• Tidak ada hasil yang ditemukan

Mevlana Ve Suluk

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Membagikan "Mevlana Ve Suluk"

Copied!
5
0
0

Teks penuh

(1)

Tasavvuf Dergisi Tasavvuf Dergisi

Hz. Mevlânâ’dan Sülûk Yolundakilere Uyarılar

Hz. Mevlânâ’dan Sülûk Yolundakilere Uyarılar

Ethem Cebecioğlu

Ethem Cebecioğlu

Bir tasavvuf ıstılahı olarak sülûk bir mürşid

Bir tasavvuf ıstılahı olarak sülûk bir mürşid--i kâmilin idaresinde Allah"a vuslata çıkılan i kâmilin idaresinde Allah"a vuslata çıkılan veve

herkesinistidadı derecesinde makâm

herkesinistidadı derecesinde makâm ve mevkilere ulaştığı manevî yolculuk, şeklinde tarifve mevkilere ulaştığı manevî yolculuk, şeklinde tarif edilir. Sülûk bir

edilir. Sülûk bir şahsiyet eğitimi ve benliğin dönüşümü amelyesidir.şahsiyet eğitimi ve benliğin dönüşümü amelyesidir.

Ana rahminden vefat edene kadar bir insan, zaten manevî sefe

Ana rahminden vefat edene kadar bir insan, zaten manevî sefe rde ve kendi tahakkuku ile içrde ve kendi tahakkuku ile iç içedir. Tasavvuf yolundaki seyr-u sülûk, b

içedir. Tasavvuf yolundaki seyr-u sülûk, bu manevî eğitimi ve terbiyeyi belirli kurallara göreu manevî eğitimi ve terbiyeyi belirli kurallara göre

tanzim eder, manevî gelişimde hızlandırıcı ve sağlıklı bir rol ifâ eder. tanzim eder, manevî gelişimde hızlandırıcı ve sağlıklı bir rol ifâ eder.

Şüphesiz bu manevîyat yoluna giren sâlikin/dervişin, bu yolda dikkat etmesi gereken bazı Şüphesiz bu manevîyat yoluna giren sâlikin/dervişin, bu yolda dikkat etmesi gereken bazı hususlar vardır. Hz. Mevlânâ, hikemî penc

hususlar vardır. Hz. Mevlânâ, hikemî pencereden bu hususlara dikkat çekerek sâlikleri/ereden bu hususlara dikkat çekerek sâlikleri/

dervişleri şöyle uyarır. dervişleri şöyle uyarır.

1. Sülûk Genç Yaşta Olursa Kolay Olur 1. Sülûk Genç Yaşta Olursa Kolay Olur

Gençlik gibi

enerji-Gençlik gibi enerji-yoğun bir dönemde, nefsi kontrol altına almak, büyük önem arzeder. Hz.yoğun bir dönemde, nefsi kontrol altına almak, büyük önem arzeder. Hz. Mevlânâ, gençken manevî terbiye yoluna girmeyi avantajla

Mevlânâ, gençken manevî terbiye yoluna girmeyi avantajlarıyla birlikte şöyle anlatır.rıyla birlikte şöyle anlatır.

 Ne mutlu genç

 Ne mutlu gençliğini ganimet bilip, borcunliğini ganimet bilip, borcunu öder.u öder.

Kudretli günlerinde güçlü kuvvetliyken sülûku başarır. Kudretli günlerinde güçlü kuvvetliyken sülûku başarır. Çünkü gençken yemyeş

Çünkü gençken yemyeşil ter il ter ü taze bir ü taze bir bahçe gibidir bahçe gibidir  Meyvelerini esirgemeksizin bol bol yetiştirir 

Meyvelerini esirgemeksizin bol bol yetiştirir 

Genç adamın kuvvet ve şehvet çeşmeleri sürekli akar  Genç adamın kuvvet ve şehvet çeşmeleri sürekli akar  Bedenin zeminini (temelini) onlarla yeşertir.

Bedenin zeminini (temelini) onlarla yeşertir. Gençlik donanımlı ve tavanı çok

Gençlik donanımlı ve tavanı çok yüksek yüksek  Dört duvarı sapsağlam bir eve benzer  Dört duvarı sapsağlam bir eve benzer   Ne mutlu o kişiye

 Ne mutlu o kişiye ihtiyarlık gelip çatmaihtiyarlık gelip çatmadandan Boynunu liften örülmüş bir i

Boynunu liften örülmüş bir iple bağlamadanple bağlamadan Toprak çoraklaşmadan(sülûk) işini başarmıştır  Toprak çoraklaşmadan(sülûk) işini başarmıştır 

Çünkü çorak topraktan asla güzel nebat bitmez. Çünkü çorak topraktan asla güzel nebat bitmez.

Mevlânâ, verimli çağında bir dervişin, manevî eğitimini,

Mevlânâ, verimli çağında bir dervişin, manevî eğitimini, gayret kemerini kuşanıp dahagayret kemerini kuşanıp daha kolayca başarabilec

kolayca başarabileceğini bu şekilde revnaklı bir eğini bu şekilde revnaklı bir üslüpla dile getirir ve üslüpla dile getirir ve bu şekilde gençleribu şekilde gençleri erken yaşta kemalât meyvelerini devşirmeye davet

erken yaşta kemalât meyvelerini devşirmeye davet eder.eder. 2. İhtiyarlıkta Manevî Eğitim (Sülûk) Zordur

2. İhtiyarlıkta Manevî Eğitim (Sülûk) Zordur

Hikemlî bir zeminde bu

Hikemlî bir zeminde bu fikri savunan Hz. Mevlânâ konuyla ilgili olarak şöyle dfikri savunan Hz. Mevlânâ konuyla ilgili olarak şöyle der:er: İhtiyârın gücü kuvveti kesilir, şehvet suyu akmaz olur.

İhtiyârın gücü kuvveti kesilir, şehvet suyu akmaz olur.

Onun ne kendisine

Onun ne kendisine faydası olur ne de başkasınafaydası olur ne de başkasına

Kaşları eğer kuskunu gibi aşağı düşer  Kaşları eğer kuskunu gibi aşağı düşer  Gözü yaşarır (fersiz kalır) görmez olur  Gözü yaşarır (fersiz kalır) görmez olur 

(2)

Yüzü buruşur kertenkele sırtına döner 

Dil konuşamaz, tat alamaz, dişleri kesmez olur  Gün artık geçmiş vakit akşam olmuştur.

Beden bir leş gibi sallanıp topallamakta Manevî eğitim yolu ise oldukça uzun

İşyeri (yani beden) artık harap ve yıkık iş işten geçmiş

Bu mısralarıyla, Hz. Mevlânâ yaşlılıkta sülûk zorluğunu aşabilmedeki bedenî gücün za"afını

öne sürer.

Ancak, Hz. Mevlânâ bu konuda da yaşlılara ümit ışığı yakarak şöyle der: Sene geçti gitti vakit ekin (harman) vakti değil

Yüz karanlığı ve kötü amelden başka mahsul yok  Beden ağacının köküne artık kurt düştü

O"nu koparmak ve ateşe atmak gerek  Ey yolcu! Uyan artık kendine gel kendine

Vakit geçti ömür güneşi kuyuya yöneldi

Geri kalan bu iki günceğizinde kuvvetin varken Bari şu ihtiyarlığını Hak yoluna sarfet

Elinde kalan şu son tohumu ek feda et ki Bu iki anlık müddetle uzun bir ömür bitsin Madem ki ışık veren bu çerağ henüz sönmedi

Kendine gel de hemen fitilini düzelt yağını tazele

Sakın yarın deme, zira ne yarınlar geçti Ekin zamanı tamamen geçmeden artık uyan

3. Her Hâl ü Karda Sülûku Ertelememeli

“Yarın yapacağım diyenler helâk oldu” hadîs-i şerifi, insan hevasının, hayra rağbetten uzak vadilerde faaliyet icra ettiğini ve sürekli erteleme ile helake sürüklendiğini gösterir.

Mevlânâ Hazretleri bu hadis-i şerife telmîhen şöyle der:

Yarın öbür gün diye diye şu yankesici nefs

Hep ömürleri çalar gider

Bil ki bütün ömrün bu gündür ancak

Başka gün değil, gel de şu düzenbazın va"dine inanma Varlık kemerini çöz de hizmet kemerini kuşan

Artık şu yalancı nefsinden kurtul gitsin

4. Sülûk Yolunda Hizmet ve Sadâkât

“Bir işe azmedince artık Allah"a sımsıkı sırtını daya!” (Âl-i İmran/159) âyet-i kerimesindeki

azm etmek, ciddiyetle bir işe yönelmeyi ifade eder. Zira azm ve de buna ilaveten Allah"a dayanma olmadıkça hiçbir işte muvaffak olunamaz

(3)

Köpekler bile gönlünü ilk kapıya sıkı bağlar  Diğer köpeklere nasihat ederler:

“Kemik yediğin ilk kapıya sıkı bağlan

Yoksa Hak gözetmeyi terk etmiş olursun derler 

Bu mısralarda görüldüğü üzere, terbiye edilecek nefis, köpek metaforuyla dillendirilir. Hz. Mevlânâ, köpek nimete nail olduğu kapıya nasıl edeplenmek üzere sadakatle bağlanırsa, bir sâlikin de aynı sadakatle, o büyük kapıya aynı şekilde bağlanması gerektiğini söyler.

Köpeğe bir kapıdan bir lokma ekmek verilse O kapıya bağlanır, hizmetkâr olur 

Sonunda o kapıya bekçi olur, ona eziyet edilse

Hatta ona yemeği noksan verilse bile O kapıyı asla asla bırakmaz

Orada kalır başka kapıya gitmez Oraya dışarıdan bir garib köpek gelse

Kapıdaki köpekler onu gece gündüz terbiye eder  İlk gittiğin kapıya git oradan nimetlendin

O nimetin hakkı, gönlünü o kapıya rehin etmendir derler.

Bağlı olduğu kapıyı terkedip sadakat göstermemek, nimete şükür açısından da sıkıntılıdır davranıştır. Hz. Mevlânâ, sâlike sadakatle ilgili tavsiyelerini sürdürür:

Ey azgın köpek veliyy-i nimetine isyân etme Tokmak gibi o kapıya bağlan o kapıda bekçilik et

O kapıda (tembel olma) çalışkan ol da O kapıda sıçrayıp (yücelere) yükselesin

5. Sâlik Elde Ettiği Olgunlukla Gururlanıp Onu Teşhîr Etmemeli

Elde edilen olgunluğun ortaya saçılması, sâlikin başına çeşitli belâlar açar; zira hazine,

saklanmak gerek. Hz. Mevlânâ bu konuyu şu şekilde açıklar: Tavus kuşunun kanadı canının düşmanı olmuştur.

Bir çok hükümdarı da kuvvet ve azameti öldürmüştür  Masum ceylan göbeğindeki misk yüzünden avlanır  Tilkiye postu için tuzak kurulur, fil, dişi için öldürülür

Hz. Mevlânâ güzellikler içinde mahviyete, hiçliğe talib olmasının, sâliki selamete ulaştıracağını kaydeder ve şöyle der:

Tavus gibi kanadına bakma ayağını gör ki Kötü gözler sana pusu kurmasın

Dağ bile kötülerin nazarıyla yerinden oynar 

Kur"ândaki nazar âyetini oku da anla

Dağ gibi Hz. Ahmed (s.)bile yolda yağmur çamur yokken  Nazara uğradı da ayakları titremeye başladı

İbret al da dağ gibi (yüce bir insan olan) Peygambere bak  Bak O"na ey saman çöpünden daha değersiz olan adam Artık bundan sonra kendindeki hünerleri

(4)

6. Sâlik Manevî Hallerini de Gizlemeli

Sâlik, olgunlaşma yolunda zahirî nimetlerini setretmekle birlikte, manevî hallerini de gizlemeli. Hz. Mevlânâ, yine mecaz vadisinde bu hususu şöyle açıklar.

Mesela efendi yabancı bir yere gidince

Kölesine kendi elbisesini giydirir Kendisi de kölesinin elbiselerini giyer Kölesini kendisine efendi yapar

Kimsenin kendisini tanımaması gerektiği için Köleler gibi onun ardından gider 

Yani, kendini gizleyerek düşmanların fenâlıklarından korunmuş olur. Setr yapar, halini gizler.

Hz. Mevlânâ, Senaî’den yaptığı alıntıyla bu konuyu farklı bir açıdan şöyle açıklar :

İlâhî şarabı içtiğin yerde sızıp kal orada yat Zira Meyhâneden çıkan sarhoş yolunu şaşırırsa Çocukların (bilmezlerin) maskarası olur.

Her nereye gitse yalpalar çamura düşer 

Onun halini anlamayan ahmaklar ona güler

O bu haldeyken peşine takılan çocuklar 

Onun ne sarhoşluğunu bilir ne de şarabın neş"esini Allah sarhoşundan başka herkes

Bu yolda çocuk mesabesindedir

Heva ve hevesinden kurtulan kişiden başkası Buluğa ermiş (olgunluğa ermiş) değildir.

7. Sâlik, Dost Meclislerinde Bile Hünerini Göstermemeli

Hz. Mevlânâ, bu konuda da nefsin bir takım oyunları olduğunu göstererek sükûtî olmayı

tavsiye eder.

Dost yolda arkadaştır, sığınaktır 

İyi bakarsan görürsün ki yol sevgiliden ibarettir 

Dostlara, sevdiklerine ulaşınca sükût ol (sessizce)otur  O halkaya kendini yüzük taşı yapmaya kalkışma

İyi bir düşün de şu Cuma namazına bir bak 

Herkes toplanmış tefekkür halinde susup durmaktadır  Sen de varını yoğunu (böylece mecliste) sükût diyarına çek   Nişan arıyorsan kendini nişâne yapmaya kalkış

8. Sâlik Sırlarını İfşa Etmemeli

Zirâ sırları ifşâ etmek, hedefe ulaşmaya engeldir. Her sırrı ifşâ etmek doğru değildir 

Zira bazen çift dediğin tek, tek dediğin çift olur 

Şayet aynanın saflığını yüzüne karşı söylersen Aynanın saflığı kaybolur buğulanır 

(5)

Hz. Mevlânâ, sır ifşâsının kalp aynasının buğulanmasına sebep olacağını söyler ve genel bir

 perspektif içinde sâlike şu üç şeyi tavsiye eder.

Şu üç şeyi söylemekten dilini tut;

Zehabın (kanâatin), zehebin (paran) ve mezhebin Çünkü bu üçünün düşmanı çoktur 

Düşmanın şayet bunları bilirse Sana zarar için pusuda fırsat bekler  Sırrını bir tek kişiye dahi söyledinse İşte artık o sırra “Elveda!”de

Zira iki kişiyi aşıp bir başkasına söylenen sır  Artık şayi olur, yayılır gider 

Hz. Mevlânâ, istişare yaparken bile, sünnet-i Peygamberî (s.)’ye uyarak sırrı saklamak

gerektiğini söyler.

Üstü örtülü ve sırrı açığa çıkarmadan

K inayeli bir üslüpla meşverette bulun

Hazret-i Peygamber (sav) üstü kapalı istişâre ederdi

Cevap verenler, sırdan habersiz cevap verirlerdi

Sâlik"in değil kendi sırrını, başkalarının sırrını da saklamalıdır. Allah bir kimsenin ayıp ve kusurunu örtmek isterse

Ona, ayıplı kulların ayıbını yaymama meyli verir. 9. Sâlik Kimseye Yük Olmamalı

Hz. Peygamber(S.)"in yere düşen kamçısını bizzat inip alarak kimseye yük olmamasını örnek gösteren Hz. Mevlânâ, şöyle nasihat eder:

Hz. Peygamber (sav): “Allah"dan cenneti istiyorsan

Kimseden bir şey isteme ki

Kimseden bir şey istemezsen, Ben kefilim

Cennete de girersin, Allah"a da ulaşırsın”, buyurdu

Bunu duyan sahabi bu kefillik yüzünden o hale geldi ki

Hz. Peygamber (s.) bir gün ata binmiş gidiyordu Elinden kamçısı yere düşüverdi

Hemen inip kendisi aldı, kimseden istemedi

Kul ol da yeryüzünde at gibi özgür ol

Referensi

Dokumen terkait

Hitung mean dari setiap kelas dan mean glbal. Hitung matrik

masing rumah diukur kelembaban udaranya didapatkan data urutan sampel berdasarkan didapatkan data urutan sampel berdasarkan kelembaban pada tabel di bawah. kelembaban pada tabel

Data-data yang sudah dianalisis dengan menggunakan teori DBO (Desires, Beliefs, Opportunities) dan konsep keterlekatan (embeddedness) dari Karl Polanyi tersebut kemudian

Berdasarkan paparan fakta diatas, maka penulis berminat untuk mengetahui perbandingan antara pemberian fentanil 1 µg/kg intravena dengan lidokain 1,5 mg/kg intravena untuk

Kelima dari spesies di atas termasuk dalam kelompok famili Formicidae yang memiliki ciri secara keseluruhan yaitu terlihat dari sifat struktural bentuk tangkai metasoma,

Berdasar telah dipaparkan diatas, pengertian Masyarakat Ekonomi ASEAN, adalah sebuah masyarakat yang saling terintegrasi satu sama lain dalam lingkup ASEAN dimana adanya

(a) Perusahaan yang melalui satu atau lebih perantara (intermediaries), mengendalikan, atau dikendalikan oleh, atau berada di bawah pengendalian bersama,

Hasil pengukuran akan memberikan informasi lengkap yang dapat digunakan sebagai panduan untuk merancang perencanaan strategis, operasional dan investasi dalam