MELEKLERE
MELEKLERE
İMAN ...
İMAN ...
...
...
...
...
...
...
...
...
... 3
... 3
Melek
Melek
İsmi
İsmi
Hakkında
Hakkında
Bilgi:
Bilgi:
...
...
...
...
...
...
...
...
3
3
Melek;
Melek;
Tanımı
Tanımı
ve
ve
Mâhiyeti
Mâhiyeti
...
...
...
...
...
...
...
...
....
....
3
3
Gayba
Gayba
ve
ve
Meleklere
Meleklere
İman
İman
...
...
...
...
...
...
...
...
4
4
Meleklerin
Meleklerin
Görülüp
Görülüp
Görülmemesi
Görülmemesi
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
5
5
Meleklere
Meleklere
İman,
İman,
Her
Her
Müslümana Farzdır:
Müslümana Farzdır:
...
...
...
...
...
...
...
...
5
5
Meleklerin Mahiyeti,
Meleklerin Mahiyeti,
Hususiyeti, Yaratılışı
Hususiyeti, Yaratılışı
ve Özellikleri:
ve Özellikleri:
...
...
...
...
7
7
Meleklerin Mahiyetleriyle
Meleklerin Mahiyetleriyle
İlgili
İlgili
Kur'an'daki Tasvirler ...
Kur'an'daki Tasvirler ...
9
9
Melek
Melek
İnancının
İnancının
Etkileri
Etkileri
...
...
...
...
...
...
...
...
... 9
... 9
Melekler H
Melekler H
akkında Tashih Edi
akkında Tashih Edi
lmesi Gere
lmesi Gere
ken Bazı Yaklaşı
ken Bazı Yaklaşı
m ve Bâtıl İnan
m ve Bâtıl İnan
çlar
çlar
...
...
....
....
...
...
10
10
Melekler Neden
Melekler Neden
Görünmezle
Görünmezle
r?
r?
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
....
....
..
..
10
10
Melekleri
Melekleri
n
n
Kuvvet
Kuvvet
ve
ve
Süratleri
Süratleri
:
:
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
....
....
...
...
11
11
Meleklerin
Meleklerin
Kanatları: ...
Kanatları: ...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
11
11
Melekler Hakkındaki Modern Görüşlerin Tenkidi:
Melekler Hakkındaki Modern Görüşlerin Tenkidi:
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
....
....
....
....
....
....
....
....
12
12
Melekler
Melekler
Gaybı
Gaybı
Bilmezler:
Bilmezler:
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
12
12
Meleklerin
Meleklerin
Sayısı
Sayısı
ve
ve
Çeşitleri:
Çeşitleri:
...
...
...
...
...
...
...
...
12
12
Meleklerin
Meleklerin
Reisleri: ...
Reisleri: ...
...
...
...
...
...
...
...
...
13
13
Melekleri
Melekleri
n
n
Bulundukl
Bulundukl
arı
arı
Yerler:
Yerler:
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
....
....
..
..
13
13
Melekleri
Melekleri
n
n
Görevler
Görevler
i:
i:
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
....
....
...
...
13
13
1)
1)
Vahyi
Vahyi
İnzal
İnzal
Etmek:
Etmek:
...
...
...
...
...
...
...
...
14
14
2)
2)
Peygamberleri
Peygamberleri
Desteklemek:
Desteklemek:
...
...
...
...
...
...
...
...
....
....
14
14
3)
3)
Mü’minleri
Mü’minleri
Desteklemek: ...
Desteklemek: ...
...
...
...
...
...
...
..
..
15
15
4) Hakkı Ve Hayrı İlham Etmek Suretiyle İnsanlarda Bulunan Ruhi Güçleri Gayrete
4) Hakkı Ve Hayrı İlham Etmek Suretiyle İnsanlarda Bulunan Ruhi Güçleri Gayrete
Getirmek
Getirmek
(Uyandırmak):
(Uyandırmak):
...
...
...
...
...
...
...
...
15
15
5) Mü’minlere Dua ve İstiğfarda Bulunmak, Onlara Şefaat Etmek: ...
5) Mü’minlere Dua ve İstiğfarda Bulunmak, Onlara Şefaat Etmek: ...
16
16
6)
6)
İlahi
İlahi
Cezaları İnfaz
Cezaları İnfaz
Etmek: ...
Etmek: ...
...
...
...
...
16
16
7) Cehennem İşleri
7) Cehennem İşleri
ve Ehliyle
ve Ehliyle
İlgilenmek: ...
İlgilenmek: ...
...
...
....
....
17
17
8) Cennet
8) Cennet
İşleri ve
İşleri ve
Ehliyle İlgilenmek:
Ehliyle İlgilenmek:
...
...
...
...
...
...
17
17
9)
9)
Arşı
Arşı
Taşımak:
Taşımak:
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
17
17
10) Mükelleflerin Söz ve Amellerini
10) Mükelleflerin Söz ve Amellerini
Gözetmek, Onları Saymak, Yazmak ve İnsanı
Gözetmek, Onları Saymak, Yazmak ve İnsanı
Hayat Merhalelerinde Çeşitli İşlerinde Korumak: ...
Hayat Merhalelerinde Çeşitli İşlerinde Korumak: ...
...
...
.
.
17
17
11)
11)
Kabirde
Kabirde
Sorguya
Sorguya
Çekmek:
Çekmek:
...
...
...
...
...
...
...
...
18
18
12) Eceli
12) Eceli
Gelenlerin Ruhlarını
Gelenlerin Ruhlarını
Kabzetmek: ...
Kabzetmek: ...
...
...
...
...
18
18
13) Tabiat Olaylarını Allah’ın İradesine Uygun Olarak İdare Etmek: ...
13) Tabiat Olaylarını Allah’ın İradesine Uygun Olarak İdare Etmek: ...
18
18
14)
14)
Sur’a
Sur’a
Üfürümek:
Üfürümek:
...
...
...
...
...
...
...
...
19
19
15)
15)
İbadet ve
İbadet ve
Tesbih Etmek:
Tesbih Etmek:
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
20
20
16) Sabah
16) Sabah
ve İkindi
ve İkindi
Namazlarında Bulunmak: ...
Namazlarında Bulunmak: ...
...
...
20
20
17)
17)
Zikir
Zikir
Meclislerinde
Meclislerinde
Bulunmak:
Bulunmak:
...
...
...
...
...
...
...
...
20
20
18) İlim Ehlini Teb
18) İlim Ehlini Teb
rik Edip Onlara Kar
rik Edip Onlara Kar
şı Tevazu Göstermek:
şı Tevazu Göstermek:
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
20
20
19)
19)
Kur’an
Kur’an
Okunurken İnerek
Okunurken İnerek
Dinlemek:
Dinlemek:
...
...
...
...
...
...
21
21
20)
20)
Namaz
Namaz
Kılanlarla
Kılanlarla
Beraber
Beraber
Amin
Amin
Demek:
Demek:
...
...
...
...
...
...
21
21
21) Allah’ın
21) Allah’ın
Sevdiğini ve
Sevdiğini ve
Sevmediğini İlan
Sevmediğini İlan
Etmek:
Etmek:
...
...
...
...
21
21
22) Temiz Kimseler Ölürken Onları Selamlamak ve Müjdelemek, Kâfir ve Fasıkların İse
22) Temiz Kimseler Ölürken Onları Selamlamak ve Müjdelemek, Kâfir ve Fasıkların İse
Yüzlerine
Yüzlerine
ve
ve
Arkalarına
Arkalarına
Vurmak:
Vurmak:
...
...
...
...
...
...
...
...
21
21
Melekleri
Melekleri
n
n
Görevlend
Görevlend
irilmes
irilmes
inin
inin
Hikmeti:
Hikmeti:
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
....
....
...
...
22
22
Meleklerle
Meleklerle
İnsanlar
İnsanlar
Arasındaki
Arasındaki
Efdaliyet:
Efdaliyet:
...
...
...
...
...
...
...
...
22
22
MUKARRABÛN
MUKARRABÛN
MELEKLERİ
MELEKLERİ
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
23
23
CEBRÂİL
CEBRÂİL
(a.s.) ...
(a.s.) ...
...
...
...
...
...
...
...
...
23
23
RUHU'L-KU
RUHU'L-KU
DÜS
DÜS
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
....
....
....
....
..
..
24
24
ÖLÜM
İSRÂFİL
İSRÂFİL
(a.s) ...
(a.s) ...
...
...
...
...
...
...
...
...
26
26
MİKÂİL
MİKÂİL
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
..
..
26
26
ZEBÂNÎ
ZEBÂNÎ
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
27
27
HAMELE-İ
HAMELE-İ
ARŞ ...
ARŞ ...
...
...
...
...
...
...
...
...
27
27
KİRÂMEN
KİRÂMEN
KÂTİBİN ...
KÂTİBİN ...
...
...
...
...
...
...
...
...
28
28
HAFAZA
HAFAZA
MELEKLERİ ...
MELEKLERİ ...
...
...
...
...
...
...
...
...
30
30
MÜNKER-N
MÜNKER-N
EKİR
EKİR
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
....
....
....
....
..
..
31
31
HAZENE-İ
HAZENE-İ
CEHENNEM
CEHENNEM
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
...
....
....
...
...
34
34
HAZENE-İ
HAZENE-İ
CENNET .
CENNET .
...
...
...
...
...
...
...
...
.. 35
.. 35
HÂRÛT-MÂRÛT:
MELEKLERE İMAN MELEKLERE İMAN Melek İsmi Hakkında Bilgi:
Melek İsmi Hakkında Bilgi:
“el-Melaike” kelimesi “melek” veya “melak” kelimesinin çoğuludur. Aslı ise elçilik anlamına gelen “ülüke” “el-Melaike” kelimesi “melek” veya “melak” kelimesinin çoğuludur. Aslı ise elçilik anlamına gelen “ülüke” kelimesinden türeyen “melek”dir.
kelimesinden türeyen “melek”dir.11
Arap dili uzmanlarına ve bazı İslâm âlimlerine göre "Melek", arapça bir kelime olup, "Elûk" veya "Elûke" Arap dili uzmanlarına ve bazı İslâm âlimlerine göre "Melek", arapça bir kelime olup, "Elûk" veya "Elûke" kökünden gelir. Elûk, "götüren", elûke ise "haber götüren" manâsınadır. Çoğulu "melâike" gelir. Ancak "melek" kökünden gelir. Elûk, "götüren", elûke ise "haber götüren" manâsınadır. Çoğulu "melâike" gelir. Ancak "melek" kelimesinin, Arapça'da bazan, hem tekil, hem çoğul manasında cins ismi olarak kullanıldığı da görülür. Bu kelimesinin, Arapça'da bazan, hem tekil, hem çoğul manasında cins ismi olarak kullanıldığı da görülür. Bu kelimenin kökü sayılan "elk", aslında, "risalet" yani "elçilik"; melek de, "elçi" demektir. Kelime önce, mef'al kelimenin kökü sayılan "elk", aslında, "risalet" yani "elçilik"; melek de, "elçi" demektir. Kelime önce, mef'al vezninde "me’lek" idi. Sonra hemze "lâm" harfinden sonraya alınarak "mel’ek" olmuş; daha sonra hemze de vezninde "me’lek" idi. Sonra hemze "lâm" harfinden sonraya alınarak "mel’ek" olmuş; daha sonra hemze de kaldırılarak "melek" haline getirilmiştir. Bu
kaldırılarak "melek" haline getirilmiştir. Bu gibi değişikliklere Arapçada çokça rastlanır.gibi değişikliklere Arapçada çokça rastlanır.
Müfessir İbn Hayyân ve dilcilerden Rağib el-İsfahânî, melek kelimesinin, "kuvvet ve iktidar sahibi" anlamına Müfessir İbn Hayyân ve dilcilerden Rağib el-İsfahânî, melek kelimesinin, "kuvvet ve iktidar sahibi" anlamına gelen "melk" veya "mülk" kökünden türetildiği görüşündedirler. Dolayısıyla melek kelimesi lügat bakımından; gelen "melk" veya "mülk" kökünden türetildiği görüşündedirler. Dolayısıyla melek kelimesi lügat bakımından; haberci, elçi, kuvvet ve iktidar sahibi, tedbir ve tasarruf manalarına gelmektedir. İslâm dininde ise; melek haberci, elçi, kuvvet ve iktidar sahibi, tedbir ve tasarruf manalarına gelmektedir. İslâm dininde ise; melek denince, akla önce, peygamberlere gönderilen ilâhî elçiler; sonra, insanlar ve kâinat üzerinde Allah (c.c.) namına denince, akla önce, peygamberlere gönderilen ilâhî elçiler; sonra, insanlar ve kâinat üzerinde Allah (c.c.) namına tasarrufta bulunan ve O'nun emirlerini ve verdiği vazifeleri aynen yerine getiren kudret sahibi manevî varlıklar tasarrufta bulunan ve O'nun emirlerini ve verdiği vazifeleri aynen yerine getiren kudret sahibi manevî varlıklar gelmektedir.
gelmektedir. İngil
İngiliz iz müstemüsteşrikleşriklerinden D. rinden D. B. B. MacdMacdonaldonald, , melek kelimesinmelek kelimesinin in İbranİbranîcedeîceden n ArapçArapçaya aya geçmgeçmiş iş olabiolabileceleceğiği düşüncesine kapılmış ise de, daha sonraki araştırmalarında İbranicenin çok eski kitabelerinde böyle bir fiilin hiç düşüncesine kapılmış ise de, daha sonraki araştırmalarında İbranicenin çok eski kitabelerinde böyle bir fiilin hiç bir izine rastlanmadığını itiraf etmiştir.
bir izine rastlanmadığını itiraf etmiştir.22
Melek kelimesi, “mülk” kelimesinden türemiş Arapça bir kelimedir. Türediği bu kelimeler, risâlet, yani elçilik, Melek kelimesi, “mülk” kelimesinden türemiş Arapça bir kelimedir. Türediği bu kelimeler, risâlet, yani elçilik, (postacılık, aracılık) ve kudret, kuvvet anlamlarına gelir. Dolayısıyla “melek” de, elçi, güçlü, kuvvetli idare eden (postacılık, aracılık) ve kudret, kuvvet anlamlarına gelir. Dolayısıyla “melek” de, elçi, güçlü, kuvvetli idare eden anlamındadır. Bundan dolayı Allah, bu kelimeyi; kulları, peygamberleri ve diğer yaratıkları ile kendi arasında anlamındadır. Bundan dolayı Allah, bu kelimeyi; kulları, peygamberleri ve diğer yaratıkları ile kendi arasında elçilik-habercilik görevini yapan ve evrendeki olayların meydana gelmesi için verilen görevleri yerine getiren elçilik-habercilik görevini yapan ve evrendeki olayların meydana gelmesi için verilen görevleri yerine getiren güçlü-kuvvetli yaratıklarına isim olarak vermiştir.
güçlü-kuvvetli yaratıklarına isim olarak vermiştir.33
Melek; Tanımı ve Mâhiyeti Melek; Tanımı ve Mâhiyeti
Istılahta melekler, Allah tarafından yaratılmış, çeşitli şekillerde peygamberlere görünebilen, zor işlere gücü Istılahta melekler, Allah tarafından yaratılmış, çeşitli şekillerde peygamberlere görünebilen, zor işlere gücü yeten, yemeyen içmeyen, erkeklik ve dişilikleri olmayan, Allah’a devamlı ibadet ve itaatten ayrılmayan lâtif yeten, yemeyen içmeyen, erkeklik ve dişilikleri olmayan, Allah’a devamlı ibadet ve itaatten ayrılmayan lâtif varlıklar olup İslâm’da iman esaslarından birini
varlıklar olup İslâm’da iman esaslarından birini oluşturmaktadır.oluşturmaktadır.
Kur’an-ı Kerim’de tekil ve çoğul olarak 87 yerde melek kavramı geçmektedir. “Melek” kelimesi yanında Kur’an-ı Kerim’de tekil ve çoğul olarak 87 yerde melek kavramı geçmektedir. “Melek” kelimesi yanında Kur’an-ı Kerim’de, çoğu ayette, meleklerden aynen peygamberler gibi, “rasûl” ve bunun çoğulu olan “rusul” Kur’an-ı Kerim’de, çoğu ayette, meleklerden aynen peygamberler gibi, “rasûl” ve bunun çoğulu olan “rusul” diye de söz edilmektedir. Bu kelimeler, elçi ve elçiler manasındadır. Aynı zamanda bu kelimeler, meleklerin esas diye de söz edilmektedir. Bu kelimeler, elçi ve elçiler manasındadır. Aynı zamanda bu kelimeler, meleklerin esas vazifelerinin, elçilik olduğunu da gösteriyor. Bu elçilik, bazen Allah ile peygamberler arasında, bazen de Allah vazifelerinin, elçilik olduğunu da gösteriyor. Bu elçilik, bazen Allah ile peygamberler arasında, bazen de Allah ile diğer varlıklar arasında oluyor. Onlar, vahiy getiriyor, kâinattaki hadiseleri, Allah Teâlâ’dan aldıkları emirler ile diğer varlıklar arasında oluyor. Onlar, vahiy getiriyor, kâinattaki hadiseleri, Allah Teâlâ’dan aldıkları emirler çerçevesinde yürütüyor ve böylece aracılık-elçilik görevini çok
çerçevesinde yürütüyor ve böylece aracılık-elçilik görevini çok değişik şekillerde yerine getiriyorlar.değişik şekillerde yerine getiriyorlar.44
Allah, bir ayet-i kerimede iman edilmesi gerekli olan esasları özlü bir şekilde bildirerek şöyle buyurur: Allah, bir ayet-i kerimede iman edilmesi gerekli olan esasları özlü bir şekilde bildirerek şöyle buyurur: “Pe
“Peygaygambember r de, de, mü’mü’minminler ler de de kenkendiledilerinrine e RabRablerlerindinden en indindiriirilenlene e imaiman n ettettileiler. r. Her Her birbiri i AllAllah’ah’a, a, O’nO’nunun meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman etti.”
meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman etti.” (Bakara: 2/285)(Bakara: 2/285)
İman edilmesi gereken şeylerin ayetteki sıralanışı içinde meleklerin yeri, onlara imanın önemini göstermektedir. İman edilmesi gereken şeylerin ayetteki sıralanışı içinde meleklerin yeri, onlara imanın önemini göstermektedir. Bu sıranın, Allah isminden sonra, kitaplar ve peygamberler’den önce oluşu, meleklerin Allah ile peygamberler Bu sıranın, Allah isminden sonra, kitaplar ve peygamberler’den önce oluşu, meleklerin Allah ile peygamberler arasında elçilik-habercilik yaptıklarına, Allah’ın kitaplarını getirmede aracı olduklarına, yani vahiy getirme arasında elçilik-habercilik yaptıklarına, Allah’ın kitaplarını getirmede aracı olduklarına, yani vahiy getirme görevlerine işaret eder mahiyettedir. Melekler, Allah'ın insanlara bir lutfu ve keremi sayılan "peygamberlik görevlerine işaret eder mahiyettedir. Melekler, Allah'ın insanlara bir lutfu ve keremi sayılan "peygamberlik müessesesi"nin temeli olan Allah'ın ilâhî vahyini, görülmeyen gayb âleminden insanlara, onlar arasından seçilen müessesesi"nin temeli olan Allah'ın ilâhî vahyini, görülmeyen gayb âleminden insanlara, onlar arasından seçilen peygamberlere indiren Allah'ın ilâhî elçileridir.
peygamberlere indiren Allah'ın ilâhî elçileridir.
İman konusunda, Rasulullah'dan Hz. Ömer (r.a.)'in rivayet ettiği meşhur hadiste, peygamberimiz (s.a.s.), vahiy İman konusunda, Rasulullah'dan Hz. Ömer (r.a.)'in rivayet ettiği meşhur hadiste, peygamberimiz (s.a.s.), vahiy meleği Cibril (a.s.) ile konuşmuş, kendisine "İman nedir?" diye sorduğunda Rasulullah (s.a.s.) şöyle cevap meleği Cibril (a.s.) ile konuşmuş, kendisine "İman nedir?" diye sorduğunda Rasulullah (s.a.s.) şöyle cevap vermiştir:
vermiştir:
"İman; Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe, hayriyle şerriyle kadere inanmaktır." "İman; Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe, hayriyle şerriyle kadere inanmaktır." 55
Kur’an’da meleklerin varlığını kabul etmeyenler açık bir şekilde kâfir ve sapık olarak nitelendirilmiştir: Kur’an’da meleklerin varlığını kabul etmeyenler açık bir şekilde kâfir ve sapık olarak nitelendirilmiştir:
11Ahmed Muhammed Davud, Akidetu’t-Tevhid, Ravza Yayınları: 52.Ahmed Muhammed Davud, Akidetu’t-Tevhid, Ravza Yayınları: 52.
22Macdonald Melek mad. İA., Fazla bilgi için bk. İbni-Manzur Lisânül-Arap, 12/386-387; Râğıb el-Müfredât s. 49; M. Hamdi Yazır Hak Macdonald Melek mad. İA., Fazla bilgi için bk. İbni-Manzur Lisânül-Arap, 12/386-387; Râğıb el-Müfredât s. 49; M. Hamdi Yazır Hak
Dini Kur'an Dili,
Dini Kur'an Dili, 1/301-303; Ali Arslan Aydın, Şamil İ1/301-303; Ali Arslan Aydın, Şamil İ slam Ansiklopedisi: 4/126-127.slam Ansiklopedisi: 4/126-127.
33Ahmed Kalkan, Kur’an Kavrma Tefsiri.Ahmed Kalkan, Kur’an Kavrma Tefsiri.
44Lutfullah Cebeci, Kur’an’da Göre Melek Cin Şeytan, s. 25.Lutfullah Cebeci, Kur’an’da Göre Melek Cin Şeytan, s. 25.
“Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve âhiret gününü inkâr ederek kâfir olursa, hiç şüphesiz “Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve âhiret gününü inkâr ederek kâfir olursa, hiç şüphesiz ki uzak bir dalâletle sapıp gi
ki uzak bir dalâletle sapıp gitmiştir.”tmiştir.” (Nisâ: 4/136)(Nisâ: 4/136)
Vahye ve peygamberliğe, hatta âhirete ve gaybiyyât denilen âhiret hallerine, cennet ve cehenneme inanmak, Vahye ve peygamberliğe, hatta âhirete ve gaybiyyât denilen âhiret hallerine, cennet ve cehenneme inanmak, ancak meleklere iman etmekle mümkün olur. O halde peygamberlere ve onlara indirilen semavî kitaplara ancak meleklere iman etmekle mümkün olur. O halde peygamberlere ve onlara indirilen semavî kitaplara inanmadan önce, onlara peygamberliği getiren, vahyi ve kitapları indiren "meleklerin varlığı"na kesin olarak inanmadan önce, onlara peygamberliği getiren, vahyi ve kitapları indiren "meleklerin varlığı"na kesin olarak inanmak şarttır. Meleklere gerektiği şekilde iman etmeyen, diğer tüm iman esaslarını kabul etse bile mü’min inanmak şarttır. Meleklere gerektiği şekilde iman etmeyen, diğer tüm iman esaslarını kabul etse bile mü’min vasfını kaybeder. Zaten böyle bir kimse, melekler aracılığıyla gerçekleşen diğer iman esaslarına da ister istemez vasfını kaybeder. Zaten böyle bir kimse, melekler aracılığıyla gerçekleşen diğer iman esaslarına da ister istemez inanmamış olacaktır. Melekleri inkâr eden kimse, dolayısıyla vahyi, ilâhî kitapları, peygamberleri, ruhları ve inanmamış olacaktır. Melekleri inkâr eden kimse, dolayısıyla vahyi, ilâhî kitapları, peygamberleri, ruhları ve kıyameti inkâr etmiş olur.
kıyameti inkâr etmiş olur.
İman, ibadetten önce geldiğine ve gerçek anlamda iman etmeyen kimsenin ibadetleri de geçersiz olacağına göre, İman, ibadetten önce geldiğine ve gerçek anlamda iman etmeyen kimsenin ibadetleri de geçersiz olacağına göre, müslümanlar için meleklere iman, diğer tüm inanç esaslarıyla birlikte öncelikli bir öneme sahiptir.
müslümanlar için meleklere iman, diğer tüm inanç esaslarıyla birlikte öncelikli bir öneme sahiptir. Me
Melekleklerler, , gaygaybiybiyyât yât dendenileilen n görgörülmülmeyeeyen n âleâlemde mde mevmevcut cut nurnuranî anî latlatif if varvarlıkllıklar ar oldoldukluklarıarındandan; n; biz biz onlonlarıarı göremezsek de, var oldukları, dinî-naklî delillerle sabit olduğundan, insan aklı da onların varlığını inkâr edemez. göremezsek de, var oldukları, dinî-naklî delillerle sabit olduğundan, insan aklı da onların varlığını inkâr edemez. Gerçi akıl, meleklerin ne varlığını, ne de yokluğunu kesin delillerle isbat edemez. Fakat, akl-ı selim, gözle Gerçi akıl, meleklerin ne varlığını, ne de yokluğunu kesin delillerle isbat edemez. Fakat, akl-ı selim, gözle görülmeyen bu gibi latif varlıkların varlığının imkânsız olmadığına, aksine onların da, vücudu caiz olan görülmeyen bu gibi latif varlıkların varlığının imkânsız olmadığına, aksine onların da, vücudu caiz olan şeylerden olduğuna delalet eder. Çünkü, meleklerin varlığını inkâr edebilmek için, aklî, felsefî veya ilmî verilere şeylerden olduğuna delalet eder. Çünkü, meleklerin varlığını inkâr edebilmek için, aklî, felsefî veya ilmî verilere dayanan hiçbir delil ortaya konulamaz.
dayanan hiçbir delil ortaya konulamaz. Aksi halde; gözümüzle göremediğimiz ve bu gün ilmin mahiyet veAksi halde; gözümüzle göremediğimiz ve bu gün ilmin mahiyet ve hakikatini tesbit edemediği hayat cevherinin, insan ruhunun ve aklımızın da varlığını inkâr etmemiz gerekir. hakikatini tesbit edemediği hayat cevherinin, insan ruhunun ve aklımızın da varlığını inkâr etmemiz gerekir. Fakat göremiyoruz veya mahiyetini bilemiyoruz diye ne ruhu, ne aklı, ne hayat gerçeğini ve ne de görünmeyen, Fakat göremiyoruz veya mahiyetini bilemiyoruz diye ne ruhu, ne aklı, ne hayat gerçeğini ve ne de görünmeyen, fakat varlığı ilmen bilinen kuvvet ve enerji gibi gerçekleri inkâr edemeyiz. O halde, ruh ve akıl gibi maddî fakat varlığı ilmen bilinen kuvvet ve enerji gibi gerçekleri inkâr edemeyiz. O halde, ruh ve akıl gibi maddî olmayan ve maddeden mücerret soyut, manevî , gaybî varlıklara da inanmaya mecburuz. Bu gibi soyut varlıklar, olmayan ve maddeden mücerret soyut, manevî , gaybî varlıklara da inanmaya mecburuz. Bu gibi soyut varlıklar, gözlem ve tecrübeye dayanan müsbet ilmin sınırları dışında kalan fizik ötesi, gaybî, manevî yaratıklardır.
gözlem ve tecrübeye dayanan müsbet ilmin sınırları dışında kalan fizik ötesi, gaybî, manevî yaratıklardır.
Nitekim, özellikle Sokrat ve Eflatun gibi birçok eski filozoflar, fizik ötesi ruhanî varlıkların var olduğuna Nitekim, özellikle Sokrat ve Eflatun gibi birçok eski filozoflar, fizik ötesi ruhanî varlıkların var olduğuna
inanm
inanmak ak zorunzorunda da kalmışkalmışlardırlardır. . Bu Bu günkü müsbet günkü müsbet ilimleilimlerle rle uğraşuğraşan an meşhumeşhur r bilginbilginlerin büyük lerin büyük çoğunçoğunluğu, fizik luğu, fizik ötesi birtakım kuvvet ve varlıkların bu maddî-kevnî âlemde görülen bazı olayların meydana gelmesine sebep ötesi birtakım kuvvet ve varlıkların bu maddî-kevnî âlemde görülen bazı olayların meydana gelmesine sebep olduğ
olduğunu kabul unu kabul ve itiraf ve itiraf etmeketmektedirltedirler. Bütün er. Bütün bu gerçekler ve bu gerçekler ve ilmî veriler, melekleilmî veriler, meleklerin varlığının aklen caiz rin varlığının aklen caiz veve mümkün görüldüğüne kesin olarak delalet etmektedir. Özet olarak diyebiliriz ki, melekler de, aklımız ve mümkün görüldüğüne kesin olarak delalet etmektedir. Özet olarak diyebiliriz ki, melekler de, aklımız ve ruhumuz gibi vardır. Gerçi biz onları göremiyoruz ama, peygamberler görmüşler ve büyük bir melek olan ruhumuz gibi vardır. Gerçi biz onları göremiyoruz ama, peygamberler görmüşler ve büyük bir melek olan Cebrail (a.s.)'in elçiliği ile Allah Teâlâ'nın vahyine mazhar olmuşlardır. Onlar, vahiy meleği aracılığı ile Allah'ın Cebrail (a.s.)'in elçiliği ile Allah Teâlâ'nın vahyine mazhar olmuşlardır. Onlar, vahiy meleği aracılığı ile Allah'ın emi
emir r ve ve yasyasaklaklarıarını nı alıalıp p öğröğrenmenmişlişler er ve ve insinsanlanlığı ığı hidhidayeayete te ve ve saasaadetdete e yönyönelteltmişmişlerlerdirdir. . NitNitekiekim m KurKur'an'an-ı-ı Kerim’de, Peygamberimiz'e aynı şekilde indirilmiş ve bize meleklerin varlığını haber vermiştir. Onun içindir ki Kerim’de, Peygamberimiz'e aynı şekilde indirilmiş ve bize meleklerin varlığını haber vermiştir. Onun içindir ki bütün müslümanlar, Kur'an'ın haber verdiği ve aklın da varlığını inkâr edemediği meleklere iman ederler.
bütün müslümanlar, Kur'an'ın haber verdiği ve aklın da varlığını inkâr edemediği meleklere iman ederler. Kur'an'da geçen pek çok ayetlerde meleklerin çeşitli görevleri belirtilmiş, yaptıkları işlerin önemine ve
Kur'an'da geçen pek çok ayetlerde meleklerin çeşitli görevleri belirtilmiş, yaptıkları işlerin önemine ve özelliğineözelliğine göre aldıkları özel isimler beyan olunmuştur.
göre aldıkları özel isimler beyan olunmuştur. Yerlerde ve göklerde, Kürsî'de ve Arş Yerlerde ve göklerde, Kürsî'de ve Arş etrafında, Beytu'l Ma'mur veetrafında, Beytu'l Ma'mur ve Sidre-i Müntehâ'da, cennet ve cehennemde sayısız melekler vardır. Bütün melekleri çok çeşitli olan görevlerine Sidre-i Müntehâ'da, cennet ve cehennemde sayısız melekler vardır. Bütün melekleri çok çeşitli olan görevlerine ve yaptıkları işlerin mahiyetine göre tanzim edip bunları yöneten dört büyük melek, meleklerin başları ve ve yaptıkları işlerin mahiyetine göre tanzim edip bunları yöneten dört büyük melek, meleklerin başları ve âmirleridir. Başta Cebrail olmak üzere, Mikâil, Azrail ve İsrafil meleklerin en büyükleri ve peygamberleridir. âmirleridir. Başta Cebrail olmak üzere, Mikâil, Azrail ve İsrafil meleklerin en büyükleri ve peygamberleridir.66
Gayba ve Meleklere İman Gayba ve Meleklere İman
Meleklere iman gaybidir. Gayb: Hislerle veya akılla bilinmeyen, görülmeyen şeydir. Mü’min gayb âlemine Meleklere iman gaybidir. Gayb: Hislerle veya akılla bilinmeyen, görülmeyen şeydir. Mü’min gayb âlemine inanmakla yükümlüdür
inanmakla yükümlüdür ..77 Allah’ın ve Rasülünün bildirdikleri ister zahirî, isterse gaybî olsun mü’min onaAllah’ın ve Rasülünün bildirdikleri ister zahirî, isterse gaybî olsun mü’min ona
inanandır. Bazı kâfirlerin gayba iman e
inanandır. Bazı kâfirlerin gayba iman etmediklerini, “ben gözümle göremediğim varlıklara inatmediklerini, “ben gözümle göremediğim varlıklara inanmam; nmam; melek, cinmelek, cin gibi varlıklar uydurmadan ibarettir” dediklerini biliyoruz. Gaybe iman büyük bir imtihandır. Çünkü insanlar gibi varlıklar uydurmadan ibarettir” dediklerini biliyoruz. Gaybe iman büyük bir imtihandır. Çünkü insanlar gördükleri şeylere
gördükleri şeylere inanmak zorundadırlar; Bunlara karşinanmak zorundadırlar; Bunlara karşı gözlerini yumamazlar. Fakat Hzı gözlerini yumamazlar. Fakat Hz. Allah’ın imtihanı öyle. Allah’ın imtihanı öyle değildir. İnsanların görmediği ve göremediği şeyleri yaratması ve sonra da bunlara
değildir. İnsanların görmediği ve göremediği şeyleri yaratması ve sonra da bunlara ‘inanın’ ‘inanın’ demesi büyük bir demesi büyük bir imtihandır.
imtihandır. Mü’min, Mü’min, sadece sadece Allah’ın ve Allah’ın ve Rasülünün habeRasülünün haber vermesiyle r vermesiyle onlara inanır onlara inanır ve teslim ve teslim olur. Mü’minlereolur. Mü’minlere düşen
düşen ‘dinledik ve itaat ettik’ ‘dinledik ve itaat ettik’ demedemeleridileridir. r. ZatenZaten, , gözüygözüyle le göremgöremediğinediğinin in varlığvarlığını ını kabul kabul etmeyetmeyenlerenlere;e; akıllarını, duygularını, düşüncelerini, rüzgârı, elektrik akımını... göremedikleri halde varlıklarını nasıl kabul edip akıllarını, duygularını, düşüncelerini, rüzgârı, elektrik akımını... göremedikleri halde varlıklarını nasıl kabul edip kendileriyle çelişkiye düştükleri sorulabilir. Böylece görülecektir ki, onlar görmedikleri için inkâr etmiyorlar, kendileriyle çelişkiye düştükleri sorulabilir. Böylece görülecektir ki, onlar görmedikleri için inkâr etmiyorlar, görseler bile hakkı kabul etmeyecek sapıklar olduklarından şeytana ve nefislerine uyarak küfrü tercih ediyorlar. görseler bile hakkı kabul etmeyecek sapıklar olduklarından şeytana ve nefislerine uyarak küfrü tercih ediyorlar. Mü’minler gaybe inanmakla yükselme ve ilerleme yolundaki ilk adımlarını atmış olacaklardır. İnsanlar, hevâ ve Mü’minler gaybe inanmakla yükselme ve ilerleme yolundaki ilk adımlarını atmış olacaklardır. İnsanlar, hevâ ve hevesinden, hayvanlık mertebesinden ancak bu ilk adımla kurtulabilir ve gerçek insanlık mertebesine yükselirler. hevesinden, hayvanlık mertebesinden ancak bu ilk adımla kurtulabilir ve gerçek insanlık mertebesine yükselirler. Bir hayvana gaybı anlatamazsınız. O daha kıymetli de olsa göremediğini tercih etmez; önündeki otları herşeye Bir hayvana gaybı anlatamazsınız. O daha kıymetli de olsa göremediğini tercih etmez; önündeki otları herşeye tercih eder. Kâinat, mevcut olan, bilinen ve görünen varlıklardan ibaret değildir. Bu görünüp bilinen şeylerden tercih eder. Kâinat, mevcut olan, bilinen ve görünen varlıklardan ibaret değildir. Bu görünüp bilinen şeylerden daha başka varlıklar da mevcuttur; ki biz bunları görmeden sadece doğru haber üzerine verilen bilgiyle bilir ve daha başka varlıklar da mevcuttur; ki biz bunları görmeden sadece doğru haber üzerine verilen bilgiyle bilir ve kabul ederiz.
kabul ederiz.
66Ahmed Kalkan, Kur’an Kavram Tefsiri.Ahmed Kalkan, Kur’an Kavram Tefsiri. 77Bkz.Bakara: 2/3.Bkz.Bakara: 2/3.
İnsan aklının bilinmeyen âlemleri (evrenleri) idrak edememesi, onların mevcudiyetinin inkârını gerektirmez. Bu İnsan aklının bilinmeyen âlemleri (evrenleri) idrak edememesi, onların mevcudiyetinin inkârını gerektirmez. Bu konuda mü’mine düşen; işi, akıl kuvvetinin üstündeki diğer kudrete (doğru habere) bırakmasıdır. Mü’min, konuda mü’mine düşen; işi, akıl kuvvetinin üstündeki diğer kudrete (doğru habere) bırakmasıdır. Mü’min, öğrenmek istediklerini Alîm ve Habîr olan, görüneni ve görünmeyeni, gizli ve âşikârı bilen Allah’tan ve O’nun öğrenmek istediklerini Alîm ve Habîr olan, görüneni ve görünmeyeni, gizli ve âşikârı bilen Allah’tan ve O’nun Rasülünden öğrenmesi lazımdır. Fakat eskiden olduğu gibi, bugün de materyalist kafalılar Allah’ın ilmini Rasülünden öğrenmesi lazımdır. Fakat eskiden olduğu gibi, bugün de materyalist kafalılar Allah’ın ilmini önems
önemsemeyemeyerek, erek, insainsanoğlunnoğlunu u gerilgerilere, ere, hayvahayvanlık nlık mertemertebesinbesine e götürmgötürmek ek isteistemektemektedirlerdirler. . Mü’minMü’min, , sadesadecece meleklere değil, gaybi olan ne varsa hepsine Allah ve Rasülünün bildirdiği şekilde iman eder.
meleklere değil, gaybi olan ne varsa hepsine Allah ve Rasülünün bildirdiği şekilde iman eder.
““Onlar ki, gaybe inanırlar, namazı dosdoğru kılar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden de infak Onlar ki, gaybe inanırlar, namazı dosdoğru kılar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden de infak ederler.”
ederler.” (Bakara: 2/3)(Bakara: 2/3)88
Meleklerin Görülüp Görülmemesi Meleklerin Görülüp Görülmemesi
Meleklerin mahiyetiyle ilgili farklı görüşler, beraberinde onların görülüp görülemeyeceği tartışmasını getirmiştir. Meleklerin mahiyetiyle ilgili farklı görüşler, beraberinde onların görülüp görülemeyeceği tartışmasını getirmiştir. Kur'an-ı Kerim'de meleklerin önce Hz. İbrahim'e gelip onu bir erkek evlat ile müjdeledikleri, ardından Lût Kur'an-ı Kerim'de meleklerin önce Hz. İbrahim'e gelip onu bir erkek evlat ile müjdeledikleri, ardından Lût (a.s.)'a giderek adamları ile şehri terketmelerini söyledikleri
(a.s.)'a giderek adamları ile şehri terketmelerini söyledikleri99, Cebrail'in Hz. Meryem'e insan şeklinde görünerek , Cebrail'in Hz. Meryem'e insan şeklinde görünerek
ona tertemiz bir erkek çocuk bağışlaması için Allah'ın elçisi olduğunu söylediği
ona tertemiz bir erkek çocuk bağışlaması için Allah'ın elçisi olduğunu söylediği1010 ve Hz. Peygamber'in onuve Hz. Peygamber'in onu
apaçık ufukta ve sidretü'l-müntehânın yanında gördüğü
apaçık ufukta ve sidretü'l-müntehânın yanında gördüğü haber verilmektedir haber verilmektedir ..1111
Bununla birlikte Kur'an, Peygamber'e itiraz ederek bir melek görmek istediklerini, yahut peygamber / elçi olarak Bununla birlikte Kur'an, Peygamber'e itiraz ederek bir melek görmek istediklerini, yahut peygamber / elçi olarak melek gönderilmesinin gerektiğini söyleyenlere cevap olarak meleklerin görünür varlıklar olmadığını, eğer melek gönderilmesinin gerektiğini söyleyenlere cevap olarak meleklerin görünür varlıklar olmadığını, eğer dünyada insanlar değil de melekler yaşasaydı ancak o zaman
dünyada insanlar değil de melekler yaşasaydı ancak o zaman elçi olarak gönderilebileceğini, meleklerin fermân-ıelçi olarak gönderilebileceğini, meleklerin fermân-ı ilâhî ile indirildiği zaman onlara mühlet verilmeyeceğini ve meleklerin görüleceği gün günahkârlara hiçbir ilâhî ile indirildiği zaman onlara mühlet verilmeyeceğini ve meleklerin görüleceği gün günahkârlara hiçbir sevinç haberinin olmayacağını vurgular
sevinç haberinin olmayacağını vurgular ..1212İnsanlara, görmedikleri askerler gönderildiğinİnsanlara, görmedikleri askerler gönderildiğinii1313,, aynı türden varlıklar aynı türden varlıklar
olan cin ve şeytanların da insan gözüyle görülmediğini beyan eder olan cin ve şeytanların da insan gözüyle görülmediğini beyan eder ..1414
Ancak, yukarıda ismi geçen zatların meleklerle yaptıkları görüşmelerin keyfiyeti bilinmemektedir. Bu olaylar, Ancak, yukarıda ismi geçen zatların meleklerle yaptıkları görüşmelerin keyfiyeti bilinmemektedir. Bu olaylar, tar
tartıştışmaymayı ı melmelekleklerierin n görgörülüülüp p görgörülmülmemeemesinsinden den çıkçıkarıarıp, p, peypeygamgamber ber olmolmayaayan n kişkişileilerin rin onlonları arı görgörüpüp göremeyeceği noktasına getirmiştir. Zira peygamber, meleği görmekle kalmaz, sesini de işitir. Bu sebeple melek göremeyeceği noktasına getirmiştir. Zira peygamber, meleği görmekle kalmaz, sesini de işitir. Bu sebeple melek onun için elle tutulur, gözle görülür bir realitedir. Melek, gayr-i maddî bir varlık olduğu için peygamber onu onun için elle tutulur, gözle görülür bir realitedir. Melek, gayr-i maddî bir varlık olduğu için peygamber onu bazen insan şeklinde, bazen de başka şekillerde görür. Cebrail, ekseriya insan şeklinde görülmüştür. Fakat bazen insan şeklinde, bazen de başka şekillerde görür. Cebrail, ekseriya insan şeklinde görülmüştür. Fakat
Peygamber'in onu kendi şekliyle gördüğü de olmuştur.
Peygamber'in onu kendi şekliyle gördüğü de olmuştur.1515Ancak bunun nasıl gerçekleştiği belirtilmemiştir. BelkiAncak bunun nasıl gerçekleştiği belirtilmemiştir. Belki
de bu manevî gözle ve tasviri imkânsız bir şekilde olmuştur. Bir defasında da Peygamber, Cebrail'i altı yüz de bu manevî gözle ve tasviri imkânsız bir şekilde olmuştur. Bir defasında da Peygamber, Cebrail'i altı yüz kanadı ile birlikte görmüştür.
kanadı ile birlikte görmüştür. 1616 Bu da meleğin muazzam kudretine bir işarettir. Bir başka seferinde ise melek,Bu da meleğin muazzam kudretine bir işarettir. Bir başka seferinde ise melek,
bulutun içinde görülmüştür. bulutun içinde görülmüştür.1717
Bu rivayetlere temas eden bazı âlimler, Cebrail'i Hz. Peygamber dışındaki insanların göremedikleri yorumunu Bu rivayetlere temas eden bazı âlimler, Cebrail'i Hz. Peygamber dışındaki insanların göremedikleri yorumunu yap
yapmakmaktadtadırlırlar. ar. BizBizcece, , melmeleklekler er mahmahiyeiyet t itiitibarbariyliyle e bizbizim im görgörme me duyduyumuumuzun zun sınsınırlırları arı dışdışındında a bir bir yapyapıdaıda yar
yaratıatılmılmış ş varvarlıkllıklardardır. ır. ZatZaten en bu bu özeözellilliklekleri ri doldolayıayısıysıyladladır ır ki ki onlonlara ara imaiman, n, bir bir âmeâmentü ntü esaesası sı olmolmuştuştur.ur. Duyularımızın gayb âlemine ait varlıkları müşâhedesi bir kenara, madde âlemine ait birçok varlığı görme eşiği Duyularımızın gayb âlemine ait varlıkları müşâhedesi bir kenara, madde âlemine ait birçok varlığı görme eşiği dışında olması dolayısıyla müşâhede edemediğini bildiğimize göre, "görememe" gibi bir savunma ile onları dışında olması dolayısıyla müşâhede edemediğini bildiğimize göre, "görememe" gibi bir savunma ile onları inkâra kalkışmak tutarlı ve ilmî değildir. Aksi takdirde görülemeyen şeylerin hepsini inkâr etmek gerekir ki bu inkâra kalkışmak tutarlı ve ilmî değildir. Aksi takdirde görülemeyen şeylerin hepsini inkâr etmek gerekir ki bu müşâhede ettiğimiz fizik âlemin kat kat fazlasını inkâr demektir.
müşâhede ettiğimiz fizik âlemin kat kat fazlasını inkâr demektir.
Gaybî konularda akidenin kaynağı Kur'an ve mütevâtir sünnet olup melek inancı da Kur'an'ın kesin bildirimleri Gaybî konularda akidenin kaynağı Kur'an ve mütevâtir sünnet olup melek inancı da Kur'an'ın kesin bildirimleri ile sabit bir konudur. Temel itibariyle melekler, insanoğlunun beşerî idrak vasıtalarıyla tanınamayacak yapıda ile sabit bir konudur. Temel itibariyle melekler, insanoğlunun beşerî idrak vasıtalarıyla tanınamayacak yapıda varlıklardır. Bu nedenle onların yaratılış biçimleri, cevherleri, görünme şekilleri gibi
varlıklardır. Bu nedenle onların yaratılış biçimleri, cevherleri, görünme şekilleri gibi konulara dalmamak gerekir.konulara dalmamak gerekir. Böyle teferruatlardan sorumlu olmadığımız gibi sâdık haber dışında geliştirilecek bütün yorumların herhangi bir Böyle teferruatlardan sorumlu olmadığımız gibi sâdık haber dışında geliştirilecek bütün yorumların herhangi bir yararı ve dinî değeri de yoktur.
yararı ve dinî değeri de yoktur.1818
Meleklere İman, Her Müslümana Farzdır: Meleklere İman, Her Müslümana Farzdır: Mele
Meleklerin mana ve klerin mana ve hakikahakikatı, cinsleri, sıfat tı, cinsleri, sıfat ve ve özelözelliklerlikleri i hakkıhakkında Ehli nda Ehli SünneSünnet t alimlalimlerinin Kur'ânerinin Kur'ân-ı -ı Kerim veKerim ve Peygamberimiz (s.a.s)'in sahih hadislerine dayanan (ve yukarda açıklanan) ortak görüşleri, her müslümanın Peygamberimiz (s.a.s)'in sahih hadislerine dayanan (ve yukarda açıklanan) ortak görüşleri, her müslümanın
88Ahmed Kalkan, Kur’an Kavrma Tefsiri.Ahmed Kalkan, Kur’an Kavrma Tefsiri. 99Hicr: 15/59-69; Hûd: Hicr: 15/59-69; Hûd: 11/77-82.11/77-82.
10
10Meryem: 19/17-21.Meryem: 19/17-21.
11
11Tekvir: 81/23; Necm: Tekvir: 81/23; Necm: 53/13-17.53/13-17.
12
12İsrâ: 17/92-95; Hicr: 15/8; Furkan: İsrâ: 17/92-95; Hicr: 15/8; Furkan: 25/21-22; En'âm: 6/8.25/21-22; En'âm: 6/8. 13
13Tevbe: 9/26; Ahzâb: 33/9.Tevbe: 9/26; Ahzâb: 33/9. 14
14A'râf: 7/27.A'râf: 7/27. 15
15Buhâri, Bed'ü'l-halk: 7.Buhâri, Bed'ü'l-halk: 7. 16
16Buhâri, Bed'ü'l-halk: 7.Buhâri, Bed'ü'l-halk: 7. 17
17Buhâri, Bed'ü'l-halk: 6.Buhâri, Bed'ü'l-halk: 6. 18
inanm
inanması gereken ası gereken melek anlayışımelek anlayışını nı ortayortaya a koymakoymaktadırktadır. . VasıfVasıfları ve ları ve görevgörevleri leri Kur'âKur'ân-ı n-ı KerimKerim'in 'in pek pek çok çok âyetlerinde tafsilî olarak anlatılan meleklere iman etmek, İslâm'da iman esaslarından biridir. Bu inanç, İslâm âyetlerinde tafsilî olarak anlatılan meleklere iman etmek, İslâm'da iman esaslarından biridir. Bu inanç, İslâm dininin inanç sistemi arasında çok önemli bir yer işgal eder. Çünkü melekler; Rab Teâla'nın insanlara bir lütfu ve dininin inanç sistemi arasında çok önemli bir yer işgal eder. Çünkü melekler; Rab Teâla'nın insanlara bir lütfu ve keremi sayılan "peygamberlik müessesesi"nin temeli olan Allah'ın "ilâhî vahyini", görülmeyen gayb âleminden, keremi sayılan "peygamberlik müessesesi"nin temeli olan Allah'ın "ilâhî vahyini", görülmeyen gayb âleminden, insanlara, onlar arasından seçilen peygamberlere indiren "Allah'ın ilâhî elçileri"dir. Melekler, yaratılan bu insanlara, onlar arasından seçilen peygamberlere indiren "Allah'ın ilâhî elçileri"dir. Melekler, yaratılan bu âlemin, göklerde ve yeryüzünde nizam ve intizamını sağlayan Allah'ın ruhanî yaratıkları, insanları koruyan, âlemin, göklerde ve yeryüzünde nizam ve intizamını sağlayan Allah'ın ruhanî yaratıkları, insanları koruyan, onlara hayrı ve iyiliği ilham eden, yaptıkları işleri yazan şerefli kâtipler, nuranî yüce varlıklardır.
onlara hayrı ve iyiliği ilham eden, yaptıkları işleri yazan şerefli kâtipler, nuranî yüce varlıklardır.
Bu esasa göre, vahye ve peygamberliğe, hatta ahirete ve gaybiyyât denilen "ahiret ahvali"ne, Cennet ve Bu esasa göre, vahye ve peygamberliğe, hatta ahirete ve gaybiyyât denilen "ahiret ahvali"ne, Cennet ve Cehenneme inanmak ancak meleklere iman etmekle mümkün olur. O halde peygamberlere ve onlara indirilen Cehenneme inanmak ancak meleklere iman etmekle mümkün olur. O halde peygamberlere ve onlara indirilen semavî kitaplara inanmadan önce, onlara peygamberliği getiren, vahyi ve kitapları indiren "meleklerin varlığına" semavî kitaplara inanmadan önce, onlara peygamberliği getiren, vahyi ve kitapları indiren "meleklerin varlığına" kesin olarak inanmak lâzımdır. Bu bakımdan, "meleklere iman", "peygamberlere iman" demektir. Melekleri kesin olarak inanmak lâzımdır. Bu bakımdan, "meleklere iman", "peygamberlere iman" demektir. Melekleri inkâr ise, peygamberliği de inkâr sayılır. İşte bu sebepledir ki, meleklere iman; "iman esasları" arasında "Allah inkâr ise, peygamberliği de inkâr sayılır. İşte bu sebepledir ki, meleklere iman; "iman esasları" arasında "Allah (c.c)'a iman"dan sonra yer almıştır. Nitekim Kur'ân-ı Kerim'de; Allah'a imandan sonra meleklerine, daha sonra (c.c)'a iman"dan sonra yer almıştır. Nitekim Kur'ân-ı Kerim'de; Allah'a imandan sonra meleklerine, daha sonra kitaplarına ve peygamberlerine iman etmek emredilmiştir: Bakara sûresinde,
kitaplarına ve peygamberlerine iman etmek emredilmiştir: Bakara sûresinde, “Peygamber, Rabbinden kendisine“Peygamber, Rabbinden kendisine in
indidiririlelene ne (K(Kurur'a'an'n'a) a) ininanandıdı, , mümü'm'mininleler r de de ininanandıdılalar. r. HeHer r bibiri ri AlAllalah'h'a, a, memeleleklklererinine, e, kikitataplplararınına a veve peygamberlerine inandı..."
peygamberlerine inandı..." (2/285) buyurulur.(2/285) buyurulur.
Esasen diğer iman esaslarına (ahirete, kaza ve kadere) iman etmek de, herşeyden önce Allah Teâlâ'ya, sonra Esasen diğer iman esaslarına (ahirete, kaza ve kadere) iman etmek de, herşeyden önce Allah Teâlâ'ya, sonra O'nun meleklerine inanmakla mümkün olur. Bu bakımdan meleklere iman, Kur'an’da, Allah'a imandan hemen O'nun meleklerine inanmakla mümkün olur. Bu bakımdan meleklere iman, Kur'an’da, Allah'a imandan hemen son
sonra ra zikzikrolrolunmunmuştuştur. ur. Bu Bu konkonuda uda RasRasuluulullallah h (s.(s.a.sa.s)'d)'den en Hz, Hz, ÖmeÖmer r (r.(r.a)'a)'ın ın rivrivayeayet t ettettiği iği meşmeşhur hur hadhadististe,e, pe
peygaygambemberimirimiz z (s.(s.a.sa.s), ), vahvahiy iy melmeleği eği CibCibril ril (a.(a.s) s) ile ile konkonuşmuşmuş, uş, kenkendisdisine ine "im"iman an nednedir" ir" diydiye e sorsorduğduğundundaa Rasulullah (s.a.s), şöyle cevap vermiştir:
Rasulullah (s.a.s), şöyle cevap vermiştir:
"İman; Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, hayriyle şerriyle kadere inanmaktır." "İman; Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, hayriyle şerriyle kadere inanmaktır." 1919
Bu ve
Bu ve benzebenzeri ri kesin nasskesin nasslarla sabit olan larla sabit olan melekmeleklerin varlığınlerin varlığını inkâr ı inkâr eden; Kur'aneden; Kur'an, , SünneSünnet t ve İcma-ı Ümmet ve İcma-ı Ümmet ile,ile, kâfir olur. Çünkü Hak Teâlâ,
kâfir olur. Çünkü Hak Teâlâ, “Kim “Kim Allah’Allah’ı, ı, melekmeleklerinlerini, i, kitapkitaplarınılarını, , peygpeygamberamberlerini ve lerini ve ahireahiret t gününü inkâr gününü inkâr ederse; o uzak bir sapıklığa düşmüştür."
ederse; o uzak bir sapıklığa düşmüştür." (en-Nisa: 4/136) buyurmuştur. Dolayısıyla, melekleri inkâr etmek, hem(en-Nisa: 4/136) buyurmuştur. Dolayısıyla, melekleri inkâr etmek, hem Kur'an'ı, hem de peygamberliği inkâr sayılır.
Kur'an'ı, hem de peygamberliği inkâr sayılır.
O halde gerçek şudur ki; meleklerin varlığı naklen sabit, aklen caizdir. Çünkü, bütün peygamberler meleklerin O halde gerçek şudur ki; meleklerin varlığı naklen sabit, aklen caizdir. Çünkü, bütün peygamberler meleklerin var oldukların
var olduklarını ı bildirmbildirmişler. Hz. işler. Hz. PeygaPeygamber (s.a.s)'dmber (s.a.s)'de e onlaronları ı bizzbizzat at görmügörmüş ş ve ve var var oldukolduklarınlarını ı haber vermiştihaber vermiştir.r. Kur'ân-ı Kerim’de meleklerden, onların vasıflarından yaptıkları çeşitli vazifelerden, Allah katındaki yüksek Kur'ân-ı Kerim’de meleklerden, onların vasıflarından yaptıkları çeşitli vazifelerden, Allah katındaki yüksek derecelerinden söz eden pekçok âyet vardır. Allah kelâmı olan Kur'an'ın her verdiği haber haktır ve gerçeğin derecelerinden söz eden pekçok âyet vardır. Allah kelâmı olan Kur'an'ın her verdiği haber haktır ve gerçeğin kes
kesin in ifaifadesdesidiidir. r. PeyPeygamgamberberler ler iseise, , masmasumdumdurlurlar. ar. İsmİsmet, et, sıdsıdk, k, tebtebliğ liğ ve ve emaemanet net sıfsıfatlatları arı ile ile mutmuttastasıf ıf olduklarından, asla yalan söylemezler. O halde müslümanlar, Kur'ân ayetleri ve sahih hadislerle kesin olarak olduklarından, asla yalan söylemezler. O halde müslümanlar, Kur'ân ayetleri ve sahih hadislerle kesin olarak sâbit olan, bütün geçmiş peygamberlerin ve semavî dinlerin varlıklarında ittifak ettikleri meleklere iman etmekle sâbit olan, bütün geçmiş peygamberlerin ve semavî dinlerin varlıklarında ittifak ettikleri meleklere iman etmekle mükelleftirler. Bu sebeble, şer'an (Kitap ve Sünnet ile) sabit olan melekleri inkâr etmek, küfrü gerektirir. İnkâr mükelleftirler. Bu sebeble, şer'an (Kitap ve Sünnet ile) sabit olan melekleri inkâr etmek, küfrü gerektirir. İnkâr edeni iman ve İslâm dairesinden çıkarır. Bu konuda varid olan muhkem ayetleri ve şer'î delilleri te'vile edeni iman ve İslâm dairesinden çıkarır. Bu konuda varid olan muhkem ayetleri ve şer'î delilleri te'vile kalkışmak asla caiz değildir.
kalkışmak asla caiz değildir. Mele
Melekler, "gaybiyyâkler, "gaybiyyât" t" denildenilen en görülgörülmeyen âlemde meyen âlemde mevcumevcut t nurannuranî î lâtif varlıklar olduklarınlâtif varlıklar olduklarından; dan; biz biz onlarıonları göremezsek de, var oldukları, dinî naklî delillerle sabit olduğundan, insan aklı da onların varlığını inkâr edemez. göremezsek de, var oldukları, dinî naklî delillerle sabit olduğundan, insan aklı da onların varlığını inkâr edemez. Gerçi akıl, melâikenin ne varlığını, ne de yokluğunu kesin delillerle isbat edemez. Fakat, aklı selîm, gözle Gerçi akıl, melâikenin ne varlığını, ne de yokluğunu kesin delillerle isbat edemez. Fakat, aklı selîm, gözle görülmeyen bu gibi lâtif varlıkların varlığının imkansız olmadığına, aksine onların da, "vücudu caiz" olan görülmeyen bu gibi lâtif varlıkların varlığının imkansız olmadığına, aksine onların da, "vücudu caiz" olan şeylerden olduğuna delâlet eder. Çünkü; meleklerin varlığını inkâr edebilmek için, aklî, felsefî veya ilmî verilere şeylerden olduğuna delâlet eder. Çünkü; meleklerin varlığını inkâr edebilmek için, aklî, felsefî veya ilmî verilere dayanan hiç bir delil ortaya konulamaz. Aksi halde; gözümüzle göremediğimiz ve bu gün ilmin ve felsefenin dayanan hiç bir delil ortaya konulamaz. Aksi halde; gözümüzle göremediğimiz ve bu gün ilmin ve felsefenin mahiyet ve hakikatini tesbit edemediği "hayat cevheri"nin, "insan ruhu"nun ve aklımızın da varlığını inkâr mahiyet ve hakikatini tesbit edemediği "hayat cevheri"nin, "insan ruhu"nun ve aklımızın da varlığını inkâr etmemiz gerekir. Fakat göremiyoruz veya mahiyetini bilemiyoruz diye; ne ruhu, ne aklı, ne hayat gerçeğini ve ne etmemiz gerekir. Fakat göremiyoruz veya mahiyetini bilemiyoruz diye; ne ruhu, ne aklı, ne hayat gerçeğini ve ne de görünmeyen, fakat varlığı ilmen bilinen kuvvet ve enerji gibi gerçekleri inkâr edemeyiz. O halde, ruh ve akıl de görünmeyen, fakat varlığı ilmen bilinen kuvvet ve enerji gibi gerçekleri inkâr edemeyiz. O halde, ruh ve akıl gibi maddî olmayan ve "mücerredât" denilen maddeden soyutlanmış manevî, gaybî varlıklara da inanmaya gibi maddî olmayan ve "mücerredât" denilen maddeden soyutlanmış manevî, gaybî varlıklara da inanmaya mecburuz. Bu gibi soyut varlıklar, müşahede (gözlem)
mecburuz. Bu gibi soyut varlıklar, müşahede (gözlem) ve tecrübeye dayanan müsbet ilmin sınırları dışında ve tecrübeye dayanan müsbet ilmin sınırları dışında kalankalan fizik ötesi, gaybî, manevî yaratıklardır. Nitekim, özellikle Sokrat ve Eflatun gibi İlâhîyat Felsefesiyle uğraşan ve fizik ötesi, gaybî, manevî yaratıklardır. Nitekim, özellikle Sokrat ve Eflatun gibi İlâhîyat Felsefesiyle uğraşan ve bir çok eski filozoflar, fizik ötesi ruhanî varlıkların var olduğuna inanmak zorunda kalmışlar ve onlara "misaller bir çok eski filozoflar, fizik ötesi ruhanî varlıkların var olduğuna inanmak zorunda kalmışlar ve onlara "misaller âlemi", "ervâhı ulviyye" ve "nüfûz-ı mücerrede" gibi felsefî isimler vermişlerdir. Bu günkü müsbet ilimlerle âlemi", "ervâhı ulviyye" ve "nüfûz-ı mücerrede" gibi felsefî isimler vermişlerdir. Bu günkü müsbet ilimlerle uğraşan meşhur bilginlerin büyük çoğunluğu, fizik ötesi bir takım kuvvet ve varlıkların bu maddî-kevnî âlemde uğraşan meşhur bilginlerin büyük çoğunluğu, fizik ötesi bir takım kuvvet ve varlıkların bu maddî-kevnî âlemde görülen bazı olayların meydana gelmesine sebeb olduğunu kabul ve itiraf etmektedirler. Bütün bu gerçekler ve görülen bazı olayların meydana gelmesine sebeb olduğunu kabul ve itiraf etmektedirler. Bütün bu gerçekler ve ilmî veriler, meleklerin varlığının aklen caiz ve mümkün görüldüğüne kesin olarak delâlet etmektedir. Özet ilmî veriler, meleklerin varlığının aklen caiz ve mümkün görüldüğüne kesin olarak delâlet etmektedir. Özet olarak diyebiliriz ki, melekler de, aklımız ve ruhumuz gibi vardır.
olarak diyebiliriz ki, melekler de, aklımız ve ruhumuz gibi vardır.
Gerçi biz onları göremiyoruz ama, peygamberler görmüşler ve büyük bir melek olan Cebrail (a.s) elçiliği ile Gerçi biz onları göremiyoruz ama, peygamberler görmüşler ve büyük bir melek olan Cebrail (a.s) elçiliği ile Allahu Teâlâ'nın vahyine mazhar olmuşlardır. Onlar, vahiy meleği aracılığı ile Allah'ın emir ve yasaklarını alıp, Allahu Teâlâ'nın vahyine mazhar olmuşlardır. Onlar, vahiy meleği aracılığı ile Allah'ın emir ve yasaklarını alıp, öğrenmişler ve insanlığı hidayete ve
öğrenmişler ve insanlığı hidayete ve saadete yöneltmişlerdir. Nitekim Kur'ân-ı Kerimde, Psaadete yöneltmişlerdir. Nitekim Kur'ân-ı Kerimde, Peygamberimiz (s.a.s)'eeygamberimiz (s.a.s)'e aynı şekilde indirilmiş ve bize meleklerin varlığını haber vermiştir. Onun içindir ki bütün müslümanlar, Kur'ân-ı aynı şekilde indirilmiş ve bize meleklerin varlığını haber vermiştir. Onun içindir ki bütün müslümanlar, Kur'ân-ı
19
Kerim'in ve Peygamber (s.a.s) Efendimizin haber verdiği ve aklın
Kerim'in ve Peygamber (s.a.s) Efendimizin haber verdiği ve aklın da varlığını inkâr etmediği meleklere inanırlar.da varlığını inkâr etmediği meleklere inanırlar. Çünkü melekleri inkâr, mukaddes kitapları ve peygamberleri de inkâr etmeyi gerektirir.
Çünkü melekleri inkâr, mukaddes kitapları ve peygamberleri de inkâr etmeyi gerektirir.2020
Mele
Melekler kler mahlumahlukatın bir katın bir çeşiçeşididir. Allah didir. Allah onlaronları ı göklergöklere e yerleyerleştirmiştirmiş, ş, mahlukmahlukatıyla ilgili atıyla ilgili görevgörevleri leri onlaonlarara yüklemiştir. Onlar Allah’a isyan etmez ve emrolunanlarını hemen yaparlar. Gece gündüz Allah’ı tenzih ederler yüklemiştir. Onlar Allah’a isyan etmez ve emrolunanlarını hemen yaparlar. Gece gündüz Allah’ı tenzih ederler ve kesinlikle Allah’
ve kesinlikle Allah’a a isyan etmezlisyan etmezler. Bu er. Bu sebesebeple bizim ple bizim onlar hakkında Kitap ve onlar hakkında Kitap ve SünnetSünnette varid te varid olan haberleolan haberlerere inanıp bunun dışındaki bilgilerden kaçınmamız gerekir. Bu konular bizim bilebileceğimiz konular değil. Bunları inanıp bunun dışındaki bilgilerden kaçınmamız gerekir. Bu konular bizim bilebileceğimiz konular değil. Bunları Allah ve Rasulünün bildirmesiyle biliriz
Allah ve Rasulünün bildirmesiyle biliriz..2121
Meleklere iman da imanın rükünlerinden biridir. Bu Kitap ve Sünnetin kesin delilleriyle sabittir. Meleklere iman da imanın rükünlerinden biridir. Bu Kitap ve Sünnetin kesin delilleriyle sabittir. Kitaptan delili:
Kitaptan delili:
"Gönderilen peygamber, Rabbi tarafından kendisine gönderilene iman etti, mü’minler de iman ettiler. Onlardan "Gönderilen peygamber, Rabbi tarafından kendisine gönderilene iman etti, mü’minler de iman ettiler. Onlardan her biri Allah’a, O’nun meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman
her biri Allah’a, O’nun meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman ettiler." ettiler." (Bakara: 2/285)(Bakara: 2/285) Sünnetten Delili: Cibril’in "İman nedir?" diye sorduğu meşhur hadiste meleklere iman da belirtilmiştir. Sünnetten Delili: Cibril’in "İman nedir?" diye sorduğu meşhur hadiste meleklere iman da belirtilmiştir.2222
Meleklerin varlığına, günahlarından uzak, şerefli, daima Allah’a itaat eden, hiç isyan etmeyen kullar olduklarına Meleklerin varlığına, günahlarından uzak, şerefli, daima Allah’a itaat eden, hiç isyan etmeyen kullar olduklarına inanmak, imanın altı esasından biridir. Peygamberimiz, kendisine bir insan şeklinde gelerek, "İman nedir ya inanmak, imanın altı esasından biridir. Peygamberimiz, kendisine bir insan şeklinde gelerek, "İman nedir ya Rasulallah?" diyen Cebrail aleyhisselama,
Rasulallah?" diyen Cebrail aleyhisselama, "İman"İman: : Allah’Allah’a, a, melemelekleriklerine, ne, kitapkitaplarınlarına, a, peygapeygambermberlerinlerine, e, ahireahiret t gününe, kadere, hayır ve şerrin onun yaratmasıyla olduğuna
gününe, kadere, hayır ve şerrin onun yaratmasıyla olduğuna inanmadır.." inanmadır.." buyurmuştur.buyurmuştur.
Kur’an-ı Kerim’de melekler hakkında, doksan kadar ayet mevcuttur. Biz bunlardan ikisinin mealini alıyoruz: Kur’an-ı Kerim’de melekler hakkında, doksan kadar ayet mevcuttur. Biz bunlardan ikisinin mealini alıyoruz: "Mü’minlerden her biri, Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine inandı.."
"Mü’minlerden her biri, Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine inandı.." (Bakara: 2/285)(Bakara: 2/285)
"Kim Allah’a, meleklerine, peygamberlerine, Cebrail’e, Mikail’e düşman olursa... Şüphesiz Allah da o gibi "Kim Allah’a, meleklerine, peygamberlerine, Cebrail’e, Mikail’e düşman olursa... Şüphesiz Allah da o gibi kâfirlerin düşmanıdır."
kâfirlerin düşmanıdır." (Bakara: 2/98)(Bakara: 2/98)
Meali verilen bu iki ayet ve evvelki hadisten anlaşılmıştır ki: Meali verilen bu iki ayet ve evvelki hadisten anlaşılmıştır ki: a)
a)Meleklere inanmak, imanın altı esasından birini Meleklere inanmak, imanın altı esasından birini teşkil eder.teşkil eder. b)
b)Meleklere inanmamak veya onlara düşman olmak, imansız olmayı, kâfir olmayı gerektirir.Meleklere inanmamak veya onlara düşman olmak, imansız olmayı, kâfir olmayı gerektirir.
Meleklere inanmamak, bir bakıma vahyi, peygamberi ve peygamberin getirdiği kitabı ve tebliğ ettiği dini inkâr Meleklere inanmamak, bir bakıma vahyi, peygamberi ve peygamberin getirdiği kitabı ve tebliğ ettiği dini inkâr etmek demektir. Çünkü bütün peygamberlere peygamber oldukları ve tebliğ edecekleri dini hükümler vahiy etmek demektir. Çünkü bütün peygamberlere peygamber oldukları ve tebliğ edecekleri dini hükümler vahiy yoluyla ve melek vasıtasıyla ulaştırılmıştır
yoluyla ve melek vasıtasıyla ulaştırılmıştır ..2323
Meleklerin Mahiyeti, Hususiyeti, Yaratılışı ve Özellikleri: Meleklerin Mahiyeti, Hususiyeti, Yaratılışı ve Özellikleri:
Melek; erkeklik ve dişilik özelliği olmayan, yemeyen, içmeyen, evlenmeyen, doğmayan, doğurmayan, normal Melek; erkeklik ve dişilik özelliği olmayan, yemeyen, içmeyen, evlenmeyen, doğmayan, doğurmayan, normal gözle görülmeyen, Allah'ın emirlerine itaat eden
gözle görülmeyen, Allah'ın emirlerine itaat eden yaratıklardır.yaratıklardır.
Meleklerin hakikatı, cinsleri, sıfat ve özellikleri hakkında bazı farklı görüşler varsa da; Ehl-i Sünnet âlimlerinin Meleklerin hakikatı, cinsleri, sıfat ve özellikleri hakkında bazı farklı görüşler varsa da; Ehl-i Sünnet âlimlerinin Kitap ve Sünnete dayanan ortak görüşleri icmalî olarak şöyledir: Melekler; Allah Teâlâ'ya ibadet ve taatle Kitap ve Sünnete dayanan ortak görüşleri icmalî olarak şöyledir: Melekler; Allah Teâlâ'ya ibadet ve taatle meşgul olan ruhanî, nuranî, lâtif varlıklardır. Allah'ın kendilerine verdiği her emri derhal ve aynen yerine meşgul olan ruhanî, nuranî, lâtif varlıklardır. Allah'ın kendilerine verdiği her emri derhal ve aynen yerine getirirler ve asla itaatsizlik etmezler.
getirirler ve asla itaatsizlik etmezler.2424 Melekler, "emanet" sıfatıyla muttasıfdırlar. Kur'ân-ı Kerim'in birçok Melekler, "emanet" sıfatıyla muttasıfdırlar. Kur'ân-ı Kerim'in birçok
ayetlerinde meleklerin, kâinattaki bütün varlıklar gibi bağımsız olarak yaratılan, fakat insanlara ve diğer canlı ve ayetlerinde meleklerin, kâinattaki bütün varlıklar gibi bağımsız olarak yaratılan, fakat insanlara ve diğer canlı ve mad
maddî dî yaryaratıatıklaklara ra mahmahsus sus olaolan n yemyeme, e, içmiçme, e, uyuuyuma ma ve ve evlevlenmenme e gibgibi i sıfsıfatlatlardardan; an; erkerkekleklik ik ve ve dişdişiliilik k gibgibii cinsiyetten ve her çeşit günah işlemekten uzak, daima Allah'ı tenzih ve tesbih eden nuranî lâtif varlıklar olduğu cinsiyetten ve her çeşit günah işlemekten uzak, daima Allah'ı tenzih ve tesbih eden nuranî lâtif varlıklar olduğu bildirilmiştir.
bildirilmiştir.2525 Bu özellikleri sebebiyle, Cenab-ı Hak tarafından kendilerine verilen her türlü işleri yapmaya, enBu özellikleri sebebiyle, Cenab-ı Hak tarafından kendilerine verilen her türlü işleri yapmaya, en
kısa zamanda en uzak yerlere süratle gitmeye, diledikleri şekil ve surette görülmeye muktedir olan, Hak kısa zamanda en uzak yerlere süratle gitmeye, diledikleri şekil ve surette görülmeye muktedir olan, Hak Teâla'nın mükerrem kulları, şerefli ve kutsal yaratıklarıdır.
Teâla'nın mükerrem kulları, şerefli ve kutsal yaratıklarıdır.
Melekler duyu organlarıyla anlaşılmayan latif bir gayb alemidirler. Onlar insanlar gibi değildirler. Melekler duyu organlarıyla anlaşılmayan latif bir gayb alemidirler. Onlar insanlar gibi değildirler. Allah Teala melekleri Adem’den (a.s.) önce yaratmıştır.
Allah Teala melekleri Adem’den (a.s.) önce yaratmıştır.
“Hatırla ki Rabbin meleklere: Ben yeryüzünde bir melek yaratacağım, dedi. Onlar: Bizler hamdinle sana tesbih “Hatırla ki Rabbin meleklere: Ben yeryüzünde bir melek yaratacağım, dedi. Onlar: Bizler hamdinle sana tesbih ve seni takdis edip dururken, yeryüzünde fesad çıkaracak, orada kan dökecek birini mi yaratacaksın? dediler. ve seni takdis edip dururken, yeryüzünde fesad çıkaracak, orada kan dökecek birini mi yaratacaksın? dediler. Allah onlara: Sizin bilmeyeceğinizi ben bilirim, dedi."
Allah onlara: Sizin bilmeyeceğinizi ben bilirim, dedi." (Bakara: 2/30)(Bakara: 2/30)
Bir çok ayetlerden ve onları açıklayıp manaca destekleyen pek çok sahih hadislerden, her müslümanın melekler Bir çok ayetlerden ve onları açıklayıp manaca destekleyen pek çok sahih hadislerden, her müslümanın melekler hakkında, aşağıda sıralanan özelliklerine inanması gerekmektedir:
hakkında, aşağıda sıralanan özelliklerine inanması gerekmektedir: 1)
1) MelMeleklekler, er, AllAllahu ahu TeâTeâlâ'lâ'nın nın yaryarattattığı ığı kulkullarlarıdırıdır. . ÖylÖyle e ise ise onlonlar, ar, Hak Hak TeâTeâlâ'lâ'nın nın haşhaşa a kızkızlarları, ı, çocçocukluklarıarı olmadıkları gibi, asla düşmanları da değildir (Putperest Arap müşriklerin ve eski din mensuplarının melekler olmadıkları gibi, asla düşmanları da değildir (Putperest Arap müşriklerin ve eski din mensuplarının melekler hakkındaki sapık inançları hayalî olup batıldır).
hakkındaki sapık inançları hayalî olup batıldır).
"Belki onlar, Allah'ın şerefli kullarıdır. Onlar Allah'ın sözünden önce söz söylemezler ve O'nun emrettiklerini "Belki onlar, Allah'ın şerefli kullarıdır. Onlar Allah'ın sözünden önce söz söylemezler ve O'nun emrettiklerini (hemen) yaparlar."
(hemen) yaparlar." (el-Enbiya: 21/26-27)(el-Enbiya: 21/26-27)
20
20Ali Arslan Aydın, Şamil Ali Arslan Aydın, Şamil İslam Ansiklopedisi: 4/127-129.İslam Ansiklopedisi: 4/127-129. 21
21Fethu’l-Bari: 4/32; Fethu’l-Bari: 4/32; Şerhu’l-Akidetu’t-TŞerhu’l-Akidetu’t-Tahaviyye: 15.ahaviyye: 15. 22
22Ahmed Muhammed Davud, Akidetu’t-Tevhid, Ravza Yayınları: 52-53.Ahmed Muhammed Davud, Akidetu’t-Tevhid, Ravza Yayınları: 52-53. 23
23A. Lütfi Kazancı, İslam Akaidi, Marifet Yayınları: 91-92.A. Lütfi Kazancı, İslam Akaidi, Marifet Yayınları: 91-92. 24
24Nahl: 16/50; Enbiyâ: 21/27; Tahrim: 66/6.Nahl: 16/50; Enbiyâ: 21/27; Tahrim: 66/6. 25