• Tidak ada hasil yang ditemukan

Omer Lutfi Barkan - XV ve XVI Asirlarda Osmanlı Imparatorlugunda Toprak Isciliginin Organizasyonu.pdf

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Membagikan "Omer Lutfi Barkan - XV ve XVI Asirlarda Osmanlı Imparatorlugunda Toprak Isciliginin Organizasyonu.pdf"

Copied!
172
0
0

Teks penuh

(1)

X V ve X V I ıncı a sırla rd a

OSMANLI İMPARATORLUĞUNDA TOPRAK İŞÇİLİĞİNİN

ORGANİZASYONU ŞEKİLLERİ.

I

Kulluklar ve Ortakçı Kullar

O sm anlI im paratorluğunda, bilhassa m em lekete büyük m ik tar­ la rd a esir ithal edilm iş olduğu tahm in edilcçı istilâ devirlerinde, ■ureti um um iyede m em leketin sosyal v e askeri h ay atın d a v e husu- sile ekonom ik faaliyetin m uhtelif şubelerinde «köle» nin işgal ettiği m evkiin ehem m iyeti ne olm uştur ?

İtiraf etm ek lâzım gelir ki, henüz lâyikile tetkik edilm em iş olan bu m ühim m eseleler h a k k ın d a çok bir şey bilm em ekteyiz ve bu tetkikim izle biz, b u m evzuu böyle um um î b ir şekilde vazetm ek ­ ten ziyade ancak p ek hususî b ir cep h ed en yâni esir em eğinin to p ­ ra k işçiliğindeki hissesini tayin b ak ım ın d an aydınlatm ağa çalışaca­ ğız. E sasen; b u m esele d e bizi d o ğ ru d an d o ğ ru y a v e esirlerin to p ­ rak işlerinde çalıştırılm ası şekillerine, k u llar vasıtasile işletilen zi­ raî teşebbüslerin ekonom isine ait teferruatı ihtiva etm ekten ziyade dolayisiyle; yani O sm anlı im p arato rlu ğ u n d a gerek çiftçi sınıfların hukukî sitatüsünü tayine ve gerekse um um iyetle to p rak işçiliğinin organizasyonu şekillerini ay d ın latm ağ a y aray an v e b u suretle T ü r­ kiye İktisadî ve İçtim aî tarihinin an a m eselelerinden b ir kaçını kur- calıyan n a d ir ve tip ik b ir h âd ise olm ak itibarike a lâ k a d a r ed ecek ­ tir.

F ilh ak ik a; ileiride görüleceği üzere, b u m akalenin m evzuunu teşkil ed en «ortakçı kullar» ile b u ortakçı kulların yerleştirilm iş

ok-eskikitaplarim.com

(2)

duğu köyler - ki biz o ralara k u l l u k diyoruz şim diye k a d a r m evcudiyetleri bile m alûm olm ıyan «mesele» ler oldukları halde, İktisadî ve İçtim aî tarih tetkikleri b ak ım ın d an büyük bir alâka ar- zetm ektedirler. O k a d a r ki; O sm anlı im p arato rlu ğ u n d a hür köylü (r e ’a y a ) sınıflarından büsbütün ayrı b ir hukukî sitatüye sahip bulu­ n an «ortakçı kullar » in m evcudiyetleri ile h akîkî m iktarları hakkın­ d a b u ra d a verdiğim iz m alûm at, T ürkiyede m uhtelif İçtim aî sınıflar arasında to p ra k işçiliğinin doğurduğu m ünasebetler m eselesinin tari­ hini yazabilm ek için nazarı itb ara alınm ası zarurî olan m alzem e me- y a n ın d a m ühim bir m evki işgal etm ektedir,

E hem m iyeti b u k ad ar büyük olduğu halde, henüz kimse ta ra ­ fından tem as edilm em iş b ir vaziyette bulunan bu m eseleyi biz, bu m akalem izde aşağıdaki plân dahilinde işlem ek niyetindeyiz:

M akalem izin birinci kısm ında ; yeni b ir İlmî m evzuu vazet­

m ek, işlem ek ve tenvir edebilm ek için giriştiğimiz m eto d lu araştır­ m aların m uhtelif yollarını, kullanılan m alzem enin m ahiyetini ve el­ d e edilen neticeleri kısaca gözden geçireceğiz. Bu suretle T ürkiye ik ­ tisat tarihinin o ld u k ça karışık ve o nisbette ehem m iyetli b ir m evzu­ unu nasıl bulup vazetm iş olduğum uzu izah ile onun üzerinde ori­ jin al b ir işçilik num unesi gösterm eğe çalışacağız.

M akalenin ikinci kısm ında ise ; bu suretle tam am en kendi im kân ve vasıtalarım ızla inceliyerek vaz, teferrüatını tesbit ve am e­ leliğini d e kendim iz yaptığım ız b ir m evzuu, gerek T ürkiye iktisat ta ­ rihinin ve gerekse sureti um um iyede ekonom ik ve sosyal tarihin an a m eseleleri ile olan alâkalarını tayin etm ek suretiyle, m ânalandırm a- yr ve tefsir etm eyi tecrübe edeceğiz.

(3)

BİRİNCİ KISIM

Meselenin vaz’ı , tetkik edilen membaların

tavsif ve tahlili.

O sm anlı im parato rlu ğ u n d a to p rak işçiliğinin «ortakçılık.» nâm ı

a ltın d a tanılan organizasyonu şekillerile, hukuken Kür olan köylü

( r e ’aya) sınıflarından b üsbütün ayrı bir h ukukî sitatüye sahip bulu­ n an «ortakçı kullar» m m evcudiyetleri ve hakikî m iktarları hakkın­ d a m alû m at v eren m em balar, şüphe yo k ; m uhtelif dev irlerd e y a p tı­ rılmış olan büyük arazi ve nüfus tahrirlerinin neticelerini tesbit e- d e n h a k a n a m ahsus d efterlerd ir [ İ ] . Y alnız; elim izde bulunan d e f­

terlerin ekseriyeti, ortakçı kulların artık o rta d a n kaybolm ağa b aş­

lam ış bulundukları X V I mcı asrın başların d a yazılmış oldukların­

dan» b u gibi teşkilâtın hakikî m ahiyeti ile vaktil? işgal etm iş oldu­ ğu m evkun tayini için diğer bazı m e m b alan n y ardım ına rrfüracaat etm ek lâzım gelm ektedir.

Filhakika; m evzuubahs d efterlerd e ve m u ah h ar kanun ve ta h ­ rira tta tetkik ettiğim iz bu k u l çiftçiler m u h tasar b ir şekilde ve sa­

dece o r t a k ç ı veya o r t a k ç ı k u l olarak kaydedilm iş

b ulun m ak tad ırlar. Bu suretle, yalnız b u m em b a la rd a n kendilerinin o ra la ra ne zam an ve nasıl yerleştirilm iş olduklarını tahkik etm ek ve tâbi tutuldukları m uam elenin hususiyetlerine ait m alû m at edinm ek m üm kün olm am aktadır. İşte; bu husustaki vuzuhsuzluğun o rtad an kalkm ası için, b ir nevi nüfus v e vergi istatistikleri m ahiyetinde olan bu defterlerle uzun b ir zam an ünsiyet etm ek lâzım gelm iş ve dikkat- siz b ir göz için çok b ir şey ifade etm iyen «kul» kayıtlarının m etodik b ir şekilde derlenip toplanm ası ile eski tarihli n â d ir b ir kaç köhne d efterde tesad ü f edilen tafsilâtın ışığı altında tetkikleri meseleyi bir hayli tavzih etm iştir.

[1] Bu defterlerin mahiyet ve ehemmiyeti ile, yazılış usullerine ait etraflı malûmat» yakında neşredilecek olan «Osmanlı imparatorluğunda, büyük nüfus ve arazi tahrirleri ve Hakana mahsus istatistik defterleri» ismindeki tetkikimiz­ de mevcuttur.

(4)

Bu suretle biz; im paratorluğun her köşesini ayrı ayrı tetkik e t­ tikten sonra, ortakçı kulların yerleştirilm iş olduğu köyler (kulluk­ la r) ın> X V I mcı asrın başlarına doğru, bilhassa şu m ın tak alard a toplanm ış olduğunu tesbit etm eğe m uvaffak olduk:

A ) İstanbul civarındaki H aslar kazasında, 110 ka­ d a r koy içinde diğer re’aya ile karışık bir h ald e ve m ü n h a­ sıran çiftçilikle m eşgul bulunan ortakçı kullar..

B) Bursa ve Biga civarında oldukça kesif köyler ha­ linde çiftçilikten b aşka ayrıca pad işah a m ahsus inek ve ko- yunlarm çobanlığı ve bağcılık gibi işlerle de m eşgul edilett kullar.

C) G arb î A n ad o lu ile Rum elinin bazı vüzera vakıf­ larındaki ortakçı kullar.

D ) E d irn e ve K onya civarında kul olduklarını ta h ­ kik etm ek bizim için m üm kün olm ıyan ve sadece o r­ tak çı nam ı altın d a anılan köylüler.

İs tanbul H a s l a r k a z a s ın d a k i ortakçı kullar

K u l l u k l a r içinde X V inci asrın son nısfındaki vaziyetinin en iyi teabit etm eğe m u v affak olduğum uz m erk ezlerd en birisi; şüp­ h e yok, b ir m ü d d e t sonra m ühim b ir kısmı sultan ikinci B eyazıt c a ­

m ii evkafına ilhak edilecek olan İstanbul H aslar kazasıdır. Bu se­

beple, b u k aza dahikinde m evcut ortakçı kulların vaziyetini tetkik ve tesbit edeoek olursak, sureti um um iyede kulluklar h ak k ın d a b ir fi­ kir edinm ek bizim için kolay olacaktır.

F ilhakika; bu k aza içinde m ev cu t 163 küyden J 1 0 k ad arın d a ziraatle m eşgul halkın m ühim bir kısmı, to p ra ğ a yerleştirilm iş esir­ ler, yâni pad işah ın kulları ve cariyeleri ile, onların neslinden olup ta hukuken kul o lm ak ta dev am ed en kim selerdi. Bununla b e ra b e r; b u k u llan v ey a kuloğullarını büyük çiftliklerde ırgat gibi çalıştıracak y e rd e ; d iğ er h ü r k öylüler gibi ve onların arasında, küçük çiftçi iş­

etm eleri üzerinde k e n d i hesaplarına çalışır bir hale sokabilm ek için; 'im gelen toprak, tohum , h ayvan vesaire gibi işletm e serm ayeleri

(5)

yerleştiril-«meleri m ünasip görülm üştür. Bu suretle; m evzuubahs to p ra k köle­ lerini h ukukî cih etten olduğu k a d a r İktisadî b akım dan d a sahipleri­ n e tâbi b u lu n d u ran bağlar, onları im paratorluğun y a ratm ağ a çalış­ tığı İçtim aî m ü n aseb etler nizam ı içinde hakikî kölelikle h ü r köylü­ lü k ara sın d a tipik b ir m erh ale teşkil eden ayrı b ir İçtim aî kategori

vaziyetine sokm uş b u lunm aktadır.

F ilhakika; O sm anlı im paratorluğu nizam ında h ukukan h ü r ad- •dedilen re ’ay a d a n tam am en farklı olarak b u ortakçı k u llar sahiple­

rinin m alıd ırlar v e resm en azâd edilm eyince b u kölelik vaziyetinin neticesi olan h ukukî m âdûniyetlere m ahkûm durlar. Bu itib arla k en ­

dilerine İslâmî hukukun n k k ıy e t esasları tatbik edilm ektedir. Mi­

raslarının h ü r in san lard a n farklı b ir şekilde intikale tâbi tutuluşu, h ariçten evlen m ek ve istedikleri y erd e istedikleri gibi çalışm ak hu­ susunda serb estîd en m ahrum iyet, an garya m esaiye m ecburiyet, ce­ zalanacakları zam an an cak sahiplerinin m üdahalesiyle k ad ı huzu­

ru n a celbedilebilm eleri gibi hususiyetler, onların hukukî sitatüleri-

,nin bu m âd û n iy et ve iktidarsızlık vasıflarını izah etm ektedir. Di­

ğ er ta ra fta n şayanı d ik k attir ki; T ürkiyede, tetkik ettiğim iz d ev ir­ lerde, yalnız esir soyundan köylülere karşı tatb ik edilen b u nizam ­ la r , hür olan köylü (r e ay a) lara tatb ik edilenlerden tam am en a y ­ rıd ır ve a n c a k o rta z a m a n d a b ir kısım G arb î A v ru p a m em leketle­ r in d e m e v c u t bulu n an ve s e r f tâbir edilen to p ra k kölelerine

tatbik edilen team üllere çok benzem ektedirler.

X V I inci asrın b aşların a do ğ ru T ürkiyede ancak m a h d u t mın- ta k a la rd a bazı n â d ir nüm unelerine tesad ü f edilebilen ve a d e d i git­ tikçe azalarak d iğ er re ’ay a arasın d a kaybolduğu görülen b u ortakçı kulların hukukî sitatülerinin G arp o rta zam anının serf tâ b ir edilen to p rak kölelerinin h u kukî sitatülerine tam am en benzediği halde, biz- d ek i im p arato rlu k nizam ının um um î köylü tipini teşkil eden re’aya- nınkinden sarih b ir şekilde v e itin a ile ayrılm ış olm ası ise, üzerinde İsrarla durulm ası lâzım gelen m ühim b ir m esele teşkil etm ek ted ir .

F ilhakika; O sm anlı kanunnam elerinde o rtak çı k u llar için hu­ susî bazı h ü k ü m lere an cak b ir iki y e rd e tesad ü f etm ek m üm kün olduğu gibi; d o ğ ru d an d o ğ ru y a ortakçı kullara ait b u lu n an n âd ir b azı kan u n lar d a tipik O sm anlı k an u n ların d an tam am en ayrı hüküm - •lerden v ü cu d e getirilm iş b u lu n m ak tad ır [ 2 ] . B undan b a şk a ; n ü

-[2] Türkiyat Enstitüsü taralından bastırılmakta olan ve «XV ve XVI ıncı -asırlarda, Türkiyede ziraî ekonominin hukukî ve malî esasları » î«mîr»î * — —

(6)

fu s v e a r a z î d e f te r le r in d e r e ’a y a y ı k a y t için k a b u l e d ilm iş o la n u su lle r h a r ic in d e o rta k çı k u lları k a y t için h u su sî tâbirler v e iş a r e tle r m e v c u t ­ tur. Ç o k d e f a ; h er türlü iltib a s a m e y d a n v e r m e m e k için a y rıca sa ­ rih iz a h a t ta v e r ilm e k te o ld u ğ u g ib i; h ıristiyan v e y a m ü slü m a n re ’a- y a n ın y a ln ız v e r g i m ü k e lle fi ç a ğ ın d a k i y e tişk in e r k e k le r i k a y d e d il­ d iğ i h a ld e , o r ta k ç ı k u lla r e lle r in d e k i to h u m v e ç ift m ik ta rı, k a rıla rı v e ç o c u k la r ı ile b e r a b e r v e h e r h a n g i b ir ç iftliğ in d e m ir b a ş d e fte r in ­ d e o ld u ğ u g ib i, ta fs ilâ tı v e y a s la r iy le k a y d e d ilm iş b u lu n m a k ta ­ dır [ 3 ] .

eserimizin metin kısmında, bu Osmanlı kanunnâm elerinden (50) kadarı ay­ nen, izahlı ve mukayeseli bir şekilde bastırılmış bulunmaktadır. İmparatorlu­ ğun hemen her köşesinde mer’î olan ziraî örf ve âdetleri ayrı ayrı tesbit etmek suretiyle memleketin tam bir tablosunu vücude getiren ve o r t a k ç ı v& k u l olmıyan çiftçilerle bu o r t a k ç ı k u l l a r ı n vaziyetini m ukaye­ seye medar olabilecek olan bu kanunnâmeler içinde, ortakçı kullara ait bulu­ nan İstanbul Haslar k a n u n u ile bu kanunu tamamlayıcı mahiyette görülen bazı kayıtlar, kitabm 86 - 109uncu sahifeleri arasında bulunmaktadır.

i'[3] Filhakika; İstanbul Haslar kazasına ait olup aşağıda tahlil edilen 904- tarihli defterin ve bu defterden çıkarılmış bazı fotoğrafların tetkikinden anla­ şılacağı veçhile; K u l l u k l a r da bulunan çiftçiler» biribirinden itina ile ayrılması lâzım gelen muhtelif zümreler halinde bir arada bulundukları zaman deftere şu şekilde ayrı ayrı yazılmaktadırlar:

1) O rtakçılar namı altında ortakçı kullarla çocukları ve karıları, henüz ken­ dilerine çift ve tarla verilemediği için orta kçıh k bedeli vıtıkataaya bağlanmış o- lan kullar ve onların aileleri efradı, ortakçı kul olmadığı halde hassa cariyeler- den biriyle evlendiği için, başkasına ait bir mülk vaziyetinde olan bir cariyeyi kullanmak dolayısile, kendisinden hizm eti cariye bedeli bir para alman ve ço­ cukları da analarının hukukî sitatüsünü takiben kul olacak olan kimseler. Bu suretle; «bedeli hizmeti cariye» vermekle mükellef hür kimseler, ortakçı kul­ lar arasında kaydedilmiş oldukları gibi, ancak karıları. Öldükten sonra, «avratı fevt olduğu sebepten bedeli hizmeti ref’olumıp haraçla İspenç vazedildi.» gibi kayıtlarla diğer hür köylülere benzetilmektedirler. Bu gibi şahısların kaydı üze­ rinde bazan «avrati zimmiye imiş» yahut «azadedir.» şeklinde tashihler görül­ mektedir.

2) Gerek ortakçı kullardan ve gerek reayadan ayrı bir zümre teşkil eden ve çoluk ve çocuklariyle ayrı ayrı tesbit edilmiş bulunan sürgünler..

(7)

köy-1. — |9C4 tarihli Haslar Defteri

B u n d a n b a şk a ; o rta k çı k u lla rın h u k u k î sita tü le r in d e m e v c u t o lu p o n la r ı hür k ö y lü ( r e 1 a y a ) sın ıfla r ın d a n a y ııa n h ü rriy etsizlik h a lin i te b a r ü z ettir m e k için e lim iz d e a y r ıc a sarih ta rifler v e iz a h a t ta m eV cu ttu r.

Filhakika; aslı İstanbul şehir ve inkılâp vesikaları m üze ve k ü ­

tü p h an esin d e M , C ev d et yazm aları arasında (o rta boy, N. 77)

bulu n an 9 04 (1 4 9 8 ) tarihli İstanbul H aslar kazası defteri* nin başın­ d a uzun b ir Haslfcr kanunu d a m evcuttur ki; bu kanun, diğer O sf m anii kanun n am elerin d e tesadüf edilm iyen bir hususu, yani ortakçı kulların hukukî sitatüsünü büyük b ir sarahatle uzun uzadıya izah et ~ inektedir. Y u k arıd a ismi geçen eserim izde 8 6 -1 0 4 üncü sahifeler a ra ­ sında aynen , tab ed ilm iş bulunan ve b u ra d a ancak bazı kısım ları zik­ redilecek olan bu kanunun m ahiyet ve kıym etini anlatabilm ek için, b u k anunun bulunduğu (9 0 4 ) tarihli H aslar kazası d efteri h a k ' k ın d a b ir k aç söz söylem ek lâzım gelm ektedir.

F ilhakika; y u k arıd a söylediğim iz gibi, bu d e fte r hicretin (9 0 4 ) üncü y ılın d a t a h r i r e m i n i O sm an çelebi ve k âtip M ehm et bin H ızır m arifetile b u m m tak ad a yap ılan bir tah rir ve teftişin n eti­ celerini tesbit etm ektedir. M aam afih; d efterin içinde bulunan bazı k ay ıtlara g ö re; (9 0 4 ) tarihînde yazılan bu d efterin esas ve m ehazı nın d a F atih d ev rin d e 884 de Şeyhülislâm tarafın d an yazılan d a h a

lerde sadece ziraatla meşgul olan re’aya ile yeniçeri, sipahi gibi zümreler.. Bu gibiler, ancak devlete herhangi bir şekilde vergi vermek itibariyle ve yal­ nız vergi m ü k e lle fi olarak kaydedilmiş bulunmaktadırlar. Âzad edilmiş kim­ seler (mu’taklar) da, ellerinde ‘ita kn â m elen bulunduğu veya bu hususu res­ men isbat edebildikleri için, re’aya arasında kayıtlıdırlar. (Bilhassa J. - V nu­ maralı fotoğraflara bakınız).

.[*] Tetkiklerimizi bidayette bu defterin, İstanbulda, Başvekâlet Arşivinde (533) numarada kayıtlı buulnan, 1122 tarihli bir musaddak. sureti üzerinde yap­ mış bulunuyorduk. Bilâhara, ismi geçen kütüphaneye vakf edilen M. Cevdet yazmaları arasında, aslını bulunca kayıtları ve yaprak numaralarını bu nüsha­ ya göre tashih ettik. Bu makalenin sonuna konmuş olan fotoğraflar da bu ori­ jinal nüshaya ait bulunmaktadır.

(8)

eski tarihli diğer b ir defter olm ası lâzım gelm ektedir [4 ] . Bu iti­ b a rla ; bu m ın tak ad a kulların yerleştirilm esi tarihini, b uraların T ürk- ler tarafın d an işgalini takip eden senelere k a d a r çıkarm ak m üm ­ kün olur. F ilvaki; tarihî k aynaklar d a İstanbul Fatihi Sultan Meh- m edin fethettiği m em lek etler h alkından bir kısmını sürüp İstanbul kırlarına yerleştirm iş olduğunu tesbit etm ektedirler. B undan başka;

Biga civarında ve diğer bazı büyük vakıfların arazisi üzerinde o r­

takçı kul olarak, yerleştirilm iş bulunan köylülerin sürülüp getirilmiş

k u lla r olduklarına dair elim izde kayıtlar m evcut bulunduğu için,

h u esir sürüp k ö y lere yerîeştirm e usulünün T ü rk lerd e eski b ir an’a- ne teşkil etm iş b u lunduğunu söyliyebiliriz. Bununla b e ra b e r; «Os- m anlı im p arato rlu ğ u n d a iskân ve kolonizasyon m etodları» ismini taşıyan ve henüz neşredilm em iş diğer b ir tetkikim izin sürgünler b ah ­

sinde etrafiîe teb arü z ettirdiğim iz veçhile, fethedilen m em leket­

lere a n a v a ta n d a n sistem li b ir şekilde m uhacir sürüp yerleştirm ek

[4] Filhakika; elimizde bulunan (904) tarihli Haslar defterinin muhtelif yerlerinde, daha eski defterlerden bahis mevcuttur: «Azade, bermucebi defteri atik» (yp. 55). «Meçhulâtı mezkure eski defterde mukayyet anıma köylü tahkik edemediler.» (yp. 15). «Köhne defter» (yp. 70). Ayni şekilde; (138) inci yap­ rakta «Şeyhülislâm defteri» inden 139 uncu yaprakta da «Mevlâna Lûtfullah’ın kaydettiği mufassal defter» den bahsedilmektedir. 18 inci yapraktaki kayıttan ise; «Hassın köhne kâtibi Ali» nin bazı ortakçı yerinden kendisi için çayır yap­ tığı anlaşılmaktadır.

Ayni şekilde; defterin kabının altındaki renkli kağıt üzerinde derkenar şek­ linde mevcut kayıtlardan anlaşılan, mâna da şudur:

Haslar kazası, Osman çelebi tahririnden beş sene sonra Semâne müderrisi Mevlâna Şeydi tarafından teftiş edilmiştir. Bu husus için; mezkûr müfettiş Mevlâna Seydiye, Ahmet çavuş eliyle, bir hüküm ve iki adet Haslar defteri, ve danişmendlerinden Mevlâna Kasım vasıtasiyle de biri nisanlû diğeri nişansuz iki kanunnâme ve «Hacı Hızır oğlu yazup arz ettüğü kazâyâ defterlerinden dört cüz, ki yetmiş varaktır» gönderilmşitir. İşte; teftişe esas olmak üzere gönderilen bu iki defterden birinin elimizdeki (904) tarihli Haslar defteri ol­ duğu halde; diğermin Fatih Sultan Mehmet zamanında yazılmış eski bir def­ ter olduğu aşağıdaki şu kayıttan anlaşılmaktadır :

«Gönderilen iki mücellet defterin birisi merhum, m ağfur-ım -leh Sultan Mehmet tâbe-serah zamanında yazılan defter olup birisi dahi padişah-ül-islâm vel-müslim m padişahımız ‘izze nasrühu hazretleri zemanmda yazılan defterdir. Mücezzâ olan defter dahi kezâlik. Tahriren «fî 26 Şaban sene 909.»

(9)

usulile, d âr-ü l-h arb d en ana v atan a esir sürüp yerleştirm ek arasında esaslı b ir fark m evcuttur. V e iki türlü «sürgün» ü birb irin d en itina ile ayırm ak lâzım gelir. Birinci nevi m uhacir sürgünler d a h a ziyade im tiyazlı b ir züm re teşkil ettiği h ald e; ikinci züm reye dahil olan

€jsir sürgünler, k u l olm ak ta devam etm ektedirler.

K ul, sürgün ve re ’ay a arasın d ak i fark lar :

F ilhakika; tetkik ettiğim iz (9 0 4 ) tarihli H aslar defterin d e

sürgünlerin o rtk açı k u llard an ayrı o larak yazılmış, h attâ re ’ayaya bile katılm am ış olması, bu hususta dikkate sayandır*. D iğer ta ra fta n ; «re’ayayı karye-ı m ezkûre M oradan sürgünler imiş», (A ra n v u t k e ­ m eri karyesi; y.p. 74) ; «re’ayayı karye-i m ezkûre an sürgünânı Da- vutpaşa». (Ş erefağa köyü, y. p. 1 9); «Reayayı kariyei m ezkûre an sürgünânı M ora» (yp, 15; A v az), şeklindeki k ay ıtlard a d a re’ayanın

s ü r g ü n olduklarının tasrih edilm iş olması, sürgünlerin ortakçı

k u llara değil, d ah a ziyade r e ’ay ay a benzetildiklerini gösterm ektedir. G erçi; sürgünler ekseriya re ’a y a d a n ayrı bir züm re halinde ve tıpkı ortakçı k u lla r gibi kadınları v e çocukları ile birlikte yazılm ak­ tadır*. F a k a t; bu h u su sî ted b ir onların d a h a ziyade kaçıp eski vatan- alrına dönm elerine m âni olm ak için alınmış olsa gerektir. Y oksa sürgün ile ortakçı kul arasındaki farklar, sürgün ile re’aya arasın d a o lan fark lard an d a h a büyüktür. V e bu seb ep led ir ki; ekseri ortakçı kullar, kul olm anın kendilerine tahm il ettiği m ükellefiyetlerden kur­ tulabilm ek için, kendilerinin «kul» değil «sürgün» olduklarını id d ia

etm ek te v e an cak b u hususu isbat edem edikleri tak d ird e yine kul

olarak k alm ak tad ırlar. A şağıdaki şekillerde tesadüf ettiğim iz kayıt­ la r bu hususu teyit e tm ek ted ir :

«M ezkûr, k ö h n e (d e fte r) de k u l l a r arasında m ukayyet,

D av u tp aşa sürgünü yin dedi, isb at etm em ekle bedeli çift vazolundu». «M ezkûr D av u tp aşa sürgünü yin dedi, isbat edem edi. FCöhne d e f­

terd e o r t a k ç ı k u l yazılıp sonra çiftten ağırlık ile çıkm ış

bulundu. Ol ecilden m u k ata’a vazolundu». «A zâdeyiıı, dedi. İs­ b a t edem ediği seb ep ten m u k a ta ’a vazolundu». ««M ezkûre için eri İskender paşa sürgünlerinden dedi, isbat edem edi». «An sürgünânı N asuh bey. M ezkûrün hürriyeti sabit oldu.» «An sürgünânı Priştine».

«An sürgünânı M enteşe». «R e’ayayı kaıiyeyi m ezkûre şüphelû ol­

(10)

duğu sebepten s ü r g ü n ihtim ailn verip ihtiyaten oğul ve kızı ile sebt olundu.» (F o to . VI ya bakınız.)

2. — İstanbul civarının iskânı meselesi ve kullukların tesisi G örülüyor ki; İstanbul civarını iskân için F atih S ultan Mehme- din sürüp getirdiği köylüler arasında, h arp esirleri k a d a r hür insan­ lar da m ev cu ttu r ve iki türlü sürgünü birbirine karıştırm am ak lâ­ zım dır. Bununla b e ra b e r; kuvvetle id d ia edilebilir ki; İstanbul civa-

T indaki k u l l u k l a r d a h a ziyade harple fethedilen kalelerde tu­

tulduğu için esir m uam elesine tâb i bulunan hıristiyanlarla teşkil e-

dilmiştir. F ilhakika; İstanbul v e civanııın iskânı m eselesi m ühim

b ir deşvlet işi teşkil ettiği sıralard a; bu gibi harp esirlerinin v e b u n ­ ların içinden bilhassa padişahın hissesine düşenlerinin İstanbul civa­ rın d a to p ra ğ a yerleştirilm iş köke halinde, tohum ve levazım Beylik­

ten verilerek, y a r ı c ı l ı k l a çalıştırılm ası m ünasip görüldüğü

m u h ak k ak gibidir.

F atihin İstanbul ve civarına yaptığı sürgünler arasın d a, bu su­

retle hıristiyan k u l sürm ek şeklinde tezahür eden b u nevi sür­

gün işinin m ahiyeti h ak k ın d a b ir fikir verebilm ek için b u işleri ya k ın d an görm üş olan tarihçilerin yazdıklarını gözden geçirelim :

B unlardan, Istanbulun fethini m üteakip yaptırılan bitıa tah riri işlerini id are etm iş bulu n an T ursun Bey tarihinde şöyle dem ekte d ir:

F atih , «kılıçla feth ettiğ i m em âlild k ü ffard an sebayâyı ü sârâ getirip e tra fı İstanbula k o n d u ru p köyler v e mezâri* v azetti. Şöyle ki, hâlî y e r kalm ayıp tem am m am u r eyledi. H e r vâdi-ı gayrı zî-zer' hadâyıkı zâti b e h c e t şeklin gös - terd i» . (T arih i E bülfeth, M ehm et A rif Bey ta b ’ı; İstanbul 1 3 3 0 . sf. 6 7 ).

A yni şekilde F atihin m uasırı olan R um tarihçisi K aitovulos d a tiirkçeye (T arihi S ultan M ehm ed H am Sânı) nam ile tercüm e e- dilm îş olan tarihinde İ 3 t a n b u l civarının iskânı işlerinden şu şekilde b ahsetm ektedir.

«P adişah hazretleri Sırpt M acar ve Bulgar hıttalarm - d a n b ir çok ahaliyi İstan b u l civarına nak lettirerek b u rala­ rın d a im ar ve iskânına sarfı him m et eyliyordu. Bu b a p ta k i m ak asıd ı seniye, ev v elâ İstanbul civan m ünbit v e m ahsul­ d a r tarlaları havi olduğundan, buralarının celbolunan nü-

(11)

tehvi-ni, saniyen m evakii m ezkûre çöl halinde, gayrı m eskûn ol d u ğ u c ih e te seyrü seyahat edenlere bâisi em niyet olam a­ dığından rskânı «hali suretile tem didini ve âsayisin tem ini

idi». (Sf. 113).

«Sultan M ehm et H azretleri lstanbulun um uru idaresi ve sairesi ile iştigale başlayıp b u ray a naklettirdiği Morar­ tılardan sahibi fen ve m alûm at olanları şehir dahilinde tav- tın ve diğerlerini d e m em leketin civarındaki halı arazid e iskân ettirerek b u ra la rd a parça p a rç a k ö y ler teşkil ettirdi. V e ziraatle iştigal etm eleri için cüm lesine h u b u b at v e çift hayvanı [‘tâ eyledi..» (K aro lid i tercüm esi; İstanbul, 1328. Sf. 1 2 8 ).

R um tarihçinin b u ibarelerinde İstanbul civarına iskân edilen M oralılarm , Sırp, M acar ve Bulgarların h arp esirleri arasın d an se­ çildiği v e b u ra la ra ortakçı kul olarak yerleştirildikleri tasrih edilm i­ y o rs a d a ; diğer tarihî m em balarda, Sırbistan ve M oraya a it olm ak ü zere, b u hususu tekit eden kayıtlar m evcut b u lu n m ak tad ır:

«A n d an sonra Sultan M ehm et L az eline vardı. Sivri­ ce H isarı ve U m ul H isarım fethedip vilâyetin yağm a eyledi. A n d a n so n ra çıkan esirleri hesabın AÜlah bilir, İstanbul dairesin d e o lan kâfirlerin ekseri a n d a n çıkanlardır. H icre­ tin 8 5 8 yılında fetholundu». (T ev arih -i âl-i O sm an. Bres- lave, G lese basım ı, 1 9 2 2 ; Sf. 1 1 1 ).

«... N iyeti gaza diyip M ora vilâyetine yürüyüp doğru Y eni şehre varıp ... a n d a n göçüp B akre-o H isarına varıp anı d a h i feth ed ip k âfim i Islâm bul kırlarına sürdüler..»

(N eşri tarih i; V eU yyüddin efcn^ii kütüphanesindeki nüsha, y p . 2 2 2 ).

A yni şekilde Midilli hisarının ve Kefe, M enküb, A kkerm anın feth in e a it tarihî kaynakların verdiği m alûm ata göre d e ; bu sıralar­ d a fethedilen m em lek etler halkının kalelerin işgalini m üteakip, b ü ­ tün m evcutlariyle v e em lâkiyle d efter edilerek pad işah a arzedildi- ği, padişahın da b u n la r arasıhdan, genç oğlan ve kızları esir olarak m aiy etin d ek i zev ata dağıttığı; geriye kalan lard an bir kısmının Is- tan b u la sürülm esini em rettiği, diğer b ir kısmını da cizyeye bağlı­ y a ra k y erinde bıraktığı anlaşılm ak tad ır [ 5 ] . G em iler dolt&u

Istan-[5] Bu hususlar için Neşri, Tursun Bey, Kritovulos ve Hammer tarih­ ilerine bakılabilir.

(12)

b u la sevkedilm iş olduğu anlaşılan bu kısım halkın şehirde tâb i tu­ tulduğu m uam ele ayrıca tahkika m uhtaç olm akla b e ra b e r İstanbul! civarına iskân ed ilen lerd en b ir kısmının bizim bu m ak aled e tetkik

ettiğim iz o r t a k ç ı k u l l a r ı teşkil ettiği m uhakkaktır.

Bu şekilde yap ılan esir sürgünlerinin yalnız İstanbulun içine

ve civarındaki köylere değil, m uhtelif m ıntakaların im arı v eya siya­ sî m ü lâh azalarla (y en i fethedilen m em leket halkının diğer ta ra fla ra d ağ ıtılarak y erlerine m üslüm an yerleştirilm esi m aksadiyle) bazan A - n ad o lu y a d a y ap ılm ak ta olduğu anlaşılm aktadır. Bu hususta Neşri

tarihinin A kk erm an ın fethi m ünasebetiyle naklettiği hâdise aşağı­

d ak i şekilde cereyan etm iştir :

«K âfirler âciz olup kal ayı teslim ettiler. Sancakı İslâm dahi dikilüp nevbeti sultanî uruldu. A n d an padişah bu - yurd u : em inler şehre girip H isard an çıkacak esirleri çık ar­ dılar. P a d işa h bunların nicelerin illere bağışlayıp ve ni - çelerin d a h i İslâm bula sürdüler. V e bazını d a h i A nadoîu- d a eski B igaya gönderdi, m am u r e tm e k için..» (Y p, 259)

Biga civarında ileride tetkik edeceğim iz k u l l u k l a r ı n da b u suretle teşkil edilm iş olm ası m uhtem eldir. Filhakika; Biga civa­ rın d ak i k ulluklardan birinin üzerinde şu şekilde bir kayıt m ev cu t­ tu r : «Z ikrolan üç p are kariyelerin keferesi d âr-ü l-h arb d an em ir ile sürülüp getirilm iş ortakçılardır..» A yni şekilde; Bursa civarında Ru- m eliden sürülm üş Bulgar köylülerinin [6 ] ve Biga civarındaki o r­ takçılarının, Istan b u ld ak i ortakçı kullar gibi, aynı şartlara tâbi olarak

ziraatle meşgul o lm ak ta veya padişahın inek, koyun v e k ara sı­

ğırlarına b a k m a k ta olduklarını görm ekteyiz. B undan b aşk a; Bursa c iv arın d a p ad işah a v eya eski büyük vezirlere ait v ak ıflard a kesif b ir şekilde ortakçı kulların m evcut bulunuşu d a bize İstanbul sür­ g ünlerinden d a h a önce veya d a h a sonra m uhtelfi tarihlerde olm ak

Üzere, b ir çok sürgünlerin yapılm ış b u lunduğunu; bazı büyük ve

eski vü zera v ak ıfların d a tesadüf edilen ortakçı kulların d a bu v e ­ zirlerin fü tu h at esnasında hisselerine isabet eden harp esirleri o ld u k ­ ların ı tah m in ettirm ektedir.

F atih dev rin d e büyük bir vüs’a t kesbetm iş olan ve gözleri ö- n ü n d e cereyan etm iş bulunan sürgün hareketlerini k ay d ed sn

yuka-[6] Aşağıda, Bursa civarındaki kulluklar mevzuubahs olduğu zaman bu; Jkayıt aynen zikredilecektir.

(13)

rıda ismi geçen tarihçilerin bu d ah a evvelki sürgünleri kaydetm eği ihm al etm iş olm aları m üm kündür. Bu m akule to p rak kölelerinin az zam an içinde diğer re ay a arasına karışıp kayboldukları düşünülür­ se; b u ortakçı kulların ve dolayisiyle esir sürgünlerinin vaktiyle b i­ zim bildiğim izden çok d ah a büyük m ikyaslarda m evcut olm uş b u ­ lunduğu m ey d an a çıkar. Bu vaziyette; Fatihin tatb ik ettiği sürgün usullerinin, esasen ö ted en b e ri m evcut olan İdarî tedbirlerin, bu d ev ­ re has büyük fü tu h at neticesinde, b üyük bir nisbet alm ış şekilleri ol­ ması lâzım gelir. Elim izde eski sürgünlere ait hususları da lam am ile tenvir edecek m em b alarm ve bilhassa arşiv m alzem esinin bu lu n m a­ yışı, kullukların T ü rk iy ed e vaktiyle nasıl teşkil edilm ekte olduk­ ları ve işgal ettikleri m evki h ak k ın d a bizi esaslı m alûm at edinm ek im kânlarından m aalesef m ahrum bırakm aktadır.

3. — Hukukan hür oian ve olmayan köylüler

D em ek oluyor ki; ortakçı kulların bilhassa harp esirleri ara ­

sından ayrılm ış oldukları ve bu itibarla resm en azad edilm edik­ leri m ü d d etçe sahiplerinin köleleri k alm ak ta devam ettikleri m uhak­

kaktır. Bu hususta en büyük delil, m evzuubahs ettiğimiz İstanbul

H asları d efterin d e kayıtlı bulu n an ortakçı k ullardan çoğunun üze­ rinde bu hali tasrih eden kayıtların m sv cu t bulunm asıdır [7 ].

Bu suretle; h u k u k î sitatüleri ayrı, m uhtelif çiftçi züm relerini ih­ tiva ed en köylerde, bu vaziyet her şahsın ismi üzerinde ayrı ayrı k ay t ve işaret edilm ekte olduğu gîbi; ekseriya zam anla birbirine k arışm ak tehlikesini gösteren b u taksim atın doğurduğu hukukî m eseleleri tavzih için ekseriya tahkik ve teftiş lüzum unun hissedil­ miş olduğu d a anlaşılm aktadır. Bir m isal verm iş olm ak için, İstanbul H aslar d efterin d en A som ato köyüne ait olup bu neviden b ir teftiş

[7] Filhakika; bu nıeyanda tesadüf edilen kayıtlardan bazıları şunlardır: «Ehli zimmetten olduğu sabit oldu.»; «Hürriyeti sabit oldu.»; «Defteri atikte cariye kaydedilmiş amma azade, elinde atiknâm esi var.»; «Azâdeyim dedi, isbat edemediği sebepten muhata*a vazolundu.»; «Bedeli hizm eti cariye almmıya, avratının hürriyeti sabitoldu.» «Mezkûr hürriyetini isbat ettüğü e - cilden avreti için bedeli hizm et vazolundu.-»; «Cariye oğlu olduğu sebepten bedeli enbâzî.»; «Cariye olmak ihtimali var.»; «Bedeli hizmeti cariye alınmı- ya, avretinin hürriyeti sabit oldu.»; «an cevâri-i Mahmutpaşa.»; «Abdi Has»; «teftişe muhtaç, cariyeliği zahir oldu.» (Bilhassa III, VI v e V lI numaralı fotoğraf larda isimlerin üzerindeki kayıtlara bakınız).

(14)

ve tahkik m evzuu teşkil etm iş bulunan b ir ihtilâf kaydını n ak led e b i­ liriz. Bu k a y d a göre, m evzuubahs ihtilâf şundan ib arettir: Bu köy

halkı kendilerinin o r t a k ç ı ve k u l olm ayıp sadece e h l i

z i m m e t ve h ü r r e a y a olduklarını ve köhne d e fte rd e

o r t a k ç ı kaydedilm iş olm alarının hakikate uygun olm adığını id ­

d ia etm ektedirler. P adişah, b u m eselenin ihtim am la teftiş edilerek şer’an hürriyetleri sabit olanların vaziyetinin tashih ed;.İmes.ni em ret­ miştir. Bunun üzerine, hürriyet talep edenlere isbat teklif edilm iş ve isbat edenlerin hürriyetine işaret olunup ortakçılıktan ihraç edilm iş­ tir. B eşiktaş ve A yokırka köylüleri de ayni şekilde b ir ihtilâfa m evzu teşkil etm işlerdir. M ezkâr kay d ın sureti şudur:

(6 4 ) numaralı köy :

K arye-i A som ato (n âm ı diğer A kıntı B urnu). M ez­

kûr karyenin ortakçıları ehli zim m etüz ( K öhne d e fte r)

d e ortakçı kaydolmak hilâfı v ak id ir deyü taleb itdükleri

d eri devlete arz olub em r olundu ki ihtimamla teftiş olu -

nub şer‘an hürriyetleri sabit olan ol muceboe kay d olunub

sabit olm ayanı d e fte r m ucebile ‘am el edile deyü Ol ecılden

mezkûruna v e sâyir hürriyet taleb içtenlere isbat teklif olu­

nub ısbât idenlerin hürriyetine işâret olunub cizye ve ispenc

vaz* olundu. Isbât itm-eyenlerün (köhne defter) d e üze­ rine çift k ay d olunanın ki bilfi’iî çift hidm etinde m u k arrer­ dir. ‘A lâ-m â-k ân ibka idüb çiftden çıkanlara ve sonra iri-

şan ebnâ-i baliğine ve anlardan olub h e n ü z ç ifi: veril­ m eyenlere ortakçı kanunu mucebince mukata'a v a z ‘ olun­ du, (F o to . V I).

D iğer b ir köy halkının kendi hürriyetlerini isbat için o rtaya sür­ d ü k leri deliller ve h ak ların d a yap ılan m uam ele de d ah a az şayanı d ik k ât değildir. F ilhakika; A n ad o lu d a Y alova (Y alak o v a) d a p a ­ dişahın sığırlarına b ak arlark en sürülüp İstanbul civarına getirilen bu köy halkı kendilerinin kul değil, sadece zimmi olduklarını id d ia et-

sm ektedirler. Bu hususta kendi lehlerine kullanabilecekleri delille­

rin şunalr olduğu anlaşılm aktadır: K öhne d efterd e kullar

üslûbun-ca k aydedilm iş olm alarına rağm en, köyün a ltın d a «re’iyet» diye işaret m ev cu t buulnm ası ve bazılarının üzerinde «bedeli hizm eti ca­ riye», y ân i cariye ile evlenm ek suretiyle başkasına ait b ir m ülk v a ­ ziyetinde olan b ir kadını kullanan b ir hür a d a m d a n alm an tazm inat

k ay d ı m ev c u t buulnm ası. B ununla b e ra b e r; k u 1 olduklarım

isb at eden karin eler de gayri m evcut değildir: Y alovadayken ve

(15)

k an u n u m ucibince «üst bahâsı» verm iş olduklarını, sığırlar kalm a­ yınca d a tıpkı k u llar gibi m u k ataa (kesim ) verdiklerini kendileri de m uteriftirler. Bu seb ep le; bu hususlar h ak k ın d a tah k ik at y a p ­ m ağa lüzum hâsıl olm uştur:

( 5 0 ) n u m aralı köy :

K arye-i Prolice. M ezkûr karyenin ehli A nadokuda Y a­ la k o v a d a n hassa sığırcılar h id m etin d e idiik bizi sürgün itd ile r zim m îlerüz deyü talep itdiler. V e (k ö h n e d e fte r) de dahi eğerce ki kullar uslûbunca k ay d olunm uş iken karyesi rad d esin d e (r a ’iyet) deyü işaret var. A m m a evvel­ ki y erlerin d e sığırcı ku llar kanununca buzağı b asm a yetm i­ şer akçe (ş îr b a h â ) vıVdiklerme v e b u n d a n gîrü d a v a r hid- m etine k o n u b so n ra dilerinden d a v a r gidicek k u llar gibi ü le rle rû ıe yüzer akçe m u k ata’a v a z ‘ olund u ğ u n a m ezkû­ run i’tirâ f id ü b ve b a ’zı 'avretlerinin üzerlerine (b e d e li hid- m eti câriye) v a z ’ olm uş bulunm ak kulluklarının tek azâ it- düği ecilden iştibâh v âk i' olub m â -v a k a ‘ deri d ev lete ‘arz olundu. M uhakkak kul olan kul üslûbım ca k ay d olub şüb- he o lan raiyetlik üzere k ay d okunmak e m r olunup b e r m u- cebi em ri âlî zahir olunduğu üzere k a y d olundu.

A yni şekilde, aşağıdaki k ay ıttan anlaşılacağı üzere; bu gibi kul­ lu k la r içinde b u lu n an kul ve cariyeler evkâtkarı, tohum , çift v e eş- yalariyle birlikte vakıf ve tem lik edilm ektedirler. A yasağa köyü - ne a it olan k a y ıtta b u hususlar tasrih edilm iş b u lu n m ak tad ır:

( 1 1 7 ) nu m aralı köy. K arye-i A y as a ğ a :

P adişahım ız hullidet hilâfetühu... ‘âtifet-i husrevâni- den m ezk û r köyi h u d u d v e sınuru ile v s içinde m ütem ekkin o a ln k u lları v e cevârîsi v.'. ev lâd ı ve ebniyesi v e çiftleri ve toh u m ları ve esb âb ları v e besâtîni v e küum v e k âğ ıth sn e İtm ek içiin b in â olu n an ebniye ile v e ö n ünde olan çayır - d an on d önüm çayır ile ve m ezkûr köyün yavaşı kaçku- nu v e b ey tü lm âl ve m âli gaib ve m âli m efk u d u v e cürüm ve cinayeti ve sâyir m üteveccihâtı ile bervechi serbest m er­ hum Ç enderci zâd e d e fte rd a r M ehm ed çelebiye temkık id ü b e n v â ’ı vücûh-ı m ülkiyet üzere m ülkü m ahzı ve hakkı

sırfı olsun deyü C em aziyel-evvel sene e rb a’ tis'în ve se-

m ân e m ie ile m ü v errah m ü lknâm e verm iş görüldü.

4. — O rtakçı kullara ait kanunname

E sasen; m evzuubahs (9 0 4 ) tarihli İstanbul H asları defterinin başına konm uş o lan m ufassal kan u n n âm e d e. kısm ı azam î iHkarivle

(16)

m ü n h asıran ortakçı kullara m ahsus olan hususî hüküm leri ihtiva etm ekte ve bilhassa m irasların taksimi, hariçten evlenm e ve angar­ y a m esaiye m ecburiyet hususlarında ortakçı kulların diğer re’ay ad an ne k a d a r farklı bir m uam eleye tâbi tutulduklarını tebarüz ettirm ek­ tedir.

Bu b a k ım d an bazı m ühim kısım alrını tetkik etm ek niyetinde

olduğum uz b u kanunnâm enin m u k ad d em esi; İstanbul H aslarında

işlerin ö ted en b e ri yo lu n d a gitm ediği ve halka m uhtelif suretlerde zulüm ve haksızlık edildiği padişahın kulağına gidince, vaziyeti tef­ tiş ve tetkik ile, h er türlü yolsuzlukların önüne geçecek b ir k an u ­ nun tanzim edilerek yazılacak defterin b aşın a konulm asını em ret­ tiği k aydedilm ektedir. Bu suretle, bu kanun, kendisinden d a h a eski

b ir k anunun iyi taraflarını bir araya getirm ek sureliyle ve m u h te­

lif um uru cem etm ek üzere kalem e alınarak p ad işah a arz ve kabul edilen şekilde tesbit edilm iştir [j8]. K anunnâm enin m ukaddem e- sinde olduğu gibi içinde de, eski k a n u n d an bahsedildiğine göre, İstanbul H asların d a bu lu n an ortakçı kullara ait daha eski b ir kanu- nun m evcut olm ası lâzım gelm ektedir. ( Foto. VÜ1 e bakınız. )

O rtakçılık m ünasebetlerini tanzim ed en m a d d e le r:

K anunnâm enin bizim tabettirdiğim iz şekilde n um aralanan m a d ­

delerinin b üyük b ir kısmı, İstanbul H asların d a yaşıyan kulların

B e y l i k tohum ve çift hayvanlariyle ortakçı b aşten elsri üzerinde çalışm alarından tevellüt eden ortakçılık m ünasebetlerini tanzim e ait b u lu n m ak tad ır (1 — 19 uncu m a d d e le r).

F ilhakika; b u m addelerin tetkikinden anladığım ıza göre; ge­ rek H a sla rd a iskân edilm iş olan k u l o r t a k ç ı l a r ve gerekse

hariçten gelip bu k u l l u k l a r d a k i cariyelerJe evlenm ek su­

retiyle ortakçılığı kabul etm iş olanlar, her sene b irer ınut (m ud)* b u ğ d a y la yarım şar m u t arp a v e yulafı ekip biçm ekle m ükelleftirler.

Bu suretle eld e edilen m ahsulden tohum çıkarıldıktan sonra ge­

riye kalan kısım H a s ile o r t a k ç ı arasında taksim edil­

m ektedir. O rtakçının eline geçen nısıf hisseden ayrıca bir de kırkta

[8] • S'' -43 ^ ö/ti *l-£4

c-jj cs£, j r

[*] Bir m u t yirmi kile olarak hesab edilmiştir.Her kile dört şin iklik ve her şinik7.5 kiloluk bir hububat ölçüsüdür. Bununla beraber, her yeriıa kile­ sinin birbirine uymadığı da unutulmamalıdır.

(17)

b ir S âlârlık alınm ası lâzım gelm ektedir. (§ . 3.) Buna m ukabil, o r­ takçı o lan lar y u k arıd a ismi geçen h u b u b at cinsinden gayri ne yetişti­

rebilirlerse bu nevi m ahsulün ancak öşrünü H a s s a verm ekle

m ükelleftirler. O rtakçılar, hakikî b ir özürleri olm aksızın, ekegel- dikleri toh u m ların d an eksik ekem edikleri gibi, onların b aşk a işlerle m eşgul olarak o rta k hizm etini ihm al etm eleri de m enedilm iştir. T a r­ laların b u ğ d ay ekileceği zam an üçlenm iş n adas il s iyice hazırlanm ış olm ası ve anızlarına o rtak tohum larından yulaf ve a rp a ekilmesi m ec­

b u rî tutulm uştur. (§. 7.), O rtakçıların kendi işlerini ihm al edecek

şekilde kiracılık gibi işlerle meşgul olması, B e y l i k öküzlerle b aşk a işler yapm ası ve hay v an lara iyi b akm am ası y asak edilm iştir (§ 9. 10.). Esasen Beylikten verilen çift, öküz, tohum vesaire alât

ve eşya ziyaa uğratılacak olursa, tazm in icap etm ektedir. Tazm in

edem iyecek vaziyette o lan lara b u gibi eşya, bed eli b ilâh re ayrıca alınm ak üzere, ikraz yolile verilir (§ 1 1.). Sağlam b ir özür olm ak-

Isızm ortakçı yerini terketm ek m em nudur. (§ 1 3 .). Y alnız; ziraate

kudreti olm ıyanlar v eya kâfi dereced e o rtak yeri bulunup kendi­ lerine verilem iyenler, kazançlarına ve iktidarlarına göre, ortakçılık b e d e li bir m u k a ta ’ay a b ağ lan ıp yerleri ellerinden alınm aktadır. ( § 14, 15. ) . Bu hususların vakit v e zam anında teftişi ile, beylik hayvan, tohum v e eşya gibi ortakçılık serm ayesinin ziya’m a m ey - dan. v erd irm e m ek v e icab ın d a zam an geçm eden tazm in ettirm ek ve

m u h allefatın teftişi gibi vazifeler, m ezk û r H aslara e m i n ve

â m i l o lan lara yükletilm şi bulunm aktadır. A ksi ta k d ird e kendileri

tazm inle m ükellef tutulacaklardır. (§ 17.) K anunnâm enin b u hu­ suslara m üteallik o lan bazı m ühim m ad d eleri aynen aşağıya çıka­ rılm ıştır :

1. M ezkûr h aslard a olan ortakçı kulların ve hariçten gelip h assa câriye akmak ile o rta k hizm etine dühûî i d e l e ­ rim k a d îm d e n to h u m la n b ire r m üd b u ğ d ay la b uçuğar m iid arp a b uçuğar m ü d ‘alef imiş ki ziraat idilüb hâsılından toh- m u m ezk û r ihraç o lu n d u k tan sonra m a 'd âsın ın nısfı has içiin zabto lu n u b aharını o rtak çı m utasarrıf im iş A m m a son­ ra b a 'z ı m ev âzi’de arp a olm am ag la a rp a tohum u ‘alef* m ü b ed d el olub b irer m üd ‘alef ekilür olm ağla b u ‘â d e t ar­ p a hasıl olur m e v â d d a d ah i sirayet id ü b a rp a eiklm ez ol­ m uş Şim di em r olundu ki a rp a hasıl olur k u ra d a ber. k a ­ rarı evvel tohum un buçuk m ü d d ü a rp a ola.

2. V e o rta k ekilen to h u m ki m ukarrer b ir m üd buğ­ d ay la b ir m ü d ‘alef v ey a buçuk m ü d arp a buçuk m ü d ‘elef-

(18)

m u mezkûr hububâtdan her ne ziraat iderlerse kendülerin olub Has içün hemen öşürleri alına kanuna m uhalif sâlâr-

lıkiarı bile ahnurm uş m in b a ‘d alınm aya.

3. A m m a ortakçıya m üteveccih olan nısıf hissenin

kırk kilede bir kile sârlârlığı alınmak h a s k a n u n u n- d a mııkayyedken şimdiye değin m a ‘m ûl değül imiş. K a­ n u n u m ezbur m u k arrer buyuruldu min b a ‘d m ucebi m ez­ k û r üzere ‘am el idile.

5. Ortak tohumu emsinin ba‘zı ortak adına ekilüb ba'zı öşrüne ekilm eye A m m a o rtak hizm etin tekm il itdük-

d en sonra gayrı cinsden her ne dilerse öşrüne eküb kim esne mâni* olm aya M eğer ki gayrı cins tohum u ekm ekde ifrat idüb anunla m ezâri ini cüridüb o rtağ a ekilecek tohum ekilm eğe kabiliyeti kalm aya O vakit m en ’ oluna ki yerinin selâhiyetini gayrı tohum ekm ekle fesada virm eye.

6. V e b a zı o r t a k ç ı iki çift idm üb bir çiftim or~ ta k d ir birinin hasılından öşür virürün deyü ortağa ekilen tohum cinsin h arm an ın d a iki bölük göslerüb ol sebeple o r­ ta k hasılı bel* olurm uş. Bunun gibi ‘amel dahi hilaf» kanun­ dur. Ber mucibi tafsili sabık ortak tohumu cinsinden ne

mıkdar ziyâde tohum ekm eğe iktidarı olur ortakçı olursa tohumun beylikten alub hasılını beyliğe üleşmek mukarrer kanundur. Min b a ‘d m ucebi m ezkûr üzere ‘am el oluna.

7» V e o r t a k ç ı l a r ekegeldikleri tohumlarından 'özrü kavisiz eksik ekseler veya gayrı ‘am ele mübaşeret it­ m ekle ziraatden feragat itseler veya yerlerinin yararına öşrün verilür tohum eküb y aram azına o rta k tohum un ek­

m ekle hasıla zarar itseler k an u n n âm e d e k ay d olduğu m u- cebce hizm etde m ukassır olm ayan ortakçı hasılı m iktarı

hasıl oluna. V e gereği gibi yasak ve tah d id oluna ki

nadas v a k tin d e ve biçin v ak tin d e gayrı ‘am ele m übaşeret

itm eyüb ekal her ortakçıya birer müdlük üçlenmiş nadas

itdirilüb buğday ekiîdükten sonra anızına ortak arpasile 'alef ekile gayri cins ekilmeye. M eğer ki arp a içün m üsta­

kil n ad as id eler ki ‘alefden ziyade kalan yerine her ne di­ lerse eke.

9. V e o r t a k ç ı olanlar ki bargircilik idüb fun - dacılığa v ey a gayrı kisbe m übaşeret itm ekle hizmetinde

m üsahele itdüğü içün bargiri elinden alm ub beyıik itm ek

eğerce ki k an u n d u r. M m ba'd onun gibilere yasak idüb yük bargiri aldurulm aya A lursa dahi satd ıru b behası ile o r­ takçı hizm etine m ü te ‘a!lik esbabının kusuru tekm il itdürüle

A m m a kemâ yenbegi hizmetinin ‘uhdesinden gelen ortak- eı kiibi aharden dahi m en ‘ olunm aya Behemehal ziraat hiz­ m etine mahsuslardır ol hizmeti tekmil ilmeyince gatts em­ re mübaşeret itdürilmeye.

(19)

10. V e o rtakçılar beylik çiftle k ir a c ılı iderlerm iş ve

o rtağ a ekilecek y arar yerleri ekm eyüb k endüler için hasıl eküb beylik çiftle şehre taşıyub satm ak ad etin itmişler. Ol sebeble çiftler helak olub y a ra r ekin yerlerin tazyî id erler­ miş. Bu hususda m in b a ‘d kanuna m uhalif 'am el itdürtm e- yüb ekine y a ra r yerler ekin için hıfzolunub hasılı yerlerin fazlasına eküb beylik çifti kendülerin m âlâb iid d in d en yere kullanm ayıb her zam anda o rtak hizm etine m ü te'allik um u­ ra kullanalar. H ilafı kanun beylik çiftlerin kullanub v e sa­

manların y en lerin hacetce komayup satub trmar itmekde taksir idenlerün em inleri gereği gibi h ak ların d an gele.

11. V e ortakçıya ortak hizmeti teklif o lu n d u k d a çifti ve tokumu sair âlâtı harsı beylikden virilüb sonra eger ökü­ zü eğer gayrı esbabı zâyi‘ olsa kendüye aldurub beylikden

nesne vsriim em ek kanunm uş. Min b a ‘d dahi kanunu m ez­ kûr m uk arrerd ir. A m m a baczısı müflis olub öküzden v e to­

humdan zâyi‘ olanı almağa iktidarı olmamakla hizmetin ta‘til idüb hem kendüye hem beyliğe zarar olurmuş. H n ttâ

ol zaru retd en b a ‘zı m e v â d d a iki ortakçı b ir çiftle ziraat idüb tohum larının b a ‘zı ekilmez imiş Min b a ‘d anun gibi iktidarı olm ay an lara esbabın tekm il için beylikden karz tartkile

*avin idüb am elinde ihtim am teklif oluna ki hasılı karışub

hissesinden girü deyni ed â olunub beylik hasıla zarar olm a­ ya am m a iktidarı olanlara k anun m ucibince tehir itm eyüb. kendülere m üteveccih olan hisseden âlâtı hırâsetleri tekm il itdürile.

2 5 . V e kulların baliğ olm uş oğullarına iptidâ-i bulûğ­

da sâyir ortakçı kullar gibi yılda yirm işer akçe mukataa v a z ‘ olunub m u k a ta ‘a-i m ezkureye ö rflerinde haraç itlâk olunm uş. A m m a bir m ık d ar m ü d d et geçtikten sonra ki ortakçı hizm etine kabiliyeti tem am zuhur b u la mahlûl bas­

tına ile çift v e tohum bulunursa virilüb ortakçı idilürmiş. V e illâ ortakcılıkdan b e d e l hâline göre yüzden yüz yir­

m iden yüz elliden b a‘zına iki yüz mukata‘a vaz* olmak ka­ nunu ma^mûlmiş. Şim di girü emri m ezkûr m ukarrerdir. V â ­

k i' oldukça kî ortaklık hizmetine duhûl müyesser olmaya her birinin hâline göre mukata'a vaz* olunub sonra mahlûl

olan çiftle ortakçı idile.

D ahilden evlenm ek mecburiyeti:

O rtak çı k u llan sahiplerine tâb i kılan bu İktisadî bağlılıklar ve

ortakçılık m ünasebetleri y a n ın d a ,'onların k u l . olm alarından m ü­

(20)

hususi-:yetler tetkik ettiğim iz kanunnâm e tarafın d an etrafiyle şerh ve ta f­ sil edilm ek ted ir:

K ölelik vaziyetinin icap ettirdiği bu hürriyetsizlik hali, bilhas­ sa ortakçı kulların ve cariyelerin evlenm esi m evzuubahs olduğu z a ­

m a n m e y d a n a çıkm aktadır. Filhakika; kölelerin sahiplen bu kö­

lelerin zürriyetlerine de sahip olm ak ve nesillerini dev am ettirm ek gayesiyle, onalrm evlenm elerini tanzim etm ek istjiyeceklerd'ir. Bu hususta bilhassa d ik k a t dilecek nokta, evlenecek yaşta yetişkin ca- riy eler d ururken b ir kısım kölelerin onlarla evlenm eyip jhariçten e h li ü m m e tte n hür kadınlarla tezevvüç etm ek istem eleridir. Bu v a ­ ziyette evlenecek kul bulam ıyan cariyeler yeni kul ev lâtlar yetişti- tem iyecek ve h ariçten evlenen erkek kölelerin hür k ad ın larla evlen­ m esinden m ey d an a gelecek çocuklar d a ; analarının hukukî statüsünü tak ip ed eceklerinden hür insanlar arasına gireceklerdir [9} .Bu sebep le ; köle sahipleri bu m ühim m eseleyi kendi hesaplarına en uygun bir şekilde h alledebilm ek için, her şeyden evvel h ariçten evlenm eyi m e­ n e d e re k k u lla n k e n d i ara la rın d a evlenm eğe cebretm ektedirler. K en­

d i cariyelerini evlendirecek kâfi derecede erk ek k u l a sahip b u ­

lunulm adığı ta k d ird e ise; b u cariyeleri m uayyen b ir ağırlık m u k ab i­ lin d e ve her sene m uayyen b ir b ed eli hizm eti cariye alm ak suretiyle

hariçten ortakçılık hizm etini kabul edecek h ü r kim selere verm ek-

tdirler. K anunnâm enin (1 9 ) uncu m ad d esin d en anlaşıldığı üzere;

İstanbul H asların d a K u l l u k l a r d ak i cariyeler, çok defa

k en d i araların d a kullarla evlenm ek istem iyerek, hariçten kendilerini a lm ak istiyecek hür ve zengin a d a m la ra varm ağ ı üm it etm ek te­

dirler. İşte, H aslar um urunun intizam ına m âni olacak vaziyette

telâkki edilen b u hususun tanzim i içindir ki lâzım gelen em irler ve­ rilm iş ve djahilden evlenm ek arzu eden k u llar m ev cu t iken, harice cariye verilm em ek ve cariyeleri kullarla evlenm eğe ceb retm ek hu- susu kararlaştırılm ıştır. K anunnam enin bu m ühim m eseleye taallûk e d e n ve o ld u k ça vazıh bulunan m ad d eleri aşağıya çıkarılm ıştır :

19. V® av reti fev t o lan hâssa k u llar ve hizm ete ya ’amsş

m ü cerred k u llar h â s s a c â r i y e 1 erd en tezevvüç ta ­

le b ild iğ in d e ekseri rizâ virm eyüb h â r i c e varm ak he- v âsın d a olurlarm ış. Ol zaruretle b a'zısı « h l i z i m m e t - d e n K a r a y i r tezevvüç id ü b e v lâ d ı a h l a r a

mü-[9] İslâm hukukuîıa göre; çocuk anasının hukukî sitatüsüne tâbi ola ~ cağından anası hür ise kendisi de hür olur.

(21)
(22)

züm-tfjj

% 3-

fi-jf

i l

.&

£i

■■ât

ii

i l

M

ite'İl

•«d,

İi

4

S İ

itfj

iT

* u»

4

"Ü*

a

_4>-1 î

İt.

-»)

.

■Jjl

İ;W :

y/j

ı&*

•&)

*a*

' «

i

- *4j-r'

”x33y

i;‘

•#'

&

î

X

■fi

i

t

cŞijjij ■$ i t -

. 3rU

t

•J

ji

#

û

j

A:

S

l

t

t

‘M

t

t

«k

*oU

/d

A

a

1f!

Afi

4 -

<J j 1 .

•JJ

*Kr

*Î3

-“i r i û i " • - - L • "• 2’*t. « *■’>{, ■ S 4 ) ,x^u •.- • y.j?/ M ■ ‘M

4 k

■ .1,“ i i r ?k-• r * w n ) ‘!-V VU j’-lû u* # ' T f i ! Fk^ ' • ’TVTVr — 1s?5f ?%* -*0. a’,. C-JIM> S>1 A '-’J i 1 «JkjJ* Jî # fİ i ' i J î/- i j s r - ca^fl 4ı> - ‘ S, & * '■-&* ■ ■f* f i . -rJçJV% $ ■ $ . % i Ja,

t i Vjjj, 4 * -&Vı 'it fen -*# & & —ı-Ov^ ■£Jİ •• wb . ji ’ j f iİj . .c#t •£xv l* U»E« ^ • c<j^y - # J -->J 1 f ‘ & S # ■^İ - M j . İ kL

T. - Küçük Çekmece köyünde oturan muhtelit zümrelerin ayrı ayrı yazılış

(23)

rîrSH •Vjlîtîîî -A |A>-^jr-v55# yv ^ — »B<4*F T tJ ^ t J tfZ ' .

...y

■■ ou* r^--» J * k 4 ^ T V ı^7yrüP^:> * -< * ît a »«v«v*' ■ ■ ■ ^ J ^ {*.*'J J f c 'jj j r j i l U j ^ _ « j { /

^ /hf l .

■"jji&T,^,---İli <,

--- ^ I ,

JÜ»-*? ■v-rv!J ]Jj \ ; ,7>4a-* r-rvJy.ifUL-«03®^ « ^‘l ''■Vlr&n ••ülss’H* ."•af <J%b <^5® Kjp •£S=t «>3=r » S f ^ <■77/ . J Ş E; ’*—3 V/J«‘ T-*1~ i 1 y» .A.** \ i >' *'j V-' "’

i:- iüj^ CiJ. U j ? > V M ^ j . -.i =

•A,<

.

*

.

S[\i ^ ı j j J j j j3 j ^ !

^

v*-> v '^ y ; ‘w' ' .’ *>' "^-i-yj ^"-*5.* î <■ .;-. _o-*>' Jy.-/

(24)

m " '' r | . .. | | ipI /Mil Ü r ^ i,y v'jC y ♦ W -J ->l*1->flr<.>.lı>.\ • .

.

a f ^

4

'■£

j â

W -.IC-J TTVf %

f # •# # #

y«!^ -.'HİJ.f .. «-V - 'TS* ■ X'rJ ■ % ’ -£« r' ‘V > ' ’,j#., • A , *«4> : 4 ^ . •>) #'A . A ■: ^ :™ty

(25)

vazı--'TCf ■J~€Zİ ■ s7Ğ *x* . w <Cu -v j i > w > “ 3?»" j=s£t± V c i i 1 . * W • V -L^ıi ■ & J) ’V .. ■y & i; J i . -Öa ■ 1 ?jlP, f -J % » J İ J > ' • ı ^ e£ > jjT S *J\ j î " ü &v j j t ¥ <»r ■-¥Ö % m 1 * t ' ^ 4 **£ § ' h J :' k t ■ ■j j; f»l/r Ü « i -si. /yM 4 ^ j y %Cr ' & ü . ı --Al ". ’Ct'- 5 f

(26)

.-.. j ) v. -*<OJ u>û W * - tCl/^ . - i * ■ JJ - # : ' ¥ i a u • u * 4 ' % jJ .«.»t ftÛ -Am * ' 4 İ i l ı jJ _.;(VJJZ ful> Ü i l i ' : . -i) ■ p r i î 1 *jjk «Uf.» Çvff . . Ş f : rtt . 4 i ' ; ' ’ « k & ’İ J J ’ w . fâ U « U > -Jj - ^ ’ -pîr. d i » v-T; ■4U • ı t t w * • ' ’ "'ûeVi "n/.S 4 - , / ~f\- ^ f - - . ';■■!■■ • " : i i j j j i ■ * M ' 4 V j J • j j ( K i . -;a» J i % ■ ' J j f r i )

.

A„<* ■ 1 # u U ' 4 y % : -t'*' İ ^ U • <?1ÎJ* n t •»V # .. .■ ;...: Çvtf ^ ■' ^ Ü T ' ' - # ■ . « s " Çvür 4 1 . ■ ' c ' ^ u / : r ' # i i l r - d , İ & J İ ı V i t - 4 ? 5 ® -^Aİ* ' , W - : • ı l n i [JjC ■ . . ^ ; M i j 'Jİ ^ / Ü J /Jljj X y t-. M (<"*W * * » - , â I J,/ ÜP p -w : i f c ■ üt» ■ M fcstf ^ p fi . _ ~ ~ H j 0 > f ' » MJ İ A 4 4 U j>1 . « V .. • T f •'■ w .J# İ r o ^ - ^rt'' ı ^ -1r îrf' ■•w j i - u ^ -~^>U ' ı<3# ■ w { ‘<Wfi f e f

's-^ - yfc11 ~ı*pE«Û...AJŞT Ö

. &'■ • & İ -**iİ ' 4 % ■AOr±* ■ ' & ii . 4 5 • • • o ^ _ ‘k r ’1 jSu’ J y ' & > ‘ T î ? ••' r i * T / : :

(27)

<Oı, {

•.--s* «S-:“ 4--l* <■-.. p. , u 5 S f

r T

HX&*>Sj*uL>ıâ*. ~-vfİJrfM) jU eliil;) ttty

i* İ^Jfir İibgjs) tiiUjj

-■ — — ^ r a a r l Ş y J

f

- .’■ • l*

â -■ * '

w- • . ■; *v. ••

â -®

t

i

4 > ^

- 4

M . j i ' »V‘ ,^ 'tJ (J^V, ^■ t X

f

1 . Q4] *J\ T M

h

s

V | r

jtjt ;■-■ . <i'-c ■

(28)

k i JJ ■ . l A İv.- f o î f c 4 ’ •b. ~$âı İ r • ^ i w •‘VÂv "*£ « s M J t i T 0 ■—.0 ıf »W*V *w»' ^ c - JVJ^h J* -t '»v»y -\!'J # ' < # •*TJ$ ■ «w 4 ,. A# İ " 4>f i * . . İ d * İOJ# # & VJ*f ■ - î t e Xt - 'V •t’İi •\<ly h o | j J4 f ' T***. «tf %- 4 İ & 3 £* -ö ■ • & % * ■$&> >Tv> ; f # / A ş # f e ı • - w .ytfV -Şİİ»' Ö&Jİ • , e h A i ; j j r ^ 6 ' E ; ‘Zf% •ur’ • V1.1 i f â •■- v 4 İ , 3 r 1 uVı %} ' \ : 4» . ujy. r [ ~fd eVj-{‘İ'-jV •’u _

.

• k '& l A "i m' (•*J«. a: t 'X# t . İ •f'H ■°zri t e<fa ! % ' ■• # ■ s . d i l *{. ^ İ j i •İT'1 • a 1 4i ı rsr . ^ 1 ’^ a $flU - j r #- % c V '

1

^,

xjl * 4 .{\W -ifî. ' *’U*J ; -C S 1 ■ •""vi b ' " T İ " ' M .«-»*. 4 * ' ^ i tfM # | “ û-;Ş İ *& >Yİ-e>. ^T C * ’-'Ztf - T C f 1 1 , v»*-.—'

laany

j t j3 ■ ■ tdfî!? i #^A .-•?> Tjfl »ı-JM «\fij> •u»î, t-.*- - u ^ p â ‘r î / ■ X± ■ «■yv fZrz&r*•■**•» ut»

•Jl / ' “T* " * » ^ -t-»

.

i& r-Q> . M ; k »• ( î î f -ul;. t i î3p>. -ibı • S § Kt

k t

• ’İ%P' \ ‘\r \ ^;Uı'

(29)

?*■$ .^ U 5 İ: -l»EîjV •Ulr ' T* V ^ r r r " n ! & M tâjfaZi ^ jIe.İ.|e . --u.î^Uo. lUJI i f ^ 1 : y -— ‘t p * . - î f e * J L ^ _ İ }: _r—f-tt • f a g c > f r '' ^ ,J ly j Tî'fc&fcj E.r'4 * l£ ’'J"i

._ .. ,JJ!- < — <ij> —-< t —v*R^ _ —uı .: k / ^ - 4 ‘ '^.v-^l Vj>- i-—*,. .. ’^ g l U ^ N t T f J w C*• .—K ^ iS>" b'JjHf öU»W.> *u ""'...'"' ‘" ,-"-vJ'-*

«

* = * C S f

*VU!> İ>-*!V • ujy^ #U»:' ••'■ <✓»*) . . ' ' W ^ . ' v ' u-UU- _*v*U «vJ^j T** ,-—ö? ~'-£f • W - . ‘ -U ' ’

.

/L

\.* i« “T*1 v şu WwiU’'

, - f ^ ' ' % ‘ ^ İ B ,<3^ r^ j^ - (C7> *"3# ..»AâdjyJj : -* VJRw\* . - • ' ‘"“l*'*- «vvEgUv f~~P 'UjiçLu r * * .\^£-IU • Wl±* . ^ l ^ J , '& $ r C T tJ ^ ^5Ü 5İ -y-* •vJ^îy « j ’a y . * «

(30)

b e d d e l olurm uş. V e b a ’zısı ‘avereti olm am akla hidm etin- de kasır olub ol sebeble um uru hâssa ihtilâl m ütevveccıh olmuş. Şim di em rolundu ki miti b a ‘d hâssa k u llard an g a y ­ rı hârice câriye verilm eye M eğer ki anlarun hacetinden faz­ la olub h aricd en y a ra r kefiller ile o rta k hizm etine iltizam teklif oluna. Ol vakit virilm ek caiz ola A m m a b u ta k d ird e dahi ‘atebe-i ‘ulyâya ‘arz olunub em ir olm ayınca verilmeye

V e alm an ağırlık b e y l i ğ e zaptolunub ‘âmil kıstm dan

‘a d d o lu n m ay a V e kullarla cevâri arasın d a min b a ‘d cebri şefl*‘î câri olup tezvîce kabil olan câriyeleri ki evlenm ek m ü­ him ini olan kullara ihtiyarları ile v arm ay a veya fev t olan e rin d en baştın asın a hizm et id er oğulları kalm aya veya ey­ tâm ı sig a n olu b ta v a ttu n itdüği y u rd u n d an gayri yere nakl itdirilm ekle ey tâm v e k en d ü y e z arar m üteveccih olm alu olm aya filcüm la bunların emsali bir ‘özrü kavı ile ki m a z u r

o lm aya cdbrile tâlib olan k u l a virile. E lbetde b eh e -

m ehal evlenm ek taleb iden kullara kendilerinin hallerine m ünasib d u ld an ve b âk ired en câriye buluvirilüb virile ki

‘avreti olm am ak zaruretinden h u r r e tezevvücüne irtî-

k âb id ü b ev lâd ı a h râ ra m ü b ed d el olm ak za ra n v e evli ol­ m am ak la hid m etlerin d e taksirleri görünm eye.

2 1 . V e k u II a rd an resm i ‘arûs bâkire içün otuz a k ­ çe v e b îv e içün on b eşer akçe V e k u ld an g a y n d e n b âk ire içün altm ışar akçe b îv e içün on beşer akçe alınm ak m a ‘- m ûl kanunm uş. G irü ol m uceb üzere m u k arrer olub m ıkdân. m ezkûrdan ziyade nesne alınm aya.

2 2 . V e hilafı m em u r a ğ n lık ta m a 'ı ile ortakçı hizm eti tek lif o lu n m ad an harice hayli câriye virülüb ba*zına b e ­ d e li hizm eti câriye v a z ‘ olub b a b ın a olunm am ış. E m r olun­ d u ki v a z ‘ olm ayanlara dahi v a z ‘ olunub ortakcr k an u n u m ucibince yirm işer akçeleri dahi alm urm uş b e r k ararı ev­ vel girü alına.

O rtak çı k u lların m uhallefatı m eselesi:

O rtakçı kulların k u l olm alarından m ütevellit hukulrî

m ad u n iy etlerin d en birisi de, onların m iraslarına b ir hür insan gibi sahip bulunm am alarıdır. Filhakika; kanunnâm enin aşağıya çıkarılan

m ad d elerin in m ü taleasm d an anlaşılacağı veçhile, ortakçı kulların

v efatiyle m uhallefâtınm yalnız hizm ete y a ra r oğullarına geçm esi

hâdisesi, b ir m irasın m irasçılara ve ak rab ay a intikali n evinden b ir

hâdise olm ayıp, d a h a ziyade ortakçı işletmeleri serm ayesinin d a ­

ğılıp bozulm am ası y ah u t geriye kalan evlâdın yetişebilm esi için a- hnm ış id arî m ah iy ette b ir ted b ird ir. N etekim ; k ad ın lara ancak kü­

Referensi

Dokumen terkait

Menur ut m er ek a, sm ir y ang sudah dilak uk an pengecat an MGG dik lasifik asik an k e dalam t iga k at egor i ber dasar k an pada sit om or fologi m er ek a, salah sat

Şimdi şu anda, adını anım- sayamadığım, bana benzeyen b ir tarihçinin daha önce yapm ış olduğu gibi, çetin işimin üstesinden gelmiş ola­ rak kalem im i

KUDSİ hadis, mânası yüce Allah'a, ifadesi Hz, Peygamber Efendimiz'e (s,a,v) ait olan mübarek sözlerdir, Kur'an'dan ve Peygamberimiz'e ait hadislerden ayrıdır, Peygamberimiz

CHEN HAO: Elimizdeki güç düşmanın gücünden daha üstün o l­ madığında düşman üzerine ilerlem ek o an için bize herhangi b ir avantaj sağlam ayacak ise

Analisis Investasi dan Kelayakan Bisnis b 4 11 GB2.4 Ek... Seminar Keuangan dan Perbankan Islam a 4 26

Direklasifikasi ke Diukur pada nilai wajar Tersedia untuk dijual Pinjaman yang diberikan dan piutang Dimiliki hingga  jatuh tempo D ir ek la si fik a si d a ri Diukur pada nilai

This article aims to investigate: a the characteristics of the period, index, research approach, subject matter, and demographics of the participants in the identified articles, b

Lepidonotopodium piscesae, A-F, holotype; G, H, paratype, USNM 102890: A, Left 1st elytron, segment 2, with detail of microtubercles, micropapillae, and bacterial "hairs"; B, Left 2nd