DiNLER TARiHi
ARAŞTIRMALARI-
VII
••
•
TURKIVE'DE
•
•
•
DINLER
TARIHI
(Dünü, Bugünü ve
Geleceği)
Giriş
• • •• •
MIRCEA EliADE VE
TURKIVE'DE
DiNlER TARiHi
ÇAliŞMAlARI
Ar.
Gör.Dr.
Ramazan ADIBELLiErciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
•
Geçtiğimiz yüzyılın en önemli dinler tarihçilerinden biri olarak kabul edilen Romen asıllı Mircea Eliade'ın çalışmalan, Din Bilimi alanında özellikle de Dinler Tarihi bağlamında araştırma yapanlar için vazgeçilmez bir kaynak oluşturmaktadır. Eliade'ın vefat tarihi olan 1986 yılına kadar Rumen, Fransız ·ve İngiliz dillerinde kaleme aldığı kitap, makale, bildiri vb. sayısının
iki
biniaştığı ifade edilmektedir.1 Eliade'ın sunduğu bu zengin malzeme, özellikle
1950-1980'li yıllarda Batı'da yapılan Din Bilimi çalışmalarının birçağuna yön vermiştir .. Her ne kadar Eliade'ın teorileri özellikle ölümünden sonra bazen hakaret derecesine varan sert eleştirilere tabi tutularak gözden düşürülıneye çalışılmışsa da hala günümüzde
din
bilimsel incelemelerin teorik altyapısınıoluşturmaya devam ettiği görülmektedir.2
1 Douglas Alien & Dennis Doeing, Mircea Eliade: An Anııotated Bibliography,
Garland Publishing, New York & London 1980, s. viii. Eliade'ın bibliyografyası
hak-kında en önemli kaynaklardan birini oluşturan bu kitabın yanında şunlara da baki-labilir: Joseph M. Kitagawa & Charles H. Long, Myths and Symbols: Studies iın
Honor of Mircea Eliade, University of Chicago Press, Chicago 1969, s. 417-433; Constantin Tacou (dir. ), Mircea Eliade, L'Herne, Paris 1978, s. 387-405; Mircea Eliade, Ordeal by Labyrinth: Conversation with Claude-Henri Rocquet, The University of Chicago Press, Chicago & London 1982, s. 213-225.
2 Birçok eleştirınen, Eliade'ın antiselnit olduğunu savunarak, onun bu düşünceyi Din Bilimi çalışmalarında da yansıttığını ve dolayısıyla da bilimsel çalışmalarının bir
de-ğer taşımadığım ima etmektedir. Örneğin bkz. Ivan Strenski, Four Theories of Myth
. in Twentieth-Century History: Cassirer, Eliade, Levi-Strauss and Malinowsld,
Second Printing, Univeri;ity oflowa Press, Iowa 1989; Alexandra Laignel-Lavastine,
Eliade'ın yurtdışındaki etkisine örnek olarak Ocak 2009'da hayatını kaybeden Türkolog Irene Melikoffun tanıklığı, Türk dinler tarihçileri açı
sından önem arz etmektedir. Melikoff, 1988 yılında Lüksemburg'da düzenle-nen illuslararası "Eliade-Duınezil" Kolokyumunda sunduğıı "Mircea Eliade: L'importance de son reuvre pour l'etude des religions des peuples turcs"3 baş
lıklı bildiride çağımızın en öneınli dinler tarihçilerinden biri olan Mircea Eliade'a entelek.tüel ve manevi açıdan çok şey borçlu olduğıınu dile getir-mektedir. Türk halk dindarlığı konusunda öneınli çalışmalara imza atan Melikoffun şu ifadesi, Eliade'ın Türklerin dinlerini araştırmadaki önemine vurgu yapmaktadır: "Mircea Eliade'ın eserlerinden istifade ederek kendimi
hazırlamamış olsaydım, herhalde bu konudaki araştırmalarımı kesinlikle
derinleştiremezdim."4 Melikoff, Eliade'ın dairesel zaman tasavvuruna, arke-tiplere, sihirsel uçuşa, beşeri hal:in aşılmasına ve şamanik ritüellere vs. ilişkin
analizleri sayesinde "Artık, ne Hacı Bektaş'ın düşünce vasıtasıyla Mekke'ye
gidişi ne de rüyasında hac ibadetini yerine getirmesi ile ilgili anlatılan efsane-ler bana saçma geliyordu"5 diyerek Eliade'ın eserlerinin, çoğıı zaman çocuksu
ve hatta saçma görünen, anlamsız veya lüzumsuz zannedilen dini fenomenler
karşısında bulunduğıınu düşünen araştırınacıya yeni anlam ufukları açuğını
ortaya koymaktadır.
Bu yazıda, Eliade'ın dini konulardaki analizlerinden ve kutsallıkla ilgili teorisinden ülkemizde Din Bilimi alanında yapılan çalışmalarda genel olarak ne derecede yararlanıldığı tespit edilmeye çalışılacakur. Eliade'ın hayat hika-yesiyle ilgili özet bilgi verildikten sonra onun Türkçeye aktarılan çalışmaları
üzerinde durulacak daha sonra Eliade'ı doğrudan konu edinen çalışmalar
taıııtılacakur. Son olarak Eliade'ın çalışmalarıııın yurtdışında meydana
getir-2002; Daniel Dubuisson, Impostures et pseudo-sdence: L'oeuvre de Mircea EHade, Presses Universitaires du Septentrion, Villeneuve-d'Ascq 2005.
3 Irene MıHikoff, "Mircea Eliade: L'importance de son ceuvre pour l'etude des religions des peuples turcs >>, Actes du Colloque international «Eliade-Dumezih> (Luxembourg, avril1988), Luxembourg 1988. Bu yazı, İsmail Taşpınar tarafından dilimize
çevril-miştir: Irene Meii.koff, "Mircea Eliade ve Türkler'in Dinlerini Araştırmadaki Öne-mi", Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 20 (2001 ), s. 193-199. Çevirinin ilk dipnotunda bildiriler kitabının yayını tarilıi olarak yanlışlıkla 1998 yılı
gösteril-miştir; doğrusu 1988 olmalıdır.
4 Melikoff, "Mircea Eliade ve Türkler'in Dinlerini Araştırmadaki Önemi", s. 193. 5 Meii.koff, "Mircea Eliade ve Türkler'in Dinlerini Araştırmadaki Önemi", s. 195.
diği bilimsel hareketliğin ve onun nüfuzunun ülkemizde neden yeterince
aksettirilmediği konusu incelenecektir.
Eliade'ın Özgeçmişi6
Mircea Eliade, Jeanaile Romen ordusunda subay Gheorge'un ortanca
çocuğu olarak 1907 yılında Romanya'nın başkenti Bükreş'te dünyaya gelmiş
tir. Eliade, henüz dokuz yaşındayken Birinci Dünya Savaşı patlak vermiştir. 1916 yılında Romanya, Alınanlar tarafından işgal edilmiştir. Savaşın sonunda, önceleri hali vakti yerinde olan Eliade ailesi mal varlığının büyük bir kısmım
kaybetmiştir. Erken yaşta ve kendi kendine okumayı öğrenen Eliade, doğa bilimlerine özellikle de böcek bmmine merak sarmıştır. Ziarul ştiintelor populare, OrizontuL Foaia Tinerimii, Lumea, Universul Literar, Adev8rul
Literar, vs. gibi gazete ve dergilerde genel halk kitlesinin- aniaya bileceği
dil-den bilimsel yazılar, gezi notları, hikayeler ve edebi tenkit denemeleri yazan
6 Eliade'ın biyografisi konusunda kendisi tarafından kaleme alınan kaynaklar esas
alınmıştır. Eliade'ın Gallimard yayınevi tarafından yayımlanan iki ciltlik hatıratı bu konuda en önemli ve en kapsamlı kaynağı oluşturmaktadır. Eliade'ın dünyaya
geldi-ği 1907 yılından 1960 yılına kadarki hayatını konu edinen bu eser, iki cilt hillnde
yayımlanmıştır: Les Promesses de lequinoxe (1907-1937). Memoire I (Gallimard, Paris 1980); Les Moissons du solstice (1937-1960). Memoire II (Gallimard, Paris 1988). Eliade'ın biyografisi ile ilgili ikinci temel kaynağı ise onun günceleri teşkil
. etıııektedir. Eliade'ın İkinci Dünya Savaşı esnasında Portekiz'de kaleme aldığı gün-eesi ilk önce 2001 yılında Joachin Garrig6s tarafından İspanyakaya çevrilerek
ya-yımlanmış (Mircea Eliade, Diario portugwfs (1941-1945}, Kair6s, Bareelona 2001) daha sonra da Rumence olan asıl versiyonu neşredilmiştir (Humanitas Publishing House, Bucharest 2006). Eliade'ın İkinci Dünya Savaşından sonra kaleme aldığı gün-celerinden seçtiği kesitler Fransızca olarak üç cilt hillnde yayımlanmıştır: Fragm~rıts
d'un journal I (1945-1969) (Gallimard, Paris 1973); Fragments d'un journal II (1970-1978) (Gallimard, Paris 1981); Fragments d'un journal
m
(1979-1985) (Gallimard, Paris 1991). Eliade'ın günceleri İngilizceye dört cilt hillnde çevrilmiştir: Journal L· 1945-1955(Chicago Universiı:}r Press, Chicago 1990);Journal II: 1957-1969(Chicago University Press, Chicago 1989); Journal llL· 1970-1978 (Chicago University Press, Chicago 1989); Journal W.· 1979--1985 (Chicago University Press, Chicago 1990). Bu güncelerin birinci ve dördüncü cildinin çevirisi Eliade'ın eski öğrencilerindenAme-rikalı Mac Linscott Ricketts tarafından yapılmıştır. Diğer taraftan Eliade'ın iki ciltlik
hatıratını da Ricketts çevirmiştir: Autobiography. Volume 1: 1907-1937: Journey East, Journey West (Chicago University Press, Chicago 1981); Autobiography.
on "Felsefe ilk
On ise Eliade,
sine ve
okuyabilmek
Max
Jamesokuyabilmek Eliade,
ve de
ilgi Eliade,
Felsefe
Eliade'a
ver-ve Hint felsefesi tahsil
Eliade, Yoga Doktora 1931 don-en roman" Eliade ay kitap, ilgi Eliade'a ve Nae
1933
bag-Eliade, Romanya olarak
1940
ittifak Romanya
10
1941
kesmesi Londra'dakiBu-Romanya
Romanya. 23 1944 tarihinde boylece
1
son bir 20
1944
egi Ninatir. sona eren ve Eliade
1945
Eyliil
gelerek
eden Eliade,talip olmuş ve böylece ABD'ye göç ederek hayatının kalan kısmını
Chicago'da geçirmiştir.
Eliade'ın Türkçeye Çevrilen Din Bilimi Çalışmaları
Öncelikle şunu belirtelim ki Eliade'ın Din Bilim çalışmalan Türkçeye çok geç bir dönemde aktanlmıştır. Eliade hayattayken hiçbir kitabı dilimize
çevrilmemiştir. Oysa İkinci Dünya Savaşından sonra Eliade'ın tamamını
Fransız dilinde kaleme aldığı Din Bilimi çalışmalan kısa sürede diğer Batı
dillerine tercüme edilmişti. Örneğin Eliade'ın en önemli kitaplarından biri olan Traite d'histoire des religions Paris'te 1949 yılında yayımlandıktan sonra 1954'te hem Almanca (Die Religionen und das Heilige: Elemente der
Religionsgeschichte) hem ispanyolca ( Tradado de historia de fas religiones)
hem de İtalyanca (Trattato di storia delle religiom) çevirisi, 1958'de İngilizce si (Pattems in Comparative Religion) ve 1966 yılında Lehçe tercümesi ( Traktat o historii religiı) piyasaya çıkmıştır. Eliade'ın Amerika'ya gidişiyle birlikte kitaplan luzlı bir biçimde İngilizceye çevrilerek dünya çapında bir etki uyandırmıştır. Amerika'ya gitmeden önce Eliade'ın İngilizceye çevrilen tek kitabı The Myth of the Etemal Return' dür. Bu kitabı, 1954'te W.
R.
Trask tercüme et.'niştir. 1956 yılında Chicago Üniversitesinde göreve başlayanEliade'ın diğer önemli kitaplan kısa zamanda İngilizceye çevrilmiştir. Chicago Üniversitesinde 1956 yılında verdiği "Patterns of Initiations" konulu konferanslar Birth and Rebirth: 1Jıe Religious Meaning of Initiation
in
Human Culture adlı kitapta 1958 yılında yayımlanmıştır. Aynı yıl, R.
Sheed'in çevirdiği Patterns in Comparative Religion ve W.
R.
Trask'ınçevir-diği Yoga: Immortality and Freedom; 1959 yılında yine W.
R.
Trask'ınçevir-diği· The Sacred and the Profane ve P. Mairet'in çevirdiği Myths, Dreams and Mysteries: The Encounter between Contemporary Faiths and Arc~_aic Realities; 1961 yılında yine P. Mairet'in çevirdiği Images and Symbols: Studies in Religious Symbolism; 1963 yılında W. R. Trask'ın çevirdiği Myth and Reality, .1964'te yine W.
R.
Trask'ın çevirdiği Shamanism: ArchaicTechniques of Ecstasy, 1965 yılında
J.
M. Cohen'in tercüme ettiğiMephistopheles and the Androgyne: Studies
in
Myth and Symbol adlı kitap-lar, İngilizce olarak piyasaya çıkınıştır.Ülkemizde Eliade'ın din bilimi çalışmalanna ilk ilgi duyanlardan biri Harun Güngör olmuştur. Eliade'ın Traite d'histoire des religions adlı eserinin
18. bölümünü (s. 62-66) "Orta Asya ve Kuzey Kavimlerinde Semavi Tann-lar"7 şeklinde Türkçeye tercüme eden Güngör, Geleneksel Türk elinindeki tann kavramının anlaşılması açısından Eliade'ın analizlerinin yeni ve bütün-cül bir perspektif sunduğunu fark etmiştir. Eliade'ın çok yönlü araştırmaları, derin ve ilgi çekici tahHlleri, yeni yorum tarzı ile insan fenomeninin anlama
noktasında önemli bir açılım sağladığını fark eden diğer bir bilim adamı ise
Sadık Kılıç'tır. Tefsirci olmasına rağmen Eliade'ın Din Bilimi çalışmalarına ilgi duyan Kılıç, onun henüz Türkçe çevirisi bulunmayan Mythes, reves et mysteres (Gallimard, Paris 1957) adlı kitabının "Dini Sembolizm ve
Tedirgin-liğin Değerlendirilmesi"8 başlıklı üçüncü bölümünü tercüme etmiştir.9 Birkaç
yıl sonra Mehmet Aydın ilk kez Eliade'ın bir kitabını dilimize kazandırmış
tır. Bugüne kadar Eliade'ın Din Bilimi ile ilgili 14 adet çalışması Türkçeye
çevrilmiş bulunmaktadır. Bu konuyu kapsamlı bir biçimde daha önceki bir
çalışmamızda ele aldığuruz için sadece çevrilen kitapların listesini vermekle
yetineceğiz. 10 Eliade'ın bugüne kadar Türkçeye çevrilen Din Bilimi çalışmala
n kronolojik sırayla şunlardır:
Dinin Anlamı ve Sosyal Fonksiyonu; çev. Mehmet Aydın, Birinci
Bas-kı, Kültür Bakanlığı Yayınlan, Ankara 1990, İkinci Baskı, Din Bilimler
Ya-yınları, Konya 1995, 193 sayfa.
Kutsal ve Dindışı, çev. Mehmet Ali Kılıçbay, Gece Yayınları, Anka-ra 1991, 191 sayfa.
imgeler ve Simgeler, çev. Mehmet Ali Kılıçbay, Gece Yayınları, Anka-ra 1992, 219 sayfa.
Mitlerin Özellikleri, çev. Sema Rifat, Birinci Baskı, Simavi Yayınları,
İstanbul1993; İkinci Baskı, Om Yayınları, İstanbul2001, 264 sayfa.
7 Mircea Eliade, "Orta Asya ve Kuzey Kavimlerinde Semavi Tanrılar", çev. Harun Güngör, Erdyes Üniversitesi İ1ahiyat FaJ.wtesi Dergisi, 1 (1983), s. 283-287.
8 Bu yazı, << Rencentres internationales de Geneve>> [Uluslararası Cenevre Karışlaşma
ları] çerçevesinde Eliade'ın Eylül 1953 tarihinde sunduğu« Symbolisme religieux et valorisation de l'angoisse » başlıklı konferansın metninden oluşmaktadır. Bu metnin
dalıa önce yayımlandığı yer: L'Angoisse du temps present et fes devoirs de ]'esprit. Rencentres internationales de Geneve, Baconniere, Neucbatel 1953, s. 55-71.
9 Bkz. Mircea Eliade, "Dini Sembolizm ve Fizikötesi Endişenin Değerlendirilmesi", çev. Sadık Kılıç, Atatürk Üniversitesi İ1ahiyat Fal."iiltesi Dergisi, 6 (1986), s. 283-291. 10 Bkz. Ramazan Adıbelli, "Mircea Eliade'ın Türkçeye Çevrilen Din Bilimi Çalışmaları
nın Tanıtımı ve Çevirilerin Değerlendirilmesi", Bilimname, 17:2 (2009), s. 187-227. 94
'
Ebedi Dönüş Mitosu, çev. Ümit Altuğ, İmge Kitabevi Yayınlan, Anka-:-ra 1994, 189 sayfa.
· Dinler Tarihi Sözlüğü, (Ioan Couliano ile birlikte), çev. Ali Erbaş, İn
san Y ayınlan, İstanbul 1997, 366 sayfa.
Şamanizm. İlkel Esrime Teknikleri, çev. İsmet Birkan, İmge Kitabevi
Yayınlan, Ankara 2000,560 sayfa ..
Babil Simyası ve Kozmolojisi, çev. Mehmet Emin Özcan, Kabalcı
Ya-yınlan, İstanbul2002, 114 sayfa.
Asya Simyası, çev. Lale Arslan, Kabalcı Yayınlan, İstanbul 2002, 108 sayfa.
Dinler Tarihine Giriş, çev. Lale Arslan, Kabalcı Yayınlan, İstanbul 2003, 455 sayfa.
Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi Cilt 1-2-3, çev. Ali Berktay,
Kabalcı Yayınlan, İstanbul2003, 462-480-328 sayfa.
Demirciler ve Simyacılar, çev. Mehmet Emin Özcan, Kabalcı Yayınla n, İstanbul 2003, 264 sayfa.
Mistik Hint Erotizmi, çev. Renan Akman, Kabalcı Yayınlan, İstanbul 2004, 79 sayfa.
Dinler Tarihi. İnançlar ve İbadederin Morfolojisi, çev. Mustafa Ünal, Serhat Kitabevi, Konya 2005, 600 sayfa.
Zalmoksis'ten Cengiz Han'a. Daçya ve Doğu Avrupa Folkloru ve Dini Üzerine Karşılaştımalı Bir İnceleme, çev. Ali Berktay, Kabalcı Yayınlan, İs tanbul 2006, 339 sayfa.
Eliade'ın bu eserleri yanında ilk baskısı 1978'de, ikinci baskısı 1985'de · yapılan ve Eliade'a ilişkin makaleler ve hatıralar derlemesinden oluşan
Cahier de 11feme Mircea Eliade (Constantin Tacou (ed. ), Le Livre de Poche, Paris) başlıklı eserde bulunan makalelerden ikisi Mircea Eliade'ın kendisine ait olmak üzere toplam on makale dilimize Havva Köser tarafından çevrilerek Din ve Fenomenoloji. Mircea Eliade'ın Eserlerine Toplu Bakış (İz Yayıncılık,
İstanbul2001, 295 sayfa.) adı ile yayımlanmıştır.
Eliade'ın Joseph Kitagawa ile birlikte editörlüğünü yaptığı The History of Religions: Essays in Methodology adlı kitap, Mehmet Aydın'ın editörlüğü ile dilimize çevrilerek Dinler Tarihinde Metodoloji Denemeleri başlığı ile
(Din Bu Eliade'm . de Eliade'm ise veya Din sadece met ve religions de olsa bir 2003 ile
de olsa hem hem de
Her
ne Eliade'm olsa
Paris (Payot Paris
e t (Gallimard, Paris
la
La Parisla
Paris la du
Paris (L'Herne, Paris
(L'Herne, Paris 2001)
Eliade'm
11 Bu internet
and Joseph M. ),
türfuıe ve özellikle de Doğu Dinlerine ilgi duymasından kaynaklanmıştır. Bu ilgisinden dolayı Eliade, Hindistan'a giderek burada üç yıl ikamet etmiştir.
Eliade, Hindistan tecrübesinin bir dinler tarihçisi olarak yetişmesinde önemli bir yere sahip olduğunu açıkça dile getirmiştir.12 Hindistan'da Sanskritçe ve Hint Felsefesi öğrenen Eliade, bu ülkede elde ettiği birikimle Yoga
teknikle-rinin
karşılaştırmalı tarilıi ile ilgili Doktora tezini taıiıam.lamıştır. Eliade'ın bu tezi, jürisinde bulunan hocaların tavsiyesi üzerine ulusl~arası konumda bir dil olan Fransızcaya çevrilerek 1936 yılında Yoga: Essai sur l'origine de la mystique indienne başlığı ile (P. Geuthner ve Fundatia regala Carol I, Paris-Bucarest) yayımlanmıştır. Eliade'ın başta doktora tezine dayanan Le Yoga:Tmmortalite et liberte (Payot, Paris 1954) olmak üzere yoga ile ilgi Patanjali et le yoga (Editions du Seuil, Paris 1962), Techniques du Yoga (Gallimard, Paris 1975) adlı kitaplarından hiçbirisi diHmize henüz aktarılmamıştır. Kana-atimizce bu durumun temel nedeni, Hint kültür havzasında önemli bir unsur olan Yoga konusunun bizim kültürümüze uzak olduğu için pek ilgi uyandır mamış olınasıdır.
Buraya kadar ortaya konulan manzara bize Eliade'ın Din Bilimi çalışmaları
nın Türkçe çevirilerinden harekede onun din teorisi hakkında tam ve net bir fikir elde etmenin pek de mümkün olmayacağı sonucuna götürmektedir.
Türkiye'de Eliade Üzerine Yapilan Çalışmalar
Yine bu konuyu kapsamlı biçimde başka bir çalışmada ele aldığımız
için yapılan çalışmalar hakkında genel ve özet bilgiler vermekle
yetinece-v · 13
gız.
Yukarıda üzerinde durulan çeviri faaliyetleri dışında ülkemizde Mircea Eliade'ı ve onun görüşlerini doğrudan konu edinen ilk çalışma görebildiğimiz,_
kadarıyla Sadık Kılıç'a aittir. "Modem Toplumun Bunalımında Zamana Bakış
12 Henüz yirmi iki yaşındayken gittiği bu ülkenin kendisini eğittiğini ifade eden Eliade,
o dönemde üç şey keşfettiğini bildirmektedir. Konuyla ilgili ayrıntılı bilgi için bkz.
Ramazan Adıbelli, Mircea Eliade ve Din: Mircea Eliade'ın Din Bilimi Çalışmalannın
Metodolajik Açıdan Değerlendirilmesi, Doktora Tezi, Erciyes Üniversitesi Sosyal
Açısının Payı ve Mircea Eliade"14 başlıklı bu yazıda Kılıç, Batı kültür ve
me-deniyetinin karşı karşıya kaldığı yokluk duygusundan doğan tedirginlik ve bu
tedirginliğin kaynağı olarak zaman telakkisi konularına değinmektedir. Her ne kadar makalenin başlığının ima ettiği gibi bu konuda Eliade'ın analizleri ele alınacağı beklenilirken Eliade'ın sadece bir çalışması (Mythes, reves et mysteres) referans gösterilmektedir. Buna rağmen Rene Guenon'un görüşle
rine çok daha fazla yer verilmesi dikkat çekmektedir.
1993 yılında Elisabeth Özdalga'nın Felsefe Kongresi'nde sunduğu "History and Beyond: :M;ircae [Doğrusu: Mircea] Eliade and The History of Religion" başlıklı bildirisi, Ahmet Çiğdem tarafından "Tarih ve Ötesi; Mircea Eliade ve Dirıirı Tarihi"15 başlığıyla Türkçeye çevrilmiştir. Her ne kadar
iddia-lı bir başlık taşısa da bu bildiri metııi, Montgomery Watt'ın !slamic Fundamentalism, Mircea Eliade'ın The Myth of Etemal Return, Myth and Reality ve The Qpest, Wilfred Cantwell Smith'irı Islam in Modern History
başlıklı kitaplarında sergilenen tarih anlayışlarına ilişkirı görüşlerin çok kısa birer özetinden ibarettir.
Türkiye Diyanet Vakfı'nın yayıınladığı TDV İslam Ansiklopedisi
mn
1995 yılmda piyasaya çıkan on birinci cildinde yer alan ''Eliade, Mircea'16maddesini Kürşad Demircikaleme almıştır.
Dinler Tarihi Derneğinin 08-09 Kasım 1996 tarihleri arasında Anka-ra'da düzenlediği Dirıler Tarihi Sempozyumunda Melımet Aydın'ın sunduğu "Mircea Eliade'da Hermenötik ve Metodoloji"17 konulu bildiride Mircea
Eliade hakkında biyografik ve bibliyografik bilgiler verildikten sonra onun
Dirıler Tarihinde takip edilmesi gereken metodolojiye ilişkirı görüşlerine yer verilmekte ve onun önemle üzerinde durduğu hermenötik anlayışı kısaca
tahlil edilmektedir. Yine Aydın tarafından İlahiyat Fakültesi Dergisinde
ya-14 Sadık Kılıç, "Modern Toplumun Bunalımında Zamana Bakış Açısının Payı ve Mircea
Eliade", Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fal:ültesi Dergisi, 6 (1986), s. 269-281.
15 Elisabeth Özdalga, "Tarih ve Ötesi; Mircea Eliade ve Dinin Tarihi", çev. Ahmet
Çiğdem, Felsefe Dünyası, 9 (1993), s. 51-59
16 Kürşad Demirci, "Eliade, Mircea", TDV isıarn Ansiklopedisi, Cilt ll, IVVYayınlan, İstanbull995, s. 33-35.
17 Mehmet Aydın, "Mircea Eliade'da Hermenötik ve Metodoloji", Dinler TarihiA.nış
tırmalan I, Ankara 1998, s. 307-314.
yunlanan "Mircea Eliade'da Hermenötik ve Metodoloji"18 yazıda aynı
konu-lar işlenmektedir.
Burhanettin Tatar tarafından kaleme alınan "Mircea Eliade'da Tarihsel Bilinç Sorunu"19 ve başlıklı makale Eliade'ın Dinler Tarihi disiplinlıı.e
yükle-diği "tarihin terörünü ortadan kaldırma" ve "Yeni bir Hümanizm" meydana getirme yönündeki rolü felsefi perspektiften ele almaktadır. Tatar'ın Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesinin neşrettiği Bilimname dergisinde yayımla nan "Mircea Eliade'ın Modern Rasyonel Düşünceyi Eleştirisi"2° başlıklı yazı
sında ifade ettiği üzere Eliade'ın modern rasyonel düşüneeye eleştirisine iliş kindir.
Harun Güngör, Mehmet Aydın, Mustafa Ünal ve Kürşad Demirci'deİı sonra Türkiye dinler tarihçileri camiası içerisinde Mircea Eliade ile ilgilenen
diğer bir bilim adamı da Mustafa Alıcı olmuştur. "Kutsal'a Giden Yol: Dinler Tarihi'nde Bir Metodolajik Yaklaşım Veya Bir Bilim Olarak Din Fenomeno-lojisi" başlıklı yazısında Alıcı, "Çağırnızın en büyük Dinler Tarihçisi ve Din
Fenomenoloğu" olarak nitelendirdiği Mircea Eliade'ın Dinler Tarihi disiplini için önemini şu ifadeyle vurgulamaktadır: "Fizik'te Enstein, Psikoloji'de C. Gustav Jung ne kadar önemliyse Din Fenomenolojisi'nde Eliade, o denli önemlidir."21 "Kutsalm Peşindeki Adam: Ölümünün 19. Yılmda Mircea Eliade İçin Kısa Bir Rehber"22 başlıklı yazısında ise Alıcı, Eliade'ın
özgeçmi-şini sunduktan sonra Eliade'ın din biJi mi çalışmalarmda benimsediği metödo-lojinin genel çerçevesini belirlemeye çalışmaktadır.
Bugüne kadar doğrudan Eliade ile ilgili olarak Türkiye Üniversitele-rinde dört Yüksek Lisans ve bir de Doktora çalışması yapılmıştır. İlki, Ömer Faruk Harman'ın tez danışmanı olduğu Mustafa Hilmi Baş tarafından 1995
,.
18 Mehmet Aydın, "Mircea Eliade'da Hermenötik ve Metodoloji", Selçuk Üniversitesi
İlahiyat Fakültesi Dergisi, 7 (1997), s. 1-9
19 Burhanettin Tatar, "Mircea Eliade'da Tarihsel Biliriç Sorunu", Mi/el
ve
Nihai, 1:1 (2003), s. 8-19.20 Burhanettin Tatar, "Mircea Eliade'ın Modern Rasyonel Düşünceyi Eleştirisi",
Bilimname, 1:2 (2003), s. 75-83.
21 Mustafa Alıcı, "Kutsal'a Giden Yol: Dinler Tarihi'nde Bir Metodolajik Yaklaşım
Veya Bir Bilim Olarak Dirı Fenomenolojisi", Dinbilimleri, 5:3 (2005), s. 101.
22 Mustafa Alıcı, "Kutsalın Peşirıdeki Adam: Ölümünün 19. Yılında Mircea Eliade İçin
yılında "Mircea Eliade. Hayatı, Eserleri ve Düşüncesinin Temel Temalan"23
başlığı altında tamamlamıştır. Baki Adam'ın danışmanlığında Fatma Büşra
Yılmaztürk, "Mircea Eliade'nin Kutsal Anlayışı"24 başlıklı Yüksek Lisans tezi-ni 2003'te tamamlamıştır. Rabia Dağlı'nın 2004 yılında hazırladığı "Mircea Eliade, Hayatı, Eserleri, Dinler Tarihine Katkılan"25 başlıklı Yüksek Lisans
Tezinin danışman hacası ise Ali İhsan Yitik'tir. Zübeyde Kaplan tarafından 2006 yılında tamamlanan "Mircea Eliade'ın Eserlerinde Toprak Ana, Kadın
ve Doğıırganlık"26 konulu tezin danışmanlığını Kadir Albayrak yapmıştır. Eliade ile ilgili Doktora çalışması tarafımızca gerçekleştirilmiştir. Harun Güngör'ün danışmanlığı altında başlayan "Mircea Eliade ve Din: Mircea
Eliade'ın Din Bilimi Çalışmalannın Metodolajik Açıdan Değerlendirilmesi"
başlıklı bu çalışma, hocamızın yurtdışına gitmesiyle Mustafa Ünal'ın danış
manlığında 2009 yılında tamamlanmıştır. Bu çalışmayla birlikte Batı'da Din-ler Tarihi disiplinine yön veren Andrew Lang,27 Wilhelm Schmidt,28 Max
Müller,29 gibi bilim adamlarını konu edinen Doktora düzeyindeki çalışmalar
zincirine önemli bir halkla daha eklenıniş oldu.
Eliade'ın Çalışmalara Türkiye'de Neden Yeterince Etkili Olamadı?
Türkiye'de Dinler Tarihi disiplinmin nasıl telakki edildiği hususuna ülkemizde yazılan Dinler Tarihi kitaplannda bu disipline ilişkin tanımlama lar açıklık kazandırmaktadır. Ülkemizde yayımlanan ilk Dinler Tarihi kitap-lanndan biri M. Şemseddin Günaltay'ın Tarih-i Edyan adıyla 1338/1922 yı
lında neşredilen kitabıdır. Günaltay bu kitapta "Din İlimleri"nin "Dinler
Ta-23 · Mustafa Hilmi Baş, Mircea Eliade. Hayatı, Eserleri ve Düşüncesinin Temel Temalan,
Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul1995.
24 Fatma Büşra Yılınaztürk, Mircea Eliade'nin Kutsal Anlayışı, Yüksek Lisans Tezi,
Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara 2003.
25 Rabia Dağlı, Mircea Eliade, Hayatı, Eserleri, Dinler Tarihine Katkılan, Yüksek Lisans
Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir 2004.
26 Zübeyde Kaplan, Mircea Eliade'ın Eserlerinde Toprak Ana, Kadın ve Doğurgaııhk,
Yüksek Lisans Tezi, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Adana 2006.
27 Mehmet Şahin, Andrew Lang'in Eserlerinde Din ve Yüce Tann Kavramı, Doktora
Tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya 2002.
28 İbrahim Hakkı Kaynak, Wilhelm Schmidt'in Din Teorilerine Yaklaşımı ve Din
An-layışı, Doktora Tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya 2004.
29 İbrahim Ethem Karataş, Max Müller: Hayatı, Eserleri ve Dinler Tarihindeki Yeri,
Doktora Tezi, Doku.: Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir 2006.
rihi"
ve "Din Felsefesi" olmak üzere bir birini tamamlayan iki bilim dalındanoluştuğunu ifade ettikten sonra Dinler Tarihini şu şekilde tanımlanmaktadır: Dinler Tarihi; insanlığınbugüne kadar dini açıdan geçirmiş olduğu
de-ğişikleri açıklar. Siyasi tarihleri . olmayan ilkel ve vahşi kabilelecin din ve inanç yapıları da Dinler Tarihinin konusu içine girer. Fakat derinlemesine inceleme yaptığı asıl alan, medeni insan topluluklarının sosyal açıdan gelişme ve yenilikleridir [ ... ] Dinler Tarihinde ise an,cak dinlerin geçirdiği değişim süreçleri ve meydana çıkan özellikleri araştırılarak, bununla yetinilir [. . . ] Dinler Tarihinde bir "din", tarihsel olarak ve mukayese etınek suretiyle iki
açıdan değerlendirilir. Tarihi inceleme, o dini diğer dinlerden tamamen ayrı olarak ele alıp, kendi sınırları içinde araştırarak, nasıl ortaya çıktığını, ne gibi
değişiklikler geçirdiğini ve günümüzde ne durumda olduğunu incelemekten ibarettir. Mukayeseli inceleme ise; o dinin diğer dinlerle olan ilişkilerinin ve ortak noktalarının araştırılması demektir. Pozitif dinler ilmi, dinlerin muka-yeseli tarihinden ibaret olduğu için, her iki incelemenin de ilmi usullere göre
gerçekleştirilmesi gerekir.3o
· 1949 yılında kurulduktan sonra Ankara ilahiyat Fakültesinde ilk Din-ler Tarihi kürsüsüne oturan Annemarie Schimmel ise Friedrich HelDin-ler'in etkisiyle Din
"Din Tarihi: Bu ilim kolunun özel vazifesi, filoloji ve tarih usulleriyle muayyen bir milletin veya ırkın, bir devrin, bir mezhebin veya bir tek Şahsi yerin dinini tetkik etınektir, ve aynı zamanda da ayrı ayrı dinlerin jenealojik, yani nisbet bakımından bağlılığını, yahud dinlerin birbiri ile tarihi mü-nasebetini araştırmaktır [ ... ] Din bilgisinin ikinci büyük bölümü, Din Feno-menolojisi'dir. Bu ilim, tarihi mevkiini dikkatle nazara aimaksı~:ın sadece dini
~
hadisenin malıiyerini tetkik eder. Muhtelif dinlerin mukaddes ayinlerini, . mukaddes mahallerini, kudsi zamanlarını, mukaddes eşyasını, kudsi şahsiyet~
lerini incel er; ayı, ayrı her din e mahsus Tanrı mefhumunu araştırır [ ... ] Din fenomenolojisi, dinler tarihinde bazen biraz kaotik görünen muhtelif
tezahü-ratı araştırıp tertipler; dinlerin çeşit çeşit tiplerini güzel bir nizama koyar; bütün dinlerde müşterek olan olayları gösterir. Bu sebeptendir ki Din feno-menolojisi, dinlerin ayrılıklarını inkar etineksizin - bilakis her dinin hususi-yet ve hayat merkezini göz önünde tutarak.- din] duygunun ve bu ·duygunun
30 M. Şemseddin Sami, Diııler Tarihi: Yeryüziindeki İlkel Diııler, sad. Sevdiye Yıldız,
tezahürlerinin hemen bütün dünyada birbirlerine benzediğine işaret edip bu suretle dinlerin aslının ve maksadının bir olduğunu ispat etmeğe çalışır. Aynı zamanda din fenomenolojisi, mukaddes bir ayinin nasıl gelişip değiştiğini
araştırır."31
Ülkemiz ilahiyat Fakültelerindeki Dinler Tarihi derslerinde en çok okutu-lan ders kitaplarından biri olan Günay Tümer ve Abdurrahman Küçük'ün Dinler
Tarihi
adlı kitaplarında bu disiplin şu şekilde tanımlanmaktadır:"Dinler Tarihinin tarifi, tarihi ve karşılaştırmalı incelemelere göre
iki
şekilde yapılabilir. Tarihi incelemelere göre Dinler Tarihi; tarih ve filoloji
metodlarını kullanarak dinleri doğuş ve gelişmesinden inanç, ibadet, ahlak vb. konularına kadar, tarihi seyir içinde inceleyen bir disiplindir. Karşılaştır
malı incelemelere göre Dinler Tarihi; dinlerin diğer dinlerle olan münasebet"" lerini benzer, farklı ve ortak hususlarını karşılaştırmalı olarak ele alan bir bilim dalıdır. "32
Mehmet Aydın'a göre:
"Dinler tarihi, tarih ve filoloji yardımı ile dinlerin doğuşunu, gelişme
sini, inanç, ibadet ve ahlaki değerlerini, tarihi seyir içinde inceleyen ve fenomenolojik metoddan da yararlanarak dini fenomen1erin yapısını ve özü-nü araştıran bir ilim dalıdır. Karşılaştırmalı Dinler Tarihi ise, Dinlerin benze-yen ve ayrılan yön1erini, dini kurumları, itikadı, pratik ve sosyal yönden
karşılaştırmalı olarak Tarihi ve fenomenolojik gelişme içinde inceleyen bir bilim dalıdır. ''33
Baki Adam'a göre:
"Dinler Tarihi, iki kelimeden oluşmaktadır: Tarih ve dinler. Bun1ardan tarih, kendisine has metotlan olan genel bir sosyal bilimin adıdır. En genel
tanımıyla tarih; olaylan sebep-sonuç ilişkisi içerisinde, yer ve zaman göstere-rek inceleyen bir bilim dalıdır. Din ise, insanlık tarihinde özel bir yere sahip olan bir fenomendir. Antropologların, etnologların, arkeologların ve diğer bilim adamlarının tespit ettiğine göre din, irısan1a birlikte var olmuş bir fe-nömendir. Tarihte, dinsiz bir topluma rastlanmamıştır. En ilkelinden en
ge-31 Annemane Scbimmel, Dinler Tar:ihine Giriş, Kırkambar Yayınlan, İstanbul 1999, s. 6-7.
32 Günay Tümer & Abdurrahman Küçük, Dinler Tarihi, 3. bsk. , Ocak Yayınlan,
Anka-ra 1997, s. 10.
33 Mehmet Aydın, Dinler Tarihine Giriş, genişletilmiş 4. bsk. , Din Bilimleri Yayınlan,
Konya 2008, s. 15.
lişmişine, bütün kavimlerde birdinin bulunduğ:.ı tespit edilmiştir. Tarih
bi-liroinin
değişik disiplinleri vardır. Konusuna göre bu disiplinler farklıisim-lerle anılır. Felsefenin tarihi gelişimini inceleyen disipline Felsefe Tarihi, hukukun gelişimini konu edinen disipline Hukuk Tarihi adı verilir. İnsan
hayatında özel bir yere sahip olan dinleri konu ed inen tarih branşına da Din-ler Tarihi denir. ''34
Bu tanımlamalara bakılelığında Dinler Tarihi bilim dalının ağırlıklı ola-rak tarihsel bir disiplin olaola-rak telakki edildiği açıkça görülmektedir. Oysa Schimmel'in asistarn ve Türkiye' de ilk akademisyen dinler tarihçisi olan Hikmet Tanyu'nun 1959 yılında tamamladığı doktora çalışması olan Ankara ve Çevresinde Adak ve Adak Yerleri (Ankara 1967), Doçentlik tezi olan
· Türkler'de Taşla İlgili İnançlar (Ankara 1968) ve Türklerde dağ ile ilgili inançlan konu edinen Dinler Tarihi Araştırmalan (Ankara 1973) adlı kitap-lar, fenomenolojik yaklaşımla ele alınan çalışmalardır. Türkiye'de yetişen
çlinler tarihçilerinin çoğunun Tanyu ekolünden gelmesine rağmen, bu
yakla-şıma istenilen ölçüde ağılık verilmediği gözlenmektedir.
Hikmet Tanyu'nun Eliade ile birçok ortak özelliği sahip olduğuna dikkat çekmek istiyoruz. Her iki bilim adamı da asker çocuğudur, her ikisi de ne Tarih ne de Teoloji eğitimi alınayıp Felsefe bölümünden mezun olıİıuştur. Her ikisi de
"sağ" tandanslı olup bilimsel çalışmalarının yanında ülkelerinin milli meseleleri-ne ilişkin yazılar yazırnş, çözüm yollan bulmaya çalışırnştır. Her ikisi de bilimsel ürüriler yanında edebi eserler de meydana getirmiştir. Eliade'ın kendi ülkesinde
ilk önce romancı yönüyle ün kazandığını hatırlatalım. Hikmet Tanyu ise diğer bir edebi tür olan şiirle ilgilenmiş ve bu türde İnsan ve Dünya (Ankara 1978),
Cihan İçinde Bir Cihan (İstanbul 1980), Atatürk İçin Şiirler (Ankara 1981) baş
lıklı kitaplara imza atmıştır. Bu hususlara rağmen Tanyu'nun Eliade'a çalışmala . nna çok az ve bazen de hiç atıfta bulunmamış olması bize ilginç gelmektedir.
1'
Eliade'ın çalışmalannın birçoğunun .İngilizceden önce Almancaya çevrilmiş
olmasına ve Tanyu'nun yabancı dilinin Almanca olmasına rağmen, Ankara ve Çevresinde Adak ve Adak Yerlezinde bir kez (s. 325), Türkler'de Taşla İlgili
İnançlarda yedi kez(s. 3n, s. 16n, s. 27n, s. 31n, s. 86n, s. 177, s. 183n), Türklerin Dini Tarihçesi (Ankara 1978), İslamiyetten Önce Türklerde Tek Tann İnancı (Ankara 1980) başlıkli kitaplarda ise hiç Eliade'ı atıfta bulunulmamaktadır. Bu
34 Baki Adam, Dinler Tarihi, ilahiyat Önlisans Programı (İÖP), Anadolu Üniversitesi
son iki çalışmada hem Abdülkadir İnan'ın Türklerin geleneksel diniıiin Şama
nizm olduğu yönündeki. görüşünü hem de Ziya Gökalp'in Toyunizm teorisini çürütmeyi amaçlayan ·Tanyu'nun Eliade'ın Le chamanisme et les teclmiques archalques de J'extase (Payot, Paris 1951) başlıklı çalışmasına atıfta bulunmarnası oldukça dikkat çekmektedir. Zira, 1957 yılında Almancaya (Schamanismus und archaische E.kstasetechnik, Rascher Verlag, Zürich & Stuttgart 1957), 1964'de
İngilizceye çevrilen bu eser (Shamanhm: Archaic Teclmiques of Ecstasy,
Pantheon Books, New York & Routledge and Kegan Paul, London 1964) Şama nizm konusunda dünya çapında referans kaynaklardan biri haline geldiği gibi, bu fenomenin
din
olmayıp kitabın başlığında ima edildiği üzere "arkaik bir vecdtekniği" den (teclmique archai"que de J'extase) ibaret olduğu hususunu
vurgula-maktadır. Histoire des croyances et des idees religieuses adlı üç ciltlik kitabı
dışındaki diğer eserlerinde olduğu gibi bu kitapta (Le chamanisme et les teclmiques archalques de l'extase) da Eliade fenomenolojik yaklaşımı
benimse-miştir.
Bu yaklaşım, az önce ifade edildiği üzere ülkemizdeki dinler tarihçileri-nin çalışmalarına bakıldığında tarihsel yaklaşımın ağırlıkta olması nedeniyle geri planda kalmıştır. Ancak son yıllarda fenomenolojik yaklaşımı ön plana
çıkaran çalışmaların sayısının artması, Eliade'ın daha iyi aniaşılmasına katkıda
bulunacağını düşünüyoruz. Din Fenomenolojisi alanında en önemli çalışmaları
Din Fenomenolojisi· Tarihçe, Yöntem ve Uygulama (Geçit Yayınları, Kayseri 1999); Evrensel Dinlerde Kutsal Zamanlar., Takvimler, Dini Gün, Bayram ve
Törenler(Kıvılcım Yayınları, Kayseri 2000); Sami Dinlerde Tann Fenomenolo-jisi (Laçin Yayınları, Kayseri 2005); Evrensel Dinlerde KutsalZamanlar Dini
Gün ve Baynuıılar(İstanbul2008); "Halk Dini Verilerinin Fenomenolojik Yön-temle incelenmesi", Fırat Üniversitesiilahiyat Fakültesi Dergisi, 5 (2000), 227-242; "A Contribution to the Phenomenology of Religion: Comprehensive Phenomenology", Erdyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü pergisi, 19:2 (2005), s. 141-155 başlıklı çalışmaları kaleme alan Mustafa Ünal'a borçluyuz. Ekrem Sarıkçıoğlunun, Alman tealog ve dinler tarihçisi Friedrich Heller'in Erscheinungsformen und Wesen der Religion (Stuttgart, 1961) adlı eserinden büyük ölçüde yararlanarak yazdığı Din Fenomenolojisi: Dinlerin Mahiyeti ve Tezahür Şeldlleri (Isparta 2002) adlı kitabı da önemli bir boşluğu doldurmuş
tur. Diğer
taraftan
Fuat Aydın'ın M. Dhavamony'den ("Dinin Tarihsel Feno-monolojisi: Alanı ve Metodu", Sakarya Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Dergisi, 10/2004, s. 173-196.) ve James L. Cox'tan (Kutsalı ifade Etmek, Dinnolojisine Giriş, İz Yayıncılık, İstanbul 2003) yaptığı çeviriler, ülkemizd~ fenomenolojik yaklaşımın tamtılmasında önemli bir rol oynamaktadır. Meh-met Katar'ın Eliade'ın · editörlüğünü yaptığı Encydopedia of Religion' da Douglas Alien' e ait "Din Fenomenolojisi" maddesini çevirmesi (Ankara Üniver-sitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 35 (1996), s. 437-465), Mustafa Alıcı'nın "Kut-sal'a Giden Yol: DinlerTarihi'nde Bir Metodolajik Yaklaşım Veya Bir Bilim Olarak Din Fenomenolojisi" makalesi vs. ülkemizde fenomenolojik yaklaşımı anlama ve uygulama yönünde atılan adımların giderek arttığına işaret
etmek-tedir. ·
Eliade ile ilgili yaptırılan Yüksek Lisans ve Doktora tezleri de onu an-lamaya yönelik çabanın bir ifadesidir. Yapılan bu çalışmalara ve çevirilere
rağmen Eliade'ın ülkemizde yeterince aniaşılmadığı kanaatindeyiz. Eliade oldukça· üretken bir yazardır. Romanya'da 1920'lerin sonlannda yazmaya
başladığı bilimsel eserlerine Fransa ve ABD'de devam etmiştir. Dolayısıyla
altmış yıllık bilimsel birikinıi bir bütün olarak değerlendirebilmek için
Eliade'ın kendisinin de belirttiği gibi "oeuvre"ünün yani eserlerinin tamamı m göz önünde bulundurmak gerekmektedir. Böyle bir işe girişrnek için
Eliade'ın Türkçeye aktarılan çevirilerine dayanmak elbette yeterli değildir. Üstelik bu çevirilerin Eliade'ın bazı düşüncelerinin anlaşılmasım bazen daha da zorlaştırdığım gözlemliyoruz. Eliade'in
din
bilimsel incelemelerinde kilit konumunda olan kavramların farklı şekillerde tercüme edilmesi, okuyucu-nun kafasım kanştırmakta ve ~entez yapmasım adeta imkansız hale getirmek-tedir. Bu terminolojik farklılıklarla ilgili birkaç örnek, meselenin daha iyikavranmasım sağlayacaktır. Eliade'ın
din
bilimi çalışmalarında yer alan temel kavramlardan biri olan mythe (İng. myth) kavramı, mitoloji, efsane,söylen-ce, mit, mitos biçimlerinde Türkçeye aktanlmıştır. Eliade'ın kullandığı diğer
bir temel kavram olan profime teriminin Türkçe karşılığında kullamlan t~ rimlerin sayısı ise çok daha fazladır: profan, kutsal dışı, kutsaldışı, kutsal ol-mayan, kutsallrkla hiçbir ilgisi olol-mayan, dindışı, konunun yabancısı olan,
alanın dışında olan, kutsalhk niteliği taşımayan, somut, düz insan, kutsallılda
ilişkisiz sıradan biri, normal insan, sıradan, sıradan ve bireysel, sıradan kişi,
normal sıradan insan, normal.35 Mit kavramım efsane diye çeviren Mehmet Ali Kılıçbay'ın tercüme ettiği Kutsal ve Dindışı ile imgeler ve Simgeleri
oku-35 Konuyla ilgili aynnnlı bilgi için bkz. Adıbelli, "Mircea Eliade'ın Türkçeye Çevrilen
yan birisinin daha sonra Sema Rifat'in çevirdiği
Mitlerin
Özellı1ded adlı ki-tapta Eliade'ın "gerçek öykü" anlamında kullandığımit
kavramı ile efsane (legende) teriminin taban tabana zıt olduğunu öğrendikten sonra nasıl birçıkınaza girceğini tahmin etmek mümkündür. Şunu kabul etmek gerekir ki
Batı dillerinde kullanılan terimierin bizim dilimizde tam karşılığı olmayabi-lir. Diğer taraftan kavramlarm birden çok anlama sahip oldukları da bilinen bir gerçektir. Çeviri faaliyetinin sorumluluk gerektiren zor bir iş olduğunu da ifade etmek gerekmektedir. Bundan dolayı da çevirilerin karşı karşıya geldiği en önemli tehlikelerin başında gelen zıt anlamlılık meselesini görmezden gelemeyiz.
Çevirilerde tespit ettiğimiz bazı eksikliklerin yeni baskılarda düzeltil-mesini ümit ediyoruz. Eleştiri, eleştirilen şeyi değerden düşürmek için yapılı yorsa bizce hiçbir değeri yoktur. Bizim yaptığımız eleştiriler eksik ve/ya
yan-lış gördüğümüz hususların giderilerek/düzeltilerek daha yararlı hale gelmesi-dir. Bu yaklaşım sayesinde hem eleştiri yapıcı olur hem de eleştirenin eleşti rilen şeye bir katkısı olur ve böylece de bir ilerlemeden söz edilebilir. Esas olan yıkmak değil, yapmaktır. Sadece yapmak da yeterli değil, önemli olan,
yıkılandan daha iyisini yapmaktır.
Eliade'ın Din Bilimi teorisini kuşatmak i~ birçok eserinin tercüme
edil-memiş cilması ve yapılan çevirilerdeki eksiklikler ve hatalar gerçekten de önemli bir engel teşkil etmektedir. Ancak Eliade'ı anlamada temel zorluklardan belki de en önemlisi onun Dinler Tarihi telakkisinden kaynaklanmaktadır.
Eliade'ın Dinler Tarihi TelakkisP6
Eliade, Tarihi yaklaşım ile morfolojik analizin birblrini tamamlaclığıiu bellitmesine rağmen Eliade,37 dini fenomenleri tarihi perspektiften ele
alma-mn o fenomenleri anlamak bakımından pek fazla bir şey kazanclırmayacağı
düşüncesindedir.
"Her dini fenomenin bir tarihi olduğunun ve belirli bir kültürel komp-leks ile ilişkili olduğunun farkına varmak dinler tarihçisinin işini so;na erdir-mez. Ona bir de dini fenomenin anlamını, maksaclım·ve mesajımanlamak ve
açıklığa kavuşturmak düşer. [ ... ] Avusturalyalılardan başlayarak Yunan-Şark 36 Aynnolı bilgi için bkz. Adı belli, Mircea Eliade ve Din, s. 316-325.
37 Mircea Eliade, Images et symboles, Gallimard, Paris 1952, s. 26; Mircca Eliade,
My-thes, reveset mysteres, Gallimard, Paris 1957, s. 219.
gizemlerine ya da Tantrizme giriş törenlerini alıp sosyal ve kültürel içerikle-rini, yayılmalannı, dönüşümlerini veya bozulmalannı ortaya koyarak bunla-nn tarihini meydana getirmek, bu törenierin derin anlamlannın aydınlatıldı
ğı anlainına gelmez. Tüm bu giriş törenlerinde insanın manevi tavn görün-mektedir. ''38
Eliade, 1955 yılında yazılan bu satırlarda ifade edilen düşüncelerini 1943 yılında yayımlanan
Comentarii la legenda
Meşterului Ma.ı1ole adlıkitabında incelediği Manele Usta efsanesini incelerken de şu veciz ifade ile dile getirmektedir: ''Ne şekilde yayıldığının tarihini bilmek onun anlamından daha az ilgilendirmektedir bizi."39 İncelenen olgulann nedenlerini ve
köken-lerini açıklığa kavuşturmayı temel hedefi olarak belirleyen tarihi yaklaşımın bu teşebbüsünü boş bir gayret olarak gören Eliade'a göre4° "Kısaca şu önemli husus ihmal edilmiştir: "Dinler Tarihi" ifadesinde vurgu tarih kelimesi üzeri-ne değil, din kelimesi üzerine yapılmalıdır."41
"Sosyolaga göre din her şeyden önce sosyal bir olgudur; hatta bazı sos-yologlarla göre en üstün sosyal olgudur. Tarihçiye göre din, tarihi bir olgu-dur, psikologa göre ise psişik bir olgu. Bunların tümü kısmen doğrudtir. Zira
aynı anda hem sosyal, hem psişik hem de tarihi (ve tabii ki hem de dilbilim-sel, ekonomik, biolojik, cinsel vs. ) bir olgu olmayan beşeri olgu yoktur. Fakat söz konusu olan dini bir olgunun bize dini bir olgu olarak ne gösterdiğini
yakalamaktır. "42
Eliade, bu düşüncesini daha veciz bir biçimde şöyle aktarmaktadır: "Her dini tecrübe özel bir tarihi bağlam içerisinde ifade edilmekte ve
akta-rılmaktadır. Fakat dini tecrübelerin tarihiliğini kabul etmek bunların dini
olmayan davranış biçimlerine indirgenebileceği anlamına gelmez."43
Eliade'a göre dinler tarihçisi kendisini salt tarihçiliğin sınırlan içerisi-ne hapsederse kendi yerinin bir gün tarihçiler tarafından alınmasına elfgel
38 Mircea Eliade, Eriser le toit de la maison. La creativiuf et ses symboles, Gallimard,
Paris 1986, s. 146. . . . .
39 Mircea Eliade,. Commentaires sur la Jegende du maı"tre Manole, L'Herne, Paris 1994, s.176.
40 Eliade, Eriser le toit de la maison, s. 274.
41 Eliade, Imageset symboles, s. 36. Krş. Eliade, Les moissons du solstice, s. 220. 42 Eliade, Eriser le toit dina maison, s. 273-274.
olamaz ve bu anlayış da Dinler Tarihinin bağımsızlığuun yok olmasına yol açar.44
Eliade, "tarihi yaklaşım" terimiyle Joachim Wach'ın "Belirli tarihi
geli-şim dönemleri içerisinde dini düşüncelerin ve kurumların kökenini ve geliş melerini ortaya koymaya ve bu dönemlerde dinin karşı çıktığı güçlerin etki-sini belirtmeye çalışmak"45 şeklinde tanımladığı tarihi yaklaşımı kastetmediği
kesindir.
"Dinler tarihçisine göre bir mitin ya da ritüelin her zaman tarih
tara-fından şartlandınlmış/şekillendirilmiş olması bu mitin ya da ritüelin varlığını
açıklamamaktadır. Diğer bir deyişle dini tecrübenin tarihiliği son tahlilde bir dini tecrübenin ne olduğunu bize söylememektedir. Kutsalı, her zama:İı tarih
tarafından şartlandınlmış/şekillendirilmiş tezahürler aracılığıyla ancak
kav-rayabileceğimizi biliyoruz. Fakat bu tezahürlerin incelenmesi ne kutsalın ne
olduğunu ne de bir dini tecrübenin gerçekten ne anlama geldiğini bize söy-lememektedir. [ ... ] Dinler tarihçisi yalnızca tarihi dokümanlarla çalışmaya
malıkılın olduğunu bilmektedir. O, aynı zamanda bu dokümanların sadece tarihi durumları yansıtmaları olgusu dışında kendisine daha fazla şey
söyledi-ğini hissetmektedir. Dinler tarihçisi bu dokümanların kendisine insan ve
insanın kutsalla olan ilişkisi hakkında önemli hakikatler belirttiğini inceden hissetmekte fakat bu hakikatleri nasıl kavrayacağını bilmemektedir."46
Bu alıntıda Eliade, dinler tarihçisinin kullandığı materyalierin ister is-temez tarihi nitelikte olduğunu kabul etmektedir.47 Fakat bunların sadece bu
niteliğe sahip olmadığına da özellikle dikkat çekmektedir. Eliade'a göre din,
Kudüs ya da İstanbul'un fethi gibi salt bir tarihi fenomen değildir.48 Dinler tarihçisi dini bir davranışın bütün tarihi durumlarını inceleyerek bu davranı
şın yapısına ulaşmalıdır.49
44 Eliade, Briser le toit de la maison, s. 154-155.
45 Joachim Wach, The Comparative Study of Religions, Columbia University Press,
New York 1961, s. 21. Douglas Alien, Structure and Creativity in Religion: Herme-neutics in Mircea Eliade 's Phenomenology and New Directions, Mouton Publishers, The Hague 1978, s. 71'den alınn.
46 Eliade, La nostalgie des origines, s. 95.
47 örneğin bkz. Mircea Eliade, Traitecflıist:oiredesreligions, Payot, Paris 1949, s.16, 17. 48 Eliade, La nostalgie des origines, s. 94.
49 Mircea Eliade, MephistopMJes et J'androgyne, Gallimard, Paris 1962, s. 288.
Eliade'a göre fenomenoloji, dini fenomenlerin yapılarını ve
anlamlan-nı incelerneyi amaçlayan bilim a,damlarını temsil etmekte, tarih ise bu feno-menleri tarihi bağlamlan içerisinde anlamaya çalışanlan.5° Eliade'ın bu
ayn-mından hareketle kendisinin zikrettiği birinci kategoriden değerlendirilmesi
gerektiği konusunda hiçbir kuşku bırakmiı.maktadır.
Bir taraftan Eliade'ın hem tarihi yaklaşımla fenomenolojik yaklaşımın bir birini tamamladığını belirtmesi diğer taraftan da incelediği dini fenomenie-rin tarihi bağlamlannı hesaba katmaması çelişkili bir durum gibi gözükebilir. Bu problemin çözümü Eliade'ın tarih kavramı ile ne kastettiğinin açıklık
ka-zanmasına bağlıdır. Werblowsky'nin deyimiyle ifade edecek olursak "Eliade'ın tarih kavramı ne derece 'tarihidir'?"51 1965 yılında kaleme aldığı bir makale-sinde Eliade şöyle yazmaktadır: "Diğer birçok beş~ri disiplinlerde olduğu gibi dinler tarihçisi için de "analiz", filolojiden ibarettir. Bir filolojiye (bu terimle buradaki kasıt, dini incelenen toplumların dilinin, tarihinin ve kültürünün bilinmesidir) hakim olunınaksızın yetkin bilgin olunamaz. "52
Eliade'ın kastettiği tarihi yaklaşım, dini fenomenlerin tarihi süreç
içe-risiiıde nasıl meydana geldikleri, hangi gelişim ve değişim aşamalarından geçtiklerini tespit etmekten ziyade dini incelenen toplıunların .. dilinin, tarihi-nin ve kültürünün bilinmesinden ibarettir. Dini fenometarihi-nin tarihiliği ile Eliade genelde bu fenomenlerin "saf halde" bulunınayıp tarihi şartlar tarafın dan şekiilendirildiğini kastetmektedir.53 "Saf bir dini fenomen yoktur. Dini olgu aynı zamada tarihi, sosyolojik, kültürel ve psikolojik bir olgudur da".54 "Somut olan şey, tarih içerisinde ve tarih aracılığıyla tezahür eden dini
feno-mendir. Tarih içerisinde tezahür etmesi dini fenomenin tarih tarafından sı
nırlanması ve şartlandırılması/şekillendirilmesi için yeterlidir. "55 "Tarih ve zaman dışında'saf bir dini olgu yoktur. "56
Eliade, din bilimi çalışmalarını "Dinler Tarihi" adı altında değerlep dirmekte ve bu kavram yerine "din bilimi" (la science des religions) ifadesini
SO Eliade, La nostalgie des ongines, s. 28, dip. 1.
SI R.
J.
Zwi Werblowsky, "In Nostro Tempore: On Mircea Eliade", Religion, 19:2 (1989), s. 130.S2 Eliade, La nostalgie des origines, s. lOS. S3 Bkz. Eliade, La nostalgie des origines, s. 94. S4 Eliade, La nostalgie des origines, s. 43.
SS Eliade, Images et symboles, s. 38. S6 Eliade, Imageset symboles, s. 39.
ve bu felsefesi" de la
culture), "felsefi
de de
la
religion) gibi da Eliade'm
daha
felsefi
Eliade'm
ve
ben
daha
"felsefi"veya
eser ve
sadece.
eden
mini bilmek ve Oysa
bilmek ve ziyade
.
Eliade'm 25 1949 Eliade, vb. gibi ve ziyade tercih ifade felsefi Eliade, sadece met gibi 57 Eliade, 258. 58 Eliade, 259. 59 Eliade, Paris1973, 105. 60 193.yapan araştınnacılann da ilgisini çekmiştir. Eliade'ın bugüne kadar Türkçeye tercüme edilen 14 eserin sadece iki tanesinin dinler tarihçiler tarafından
çev-rilmiş olması bizce Türk dinler tarihçilerinin Eliade'a ilgisizliğinden.ziyade
ülkemizdeki akademik anlayıştan kaynaklandığını düşünüyoruz. Bir alanın
uzmanı tarafından yazılan eserlerin çevirisin yine o alanda uzman olan biri-nin tercüme etmesibiri-nin en uygun durum olacağı bir gerçektir. Bunun
gerçek-leşebilmesi için akademik yükselme kclteleri açısından değersiz görülen çevi-ri faaliyetine hak. ettiği yerin verilmesi gerekmektedir. Tarihe yeniden bir göz atıp 9. ve 10. yüzyıllarda Bağdat'ın önemli bir çeviri merkezi olduğunu hatırlayalım. Bu yıllarda Eski Yunanca metinler Arapçaya çevrilerek Yunan medeniyetinin ortaya koyduğu felsefi ve bilimsel bilgiler muhafaza altına alınmış oldu. Bu Arapça metinler sayesinde birkaç asır sonra Avrupalılar, Eski Yunan metinlerini keşfetmiştir. Bu metinler daha sonra İspanya'daki Toledo Okulu tarafından Latinceye aktarılmıştır. Bunun yanında İbni Rüşd, Farabi ve İbni Sina gibi İslam aJ.imlerinin eserleri de Latinceye tercüme
edil-miş ve Avrupa'nın en ünlü üniversitelerinde ders kitabı olarak okutulmuştur.
Tüm bu çeviri faaliyetleri sonucunda Avrupalılar, Renaissance yaparak yani kelimenin sözlük anlamışla ''Yeniden Doğarak" Orta Çağın karanlığından
kurtulmuşlardır. Dolayısıyla yenilenme ve ilerleme isteniliyorsa tercüme faaliyetlerine çok daha fazla önem verilmelidir.
Hem Eliade'ın kitaplarının dilimize geç aktarılması, hem birçok eseri-nin tercüme edilmemiş olması, hem de çevirilerdeki terminolojik problem-lerdep. kaynaklanan nedenlerden dolayı Eliade'ın misyonu, vizyonu ve
yakla-şımı bir bütün olarak ülkemizde henüz tam olarak kavranmış değildir. Bun-dan dolayı da Eliade'ın Türkiye'deki Dinler Tarilıi çalışmalannda yeterince belirleyici bir rol oynadığını söylemek mümkün değildir. Ancak son yıllarda Eliade'a ile ilgili çalışmalar onun ülkemizde git gide artan bir biçimde ilgi
uyandırdığını ve tüm bu faaliyetlerin onu anlama yönünde bir adım olduğU nu göstermektedir. Ülkemizde Eliade ile yapılan Doktora çalışması onun Din Bilimi çalışmalarını bir bütün olarak ele alıp, onun ele aldığı konulan,
kul-landığı kavramlan, ileri sürdüğü teorileri inceleme konusu yapan en kapsamlı
çalışmadır. Bu çalışmanın yayımlanması ile birlikte Eliade'ın Türkiye'de
an-laşılması konusunda yeni bir çığır açılacağını ümit ediyoruz.
Eliade'ın din bilimi çalışmalannda benimsediği yaklaşımın klasik Din-ler Tarihi anlayışına karşıtınış gibi gözükmesi, onun bu disipline ilişkin
tarihe değil, dine yapılması gerektiğine dikkat çekmekte ve bu disiplinin dini olgulan tarihi sıraya dizerek bunların oluşum ve gelişim safhalarını tespit etmekten ziyade bunların barındırdığı varoluşsal anlamlan gün yüzüne çı
kannak olduğunun altım çizmektedir. Dolayısıyla Eliade'ın zihnindeki Din-ler Tarihi, tarihi bir disiplin olmaktan ziyade felseH. bir disiplindir. Eliade, fenomenolojik yaklaşımdan bir adım öteye giderek hermenötik yaklaşımı
uygulamaktadır. Bu alana ise özellikle ülkemizdeki Dinler Tarihi çalışmala
nnda girilmemiştir.