olmu~sa da, karde~leri Riik-nettin, Krhg Asian ve Alaattin Keykubat, ortakla~a Hakanhk ettiklerinden mem-leket karmakan~rk bir duruma gelmi~ti. Keykhatu tlhani bu durumu ftrSat sayarak, Sultanlarm taht'tan indirilmelerine veya taht'a <;Ikanlmalanna kan~maga ba~lad1, tzzettin'i indirerek yerine Riiknettin'i getirdi. lki karde~ sava~a kalktrlar; kimi za-man biri, kimi zaza-man digeri yeniliyordu. Yenilen Tatar'a s1~narak ve elinde ola-m harc1yarak bir ferola-man ile karde~inin yerine taht'a ge<;iyordu. Son olarak tzzet-tin, Bizans imparatoruna srgmm1~t1. Yanmda olanlar Bizans'ta da dogru durma-drlar, lmparatoru idam edip tstanbul'u ele ge<;irmege kalktilar. tmparator daha atik davranarak tzzettin'i tutuklad1. Cengiz soyundan ilk tslam olan Krp<;ak Han'1 Berkay veya tslam yazarlarmm degi~tirerek yazdrklarma gore Berke Han, tzzet-tin'in akrabas1ydt. Almanya s1mrlanna, Balasagun'a kadar, Tuna'y1 ve Karadeniz'i Hazer Denizini, Ceyhun ve Aksu ile Baltrk Denizini ve Kuzey Buz Denizi arasm-daki yerleri ve hiikmettigi. uluslan demir idaresi altmda tutan Berke Han, Krpgak' ta kurdugu orduyla, kr~m buz iizcrinden Tuna'yr ge<;erek tstanbul'u ku~attl ve

1z-(1) Ferman anlamma gclen «yarlig» den yumu!jatllmJ.li, Tiirkc;e bir kelime-dir.

(23)

32

zettin'i kurtard1. Bcraber gotlirdligu 1zzettin orada da rahat edemedi. (;linkli, Ber-ke Han olmli~, yerine ge<;en 1zzettin'de bir ugursuzluk gorerek, kendini deniz kiyi-smda bir yere hapsetmi~ti. Zavalh uzun zaman orada sefalet ic;:inde ya~adiktan son-ra 1281 y1llannda hayata gozlerini yumdu.

Saltanat ad1yla lizerlerinde bulunan esareti, karde~i 1zzettin ile bir tlirlli

pay-la~maga yana~mayan Rliknettin'i de 1267'de, Tatar'lar oldlirdliler. Yerine gec;:en G1yascttin Keyhlisrev, Hakan oldugu zaman iki buc;:uk ya~mda idi. 1284 yilma ka-dar Konya tahtmda o bulundu. Oysa hliklimet ger<;ekte Tatar bliyiiklerinin elin-deydi. Selc;:uklulan bu kotli durumdan kurtannak ic;:in o zaman 1slamm en bliylik kahramanlanndan olan AI Malik AI Zahir Baybars, muntazam bir orduyla kuzeye dogru ilerlemeye ba~lad1. Selc;:uklular, Mistrhian kendiierine dli~man, Mogol'lan dost imi~ gibi, kendi lilkelerinde kendilerini vergiye baghyan Tatar'larla beraber oldular, kurtancllanna kar~1 koyduiar. Elbesan ovasmda kanh bir sava~a giri~tiler. Baybars'm c;:evik ve aslanca saldm~1 dli~mam <;abucak dag1tt1. Tatar'lar, Cen-giz'in ortaya <;tkl~mdan beri boylesine ag1r bir maglubiyete ugramamt~lardt. Bay-bars bu ba~an lizerine Kayseri'ye gelerek, lilkenin kurtulu~unu gorii~mek iizere Sel<;uklu ileri gelenlerini yamna <;agtrdl. Onlar ise, Tatar'm yeniigisini MlSlr'lilann gliclinden daha korkun<; gordliler. Bir tiirlli 1lhan'm esaretinden aynlamadllar. Baybars'1 bulundugu kotli durumdan memnun olanlann, kendi mutluluguna ~ah­ ~anlan aytramamalarmdan iiziintliye dii~erek, MlSlr'a donmeye mecbur ettiler.

Boyle yakm bir dli~man, yabanc1 ulustan bir dost bulmak budalahgmm ~seri • fitneler, dii~mamn iistiinli.iglinii tamamlamak ic;:in ac;:llmt~ sava~lar, Ertugrul i~in kan~maga ve hizmete deger durumlar degildi. Bununla beraber, uzun omriiniin b.ir <;:ok zamamm a~iretinin i~leriyle gec;:irdi. Sonunda yru;a doksaru gec;:ince 1281 de sesiz sedas1z obiir diinyaya goc;: etti.

Katip (;elebi, Ertugrul'un 1288 de oldiigiinli biidirir. Han1mer de bunu kabul cder, fakat bu dogru degildir. (;iinkli Sultan Gtyasettin Seic;:uki tarafmdan Soglit'-iin kendisine verildigine dair ilk defa oimak iizere Sultan Osman'a gonderilen ferman 1284 tarihlidir. G1yasettin'in, Ertugrul Bey hayatta iken Sogiit'li onun elindcn altp ogluna vermiyecegi ortadad1r.

Ertugrul'un oglu oian Sultan Osman, genc;:lik c;:agma ula~mca, sessiz sedastz bir yerde oturmaga raz1 olamanu~, kendinde buiunan nitelikleri bir ba~ka yone gostererek, daha babas1 sag iken sava~ alanlannda gorlinmeye ba~Iam1~t1.

(24)

.,.

OSMAN BEY

(1258 - 1324)

Dikkati <;ekecek tesadiiflerdendir ki, yiiz y1llar boyu kurulan imparatorluga adm1 veren Sultan Osman, Bagdat'taki Abbasi Hilafetinin son buldugu 1258 yi-hnda diinyaya gelmi~ti. Durumunun miisait olmamas1 dolaylSlyla egitim ve ogre-tim gorememi~ti. Fakat <;ocukluk <;agmdan itibaren ilim ve irfan .sahibi ki~ilerle

bulunmaktan zevk ahrd1. Zeki insanlar, okumam1~ da olsalar, ilim sahibi ki~ile­

rin meclisinde bulunmakla, tahsil gormii~ derecede faydalamrlar. bgretime bii-yiik hevesi olmas1 dolayisiyle, bulundugu yerlerin ilim sahibi ki~ileriyle s1k stk ilgi kurar, Seyh Edebali gibi biiyiik alimin yanmda bulunmayt her zaman degerli bulur ve oraya s1k s1k giderdi. Bu gidi~lerde Seyh Edebali'nin klZl olup, sonradan e~i olacak :Mal Hatun'a rastlayarak gonliinde ona kar~t bir meylin uyandtgmi hissetmi~tir.

Bununla beraber, bu biiyiik ve temiz sava~<;t, dtinyamn en biiyiik kahraman-lanm yenecek kudrette oldugu halde, sevgisini ii<; ytl saklayabilmi~ti. Nihayet bu hissini Eski~ehir Beyine a<;Ikladt : Seyhin oturdugu yer, onun idaresinde oldu--~undan Mal Hatun'unun istenmesinde yard1m1m diledi.

Bu adam, Osman Bey'de gordiigii yiiksek ahlak1 ktskananlardan olmakla be-raber. kinini sahte bir uysalhkla sevgi gostererek maskeleyen bir haindi. thanette

i;;.e o kadar hiiner gosterdi ki, devlet kuracak ve iyilik yapan bir adamt bile, kan-dirmakta hiiner sahibiydi. Mal Hatun olay1 ortaya <;:Ikmca yiiziindeki maskeyi at-maga mecbur oldu. ~iinkii «Sekaytk-I Numaniye» de yaztlt oldugu gibi, Seyh Edebali fazlaca, mal, mtilk sahibi oldugundan, mirasma heveslenerek Mal Hatun-la evlenmeye bu Eski~ehir hakimi herkesten <;ok hevesliydi.

Osman Bey'in hissi bagmt ogrenince, onun arzularma arac1 olmaktansa, kcndi hevesine hizmet etmeye kalkmi~tt. Seyh Edebali'yi, ktzmm kendisine veril-mesi hususunda s1kt~ttrmaga ba~lad1. Ahlaks1zhgma kar~1hk gordiigii red ceva-bi i.izerine, daha ileriye gitmeye kalkt~mca, Seyh Edebali, namusunu ve hayatlm tehlikede gordi.igi.inden, yerini yurdunu terkederek, Ertugrul Beyin i.ilkesine si-gmmaga mecbur kald1.

Rain ise, Osman Bey gibi bir kahramam kalbinden yaralad1kan sonra ken-di hayatm1 da tchlikede gormeye baslami~tt. Btiyi.ik kahramanm viicudunu diin-yadan kald1rmak i<;:in firSatlar gozetlemege baslad1. Gi.ivenilir adamlarmdan bir ka<; ki~iyle nihayet bir giin, Osman Bey'in 1nonii hakiminin ziyafetinde

(25)

3:4

gunu haber alarak, adamlanm yamna toplad1. Harman Kaya'ya sahip olan Ko-se Mihal'den yard1m istedi. !kisi birden tnonii'yii ku~attllar. Osman Bey'in ken-dilerine verilmesini 1srarla istediler. Ziyafet sahibi boyle bir olaym ortaya <;Ikma-Sl lizerine ne yapacagmi ~a~Irdigl halde, Osman Bey, durumu ogrenir ogrenmez, rakibinden intikam almak arzusu ile, yanmda kendi i<;in camm vermekten sa-kmmayan bir ka<; kahramam ile, ku~atmay1 yararak d1~anya <;~kmag1 ba~ard1. Dti~man, kendi kuvvetine nisbet kabul etmiyecek derecede <;oktu. Fakat hi<;bir kuvvetten ydmayan, saldms1 ile ku~atma <;emberini darmadagm eden Osman Bey, Kose Mihal'i de esir etti.

Bu zafer, Osman Bey'in btiytik bir tin kazanmasma sebep oldu. <;tinkii dti~­ mamn <;oklugu hakikatte yenilmemelerinin mtimktin olmayacagm1 gosterecek de-recede idi. Fakat her ttirlti ytiksek ve derin duygularla ya~att1g1 sevgi baglan, Osman Bey'in kahraman1Igm1 her engeli a~tlracak haldeydi.

Bu kahramanhklar ve ba~anlar Osman Bey'e bOlgede biiyiik bir tin sagla-mi~tl.

Ertugrul Beyin oliimti iizerine Osman Beyin amcas1 Diindar ve biiyiik

karde-~i San Yati Savel Bey dururken, a~iretin Beyligine se<;ilmesinde tnonii olaymda. kazand1g1 ba~anmn btiytik pay1 olmu~tu.

Osman Bey i~in bu sava~m en onemli bir kazanc1 da, Kosemihal oldu.

Ko-semihal, Osman Bey'in can dti~mam iken, esir olduktan sonra, onun yiiksek ka-rakterinin tesirinde kalm1~, Osmanh Devletinin kurulu~ ve geli~mesinde Osman- • li bi.iYuklerinin hepsinden <;ok hizmetlerde bulunmu~tu. !daredeki bilgisi ve ·bag-hhgi yonlinden Osman Bey, kendisine «Karde~>> diye hitap ederdi. ~

Yiiksek karakterli olanlarla, bunlara bagh bulunanlann bir<;ok kusur ve ek-siklikleri gormemesi ve kar~1hkh saygr ve sevgi duymas1 tarihte <;ok goriilen olay-lardandir.

!nonii ba~ansmm Osman Bey i<;in en parlak sonucu ise, Mal Hatun'a olan sevgisini, Seyh Edebali'nin ogrenerek evlenmelerini uygun bulmasi olmu~tu.

Baz1 tarihlerin anlattlgma gore, Osman Beyin gordiigli bir rtiya, Seyh'in bu evlenmeye izin vermesine sebep olmu~tur.

Sahayif-iil-ihbar der ki :

Osman Gazi, devrinin btiyiik bilim adamlanndan Seyh Edebali'nin yamna s1k s1k gider ve Seyh ile dostluk ederdi. Bir gece riiyasmda Seyh'in koynundan bir nur'un <;1k1p kendi koynuna girdigini gordti. Sonra da gobeginden <;Ikan bliylik bir aga<;, her taraf1 kaphyarak biittin insanhg1 altmda topladr. Bu riiyay1 ogrenen Seyh, Osman Gazi'ye, devletinin <;ok btiyiiyecegini mtijdeledi ve klZlmn Osman Beyle evlenmesini saglad1.

Buna yakm iki riiya da Ertugrul i<;in soylenir : Sahayif-iil-ihbar'm bu iki riiya icin yazd1klan ~oyledir.

Birinci riiva :

Ertugrul Gazi bir gece rliyasmda, ocagmda kaynayan suyun gittikce cogal-digmt, biiytik bir derya oldugunu, dtinyay1 kaplad1gm1 gordii. Ertesi gtinti bu

(26)

rli-OSMANLI TARiHt 35

yay1 dinleyen bir bilgin, kendisirrden dogan <;ocugun ve onun evlatlanmn diin-yaya veya bir k1smma hakim bir devlet kuracaklanm, soyledi. Bundan birkag giin sonra da, Osman Gazi diinyaya geldi.

Mufassal'da Ertugrul Bey'in bu riiyay1 daha evlenmeden once gormil~ oldu-gu ve bunu Sultan Alaattin'in dam~mam ve yardimClSl bulunan Abdiilaziz'e yor-durmu~ oldugu yaz1hd1r. Bu rivayet, biraz akla uzaktlr. ~iinkii Mufassal'm anlat-tlgmda da oldugu gibi, Ertugrul'un biiyi.ik oglu San Yati Savel bey, AHiattin ver ya Abdi.ilaziz ile konu~madan once hayattayd1lar. Hatta Ertugrul onu gondere-rek, Sultan Alaattin'den a~iret igin konakhyacak bir yer istemi~ti. Ertugrul, Ab-diilaziz'e yordurdugu ri.iyay1 gordiigii zaman, daha evlenmemi~ ise nasll oluyor da diinyada, Savel Bey gibi bir delikanh oglu bulunuyordu?

1kinci Riiya :

Bir gece Ertugrul Gazi bir bilginin evinde iken bir kitap gordii. Sordu, ((Bu kitap Tanr1'nm Peygamber'ine gonderdigi Kur'an'd1r,» dedi. Sonra ev sahibi uy-kuya yatt1g1 zaman, Ertugrul Gazi, sabaha kadar bu Tann Kitabmm kar~1Slnda, elpenge divan durdu.

0 Sirada uykuya dahp kendinden gegince bir ses i~itti; ((Sen benim kitab1ma sayg1 gosterdin, ben de senin evladma kiyamete kadar ya~aya):ak bi.iyiik bir devlet

bag1~ladrm. »

Mufassa! (1), bu ikinci ri.iyay1 yazd1ktan sonra diyor ki :

r<Bu ri.iyamn Tarihe gegirilmesinde bir maksat ara~tmlacak olursa pek

dog-ru olarak samhr ki, bu zamana kadar Ertugdog-rul ve a~ireti, 1slamiY.eti kabul

etme-mi~lerdir. »

Di.inyada boyle bir olaym higbir Osmanh tarihi yazannm akhna bile gelme-mi~ oldugunu bilmek igin, biraz ongorii sahibi olmak yeter. ~iinkii bu kismm ta-rihlere ge<;irilmesinde amag, Ertugrul Beyin o zamanlar Mi.isliiman olduguna de-giL aksine olarak sonsuz derecede 1slam dinine bagh bulunduguna ve <;ocuklan-mn bi.iyi.ik ba~anlara ula~acagma bir i~aret olarak gosterilmektedir. Hele o za-manlar, Si.ileyman Sah admda bir beyin, veya onun oglunun H1ristiyan olaml-yacagml bilmek iktidanm yalmz bizlere mahsus bir tarih ele~tirmesinden sayar-sak biraz garip olur.

Baz1 Avrupah tarih yazarlan bu ri.iyalan aslmda hayal olarak kabul eder-ler. Onlann ele~tirdigi bu riiyalann goriili.ip goriilmemesi degil, yorumu ve so-nucu ile her yeni kurulan devlet ve kurucusuna bu ge~it ri.iyalarm uydurulmas1 olay1d1r.

Kabul edelim ki, bu olay dogru olsun, kabul edelim ki ri.iyalar, Tarih ile destan yazmay1 birbirine kan~tlrmaktan kendini alamayan, tarihgiligin ve yazar-hgm kiymetini dii~i.iren, beceriksiz dalkavuklar tarafmdan uydurulmu~ olsun, madem ki yorum, tamamen dogru <;Ikmi~tlr, boylece ri.iyalarm uydurulmas1. biz-ce bir kay1p sayllamaz.

(1) Mufassal, Ahmet Mithat Efendinin dort ciltli.k biiyiik eserine verdigi ad-dtr.

(27)

1259 yilmda Ertugrul Bey ollinee, yukanda da anlatild1gi gibi, Sogiit yur-dunun beyligini, tnonii olaymda biiyiik ba~an ve iin kazanm1~ olan Osman Bey ald1. Halbuki, ameas1 Diindar Bey sag oldugu gibi, kendinden biiyiik olan kar-de~i, San Yati Savel Bey de vard1. Tarihlerin anlattiklanna gore, Savel Bey, bii-yiik bir olgunlukla kii<;iik karde~inin bu beylige ge<;mesini kabul etmi~ti. Yalmz ameas1 Diindar Bey, kardc~ <;oeugunun emrindc ya~amay1 ki.i<;iimsedi, fakat, a~i­ reti i<;inde de buna onem veren olmam1~t1. <;i.inki.i, zaman sen, ben ile ugr~aeak, adet ve te~rifat arayaeak zaman degildi.

Sel<;uklulann kii<;iilerek Tatar'lara vergi odemesi, Tatar'lann da balk! yal-mz kendi zevk ve <;1karlan i<;in yaratilmr~ ba~ka bir yaratrk gibi gormesi, yalmz Kayi Hanhlar degil, oralarda:ki dii~iinenlerin hepsi bu Tann belalanndan kurtul-mak i<;in, killer altma s1gmaeak bir Bcy'in gelmesini beklemekteydiler. tnonii ola-yi, Osman Bcy'in, aradrklan meziyette bir insan oldugunu gostermi~ti. Hatta bey-liginden <;ok zaman ge<;meden bu iyi dil~i.incnlerin <;ogu, bir sel gibi onun san-eagl altma ko~maya ba~ladilar. Bu ko~u~maya Hrristiyan olan halktan da katrlan-lar vard1.

Osman Bey'c bOlgede olan baghhk korkusundandrr ki, Ertugrul Bey oldii-gii zaman, Konya'da Sultan bulunan Riikneddin oglu ii<;iineii Gryasettin, Osman Bey'in beyligini onaylamadrgr gibi, 1282 yllmda Padi~ah olan tzzettin oglu dor-dilneii Gryasettin'in de bu onaylama i~lemini 1284 yrhna kadar geciktirdi.

Fakat o tarihte gonderdigi men~ur, bu bilyilk insanm iktidar ve ahlakma gi.i-veni oldugunu gosterir. Bu men~urda, kendisine So gut eyaleti verildigi gibi, bir' de Osman Sah iinvam verilmi~ ve kendisine yazrlan mektupta, aym seviycdc insa~ soylenebilen sayg1 ve sevgi kelimeleri kullamlm1~trr.

Osman Bey'in bu bcyligi, Konya Sel<;uk'lularmca ii<; y1l kadar sessizlik i<;in-de ge<;i~tirildikten sonra birdenbire ortaya <;1kan bu parlak karar, J?.C yolda bir olaym tesiri ile verilmi~tir, boyle bir yaz1ya tarihlerde rastlamlmad1.

Feridun Bey tarihinde, boyle men~ur'un iistiinde Alaattin Sel<;uki tarafmdan gonderildigi yazrhd1r. Halbuki Sel<;uk'lulardan Birinei Alaattin, Hieri 63 7 yi-lmda olmil~ ve lkinci AH'tattin 696 yrhnda tahta <;1kmr~t1. Men~ur'un tarihi ise 683 y1h Ramazan aymm ilk gi.inleri olarak yazrh idi. Tarihin degi~mesine bir se-bep de olmadrgmdan men~uru gondercnin 4. Gryasettin oldugunu kabul etmek lazrm geliyor.

Bu men~ur'un verili~ine kadar Osman Bey'in zamam bi.iyilk bir huzur i<;in-dc ge<;mi~tir. Bu si.ikun devresine Kolca Olayr'nm ortaya <;rkmasr son vermi~ti.

Olay ~oyle ccreyan etmi~ti : Kolca Hrristiyanlan, Kayi a~iretinin yayliiya gi-dip gclcn siiri.ilerine sald1rmaga ba~ladrlar. Kayiler ise boyle bir kale halkmdan degil, bir dcvletten bile <;ckinir ki~iler degillcrdi. Kayi ileri gelenlerinden Ak<;ako-ca, Gazi Abdurrahman, Kogi.ir Alp, Turgut Alp ve Uygur Alp'i yamna <;agrran Osman Bey, bu saldmnm on!enmesini gori.i~mi.i~ti.i.

Kendi gi.i<;lerine ve ba~lanna gi.ivenen bu degerli kahramanlar, yctmi~ ki~i­ lik kcndiieri gibi yigit arkada~lanyla, Kolca'yr basmaya karar verdiler.

Referensi

Dokumen terkait

Temperatur pembakaran porselen opak 975 °C dengan jumlah pembakaran porselen opak 2 kali direkomendasikan sebagai panduan pembuatan GTC keramik- logam untuk menghasilkan

Pada anak yang antibodi terhadap reseptor asetilkolinnya negatif, tetapi gejala timbul pada usia lebih muda, mungkin suatu miastenia gravis kongenital.. Sekitar 40% – 50% pasien

Jangan  pernah  sedikitpun  BERFIKIR  ataupun  MENGINGINKAN  diri  anda  dapat   melakukan  OPENING  kepada  SEMUA

ANTIOKSIDAN PADA SEREALIA JENIS ANTIOKSIDAN JENIS ANTIOKSIDAN Barley Asam fenolat Flavonoid Tochols Fosfolipida Beras Asam fenolat (termasuk oryzanol) Asam fotat Tochols

Ketika kompleks tersebut dalam larutan netral (air) maka akan terbentuk warna merah muda yang sangat tajam (terang), tetapi ketika ditambahkan HCl ke dalam

Salah satu upaya untuk menghindari pemotongan tangkai mata atau ablasi maka dalam penelitian ini dilakukan aplikasi penggunaan ekstrak tanaman krokot ( Pertulaca

Gemilang Artha Prima Lestari dalam menjalankan proses produksinya tidak memiliki gudang produk jadi, oleh karena itu produk jadi yang berupa lembaran-lembaran

hubungan sangat kuat/sempurna dan hubungan linier negatif, artinya perlakuan lama pendedahan deterjen di dalam air laut memberikan pengaruh negatif terhadap penurunan