• Tidak ada hasil yang ditemukan

Şerh-i̇ Esrâr-i Esmâü'l Husnâ-Abdurrahmân Sâmî 66

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Membagikan "Şerh-i̇ Esrâr-i Esmâü'l Husnâ-Abdurrahmân Sâmî 66"

Copied!
75
0
0

Teks penuh

(1)

MÜELLİFİ

Kasımpaşa’da Yahya Kethüda Dergâhi Postineşini Nakşiye-i Halvetiye-i Uşakıyye Ve Kadiriyeden Mağnisalı

Kadızade Şeyh (Merhum) Abdurrahman Sami kaddesellâhü sırrahu’l âlî

Hulasatan yeni yazılara iktibas eden (çeviren)

Emekli Başkomiser Mustafa Şevket EROL

Göztepe İstanbul 1971 AHMET SAİT MATBAASI

(2)
(3)

ABDURRAHMAN SAMİ NİYAZİ (1879 1934) ... 7

HAYATI ... 7

Vesiletül Kübrâ Şerhi Esrârı Esmâi’l Hüsnâ 34

(ALLAH وهالله ) ... 36 (LAİLÂHE ILLÂHU – وهلااهلالا ) ... 36 (RAHMÂN نمحرلا) ... 37 (ER RAHÎM ميحرلا) ... 37 (EL MELİK كلملا) ... 38 (EL KUDDUS سودقلا ) ... 38 (ES SELAM ملاسلا) ... 38 (EL MÜMİN — نمؤملا ) ... 39 (EL MÜHEYMIN — نميهملا ) ... 39 (EL AZİZ زيزعلا ) ... 39 (EL CEBBAR-رابجلا) ... 40 (EL MUTEKEBBİR -ربكتملا ) ... 40 (EL HALIK -قلاخلا )... 41 (EL BARIU- ىرابلا ) ... 41 (EL MUSAVVIR —روصملا) ... 41 (EL GAFFAR —رافغلا ) ... 42 (EL KAHHAR — راهقلا ) ... 42 (EL VEHHAB — باهولا ) ... 43 (ER REZZAK-قازرلا) ... 43 (EL FETTAH- حاتفلا ) ... 43 (EL ALİM –ميلعلا ) ... 44 (EL KABIDU ضباقلا ) ... 44 (EL BASITU- طسابلا) ... 44 (EL HAFIDÜ -ضفاحلا ) ... 45 (ER RAFIU- عفارلا ) ... 45 (EL MUlZ -زعملا) ... 46 (EL MÜZIL- لزملا ) ... 46

(4)

(ES SEMIU -عمسلا ) ... 46 (EL BASIR- ريصبلا ) ... 47 (EL HAKEMÜ- مكحلا ) ... 47 (EL ADLÜ— لدعلا) ... 47 (EL LATIF- فيطلا ) ... 48 (EL HABİR- ريخلا) ... 48 (EL HALIM —ميلحلا ) ... 49 (EL ÂZIM- ميظعلا ) ... 49 (EL GAFUR- روفغلا ) ... 49 (EŞŞEKÜR -روكشلا ) ... 50 (EL ALIYYU — يلعلا ) ... 50 (EL KEBIR- ريبكلا ) ... 51 (EL HAFIZ- ظيفحلا ) ... 51 (EL MUKIT- تيقملا ) ... 52 (EL HASİB- بيسحلا ) ... 52 (EL CELİL- ليلجلا ) ... 52 (EL KERİM -ميركلا ) ... 53 (ER RAKIB- بيقرلا ) ... 53 (EL MUCIB — بيجملا )... 54 (EL VASlU- عساولا ) ... 54 (EL HAKIM- ميكحلا ) ... 54 (EL VEDUD- دودولا ) ... 55 (EL MECID- ديجملا ) ... 55 (EL BAİSÜ- ثعابلا ) ... 55 (EŞŞEHİDÜ — ديهشلا ) ... 56 (EL HAK -قحلا ) ... 56 (EL VEKİL – ليكولا ) ... 57 (EL KAVIYYU- ىوقلا ) ... 57 (EL METIN- نيتملا) ... 58 (EL VELIYYÜ- ىلولا ) ... 58 (EL HAMIDÜ- ديمحلا ) ... 58 (EL MUHSI — ىصحملا ) ... 59

(5)

(EL MUID — ديعملا ) ... 60 (EL MUHYI -يحملا ) ... 60 (EL MUMlT — تيمملا ) ... 60 (EL HAYYÜ- ىحلا ) ... 61 (EL KAYYUM — مويفلا ) ... 61 (EL VACIDÜ — دجاولا ) ... 62 (EL MACIDU — دجاملا ) ... 62 (EL VAHlDU- دحاولا ) ... 62 (EL EHADU- دحلاا ) ... 63 (ES SAMED - دمصلا ) ... 63 (EL KADİR- ريدقلا ) ... 63 (EL MUKTEDIR -ردتقملا ) ... 64 (EL MUKADDIMU — مدقملا ) ... 64 (EL MÜEHHlR- رخؤملا ) ... 64 (EL EVVELÜ — لولاا ) ... 64 (EL'AHIRÜ- رخلآا ) ... 65 (EZZAHIRU -رهاظلا ) ... 65 (EL BATINU —نطابلا ) ... 66 (EL VALİ- ىلاولا ) ... 66 (EL MUTEALl — لاعتملا ) ... 67 (EL BERRU- ربلا )... 67 (ETTEVVABU- باوتلا ) ... 67 (EL MÜNTEKIMU —مقتنملا) ... 68 (EL'AFUVVÜ - وفعلا ) ... 68 (ER RAUF- فؤرلا ) ... 68 (MALİK EL MÜLK —كلملاكلام) ... 69 (ZÜLCELÂLÎ VE-L’İKRÂM — ماركلإاوللاجلاوذ) ... 69 (EL MUKSÎTÜ —طسقملا) ... 69 (EL CAMIU- عماجلا ) ... 70 (EL GANIYYÜ- ينغلا ) ... 70 (EL MUGNI- ينغملا ) ... 70

(6)

(EL MANIU — عناملا ) ... 71 (ED DAR راضلا ) ... 71 (EN NAFIÜ- عفانلا ) ... 71 (EN NURU رونلا ) ... 72 (EL HADI ىداهلا ) ... 72 (EL BEDIU- عيدباا ) ... 72 (EL BAKI- يقابلا ) ... 73 (EL VARISÜ- ثراولا ) ... 73 (ER REŞÎDÜ — ديشرلا ) ... 73 (ES SABUR- روبصلا ) ... 74

(7)

ABDURRAHMAN SAMİ NİYAZİ

(1879 1934)

Kaddesallahû Sırrahû’l Âlî

HAYATI

a-İsmi ve Nisbesi

Sefîne-i Evliyâ’nın bize verdiği bilgiye göre müellifimizin dünyaya gelişini tebrik için babasını ziyarete gelen Çöplü Dede adlı bir zat

“Efendim bu bebeğin adı Abdurrahman

olsun”

demiş babasıda buna Sâmi ismini ilâve ederek oğluna Abdurraman Sâmi ismini koymuştur. 1

(8)

Kendi kitablarında nisbesini “Manisevî” “Sarûhânî” olarak belirtmiştir.

“Evrâd-ı

Mukarrebîn”

adlı eserinin mukaddimesinde

“Mevliden

Saruhanlı.

Mevtinen

İstanbullu’yum”

demektedir. Böylece tam ismi Abdurrahman Sâmi Sarûhânî. Islambolî ibn Muhammed Âsim ibn Şeyh Ahmed Fevzi ibn hüseyn ibn el-Hâc el-Hâfız olmaktadır. Abdurrahman Sâmi ‘nin tarikat nisbesi oldukça zengindir. Kendisi birçok tarikattan hilâfet almıştır.

b-Doğum Yeri ve Yılı

Abdurrahman Sâmi, 12 Rebîulevvel 1296 /1876 m. yılında, Saruhan’da dünyaya gelmiştir. 1934’de vefât etmesi hasebiyle 58 yıl yaşamıştır. 2

c-Ailesi:

Babası Kadı Muhammed Âsim Efendi olup Mekke ve Medine valiliklerinde bulunmuş âlim bir zâttır. Onun da babası Şeyh Ahmed Nûrî’dir. Baba tarafından soyu Hz. Ömer radiyallâhü anhe ulaşır. 3

Sefine ve diğer kaynaklarda annesinin ismi geçmemektedir, Anne tarafından soyunun Hz. Zeyneb aleyhisselâma ulaştığı Sefîne’de görüyoruz.

(9)

d-Gençliği

Tahsili ve Yetişmesi: Abdurrahman Sâmi ilk tahsilini Manisa’da tamamladıktan sonra İstanbul Fâtih Çifte Ayak Bahr-ı Sefîd Medresesi’ne gelerek zamanın allâmesi olan

Hüseyin Necmeddin Pürzetî’

den ilim tahsil etmiştir.

1 Hüseyin Necmeddin Puruzeti

Ebû Bekir Edirnevî’den (kaddesellâhü sırrahu’l âlî), Gelibolulu Ahmed Şücâeddin Efendi’den (kaddesellâhü

(10)

sırrahu’l âlî) hal eğitimi almıştır. Nakşi ve Kâdirî tarikatlarının büyüklerinden vazife alıp istidatlarının büyüklüğü sebebiyle her iki tarikatten de hilâfet tâcını giymiştir.*4

Kendi ifâdesine göre Abdurrahman Sâmi küçük yaştan beri zikre devam ederdi. Bir gece rüyasında Hz. Rasûlullâh sallallâhü aleyhi ve sellemi görmüş ve onun verdiği Nalin-i giymiştir. Bundan sonra aşk ve cezbeye tutularak bir şeyh aramaya başlar ve yine Rasûlullâh sallallâhü

(11)

aleyhi ve sellemin işaretiyle Çanakkale’de bulunan Uşşâkî Şeyhi Ahmed Şücâeddin Efendi’nin (kaddesellâhü sırrahu’l âlî) halkasına girer. İlk karşılaşmaları şöyle olmuştur: Ahmed Şücâeddin Efendi (kaddesellâhü sırrahu’l âlî) vaaz ediyormuş, vaazdan sonra gidip elini öpmüş:

-Oğlum Sâmi, malumatım var, nasibinizi vermeye manen memurum, deyip ona biat vermiş. Dört sene sonra da icazet vermiştir, Sâmi Efendi bir gün şeyhine:

-Diğer tarikatlardan da icazet almama müsaade olunur mu, diye sorunca Şeyh Efendi cevaben:

-Hz. Salahi de toplamış idi. Sülük esnasında bu olmaz. Ancak şimdi icazet aldığına göre serbestsin, demiştir. Sâmi Efendi bunun üzerine diğer tarikatlerden de ayrı ayrı icazet almıştır.*5

e-Resmi Görevi:

Kaynakların bize verdiği bilgiye göre Kasımpaşa Kethüda Derğahı postnişinliği haricinde resmi bir görev alıp almadığını bilmiyoruz. Ne var ki buradan aldığı ücreti kendine harcamayıp, Şeyhi Ahmed Şücâeddin Efendi’ye (kaddesellâhü sırrahu’l âlî) göndermekteymiş. Kendisi misk ve koku imal edip bunları satarak rızkını temin edmekte imiş. Kimya ile ilgili bir eser vermesi kendisinin aynı zamanda iyi bir kimyager olduğunu göstermektedir . *6

(12)

Abdurrahman Sâmi’nin tek çocuğu olan oğlu Muhyiddin’in İzmir’de bir trafik kazasında ölmesi sebebiyle kendisi hakkında aldığımız rivayetler sözel kaynaklara dayanmaktadır. Aile efradından günümüze kimse ulaşmamıştır.

İLMİ VE TASAVVUFİ KİŞİLİĞİ

a-İlmi kişiliği:

Abdurranman Sâmi ilk tahsilini memleketi Manisa’da gördükten sonra İstanbul’a gelerek Fatih Çifte Ayak Bahr-i Sefid medresesinde iyi bir medrese tahsili görmüştür. Kendisi Arapça ve Farsçayı bu dillerde şiir yazacak kadar iyi bilmektedir. Nitekim divanında bu dillerle yazılmış şiirlere rastlamaktayız.*7

Medrese tahsili dışında Fransızca da öğrenerek Batı’dan bigane kalmamıştır, Fransızca bildiği mevsuk olmayan kaynaklardan bize ulaşmasına rağmen eserleri içinde bu lisanı kullanmamıştır. Abdurrahman Sâmi (kaddesellâhü sırrahu’l âlî) nin eserlerinden anlaşılacağı üzere kendisi çift kanatlı bir âlimdir. Hem zahir hem bâtın ilimlerini kendinde toplamıştır. Bunun en güzel örneğini tez konusu olan Fatiha Suresi Tefsiri’dir. Bu eserinde, özellikle besmeleyi batini olarak tefsir etmesine rağmen en detaylı sarf ve nahiv tahlillerini yapmaktan geri durmamıştır.

(13)

Alıntı yaptığı kaynaklar

Beyzavi, Fahri Razi, Mürsi gibi zahiri tefsir ilminin, İbn Arabî (kaddesellâhü sırrahu’l âlî), Sadreddin Konevi (kaddesellâhü sırrahu’l âlî), Abdülkerim Cilî (kaddesellâhü sırrahu’l âlî) gibi batini tefsir ilminin zirvesi kişilerdir. Abdurrahman Sâmi (kaddesellâhü sırrahu’l âlî) eserlerinde görüşlerini paylaştığı âlimlerin fikirlerine kısaca dokunmaktan ziyade onların bu risalelerini baştan sona derc etme veya çok uzun nakillerde bulunma yoluna gitmiştir. Mesela “Fatiha Suresi Tefsiri” nde Abdülkerim Cili’nin (kaddesellâhü sırrahu’l âlî)

“el-Kehfü’rRakîm fî

şerh-i

Bismillîâhîrrahmânirrahîm”

adlı eserini, Kuşeyri’nin

“en-Nahvu’l-Müevvel”

adlı eserlerini tamamen terceme ederek tefsirine ilhak etmiştir. Eserlerinde şema ve şekil çizimleriyle, anlatıma kolaylık getirmiştir. Bu onun yeni yöntemlere açık bir ilmi kişiliğe sahib olmasını göstermesi açısından önemlidir. Ne var ki türkçe yazdığı eserlerin lisanı çağdaşlarına göre oldukça ağırdır. Tefsir, tefsir usulü, hadis, fıkıh, ilmihal, kelam, sarf, nahiv, mev’ıze, türünde eserler vermekle çok yönlü bir âlim olduğunu ortaya koymaktadır. Ayrıca Arapça’dan tasavvuf ve tefsir sahasında tercemeleri vardır. Bu konuda, eserleri bölümünde gerekli bilgi verilmiştir. Eserlerinin birçoğu basılmış olması, onun kitaplarının okunduğunu gösterir. Ne var ki harf devrimi sebebiyle kendisini tanıma imkanı olmamıştır.

(14)

b-Tasavvufî Kişiliği;

Abdurranman Sâmi (kaddesellâhü sırrahu’l âlî) tasavvufi neşve açısından da çok yönlü bir kişilik arzeder. Aşağıda açıklandığı üzere yaklaşık onüç tarikattan icâzet almıştır. Ne var ki o Uşşâki tarikatından irşad görevini sürdürmüş. Şeyh Ahmed Şücâeddin yanında sülükunu tamamladıktan sonra İstanbul Yahya Kethüda Derğahı postnişîni olarak atanmış ve tekkelerin 1925 yılında kapatılışına kadar bu görevini sürdürmüştür. (Postnîşinlik görevine ne zaman başladığı tesbit edilememiştir.) Bu sebeble kendisi, tasavvuf ilmini teori ve pratikte kendinde toplamıştır. Tasavvuf sahasında verdiği eserlerle bu ilmin teorisini yaparken, postnişinlik görevi ile de bu işin pratiğini yapmıştır. Fatiha Suresi Tefsiri’nin tahlili bölümünde de belirtildiği üzere kendisi vahdet-i vücud inancını taşımaktaydı. Eserlerinde bu görüşü savunmuştur. Nakilde bulunduğu sufiler genelde vahdet-i vücuda inanan İbn Arabi (kaddesellâhü sırrahu’l âlî), Abdülkerim Cili (kaddesellâhü sırrahu’l âlî) gibi şahıslardır. Abdurrahman Sâmi’nin (kaddesellâhü sırrahu’l âlî) icâzet aldığı tarikatlere gelince:

1-Nakşibendî’nin Mehmed Can Kolu: Hisar Şeyhi Mehmed Nurullah Efendi’den. (kaddesellâhü sırrahu’l âlî)

2-Nakşibendi’nin Hâlidiyye Kolu: Eyüp’de Saferullah Efendi’den. (kaddesellâhü sırrahu’l âlî)

3-Kâdiriyye’nin Karîbullah Kolu: Mısır şeyhlerinden Ebu’lEnvar Feyzûddin’in halifesi, Şeyh Hilmi Efendi’den.

(15)

(kaddesellâhü sırrahu’l âlî)

4-Kâdiriyye’nin Muhyiddin İbn Arabi Kolu; Şeyh Hayrullah Efendi’den. (kaddesellâhü sırrahu’l âlî)

5-Sa’diyye Tarikatı: Edirneli İsmail Rüştü’den. (kaddesellâhü sırrahu’l âlî)

6-Şa’bâniyye Tarikatı: İzmirli Şeyh Ahmed Efendi’den. (kaddesellâhü sırrahu’l âlî)

7-Rufai ve Bedeviyye Tarikatlarının: İzmirli Şeyh Mustafa Hilmi Efendi’den. (kaddesellâhü sırrahu’l âlî)

8-Gülşeniyye Tarikatı: Edirneli Şeyh Şerafeddin Efendi’den. (kaddesellâhü sırrahu’l âlî)

9-Şâzeliyye Tarikatı: Şeyh Hayrullah Efendi’den. (kaddesellâhü sırrahu’l âlî)

10-Düssûkiyye Tarikatı: Şeyh Abdurranman Kalenderi’den. (kaddesellâhü sırrahu’l âlî)

11-Mevleviyye Tarikatı: Manisada medfun merhum İshak Çelebi’nin (kaddesellâhü sırrahu’l âlî) rûhaniyyetlerinden almıştır.

Abdurrahman Sâmî’nin Halveti Hüsâmî ile Nakşi Bahâî tarikatlarından aldığı silsile Sıddık Nâci Eren tarafından belirtilmiştir.*8

Abdurrahman Sâmi verdiği eserlerle ilim âlemine, yetiştirdiği mûrid ve halifeleriyle de müslümanlığa büyük hizmetler vermiş âlim ve mutasavvıflardandır.

Ancak asıl irşadını Halvetiyyenin bir şubesi olan Hasan Hüsâmeddîn Uşşâkî Hazretlerinin usulune göre yapar. Zor

(16)

günlerde bile darb-ı esma meclislerini kapatmaz. Camilerde yatsı namazından sonra el ayak çekildikten sonra zikir meclislerine devam eder. Kendisine korkup korkmadığı sorulduğunda,

"Bize bu vazifeyi şahıslar

vermediler ki şahıslar istedi diye terk edelim"

der. Tefsirden hadise, akaidden edebiyata kadar pek çok eseri olan Sâmî Efendinin en önemli eserlerinden birisi de

"Evradü'l Mukarrabîn"

adını verdiği ve haftanın her günü için hususi olarak tanzim ettiği evrâdıdır.

Tekkelerin ilgasından sonra Abdurrahman Sâmî Efendi için zor günler başlamıştır. Yaşının genç olması, başta İstanbul ve Ege olmak üzere bağlılarının ve sevenlerinin çokluğu Şeyh Sâmî Efendinin takibi için yeterli bir sebep olarak görülmüştür. Menemen hadisesinde serhalîfesi Bekir Sıdkı Visâlî ile beraber tutuklanırlar. Altı ay hapisten sonra beraat etmelerine rağmen artık bir kere yaftalanmışladır. Hem Şeyh Sâmî Efendi hem de Bekir Sıdkı Efendi hayatlarının sonuna kadar takip altında tutulacaklardır. Osmanlı dersiamı olması hasebiyle kayd-ı hayat şartıyla vaizlik yapabilmek hakkı varken, bu hakkı da gasbedilir. 1934 yılında İstanbul'da dâr-ı bekâya intikal etmiştir. Kabr-i şerîfi Edirnekapı Şehitliğinde Mısır Tarlası olarak isimlendirilen bölümdedir. Ardında sayısız gözüyaşlı seven ve gün yüzüne çıkartılmayı bekleyen onlarca eser bırakmışdır.

İrtihâlinden birkaç gün önce kabri hakkında nasıl vasiyyet ettiğini ve ne şekilde vâsıl-ı dîdâr olduklarını Muzaffer Efendi Hazretleri Envârü'l Kulûb adlı kitabında anlatıyor...

(17)

Bu ibretli hâtırâ:

Abdurrahman Sâmî Saruhânî Hazretlerinin

Vasiyyeti

Muzaffer Efendi Hazretleri Envârü'l Kulûb adlı eserinde ilk mürşidi Abdurrahman Sâmî Saruhânî Hazretlerinin irtihâlinden birkaç gün önce kendisine nasıl vasiyyet ettiğini şöyle anlatıyor :

Pek sevdiğim ve babam makamında saydığım üstâdım, hocam, velîni'metim Sâmî-i Saruhânî Hazretleri ile cuma namazlarından sonra hânelerinde otururduk. Birgün, yemekten sonra fakîre şöyle buyurdu :

"Oğlum, öldüğün zaman nereye defnolunmak isterdin?" Cevap verdim :

"Efendim, nasîb olursa Edirnekapı hâricinde Halebî merhûmun civârında defn olunmağı arzu ederdim. Zîrâ oraya İstanbul âlimlerinden pek çoğu defn olunmuşlardır" dedim.

Merhûm hocam içini çekerek :

"Sakın beni oraya defn etmeyini" buyurdu. "Zîrâ ben hem günâhkâr ve hem de ilmen zayıf bir insânım ve kendimi oraya lâyık göremem. Beni Edirnekapı'da Mısır tarlasının kenarına gömüverirsiniz, olur biter"

Meğer, Hazret bu sözleriyle bana vasiyyet ediyormuş. Üç gün sonra, yatsı namazını kılarken ve namaz arasında vâsıl-ı dîdâr oldular. Fakîr, o zaman Arapçayı yeni

(18)

öğrenmeğe başladığımdan, okuduğum âyet-i kerîmelerin ma'nâlarına vâkıf ve âşinâ değildim. Fakat nasıl olduysa bilemiyorum cenâzesinde Sûre-i Fecr'in son âyetlerini okuyuverdim.

Hattat Hâmid Efendi'nin hattıyla Sûre-i Fecr'in son âyetleri

(19)

"Yâ eyyetühen nefsül mutma'inne ircı'î ilâ rabbiki

râdiyyeten merdiyyeh fedhulî fî ibâdî vedhulî

cennetî"

"Ey emîn ve mutma'in olan nefs! Ondan râzı olarak ve rızâsını kazanmış bulunarak Rabbine dön. Gir sâlih kullarımın arasına, gir onlarla birlikte cennetime"

Bugün, ancak bu âyet-i celîlenin ma'nâsını ve Allah teâlâ'nın hakkıyle îmân eden kullarını hitâb-ı izzetiyle nasıl taltîf ve tatyîb buyurduğunu, denizlerden bir katre ve güneşden bir zerre mikdarı idrâk ve ihâtâ edebilmekdeyim. Rahmetullahi aleyhi ve rahmeten vâsi'a...

Bu vesîle ile bu büyük velînin vuslatına Mehmet Demirhan Bey tarafından düşürülen tarihi teberrüken buraya kaydediyoruz :

Sâdiyâ sırrından Sübhân çıktı

"Abdurrahman Sâmî Saruhânî"

1353

Envârü'l Kulûb, Cild 3, sayfa 324-325

ESERLERİ

A-YAZMALARI

1-Kitâb-ı Sırrı’t-Tevhîd:

Eser müellifin kendi hattı ile 1241 h. yılında kaleme alınmıştır. Dili Türkçedir. Risale 32 sayfalık orta boy bir defterden ibaret olup, 22 satırdır.

(20)

Fasıl başlarında

“aziz ihvanlarım”

diye hitabda bulunmasından kitabın müridlerine hitâben kaleme alındığı anlaşılmaktadır. Mukaddimede tevhidin tarifi yapılmıştır. Daha sonra tasavvufla tarikatlar arasında fark olup olmadığı, birbirlerine üstünlüğü olup olmadığı işlenmiştir. Tevhidin mertebeleri, tevhid-i akval, tevhid-i âsâr, tevhid-i sıfat ve tevhid-i zât haşyetullah ve marifetullah, konuları çok geniş bir şekilde incelenmiştir. Müellif müridlerine nasihatlarda bulunmuştur. Risalenin hâtimesi dört bölümden müteşekkildir. Birinci hâtime “lâ ilahe illallah”, ikinci hâtime “lâ ilâhe illâ hû”, üçüncü hâtime peygamberlerin hakikatlerine göre tevhidi, dördüncü hâtime insân-ı kâmil konularını incelemiştir. Risalenin sonuna müellif, 25 beyitlik tasavvufi bir şiir ilave etmiştir.

2Tefsîrul-Kur’ân Tenvîrül-Beyân:

Abdurrahman Sâmi ‘nin (kaddesellâhü sırrahu’l âlî) eserlerinden en hacimlisi olup tefsir usulüne dairdir. Eser müellif hattı olup, 148 varak, 20 satırdır, 1342 tarihinde te’lif edilmiştir. Dili Türkçedir. Genel olarak kitabın muhteviyatını şu şekilde ifâde etmek mümkündür. Birinci mukaddimede , sûre ve âyetin tarifleri yapılmıştır. İkinci mukaddimede “tefsir” ile “te’vîl” ıstılahları arasındaki farklar dile getirilmiştir. Üçüncü mukaddimede tefsir ilminin konusu, faydası ve gayesi işlenmiştir. Bunlardan sonra sırasıyla müfessirlerin tabakaları, tefsirve tevilin caiz oluş veya olmayış sebebleri, Kur’an’ın icazı, Kur’an-ı Kerimde çeşitli ilim ve sanatlara işaret olunduğu, Kur’an’ın cem’i ve tertibi ve

(21)

yine tefsir usulü ve tarihine dair konular ele alınmıştır. Ele alınan konular mufassal ve doyurucu bir tarzda işlenmiştir.

3-Hadîs-i Erbain:

Müellifin dört babdan müteşekkil kırk hadis derlemesidir. Mukaddimede belirttiğine göre müellif 24 yaşındayken bu derlemeyi yapmıştır.(1320 yılında yazmıştır) Hadislerin senedleri verilmemiş, ancak her hadisin başında hangi kaynaktan alındığı belirtilmiştir. Bablarının konularına göre isimleri şunlardır.

Birinci Bab: Ezel ile ilgili hadisler, beş hadisden ibarettir.

İkinci Bab; Dünya hayatında ibadetlerle ilgili hadisler, onaltı hadisden ibarettir.

Üçüncü Bab; Dünya hayatında muamelâtla ilgili hadisler olup on hadisden ibarettir.

Dördüncü Bab: Lâ yezâl ile alâkalı hadisler olup dokuz hadistir. Müellif risâlenin sonuna 17 beyitlik arapça bir münâcât ilâve etmiştir. Münâcâtın başlığı “Münâcât-ı Sâmiyye” dir.

4Tevcîhül-Âyâtil-Muhtelefî’z-Zâhir:

Tefsirle alâkalı yedi varaklık, onyedisatırlık kısa bir risâledir. İsminden de anlaşılacağı üzere Kur’ân’da zahiren birbirleriyle çelişen âyetlerin nasıl anlaşılması gerektiğini açıklamakta ve

(22)

gerçekte Kur’ân âyetleri arasında bir ihtilâfın olmadığını isbâta çalışmaktadır.

Müellif nüshası olan bu risâle 1320 yılında kaleme alınmıştır.

5-Kitâbü’d-Düsdûril-Bedî:

Tefsirle alâkalı bu eser onaltı varak, onyedi satırlık, arapça bir risâle olup müellif hattıdır. Risale oldukça yıpranmış olup içinde birçok silintiler vardır. İki fasıldan ibâret olan eserin birinci faslı müellifin yukarıda tanıttığımız “Tevcîhü’lÂyâti’l Muhtelifi’zZâhir” adlı eserinin biraz daha mufassal biçimde kaleme alınmasından ibarettir. îkinci fasılda birbirleriyle çelişkili gibi görünen ayet ve hadislerin uyuşturulmasına çalışılmıştır. Bu fasıl birinci fasla göre gayet kısa olup sadece ikibuçuk varak yert utmaktadır.

6-Kitâbü’s-Sırril-Kadîr fî ilmil-İksîr:

Müellifin kimya ilmi ile ilgili bir eseridir. 1364 yılında kaleme alınmıştır. 58 varak, 22 satır olup eser tam değildir. Kitab 14 babdır, bir de hatime vardır. Bu eserde kimya ilmi islami bir açıdan incelenmiştir. Müellif istifade ettiği 42 kaynağı kitabının başında tek tek zikretmiştir. Birinci babda kimya, simya ve iksirin tanımları ve Kur’an’dan delilleri zikdedilir. Bu ilmi inkar edenlere bir fasl altında cevap verilmiştir. Diğer bablarda çeşitli karışım ve alaşımların yapılışı bunlar için gerekli olan miktarlar anlatılmıştır.

(23)

7Kenzül-Âşıkîn:

Manzum bir eser olan Kenzü’l-Âşıkîn 73 varak, 16 satırdır. Hz. Peygamberin (sallallâhü aleyhi ve sellem) hadislerini manzum bir şekilde açıklar. Arapça olarak önce hadisin metni verilir daha sonra şiir manzum bir şekilde açıklanır. Ayrıca hadislerin aralarına münâcâtlar, nâtlar, Esmâ-i Hüsnâ’nın faziletini, Hz. Peygamberin (sallallâhü aleyhi ve sellem) şemailini, Hz. Peygamber sallallâhü aleyhi ve sellemi sevmenin gerekliliğini, Nûr-i Muhammedîyi terennüm eden kasideler serpiştirilmiştir. Müellif nüshası olan eser 1324 h.4 zilhiccede tamamlanmıştır.

8-Şerhu’l-Emâlî:

Kelam ile ilgili 32 varaklık kısa bir risaledir. Küçük boy kareli deftere arapça olarak kaleme alınmıştır. Müellif hattıdır. Risalenin devamında 13 varaklık Casiye suresinin ilk yedi ayetinin tefsiri vardır. Yedinci ayette tefsir yarım bırakılmış olup tasavvufi bir tefsir denemesi mahiyetindedir.Nüsha müellif hattı olup çok silintilidir. Bu sebeble içeriği tam olarak tesbit edilememiştir.

9-Şerhul-Kâfiye:

İbn Hacîb’in Kafiye’sinin şerhidir. Nahivle alakalıdır. Elimize ulaşmamıştır.

10-Fâtiha Sûresi Tefsiri:

Tez konusu olan bu risale Fatiha Suresi Tefsirinin tahlilil bölümünde geniş olarak anlatılmıştır.

(24)

11 -Müteferrik Risâleler:

aRisâletün fî mâ Yasnauhu Teâlâ Kable Halkı’l-Eşyâi, (Bir varak)

b-Risâletün fî enne’l-Abde keyfe Yülâhizu Teâlâ hîne’t-Tevhîdi, (Bir varak)

c-Risâletün alâ Kavlihî Sallallâhu Teâlâ aleyhi ve Sellem: “mâ Vesiatnî Erdî velâ Semâî ve Vesiatnî Kalbu Abdi’l-Mü’minî, (Bir varak)

dRisâletün fî Beyâni Esrâril-İhrâkı Bi’n-Nâri, (Bir varak)

eRisâletün fî Tahkîki ta’yîni vaktil-Kıyâmetî, (Bir varak)

f-Risâletün alâ Kavlihî Teâlâ: “Ülâike alâ hüden min rabbihim ve ülâike hümü’l-müflihûn”, (Bir varak)

g-Risâle-i Râbıta, (İki varak)

h-Risâletün fî Esrâri Tertîbi’l-Enbiyâi aleyhimü’s-Salâti ve’sSelâm (Nâ-tamâm)

B-MATBÛ ESERLERİ:

1-Mi’yârulEvliyâ:

Kitap dört ana babı içermektedir.

Birinci Bab: Şeriatla alakalıdır.Birinci fasılda Şeriat’ın tarifi yapıldıktan sonra İslam Akaidi ele alınmış, ilâhiyyat

(25)

konularına tasavvuf ve kelamın nasıl baktığı anlatılmıştır. Allah Tealanın zâtı, sûbûtî ve fiilî sıfatları işlendikten sonra nebeviyyât ve sem’ıyyât konulan işlenmiştir. Ayrıca firak-i dâlle ele alınmıştır.

İkinci fasılda namaz, oruç, hac, zekat, taharet vb. ibadetler sûrî ve mânevi yönden ele alınmıştır.

İkinci Bab: Tarikatlarla alakalıdır. Tarikatın tarifi, çeşitli tarikatların ortaya çıkış sebebi, zikrullahın çeşitleri ve fazileti, muhib, sâlik, mürid ve murâdın tarifleri, hicab mertebeleri ve sûlûkun lüzumu, sûlûkun çeşitleri ve sülûktaki menziller ele alınmıştır. Bundan sonra Kâdiriyye, Rifâiyye, Sûhreverdiyye, Medîniyye, Ekberiyye, Şâzeliyye, Bedeviyye, Mevleviyye, Dessûkıyye, Sa’diyye, Bektâşiyye, Halvetiyye, Bayramiyye. Gûlşeniyye, Ahmediyye, Zeyniyye, Şa’bâniyye, Uşşâkiyye, Mısriyye, Cerrâhıyye, Bekriyye, Hâlidiyye tarikatları ile bunların silsile ve şubeleri anlatılmıştır.

Üçüncü Bab: Hakikat hakkında olup tasavvuf ve sufiyye ıstılahlarının tarif ve açıklamalarını içermektedir.

Dördüncü Bab: Ma’rifetullahı avam, havas ve hassu’l-havâsa göre açıklamaktadır. Kitabın hâtimesi ise vahdet-i vücûd hakkındaki yanlış anlamaları izâleye yöneliktir. Kitabın sonunda haftanın yedi gününde yapılması gereken virdler zikredilmiştir.

(26)

2-Divân-ı Sâmi :

İsminden de anlaşılacağı üzere Abdurrahman Sâmi’ nin basılmış olan ilk divanıdır. 1980 yılında Şahinler vakfı tarafından basılmıştır. 215 şiirden müteşekkil olup tamamen tasavvufi konuları terennüm etmektedir. İçinde iki adet arapça şiir ile bir tane farsça şiir vardır. Genel olarak, ilâhî aşk, Peygamber (sallallâhü aleyhi ve sellem) sevgisi, dervişlerin özellikleri, zühd, ve tasavvuf büyükleri ile Kerbelâ hadisesi gibi konular işlenmiştir.

3-Müntehabât-ı Sâmiyye:

Bu kitap 64 sayfa orta hacimli muhtelif konulardan derleme bir eserdir. 1338 yılında Serbesti matbaasında basılmıştır. Kitap beş babdan müteşekkildir.

Birinci Bab: Hastalıkların besmele ve Kur’an surelerinin okunarak tedavi edilmesi ile ilgilidir. Hangi surenin hangi hastalığa çare olduğu kaçkere okunması gerektiği belirtilmiştir.

İkinci Bab: Kur’an’daki bazı ayetlerin özellikleri ve faydaları anlatılmıştır.

Üçüncü Bab: Rüya tabirleri hakkındadır.

Dördüncü Bab: Hastalıkları esmâ-i Hüsnâ ile tedavi edilmesi hakkındadır. Muhtelif hastalıklann tedavisinde hangi isimlerin kaç kere okunacağını ve sıralamasını açıklamaktadır.

(27)

Beşinci Bab: Kur’an ile tefe’ülün çeşitleri ve şartlan anlatılır.

4Evrâdü’l-Mukarrabîn:

Kitab müellifin mukaddimede belirttiği üzere 1327h. de kaleme alınmıştır. Dili arapça olup 93 sayfadır. Eserin tam adı

“Evrâdü’lMukarrabîn fî

Salavâti Seyyidi’l-Evvelîne ve’l-âhirîn”

dir. Kitab Cuma gününden başlamak üzere haftanın yedi gününde müridlerce okunacak vird, dua ve salavât-ı şerîfeleri açıklamaktadır. Müellif şartlarına riayet edilmesi koşulu ile bu duaları okuyabilmeleri için bütün müslümanlara icazet vermiştir. Kitapta yazann hayatı ve eserleri hakkında kısa bilgiler vardır.

5-el-Meslekü’s-Sâmiyye fî sülûki’n-Nakşiyyetil-Behâiyye

ve’lHalvetiyyetil-Hüsâmiyye:

Nakşî ve Halvetî tarikatlarına göre sülükta başlangıçtan itibaren nefsin katettiği makamlar ile bu makamların anahtarları, ayet ve hadislerle anlatılmıştır. 13 sayfalık bu eser arapça kaleme alınmakla birlikte, türkçe tercemesi ile berâber basılmıştır. Tercemenin kimin tarafından yapıldığına dair bir kayıt olmamakla beraber, tercemenin de müellif tarafından yapılmış olması kuvvetli bir ihtimâldir. Zira kitab basıldığında müellif hayattadır. Kitapta açıklanan makamlar şunlardır:

Nefs-i emmâre, nefs-i levvâme, nefs-i mülhime, nefs-i mutmeinne, nefs-i râziye, nefs-i mardiyye, nefs-i safiyye,

(28)

nefs-i zekiyye, nefs-i fâniye, nefs-i bâkiye, makâm-ı cem’ü’l-cem’, makâm-ı el-verâsetü’l âdemiyye, makâm-ı elverâsetü’nNûhıyye, makâm-ı el-verâsetü’l-İbrâhîmiyye, makâm-ı verâsetü’l- Yûsifiyye, makâm el-verâsetü’l -Mûseviyye, makâm-ı el-verâsetü’l-İseviyye, makâm-ı el-verâsetü’l-Muhammediyye olmak üzere onsekiz makamdan ibârettir.

Müellif kitabının tenbih bölümü İle sona erdirmektedir. Burada Hak âşıklarına nasihatlerde bulunulmakta, sâmimiyetle isteyenlere bu kitapdan istifade etmeleri için icâzet verilmektedir.

6-Şerh-i Esrâr-i Esmâi’l-Hüsnâ:

Bu eserde esmâ-i hüsnâ’nın kısaca manaları, kulun bu isimlerden alması gereken hisse, esmâ-i hüsnânm şifa olduğu hastalıklar anlatılmaktadır.

Risaleyi Mustafa

Şevket Erol

latinize ederek yayınlamıştır.Basım yeri ve tarihi hakkında bir kayıt konulmamıştır.

7-Binâ-yı İslâm:

“İslam beş şey üzerine bina edilmiştir” hadisinden yola çıkarak, islamın beş rüknü tafsilatlıca incelenmiştir. Her rükn için bir bab ayrılmıştır. Bilhassa birinci babda kelime-i tevhidin tasavvufi açıdan bir tefsiri yapılmıştır. Diğer bölümler daha ziyade ilmihal bilgileri ihtiva etmektedir.

(29)

8-Hediyyetül-Âşıkîn:

Dört babdan müteşekkil 36 sayfalık bir eserdir.

Birinci babda iman islam ve ehl-i sünnetin itikadı incelenmiştir.

İkinci bab da İslam’ın beş rüknü tasavvufi bir üslubla açıklanmış, bu rükünleri yerine getirmeme durumunda insanın karşılaşacağı cezalar belirtilmiştir.

Üçüncü babda ahlakın menşei, tarifi ve çeşitleri incelenmiştir.

Dördüncü bab; şeriat, tarikat, feyiz, ma’rifet, zikrullahın fazileti, mürşid-i kâmilin alametleri, evlilikte karşılıklı hak ve hukuktan bahseder.

9-Tuhfetül-Uşşâkiyye:

Uşşaki tarikatının Önde gelen meşayihinden Abdullah Salahaddin Uşşaki’nin (kaddesellâhü sırrahu’l âlî) eseri olup, Abdurrahman Sâmi (kaddesellâhü sırrahu’l âlî) tarafından terceme edilmiştir. Tuhfetü’l-Uşşâkıyye iki babdan ve bir hatimeden müteşekkildir.

Birinci babda tarikat sâliklerinin farz namazlarda uyulması gereken kural ve edebler, ikinci babda ise nafile namazlarda saliklerin gözetmesi gereken kurallar anlatılmaktadır. Abdurrahman Sâmi (kaddesellâhü sırrahu’l âlî) tercemenin sonuna icazet erkanı ile alakalı;

(30)

tac, şeyh, mürşid, post ve ayinler hakkında bilgi veren bir tetimme ilave etmiştir.

Halvetîyem kesretim vahdet ile pinhân olur Celvetîyem vahdetim kesret ile ummân olur

Kâdirîyem sırr-ı kudret sırrıma eyler zuhûr

Nakşibendem nakş-ı kalbim külle yevmin şân olur

Şâzelîyem kim harîm-i hazretin seyyârıyem Bedevîyem sırr-ı Hazret sırrıma feyzân olur (1)

Hem Rufâîyem bana semm-i nüfûs etmez eser Sırr-ı Bektâşem dilimde on iki seyrân olur (2)

Câmi'-i na't-ı celâl vasf-ı cemâl Bayrâmîyem Hem Düsûkîyem ki vahdet-i şems-i dil tâbân olur

Sünbülîyem sünbülistân-ı hakîkat nisbetim Sırrı-ı Şa'bânem ki cezb-i Hakk'a dil mestân olur

Mevlevîyem kim külâh-ı istikâmet lâbisem Ravza-ı hadrâ-yı dil dil-besteye atşân olur

Feth edip sırr-ı Sinân ile kal'a kâf-ı kesretden Şems-i Nureddin'de dil şerefinde ufk-ı cân olur (3)

Hep tarîkat sırrını lâbis olur sırrım gehî Gâh vahdet bahrına gark cümleden uryân olur

(31)

Almışım bu nisbeti şeyhim Şücâaddîn'den Nisbet-i kudsiyyesi mecmu'a-i pîrân olur

Cümle pîrân sırrını Sâmî Niyâzî bir bilüp Pîr-i Uşşâkî'de bul aşkı bulan sultân olur

(1) Tuhfetü'l Uşşâkiyye'de "Bedevîyem feyz-i vahdet feyzime feyzân olur" şeklindedir..

(2) Tuhfetü'l Uşşâkiyye'de "Sırrı-ı Sa'dîyem se'âdet rûh-i kalbe kân olur" (3) Bu beyt matbu dîvânda bulunmuyor...

Not : Matbu dîvânda olmayıp "Tuhfet'l Uşşâkiyye" de bulunan iki beyit daha var. Ancak kelimelerin tam olarak okunamamasından dolayı bu beyitler buraya dercedilmedi...

Dîdemiz giryân sînemiz sûzân Rûhumuz hayrân Halvetîleriz Cismimiz büryân derdimiz dermân Aşkımız burhân Celvetîleriz

Sırr ile seyrân şevk ile devrân Ederiz her ân Kâdirîleriz Mahremiz zâre bülbülüz yâre Hârız ağyâre Rıfâîleriz

Bizdedir halvet yâr ile ülfet Bulmuşuz vuslat Dussûkîleriz

(32)

Zikrimiz esmâ fikr-i müsemmâ Seyr-i "ev ednâ" Bedevîleriz Hakk'ı çün bulduk nûr ile dolduk Aşkla yoğrulduk Şâzelîleriz Ölmeden öldük sonra dirildik Uçmağa girdik Mevlevîleriz

"Hayy" ü "Bâkî"yiz dost müştâkıyız Aşka sâkîyiz Nakşîleriz biz

Bizdedir "Âdem" İse'bni Meryem Hem "ism-i a'zam" Bayrâmîleriz On iki seyrân ideriz her ân Ma'nâda sultân Vefâîleriz Âşık-ı cânân mahrem-i irfân Fakr ile pinhân Bektâşîleriz Vahdete vâkıf kesreti sârif Kenz-i ma'ârif Şa'bânîleriz SÂMÎ ko halkı ara bul Hakk'ı Yoludur aşkı Uşşâkîleriz

Bu nutk-i şerîf Uşşak makâmında bir ilâhî olarak bestelenmişdir.

https://soundcloud.com/www-muzafferozak-com/dide miz-giryan-sinemiz-suzan-ussak-ilahi

Abdurrahman Sâmi ‘nin (kaddesellâhü sırrahu’l âlî) eserleri bunlarla sınırlı değildir. Evrâd-ı Mukarrabîn isimli

(33)

eserinin kapağında eserlerinin bir listesi verilmiştir. Buna göre elimize ulaşmayan eserleri şunlardır:

1-Şerh-i Nûniyye ed-Dürretül-Meknûniyye; akaidle alakalı.

2-Kenzül-ârifin: Tasavvufla alakalı.

3-Risâle-i Hürriyyet

4-Mîhveri’l-ulûm,

5-el-Mecâlisü’s-Sâmiyye,

6-Cevâmiu’l-Kelim.

7-Zübdetü’l-ulûmül-Arabiyye.

8-Nâme-i Muharrem.

9-Medâricü’s-Sâlikîn ve meâricü’l-Vâsılîn.

1*Hüseyin Vassâf. Sefıne-i Evliya, c.4, v.299

2*Abdurrahman Sami. Dîvân-ı Sâmî, s.243, İzmir, 1980 3*Dîvân-ı Sâmî, s.243: Sıddık Naci Eren, Yüce Veliler ve Anadolu Evliyaları, s.536, İstanbul, 1990

4*Sıddık Naci Eren, Yüce Veliler ve Anadolu Evliyaları s.536

5*Sıddık Naci Eren, Yüce Veliler ve Anadolu Evliyaları s.536

6*Bk. Abdurrahman Sâmi, Kitâb-ı Sırı’l Kadîr fî İlmi’l-İksîr, M. Erol Kılıç özel ktp.

7*Bk. Abdurrahman Sâmi, Divân-ı Sâmî

8* Sıddık Naci Eren-Evrâd-ı Saâdet-i Ebediyye. s. 119-123, Balıkesir, 1987

(34)

ِيِحَّرلا ِنٰ ْحَّْرلا ِالله ِمـــ ْسنِب

ةلاصلاو ينلماعلا بر لله دلحما

دمحم انلوسر لىع ملاسنلاو

ينعجما لمسو هبصحو لها لىعو

َّسنلا . ُسوُّدُقلا . ُ ِلَِلما .ُيِحَّرلا ُن ْحَّْرلا ُن ْحَّْرلا َوُه َ َله ا َلَ ىِ َّلَّا ُ هللّا َوُه

لا

.ُم

ُنِمؤُلما

.

ُقِلاَلخا . ُ ِهبرَكَتُلما . ُراَّبَلجا . ُزيِزَعْلا . ُنِمْيَهُلما

.

. ُرِهوصُلما . ُئِراَبلا

. ُراَّفَغلا

ُقا َّز َّرلا . ُباَّهَولا . ُراَّهَقْلا

.

ُعِفاَّرلا . ُضِفاَلخا .ُط ِساَبْلا . ُضِباَقلا .ُيِلَعْلا . ُحاَّتَفْلا

.

ُل ْدَعْلا .ُ َكََلا . ُير ِصَبْلا .ُعيِم َّسنلا .ُّلِذُلما . ُّزِعُلما

.

.ُي ِظَعلا .ُيِلَلا . ُيرِبَلخا . ُفي ِطَّللا

ُروُك َّشلا . ُروُفَغْلا

.

ُليِلَلجا . ُبي ِسنَلا . ُتيقُلما .ُظيِفَلا . ُيرِبَكْلا . ُّ ِلىَعْلا

.

.ُيمِرَكلا

ُدوُدَوْلا .ُيِكَلا .ُع ِساَوْلا . ُبيِجُلما . ُبيقَّرلا

.

. ُّقَلا . ُديِه َّشلا . ُثِعاَبْلا .ُديِجَلما

ُّىِوَقْلا .ُليِكَوْلا

.

ِدْبُلما . ِصِْحُلما . ُديِمَلا . ُّ ِلِ َوْلا . ُينِتَلما

ُديعُلما . ُئ

.

. ِيِْحُلما

ُد ِجاَلما . ُد ِجاَولا .ُموُّيَقلا . ُّىَلا . ُتيِمُلما

.

ا . ُدِحاَوْلا

. ُرِدَتْقُلما . ُرِداَقْلا . ُدَم َّصلا .ُدَح

ُمِهدَقُلما

.

الا . ُرِهخَؤُلما

ِلِاَولا . ُنِطاَبلا . ُرِها َّظلا . ُرِخالا .ُلَّو

.

. ُّ َبرلا . ِلِاَعَتُلما

ُلما . ُباَّوَّتلا

ُّوُفَعْلا .ُمِقَتْن

.

ِ ْ

لُِلما ُ ِ

لِاَم . ُفُوءَّرلا

.

.ُط ِسنْقُلما :ِماَرْكالا َو ِلَلالجا وُذ

ُّرا َّضلا .ُعِناَلما . ِنِْغُلما . ُّ ِنَِغْلا .ُعِماَلجا

.

. ُثِراَوْلا . ِقِاَبْلا ُعيِدَبْلا .ىِداَهلا ُروُّنلا .ُعِفاَنلا

ُروُب َّصلا .ُدي ِ شَّرلا

لهلاج للج

هيرغ لها لَو

(35)

ىذمترلا يرغ ءماسا لصفي لمو

:لاق هْنَع ُ هللّا َ ِ

ضِ َر ةريره بى أ نعو

ِهللّا ُلوسر لاق

َّلى َص

الله

ِهْيَلَع

هلم َسَو

:

ُّبِ ُيُ ٌرْتِو َ هللّا َّن ا ،َةَّنَلجا َلَخَد اَه َظِفَح ْنَم ًماسا َينِع ْسنِتَو ًةَع ْسنِت ِ هللّ َّن ا

َرْتِولا

.

:ةياور فيو

»

ْنَم

)اَها َصْح أ

.«(

لمسنمو ،ظفللا اذبه ىراخبلا هجرخ أ

اهدعف دازو.ىذمترلاو ،رتولا ركذ نودب

:

Cenâb-ı Allah’ın 99 Esmâ-i Hüsnâsını sıra ile ezberleyip, manasını da anlayarak okuyanlara cennetlikle tebşir edilmiştir.

راربالا عم هنلجا انلخداو رانلا نم نارجا مهللا

"Allahümme ecirnî minennar ve edhilnel Cennete

maal ebrâr”

(Allahümme ecirna minen-nar) “Ya Rabbi, bizi cehennemden kurtar, uzaklaştır! (Ve edhilnel-cennete meal-ebrar) Bizi salah sahibi, birr ü takva sahibi kullarınla beraber cennetine girdirmeni niyaz ederiz!”

(36)

ُهّالل

(ALLAH اللُوه )

Esma-i hüsna’nın sultani mertebesinde (الله ) İsm-i celilidir. Bütün esma-i hüsna’nın camidir. Zât-i Azimüşşana mahsus ve münferid ismi pâki kibriyadır. Şu veçhile (الله ) yazılır.

Abdin, yani Kulun Hissesi: Ubudiyeti kâmile ile tecelli, Uluhiyete tâzim, Kalıben (bedenen) taat. Kalben tevekkül ve sâireye masruf olmaktır.

Hassası (Faideleri): İmam-ı Gazali’ye göre Cuma günü bin kerre ya (الله ) diye vird edenler, evliyalar zümresine lâhık olur. Keza

Cuma günü namazdan evvel yüz kerre ya (الله

) dese istediği olur.

Ve

her gün bin defa ya (الله ) dese

ilmelyakm terakki ederek Kalbi selime erişir.

Bir

hastaya iki yüz kerre okunsa eceli gelmedikçe şifa

olur.

(LAİLÂHE ILLÂHU – وهلااُهلالا )

Mabudu bilhak, cemi meratibi esma ve sıfat-ı camii olan ancak künhi zati uluhiyyesidir.

Kulun, Kelime-i Tevkiften hissesi: Allah Azimüşşanı kalben mabudi bilhak itikat etmek, mhen maksut matlubu bilhak itikat etmek ve Sirren mahbubi bilhak itikat ve künhi vücudı, taalluk akıldan münezzeh mevcudi bilhak itikat edip, faili müessir mevsufi ezeli vücudi vacible, mevcudiyetini ikan ederek kemal-i tevhid ef’al, Sıfat, zate erişmektir.

(37)

Hassası (Faideleri): Her namazdan sonra, Kelime-i Tevhid’i yüz kerre okuyana gafletle ve nisyan ve kasveti kalbden kurtulur.

(RAHMÂN نمحرلا)

Dünyada cemi mahlukata İrade-i in’am manasiyle sıfat-ı zatiyedendir. Veya nefis in’am manasına sıfat-ı fiiliyedendir.

Abdin (kulun) hissesi: Fukaraya tasaddukla, ulemaya hürmetle, ümeraya itaatle, büyüklere tazimle, cahillere talimle, fasıklara dua ile merhamet etmektir.

Hassası:

Günde yüz kerre zikreden kimsenin kalbinde,

merhamet eseri zuhur eder, iki yüz doksan sekiz kerre

yazıp taşısa, her türlü âfattan kurtulup, vücudu daire-i

rahmette mes’ut olur. Ve zağferan ve misk ile yazıp bir

haneye defnolunsa o hane sahibi şerden hayra tebdili

ahlâk eder.

(ER RAHÎM ميحرلا)

Ukbada cemi ehl-i tevhidi nimeti ihtisasiyeye nail kılıcı demektir.

Abdin hazzı: Zakir ve hamilinde rikkati kalbin husuludur. Hassası.

258 kerre zikreden her tehlikeden kurtulur.

Yazılıp ağaç köküne dökülse meyvesi çok olur. Yazılıp

suda imha ile bir kimseye içirilse yazan zata müştak

olur.

(38)

(EL MELİK كلملا)

Cemi eşyada mutasarrıf, icade kadir, zat ve sıfatta cemi eşyadan müstağni, sahip ve malik manasınadır.

Abdin hazzı: Hakkin, maliki hakikî olduğunu bilip her umurunda haktan taleb etmektir.

Hassası:

Zeval vaktinde yüz kerre devam edenin

kederi zail olur. Fecirden sonra yüz yirmi adet okuyan

zengin olur.

(EL KUDDUS سودقلا )

Zati؛ hudustan (sonradan olmaktan münezzeh), sıfatı, acizden, ef'âli abesten pak ve temiz ve münezzeh demektir.

Abdin hissesi: Mââsiden tathiri ibadetle zatini tenvirdir. Hassası:

Günde 174 kerre zikreden ahlâk ve âmâli

zemimeden kurtulup evsafi selimeye erişir. Nan azize

(nan aziz ekmek veya başka bir nimet demektir) yazıp

ekleden (yiyen), cismen sıhhat, kalben selâmet, ruhen

kötü ahlâktan kurtulup zikre devam eden âlem

kuddus melekûtun ahvaliyle muttasıf olur.

(ES SELAM ملاسلا)

Her türlü hudustan (tagyir ve tebeddülden) sâlim ve kullan âfet-i dünyeviye ve uhreviyeden kurtarıcı manasınadır. Abdin hazzı: Dünya ve âhiret musibetlerini celbeden CÜrüm ve isyandan sakınmaktır.

(39)

eceli gelmedikçe bir hastaya okunsa selâmet bulur. Semavî ve dünya âfâtından da necat (selâmet) bulur.

(EL MÜMİN — نمؤملا )

Alemeyni âfattan emin edici veya ebrari (ehl-i iman ve cennet ehli) âhirette emin edici. Enbiyayi tekzibden emin edici manasınadır.

Abdin hazzı: İmanını noksandan muhafaza ve ibadi zararından vikayedir.

NOT: Vikaye; esirgeme ve muhafaza manasınadır.

Hassası:

136 defa zikreden her tehlikeden emin olup,

yazıp götürse cin, şeytan şerrinden kurtulur. Zâkir

olanı kemali tasdik ve ikane eriştirir.

(EL MÜHEYMIN — نميهملا )

Her zerreyi şuhut, murakabe ve himaye ile mualla manasınadır.

Abdin hazzı: Ef'âli şeriâte vikaye, tarikiyle himaye, hakikatle sayedar, marifetiyle payedar eylemek ve ubadullaha (kullarına) rifkiyle muamele eylemektir. Hassası :

135 kerre hâli bir makamda tahareti kâmile

ile zikreden ulviyet kesbedip maksadına nail olur.

Şeref ve izzeti artar.

(EL AZİZ زيزعلا )

Her şeye galip, «bi’nazir» (naziri yok), münferid azimüşşan manasınadır.

(40)

Abdin hazzı: Mucibi mezellet, ahlâkı süfliyeden tecerrüt, evsafi ruhaniye ile teferrüt ve haktan istiane (yardım) dır. Hassası :

40 gün alessabah 94 kerre okuyan borçtan

kurtulup gınaye (zenginliğe) erişir, izzet sahibi olur,

kalbi ğılli-ğişten kurtulur.

(EL CEBBAR-رابجلا)

Ef’al ve erzak ve ahlâk ibadi dilediği gibi İslâh edici ve hükmünü infaz edici manasınadır.

Abdin hazzı: Her halde cebbariyeti İlâhiye karşı ihtiyacını ve aczini itiraf ile tezellül ve teslimiyeti kâmiledir.

Hassası:

Kırk gün 211 kerre okuyan zulme maruz olsa

selâmet bulur. Mahpus ve esir ise kurtulur ve her

muradı hasıl olur.

(EL MUTEKEBBİR -ربكتملا )

Kibriya sahibi, cemii mâsiva nazari azametinde zerre-i makhur nisbetinde demektir.

Abdin hazzı: isyan ve gafelati (gafilleri) nazari hakaretle görüp, nefsini, kalbini, ruh ve sırrını azameti ilâhiyeye karşı daima mahviyyette bulunmakbr.

Hassası:

Zikredenlerin suret ve siretlerinde heybet ve

maişederinde bereketin husulidir. Izdivaç gecesi zifaf

ve cimadan evvel on kerre zikreden haluk (güzel)

evlât sahibi olur.

(41)

(EL HALIK -قلاخلا )

Mümkinatı ademden (yoktan) ihtira ve icad edici manasınadır.

Abdin hazzı: MahlUkatın yedi kudretten zuhurunu müşahede ederek marifet tahsildir.

Hassası:

Nısfilleylde (gece yarısı) zikre devam

edenlerin zahir ve batınları münevver ve mücellâ olup

zulmetten ve kedurat (zahir ve batından) kurtulur.

(EL BARIU- ىرابلا )

Mümkinatı nizami ekmel üzere muktezayi hikmetle bilâ tefavüt halk olunmağa maddiyatiyle hazırlayıp var edici manasınadır.

Abdin hazzı : Zerreyi hikmetten hali görmemektir. Hassası:

Yedi gün yüzer kerre okuyan âfâti cismani ve

ruhaniyeden sâlim olup her gün devam eden kabrinde

munis bir melâike halk olup vahşet ve havf, zulmetten

kurtulur.

(EL MUSAVVIR —روصملا)

Ademden (yoktan) icadle halik, vücudu ihtira ile ve ahseni tertip ve yekdiğerinden temyizle tasvir ve hakimane terbiye manasınadır.

Abdin hazzı: Sureti eşyadan manayi esmayi müşahede, ef’âli keşf, evsafi maaniye ve mahviyeti zatına intikaldir. Hassası:

Zakiri tevhidde ilme’l yakına eriştirdiği gibi,

zürriyeti olmayan kadın yedi gün oruç tutup iftar

(42)

anında 21 kerre zikreylese zürriyet ihsan ve erkek üç

gün oruç tutup yirmi bir kerre bu ismi şerifi okuyup

suya üfleyip içse zürriyet sahibi olur.

(EL GAFFAR —رافغلا )

Kullarının günahını dünyada ziyadesiyle örten ve muahezeyi âhirette terk edici manasınadır.

Abdin hazzı: Nasın ayıplarını setirle (örtmekle) zalimeynin muahezesini bağışlamaktır.

Hassası:

Cuma namazı akabinde 100 kerre

zikredenlere âsâri mağfiret zuhuridir. Bazı kimse;

rızıkta bereket, mal ve evlâdında meymenet bulmak

isteyen günde (70) kerre (estağfürullahe innehu kâne

gaffara)

(ارافغ ناك هنا الله رفغتسا)

diye virdi tavsiye

olunmuştur.

(EL KAHHAR — راهقلا )

Mevcudatı zahir ve batın yedi kudretinde makhur (kahrolmuş) ve mağlûp edici ve münkad (ram olmak) ve müsahher (meftun) kılıcı manasınadır.

Abdin hazzı : Zayıfları vikaye, ızharı hak için cehd ve galebedir.

Hassası:

Günde 306 kerre virdedenlerin kalbinden

hubbi dünya mahvolup masivallaha iltifattan geçer.

Gece yarısında ve güneş doğarken zikreden hasmına

galebe edip zulümden beri olur.

(43)

(EL VEHHAB — باهولا )

Bir şey karşılığı olmaksızın, sebepsiz kesirül’ata bağışlayıcı manasınadır.

Abdin hazzı: Ebnayi cinsine ve mahlûkata bilâmukabele ve iâğarez saha ve İ’sar etmektir.

Hassası:

Günde 14 kerre zikreden çok mal ve cahi

hatire erişir. Ve salâtı duha akabinde secde edip

zikreden dünyevî murad ve menafiine nad olur. Şeriat,

tarikat, hakikat ehlinin irfanı ziyade olur.

(ER REZZAK-قازرلا)

Rızkı ita eden manasına olup, rızkı suri cisim ve maddiyatın inkıta ve nümasına denilir. Rızkı manevî, ruh ve maneviyatın tekemmülüne bais olana denilir. (Akla ilim, ruha müşahede, kalbe keşif, sırra muayene gibi.) Abdin hazzı: Sureti mananm feyzi İmdadını haktan bilip mevuduna itimat ve (makduruna (takdirine) rıza ve kanaat etmektir.

Hassası:

Evinin sağ tarafından başlayıp kablelfecir her

köşesinde ya rezzak dese rızkı vasi (geniş) olur.

Günde üç yüz on beşer kerre beş gün zikreylese

dünyevi haceti reva olur. 21 gün kablet-team okusa

zihni açık olup, fehim dekayık müyesser olur.

(EL FETTAH- حاتفلا )

Ebvabi rahmete ve nasara ve berekete ve maişeti açıcı manasınadır.

(44)

Abdin hazzı: ibadetle içtihat ederek her an mükâşefat guna gün vusul ve ibadete muaveneti esirgenfemektir. Hassası:

Sabah namazının akabinde elini sadrına

koyup 15 kerre okuyanın kalbi leman, işleri asan, rızkı

bol olur.

(EL ALİM –ميلعلا )

Mevcut ve madumu, cüzi, küllüyi, baki ve mütegayyiri, lihatat ve hataratı cehd ve fikir sebkat etmeden ezelen bilici manasınadır.

Abdin hazzı: Huzur ilmi ilâhide olduğunu bilip, haya ve sabiri belâ ve şükrü naima ve tevbe-i hataya eylemektir. Hassası:

Günde 150 defa devam eden marifatullaha

erişir, evham ve şekten ilmel yakina erişir.

(EL KABIDU ضباقلا )

Rızkı kat’ veya ruhu ahz veya kalbi kedurete deyk (sıkıntı) kılıcı manasınadır.

Abdin hazzı: Mail israftan, ilmi na- ehlinden, sırrı nakıstan, hâli kadir naşinastan sakınmaktır.

Hassası:

Dört gün 903 kerre virdeden düşmanından

emin ve selâmet bulur. 40 lokma ekmek üzre yazıp 40

gün birer lokma yese açlıktan emin olur.

(EL BASITU- طسابلا)

Kullan ihtiyaçlarım verici, rızkı bastedici, nefsi sefavetle, kalbi hidayetle, ciddiyeti ruhla bastedici manasınadır.

(45)

Abdin haizi : Hüsnü ahlâk, sahavet, maaşereti hasene ve tevazudur.

Hassası:

Salâtı duhadan sonra on kerre zikredenin

rızk, ilmi ve şerefi artar ve ellerini göğe doğru kaldırıp

71 defa zikrederek yüzüne sürse idi, fakir olmaz, gına

(zenginlik) teveccüh eder.

(EL HAFIDÜ -ضفاحلا )

Düşman ve ehl-i şakaved tart ve tezlil edici demektir. Abdin haizi: Batılı hakir ve mezellet itikadile hazer etmek ve mekir İlâhiden emin olmamaktır.

Hassası :

Üç gün bu isimle dua edip, dördüncü gün bir

mecliste yetmiş bin kerre zikretse hasmına galebeye

muvaffak olur ve harbde vasıta-i muzafferiyettir. Bir

muradın husulü İçin 500 kerre okuyan naili meram

olur.

(ER RAFIU- عفارلا )

Ehibba ve etkıyasını tevfik ve takrip ile izaz ve refi edici manasınadır.

Abdin hazzı: Hakki, âli itikat edip evliyaallahi İ'zaz eylemektir.

Hassası:

Zulmünden korktuğu bir kimsenin huzuruna

girmezden 70 kene okuyan zulümden, taadiden

(tecavüzden) ve hırsızdan emin olur. Gece yarısı 351

kerre okuyan safa-i kalbe erişip umurunda suhulet

hissederek muradına nail ve gani (zengin) olur.

(46)

(EL MUlZ -زعملا)

Dilediği kulu, dünyevî ve uhrevî aziz ve mergub (güzel beğenilir) sahibi edici manasınadır.

Abdin hissesi: izzeti dareyn olan taata i’tisam (günahlardan çekinmek) ederek izzeti hakikiye vasıl olmaktır.

Hassası:

Cuma ve pazartesi gecesi akşam namazından

sonra 140 kerre okuyan heybet ve ihtiram sahibi olur.

Havf ve haşiyyeti hakka münhasır olur.

(EL MÜZIL- لزملا )

Dilediği kulu dünyevî ve uhrevî esbabi zilletle (li-hikmetin) zelil edici manasınadır.

Abdin hissesi: Zillete hakikiyeyi masiyyette bilip hazer etmektir.

Hassası:

Zalim ve hâsit (hasetli) şerrinden emin olmak

isteyen 75 kerre zikredip secdeye varsa, secdede

Siyanet ettiği emre muvaffak olur. Pazartesinden

sonra üç gün oruçlu olup. Cuma gecesi iki rik'at

namaz, her rik’atta Fatiha’dan sonra 100 kerre ya

müzil deyip düşmanının zelil olmasını hatıra getirse

muvaffak olur.

(ES SEMIU -عمسلا )

Herşeyden münezzeh olarak cemi asvat ve kelimatı işidici manasınadır.

(47)

hakkin murakabe ve çuhudunda olduğunu bilmektir. Hassası:

Perşembe günü Duha namazından sonra 500

kerre zikreden her ne vakit dua ederse müstecab olur.

(EL BASIR- ريصبلا )

Her mevcudat! bilâvasıta görücü manasınadır.

Abdin hazzı: Hakkin gördüğünü murakabe ederek zahirine şeriatla tezyin, batınına tarıkıle tahsin ederek mertebe-i ihsane erişmektir.

Hassası:

Cuma namazından evvel 302 defa zikredenin

aynl basireti fetih olup tevfik olarak kavi ve ameli

selâha muktedir olur. Pazartesi günü farz ile sünnet

arasında itikadı sahih ile 100 kerre zikreden nazari

inayeti ilâhiyeye mazhar olur.

(EL HAKEMÜ- مكحلا )

Hükmünde aciz infazdan münezzeh hâkim manasınadır. Abdin hazzı: Hakkin, hâkim ve müessir olduğu itikad ederek emrine teslim, hükmüne münkad olmaktır ve nefsine hâkim bulunmaktır.

Hassası:

Cevfi leylde 68 defa okumağa devam edenin

batim esrar-ı-hikemiyeye mazhar olur.

(EL ADLÜ— لدعلا)

Fiili İlâhisi hükmünde ziyadesiyle, adaletle lâyıkıyle zuhur edici manasınadır.

(48)

onunla nefsinde tagaddi, kalbinde zühüd, amelinde İhlâs, ruhunda hüsnü ahlâk, insanlar arasındaki muamelede sitem ve zulüm ifrat, tefritten muhafazaya muktedir olur. Hassası:

Cuma gecesi 20 lokma üzerine yazıp ekletse

cemi mahlûkattan izzet ve hürmete nail olur.

(EL LATIF- فيطلا )

Rifk ve lutufla muamele, umuru lâtifeye muhit velev sureti kahir ile de olsa lutfi kesir manasınadır.

Abdin hazzı: Niyet ve harekâtında haktan hazer ve haika rifk ile muameledir.

Hassası:

Hergün 133 defa devam etse müşkülü hal ve

âsan olup lutfi ilâhiyeye nail olur. Hergün 9 kerre

zikretse ilâhî tecelli olur ve rızkı vâsı olur. Eğer günde

698 kerre (Bismillâhillâh) dese, her ne emeli varsa

husuli mücerehdir.

(EL HABİR- ريخلا)

Gizli ve aşikâr olan, kalbi, ruhi, akli, dünyevi ve uhrevi umurun küllisini alim ve muttali manasınadır.

Abdin hazzı: Batını nuri tarikatle İslâh ve tenvir, zahirini sırrı şariatla mizan ve tathir etmektir.

Hassası:

Günde 812 kerre devam eden ruhaniyet ve

mükâşefata nail olur. Ve bir şahsın tasarruf zulmü

altında olan kimse kurtulur. Uykuya varmadan yedi

defa (Elâ’ya’lemü’ men Halak ve hüvellatif ül-habir)

ريبخلا‏فيطلا‏وهو‏قلخ‏نم‏ملعي‏لاا dese, dilediğini ve istihâre

ettiğini rüyada görür.

(49)

(EL HALIM —ميلحلا )

Ukubeti müstahakayne kudreti kâmilesiyle beraber intikami lihikmetin terk veya tehir edici manasınadır. Abdin bu İsimden hissesi: Gadab ve intikamı hazin ve mahvederek rahmeti rahmana nail olmaktır.

Hassası:

Günde 88 kerre reisi umur olan kimse devam

ederse riyasete ve rahatı devam eder. Gülsuyu ile

yazıp dükkân ve sanat altına, ya mezruata serpse

bereket olur. Eğer gemiye serpse garktan emin olur.

Eve serpse her türlü şerden emin olur.

(EL ÂZIM- ميظعلا )

Kemal zatide kemaliyle münezzeh, kemali sıfatta, künhile mukaddes, uluvvi kadir've refi, menzileti cihetiyle azameti mutlaka sahibi demektir.

Abdin hazzı: Azameti ilâhiyeye karşı mahviyyet ve istihİâkle emir ve nehye riayet ve, nefsini başkaları üzerine tercihle kibir ve münazaa etmemektir.

Hassası:

Müdavim olanın emsâli beyninde izzeti artar

ve hastaya 1010 kerre okusa eceli gelmedikçe şifayap

olur.

(EL GAFUR- روفغلا )

Abdini müstahak olduğu intikamdan siyanet edici, günahların setir ve hatasını yargılayıcı manasınadır. Bir çoğu affetse ona gafur, affı çok olsa ona gaffar denir. Abdin hissesi: intikamı mücrimi terk ve ihsan ile

(50)

muameledir.

Hassası:

Humma için yazılıp içmek mücerrebdir.

Seyyidil istiğfar yazılıp ölüm halinde dili tutulan

kimseye içirilse konuşur ve fevti âsan olur. Salatı

Cuma’dan sonra 100 kerre zikredenler mağfur olur.

Derdi olan kimse bir kâğıda üç satir ya gafur, ya gafur,

ya gafur, diye yazıp boynuna talik etse veyahut ol

kâğıdı yutsa derdinden, ağrı ve sızıdan kurtulur.

(EŞŞEKÜR -روكشلا )

Emrine itaat, nehyinden siyanet eden kullarım sena ve cezil (bol, çok verici) âta ile mükâfat edici manasınadır. Abdin hissesi: Nimeti mevcudiyete şükür, taatle müdavim olup, muhtaçlara vermeyi de itiyat etmektir.

Hassası:

Yevmiye 526 defa devam edenin vücudu

sihhatte devam edip vusatı male sahip olur. Ağır

cüsseli ve nefes darlığı çeken kimse 41 defa yazıp su

ile meshedip bir miktarını İçse şifa bulur. Za’fi basar

sahibinin de gözüne meshedilse nuru artar.

(EL ALIYYU — يلعلا )

Künhü kemalâtiye ve Sifatıyye ve ef’aliyyesi akliların idrakinden muallâ mekân ve cihâttan münezzeh manasınadır.

Abdin hissesi: Ulviyeti diniyesine muhalif olan süfliyet ve masiyetten hazer etmektir.

Hassası:

110 defa yazıp başında götürse kadri artar.

Garibüddiyar götürse salimen vatanına avdet eder.

(51)

Fakir olanın üzerinde bulunsa ginayi celbeder.

(EL KEBIR- ريبكلا )

Zat, Sifat, ef’âli; derece-i keıaalâtı binihaye (nihayetsiz) de ezeliyet, ebediyetle ulu manasınadır.

Abdin hissesi: Meratibi nefsaniye ve emmare, mülhime sınıflarından tathir ile kalbini itminan, ruhunu safiyet, sırrını kemâlât, tevhidi efal, sifat, zatına mütehallık, kulubi ulviyet hakıkayı kesbetmektir.

Hassası :

232 kerre virdedenin ilim marifetullahı artar.

Bir taama okunup, zevc ve zevce o taamdan yeseler,

muvafakat ve musalaha ederler. Borçlu zikretse

borcundan kurtulur. Mazul zikretse rütbesine nail

olur.

(EL HAFIZ- ظيفحلا )

Mevcudatı, murad ettigi zevaldan hıfzında mübalâğa edip hıfzedici ve kullarının âmâlini ihsa ile hıfzedici manasınadır.

Abdin hissesi: Azasını muhalefetten, emaneti hıyanetten, hukuku ihvan dini şerrine hedef etmekten hıfzdır.

Hassası :

Tehlikede zikreden emin olur. Hayvanatı

vahşiyenin zararı dokunmaz. Her gün on kerre

zikredene kimse zarar getirmez. Ateş, su, cin, ins fezai

batin (karin sıkıntısı) ve hayvanatı muzırradan emin

olur.

(52)

(EL MUKIT- تيقملا )

Ecsam ve ervaha, cismani ve ruhani gıda ihsan edici manasınadır.

Abdın hazzı: Ebnayi cinsine sehavet, nefsini hayre irşad ve gâfile nasihattir.

Hassası:

Yazılıp, suda ezilip tarlaya dökülse, oruçtan

mü'teezzi olan şem eylese (koklasa) açlık hissi ve

zafiyet gelmez. 550 defa bir testi suya okunup üzerine

mukıt yazılsa, seferinde bu sudan İçse her türlü

tehlikeden emin olur, çok ağlayan çocuk içse ağlaması

kesilir.

(EL HASİB- بيسحلا )

Kemalâtma nihayet olmayıp kullarının her mesalihini verici ve amellerini muhasip manasınadır.

Abdin hazzı : Suy'i amelden hazer etmek İçin nefsini muhasebe ve ihtiyaç sahihlerinin hacetini gidermeye gayret ve haktan havfi haşiyyettir.

Hassası:

Akrabasından korkan bir kimse gün

dogmadan ve gurup etmeden yetmiş kerre okusa,

akraba beyninde emni ünsiyet peydah olur. Aduv ve

hâsit ve isabeti ayin ve sirkat gibi mazarratlardan

biiznillahi taala emin olur.

(EL CELİL- ليلجلا )

Emri müessir, künhi celâl ve tenzihi tamla kâmilil sıfat manasına, kebiri zatta kâmil, celili sıfatta kâmil, kebiri azim zatle sıfatta kâmil, aliyyi zati sıfat efalinde kâmildir

(53)

diye tefrik olunmuştur.

Abdin hissesi: Ahlâkı zemimeden selâmet ve ahlâkı selime de kesbi izzet etmektir.

Hassası:

78 kerre zikredenin, kadir ve meziyyeti artar,

sözü nâfiz olur. 'Misk ile yazıp götüren süfliyeti ahlâkı

nefsaniyeden kurtulur.

(EL KERİM -ميركلا )

Bilâ sual âta (verici) ve bilâ sebeb hataları affedici refidkadir, azimüşşan manasınadır.

Abdin hissesi: Ahseni ahval olan ve kasti rizai hak ile hakikati takvaya ve güzel ahlâk bi’hemta ile muttasıf, hakka zata itimat, sıfata istimdat, file dua mutad etmektir. Hassası:

Kablelnevm (uykudan evvel) 270 kerre

zikreden vasıtai halk de ikrami hakka erişir.

(ER RAKIB- بيقرلا )

Her âni zamanda, her ahvalde, her şeyi hıfz ve hıraset (koruyucu) edici manasınadır.

Abdin hazzı: Murakabe-i ahval ile günahtan sakınmak, murakabei zatle mahviyet ve hizb ve kemâli mahabbeti İlâhiyeye nâil olmaktjr.

Hassası:

312 kerre okuyan mali mesrukunu bulur.

Hamile okusa doğumda zahmetten kurtulur; misafir

okusa, ehli, evlâdı tarafından emin olur.

(54)

(EL MUCIB — بيجملا )

Hacat ve dâvâti icabet ve zarureti muztareyni kifayet ve kablessual matlubuna yardım edici manasınadır.

Abdin hazzı: Emri İlâhi ve sünneti nebeviyeye icabet ve mahlûkata menfaatle hayri esirgememektir.

Hassası:

60 defa zikredenin duası kabul olup emâni

ilâhide olur.

(EL VASlU- عساولا )

BUrhanma nihayet, sultanına gayet, ihsanına had ve hasır (hudut ve sıkışması yok) olmayıp, külli, cüz’i mevcut madumu, ezelen, ebeden, İlmen muhit ihsani kâfi manasınadır.

Abdin hissesi: Malı ve, hali ile, akvali ile halkı tevsi ve taltif ile muameledir.

Hassası:

137 kerre zikreden, kin, haset ve gılli-giştan

selâmeti vus’a, sadır ve inçirahi derun hasıl olup

vus’ati maişete nail olur.

(EL HAKIM- ميكحلا )

Takdirat ve İradât ve halk ve kudretinin âsârmı maslahata ve hükmiyle izhar eder. Acizden müberra zevil-hikme manasınadir.

Abdin hissesi: Kavil ve amelde hakka ve hulusa isabetle mucibi âfâti seyyiâttan sakınmaktır ve tedbirati ilâhiyeye karşı herhalde ruyi riza ile mukabeledir.

(55)

devayı azimeden ku'rtulup babi hikmete fetih olur

(açılır).

(EL VEDUD- دودولا )

İbadete nimeti isal ve defi azab ve muzırra ve nikâlar ve bimetalar ile mahabet edici manasınadır.

Abdin hissesi: ibadetullahi ve sünneti resulullâhi ve evliyaullahi sevip ve ibadullahi hakkında hayrı sevmektir. Hassası:

Taam üzerine bin kerre okuyup zevcesiyle

ekleylese zevcesinin mahabbeti ziyade olur. Günde 20

defa okuyan beynennas (insanlar arasında) teveccüh

ve mahabbete nâil olur.

(EL MECID- ديجملا )

Zat, Sifat, ef’alinde, künhi şeref nâmütenâhi ihsani kesir, atası cemil vâsülmülk velkerem manasınadır.

Abdin hissesi: Nas beyninde hüsnü muameleye bezli keremle tahsili şereftir.

Hassası:

Ayin birinde, on beşinde, otuzunda kameri

ayİardır.) Oruç tutup, iftarda -ya mecid diye

zikrederek iftar etse illeti berastan kurtulur. Günde 62

kerre zikreden şan ye şeref, zahiri ve batıniye nail

olur.

(EL BAİSÜ- ثعابلا )

Mevtayı dirilmeye, mürsaleyni ümeme, erzakı ibade, esrarı müride, etvan müşahede, envari muayene ba'si mutlakla basedici (diriltici) manasınadır.

(56)

Abdin hazzı: iman edip' külliyetle yevmi nuşur (haşir) İçin bezli himmet, gayret ve istikamete devamdır.

Hassası:

Uykuya yakın elini göğsüne koyup 100 kerre

ya baıs, dese kalbi müevver olup, ilim ve hikeme ilham

olur.

(EŞŞEHİDÜ — ديهشلا )

Zevahir eşyanın küllisi mer’i ve mesmu huzurunda muayyen ve cümlesini müşahede ve mutasarrıf demektir. Abdin hissesi: Hakka, mertebei şuhudda görür gibi ibadet ve hareket etmektir.

Hassası:

İtaatsiz evlâd ve zevcinin alnından bir saç alıp

bin kerre okunsa tebdili ahlâk ederek ıslâh olur.

(EL HAK -قحلا )

Vücudu zeval, tağyiri ademden (yokluktan) müberra olarak ezelen, ebeden sabit manasınadır (eşyayı izhar edici manasındadır).

Abdin hissesi: Efali, filullâhta, Sifatını sıfatullahta, zatinı tecelliyati -azamete tıllı zâil ad ederek vucudi hakikinin hazde olduğunu kesb ve terakki tevhit sıfatlıyla tekmili meratip etmektir.

Hassası:

Murabba kâğıdın erkânı erbaasına yazıp

seher vakti göğe refi etse (kaldırsa) matlubu hasıl

olur. Lâilâhe illallahül melikül hakkulmübîn (‏الله‏لاا‏هلا‏لا

نيبملا‏ قحلا‏ ‏ كلملا) zikri yüz defa vird edinse gani

(zenginlik) teveccüh eder. Bin kerre ya hak diyen kötü

akıbet ve amelden kurtulur.

Referensi

Dokumen terkait

Perancangan adalah suatu proses yang bertujuan untuk menganalisis, menilai, memperbaiki, dan menyusun suatu sistem, baik sistem fisik maupun non fisik yang optimum untuk

Persamaan penelitian yaitu metode penelitian dan kerangka teori yang digunakan, sedangkan perbedaannya adalah pada topik penelitian yaitu membuat prototype

Hampir sebagian besar anak babi mencoba berdiri dalam satu menit setelah lahir dan dalam dua menit dapat berdiri bebas dan memulai untuk mencari puting atau tonjolan yang

menjadi pajangan diatas meja atau sudut ruangan. Pada peserta juga dijelaskan, jika boneka Horta tidak ingin ditumbuhi rumput atau padi, maka proses pembasahan

Selama 3 tahun dalam level PK III, peran dan tanggung jawab saya adalah memberikan asuhan keperawatan dengan deskripsi: …… Pengalaman berharga dalam melaksanakan

Dilihat dari trend pertumbuhannya permintaan kayu manis Eropa terus meningkat termasuk pada pasar Italia dengan harga yang stabil dalam kurun waktu sepuluh

-- Pola nutrisi : tanyakan bagaimana diet klien sebelum dan Pola nutrisi : tanyakan bagaimana diet klien sebelum dan sesudah sakit, tanyakan pola diet, frekuensi makan, mual dan

1 Identifikasi bakteri pada ulat sutera Bombyx mori yang sakit 4 2 Koloni bakteri yang tumbuh pada media agar darah dan MCA 8 3 Hasil pengamatan mikroskopis bakteri yang