İÇİNDEKİLER EDİTÖRDEN 4 YENİBİRŞEYLER 6 YoğuRT 8 YoğuRTMaYaLaMak 10 ÇENgELkÖYaYRaNı 13 YoğuRTLuBuğDaYSaLaTaSı 14 aRpaŞEhRİYELİYoğuRTÇoRBaSı 16 YoğuRTLuTEkİRBaLığı 20 ÇÖkELEkLİBÖREk 25 YoğuRTTaTLıSı:REvaNİ 28 paYLaŞıMvEhuzuR 32 aYRıLMazİkİLİLER 38 oSMaNLı’NıNMİSkokuLuMEkâNı 50
19.SaYı
SEvgİLİLERİÇİNMENÜLER 58 poRTakaLLıÇİkoLaTa 60 kaLpkuRaBİYELER 62 ÇİkoLaTaLıkahvE 66 oRaDaBİRŞEhİRvaRuzakTa 70 BEzBEBEk 76 BahaRaTLıkuzuBuDu 80 FETuŞ 82 MuhaLLEBİYE 87 EvDEpİŞENEkMEk 90 İNgİLİzkahvaLTıEkMEğİ 93 ÇaNakkEBap&kaTMER‘aNTEp’İNİSTaNBuL’Dakİ YEMEkELÇİSİ’ 96
EDİTÖRDEN Merhaba;
Herkes yeni yıldan mutluluk, huzur, sağlık dilerken 2009 ilk günlerinde bize unutulmaz bir savaş ve soy-kırım verdi. Hepimiz elinden geldiğince Filistin için birşeyler yapmaya çalıştık. Biz de bu sayımızda Filis-tin yemeklerinden, paylaşmaktan bahsederek kendi penceremizden yaşananlara dikkat çekmek istedik. Funda dünya yemekleri bölümünde Ortadoğu ye-meklerinden örnekleri paylaştı bizimle. Melike, duy-gu yüklü kalemiyle uzaktaki şehiri yakına getirdi. Ni-lüfer, paylaşmanın psikolojik etkilerini anlatırken, Deniz, okulda ders görmeleri gerekirken, sığınıklar-da saklanan, çocuk bahçelerinde bombalar altınsığınıklar-da can veren çocuklara ithafen bezden bir bebek yap-tı. Handem yaklaşan sevgililer günü nedeniyle bir-birinden ayrılamayan çiftlerden örnekleri sundu. Elif bu ay bizi Acıbadem’de ağırlıyor. Ayrıca bu sayımız-da kalbe giden tatlı yollarsayımız-dan örnekler bulacaksınız. Kapak konumuz ise, Türklerin en büyük buluşu diye anılan, başka milletler tarafından da sahiplenilmeye çalışılan yoğurt.
Yalnızca şubat ayında değil, bütün bir yıl sevgi söz-cüklerinin duyulması dileğiyle.
yazılar
DENİZ ÖZMEN olmadibastan.blogspot.com DEVLETŞAH ÖZCAN devletsah.com ELİF YILMAZ dobisko.com FUNDA IŞIKHANDEM ERKAY GÜNER cocuklahayat.com GÜL FATMA KOZ NİLÜFER GÜRTEKİN ngasng.blogspot.com MELİKE TÜRKAN BAĞLI gorunmezkentler.blogspot.com
fotograflar
CEM VEDAT IŞIK isik.net
DENİZ ÖZMEN DEVLETŞAH ÖZCAN ELİF YILMAZ
HANDEM ERKAY GÜNER
tasarım
Başak ailesi yeni bir çeşit daha kazan-dı! Gençlik, sağlık ve güzellik kaynağı olan keten tohumu Başak ile buluştu,
ortaya Başak Keten Tohumlu çıktı.
YENİ BİR ŞEYLER
keten tohumlu
bisküvi
piştii!
lata ile kaplanmış lezzetli ETİ bis-küvisi 20 şer gramlık iki parça olarak paketlenmiş.
1912’de kurulduğundan bu yana lezzetinden ödün vermeyen De-veli Kebap, yeni restaurantını Ataşehir’e açtı.
yeni bir
kebapçı
KAPAK
Yoğurt
“Üzerine pudra şekeri dökülmüş, kaymaklı bir yoğurdun yerini ne tu-tabilir acaba?” sorusuna çoğunlukla “buz gibi bir bardak süt” derdim. Hal-buki yoğurdun besin değeri sütten imal edilmiş olmasına rağmen çok daha yüksek!
Birçok yemeğimizin eşlikçisi duru-mundaki yoğurt, piştiği zaman ke-silme ihtimaline rağmen çok çeşitli tariflerde her şekilde kullanılmakta-dır. Kimi zaman kurutularak, kimi za-man sulandırılarak ve çoğunlukla sa-rımsakla çeşnilendirilerek soframız-da yer buluyor.
Bu sayımızda içecekten tatlısına ka-dar yedi farklı yoğurtlu tarifi sizlerle paylaştık. Kimi bir çırpıda hazırlaya-bileceğiniz, kimi sabırlı olmanızı ge-rektiren tarifler. Hepsi yoğurdun da işe girmesiyle daha da besleyici oldu. hazırlayan
Kemik ve diş sağlığı için sofranızdan
yoğurdu eksik etmemeniz
gerektiği-ni unutmayın...
TARİF
Yoğurt
MayalaMak
MALZEMELER
1 litre süt
2 yemek kaşığı krema 1 yemek kaşığı yoğurt
Hazırlanışı
01
Süte krema eklenip çok kısık ateşte, karıştırılarak yarım saat kadar kaynatılır.02
Serçe parmağınızı sokacaksıcaklığa düştüğünde (43 derece) maya olarak kullanılacak yoğurt eklenip karıştırılır.
03
Tencerenin kapağı kapatılıp, yünlübattaniyeye sarılıp ılık bir yerde hiç kıpırdatmadan 5 saat mayalanır.
04
5 saat sonra tencere dikkatlice açılıpkapaksız şekilde bir saat tezgahta bekletilir.
05
Dinlenen yoğurtbuzdolabına kaldırılıp en erken bir saat sonra yenilebilir.
Not
Yoğurt yapmak için her tür-lü sütü kullanabilirsiniz. Ancak paket sütlerin yağ oranı genel-de düşük olduğu için sert ve kı-vamlı yoğurt yapmak neredey-se imkansız. Sütün yağ oranı-nı arttırmak için krema katıyo-ruz. Bunun yerine 2 yemek ka-şığı kadar süt tozu da katılabi-lir. Kıvam için nişasta da katıla-bilirmiş. Ancak bu tadı biraz de-ğiştirebilir.
MALZEMELER
5 yemek kaşığı yoğurt
1 su bardağı su
1 adet salatalık
tuz
Hazırlanışı
01
Yoğurt, su ve tuz iyice çırpılır.02
Salatalıklar katı meyvesıkacağında sıkılır.
03
Hazırlanan ayran vesalatalık suyu karıştırılır.
Not
Arzu ederseniz salatalığı sıkarken bir yaprak nane de ilave edebilirsiniz.
TARİF
Yoğurtlu
BuğdAY
SAlAtASı
MALZEMELER 1/2 su bardağı buğday 1 su bardağı yoğurt 1 adet salatalık 1/2 su bardağı ceviz dereotu02
Buğdayın suyu değiştirilip 45 dakika haşlanır.03
Haşlanıp kabaran buğdaylar soğuyunca,yoğurt, dilimlenmiş salatalık, ceviz ve dereotu ile karıştırılıp servis edilir.
Not
İstenirse içine bir diş sarımsak katılır.
TARİF
ArpA ŞehriYeli
Yoğurt ÇorBASı
MALZEMELER
1/2 su bardağı arpa şehriye
5 su bardağı su
2 çorba kaşığı tereyağ
tuz kuru nane Terbiyesi için 1 adet yumurta 1 su bardağı yoğurt 3 yemek kaşığı un Hazırlanışı
01
Arpa şehriyeler tereyağında kavrulur.02
Kavrulan şehriyeler 2 su bardağı suyuntamamını çekene kadar haşlanır.
03
Haşlanan şehriyelere 3 su bardağı soğuk su eklenerek kaynaması beklenir.04
Diğer tarafta bir kabın içinde yoğurt, yumurta ve un iyice çırpılır.05
Kaynayan sudan iki kepçe yoğurtlu karışıma eklenerek iyice karıştırılır.06
Terbiye yavaşça kaynamaktaolan şehriyelere ilave edilir.
07
İyice karıştırılarak bir taşım daha kaynatılır.08
En son nane ve tuz eklenip altı kapatılır.Not
Tuzu en son ilave edin. Yoksa çorbanız kesilir.
TARİF
Yoğurtlu
tekir BAlığı
MALZEMELER
12 adet tekir balığı
1 su bardağı yoğurt 2 diş sarmısak tuz un Kızartma için: sıvı yağ Hazırlanışı
01
Oda sıcaklığındaki yoğurdu sarımsak ile çeşnilendirin.02
Temizlenmiş balıklarınkafalarını hafifçe tuzlayıp, una bulayın.
03
Kızgın yağda her ikitarafını kızartıp, kağıt havlu üzerine alın.
04
Kızartılan balığın üzerine sarımsaklı yoğurtgezdirerek servis yapın.
Not
Balık taze ise hiçbir sağlık prob-lemi ile karşılaşmadan yanında yoğurt tüketebilirsiniz.
MALZEMELER
Çökelek için
500 gram kaymaksız yoğurt
250 ml süt
tuz
Börek için
1 adet yufka
1 adet yumurta
1/2 çay bardağı ceviz maydanoz çörekotu
Hazırlanışı
01
Yoğurt, süt ve tuz çok kısık ateşte ara sıra karıştırılarak kaynatılır.02
Kaynayıp kesilen yoğurdunaltı kapatılıp 2 saat kadar çökmesi beklenir.
03
Üstteki sulu kısım bir kepçe yardımı ile alınır.04
Kalan kısım, tülbent yardımı ile bir gece boyunca buzdolabının içinde süzülür.05
Hazırlanan çökeleğin içine ince kıyılmışmaydanoz, ceviz ve yumurta beyazı ilave edilir.
06
8’e bölünen yufkalara iç harçtankonulup, sigara böreği gibi sarılır.
07
Üzerlerine yumurta sarısı sürülüp, çörekotu serpildikten sonra, önceden 175 dereceye ısıtılan fırında kızarana kadar pişirilir.TARİF
Yoğurt tAtlıSı:
revAni
MALZEMELER
Keki için
3 adet yumurta
1 çay bardağı şeker
1 su bardağı yoğurt
1 su bardağı sıvı yağ
3 yemek kaşığı un
1 su bardağı irmik
1 paket vanilya
1/2 çay kaşığı karbonat
1 paket kabartma tozu
1 yemek kaşığı limon kabuğu
Şerbeti için
3 su bardağı şeker
3 su bardağı su
Hazırlanışı
01
Su ve şeker kısık ateşte 20 dakika kadar kaynatılır.02
Kaynayan şerbete limonsuyu eklenip altı kapatılıp, şerbet soğumaya bırakılır.
03
Yumurta ve şeker iyicekabarana kadar çırpılır.
04
Yoğurt ve sıvı yağkarışıma eklenir.
05
Bir başka kapta un, irmik, vanilya, karbonat ve kabartma tozu karıştırılır.06
Kuru karışım yoğurtlukarışıma eklenir.
07
En son limon kabuğu rendesi konulup, fırın tepsisine dökülür.08
Önceden 175 dereceye ısıtılmışfırında üstü kızarana kadar yaklaşık 40 dakika pişirilir.
09
Kek 3-4 dakika ılıtıldıktansonra dilimlenip, şerbetlenir.
10
Bir kaç saat şerbeti çektirildiktenYEMEk.NâME DERgİSİNE ÜcRETSİz
aBoNE oLuN, YENİ SaYıYı İLk Sİz
İNDİRİN!SaDEcEaŞağıDakİDuYuRu
gRuBuNaÜYEoLMaNızYETERLİ.ÜYE
oLaRak DİğER SÜRpRİzLERDEN DE
İLkSİzhaBERDaRoLacakSıNız!
ÜCRETSİZ ABONE OLMAK İÇİN HEMEN TIKLAYIN! http://groups.google.com/group/yemek-name
Ab
on
el
er
e
YEN İ SAY I YAY INLA ND I. H ABERSAĞLIKLI YAŞAM
Paylaşım
ve Huzur
hazırlayan
Huzur kelimesinin sözlük an-lamı “Dirlik, baş dinçliği, gönül rahatlığı, rahatlık, “ olarak ta-nımlanıyor. Evet baş dinçliği, yani kafamızın rahat olması. Ne kadar önemlidir değil mi kafa-mızı yastığa koyduğumuzda gönül rahatlığıyla uykuya da-labilmek? Huzurlu olabilmek, davranışlarımızın doğruluğu ve paylaşımlarımızla şekilleni-yor. Bazen kendimizi bir dost sohbetinde huzura kavuşmuş hissederiz, bazen bir hobimiz-le uğraşırken, bazen yolda
yü-rürken, bazen de birine yardım ederken.
Kendimi en huzurlu hissettiğim zamanlar paylaşımda bulun-duğum zamanlardır. Bazen bir çocuk doyurmak, bazen birine bir işi için yardım etmek. Ben-merkezli yaşamlardan uzakla-şarak çevremizde yaşananla-rı farkettiğimizde çok daha hu-zurlu bir yaşam sürebiliriz. Kendi benliğimizin öneminin farkında olduğumuz kadar
çev-Bir
önce
ki
yazımı
“evde
spor
yap-mak
konusunda
Bir
sonraki
ya-zımda
sizlere
küçük
ipuçları
ve-receğim”
diyerek
Bitirmiştim.
Fa-kat
Bunu
daha
sonraki
yazıları-ma
Bırakıyorum.
çünkü
Bu
ay
siz-lere
kaliteli
yaşamanın
kuralla-rından
Biri
olan
paylaşım
ve
hu-zurdan
Bahsetmek
istiyorum.
Bili-yorsunuz
yaşamımızda
mutlu
ola-Bilmemiz
ve
kaliteli
Bir
yaşam
sü-reBilmemiz
için
paylaşmaya
ve
nokta-ne kadar önokta-nemlidir değil mi
kafa-mızı yastığa koyduğumuzda gönül
rahatlığıyla uykuya dalaBilmek?
kavgalar, savaşlar çıkıyor. Çün-kü benliğimiz ve ben olmanın önemi o kadar gözümüzü kör ediyor ki çevremize ve insanlığa verdiğimiz zararı göremiyoruz. Bunu hissettiğimiz zaman ruhu-muzu terbiye etmek ve başkala-rını fark etmek ön plana çıkıyor. Her şeyi tek başına üstleneme-yeceğimiz için yardıma ve yar-dım etmeye ihtiyacımız oldu-ğunu unutmamalıyız. Aslın-da bunları yaparken ruhumuzu dinlendiriyor ve bir nevi diyete sokuyoruz. Nasıl fiziksel olarak kendimizi disipline sokmak adı-na diyet yapıyorsak aynı şeyi iç
Bu süreç içinde de huzuru yaka-lamaya başlamak kolaylaşıyor. Kendimizi, yardım ettiğimiz-de iyi hisseettiğimiz-deriz. İyi hisler geti-ren düşünceler doğru yolda ol-duğunuz anlamına gelir. Kötü hisler getiren düşünceler doğ-ru yolda olmadığınız anlamına gelir. Ben uzun zamandır bu fel-sefeyle hareket etmeye çalışı-yorum ve bu düşünceler huzur-lu yaşayabilmeme yardımcı ohuzur-lu- olu-yor.
Bazen görmediğimiz tanıma-dığımız insanlara yapacağımız yardımın, sevgilimize aldığımız hediyeden çok daha fazla huzur ve mutluluk vereceğini hatırlat-mak istiyorum. Herkese sevgi dolu, bol paylaşımlı, huzurlu ve sağlıklı bir ay dilerim. Sevgi pay-laştıkça güzeldir.
ne kadar önemlidir değil mi
kafa-mızı yastığa koyduğumuzda gönül
rahatlığıyla uykuya dalaBilmek?
ÇOCUKLA HAYAT
Ayrılmaz İkililer
yazı ve fotoğraf: HANDEM GÜNER
Her yıl 14 Şubat günü, birçok ülkede Sevgililer Günü ola-rak kutlanır. Kökeni, Roma Katolik Kilisesi’nin inanışına dayanan kutlama, Valentine ismindeki bir din adamının adına ilan edilen bir bayram günü olarak ortaya çıkmıştır. Bu sebeple bazı toplumlar-da “Aziz Valentin Günü” (İn-gilizce: St. Valentine’s Day) olarak bilinir. Valentine keli-mesi, Batı medeniyetlerinde hoşlanılan kişi veya sevgi-li anlamlarında da kullanılır. Aziz Valentin gününün ro-mantik aşk ile bağlantısı, Orta Çağ’ın sonlarına doğ-ru, o zamanki akımlardan kaynaklanmış ve bu gün, za-manla dinsel özelliğini yitir-miştir. 1969 yılında dini tak-vimden de çıkarılarak dini anlamda kutlanması sona ermiştir. Günümüzde, bazı toplumlarda sevgililerin bir-birine hediyeler aldığı, kart-lar gönderdiği özel bir gün olarak devam etmektedir. Kızıma, sevdiği kişilere onla-rı sevdiğini ifade eden
şey-ler verme gün olarak açıkladım. Kalp şeklinde kurabiyeler pi-şirmek, kırmızı ve pembeler ile süslenmiş kartlar hazırlamak, tek bir çiçeği hediye etmek bile insana sevildiğini göstermek için yeterlidir.
SİzLEREBİRBİRİNİSEvEN
YEMEkLERDENBahSETMEk
İSTİYoRuM.
AYrılmAz ikililer...
Tahin
&
Pekmez
Kış aylarının sevilen tatlı atış-tırmasıdır. Damak zevkinize göre iki veya üç ölçü Tahin ile bir ölçü Pekmez’i karıştırabilir-siniz. En minik aile ferdi bile bu çok önemli görevi başarı ile ta-mamlayacaktır. Üstelik tama-mıyle kendi hazırladığı bu lez-ziz tatlıyı sunmakta gurur du-yacaktır.
Biz evde bayatlamış ekmekle-ri kızartıp, bandıra bandıra ye-meği tercih ediyoruz.
Protein ve Magnezyum yönün-den zengin Tahinin yağ ve ka-lori değeri de çok yüksek oldu-ğundan tadımlık küçük pors-yonlara paylaştırmanız aileni-zin gözünü doyuracaktır.
Çikolata
&
Çilek
Bu ikili’nin adı çıkmış bir kere af-rodizyak etki ederler diye. Bana kalırsa güzel bir çileğin görüntü-sü bile kendi başına çok seksidir, ayrıca yanında sunacağınız çiko-lata ise tam bir görsel şölen oluş-turur. Benim dikkatinizi çekmek istediğim çok daha önemli nok-ta ise kaliteli, yani içinde bulun-durduğu kakao oranı %70 olan, bir çikolatanın bir porsiyon mey-veden 5 kat daha güçlü antiok-sidan olduğudur. Dikkatli tüke-tildiğinde kilo yapmayacağı gibi beyine salgılattırdığı serotonin ve damağınızda bıraktığı lezzet ile sizi çok mutlu edecektir.
Muz
&
Tarçın
Özellikle diyetisyen elinden geç-mişlerimiz bu ikiliyi pek iyi bilir-ler. Potasyum ve lezzet zengini muzun üzerine ekeceğiniz tar-çın en şiddetli çikolata arzunuza kesin çözüm getirecektir. Bir tat-lı kaşığı tarçın, yaklaşık 12mg kal-siyum barındırıyor. Bir arkadaşı-mın önerisi muzu ezip, buzdola-bında bekletmek oldu. Zevkler ve renkler tartışılmaz, ancak bu zevkten de mahrum kalınmaz. Bu lezzetten minik pastalar yap-mak çok basit olacaktır. Hazır ala-cağınız pasta tabanlarının üze-rine yine hazır alacağınız beyaz puding ile kaplayarak, üzerine muzları döşeyin. Yarım boylula-rın yaparken atıştırmaya bayıla-cağı bir tarif olabayıla-cağı garantisini veririm.
Çilek ve Tam
Buğday Unlu
Ekmek
Çileklerin C vitamini tam buğday unlu ekmeğin için-de bulunan için-demiri hücre-lerinizin emebileceği şekile dönüştürüyor. Anneler bilir, bebeklerimize demir takvi-yesi yaptığımız zamanlarda portakal suyu ile vermemiz önerilirdi.
Yulaf ve Süt
Yulafın içinde bulunan mag-nezyum çocuğunuzun süt-ten alacağı kalsiyumun lif ve başka besleyici öğeler ile birleşmesini önleyerek daha fazla yararlanmasını sağla-yacaktır.
Ispanak, yeşil biber, bal ka-bağı, ve koyu yeşil renkli sebzelerde bulunan anti ok-sidan öğeler zeytinyağı ile emilmesi sağlanıyor.
Tavuk ve
Havuç
Tavuk çorbasını hasta oldu-ğunuz günlere saklamayın ve her zaman içine havuç dahil edin. Tavukta bulunan çinko havucun içinde bulu-nan A vitaminini metabolize etmemizi sağlıyor
(Kaynak: http:// tr.wikipedia.org)
ARAŞTIRMA
Osmanlı’nın Mis
Kokulu Mekânı
Mutfak kelimesi sözlük anlamı ile “Yemek pişirilen yer” ile “Yiyecek hazırlama sanatı”1 anlamlarına gelmektedir. Etimolojik olarak Arapça matbah kelimesinden gelen mut-fak sözcüğü, Türkler tarafından çok eski za-manlardan beri kullanılmıştır. Daha geniş bir tanımla mutfak “beslenmeyi sağlayan yemek, yiyecek, içecek türleri ve bunların
hazırlanma, pişirilme, saklanma ve tüketil-me sürecini; buna bağlı tüketil-mekân ve ekipma-nı, yeme-içme geleneği ile bu çerçevede yazan: GÜL FATMA KOZ
Sofra, Osmanlı
mutfak
kültürünün
en önemli
öğelerinden
biridir.
rünü tarihsel ve kültürel biriki-min verdiği zenginlik ile coğ-rafi koşulların getirdiği sınırsız kaynak ile birlikte incelemek en doğrusudur. Saray mutfak-ları da bu Osmanlı’nın genişle-yen topraklarına paralel olarak gelişmiş, Osmanlı mutfak kül-türünün en güzel örneklerini vermeye devam etmiştir.
Sofra, Osmanlı mutfak kültü-rünün en önemli öğelerinden biridir.
si alırken en çok dikkat edi-len noktanın en iyi cins mal-zeme sağlanması olduğu gö-rülür. İstanbul imparatorlu-ğun başkenti olmakla bera-ber aynı zamanda ticaretin de merkezlerinden biriydi. Bun-lar çok zengin bir gıda çeşitli-liği ile Osmanlı Saray ve çev-resinde yer alan
mutfaklar-da kullanılacak malzemelerin kolaylıkla sağlanabilmesinin başlıca sebepleridir. Ülkenin
dört bir yanından getirilen en iyi malzemeler ve bunlarla ya-pılan yemek çeşitleri fethedi-len her yeni toprakla gelişmiş-tir. 16. yüzyılda İstanbul Mut-fağı gelişmeye, zenginleşme-ye başlarken 18. ve 19. yüzyıl-larda en iyi zamanlarını yaşa-mıştır. Osmanlı Saray yemekle-ri Doğu ve Batı’nın alışkanlıkla-rını kendine has üslubuyla sen-tezleyebilmiştir. Bazı konular-da katı kurallara sahip olsa konular-da özellikle 18. Yüzyıldan itibaren Avrupa yeme-içme alışkanlık-larına ayak uydurmuştur. Bu-nun en güzel örneklerini ülke topraklarını ziyaret eden ya-bancı devlet adamlarına veri-len ziyafetlerde görmekteyiz. Osmanlı Saray Mutfağı 19. yüz-yılda yaşanan batılılaşma süre-cinden etkilenerek Batı mutfa-ğına açılır. Gerileme yıllarında ise Osmanlı’nın kaybettiği top-raklardan göç edenler; özellik-le, Balkanlar’da, Yunanistan’da ve Ege adalarında öğrendikle-ri veya geliştirdikleöğrendikle-ri yemekleöğrendikle-ri İstanbul Mutfağı’na kazandır-mışlardır. Bunlar aynı zaman-da Osmanlı halk mutfağının ve hatta İslam dünyasına ait
ye-ise bugünlerde oldukça değişi-me uğramış olan öğün sayısı ve içeriğidir. Osmanlı Sarayı gün-de iki öğün yemek yerdi. Sabah kahvaltısı kuşluk vakti olarak adlandırılan vakitte yapılır, öğ-len herhangi bir şey yenmez-di. Ancak bazı kaynaklar öğle vakitlerinde meyve yendiğini, şerbet ve ayran içildiğini belir-tir. Akşam yemekleri ise ikindi namazının ardından verilirdi. Bu öğünlerde pek çok farklı ka-tegori ve çeşitte yemek yendi-ğini bilmekteyiz. Ancak genel olarak bu yemek cinslerini ka-tegorize edecek olursak:
“Çorbalar, Hamur İşleri, Salata-Turşu, Hoşaflar, Pilavlar, Sebze-ler, Yahni ve Külbastılar, Kebap-lar, DolmaKebap-lar, HelvaKebap-lar, Kadayıf ve diğer Tatlılar”.
En güzel örneklerini saraylarda görebildiğimiz Osmanlı mut-fağı, zamanın hükmüne uya-rak yıllar içerisinde sürekli de-ğişimler gösteren ve gelişime
fatı arasında büyük bir uçurum olsa da temel bazı kuralları de-ğişmemiştir. Bu bölümde ön-celikle mutfak teşkilâtının işle-yişine ardından da temel bir ta-kım göze çarpan özelliklere de-ğinilecektir.
Osmanlı İmparatorluğu’nda mutfak işleri Fatih Sultan Meh-met döneminde kuruldu-ğu tahmin edilen Matbah-ı Âmire Emâneti tarafından ida-re edilmekteydi. Matbah-ı Âmire, esasen bir mutfak de-ğil bünyesinde çeşitli mutfak-ları, helvahâneyi, kileri, fırınmutfak-ları, kârhaneleri, miri mandırayı ve simithâneyi barındıran idarî bir kurumdur3.
Sarayda mutfak işlerine ba-kan memura “Matbah-ı Âmire Emini” adı verilirdi. Matbah-ı Âmire Emini, “Hâcegân” rütbe-sindeydi. Matbah-ı Âmire Emi-ni mutfak ihtiyaçlarını karşıla-yan, masraf ve gider defterle-rini tutan ve baş
muhasebe-ye karşı sorumlu bulunan le-vazım müdürü hüviyetindey-di Başlıca vazifeleri; saray mut-fağının bütün ihtiyaçlarını kar-şılamak, hesaplarını tutmak ve emri altında bulunan memur-ları idare etmekti. Çalışanmemur-ların tayin ve azilleri Enderun Kilerci-başısı tarafından yapılırdı. Kiler emini, çâşnigir, matbah-ı âmire kâtibi ve kethüdası kendisine yardım ederdi. Bunların dışın-da Matbah-ı Âmirenin diğer hizmetlileri olarak yoğurtçular, sütçüler, sebzeciler, tavukçular, simitçiler, buzcular, karcılar, sa-kalar, mumcular, fırıncılar, buğ-day dövücüler, helvacılar, bo-zacılar, kasaplar ve gerekli he-men hehe-men her meslekten ele-man matbahlarda çalışırdı4. Matbah-ı Âmire Emini’nin ida-resi altında kurumun en önem-li iki birimi yer alırdı: Helvahâne ve saray halkının yemeği-nin piştiği mutfaklar. Bunun-la birlikte tüm erzakBunun-ların de-polandığı Kilâr-ı Âmire, fırınlar ve kârhâneler kurumun diğer önemli birimleriydi.
Mutfaklar, hizmet ettikleri
sı-nıflara göre ayrılmaktaydı. Her tabakanın kendine has bir ye-mek menüsü mevcut olup, ça-lışanları da ayrıydı. Genel bir hiyerarşi içerisinde işlerin yü-rüdüğü mutfaklarda en yük-sek kademede tüm aşçıların başı olan Ser-tabbâhîn yer alır-dı. Onu sırasıyla aşçılar, ustalar (üstad), kalfalar (halîfe) ve çı-raklar (şâkird) takip eder. Ayrı-ca tüm getir götür işlerine ba-kan çıraklar da kendi içlerinde bölüklere ayrılmış olup her bö-lüğe bölükbaşı denilen kişiler-ce idare edilirlerdi. Mutfaklar arasında bir mutfak vardır ki di-ğerlerinden farklıdır. Kuşhâne adı verilen bu mutfak Matbah-ı Âmire Emâneti’ne bağlı olma-yan bir mutfak olup padişah ve enderunun ileri gelenlerine hizmet verir. Padişah nereye gi-derse gitsin Has Mutfak da de-nilen Kuşhâne mutfağı onunla birlikte gelir.
Helvahâne biriminin kurulu-şu 16. Yüzyıla dayanmakta-dır. Helva, marmelat, reçel, tur-şu, şurup ve şerbet, pelte, şe-kerlemelerin yanı sıra çeşit-li sabun ve macunları
üreti-Genel bir hiyerarşi
içerisinde işlerin
yürüdüğü
mutfaklarda en
yüksek kademede
tüm aşçıların
başı olan
Ser-tabbâhîn yer
alırdı.
vazgeçilmez parçalarıydı. Bir örnek vermek gerekirse Topka-pı Helvahânesi çok uzun yıllar saray halkı ve çevresine hizmet vermiş, padişah başka sarayla-ra taşınmış olsa bile işlevini sür-dürmeye devam etmiştir. Bir kurallar silsilesi şeklinde ta-nımlayabileceğimiz saray ya-şantısı gibi mutfağın oluşumu ve işleyişi, yeme-içme adabı da belli kurallara oturtulmuştur. Sadece yeme-içme adabı ile sı-nırlandırılmayan, fakat aynı za-manda saray mutfağının teşki-latlanmasında ki hiyerarşik dü-zende, mutfağa giren ve çıkan malların takibinde, personel alımlarımda da gözlenebilen bu kurallar çok az değişiklikle günümüze korunagelmiştir. Tüm bunlar göz önünde bulun-durulduğunda kaynağı Asya Türklerinin tarihsel birikimiy-le Anadolu topraklarına ulaşan
yebilmiş ve günümüze kadar ulaşıp hâlâ Dünya Mutfağın-da ayrı bir yere sahip olan Türk Mutfağı’nın en iyi örnekleri ile temsil edildiği bir kültürdür Os-manlı mutfağı.
Not: Fotoğraflar, www.turkish-cuisine.org adresinden temin edilmiştir.
1 http://www.tdk.gov.tr/TR/ SozBul.aspx?F6E10F8892433C FFAAF6AA849816B2EF437673 4BED947CDE&Kelime=MUTFAK 2 Prof. Dr. Günay Kut, “Mut-fağın Günlük Yaşamımızdaki Yeri, Dünü-Bugünü”, Hünkâr Be-ğendi: 700 Yıllık Mutfak Kül-türü, Ankara, Kültür Bakanlı-ğı Yayınları, 2000, s. 45. 3 Arif Bilgin, Osmanlı Saray Mut-fağı (1453-1650), Kitabevi Ya-yınları, İstanbul, 2004, s. 43 4 A.e, s. 54 ve
Sevgililer için
MENÜLER
Evde istediğiniz aro-mada çikolata yap-mak sandığınız ka-dar zor değil.
01
yazı-fotoğraf DEVLETŞAH
kaLBEgİDENYoLu
aYDıNLaTaNTaTLaR
Kırık kalpleri tamir etmenin tatlı yolla-rı da var.
02
Hem kahvenin 40yıl hatrı, hem de çi-kolatanın afrodiz-yak etkisi...
01
ÇİkoLaTa
poRTakaLLı
MALZEMELER
Kaplaması
150 gram bitter çikolata
İçi için
60 ml krema
90 gram bitter çikolata
portakal kabuğu rendesi
Hazırlanışı
01
Bitter çikolata benmari usulüyle eritilir.02
Eritilen çikolatanın kalıba silme dolacak şekilde dökülür.03
Kalıp ters çevirilerek boşaltılır.04
Çikolata sıvanmış kalıp derindondurucuda 10 dakika dinlendirilir.05
Bu arada krema kaynatılıp altı kapatılır.06
Kremaya ufalanmış çikolata eklenip iyice eriyene kadar karıştırılır.07
Çikolatalı karışımaportakal kabukları ilave edilip ılıklaşması için bırakılır.
08
Derindondurucuda soğuyan çikolata kalıbı bir kere daha çikolata ile doldurulup boşaltılır ve tekrar dondurucuda 15 dakika bekletilir.09
Donan çikolata kalıbının içine üstten bir parça boşluk kalacak şekilde portakallı krema doldurulur, derindondurucuda 20 dakika bekletilir.10
Kalan eritilmiş bitter çikolata ile portakallı karışımın üzeri kapatılıp, kalıp araları belirginleştirilip dondurulur.02
kaLpkuRaBİYELER
MALZEMELER
1 adet yumurta
150 gram tereyağı (oda sıcaklığında)
1 su bardağı un
1 çay bardağı mısır nişastası
1 su bardağı pudra şekeri
1 çay kaşığı karbonat
Üstü için
2 yemek kaşığı şeker
kırmızı gıda boyası
Hazırlanışı
01
Bütün malzemeler hamur kulak memesi kıvamına gelene kadar iyice yoğrulur.02
Hamur 2 cm kalınlığında açılıpkalp şeklindeki kalıpla kesilir.
03
Önceden 180 dereceye ısıtılmışfırında 15 dakika pişirilir.
04
Şeker teflon bir tavada hiçkarıştırılmadan eritilir.
05
Rengi açık sarıya döndüğünde altı kapatılıp gıda boyası katılır.06
Tepsideki kurabiyelerin üzerine bir kaşık yardımıyla şeker gezdirilir.03
ÇİkoLaTaLıkahvE
MALZEMELER
2 fincan su
10 gram bitter çikolata
2 tatlı kaşığı instant kahve
Üstü için
Krema
Hazırlanışı
01
Su bir cezvede içine atılan çikolata eriyene kadar kaynatılır.02
Fincanlara alınan çikolatalı suyun içine kahve konulur.03
Arzu edenlerin kahveleri krema ile süslenir.Not
Damak tadına göre şeker ila-vesi yapılabilir.
PÜF NOKTALARI
YOĞURDUNUzUN DAHA Az SULANMASI İÇİN,
KASEDEN ALIRKEN YÜzEYİNİ DÜz BIRAKACAK
ŞEKİLDE ALMAYA ÇALIŞIN. DERİNLEMESİNE
AÇILAN ÇUKURLAR SU İLE DOLACAKTIR.
AYRANINIzIN KÖPÜK KÖPÜK OLMASI
İÇİN SERvİS YAPMADAN HEMEN ÖNCE
İÇİNE BİRAz MADEN SUYU KARIŞTIRIN.
yazı MELİKE TÜRKAN BAĞLI
Orada
bir
şehir
var
uzakta
Akşam olurken düşünüyorum.Sıcak, temiz ve aydınlık odamda, akşamın zamana yavaş yavaş sinişini
duyuyorum.
Ayaklarım hafiften soğuk olsa da, sırtım pek… Yerler ve masa çok temiz olmasa da, ortalık sâkin ve mekân tertipli…
Floresan ışığının ölgün beyazını sevmesem de, isteyip de göremediğim hiçbir şey yok…
Karnım hafif hafif kazınmaya başlasa da, aç değilim; aç saysam da kendimi, birazdan yemek yiyeceğimi biliyorum. Yemek için sevdiğim yiyecekleri seçeceğim; mecbur olduklarımı değil…
Yarına lokmalarımdan ayırmayacağım.
Tabağımda kalırsa bir-iki parça şey, huzursuzluk duymayacağım. Dışarıya çıkacağım, arabaya bineceğim, şehrimin mûtedil sokaklarından geçerek bir başka ucuna emniyetle ulaşacağım. Sokak lâmbaları, geçtiğim yerleri aydınlatacak. Birazdan göreceğim dostları düşüneceğim. Sevdiklerim yakınımdalar; uzakta olanlar bile, içimdeki huzurla birlikte yanımdalar… Huzurlu odalarda kaydedilmiş müziklerin yumuşacık
dokunuşlarıyla zihnim dingin… *** Enlem çemberleri, dünyanın göbeğine doğru düşüyor; boylamlar doğuya doğru taranıyor. Kesiştikleri
Koku, dünyayı sarıyor; kanlı-canlı herkes, canlardan akan kanın kokusunu duyuyor. İnternetteki haritanın üzerinde işaretleme maksadıyla konan küçük eli yumruk yaparak yakalıyorum kan kokusunun yayıldığı toprakları. Gökyüzünde havai
Haritanın üstünde bu elle dolaşıyorum.
Dünyayı karış karış dolaşmak bu olsa gerek, diye
düşünüyorum… Haftasonunu sınırda,
sınırın öteki tarafına düşen bombaları, çoluk-çocuk
birarada piknik yaparak seyredenlerin,
alkışlarla kutlayanların, dumanlı şehir manzarasını arkalarına alarak hâtıra fotoğrafı çektirenlerin haberlerini okuyorum. Ellerinde dürbünler, görüntüleri
yakınlaştırmayı sağlayan mercekleriyle son model fotoğraf makinaları… Yaklaşmaya çalışıyorlar… Daha da yakından
görmeye çalışıyorlar… Yine de, ateşin, kanın ve toz-dumanın içinde kalan, fakat bütün
yakınlaştırma cihazlarına rağmen göremedikleri o çocuklarla aslında aynı bedeni paylaştıklarını fark edemiyorlar.
Aynı topraklar üzerinde Hz. İsa’ya çarmıhını sırtında taşıtanları düşünüyorum. *****
Bombaların hedefi vuruşlarını alkışlamasam da, eleştirmeye, kızmaya, kınamaya çok yakın olduğum bu zavallılardan ne farkım var, diye
düşünüyorum.
Sıcak odamda, kendi bedenimde huzurlu, mutlu ve küçücükken… Üzülmek, paylaşmak değildir.
Anlamak, ibret almak değildir.
Ölenleri, öldürenleri, ölüme sevinenleri ve kahrolanları içimizde birarada hissetmeden ibret almak imkânsızdır. Akşam olurken
EL İŞİ
Bez Bebek
yazı-fotoğraf DENİZ ÖZMEN
Bu ay köşemizdeki oyuncak BeBeğimizi; hiçBir suçu yokken silahlarla
yaşama hakkı elinden alınmış ve artık asla oyun oynayamayacak olan
çocuklara ithaf ediyoruz.
Bebeğiniz için mümkünse ikinci kez değerlendirece-ğiniz bir kağıttan kalıp çı-kartın. Kumaşınızın incey-se astar ve yüz olmak üzere iki kat, kalınsa tek kat ola-rak bebeğin parçalarını bi-çin. Kumaşı 0.5 cm içeriden dikin ve elyaf dolduracağı-nız bir aralık bırakın. Ters-yüz edeceğiniz her parça-nın içerisine ince uçlu bir alet ile (tığ-şiş gibi) elyafı yerleştirin.
Açık olan kısımları el dikişi ile tamamlayın.
Kollar, bacaklar, beden ve başı elde birbirine tuttur-duktan sonra bebeğinizi süsleyebilirsiniz. Gözlerini, ağzını işledikten sonra, di-lediğiniz şekilde saç mode-li tasarlayarak yün ipmode-lik ile oluşturup başına tutturun. Giysilerini giydirince bebe-ğiniz hazırdır.
Malzemeler : kumaş parçaları elyaf
saçı için yün ip gözleri için boncuk iğne ve iplik
makas
Arzu ederseniz internet üzerinden ücretsiz paylaşıma açılmış olan ku-maş bebekler için hazırlanmış ka-lıplardan da yararlanabilirsiniz.
MALZEMELER
1 adet kuzu budu (isteğinize göre parçalanmış ya da bütün olarak)
2 çorba kaşığı sıvı yağ
Sosu için:
2 diş sarımsak (rendelenmiş)
2 çay kaşığı tuz
2 çay kaşığı karabiber
2 çay kaşığı biberiye
½ çay kaşığı yenibahar
½ çay kaşığı kakule
2 yemek kaşığı çam fıstığı
5 yemek kaşığı zeytinyağı
Hazırlanışı
01
Bir tencereye sıvı yağı ve kuzu budunu koyun, orta ateşte, et suyunu bırakana kadar birkaç dakika çevirin. Sonra tencerenin kapağını kapatarak iyice pişene kadar yaklaşık 1,5 saat çok kısık ateşte kendi suyunda pişirin.02
Sosu için, bir kapta sarımsağı,tuzu, karabiberi, biberiyeyi, yenibaharı, kakuleyi, çam
DÜNYA
MUTFAKLARI
BAhArAtlı kuzu Budu
yazı FUNDA IŞIK fotoğraf CEM VEDAT IŞIK
İnsanlığın her
savaşta, her
şid-det olayında,
dö-külen her
dam-la kanda biraz
daha yitip
gi-den
masumiye-ti; barışı
iste-mek, hatta
barı-şı özlemek için
bile çok geç
kal-dığımız bu
çağ-da, ne kadar
bü-yütebilir
sava-şa doğan
çocuk-ları? Savaşların
hiç olmadığı,
ba-rış dolu bir çağın
özlemiyle...
fıstığını ve zeytinyağını karıştırın.
03
Ocaktan aldığınız eti kapaklı bir fırın kabına yerleştirin, üzerine sosunu ekleyin ve fırında, kapağı kapalıFetuŞ
DÜNYAMALZEMELER
8 adet minik salatalık
30- 40 adet kiraz domates
6 minik turp
½ demet marul
½ demet taze nane
½ demet maydonoz
10 adet arpacık soğanı
2-3 sap taze soğan
4 adet pita ekmeği
3 yemek kaşığı zeytinyağı
Sosu için:
4-5 çorba kaşığı zeytinyağı
1 limonun suyu
1 tatlı kaşığı karabiber
1 tatlı kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı kırmızı pul biber
2 yemek kaşığı sumak
Hazırlanışı
01
Salatalıkların kabuklarını soyarakdikine ortadan ikiye ayırın ve yarım cm aralıklarla dilimleyin. Üzerine kiraz domatesleri ve turpları bütün olarak ekleyin. Kalınca doğradığınız marulları, dallarından ayırdığınız taze nane yapraklarını, ince kıydığınız maydonozu, taze soğanı ve halka halka doğradığınız arpacık soğanlarını da ekleyerek karıştırın.
02
Zeytinyağını, limonu, karabiberi, tuzu, pul biberi ve sumağı karıştırarak hazırladığınız sosunu salatanın üzerine ilave ederek karıştırın.03
Bir tavada kareler halinde kestiğiniz pita ekmeğini zeytinyağında hafifçe çevirerek kızartın. Kızarttığınız ekmekleri soslu salatanıza ilave ederek karıştırın.MALZEMELER
3 su bardağı süt
6 yemek kaşığı toz şeker
3 yemek kaşığı pirinç unu
1 yemek kaşığı buğday nişastası
4-5 damla portakal yağı Kıyılmış badem (üzerini süslemek için)
Hazırlanışı
01
Sütü, şekeri, pirinç ununu ve nişastayı bir tencereye koyarak orta ateşte sürekli karıştırarak kaynayana kadar pişirin.02
Sonra portakal yağını ekleyip, karıştırmaya devam ederek 2 dakika daha pişirin.03
Kaselere koyup soğumasını bekleyin.04
Soğuduktan sonra üzerini bademlesüsleyerek servis edin.
muhAlleBiYe
DÜNYAKİTAP TANITIMI
Evde Pişen
Ekmek
Ne zaman bir ekmek kitabı görsem daya-namayıp alıyorum. Kaç tane olduklarını ar-tık inanın bilmiyorum. İşin ilginç tarafı ne-redeyse hepsinde -yerli, yabancı- hemen hemen aynı tarifler var. Elbette her birin-de en az bir tane diğerlerinbirin-de olmayan ta-rif mevcut.
Yeşim Çınar’ın Evde Pişen Ekmek kitabı-nı gördüğümde de aykitabı-nı şey oldu. Dayana-mayıp, aldım. Eve gelip sayfalarını karıştır-maya başladığımda, bunu a kitabından de-nemiştim, bunu b, bunu c, bunu d ve f’den denedim. Bundaki cevizli ekmeğin fotoğ-rafı diğerindekinden daha güzelmiş. Bu foccacio tarifini yaparken zeytinleri dışarı dizmek yerine hamurun içine koymuş. Di-yerek her satırını inceledim.
Yine bütün ekmek kitaplarında olduğu bi-zim kültürümüzde olmadığı gibi, kahvaltı için muzlu, çikolatalı, üzümlü, cranberryli kek tarifleri de verilmiş.
Kitabın girişinde ekmek yaparken kullanı-lan malzemeler hakkında güzel açıklama-hazırlayan:
markanın sponsorluğunda basıl-dığı için bütün tariflerde bu un-ların kullanılması tavsiye ediliyor. Zaten hazır karışımları kullana-cak olduktan sonra kitaba ne ihti-yacım var demeden edemiyor in-san.
Kitabın arkasında da yazdığı gibi elini henüz una bulaştırmamış olanları baştan çıkartacak kadar kolay tarifler var içinde. Hem ma-kinayla hem de elde nasıl yapıla-bileceği ayrıntılı olarak tarif edil-miş.
Son olarak kitapta 2005 yılından bu yana pasta şefi olarak çalıştığı söylenilen Yeşim hanım’ın neden pastacılık üzerine değil de ekmek üzerine bir kitap yazdığını merak ediyorum.
kitap adı: EVDE PİŞEN EKMEK
yazarı: YEŞİM ÇINAR yayınevi: PALOMA YAYINCILIK tarih: 2008
350 ml süt
450 gram un
1,5 tatlı kaşığı tuz
1/2 çay kaşığı pudra şekeri
1 paket instant maya nişasta
Hazırlanışı
01
Nişasta dışındaki bütün malzemeler karıştırılarak kulak memesikıvamında bir hamur elde edilir.
02
Hamur ağzı kapalı bir kapta1 saat mayalanır.
03
Tezgaha nişasta serpilip üzerinde hamur 1 cm kalınlığında açılır.04
Kalıp yardımıyla parçalara bölünenhamur bir tepside ağzı kapalı şekilde yarım saat daha mayalanır.
05
İkinci defa mayalanan hamurlar,kalın tabanlı bir tavada her iki tarafı da 3 dakika pişirlir.
Kitaptaki tarifte 1,5 yemek kaşığı zeytin-yağı ya da terezeytin-yağı hamura konuluyor. Ancak ben o satırı uygularken görmemi-şim.
Yine kitaptaki tarifte instant maya yeri-ne 1/2 paket yaş maya kullanılıyor. Ben daha pratik bulduğum için instant maya kullandım.
DOBİŞKO
Çanak kebap &
Katmer ‘antep’in
istanbul’daKi
yemeK elçisi’
yazı ve fotoğraf ELİF YILMAZmekAn Bilgileri
aDRESTaRİFİ:
acıBaDEMcaDNo:115
kaDıkÖY/İSTaNBuL
TELEFoN:
02163252234.
YoRuMLaRıNızİÇİNDoBİŞkoLİNkİ:
hTTp://www.DoBİSko.
coM/MEkaNLaR/caNak-kEBap--kaTMER
fapın hakkını verenlerdendir.
Çanak Kebap, İş toplanlarının, organizasyonların yapıldığı çok amaçlı merkezleri andırıyor.
Çocuklu aileler için dışarıdaki mekanlarda yeme-ğe gitmek bazen kabusa dönüşebilir. Buraya be-beğiniz ile birlikte gidebiliyorsunuz. Çünkü bura-da 0-12 yaş grubuna yönelik Çocuk Bölümü bu-lunmaktadır. Bebek emzirme, bebek altı değiştir-mek için çocuk bölümü kullanılabilirliğinden tu-tun mama sandalyelerine kadar pek çok ayrıntı düşünülmüş.
Çanak Kebab ailesinin menüsünde Antep yemek-lerinden tutun, lahmacunlardan kuzu tandıra ka-dar aklınıza gelebilecek herşey mevcut.
Yemeklerde kullanılan sumak, karabiber, kır-mızı biber ve yemek öncesi gelen lor peyniri Gaziantep’ten getiriliyor.
Bu mekanın en güzel tarafı sizin rahatlığınız için herşeyin düşünülmüş olması. Mekan yetkilileri ve garsonların müşterilere olan ilgisi çok hoş. Meka-nın karışık kebabı ve zeytinyağlı dolmaları benim menüdeki favorilerimden.
Acıbadem tarafına yolunuz düşerse bu mekanı denemenizi öneririm.