• Tidak ada hasil yang ditemukan

TANIMI, NEDENLERİ, YARATTIĞI SORUNLAR VE

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2019

Membagikan "TANIMI, NEDENLERİ, YARATTIĞI SORUNLAR VE"

Copied!
72
0
0

Teks penuh

(1)

KKTC’DE KAYITDIŞI EKONOMİ

TANIMI, NEDENLERİ,

YARATTIĞI SORUNLAR

VE

ÇÖZÜM YOLLARI

Bu rapor Göksel SAYDAM, Aziz GÜRPINAR, Zeren MUNGAN ve Mustafa BESİM tarafından

(2)
(3)

3

KKT

C’ de K

ayıt

Kayıtdışı ekonomi çok boyutlu bir sorun olup, toplumda tüm kesimlerin mücadele konusunda ittifak halinde olduğu az sayıda ortak sorunun en önemlisidir. Kayıtdışılık, diğer bir çok sorunun da temelini oluşturmaktadır. Ancak, işçi, işveren, kendi hesabına çalışan, akademisyen, kamu görevlisi ve diğer kesimlerin her birinin, kayıtıdışılığa yaklaşımı farklılıklar gösterebilmektedir.

Kıbrıs Türk Ticaret Odası, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde, kayıtdışılığın ortadan kaldırılarak herşeyin kurallar içerisinde yürütüldüğü, sağlıklı ve sürdürülebilir bir ekonominin oluşturulmasını hedeflemektedir.

‘Kayıtdışı Ekonomi ile Mücadele’ tüm kesimlerin katılımı ile sürdürülecek uzun soluklu bir mücadeledir. Bu süreçte yapılacaklara yönelik ana başlıklar, bu çalışmada bulunmaktadır. Çalışma grubundaki arkadaşların da ifade etmiş oldukları gibi, bu çalışmada kullanılan değerlendirmeler, tespitler ve varsayımlar çeşitli kesimler tarafından da değerlendirilecek ve önerilen ikinci aşama çalışmalar ile daha da netleşebilecektir.

Kayıtdışılıkla mücadelenin yol haritasını bulacağınız bu çalışmanın üzerinden toplumun tüm kesimlerinin, mutlaka yürüyecek yolu ve söyleyecek sözü olacaktır. Odamız, tam bu noktada KKTC’de kayıtdışı ekonomi olgusunda farklı görüşlerin de olabileceğini dikkate alarak; çeşitli kesimlere konuya yönelik önerme, tartışma ve çalışma ortamı yaratabilmek için bu çalışmanın gerçekleştirilmesini sağlamıştır. Bu aşamadan sonra, kayıtdışılıkla toplumsal mücadelenin detaylandırılmış düzenlemelerinin yapılmasında da Kıbrıs Türk Ticaret Odası üzerine düşeni yerine getirecektir.

Bu çalışma, konusunda birikim sahibi bağımsız uzmanların konuyu tüm yönleri ile ve tarafsız bir yaklaşımla incelemesi sonucu ortaya çıkmıştır.

Çalışmayı hazırlayan, görüş ve düşüncelerini tüm açıklığı ile ortaya koyan; Sn. Göksel SAYDAM’a, Sn. Aziz GÜRPINAR’a, Sn. Zeren MUNGAN’a ve Sn. Mustafa BESİM’e teşekkür eder, çalışmanın, toplumumuz ve kayıt altında büyümesini istediğimiz ekonomimiz için yol gösterici olmasını dilerim.

(4)
(5)

5

KKT

C’ de K

ayıt

İÇİNDEKİLER

ÖNSÖZ...3

İÇİNDEKİLER...5

ÇALIŞMA GRUBUNUN ÖZGEÇMİŞLERİ...7

SUNUŞ...8

GİRİŞ...10

1.KAYITDIŞI EKONOMİNİN TANIMI...12

2.KAYITDIŞI EKONOMİNİN SINIFLANDIRILMASI...14

2.1.Beyan Edilmeyen Gelir (Vergi Kaçakçılığı)...15

2.1.1.Kayıtlı Vergi Yükümlüleri...16

2.1.2.Kayıtsız Vergi Yükümlüleri...16

2.2.Kayıtdışı İstihdam (Kayıtsız ve Kaçak Yaşam)...17

2.2.1.Kayıtsız Çalışan KKTC Uyruklu Kişiler...17

2.2.2.Kaçak Olarak Çalışan Yabancı Uyruklu Kişiler...18

2.2.3.İkinci İş Yapanlar...20

2.3.Yasadışı Ekonomi...21

2.3.1.Ekonomik Olanlar ve Ekonomik Olmayanlar...21

2.3.2.Yasalara Aykırı Olarak Yürütülenler ve Konusu Suç Teşkil Eden Faaliyetler...22

2.4.Kayıtdışı Milli Gelir...23

3.KAYITDIŞI EKONOMİNİN NEDENLERİ...24

3.1.Kayıtdışı Ekonominin Nedenleri: Makro Yaklaşım...24

3.1.1.Ekonomik Nedenler...24

3.1.2.Kamu Maliyesi ve Vergi Yükü...25

3.1.3.Çalışma Hayatından Kaynaklanan Nedenler...25

3.1.4.Sosyal, Kültürel ve Siyasal Nedenler...26

3.2.Kayıtdışı Ekonominin Nedenleri: Mikro Yaklaşım...27

3.2.1.Gelirlerin Beyan Edilmemesine Yol Açan Ana Nedenler...27

3.2.2.Kayıtdışı İstihdama Yol Açan Nedenler...30

3.2.3.Yasadışı Ekonominin Nedenleri...36

3.2.4.Kayıtdışı Milli Gelire Yol Açan Nedenler...39

4.KAYITDIŞI EKONOMİNİN YARATTIĞI SORUNLAR VE SONUÇLARI...41

4.1.Beyan Edilmeyen Gelirler...41

4.1.1.Dengesiz Vergi Yükü...41

4.1.2.Olumsuz Tüketim ve Tasarruf Kararları...41

4.1.3.Artan Bütçe Açıkları...41

4.1.4.Vergi, Harç ve Fonlarda Artışlar...42

(6)

6

KKT

C’ de K

ayıt

4.1.6.Bireylerin Yaşam ve Refah Düzeyinde Gerileme...42

4.1.7.Kaynak Dağılımının Bozulması...42

4.1.8.Tüketici Haklarında Magduriyet...42

4.2.Kayıtdışı İstihdamın Yarattığı Sorunlar ve Sonuçları...42

4.2.1.Ekonomik Sonuçları...43

4.2.2.Mali Sonuçları...43

4.2.3.Sosyal, Kültürel ve Siyasal Sonuçları...44

4.3.Yasadışı Ekonominin Yarattığı Sorunlar ve Sonuçları...44

4.3.1.Suç Geliri Ekonomisinin Genel Sorunları ve Sonuçları...44

4.3.2.Suç Geliri Ekonomisinin KKTC’deki Sonuçları...47

4.4.Kayıtdışı Milli Gelirin ve İstatistikî Kayıtdışılığın Yarattığı Sorunlar ve Sonuçları...49

5.ÇÖZÜM YOLLARINA İLİŞKİN POLİTİKALAR, ÖNLEMLER VE ÖNERİLER...50

5.1.Beyan Dışı Gelirler...50

5.1.1.İdari Düzenlemeler...51

5.1.2.Yasal Düzenlemeler...52

5.1.3.Politika Yaklaşımları...56

5.2.Kayıtdışı İstihdam...57

5.2.1.Yasal Düzenlemeler...57

5.2.2.İdari ve Kurumsal Düzenlemeler...58

5.2.3.Politika Yaklaşımları...61

5.3.Yasadışı Ekonomi...63

5.3.1. Çözüm Arayışları...63

5.3.2.Yasal Düzenlemeler...65

5.3.3.İdari ve Kurumsal Düzenlemeler...65

5.3.4.Politika Yaklaşımları...67

5.4.Kayıtdışı Milli Gelirin Kayıt Altına Alınması İçin Yapılması Gerekenler...68

5.4.1.Yasal Düzenlemeler...68

5.4.2.İdari Düzenlemeler...69

5.4.3.Diğer Düzenlemeler...69

SONUÇ...70

(7)

7

KKT

C’ de K

ayıt

ÇALIŞMA GRUBUNUN ÖZGEÇMİŞLERİ

Göksel SAYDAM

1943 yılında doğdu. Amerikan Akademisi’nin “Commercial Department” bölümünden mezun oldu. Çeşitli uluslararası muhasebe sınavlarını verdi. “Post Graduate” vergi uzmanlığı eğitimini tamamladı. 1963 yılında Kıbrıs Cumhuriyeti Vergi Dairesinde kamu görevine başladı. Bir süre mücahitlik ve öğretmenlik görevlerinde bulundu. Kamu görevini Gelir ve Vergi Dairesi Müdürlüğü mevkiinden 1996 yılında emekliye ayrılarak tamamladı.

Vergi hukuku konularında eğitim görevlisi olarak çalıştı. Kıbrıs görüşmelerinde kamu maliyesi komitesinde görev aldı. Vergi sistemi ve uygulamaları hakkında “Summary of Tax Laws” isimli İngilizce el kitabı, vergi hukuku ile ilgili çeşitli tebliğleri olup, vergi hukuku konularında haftalık yazılar yazmaktadır. Çalışmalarını kurucu ortağı olduğu G.Saydam & CO.YMM firmasında Yetkili Bağımsız Muhasip-Murakıp olarak sürdürmektedir.

Aziz GÜRPINAR

1958 yılında doğdu. Yüksek öğrenimini 1982 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi’nde tamamladı. 1984 yılında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bağlı Çalışma Diresi’nde kamu görevine başladı. Çalışma Dairesi’nde çeşitli kademelerde görev yaptıktan sonra, 2005 yılında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müsteşarlığına atandı. 2009 yılına kadar bu görevi sürdürdü, 2011 yılında kamu görevinden emekli oldu. Yurt içi ve yurt dışında istihdam, iş güvenliği ve sosyal güvenlik alanında çeşitli kurs, seminer ve konferanslara katıldı. İş Yasası’nın hazırlanmasında aktif görev aldı. Yabancıların Çalışma İzinleri Yasası ve Sosyal Güvenlik Yasası’nı hazırlayan teknik komitelere başkanlık yaptı.

Halen çalışma ve sosyal güvenlik alanında çalışmalar yapmaktadır.

Zeren MUNGAN

1956 yılında doğdu. Hukuk ve İşletme Mühendisliği alanlarında lisans eğitimi aldı. Maliye alanında yüksek lisansını tamamladı. ‘KKTC Ekonomisi İçerisinde Kamu Kesiminin Yeri’ isimli yüksek lisans tezi DPÖ yayını olarak basıldı. 1984 yılında Devlet Planlama Örgütü’nde başladığı kamu görevini 2010 yılında Maliye Müsteşarlığından emekli olarak tamamladı. Kamu maliyesi, özelleştirme, suç gelirinin aklanmasının önlenmesi konusunda mevzuat hazırlıkları ile panel, seminer ve konferanslara katıldı. Müsteşarlığı sırasında Suç Gelirinin Aklanmasının Önlenmesi Kurulu Başkanlığı görevinde bulundu.

Halen kamu maliyesi ağırlıklı olarak çalışmalar yapmakta ve Mungan Danışmanlık ve Destek Hizmetleri Şirketi’nde direktör olarak görevini sürdürmektedir.

Mustafa BESİM

(8)

8

KKT

C’ de K

ayıt

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) kayıtdışı ekonomi sorunu yalnızca çalışanlar ve hükümetlerce değil, bunun yanında, iş dünyası ve işverenlerce de önemli bir sorun olarak ortaya konmakta ve tedbir alınması gerektiği ifade edilmektedir. Yapılan akademik çalışmalar da ekonomi içerisinde kayıtdışılığın boyutlarının yüksek olduğunu teyit etmektedir. Ancak, tüm kesimlerce kabul edilen bu sorunun aşılmasına yönelik olarak, bugüne kadar ne hükümetler ne de toplumun değişik kesimlerince ciddi bir irade ortaya konmamış ve/veya girişimde bulunulmamıştır. Bu çalışmanın yapılmasına ihtiyaç da bu gerçekten hareketle ortaya çıkmıştır.

Kayıtdışı ekonomi doğası ve özellikleri gereği tanımlanması ve tespiti zor bir olgudur. Yapılan araştırma ve değerlendirmeler ışığında KKTC için kayıtdışı ekonomi “milli gelir istatistiklerinde yer almayan, vergi, sosyal güvenlik ve diğer resmi istatistiklerde olmayan ve/veya kapsanamayan yasal veya yasadışı tüm ekonomik faaliyetler ve onların sonuçları” olarak tanımlanmıştır. Bir maliyeci için kayıtdışı ekonomi daha fazla vergi kaçakçılığı iken, aynı kayıtdışı ekonomi bir hukukçu için bireyler ile devlet arasındaki ilişkilerin yasal olup olmadığı ile ilgilidir. Bir çalışan için kayıtdışı ekonomi sosyal güvencesiz ve sigortasız çalıştırılma iken, bir girişimci için kayıtdışı ekonomi haksız rekabete uğramadır. Değişik kesimlerce farklı anlamlar ifade eden kayıtdışı ekonomi, bu çalışmada Beyan Edilmeyen Gelir, Kayıtdışı İstihdam, Yasadışı Ekonomi, Kayıtdışı Milli Gelir olarak dört farklı yönüyle incelenmiştir.

Gelirin doğru beyan edilmemesine (vergi kaçakçılığı) yol açan nedenler olarak: vergi sisteminin yükümlülere güven veren bir yapıda olmayışı, siyasal iktidarların tutumu ve anlaşılır bir vergi politikası olmaması gibi genel unsurlar yanında, vergi yükünün yüksek, vergilendirmenin adaletsiz, vergi mevzuatının güncelliğini yitirmiş olması, bürokrasi, denetimlerin yetersiz ve Gelir ve Vergi Dairesi’nin fiziki yapısı, insan kaynakları ve teknoloji kullanımı açısından yetersiz olması ve vergi aflarının yarattığı ahlaki zafiyet olarak belirlenmiştir.

Kayıtsız çalışan KKTC vatandaşları, kaçak olarak çalışan yabancı uyruklu kişiler ve ikinci iş yapanlar olarak tanımlanan kayıtdışı ekonominin kayıtdışı istihdam yönü irdelenirken, özellikle işgücü üzerindeki kamusal yüklerin yüksek olması, işsizlik vb. ekonomik ve mali nedenler yanında idari ve kurumsal yapının yetersizliği, denetim zafiyeti ve mevzuattan kaynaklanan nedenlerin de kayıtdışılığa yol açtığı tespit edilmiştir.

Yasadışı ekonominin nedenleri ekonomik, sosyal, adli, siyasi, bürokratik ve diğer nedenler olarak tespit edilmiştir. Bunlar arasında özellikle işsizlik, kontrolsüz nüfus akışı, offshore bankaları ve serbest bölgelerin suç ekonomisine potansiyel oluşturduğu saptanmıştır.

Milli gelir hesaplarına dahil edilmeyen kayıtdışı milli gelirin nedenleri arasında mevzuatın mevcut sektörleri derinlemesine kapsamaması, kullanılan ölçme yöntemlerinin yetersizliği, idari ve personel yetersizliği gibi yasal ve idari eksiklikler tespit edilmiştir.

Kayıtdışı ekonominin büyüklüğü ülke ekonomisinin yönetimini zorlaştırmaktadır. Kayıtdışı ekonominin genişlemesi, bir taraftan çalışanların güvencesiz kalmasına yol açarken, diğer taraftan kayıtlı ekonomi aleyhinde haksız rekabete yol açmaktadır. Vergi gelirleri yoluyla sağlanması beklenen finansman kaynaklarının azalmasına yol açan kayıtdışı ekonomi, bütçe açıklarının büyümesine ve sosyal güvenlik fonlarının zayıflamasıyla sisteminin bozulması gibi salt ekonomik ve mali sonuçlara sebep olmaktadır.

Bunun yanı sıra, kayıtdışı ekonomi, özellikle yasadışı faaliyetlerin genişlemesine, toplumun moral ve ahlaki değerlerinin bozulmasına ve anti sosyal davranışların yayılmasına sebep olmaktadır.

Özellikle yasadışı faaliyetlerin yaygınlaşması ve vergi kaçırmanın adeta kanıksanması, toplumun yapısının bozulmasına ve sağlıksız nesillerin ortaya çıkmasına yol açar. Sonuçta toplum telafisi mümkün olmayan sosyal maliyetlere katlanmak zorunda kalır. Bu durum, Devletin gelir kaybına uğramasından da öte anlamlar taşımaktadır.

(9)

9

KKT

C’ de K

ayıt

eylem planını detaylandırabilecektir. Bu sayede ilgili kesimler sürece dahil edilecek ve sorumlu kılınacaktır.

Eylem planında belirlenecek politikalara yönelik gerekli yasal, idari ve fiziki düzenlemeler bir bütünlük içerisinde eğitimli ve yetiştirilmiş elemanlar tarafından yürütülmelidir. Devlet politikası haline getirilmesi gereken kayıtdışı ile mücadele ile ilgili politikaların, önlemlerin ve önerilerin yer alacağı eylem planı bir takvime bağlı olarak hazırlanmalı ve hayata geçirilmelidir.

Çalışmanın son kısmında sorunun çözümüne yönelik idari, yasal ve politika yaklaşımları kayıtdışı ekonominin dört değişik yönüyle detaylandırılarak öneri, önlem ve politikalar olarak bir paket halinde sunulmuştur.

(10)

10

KKT

C’ de K

ayıt

Kayıtdışı ekonomi doğası ve özellikleri gereği tanımlanması ve tespiti zor bir olgudur. Rüzgâr gibi görünmeyen fakat büyüklüğüne göre kendini hissettiren bu olgu, toplumların ekonomik ve sosyal gelişimini önemli ölçüde etkilemesi ve yarattığı sorunlar nedeniyle bilinen bir gerçekliktir. Resmi kurumlarca açıklanan çeşitli ekonomik ve sosyal göstergelerin doğruluğu konusundaki endişenin artması, ülkedeki belge-fatura sisteminin gelişmemesi, kaçak çalışma yaşamının çok belirgin hale gelmesi, kaçakçılık gibi yasadışı faaliyetlerin artması ve yoğunlaşması kayıtdışı ekonomi alanındaki tartışmaları artırmıştır.

Gerek gelişmiş gerekse gelişmekte olan ülkelerin sorunu olan kayıtdışı ekonomi olgusu başta Amerika Birleşik Devletleri (ABD) olmak üzere II. Dünya Savaşından sonra artan vergi oranları ve yaygınlaşan fiyat kontrol uygulamaları sonucunda beyandışılık ve kaçakçılığın artmasıyla kamuoyu gündemine gelmiştir. Kayıtdışı ekonomi değişik çalışmalarda; yeraltı ekonomisi, gayrı resmi ekonomi, gizli ekonomi, paralel ekonomi, kara ekonomi, enformel ekonomi gibi birçok değişik isimle de anılmaktadır. Kayıtdışı ekonomi kavramı vergi kaçırma veya vergiden kaçınma, kayıtdışı çalışma, ikinci işte çalışma, mal kaçakçılığı, suç gelirini aklama ve uyuşturucu ticareti gibi ekonomik değeri olan faaliyetleri kapsamaktadır. Bu farklı faaliyetlerin ortak özellikleri tümünün de kamudan gizlenerek yapılmaya çalışılmasıdır.

Kayıtdışılık resmi istatistiklerin sorgulanmasına ve onlara olan güvenin sarsılmasına yol açmaktadır. Güvenilir olmayan resmi istatistikler iş çevrelerinin, hane halkının ve politika geliştirenlerin karar alma aşamasında sorun yaratmakta, yanlış kararlar alınmasına sebep olmaktadır. Yanlış kararlar ülkede istenmeyen sonuçlara yol açmakta, kaynakların rasyonel kullanılmaması ve verimliliğin azalmasına neden olmaktadır.

Kayıtdışı ekonominin büyüklüğü ülkedeki ekonomi yönetimini zorlaştırmaktadır. Kayıtdışı ekonominin genişlemesi, bir taraftan çalışanların güvencesiz kalmasına yol açarken, diğer taraftan kayıtlı ekonomi aleyhinde haksız rekabete yol açmaktadır. Vergi gelirleri yoluyla sağlanması beklenen finansman kaynaklarının azalmasına yol açarak, bütçe açıklarının büyümesine ve sosyal güvenlik fonlarının zayıflamasıyla sisteminin bozulması gibi salt ekonomik ve mali sonuçlara sebep olmaktadır.

Kayıtdışı ekonomi, özellikle yasadışı faaliyetlerin genişlemesi, toplumun moral ve ahlaki değerlerinin bozulmasına ve anti sosyal davranışların yayılmasına sebep olmaktadır.

Özellikle yasadışı faaliyetler toplumun zararlı ve ahlak dışı olarak gördüğü kötü olarak nitelendirilen, fuhuş, kumar, kaçakçılık ve uyuşturucu satışı ile kullanımı gibi faaliyetler ve bunlardan elde edilen gelirlerin aklanmasıdır. Bu tür faaliyetlerin yaygınlaşması ve vergi kaçırmanın adeta kanıksanması, toplumun yapısının bozulmasına ve sağlıksız nesillerin ortaya çıkmasına yol açar. Sonuçta toplum telafisi mümkün olmayan sosyal maliyetlere katlanmak zorunda kalır. Bu durum Devletin gelir kaybına uğramasından öte anlamlar taşımaktadır.

Yukarıda kısaca ifade edilen sorunların çoğu günümüz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)’nde gerçekler serisi olarak durmaktadır. Kayıtdışı ekonomi sorunu yalnızca çalışanlar ve hükümetlerce değil, bunun yanında, iş dünyası ve işverenlerce de önemli bir sorun olarak ortaya konmakta ve tedbir alınması gerektiği ifade edilmektedir. Yapılan akademik çalışmalarda kayıtdışı ekonominin boyutlarının yüksek olduğu tespit edilmiştir . 1

GİRİŞ

Kayıtdışı ekonominin KKTC’deki boyutları ile ilgili yapılan çalışmalar aşağıdaki gibidir:

Besim, M. ve Jenkins, G.P. (2006), “Informal but not Insignificant: Unregistered Workers in North Cyprus”, Queen’s Economics Department Working Paper No. 1058, Queen’s University, Kingston, Ontario.

Besim, M. and G. P. Jenkins “Tax Compliance: when do employees behave like the self-employed?” Applied Economic, Vol. 37, No: 10 June pp.1201-1208, 2005. Besim, M. (2004) “Measuring The Underground Economy in a Small Island Economy: The Case of Turkish Republic of Northern Cyprus”, Doktora Tezi (PhD). The University of Birmingham, UK.

Güryay ve Şafaklı (2004) “KKTC’de Kaçak İşgücünün Ekonomiye Etkileri Üzerine Bir Çalışma. Doğuş Üniversitesi Dergisi (1): 35-39.

Besim, Mustafa (2000), Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki kayıt dışı EkonomininBoyutları ve Yarattığı Sorunlar, Doğu Akdeniz Üniversitesi Kayıtdışı Ekonomi Sempozyumu, Gazi Mağusa, 26 Mayıs.

(11)

11

KKT

C’ de K

ayıt

Özellikle milli gelir, istihdam ve diğer makroekonomik büyüklükler ve bunların elde edilmesinde izlenen yöntemlere bakıldığında sorunun küçük bir ekonomi için kabul edilebilecek oranların çok üzerinde olduğu ortaya çıkmaktadır. Kayıtdışı ekonominin büyüklüğü konusunda yapılan tespitlerde özellikle vergi kaçakçılığı ve kayıtdışı istihdamın kayıtdışı ekonomiyi büyük ölçüde oluşturduğu ortaya çıkmaktadır. Bugün gelinen aşamada kayıtdışı ekonomi Kıbrıslı Türklerin ekonomik ve sosyal yaşamının bir parçası haline gelmiş olup, yarattığı olumsuzluklarla ekonomik sistemin bozulması yanında sosyal yaşamın yozlaşmasına da neden olmaktadır.

KKTC’nin uzun olmayan siyasal ve sosyo-ekonomik gelişim sürecinde, siyasi nedenlerden dolayı tanınmamış olması, yönetimin birçok uluslararası kurum, örgüt ve organizasyona kayıtlı bulunmasını engellemiştir. Uluslararası mal, hizmet ve finans piyasalarına erişim zorlukları yaşayan küçük ada ekonomisi özelliklerine sahip KKTC’de bu gerçek ülkenin ekonomik gelişimini engellediği gibi ülkede ihtiyaç duyulan yasal altyapının oluşturulması ve kurumsallaşmayı da olumsuz yönde etkilemiştir. Fakat daha da önemlisi, siyasi nedenlerden bağımsız olarak KKTC, özellikle küçük olmanın avantajlarını gerektiğince değerlendirememiş ve kayıtdışı ekonomi ile ilgili kapsamlı ve sonuç alacak şekilde; politika geliştirme, yasal düzenleme ve kurumsal yapılanma için gerekli olan siyasi iradeyi ortaya koyamamıştır. Önemli bir sorun olan kayıtdışı ile mücadele toplum nezdinde de yeterince gerçekleştirilememiş, bu yönde gerekli kamuoyu oluşturulamamıştır.

(12)

12

KKT

C’ de K

ayıt

Kayıtlı

Ekonomi

Kayıtdışı

Ekonomi

Toplam Ekonomik Faaliyetler

Kayıtdışı ekonomi ile ilgili olarak yapılan araştırmalarda ortaya çıkan ilk sorun, çok boyutlu ve değişik faaliyetleri kapsayan bir olgu olması nedeniyle, tanımıdır. İlgili kamu/resmi kurumlarının bilgi ve denetiminden kaçırılarak gerçekleştirilen kayıtdışı ekonomik faaliyetlerin kapsamının çok geniş olması, kayıtdışı ekonominin kapsamlı tanımını güçleştirmektedir. Ancak kapsamlı bir tanım, çalışmada hedeflenen sebep-sonuç ilişkilerinin daha doğru tespiti için, gereklidir. Kapsamlı bir tanım, sorunun daha doğru tanımlanmasını sağlayacağı gibi geliştirilecek politikaların daha etkili ve başarılı olma ihtimallerini de artıracaktır.

Kayıtdışı ekonomi geniş anlamı itibarıyla “ekonomiyi düzenleyen yasalara ve yönetmeliklere aykırı olarak gerçekleştirilen, yasal veya yasadışı, belgeye dayanmamış, yasal defterlere işlenmemiş ekonomik işlemlerdir”.2 Bunlara örnek olarak bir işletmenin faturasız satış yapması veya düşük/eksik beyanda bulunması, kayıtsız/sigortasız işçi çalıştırması, çalışanların gelirini düşük beyan etmesi kayıtdışılığın önemli bir kısmını teşkil eden faaliyetlerdir. Bunun yanında kayıtlı çalışan bireylerin ikinci iş yapmaları da kayıtdışı ekonomik faaliyettir. İşletmelerin veya bireylerin gerçekleştirdiği yurt dışı mal alımlarını gümrüğe beyan etmemeleri, düşük beyan etmeleri veya kaçak yollardan malların ülkeye girişini sağlamaları da kayıtdışı ekonomik faaliyetlere verilecek örnekler arasındadır.

Osman Aytuğ’a göre kayıtdışı “kamu düzenini korumak için getirilen yasalara ve yönetmeliklere aykırı olarak geliştirilen ve belgeye bağlanması adetten olmayan, hem kayıtdışı hem de yasadışı ekonomik faaliyetlerdir”. Bu tanımlamayla kaçakçılık, uyuşturucu ticareti, fahişelik, suç gelirini aklama gibi yasal olmayan işlemler ve bunlardan sağlanan suç gelirleri de kayıtdışı ekonomi kapsamına girmektedir.

Bireyler ve işletmeler yanında kayıtdışı faaliyetleri oluşturan diğer bir kesim de devlettir. Gerek idari gerekse yasalardaki yetersizlikler nedeniyle ülkede yaratılan gelirlerin tümünün milli gelir hesaplamalarına dâhil edilmemesi ve kullandığı yöntemin tüm gelirleri kapsamına alamaması belli ekonomik faaliyetlerin kayıtdışında kalmasına neden olmaktadır. Bunun yanında yanlış ve eksik bilgi vermekten, istismardan, kamunun ekonomik faaliyetlerini kayıtlara yansıtmadan şahsi menfaatleri doğrultusunda kullanmaktan ve rüşvet almak gibi yasadışı faaliyetlerden de kayıtdışılık oluşmaktadır. Bu örneklerle kayıtdışı ekonominin; işletmeler, bireyler ve hatta kamu tarafından da gerçekleştirilmekte olduğu ortaya çıkmaktadır.

Şekil 1’den de görüleceği üzere kayıtdışı ekonomi bir ekonomide yer alan toplam ekonomik faaliyetlerin bir kısmını oluşturmaktadır. Kayıtdışı ekonomide söz konusu olan faaliyetlerin, genel ekonomilerde olanlardan bağımsız olmadığı, aksine bir ekonomi bütününde bu faaliyetlerin etkileşim içerisinde olduğunu görmek gerekmektedir.

Şekil 1. Kayıtlı ve Kayıtdışı Ekonomi

1.KAYITDIŞI EKONOMİNİN TANIMI

(13)

13

KKT

C’ de K

ayıt

Kayıtdışının tanımlanması aşamasında dikkat edilmesi gereken husus faaliyetin ekonomik değeri olmasıyla ilgilidir. Bu çerçevede, ev ekonomisi (üretimi yapılıp değişimi olmayan) ve hırsızlık gibi (sadece transferi olan) faaliyetler kayıtdışı ekonomik faaliyetlere dâhil edilmemelidir.

Dolayısıyla kayıtdışı ekonomi; ekonomik değeri olan fakat milli gelir hesaplamasında kullanılan istatistikî yöntemlere

göre tahmin edilemeyen; gelir yaratıcı, mevcut tekniklerle ölçülemeyen, beyan edilmemiş, resmi istatistiklere girmeyen veya eksik yansıtılmış, yasal ve yasadışı tüm ekonomik faaliyetlerdir.

Kayıtdışı ekonomiyi ifade etmek üzere literatürde 30’a yakın kavram vardır. Bunlar arasında; kara ekonomi, gri ekonomi, gizli ekonomi, gölge ekonomi, görünmez ekonomi, düzensiz ekonomi, paralel ekonomi, alt ekonomi, yasadışı ekonomi, gayri resmi ekonomi, beyan dışı ekonomi, saklı ekonomi, faturasız ekonomi, kravatsız ekonomi, enformel ve vergi dışı ekonomi gibi terimler bulunmaktadır.

Kayıtdışı ekonominin adlandırılmasındaki bu çeşitlilik, kayıtdışı ekonomiyi oluşturan faaliyetlerin içeriğindeki çeşitlilikten kaynaklanmaktadır. Bir başka deyişle, kayıtdışı ekonomi tanımı içerisinde yer alan faaliyetin gizliliği vurgulanmak isteniyorsa; gölge ekonomi, gizli ekonomi, saklı ekonomi, yeraltı ekonomisi, kara ekonomi, alacakaranlık ekonomisi, faaliyetin yasadışılığı vurgulanmak isteniyorsa; kara ekonomi, gri ekonomi, illegal ekonomi veya yasadışı ekonomi, faaliyetin devletin bilgisi dışında tutuluyor olması vurgulanmak isteniyorsa; gayrı resmi, resmi olmayan, enformal veya kayıtdışı ekonomi ve son olarak faaliyetin önemsiz olması sebebiyle resmi GSMH kayıtlarında tutulmayışı vurgulanmak isteniyorsa; marjinal ekonomi, ikinci ekonomi, ikincil ekonomi gibi ifadelerle karşılaşmak mümkündür.

Bu birbirinden farklı anlamlar ifade eden çeşitli adlandırmalardan da anlaşılacağı üzere kayıtdışı ekonomi, yasadışı ekonomik faaliyetleri olduğu kadar, yasal olup kayıtlara yansımayan ekonomik faaliyetleri de kapsamaktadır. Bu sebepledir ki, “kayıtdışı ekonomi” ifadesi, hem hiçbir kimse ya da sektörü hedef almaması hem de net bir ifade olması sebebiyle tercih edilmiştir.

Bu çerçevede, hatırlanması gereken bir husus, meşru olmayan ve cezai yaptırımlar gerektiren faaliyetlerin olduğu kadar tamamen geçim sağlamaya yönelik masum olarak nitelendirilebilecek faaliyetlerin de kayıtdışı ekonomik faaliyetler çerçevesinde incelenmesi gerektiğidir.

Yapılan araştırma ve değerlendirmeler ışığında bu çalışmada kayıtdışı ekonomi “milli gelir istatistiklerinde yer almayan,

(14)

14

KKT

C’ de K

ayıt

Kayıtdışı ekonominin daha net bir şekilde anlaşılabilmesi için, içeriğindeki çeşitli faaliyetlerin nitelikleri açışından sınıflandırılması gerekir. Bu sayede kayıtdışı ekonominin tanımı için kapsamlı bir model ortaya konularak daha bütünlüklü bir yaklaşım içerisinde incelenebilecektir. Kayıtdışı ekonomik faaliyetler çok yönlüdür ve değişik kesimlerce farklı anlamlar ifade etmektedir. Bir maliyeci için kayıtdışı ekonomi daha fazla vergi kaçakçılığı iken, aynı kayıtdışı ekonomi bir hukukçu için bireyler ile devlet arasındaki ilişkilerin yasal olup olmadığı ile ilgilidir. Bir istatistikçi için kayıtdışı ekonomi milli gelir hesaplamalarına dahil edilmeyen gelir iken, bu olgu, bankacılar için daha fazla kara paranın aklanmasıyla ilgilidir. Bir çalışan için kayıtdışı ekonomi sosyal güvencesiz ve sigortasız çalıştırılma iken, bir girişimci için kayıtdışı ekonomi haksız rekabete uğramadır. Bu örnekler kayıtdışı ekonominin değişik kesimler için farklı anlam ifade ettiğini ortaya koymaktadır. Bu gerçekler ışığında kayıtdışı ekonominin değişik yönleriyle sınıflandırılmasının gerekli olduğu ortaya çıkmaktadır.

• Mali ve Vergisel Yönü: Beyan dışı ve beyan edilmeyen gelirlerin oluşturduğu, vergi kaçırma ve vergiden kaçınma durumu, • İstihdam Yönü: Sosyal Güvenlik sistemlerine (fonlara) kayıt yaptırmamış, kayıtdışı çalışma yaşamı,

• Yasadışı Yönü: Üretim ve dağıtımı yasal olmayan ekonomik faaliyetler,

• Milli Gelir Yönü: Milli Gelir hesaplamalarına dâhil edilmeyen gelir yaratıcı ekonomik faaliyetlerin tümüdür.

Kayıtdışı ekonominin diğer önemli yönleri psikolojik, sosyolojik ve hukuki boyutlarıdır. Kayıtdışı ekonominin bu yönü daha fazla bireyler arası ilişkiler ve bireyler ile devlet arasındaki ilişkilerin yasal ve demokratik etkilerini inceler. Bu alan daha fazla hukukçu, sosyolog ve diğer toplum bilimcilerin ilgi alanına girdiğinden bu çalışmanın kapsamına dâhil edilmemiştir.

Kayıtdışı ekonomik faaliyetlerin özellikleri itibariyle çeşitlilik arz etmesi ve yukarıda yapılan tespitler ışığında, KKTC’deki kayıtdışı ekonomi faaliyetleri dört başlık altında tanımlanmıştır:

1. Beyan Edilmeyen Gelir 2. Kayıtdışı İstihdam 3. Yasadışı Ekonomi 4. Kayıtdışı Milli Gelir

Kayıtdışı ekonominin kapsamlı bir şekilde tanımlanması ve sınıflandırılarak mikro yaklaşımla incelenmesi, neden olduğu sorunların doğru tespitine önemli katkı koyacağı gibi, doğru politikaların geliştirilmesi için de güçlü bir zemin hazırlıyacaktır. Bunun ötesinde kayıtdışı ekonomi olgusu değişik ülkelerdeki ekonomik yapı, mevzuat ve diğer özellikleri itibarıyla farklı anlaşılabilir. Bu çerçevede, kayıtdışı ekonominin sınıflandırılmasının KKTC ekonomik yapısına göre yapılması daha isabetli olacaktır.

Aşağıdaki Tasnif 1’den de takip edilebileceği üzere, kayıtdışı ekonomi sınıflandırılması dört ana başlık altında değerlendirilmiş ve her sınıf ile ilgili yasal düzenlemeler, kurumsal yapı ve faaliyetlerden örnekler verilerek kayıtdışı ekonomi kapsamlı bir yaklaşımla tanımlanmıştır.

(15)

15

KKT

C’ de K

ayıt

KKTC özelinde gündemde olan ve kayıtdışılığın en önemli boyutunu oluşturan faaliyetleri içermektedir. Yaratılan gelirin beyan edilmemesi veya eksik beyan edilmesi vergi kaçakçılığı ve vergiden kaçınma ile sonuçlanmaktadır. Çoğu ülke vergi mevzuatında olduğu gibi KKTC’de de, yasal veya yasadışı tüm gelirler vergiye tabidir. Bu çerçevede yaratılan gelirlerin ilgili kurum olan Gelir ve Vergi Dairesine beyan edilmesi gerekmektedir. Ülkede genel anlamda belge sisteminin yaygın olmayışı ve bu yönde bireysel ve kurumsal talebin oluşmaması, vergi bilincinin ve bütçe hakkı olgusunun gelişmesini engellemekte, bu yönde bir kültür oluşamamaktadır.

(16)

16

KKT

C’ de K

ayıt

Bu sınıftaki vergi yükümlüleri, vergi kaçakçılığını vergiden kaçınma yöntemlerini kullanarak ve varsa yasal boşluklardan

yararlanarak gerçekleştirmeye çalışırlar. Bu yöntemin uygulanmasında başvurulan belli başlı araçlar aşağıdaki şekilde sıralanabilir:

• Fatura ve benzeri resmi belge kullanılmaksızın yapılan mal ve hizmet alım-satımları,

• İçeriği itibarıyla gerçek rakamlar ve/veya mal ve hizmetleri içermeyen resmi fatura ve benzeri belge veya sahte belge düzenleme veya alma,

• Bordro dışı hizmet ödemeleri yapma,

• Satış bedelinin satış belgesinde veya beyannamede düşük gösterilmesi,

• Takas yöntemiyle belgeye dayandırılmadan yapılan mal ve hizmet alım ve satımları,

• Vergiden muaf veya istisna hakkına sahip veya götürü usulde yükümlü olanlara yapılan mal ve hizmet teslimlerinde mevzuata uyulmaması,

• Gerçek emtia stokunun beyan edilmemesi,

• İşletme varlıklarının ve kaynaklarının şahsi amaçlarda kullanılması suretiyle ek giderler yaratılması, • İşletme veya işle ilgili olmayan kişiler ve işletmeler adına belge karşılığı giderler yazılması,

• Ekonomik faaliyetlere ilişkin muhasebe kayıtlarının “ikinci defterlerde” veya “ el defterlerinde” tutulması (çift kayıt işlemleri),

• Sosyo-ekonomik kalkınma amacıyla yasaların öngördüğü istisna ve muafiyet kurallarının işletmede oluşturulan yapay olgular yaratılarak kullanılması,

• Aynı hissedar ve/veya yönetim yapısı kapsamında olan ancak ayrı tüzel kişiliğe sahip işletmeler arasında yapılan mal ve hizmet alım-satımında veya diğer ticari ilişkilerde gerçek dışı belgeler düzenlenmesi,

Kayıtsız kişi ve işletmelerin yaptıkları ekonomik faaliyetlerden sağlanan dolaylı ve dolaysız gelirlerin kaydının ve beyanının yapılmaması bur tür vergi kaçakçılığını yaratır. Bu yöntemin belli başlı ekonomik faaliyetleri aşağıdaki şekilde özetlenebilir:

• Yürürlükteki mevzuat uyarınca yasaklanan veya yapılması özel izne bağlanan ticari ve mesleki faaliyetlerden elde edilen gelirlerin beyan edilmemesi,

• Esas mesleğine ek olarak yapılan ticari, tarımsal ve serbest meslek faaliyetler ile kısmı zamanlı çalışma karşılığı elde edilen gelirlerin beyan edilmemesi,

Maliye Bakanlığı kaynaklarına göre 2010 yılında kayıtlı 19,572 civarında dosya olmasına rağmen bunların yalnızca 7,559’u beyanda bulunmuştur.3 Bu rakamlarda gözden geçirilmesi gereken önemli hususlar olmakla birlikte, KKTC'de kayıtlı vergi yükümlüklerinin mükellefiyetlerini yerine getirmede sorunlar olduğunu ortaya koymaktadır. Yine ayni kaynakta beyan eden 7,500 civarındaki yükümlünün ancak yüzde 40’ının vergi ödeyecek olması yukarıda özetlenen vergiden kaçınma yöntemlerinin kullanıldığını ortaya koymaktadır. Birey ve işletmelerin mükellefiyetlerini yerine getirme konusunda ülkede yükümlülük sorunu olduğunu ve çalışmada ifade edilen çeşitli etkenlerin yanında aslında buna yönelik gerekli yaptırımın da yeterli düzeyde olmadığını işaret etmektedir.

Yapılan akademik çalışmalar da KKTC’de beyan edilmeyen gelirin yüksek olduğunu teyit eder durumdadır. Besim (2004)’e göre 1990’lı ve 2000’li yılların ilk yarısına kadar beyan edilmeyen gelirin resmi Gayri Safi Milli Hâsıla (GSMH)’nın yüzde 40-50 arasında olduğu hesaplanmıştır. Bu kadar küçük bir ekonomide beyan edilmeyen gelirin bu derece yüksek olması ve uzun süredir bu şekilde devam etmesi ilginç ve düşündürücüdür.

3 http://www.kktcmaliye.com

2.1.1.KAYITLI VERGİ YÜKÜMLÜLERİ

(17)

17

KKT

C’ de K

ayıt

Tasnif 1’den de takip edileceği üzere beyan dışı gelir kurum itibarıyla Maliye Bakanlığı ve uhdesinde bulunan özellikle Gelir ve Vergi Dairesiyle ilgilidir. Kayıtdışı ekonominin önemli bir kısmını oluşturan ve beyan edilmeyen gelir olarak tanımlanan beyan dışı ekonomi, milli gelir hesaplamalarına dahil edilmeyen gelirden farklı bir olgudur. Hiç kuşkusuz satışlarını ve gerçek gelirini ilgili kurumlara doğru beyan etmeyen işletmeler, milli gelir hesaplamalarında kullanılan gerek anket gerekse diğer istatistikî kaynakların da doğruyu yansıtmamasına neden olacağından ülkenin doğru GSMH’sının ve diğer makroekonomik göstergelerin belirlenmesi ve hesaplanmasını olumsuz etkileyebilecektir.

Ekonomik faaliyette bulunmak ekonomik faktörlerin kullanılmasını gerektirir. Kayıtdışı ekonomi ekonomik faktör kullanımı ve işlemlerin resmi makamlardan gizlenen veya kapsanmayan boyutunu oluşturur. Kayıtdışı ekonomik faaliyet, belli durumlarda önemli üretim faktörü durumunda olan emeğin de resmi makamlardan gizlenmesini gerektirebilir. Bireyler veya işletmeler kayıtdışı ekonomik faaliyette bulunurken gerçekleştirdikleri bir kısım veya tüm işlemlerin kayıtdışı emek tarafından yapılmasını da tercih edebilirler. Bu tercih kayıtdışı istihdamın yaratılması anlamına gelmektedir.

Kayıtdışı ekonominin tanımında olduğu gibi, kayıtdışı istihdam tanımında da çeşitli görüşler söz konusudur. Bu farklı

görüşler ülkelerin mevzuat farklılığından da kaynaklanabilir. En yaygın ve en geniş tanımıyla kayıtdışı istihdam “devletten

gizli olarak yürütülen istihdam”dır. Kayıtdışı istihdamın bir başka tanımı ise, “resmi kurumlara kayıtlı olmadan ve o kurumların uyguladığı yasal mevzuata uymadan yapılan istihdam” şeklinde yapılmaktadır.

Çağımızın vazgeçilmez ekonomik gerçeği olan küreselleşme, ülkeler arası mal, hizmet ve sermaye gibi belli ekonomik faktörlerin sınırlar arası hareketliliğini artırırken, bu durum KKTC özelinde farklı gerçekleşmiştir. Siyasi tanınmamışlığın getirdiği engeller ürün ve sermaye akımını kısıtlamıştır. Fakat konu etkileşim emek akımları için farklı gelişmiştir. Özellikle KKTC’ye yönelik işgücü daha kolay hareket edebilmiş ve bu durum KKTC emek piyasasında ayrıcalıklı bir durum ortaya çıkarmıştır. Çalışma Dairesi ve Sosyal Sigortalar Dairesi istatistiklerine göre izinli çalışan yabancıların sayısı 30 bin civarında olup bu rakam çalışan nüfusun yaklaşık yüzde 30’una tekabül etmektedir. Bu özellikli durum yanında ülkedeki mevcut istihdam, emeklilik ve benzer sosyal güvenlik politikaları, belge ve kayıt sisteminin yeterli olmayışı, KKTC ekonomisinde detaylı tanımlama gerektiren bir kayıtdışı istihdam yapısını oluşturmuştur. Bu çerçevede KKTC özelinde kayıtdışı istihdam; kayıtsız olarak çalışan KKTC uyruklu kişiler, kaçak olarak çalışan yabancı uyruklu kişiler ve ikinci iş yapanlar olarak üç ana başlık altında değerlendirilecektir.

Bu kategorideki kişiler, herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna kayıtlı olmadan çalışan KKTC uyruklu çalışanlardan oluşmaktadır. Bu gruptaki kayıtdışı istihdam; kayıtdışı olarak bir işverenin yanında çalışanlar, kayıtsız olarak kendi nam ve hesabına çalışanlar, emekli olup kayıtsız çalışanlar olarak kendi içinde üç şekilde ortaya çıkmaktadır.

Bu kategorideki istihdam, tamamen kayıtsız olan bir işletmede çalışanlar, kayıtlı bir işyerinde kayıtsız olarak çalışanlar ve kayıtlı olmakla birlikte yatırımları eksik yapılanlar şeklinde görülebilir.

• Kayıtdışı Bir İşletmede Çalışanlar

Herhangi bir resmi kuruma (Belediye, Vergi Dairesi, Çalışma Dairesi, Sosyal Sigortalar Dairesi vb.) kayıtlı olmadan sürdürülen bir ekonomik faaliyette istihdam edilmiş olan kişiler bu gruba girmektedirler. Genellikle evlerde veya avlu, garaj, vb. eklentilerde sürdürülen bu faaliyetler “merdiven altı üretim” olarak da adlandırılmaktadır.

2.2.KAYITDIŞI İSTİhDAM: KAYITSIZ VE KAÇAK YAŞAM

2.2.1.KAYITSIZ ÇALIŞAN KKTC UYRUKLU KİŞİLER

(18)

18

KKT

C’ de K

ayıt

• Kayıtlı Bir İşletmede Kayıtsız Olarak Çalışanlar

Bu kategorideki kişilerin istihdam edildikleri işyeri kayıtlı olmakla birlikte, kendileri herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna kayıtlı olmadan çalıştırılmaktadırlar. Bir başka ifadeyle işyerindeki kayıtlı çalışan sayısı, resmi kurumlara eksik bildirilmektedir.

• Kayıtlı Olmakla Birlikte Yatırımları Eksik Yapılanlar

Bu gruptaki kişiler sosyal güvenlik kurumlarına kayıtlı olarak çalıştırılmaktadırlar. Ancak primleri bir ayda 30 gün üzerinden değil de, daha eksik gün olarak yatırılmakta veya yatırımları gerçek ücret üzerinden yapılmamaktadır. Eksik gün sayısı şeklindeki yatırımlara, inşaat ve turizm sektöründe göreceli olarak daha fazla rastlanmaktadır. Kayıtlı olup da yatırımların eksik yapılması şeklindeki kayıtdışılığın en yaygın ve en fazla zararlı etkisi olan türü, yatırımların gerçek ücret üzerinden yapılmamasıdır.

Bu gruptaki kişiler herhangi bir resmi kuruma kayıtlı olmadan kendi nam ve hesabına ekonomik faaliyet yürüten kişilerden oluşmaktadır. Bu kapsamdaki kişilerin yürüttükleri faaliyetler arasında, seyyar satıcılık, dağıtımcılık, pazarlamacılık, bakım, tamir, onarım ve gıda ürünleri dahil olmak üzere küçük ölçekli imalat yer almaktadır. Bu tür faaliyetler, genellikle evlerde, avlu, garaj vb. eklentilerde veya tamamen seyyar olarak yapılmaktadır.

KKTC’de emekli olup da kayıtsız olarak çalışmaya devam edenler bu kapsama girmektedirler. Bu şekilde çalışmaya yol açan en önemli faktör ülkemizdeki erken emeklilik olgusudur. Emekli olup kayıtdışı olarak çalışanlar, işveren veya çalışan olarak faaliyet göstermektedir.

• İşveren Statüsündeki Emekliler

Bu kapsamdaki kişiler işveren veya kendi nam ve hesabına çalışan statüsünde olup, emekli olduktan sonra prim yatırımlarından vazgeçen, fakat çalışmaya devam eden kişilerdir.

• Çalışan Statüsündeki Emekliler

Bu kapsamdaki kişiler, emekli olup başka bir işverenin yanında kayıtsız olarak çalışan kişilerdir. Emekli olup kayıtsız olarak çalışmaya devam edenler arasında büyük çoğunluk bu kategoriye girmektedir. Çünkü işveren statüsünde olup kayıtsız olarak çalışmaya devam etmek nispeten daha zordur. Bunun nedeni ise bir işyerinin tamamen kayıtsız olarak faaliyetini sürdürmesinin zorluğudur. Nitekim, sosyal sigortalara kayıtlı olarak çalışmaya devam eden emeklilerin, çok büyük bir çoğunluğunun işveren statüsünde olduğu görülmektedir.

Bu kategorideki kişiler, Yabancılar ve Muhaceret Yasası’na aykırı olarak yasadışı bir şekilde KKTC’de ikamet eden ve Yabancıların Çalışma İzinleri Yasası’na aykırı bir şekilde çalışan/çalıştırılan KKTC vatandaşı olmayan kişilerdir.

2.2.1.2.KAYITSIZ OLARAK KENDİ NAM VE hESABINA ÇALIŞANLAR

2.2.1.3.EMEKLİ OLUP KAYITSIZ ÇALIŞANLAR

(19)

19

KKT

C’ de K

ayıt

Kaçak yabancı işgücüne değinmeden önce KKTC’deki yabancı işgücü kullanımına değinmekte yarar görülmektedir. 1974 sonrasında önceleri tarımsal işgücü olarak ülkeye gelen yabancı işgücü, özellikle 1990’lı yıllarla birlikte artmaya ve ekonominin tüm sektörlerine yayılmaya başlamıştır. Ekonominin ihtiyaç duyduğu işgücünün yetiştirilmesi konusunda ciddi bir planlama yapılmaması, ülkeye girişlerde ciddi bir denetimin olmaması, ülke içi denetimlerle ceza ve yaptırımların yetersiz olması gibi unsurlar, Annan Planı sürecinde ekonomide yaşanan ciddi büyüme ve bunun yarattığı işgücü ihtiyacı ile birleşince, yabancı işgücü kullanımı daha da artmıştır. 2005 yılında yabancı işgücünün kayıt altına alınması amacıyla Yabancılar ve Muhaceret Yasasında değişiklik yapılmış, 2006 yılında ise yabancıların KKTC’deki çalışma prosedürünü düzenleyen Yabancıların Çalışma İzinleri Yasası yürürlüğe konulmuştur. O dönemde 32,000 civarında yabancı uyruklu işçi kayıt altına alınarak sosyal güvenlik sistemine dahil olması sağlanmıştır. Bu konuda olumlu bir gelişme yaşanmakla birlikte, işgücü eğitiminin planlanması, ülkeye girişlerin kontrolü, ülke içi denetimler, ceza ve yaptırımlar, sosyal ve kültürel politika araçları gibi unsurları da içeren sistematik, kesintisiz ve bütüncül bir uygulama yapılamadığından sorunla mücadelede yetersiz kalınmıştır. Diğer yandan kayıt altına alınan iş gücünün aile ve yakınlarının ülkeye gelişlerine yönelik düzenlemeler yeterli olmamıştır.

Günümüzde ülkedeki çalışma yaşamında yabancı işgücü kullanımının yüksek boyutta olduğu dikkat çekmektedir. Devlet Planlama Örgütü (DPÖ)’nün 2010 hane halkı işgücü anketi ve 2010 ve 2011 yılı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verileri değerlendirildiğinde, ülkedeki toplam istihdam içerisinde kayıtlı yabancı işgücünün payının yüzde 30 civarında olduğu görülmektedir. Sadece özel sektör istihdamı değerlendirildiğinde ise, özel sektörde kayıtlı bir şekilde ücretli çalışan yabancı uyruklular daha da yüksek orandadır. Diğer yandan, kayıtdışı çalışan kaçak yabancı işgücü de eklendiğinde, özel sektörde çalışan toplam yabancı işgücünün (kayıtlı+kaçak), daha da yüksek oranlara ulaştığı tahmin edilmektedir.

Başlangıçta ekonominin ihtiyaç duyduğu işgücünün ithali olarak ortaya çıkan yabancı işgücü kullanımı, süreç içinde bu özelliğini kaybedip, her alanda daha ucuz işgücü kullanmanın bir aracı haline gelmiştir. Ülkenin çok küçük olmasından dolayı, yüksek orandaki yabancı işgücü kullanımı, ekonomik ve mali sorunların yanı sıra, ciddi sosyal sorunlara da yol açmakta, demografik yapıyı olumsuz etkilemektedir.

Kaçak yabancı işgücü KKTC’deki kayıtdışı istihdamın çok önemli bir bacağını oluşturmaktadır. Boyutunun büyüklüğünden dolayı etkileri, sadece ekonomik ve mali alanda sınırlı kalmamakta, aynı zamanda toplumsal yapı üzerinde de ciddi olumsuz etkiler yaratmaktadır. Bu kapsamdaki kişiler, gerek ziyaretçi izniyle ülkeye gelip kayıtsız olarak çalışanlar, gerekse bir çalışma iznine sahip olup çalışma izni bittikten veya iptal edildikten sonra kayıtsız olarak çalışmaya devam eden yabancı uyruklulardır.

KKTC’DEKİ KAÇAK YABANCI İŞGÜCÜ

Ülkedeki kaçak yabancı işgücünün sayısının ne kadar olduğuna dair kesin bilgiler olmamakla birlikte, bu konuda çeşitli bulgulardan hareketle yapılan tahminler bulunmaktadır. Bu tahminler 10,000 ile 70,000 arasında birbirinden çok farklı sayılarla ifade edilmektedir.

Çalışma Dairesi’nin 2011 yılı teftiş istatistikleri incelendiğinde, yapılan teftişlerde tespit edilen kaçak işçi sayısının, kontrol edilen toplam işçi sayısı içindeki oranının yüzde 16 olduğu görülmektedir. Ancak, teftişi yapılan işyerlerinin nispeten daha kontrollü olan işletmeler olduğu, kayıtdışı istihdamın çok daha yüksek boyutta gerçekleştiği tarım ve hayvancılık sektörü ile ev hizmetlerinin teftiş kapsamında hiç yer almadığı, inşaat sektörünün ise kısmen yer aldığı dikkate alındığında, istihdamdaki kaçak işgücü oranının gerçekte yüzde 20 civarında olduğu tahmin edilmektedir. Bu tahmine dayalı olarak toplam istihdam sayısı temel alındığında, ülkedeki kaçak yabancı işgücünün sayısının tahminen 20,000 civarında olduğunu söylemek çok yanıltıcı olmayacaktır.

(20)

20

KKT

C’ de K

ayıt

Son dönemlerde giderek yaygınlaşan bir kayıtdışı istihdam örneği de kaçak çalışan yabancı işverenlerdir. Özellikle kontrol ve denetimin nispeten daha zor olduğu su tesisatçılığı, boya-sıva işleri, seyyar satıcılık gibi sektörlerde ortaya çıkmış olmakla birlikte, bugün artık tüm sektörlere yayılmış, hatta sertifika sisteminden dolayı daha kayıtlı gibi görünen berberlik, kuaförlük, oto elektrikçiliği, oto tamirciliği, elektrik tesisatçılığı gibi alanlara da sıçramış bulunmaktadır. Bu kategorideki kayıtdışılık da kendi içinde üç şekilde ortaya çıkmaktadır.

• Tamamen Kayıtsız ve Kaçak Olanlar

Bu gruptaki kişiler herhangi bir resmi kuruma kayıtlı olmadan kendi adlarına iş almakta ve faaliyet yürütmektedirler. Kendileri kaçak olduğu için, yanlarında işçi istihdam etmeleri halinde, kaçınılmaz olarak onlar da kayıtdışı pozisyona düşmektedirler.

• Bir İşverenin Yanında Kayıtlı Çalışıp İşverenin Bilgisi Dahilinde veya Bilgisi Dışında Kayıtsız Olarak Kendi Nam ve hesabına Çalışanlar

Özellikle inşaat sektöründe yaygın olarak görülen bir durumdur. Bu gruptaki kişiler, bir işverenin yanında çalışma izinli olarak çalışmaktadır. Ancak, o işin dışındaki zamanlarda kendi adına iş almakta ve kayıtsız olarak o faaliyeti sürdürmektedir. Bazı durumlarda işvereninin de bilgisi dahilinde sürdürülen bu faaliyette, bir süre sonra kaçak taşeronlaşma gündeme gelmektedir. Böyle bir kişi, eş, dost, akrabasını da yanına çağırıp bir ekip kurmakta ve tamamen kayıtdışı bir şekilde taşeronluk yapmaktadır. Kendisi işveren olarak yasal pozisyonda bulunmadığı için, doğal olarak yanında istihdam ettiği kişiler de kaçak pozisyonda çalışmaya mahkûm olmaktadırlar. Bir süre sonra ekipten birileri, ayrılıp kendi ekibini kurmakta ve bu durum zincirleme bir kayıtdışılığın yayılarak devam etmesine yol açmaktadır. Bu durum doğurgan kayıtdışılık olarak tanımlanabilir.

• Günü Birlik veya Kısa Süreli Gelip Aldığı Siparişleri Yerine Getirip, Yeni Siparişlerle Geri Dönen ve Bunu Sürekli Şekilde Uygulayanlar

Bu gruptaki kişiler, ülkede sürekli olarak ikamet etmeyen ve merkezi yurt dışında bulunan işletmelerin elemanlarıdırlar. Siparişle aldıkları işleri yapmak üzere mamul veya yarı mamul malzeme ve donanımla ülkeye gelmekte, bir kaç günlük sürede işi bitirmekte ve ülkeden ayrılmaktadırlar. Bu şekildeki kayıtdışılık özellikle cam, çerçeve, pancur ve perde montaj işlerinde görülmektedir. Bu şekildeki kayıtdışılık, bir yandan devletin vergi kaybına, sosyal güvenlik fonlarının gelir kaybına uğramasına yol açarken, öte yandan bu alanda haksız bir rekabet yaratmakta hem yerel işgücüne hem de yerel imalatçıya olumsuz etki yapmaktadır.

KKTC’deki kayıtdışı istihdamın önemli bir unsuru da ikinci iş olgusudur. Bu gruptaki kişiler, kayıtlı bir işte çalışmakla birlikte, o işin dışındaki zamanlarda kayıtsız olarak ikinci bir iş yapmaktadırlar. Bu tür kayıtdışılığın boyutu tam olarak bilinmemekle birlikte, KKTC’de yaygın olduğu gözlemlenmektedir. İkinci iş olgusu, başkasının yanında çalışma biçiminde görülebileceği gibi, kendi nam ve hesabına çalışma şeklinde de gerçekleşebilmektedir. Bu durum hem sosyal güvenlik ve vergi açısından devletin kayba uğramasına neden olmakta, hem de emek piyasasını bozarak istihdamın daralmasına yol açmaktadır.

Bu kategorideki kişiler kendi içinde ikinci iş yapan kamu çalışanları ve özel sektör çalışanları olarak ikiye ayrılmaktadır.

Kayıtsız olarak ikinci iş yapanlar içerisinde belirli meslek gruplarındaki kamu çalışanlarının çoğunlukta olduğu gözlenmektedir. Bunun nedeni; hem çalışma koşullarının emek ve zaman olarak özel sektöre göre daha rahat olması, hem de kamudaki işlerinin kendileri için hazır bir piyasa oluşturmasıdır. Belli meslek gruplarındaki bir kısım kamu çalışanı bu avantajlarını

2.2.2.2.KAÇAK YABANCI İŞVERENLER

2.2.3.İKİNCİ İŞ YAPANLAR

(21)

21

KKT

C’ de K

ayıt

kullanırken bu konudaki denetim ve yaptırımların da yetersiz olması, bu kayıtdışılığı teşvik eden bir unsur oluşturmaktadır. Kamu çalışanlarının ikinci iş yapması, kayıtdışı istihdam olgusunun yarattığı genel olumsuzlukların yanı sıra, kamuda verimliliği de düşürmektedir.

Özel sektör çalışanları içinde de bir kesimin esas işinden arta kalan zamanlarında ikinci bir işte kayıtsız olarak çalıştığı gözlenmektedir. Ancak özel sektördeki çalışma koşullarının nispeten daha ağır olmasından dolayı bu gruptaki kişilerin sayısının daha az olduğu düşünülmektedir.

Kayıtdışı ekonominin bir grubu da, milli gelir hesaplarına yansımayan ve yasak faaliyetleri kapsayan bölümü olan yeraltı ekonomisi veya yasadışı ekonomidir.

Yasadışı ekonomi, suç ekonomisi olarak da adlandırılabilir. Buna göre geniş anlamda suç ekonomisi, piyasa kanalıyla arz ve talebi oluşan ancak sağlık, güvenlik, ahlaki vb. gerekçelerle üretim, dağıtım ve pazarlanması yasaklanan veya sıkı denetimde olan mal ve hizmetlerin üretimi, dağıtımı ve/veya pazarlanması ile ekonomik ahlaka ve geleneklere aykırı faaliyetlerden menfaat temin etmeye yönelik tüm işlemlerdir. 4

Bu tür faaliyetlerin kayıtdışı tutulmasındaki temel neden, faaliyetin yasalara aykırılık unsuru içermesi ve/veya konusunun suç teşkil etmesidir. Kamunun mali nitelikli yükler dışındaki müdahale, düzenleme ve yasaklamaları veya gelir getiren faaliyetin konusunun suç teşkil etmesi kayıtdışılığın ortaya çıkmasına neden olmaktadır.

Yasadışı ekonomiyi; ekonomik olanlar ve ekonomik olmayanlar, yasalara aykırı olarak yürütülenler ve konusu suç teşkil eden faaliyetler şeklinde başlıklar altında tanımlamak mümkündür.

Yasadışı ekonomide, faaliyetin yapılması yasaklanmıştır veya izin gerektirmektedir. Çünkü bu faaliyetler nitelik olarak diğer yasal faaliyetlerden farklıdır. Diğer kayıtdışı ekonomik faaliyetlerin yapıldığının tespiti halinde, ilgililer genellikle vergi cezaları ile cezalandırıldıkları halde, “yeraltı” olarak adlandırdığımız ekonomik faaliyetleri yapanlar vergi cezalarından ayrı olarak ilgili kanunlardaki hapis ve para cezaları ile de cezalandırılmaktadırlar. Bu faaliyetlerin bir kısmı ekonomik, bir kısmı ekonomik değildir.

Kamu düzenini korumak için ekonomik, sağlık ve insani nedenlerle yasaklanan birtakım ekonomik faaliyetler kural olarak kayıt altına alınmazlar. Kaçakçılık (vergi, gümrük işlemleri, oto, alkol, sigara, akaryakıt, silah, kültür-tabiat varlığı, kıymetli taş, insan, organ-doku vb.), uyuşturucu ticareti, seks ve eğlence ticareti, gayri yasal tefecilik, izinsiz kumar oynatma, gayri yasal çek-senet ve ihale takipçiliği gibi faaliyetler esasında ekonomik faaliyetlerdir. Kaçakçılık; büyük ölçüde dış ticaret rejimi ile ilişkilidir. Yasadışı tefecilik; bankacılık ve kredi kurumlarının taleplere yeterince cevap verememesinin sonucudur.

Aktan C. C. (1999, Şubat). Ağır Vergi Yükü ve Yer Altı Ekonomisi, Vergi Sorunları Dergisi, Yıl: 18, Sayı:125, s.52.

2.2.3.2.İKİNCİ İŞ YAPAN ÖZEL SEKTÖR ÇALIŞANLARI

2.3.YASADIŞI EKONOMİ

2.3.1.EKONOMİK OLANLAR VE EKONOMİK OLMAYANLAR

2.3.1.1.EKONOMİK OLANLAR

(22)

22

KKT

C’ de K

ayıt

Yasadışı çek, senet takipçiliği gibi faaliyetler devletin adalet hizmetlerindeki sorunlar ile açıklanabilir.

Ekonomik olmayan, yeraltı faaliyetlerinden elde edilen gelirler gerçek anlamda “gelir” değildir. Hırsızlık, soygun, dolandırıcılık, sahtekarlık (belge, fikir-sanat, kalpazanlık), yolsuzluk (görevini kötüye kullanmada, banka işlemlerinde, gayrimenkul işlemlerinde, dış ticarette ve siyasette), rüşvet gibi faaliyetler ekonomik faaliyetler olmadıkları için kayıtdışı ekonominin konusuna doğrudan girmezler. Ancak, kayıtdışı ekonomi ile iç içe girmekte ve kayıtdışı ekonomi ile bu tür faaliyetler de büyümektedir.

Konusu ekonomik olmayan faaliyetlerden elde edilen gelirler, el konulduğu ve gerçek anlamda gelir olmadığı için vergilendirilmezler. Bu tür faaliyetler, servetin yasal olmayan yollarla el değiştirmesidir. Bu faaliyetlerin bir kısmı, gerçek ekonomik faaliyetler kayıt altına alınınca, kendiliğinden ortadan kalkacak veya azalacak niteliktedir.

Yasadışı faaliyet farklı bir bakış açısıyla da ikili bir ayırıma tabi tutulabilir. Birinci grupta bazı yasal faaliyetlerin yürütülmesi için getirilen kısıtlama ve gereklere uymayan yasadışı faaliyetler, ikinci grupta ise yapılması yasalarla yasaklanmış ve hapis cezası ile cezalandırılan, konusu suç teşkil eden faaliyetler yer almaktadır. 5

Ekonomik faaliyetin kamu otoriteleri tarafından verilecek lisans veya izini zorunlu kılması, dış ticaret kontrollerine tabi olması, iş yaşamı ve gıda güvenliği mevzuatına uygunluğunun aranması gibi kısıtlayıcı düzenlemeler, bu düzenlemelerin gerektirdiği şartları taşımayanları kayıtdışılığa yöneltmektedir. Kuralların çoğu zaman uzun işlemler ve süreler içermesi de ilgili faaliyetin yasaya aykırı yürütülmesi veya başlatılarak daha sonra yerine getirilmesi düşüncesine neden olabilmektedir.

Sosyal güvenlik mevzuatına aykırı şekilde işçi çalıştırmak suretiyle, sosyal güvenlik yükümlülüklerinden kaçınmak istenmesi de önemli bir kayıtdışılık nedeni olarak karşımıza çıkmaktadır. İşsizlik oranının yüksek olduğu ve nüfus hareketlerinin kontrol edilemediği ekonomide, işgücü piyasasından kaçak işçi bulmak kolaydır ve bu durum yasadışı piyasa ekonomisinin genişlemesine neden olur.

Yasadışı ve cezai hüküm gerektiren narkotik, fuhuş, yasadışı tefecilik, kaçakçılık, hırsızlık, karaborsacılık, insan ticareti vb. faaliyetler kayıtdışı olup yasalara karşı faaliyetlerdir.

Bu tür kayıtdışı faaliyetlerin en önemli özelliği bu faaliyetlerin yasalara karşı gelinerek gerçekleştirilmeleridir. Bu tür faaliyetler toplumda maddi ve manevi zararlara neden oldukları için sona erdirilmesi amaçlanmaktadır. Bu faaliyetlerden rüşvet ve hırsızlık servetin el değiştirmesi olduğu için bir katma değer oluşturmaz. Diğer yandan uyuşturucu, silah üretimi ile ticareti gibi faaliyetler katma değer oluştururlar, ancak bunlardan da elde edilen katma değerin kayıtlara yansıması mümkün değildir.

Uyuşturucu kaçakçılığı, insan ticareti, göçmen kaçakçılığı ve daha pek çok gelir elde etme amacı taşıyan, üretimi ve dağıtımının kendisi suç oluşturan faaliyetler doğası gereği kayıtdışı olarak gerçekleştirilir. Burada asıl amaç, vergi ve diğer

2.3.1.2.EKONOMİK OLMAYANLAR

2.3.2.YASALARA AYKIRI OLARAK YÜRÜTÜLENLER VE KONUSU SUÇ TEŞKİL

EDEN FAALİYETLER

2.3.2.1.YASALARA AYKIRI OLARAK YÜRÜTÜLEN FAALİYETLER

2.3.2.2.KONUSU SUÇ TEŞKİL EDEN FAALİYETLER

Aykın, H., Kayıtdışı Ekonomi, Yaklaşım Dergisi, Mart 2008 Sayı 183.

(23)

23

KKT

C’ de K

ayıt

mali yüklerden kaçınmak değil; suçun ortaya çıkmaması ve suçtan elde edilen gelirlere el konulmasını engellemektir.

Konusu suç teşkil eden gelir getirici faaliyetleri kendi içinde, elde edilen gelirin mevzuat uyarınca suç geliri olarak kabul edildiği faaliyetler ve suç geliri olarak kabul edilmeyen faaliyetler olarak ikiye ayrılabilir. Genel olarak suçtan kaynaklanan gelirler suç geliri veya karapara olarak isimlendirilir. Ancak, ülke mevzuatının çizdiği sınır suç gelirinin tanımının da sınırını oluşturmaktadır.

İşlenmesi sonucunda elde edilen kazancın suç geliri olarak kabul edildiği suçlar bazı ülkelerde sayılarak belirtilmiştir. Bazılarında da belli bir sürenin üzerinde hürriyeti bağlayıcı ceza gerektiren tüm suçların gerçekleştirilmesinden elde edilen paraların suç geliri olduğu belirtilmiştir. KKTC örneğinde de bir suçtan elde edilen gelirin suç geliri olarak adlandırılması için, öncül suç olarak adlandırılan gelire kaynaklık eden suçun cezasının alt sınırının bir yıl ve üzeri hapis cezası olması gerekmektedir. 4/2008 sayılı Suç Gelirinin Aklanmasının Önlenmesi Yasasında “Suç Geliri”, “bir yıl veya daha fazla hapis cezası gerektiren bir suçtan kaynaklanan mal varlığı değerini anlatır” şeklinde tanımlanmaktadır. Çalışmada, yasadışı ekonomi başlığı suç geliri kapsamında incelenecektir. Kaynağı yasadışı olmakla birlikte kara para kapsamında olmayan suçlardan sağlanan gelirler için “gri para”, tamamen yasal faaliyetlerden sağlanan gelirler için ise “temiz para” veya “ak para” kavramının kullanıldığı görülür.

Ülkelerin resmi milli gelir rakamlarındaki kayıtdışılık, kayıtdışı ekonomi araştırmalarının başlıca konusunu oluşturmaktadır.

Buna göre kayıtdışı milli gelir; ülkede yaratılan toplam gelirin (katma değerin) milli muhasebe hesaplarında kapsanmayan

kısmıdır. Bir başka ifadeyle kayıtdışı milli gelir; milli geliri hesaplamada kullanılan istatistikî yöntemlere göre tahmin edilemeyen, mevcut tekniklerle ölçülemeyen, resmi istatistiklere girmeyen veya eksik yansıtılmış faaliyetlerdir. 6

KKTC’de milli gelir hesaplamaları İstatistik ve Araştırma Dairesi tarafından Devlet Planlama Örgütü (DPÖ) bünyesinde yapılmaktadır. Belirlenen sektörlerin yarattıkları katma değerin (gelirin) hesaplanmaya çalışıldığı bu yöntemde, hesaplama KKTC Devletinin diğer bir kurumu olan Gelir ve Vergi Dairesine yapılan gelir beyanlarından bağımsız yapılmaktadır. Bu gerçekten hareketle, Maliye Bakanlığı bünyesindeki dairelere beyan edilmeyen gelirler ile milli gelir hesaplamalarında kapsanamayan gelirler farklı gelirlerdir. Milli gelir yönüyle kayıtdışı milli gelir, hesaplanan GSMH’ya dahil edilmeyen gelir iken, beyan dışı gelir Maliye Bakanlığı bünyesindeki ilgili kurumlara beyanı hiç yapılmayan veya eksik yapılan nihayetinde vergi kaçakçılığı ile sonuçlanan faaliyetlerdir.

Kayıtdışı ekonomiyi oluşturan diğer kapsamlarda olduğu gibi milli gelir hesaplama bağlamında da kayıt ve belge sistemi büyük önem arz etmektedir. Ülke ekonomisinde kayıt sisteminin yeterince gelişmiş olmaması ve bundan dolayı ekonomik faaliyetlerin tümünün gerektiğince sınıflandırılamaması, bazı gelirlerin milli gelir hesaplamaları kapsamına alınmasını engellemektedir. Vergi kaçırma amacıyla gelirini doğru beyan etmeyen işletme veya bireyler, milli gelir hesaplamaları için kullanılan anketlere de gerçek gelirini yansıtıcı bilgiler sunmayacaktır. Bu da ülkedeki milli gelirin doğru hesaplanmasını engelleyecektir. Beyan edilen gelirin tam olmaması, kayıtdışı işçi çalıştırma gibi faaliyetler kayıtdışı milli gelirin önemli boyutunu oluşturmaktadır. Özetle, kayıtdışı milli gelir bir ekonomide yaratılan toplam gelir ile milli gelir hesaplamalarına

yansıyan gelir arasındaki toplam farktan oluşmaktadır. 6

2.4.KAYITDIŞI MİLLİ GELİR

Ilgın, Y. (1999) Kayıtdışı Ekonomi ve Türkiye’deki Boyutları, Devlet Planlama Teşkilatı, TC Başbakanlık, Ankara ve Yetim, S (1999) Türkiye’de Vergi Kaçakçılığı ve Kayıtdışı Ekonomi, Türkiye

(24)

24

KKT

C’ de K

ayıt

Kayıtdışı ekonominin, mali, ekonomik, politik, sosyal, psikolojik ve teknolojik birçok nedeni bulunmaktadır. Kayıtdışı ekonominin ortaya çıkmasında ve boyutlarının genişlemesinde rol alan faktörler, toplumun ekonomik, mali ve sosyal sisteminin özelliklerinin bütünü tarafından belli bir tarih süreci içerisinde belirlenmektedir.

Kayıtdışı ekonominin nedenlerinin belirlenmesi ve tespiti, nihai tahlilde bir problem olan kayıtdışılığın önlenmesine yönelik geliştirilecek politikaların etkin ve tutarlı olabilmelerini mümkün kılabilecektir. Bu çerçevede, çalışmanın bu bölümünde ilk aşamada kayıtdışı ekonomiye neden olan hususlar makro yaklaşımla ana başlıklar altında incelenecektir. Sonrasında kayıtdışı ekonomiye yol açan nedenler mikro yönüyle sırasıyla beyan edilmeyen gelirler, kayıtdışı istihdam, yasadışı ekonomi ve kayıtdışı milli gelir yönleriyle incelenecektir.

Kayıtdışı ekonominin oluşmasına neden olan kaynakların birbirleriyle olan bağlantıları açısından bir bütün olarak göz önünde tutulması gerekir. Aşağıda açıklanan sebepler daha çok faaliyetlerin belge düzenine dayandırılmaması, beyan edilmemesi, vergi ve sosyal güvenlik payları gibi mali yükümlülüklere ve düzenlemelere uyulmaması anlamındaki kayıtdışılığın nedenleri olacaktır.

Ülkelerin sahip oldukları ekonomik sistemin kendisi ve özellikleri kayıtdışılığa uygun bir zemin oluşturabilir. Ülke ekonomisinin gelişmişlik düzeyi, kamu kesiminin ekonomik faaliyetler içerisindeki ağırlığı, kamunun sınırlama ve düzenlemelerinin çokluğu kayıtdışılığa yol açan faktörlerin başında gelmektedir. Yapılan çalışmalar, ekonomik düzenleme sınırlamalarının ve bürokrasinin daha yoğun olduğu ülkelerde ve nispeten daha az gelişmiş ülkelerde kayıtdışılığın daha büyük oranda olduğunu göstermektedir. 7 Bu duruma özellikle girişimci ve üreticiler tepki gösterirler ve bunun sonucunda da “başkaldırı” sorunu ortaya çıkar. KKTC özelinde de son yıllarda “sivil itaatsizlik” adı altında kamunun düzenlemelerine karşı tepkiler gündeme gelebilmektedir.

Ülkelerin ekonomisinde küçük işletmelerin yaygınlığı ile tarım ve hizmetler sektörüne dayalı faaliyetlerin ağırlıkta olması kayıtdışılığa yol açan önemli etkenlerdir. Konu sektör ve işletmeleri izleme ve denetleme zor olduğundan kayıtdışılığın bu alanlarda yoğunlaştığı gözlemlenmektedir. Tipik küçük ada özelliklerine sahip KKTC’de hizmetler sektörü yoğunluktadır. KKTC ekonomisinin, kamu hizmetleri dışında, neredeyse yüzde 55’inin hizmetler sektöründen oluşması ve bu sektördeki işletmelerin ölçek itibarıyla küçük işletmeler olması özellikle kayıtdışı istihdamı artırmaktadır.

Enflasyonun yüksek olduğu dönemlerde sabit gelirli geniş kitleler enflasyon dolayısıyla aşınan gelirlerini telafi etmek için kayıtdışı ekonomiye yönelirler. Bunun yanında üreticiler de maliyetlerini azaltabilmek gayesiyle kayıtdışı ekonomiye yönelebilirler. Ülkedeki vergi sistemi enflasyon etkisini dikkate almıyor, enflasyon muhasebesi gibi düzenlemeler içermiyorsa, bu durumda bireyler, aşırı yüklerden korunmak için kayıtdışı faaliyetlerde bulunabileceklerdir. KKTC uzun yıllar iki haneli enflasyon yaşanmış ve gerek birey gerekse işletmeler bu olumsuzluktan fazlasıyla etkilenmiştir. 2000’li yılların ikinci yarısı itibarıyla tek haneli orana düşen enflasyon 2011 yılı itibarıyla yeniden yüzde 10’ları aşmıştır. Bu durum enflasyon muhasebesinin yeniden gündeme getirilmesini gerektirmektedir. Aksi takdirde enflasyonun yeniden kayıtdışılığı artırabileceği dikkate alınmalıdır.

Kayıtdışılığa neden olan diğer önemli bir sebep ise gelir dağılımdaki durumdur. Orta sınıfın görece olarak azalması ve düşük gelir grubunun artması, bireyleri kayıtdışı faaliyetlerde bulunmaya zorlamaktadır.

3.KAYITDIŞI EKONOMİNİN NEDENLERİ

3.1.KAYITDIŞI EKONOMİNİN NEDENLERİ: MAKRO YAKLAŞIM

3.1.1.EKONOMİK NEDENLER

(25)

25

KKT

C’ de K

ayıt

İstikrarsız ekonomiler ve kriz dönemleri kayıtdışılığı artırır. Özellikle işsiz kitleler, kayıtlı ekonomide bulamadıkları istihdam imkânlarını kayıtdışı faaliyetlerde arayacaklardır. Küreselleşme süreciyle birlikte dış ticaretteki rekabetin artması firmaları maliyet avantajları aramasına ve ucuz emek gücüne yönelmesine neden olmaktadır.

Vergi ve benzeri yükümlülükler başlı başına bir kayıtdışılık sebebidir. Vergilerin yükümlüler tarafından karşılıksız alınan bir bedel olarak görülmesi ve özellikle ekonomik güçlerine göre yüksek algılanması kayıtdışılığı arttırır.

Vergi sisteminin adil olmadığına inananlar, bu adaletsizliği vergiden kaçınarak veya vergi kaçırarak giderirler. Bu olumsuz uygulamalara sıkça yapılan aflar da eklenebilir.

Toplanılan verginin nasıl kullanıldığı ve yükümlülerin kamu faaliyetlerinden ne kadar istifade ettiği de önemli bir unsur olarak ortaya çıkmaktadır. Şeffaf ve hesap verebilir olmayan bütçesel yapılar, vergi kaçırmayı teşvik etmektedir.

Gelir ve Vergi Dairesinin etkin olmaması ve vergi tabanının genişletilmemesi, mevcut yükümlülerin vergi yükünü arttırır. Marjinal vergi oranlarının arttırılması da yükümlüleri kayıtdışına iter.

Denetimlerin yeterli sayı ve nitelikte yapılmayışı ile yakalanma riskinin ve uygulanacak cezaların düşüklüğü de vergi kaçırmayı ve kayıtdışılığı teşvik eder. Mali sistem ve mevzuat karmaşık, vergiler çok çeşitli ve ödenmesi prosedür olarak zor ise, bireyler yine kayıtdışı kalmayı tercih ederler.

İstisna ve muafiyetlerin kapsamında kalabilmek ve/veya yararlanmak için, bireyler veya işletmeler bu teşviklerden yararlananlara bakarak vergi yükünü hafifletmeye çalışırlar.

Toplanan verginin nasıl kullanıldığı ve yükümlülerin kamu hizmetlerinden ne kadar yararlandığı da toplumsal olarak sorgulanan önemli bir unsur olarak ortaya çıkar.

Sosyal güvenlik sisteminin yeterince gelişmiş olmaması ve etkin çalışmayışı kayıtdışılığı teşvik etmektedir. Bireyler sisteme kayıtlı olmakla elde edecekleri faydalar ile kayıtdışı kalma durumunda elde edecekleri faydaları karşılaştırarak tercih yapmaya yönelebilirler.

Prim ve kesintiler yüksek, kayıtdışı kalmanın alternatif maliyeti düşükse, bireyler özellikle iş bulmanın kısıtlı olduğu dönemlerde kayıtdışı kalmayı tercih edeceklerdir.

Çalışma hayatı ile ilgili yasal düzenlemelerin kısmi zamanlı, evde çalışma gibi zamanla ortaya çıkan gelişmeleri kapsamaması da kayıtdışı istihdama yol açabilmektedir. Bunun yanında Çalışma Dairesi ile Muhaceret Dairesi ve Polis Genel Müdürlüğü’nün koordineli ve etkin çalışmayışı denetim ve cezai yaptırımlarının yetersiz kalması kayıtdışı istihdama yol açmaktadır.

3.1.2.KAMU MALİYESİ VE VERGİ YÜKÜ

Referensi

Dokumen terkait

Menurut Garrison yang dialih bahasakan oleh Kartika Dewi (2013:224), “ Titik impas didefinisikan sebagai tingkat penjualan yang dihasilkan ketika laba perusahaan adalah

Ringkasan Jabatan Perancang Promosi ialah, menerima dan mengumpulkan bahan dan data promosi serta mengkaji dan merancang promosi sesuai prosedur dan ketentuan yang berlaku

Hipotensi pada pasien dengan cedera kepala berat berhubungan dengan tingkat mortalitas yang meningkat dua kali lipat disbanding pasien tanpa hipotensi (60% vs

Hasil identifikasi dan analisis menunjukkan bahwa permasalahan yang dihadapi dalam pengembangan industri olahan buah meliputi : terbatasnya pasokan bahan baku, terbatasnya jumlah

Perlindungan hukum terhadap anak yang lahir dari perkawinan campuran setara dengan anak-anak yang lahir dari perkawinan ibu dan bapak Warga Negara Indonesia,

A statisztikai t-próba alapján megállapítottam a két minta alapján, hogy a termoakusztikus projektfeladatban részt vevő tanulók és a kontrollcsoporthoz tartozó