• Tidak ada hasil yang ditemukan

bitkisel tabaklama

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Membagikan "bitkisel tabaklama"

Copied!
52
0
0

Teks penuh

(1)
(2)

BİTKİSEL TABAKLAMA  Genel Bilgi 

Bitkisel  tabaklama  büyük  oranda  kösele  işlentisinde  kullanılır.  Bununla  birlikte  ayakkabı aksamları, saraciyelik deri, makine kayışları, koşum takımları, bir ayakkabı yüzlük,  mobilyalık  ve  astarlık  deriler  bitkisel  tabaklanmaktadır.  Tola  kireçlikte  yarılırsa  elde  edilen  yarma deriler bitkisel tabaklanır,  ter dayanımı yüksek olan bu yarma deriler spor ayakkabısı  üretiminde  kullanılır.  Bitkisel  tanenlerle  kuvvetli  son  tabaklama  yapılmış  krom  deri  yüksek  oranda yağlamaya uygun olduğu için bir ölçüde su geçirmezlik sağlanmış ve vaketa (bitkisel  tabaklanmamış  yüksek  oranda  yağlanmış  deri)  yerini  tutmuştur.  Askeri  bot,  bazı  spor  ayakkabısı  tipleri  ve  iş  ayakkabıları  ısıya  dayanımı  yüksek  olan,  ter  haslığı  vaketaya  göre  daha  yüksek  olan,  daha  iyi  fiziksel  özelliklere  ve  sıhhi  özelliklere  sahip  olan  bitkisel  tabaklama  maddeleri  ile  kuvvetli  son  tabaklama  yapılmış  krom  derilerden  üretilir.  Kuvvetli  bitkisel  son tabaklama  yapılmış krom deri presle  basılan deseni çok  iyi  muhafaza ettiği  için  sırçası hatalı derilerde görünüm kusurlarının giderilmesi için uygulanır. 

Birçok bitkisel üründe tanen adı verilen deriyi tabaklamaya yarayan fenolik maddeler  vardır.  Bu  maddeler  deri  de  bulunan  proteinlerle  birleşerek  derileri  bozunmaz  ve  kokuşmaz  hale getirirler. Bitkilerin kabuklarında,  meyvelerinde, köklerin  ve  yapraklarında az  veya çok  oranda  bulunur.  Bu  maddeler  bitkilerin  metabolizmalarının  yan  ürünü  olarak  ortaya  çıkar.  Tanen  adı  verilen  bu  maddeler  büyük  moleküllü  su  eriyebilen  organik  bileşiklerdir.  Acı  ve  buruk tada sahip olan bu maddeler jelatin çözeltisinde çökerler ve demir tuzları ile koyu mavi,  yeşil­siyah renk oluştururlar. 

Bitkisel  tabaklama  maddeleri  derinin  kesitine  işleyip,  fenolik  gruplarıyla  derinin  peptit  zincirindeki  aktif  bağ  yerlerine  hidrojen  bağlarıyla,  amino  gruplarına  tuz  bağı  ile  ve  bazen  de  kovelent  bağlarla  bağlanmasıyla  tabaklama  meydana  gelir.  Tabaklama  işleminde  deriden  su  çıkışı  meydana  gelirken  derilerin  liflerinde  bir  miktar  büzülme  meydana  gelir.  Tabaklama maddesinin deriye işlemesi ve bağlanması deri yapısı, kireçlikte tola gelişimi, ön  tabaklama,  tabaklama  maddesinin  özelliği,  tabaklama  maddesi  çözeltisinin  viskozitesi,  tabaklama  maddesi  miktarının  tolaya  oranı,  tabaklama  maddesinin  yoğunluğu,  mekanik  hareket,    ısı,  pH  değeri,  nötr  tuz  mevcudiyeti,  sentetik  tabaklama  maddeleri  ve  tabaklama  süresi  gibi  faktörlere  bağlıdır.  Bitkisel  tabaklanmış  derilerin  büzülme  sıcaklığı  80  o C  civarındadır. 

Derilerin  bağladığı  tanen  miktarın  yüzdesi  “tabaklama  derecesini”  verir.  Tabaklama  sonunda  derilerin  ağırlığı  kireçli  deri  ağırlığı  üzerinden    ağır  derilerde  %65  ,  hafif  derilerde  %35 olmalıdır. 

(3)

Bitkisel Tabaklama Maddelerinin Bulunduğu Yer ler 

Tabaklama maddeleri birçok bitkide oldukça yaygın olarak bulunur. Bazı bitkilerin alt  gruplarında çok az veya  hiç tabaklama  maddesi  bulunmaz.  Kaya  yosunları, algler  ve  mantar  gibi bitki familyalarında tabaklayıcı maddelere sık rastlanır. Öte yandan bazı yosun türlerinde  tabaklayıcı  madde  bulunmaz.  Ladin,  çam  ve  hemlock  gibi  bitkilerin  kabuklarında  bulunan  tabaklama  maddeleri  oldukça  önemli  bir  yer  tutar.  Çayır  ve  benzeri  türü  bitkilerde  de  tabaklayıcı madde bulunmaz. 

Buna  karşılık  tabaklama  maddesi  bakımından  zengin  olan  dikotiledon  bitki  türleri  tropik  bölgelerde  yayılmış  durumdadırlar.  Yüksek  oranda  tabaklayıcı  madde  içeren  bitkiler  sıcak  veya  rutubetli  iklimde  yetişirler.  Bu  nedenle  iyi  vasıflı  tabaklayıcı  maddeler  tropik  ve  subtropik (alt tropik) bölgelerde bulunan ülkelerdeki  ağaçlardan elde edilirler. 

Örneğin Arjantin, Paraguay, Afrika sahilleri ile Hindistan, Avustralya ve bazı Akdeniz  ülkeleri  gibi  ülkeler  deri  sanayinin  bitkisel  tabaklama  madde  ihtiyacını  karşılarlar.  Bitkide  tabaklayıcı madde dağılımı, genel olarak en fazla gövde kabuğunda, daha sonra sırasıyla kök  kabuğunda,    yapraklarda  ve  meyve  kabuklarında  bulunur.  Birkaç  istisna  dışında  en  az  tabaklayıcı madde odun kısmında bulunur.  Bitkisel tabaklama maddelerinin bulundukları yere sınıflandırılması  1­Kabuğundan Tabaklama Maddesi Elde Edilen Bitkiler  Meşe, Ladin, Hemlock, Mimoza, Çam, Mangrove, Malet, Söğüt, Huş  2­ Odun Kısmından Tabaklayıcı Madde Elde Edilen Bitkiler  Quebracho, Meşe, Kestane, Urunday, Tizera, Catechu  3­ Tohumlarından (Meyvelerinden) Tabaklayıcı Madde Elde Edilen Bitkiler  Meşe Palamutu, Divi Divi, Myrobalan, Algarobilla, Teri, Bablah (Babul)  4­ Yapraklarından Tabaklama Maddesi Elde Edilen Bitkiler  Sumak; a­ Tabak Sumağı, b­ Boyacı Sumağı; Gambir  5­ Köklerinden Tabaklama Maddesi Elde Edilen  Bitkiler  Badan, Kermek, Canaigre  6­ Mazılar  Mazı Meşeleri  Bitkisel tabaklama maddelerinin elde edilmesi  Bitkisel maddelerin içinde bulunan tanenler ancak suda çözündüğü zaman etkilidirler.  Bunu  için  tanenler  bitkilerden  ekstraktsiyon  yöntemi  ile  çıkartılırlar.  Ekstraksiyon  (öz  çıkarma) işlemi ile bitkilerin içinde bulunan yalnızca tanenler çıkmaz , tanelerle birlikte tanen  olmayan  maddelerde  çıkar.  Ekstrakların  niteliği  ekstraktsiyon  işleminin  süresine  ve  ısısına  bağlıdır. 

Eksraktsiyonun aşamaları 

Bu işlem için tanenler önce değirmenlerde öğütülür. Öğütülen bitkisel maddeler bakır  veya paslanmaz çelikten yapılmış kazanlara alınır. Kazanlar 8’li üniteler halindedir. Kazanlar  bitkisel maddelerin özelliğine göre farklı ısıda muamele edilir. Kazanlardan sıcak su ters akın  prensibine  göre  geçirilir.  Bu  yöntemde  öğütülmüş  bitkisel  maddeler  ilk  önce,  yoğun  daha  önceki  kazanlardan  geçmiş  sıvılarla  muamele  edilir.  Taze  sıcak  suda  ilk  önce  daha  önceden  sıcak  suyla  muamele  edilmiş  bitkisel  maddeyle  muamele  edilir.  Bunun  amacı  bitkisel  maddelerin içinden en fazla madde çıkartılmaya çalışılır.

(4)

Ekstraksiyon işleminde 100 kg madde için 400 kg su kullanılır. Ekstraksiyon da sert su  kullanılmamalıdır.  Sert  suların  içindeki  katyonlar  bitkisel  tanenlerin  çökmesine  neden  olur.  Suların içinde demir var ise tanenlerin renginin değişmesine neden olur. 

Ekstraksiyon işleminin sonunda elde edilen sıvını bomesi 2­9 be’ dir. Bu yoğunluktaki  sıvı  tabaklamada  kullanılabilir,  ancak  taşınması  ekonomik  değildir.  Bunun  için  sıvı  vakumlama yöntemi ile toz haline getirilir. 

Bu  sıvı  vakumlama  yöntemiyle  suyu  uzaklaştırılır  ve  toz  veya  katı  blok  halinde  tabaklayıcı  madde  elde  edilir.  Kebrakoyu  soğuk  suda  çözünürlüğünü  arttırmak  için  sodyum  meta  bisülfitle  işleme  sokularak  sülfitlenir.  Kestane  ekstraktının  asitliğini  gidermek  için  boraks  veya  fosfat  gibi  alkali  tuzları  kullanılır.  Böylece  ekstrakt  içindeki  doğal  asitlerin  bir  kısmı  nötrlenir  ve  ph’sı  0,5­1,0  derece  yükseltilir  ve  böylece  deriye  karşı  afinitesi  (deriye  ilgisi) azaltılır. 

Ekstraksiyon işlemin genel şeması 

Bitkisel Tabaklama Maddelerinin Genel Kimyasal Özellikleri 

Bitkisel  tabaklama  maddeleri  yüksek  molekül  ağırlıklı  ve  çoğunlukla  çok  sayıda  fenolik  hidroksil  grupları  içeren  komplike  bileşiklerdir.  Bunlardan  sadece  çok  az  bir  kısmı  amfoter  (çift  iyon  içerikli)  tabiattadır.  Bitkisel  tabaklama  maddeleri  yüksek  moleküler  yapılarına uygun olarak tamamen kolloidal karakterde olup  az veya çok çözünür özelliklere  sahiptirler.  Çoğunlukla  alkolde,  alkol  ve  eter  karışımlarında,  kısmen  de  asetik  asit  içersinde  çözünürler.  Susuz  eterde,  petrol  eterinde,  kloroformda,  karbon  sülfürde  ve  benzolde  çözünmezler. Bitkisel tabaklama  maddeleri oksidatif, redüktif  ve enzimatik etkilerle kolayca  değişirler.  Su  çekici  özellikleri  vardır.  Isıtıldıklarında  erimezler,  kömürleşirler.  Tüm  bitkisel  tabaklama  maddeleri  buruşturucu,  büzüştürücü (adstrigens) veya kekre tadındırlar. Tutkal  ve  jelatin  çözeltileri  ile,  aynı  zamanda  alkoloidler,  aminler  ve  metal  tuzları  ile  de  çökelti  meydana getirirler ve demir tuzları ile karakteristik renk reaksiyonları verirler 

Kimyasal Özelliklerine Göre Bitkisel Tanenler  a­ Hidrolize tanenler (pirogallol tanenler) 

Bu  grupta  yer  alan  bitkisel  tanenler  asit  ve  enzim  etkisiyle  küçük  moleküllere  parçalanırlar. Valeks, sumak ve kestane bu grupta yer alır. Hidrolize tanenler  yüksek oranda  organik asit, tuz ve şeker  içerirler. Derilere tabaklama  işlemi  sonunda sarıdan koyu kahveye

(5)

kadar  renk  verirler.  Erimez  yapıda  fazla  madde  içermemelerine  rağmen  deriler  üzerinde  “Bloom”  adı  verilen  çiçek  görünümlü  çökelti  oluştururlar.  Hidrolize  tanenler  küf  mantarlarının  fermente  etkisiyle  yapılarında  bozulma  meydana  gelir.  Meydana  gelen  bozunmuş  yapıların  tabaklayıcı  etkileri  yoktur.  Hidrolize  tanenlerin  ph’sı  3,5  ph’dan  daha  düşüktür, bu nedenle asidik bitkisel tabaklama maddeleri olarak adlandırılırlar. Kollagene “H”  bağı ile bağlanırlar. “H” bağı üre, kalsiyum klorit veya organik solventlerle bozulur. Derilerin  büzülme sıcaklığını 75­80 dereceye çıkartırlar. Işık dayanımları yüksektir. Işıkta bekledikleri  zaman kararmazlar. Tara gibi tanenler derilere açık renk veriri ve ışık dayanımlarını arttırırlar. 

b­ Kondanse tanenler (kateşol) 

Mineral asit veya oksitleyici  maddelerin etkisiyle büyük  moleküllü  suda zor çözünen  maddeler  meydana  getirirler.  Mimoza  kebrako  bu  grupta  yer  alır.  Düşük  asit  ,tuz  ve  şeker  içerirler.  Yüksek  oranda  “red”  adı  verilen  erimez  formda  madde  içerirler.  Çözeltileri  ph  değişikliğine  karşı  çok  hassastır.  Ortamın  ph’sı  değiştiğinde  kolaylıkla  çökerler.  Zamanla  beklediklerinde tabaklama kuyularında çamur şeklinde çökmeler görülür. Bu grupta yer alan  kondanse tanen  çözeltilerinde küf gelişimi ve küfün etkisiyle  fermantasyon daha az görülür.  Kondanse tanenler tatlı tanenler olarak bilinirler, çözelti ph’ları 4,5­5,0 arasındadır. 

Kondanse  tanenlerde  hidrolize  tanenler  gibi  derilerin  polipeptitlerine  “H”  bağları  ile  bağlanırlar.  Bu  ilave  olarak  kollegenin  amino  grubuna  kovelent  bağla  bağlanır.  Kondanse  tanenlerle  tabaklanmış  derilerin  büzülme  sıcaklığı  80­85  derce  civarındadır.  Kondanse  tanenlerin  ışık  dayanımları  iyi  değildir.  Mimoza  ile  tabaklanmış  derilerin  kırmızı  renkleri  ışıkta koyulaşır.

(6)

Hidrolize Tanenler  Kondanse Tanenler  Sumak  Meşe Kabuğu  Çam Kabuğu  Çam Kabuğu  Meşe Odunu  Hemlock  Kestane Odunu  Mimoza  Valeks  Mangrove  Divi Divi  Kebrako  Myrobalan  Urunday  Tizera  Tizera  Teri  Bablah  Meşe Palamudu  Gambir  Mazı

(7)

Hidrolize ve Kondanse Tanenler Arasındaki Far klar

·  Formaldehit  +  HCL(tuz  asidi)  ile  muamele  gören  Kondanse(pirokateşin)  grubu  tabaklama maddeleri kaynatıldıktan sonra tamamen çökelmekte, Hidrolize(pirogallol)  sınıfı ise çok az veya hiç çökelmemektedir

·  Hidrolize  olabilir  tabaklama  maddelerinin  molekülünde  bulunan  benzol  halkası  oksijen  atomu  üzerinden  daha  büyük  komplekslerle  birleşirler  veya  komplekslere  bağlanırlar.  Buna  karşılık  kondanse  tabaklama  maddelerinin  benzol  halkası  veya  çekirdeği karbon bağları vasıtasıyla birbirleriyle bağlanmış durumdadırlar.

·  Hidrolize  olabilir  tabaklama  maddesinin  aksine  kondanse  tabaklama  maddesi  fermentlerle veya diğer basit hidrolitik maddelerle parçalanmazlar 

Tabaklayıcı Olmayan Maddeler 

Bitkisel tanenler astrigen özelliktedir. Yani deriyi büşüztürücü etkileri vardır. Bitkisel  tanenlerin  içersinde  tek tip  tanen  içermezler.  Bitkisel  tanenlerin  içinde  ayrıca  çözünür  halde  tanen  olmayan  maddeler  vardır.  Bu  maddelere  non­tanen  adı  verilir.    Tabaklama  maddesi  analizinde  deriye  bağlanmayan  maddelere  tabaklayıcı  olmayan  maddeler  denir.  Tabaklayıcı  olmayan maddeler tabaklama işleminde oldukça önemli bir etkiye sahiptir. Tanen olmayan bu

(8)

maddelerin  olmaması  durumunda  tabaklama  işlemi  tam  olarak  gerçekleşmez.  Tabaklama  maddesinin  içinde  aşırı  olması  durumunda  “ölü  tabaklamaya”  neden  olurlar.  Anorganik  tuzlar,  organik  asitler,  zamklar,  nişasta,  şeker  ve  fenolik  maddeler  bu  gruba  dahildirler.  Bunların yapıları tabaklama maddelerine çok benzemektedir. Bu maddeler düşük büzüştürücü  etkili    (adstrigensli)    olmalarına  rağmen,  uygun  koşullar  altında  kollagen  ile  tepkimeye  girerler. Zamk türündeki maddeler ekstrakt şerbetlerinin vizkozitesini yükseltir ve tabaklama  olayını  olumsuz  yönde  etkiler.  Özellikle  kök  ekstraktlarının  nişastalı  kısımları  tabaklama  olayına daha olumsuz  etki yaparlar. 

Tabaklama  materyallerindeki  şeker  miktarı  büyük  bir  öneme  sahiptir.  Tabaklama  işlemi sırasında şeker fermantasyonla parçalanır ve küf mantarlarının oluşmasına neden olur.  Çeşitli  fermantasyon  proseslerinde  asitler  meydana  geldiğinde  yüksek  şeker  miktarı  sonuçta  şerbetlerin pH değerini de arttırıcı yönde etkiler. Bitkisel tanenlerin içindeki şekerli maddeler  fermentasyonla    organik  asitlere  dönüşür.  Bu  asitler;  karbonik  asit,  asetik  asit,  laktik  asittir.  Tanenlerin  içinde  tanen  olmayan  maddeler  seker,  asit  ,  tuz  ,  hemiseluloz,  pectin    lignin  ve  diğer  maddelerdir.  Eksraktların  içinde  bulunan  asitler;  gallik  asit,  oksalik  asit,  sitrik  asit,  tartarik  asit,  fosforik  asittir.  Fenolik  asit  ve  gallik  asit  tanenelrin  parçalanmsı  sonucu  ortaya  çıkar. Tanenler sodyum bisülfit (3­8 % extrackt ağırlı üzerinde) 98 0 C ile sokularak sülfitlenir.  Sülfitleme  işlemi  ile  tanenlerin  çözülmeyen  kısmı  soğuk  suda  çözünür  hale  gelir  ve  aynı  zamanda  molekül  yapıları  küçülür.  Bitkisel  tanenlerin  farklı  astrinjen  özellikleri  vardır.  (astrijenlik:  tanenlerin  deriyi  büzüştürme  etkisi)  mangrov  ve  kebrako  çok  astrinjendir.    Tek  başlarına kullanıldıklarında ince, buruşuk ve kaba ciltli deriler verirler. Kestane, meşe valeks  orta  derecede  astrinjendir.  Daha  şişkin  daha  sıkı  deriler  verirler.  Myrobalan,  dividivi,  yumuşak ve şişkin deriler verirler. Gambier çok yumuşak deri verir. 

Bitkisel Tabaklama Maddelerinin Deriye Bağlanması 

Bitkisel  tabaklama  maddelerinin  deriye  bağlanmasında  kolay  iyonlaşan  karboksil  grupları  tabaklama  maddeleri  içinde  az  bulunmasından  dolayı  büyük  bir  önem  taşımazlar.  Gerek  hidrolize  olabilir,  gerekse  kondanse  olmuş  tabaklama  maddelerinin  deri  ile  meydana  getirdiği bağların büyük bir kısmı hidrojen köprülerine dayandırılmaktadır. Burada tabaklama  maddelerinin fenolik hidroksil grupları hidrojen atomu vericisi olarak görev yaparlar. Fenolik  hidroksil  gruplarının  hidrojen  atomları  kollagendeki  karşıtları  veya  tepkimeye  girdikleri  kısım, ilk aşamada peptid gruplarının çift bağlı oksijen atomudur. 

Bitkisel  tabaklama  maddelerinde  çok  sayıda  hidroksil  grubu  olduğundan  ve  kollagende de yeter  miktarda bağ teşkil edecek yer bulunduğundan bir çok hidrojen köprüsü  meydana  getirilir  ve  bu  köprülerin  güçlerinin  toplamı  tabaklama  maddesinin  deriye  oldukça  sağlam bağlanması için yeterlidir. 

Öte  yandan  aromatik  sistemlerde;  yani  gerek  hidrolize  olabilir,  gerekse  kondanse  olmuş  tabaklama  maddelerindeki  dipoller  de  bağın  kolayca  oluşmasına  belli  bir  katkıda  bulunurlar.

(9)

Bitkisel tanenlerin derilerin peptit zincirlerine “H” bağı ile bağlanması 

Bazı araştırmacılar  derilerin  negatif  iyonize olmuş amino grubu  ile tanenlerin  fenolik  hiksol  grubu arasında tuz bağı meydana geldiğini söylemektedirler. 

Derilerin amino grubuna tanenlerin iyonik olarak bağlanması 

Bitkisel Tabaklama üzerine etkili faktör ler 

Bitkisel tabaklama  maddelerinin  ve  fenolik  sentetik  tabaklama  maddelerinin  molekül  veya  taneciklerinin,  derinin  kesitine  işleyip,  fenolik  gruplarıyla  peptit  bağlarının  oksijenine,  hidrojen  bağlarıyla  ağ  şeklinde  bağlanması  ile  tabaklama  meydana  gelir.  Tabaklama  maddesinin deriye işlemesi ve bağlanması deri yapısı, kireçlikte tola gelişimi, ön tabaklama,  tabaklama  maddesinin  özelliği,  tabaklama  maddesi  çözeltisinin  viskozitesi,  tabaklama  maddesi  miktarının  tolaya  oranı,  tabaklama  maddesinin  konsantrasyonu,  mekanik  hareket,  ısı, pH değeri, nötral tuz mevcudiyeti, sentetik tabaklama maddeleri ve tabaklama süresi gibi  faktörlere  bağlıdır.  Kireçlikte  iyi  gelişmiş  ve  gevşek  yapılı  deriler  tabaklama  maddelerinin  hızla  işlemesine  müsait  bir  yapı  oluşturur.  Kalın  sığır  tolaları  dolapta  hızlı  tabaklama  metoduna  göre  flotesiz  tabaklamalenecekse  tolanın  iyi  gelişmesi  için  ikinci  kireçlik  yapılır.  İyi  etleme  tabaklama  maddelerinin  işlemesini  kolaylaştırır.  Tolanın  aşırı  şişkin  olması  veya  suyunun aşırı giderilmesi difüzyonu önler hatta durdurur 

Derinin yapısı ve Tabaklama öncesi işlemlerin etkisi 

Kireçlikte  iyi  gelişmiş  ve  gevşek  yapılı  deriler  tabaklama  maddelerinin  hızla  işlemesine  müsait  bir  yapı  oluşturur.  Kalın  sığır  tolaları  dolapta  hızlı  tabaklama  metoduna  göre flotesiz tabaklamalenecekse tolanın  iyi gelişmesi  için  ikinci kireçlik  yapılır.  İyi etleme  tabaklama  maddelerinin  işlemesini  kolaylaştırır.  Tolanın  aşırı  şişkin  olması  veya  suyunun  aşırı giderilmesi difüzyonu önler hatta durdurur.

(10)

Tabaklama maddeler inin özellikler in etkisi 

Difüzyon  ve  bağlanma  hızı  her  bitkisel  tabaklama  maddesinde  farklıdır.  Valeks,  mimoza,  sülfite  kebrako  en  hızlı  işleyen  tanenlerdir.  Kestane  yavaş  işler,  sumak  en  yavaş  işleyen  grupta  yer  alır.  Tabaklama  maddesinin  deri  tarafından  alınması  ve  bağlanması  başlangıçta  hızlıdır.  Derilerin  tabaklanma  oranı  %50’ye  ulaştığı  zaman  bağlanma  önemli  ölçüde yavaşlar. Sıcaklığın arttırılması ve pH’ın düşürülmesi ile bağlanma hızı düzenlenebilir.  Flotesiz  (susuz)  çalışılması  halinde  tabaklama  maddelerinin  davranışları  farklılık  gösterir.  Floteli  çalışıldığında,  tabaklama  maddesinin  deri  tarafından  alınması  konsantrasyon  artışıyla  birlikte, tabaklama  maddesinin tola ağırlığına olan oranında arttırılması  ile  fazlalaşmaktadır.  Bu durumda atık flotenin tekrar kullanılması ekonomik yönden gereklidir. 

Tabaklama maddeler inin konsantrasyonunun etkisi 

Tabaklama maddesinin difüzyon hızı; flotedeki tabaklama maddesinin konsantrasyonu  ile,  kollagen  molekülleri  iç  boşluklarındaki  tabaklama  maddesi  konsantrasyonu  arasındaki  fark  ile orantılıdır. Bu fark az ise difüzyon azalır. Tabaklama başlangıcında ve ön tabaklama  yapılmadığı  hallerde  konsantrasyon  artışı  tabaklamayı  durdurabilir,  derinin  kesiti  tabaklamalenmediği  halde  deride  sürekli  kalınlık  azalması  gözlenir.  Normal  seyreden  bir  tabaklamada kalınlık azalması gözlenmez. Kalınlık azalması; sentetik tabaklama maddeleri ile  ön  tabaklama  yapılarak  veya  asit  ve  tuzlarla  ön  muamele  ile  giderilir.  Bu  metot  flotesiz  çalışılan sistemler için geçerlidir. 

Partikül büyüklüğünün etkisi 

Bitkisel  tanenlerin  çözeltileri  değişik  büyüklükte  tanen  partikülleri  içerir.  Küçük  partikülü  tanenler  deriye  daha  hızlı  nüfuz  ederler,  ancak  derilere  ağırlık  vermek  sıkılık  ve  tokluk  vermek  için  büyük  moleküllü  tanenlere  ihtiyaç  vardır.  Büyük  moleküllü  tanenler  deriye  daha  zor  nüfuz  eder,  ancak  deriyi  büzüştürücü  etkisi  yüksektir.  Tabaklamaya  büzüştürücü etkisi az olan küçük partiküllü tanenlerle başlanır. 

Asit ve pH’nın etkisi 

Bitkisel  tanenlerin  deriye  bağlanması  için  ortamın  asidik  olması  gerekir.  Tanenlerin  deriye işlemesi için ortamın asitliği fazla olmaması gerekir. Tanenlerin deriye en fazla nüfuz  ettiği  pH  değeri  5,0­6,0  olması  gerekir.  Bitkisel  tanenler  kendi  bünyelerinde  organik  asitler  içermekle  birlikte  ortam  düşük  asitli  olması  durumunda  tanenler  derinin  cildine  yığılmaya  başlarlar. 

Ön tabaklama ve sentetik tabaklanmanın etkisi 

Ön  tabaklama  yapan  sentetik  tanenler,  krom  tabaklama  ve  polifosfat  gibi  maddelerle  deriler  ön  tabaklama  yapıldığında  bitkisel  tanenlerin  deriye  işlemesini  kolaylaştırırlar.  Nafatlin  sintanlar  ve  fenolik  sintanlar  zor  çözünen  tanenlerin  kısımlarını  çözünür  hale  getirirler.    Sentetik  tanenlerin  sülfo  grupları  kollegenin  pozitif  yüklenmiş  bazik  gruplarına  bağlanarak tanenlerin deri içine nüfuziyetini arttırırlar.

(11)

Difüzyon ve Fiksasyon 

1­Difüzyon Üzerine Etkili Olan Faktör ler  a­Viskozite (akışkanlık): 

Bitkisel  tabaklama  sıvısının  viskozitesi  arttıkça  kıvamlığı  artar,  buna  karşılık  penetrasyon hızı yavaşlar. 

b­Dispersiyon Derecesi: 

Çeşitli  tanen  sıvılarının  dispersiyon,  yani  sıvı  içinde  dağılma  derecesi  molekül  büyüklüğü ile ilgili olup, dispersiyon derecesi arttıkça penetrasyon da artar. 

c­Asitlik 

Daha çok fiksasyon üzerine etkilidir. Asitlik düştükçe pH yükselir, penetrasyon artar.  Buna  karşın  asitlik  arttıkça  pH  düşer,  penetrasyon  hızı  yavaşlar,  fakat  fiksasyon  artar.  Tanenlerin asitliği de penetrasyon üzerine etkilidir 

PH değeri  Asit(m.mol) / litre  Tuz (m.mol) / litre 

Sumak  3,9  345  430  Valeks  3,2­3,6  400­500  250­270  Kestane  2,8­3,3  350­400  75­90  Kestane katkılı  4,8  200­220  260  Mimoza, blok  4,5­4,7  15­90  55  Mimoza, toz  4,0­4,3  100­115  175  Quebraco katkısız  4,4  30­60  40  Quebraco sülfite  5,5­5,0  20­50  300  d­Süre  Hareketsiz ortamda kestanenin 29 kg lık bir deriye penetrasyon süresi 2 hafta kadardır.  Sülfite kebraconun ise 10 gündür. Ancak; dolap harekatı , tanen konsantrasyonu, sıcaklık gibi  faktörlerle bu süre kısaltılabilir.  e­Dolap Hareketi  Tabaklama sırasındaki mekanik hareket diffüzyona yardımcı olur. İlk önce, tabaklama  maddesinin  çalkalanması  ile  tanen  ile  suyun  yer  değiştirmesine,  çözeltideki  tanen  konsantrasyonun  homojen  kalmasına  yardımcı  olur.  İkinci  olarak,  derinin  çalkalanması  ile  deri liflerinin devamlı hareketi, pompalama etkisi yaratır ve difüzyon hızlanır. 

Tabaklama  sırasındaki  mekanik  etki  roker  sistemi  ile,  havuz  ve  dolap  ile  ve  sadece  dolap  ile  sağlanır.  Denemeler,  aynı  şartlarda  durgun  ve  dolap  hareketli  tabaklamada,  penetrasyonun dolapta sekiz kez daha hızlı olduğunu göstermiştir. 

f­Tanen Konsantrasyonu 

Difüzyon hızı, banyodaki tanen konsantrasyonu ile deri lifleri arasında bulunan sıvının  tanen  konsantrasyonu  arasındaki  farklılık  ile  orantılıdır.  Tabaklanmanın  başında  iki  sıvı  arasındaki  konsantrasyon  farkı  büyük  olduğu  gibi  difüzyon  hızlıdır.  Bu  yüzden  başlangıçta  havuz  kullanılıyorsa  difüzyonun  hızlı  olması  için  sıvı/deri  oranı  mümkün  olduğunca  düşük  tutmalıdır.

(12)

Diğer  taraftan  hızlı  penetrasyon  için,  deri  dışındaki  ve  içindeki  sıvılar  arasındaki  konsantrasyon farkını koruyacak şekilde banyoya tanen ilavesi yapmak gerekir. 

g­Sıcaklık 

Tanen difüzyonu sıcaklığa çok bağladır. Eğer sıcaklık donma noktasına getirilmiş olsa  hiç  difüzyon  olmaz.  Aynı  şekilde  normalden  biraz  fazla  olsa  difüzyon  hızındaki  artış  umulandan fazla olur. Yüksek sıcaklıkta kollagenin kohezyon kuvvetleri azalacağından, bağlı  suyun  bir  kısmı  serbest  hale  geçerek  bazı  re  aktif  noktaları  tanen  ile  reaksiyona  bırakır.  Sıcaklığın  başka  bir  etkiside  sıcaklık artışı  ile tanenin partikül  büyüklüğünün düşmesi,  buna  bağlı olarak viskozitesinin azalması ve sonuçta difüzyonun artmasıdır. Sıvının biraz ısıtılması  ile erimez maddeler erir hale geçer ve viskozite azalır. Yani sıvının kıvamı düşer ve difüzyon  artar. Sıcaklığın bu etkisi dolayısıyla tabaklama için mümkün olduğunca değişmez ve 37 0 C ‘  ye  yakın  sıcaklıkta  çalışması  gerekir.  Dolapta  yapılan  tabaklamada  düşük  flotte  de  sürtünmeden dolayı ideal olan yüksek sıcaklığı sağlamak mümkündür. 

2­Tanen Fiksasyonu 

Daha öncede belirtildiği gibi, bitkisel tanenlerin deri içerisine tamamen sokulmasından  sonra  tanenin  sıvı  fazdan  ayrılıp  deriye  bağlanması  olayı  başlar.  Genellikle  deriye  ne  kadar  çok tanen bağlanmışsa deri o kadar iyi tabaklanmıştır. Bu yüzden, bitkisel tabaklanmış deride  % bağlı tanen  miktarı tabaklanmanın  bir ölçüsü kabul edilir. Derideki % bağlı tanen  miktarı  rutubet,  yağ,  protein,  mineral  madde,  suda  çözülen  maddeler  ve  kül  gibi  diğer  bileşenlerin  analitik  yöntemlerle  hesaplanması    ve  toplamların    100’den  çıkarılması  ile  dolaylı  yoldan  bulunur. 

Bitkisel tanenlerin deriye  bağlanması; sıcaklık, pH , tuz konsantrasyonu, asit  miktarı,  tanen konsantrasyonu, partikül büyüklüğü ve viskozite gibi pek çok faktörün  etkisi altındadır.  Bunların etkileri aşağıda açıklanmıştır. 

Fiksasyon Üzerine Etkili Faktörler  a­Sıcaklık 

Bitkisel  tabaklamada  tanen  fiksasyonu  üzerine  sıcaklığın  etkili  olduğu  uzun  zamanlardan beri bilinmektedir. Thomas ve Kelly yaptıkları araştırmada çeşitli tanenlerin deri  tozundaki  fiksasyonu  farklı  sıcaklıklarda  incelemişler  ve  kebrako  için  aşağıda  gösterilen  grafiği çizmişlerdir. 

Bağlı tanen 

Görüldüğü  gibi  tanen  bağlanması  25  ile  37.5 o C    ler  arasında  önemli  derecede  artmaktadır.  Bunun nedeni yüksek sıcaklıkta tanenin dispersiyonu ve viskozitesinin artmasıdır.

(13)

Ph 3  Ph 5  Ph 8 

15 C o  35 C o  15 C o  35 C o  15 C o  35 C o 

Bağlı tanen  37  48  33  45  33  43 

Kaynak Yaş İşlemler :T. Yakalı, Y. Dikmelik  Sıcaklık artıkça ph düştükçe bağlanma artar. 

b­pH’ nın Etkisi 

Bitkisel tabaklama geniş pH sınırı içinde yapılır. Eski usul üretimde tabaklama derinin  pH’  sının  olduğu  kireç  gidermeden  sonra  yapılırken  hızlı  üretimde  pH’  nın  3.5  dolayında  olduğu salamuradan sonra yapılmaktadır. Normal olarak tabaklanmanın yapıldığı pH sınırında  pH’ nın düşürülmesi tanen bağlantısını önemli ölçüde arttırır.  Eğer tabaklama düşük pH’ da yapılırsa o kadar hızlıdır ki derinin yüzey kısımlarındaki  kapiller boşluklar tanenle fazlaca dolar ve sadece yüzeylerdeki tanen yığılmasından  dolayı tanen penetrasyonu durur; gevrek ve kırılgan bir deri meydana gelir. pH 5 dolayındaki  izoelektriki noktada tabaklamada ise tanen fiksasyonu en alt düzeydedir. 

Fakat  tanen  penetrasyonu  çok  hızlıdır.  Bundan  dolayı  çok  hızlı  yöntemle  kösele  üretiminde  pH’  nın  etkisinden  o  şekilde    yararlanır  ki  tabaklama  başlangıcında  penetrasyon,  tabaklama  sonunda  fiksasyon  maksimum  olsun.  Tabaklamaya  pH  5  dolayında  başlanır,  penetrasyon  tamamlandıktan sonra bir organik asit ile pH düşürülerek fiksasyon sağlanır. 

Kaynak : Valeks –alüminyum tabaklama Y .Dikmelik 

c­Tuz Konsantrasyonu: 

Tabaklama  banyosuna verilen tuz miktarı tanen  fiksasyonu üzerine etkili olur. Tuzun  etkisi  derinin    şişmesini  kontrol  altında  tutmak  şeklindedir.  Bilindiği  gibi,  banyodaki  tuz  miktarı  arttığında  kollagenin  pH  değişmelerine  karşı  duyarlılığı  azalır.  Bitkisel  tabaklamada  tuz  miktarı  ve  asit  miktarı  bir  denge  içinde  bulunmalıdır.  Tuz  miktarı    bitkisel  tanenin  kendinde  bulunan  veya  banyoya  ilave  edilen  tuz  ile  ayarlanır.  Tuz  miktarı  azaldıkça    şişme  olmaması  için  pH’  nın  daha  sıkı  şekilde  kontrolü  gerekir.  Bu  yapılırken  kullanılan  bitkisel  tanenin  büyük önemi vardır. Çünkü çeşitli tanenlerin tuz ve asit miktarları değişiktir. Örneğin  mimoza az miktarlarda  asit ve tuz içerirken; valeks orta derecede tuz, fakat yüksek asit içerir.  Aynı şekilde sülfite kebrako yüksek tuz,  az miktarda asit içerir. 

Tuzun  ve  asit  miktarının  yukarıda  anlatılan  etkisi  dolayısıyla    bitkisel  tabaklama  işlemini tek bir tanenle yürütmek yerine, tanen karışımları ile yürütmek, böylelikle asit ve tuz  miktarlarını  dengede tutmak  daha iyi sonuç vermektedir.

(14)

Nitekim, bugün kösele üretiminde Türkiye ‘ de sadece valeks kullanılırken İtalya, Fransa ve  diğer gelişmiş ülkelerde, kestane, kebrako ve mimoza karışımı kullanılmaktadır. 

Bitkisel  tabaklama  sıvılarında  tuzdan  başka  diğer  tabaklayıcı  olmayan  maddeler  de  bulunur. Deri tarafından absorbe edilmeyen bu maddeler tabaklamada rol oynarlar ve mamul  derinin  rutubete,  depolamaya,  cilt  kırılmasına,  kalıba  çekme  ve  uzamaya  karşı  dayanımı  ayarlar.  Tabaklayıcı  olmayan  maddelerin  bir  yarısını  tuz  meydana  getirirken,  diğer  yarısını  pregallol asit gibi polifenoller  ile şekerler, protein parçalanma ürünlerinden oluşan  nitrojenli  maddeler  meydana  getirir.  Bunlar  bitkisel    tabaklamada  birinci  derecede  öneme  sahip  maddeler  değildir.  Ancak  çok  saf  tanenlerle  de  tabaklama  yapmak  mümkün  değildir.  Bu  yüzden  tabaklayıcı  olmayan  bu  maddelerin  derinin  yukarda  sayılan  özelliklerini  ayarlamada  görev aldıklarına inanılmaktadır. 

Diğer  yandan  bitkisel tabaklama sıvısında  fazla  bulunursa derinin tuz  içeriği artar  ve  sonradan yıkamayla bu tuz uzaklaştırılmazsa  deri  fazla nem çeker. Ekstrem durumda deride  tuz kusması meydana gelir. 

d­Asit Miktarı: 

Bitkisel tabaklama işleminin başarılı şekilde yürütülmesi için muayyen miktarda aside  ihtiyaç vardır. Bitkisel tabaklama sıvısında bulunan asit ile tabaklama için gerekli pH derecesi  tutturulur;  kollagenin  tanen  bağlama  gücü  arttırılır.  Banyodaki  asit  içeriği  üç  şekilde  oluşturulabilir. 

1.  Banyonun  asit  içeriği  kullanılan  tabaklama  maddelerinin  uzun  sürede 

fermantasyonundan ileri gelebilir, 

2.  Banyonun  asit  içeriği  kullanılan  tabaklama  maddelerinin  uzun  sürede 

fermantasyonundan ileri gelebilir, 

3.  Banyonun asit içeriği banyoya katılan asitlerden ileri gelebilir. 

Banyonun  asit  içeriğini  ayarlamada  tabaklayıcı  olmayan  maddeler  için  de  bulunan  şekerlerin  fermantasyonu  ile  sağlanması  eski  usulle  kösele  üretiminin  bir  parçasıdır.  Ancak  günümüzün  yönelişi;  asitliğin,  tanenden  gelen  asitlikte  göz  önünde    bulundurularak  gerekli  asidin  banyoya  katılması  ve  asitliğin  pH  ve  tuz  ile  kontrol  altında  tutulması  şeklindedir.  Bitkisel  tabaklama sıvısının asitliği asla 400 mg /ekivalent litreden fazla olmamalıdır. 

Eğer  asitlik300  mg/ekivalent    litreden  fazla  olursa,  deri  liflerine  zarar  vermemek  için  tuz  konsantrasyonu 200mg/ ekivalent litreden aşağı düşmemelidir. 

Genellikle muayyen sınırlar içinde, banyodaki yüksek asit içeriği tanen fiksasyonun da  artışa  neden  olur.  Fakat  yüksek  asit,  tabaklama  yüksek  sıcaklıkta  yapılıyorsa  kollagenin  kohezyon kuvvetlerini azaltacağı için deride ciddi hasarlara yol açar. Yüksek asidin bu etkisi  banyoya tuz katılması ile tamponlanabilir. 

Tanen  fiksasyonu  üzerine  çeşitli  asitlerin  etkisi,  bunların  dissosiasyon    sabitleri  ile  ilgilidir.  pH’  yı  istenen  düzeye  düşürmek  için  seçilen  asit  zayıfladıkça  yani  zayıf  asit  seçildiğinde daha yüksek konsantrasyon veya miktar gereklidir. 

e­Tanen Konsantrasyonu: 

Bitkisel  tabaklama  banyoya  verilen  tanen  miktarının  fiksasyon  üzerine  olan  etkisi  aşikardır. Muayyen sınırlar içinde ne kadar fazla tanen verilerse deri tarafından o kadar fazla  tanen fikse edilir. Ancak banyoya verilecek tanen miktarı öyle seçilir ki deride arzu edilmeyen  bir durum ortaya çıkmasın ve herhangi bir tanen israfı olmasın. 

Bitkisel  tabaklama  banyosuna  tanen  verildiğinde,  daha  önce  belirtildiği  gibi  önce  tanen  deri  strüktürüne  nüfuz  eder,  daha  sonra  derideki  suyla  yer  değiştirir.  Deri  maddesine  bağlanan  tanen  miktarı  deri  lifleri  ile  temas  ta  bulunan  sıvının  tanen  konsantrasyonuna  bağlıdır. Eğer sıvıdaki  konsantrasyon iki katına çıkarılırsa fiksasyon % 7 kadar artmaktadır.

(15)

Burada önemli bir nokta şudur; Tanenin kollagene bağlanması çok çabuk olmaktadır ve eğer  içteki  sıvıdaki  tanen  konsantrasyonu  iyi  ayarlanmazsa  veya  arttırılmazsa  fiksasyon  yavaşlar  ve  hatta  durur.  Bundan  dolayı  tanenin  sadece  deri  içine  nüfuziyeti  tabaklama  için  yeterli  olmayıp,  konsantrasyon  farkını  koruyacak  kadar  fazla  tanen  sıvı  içinde  bulunmalıdır.  Bunu  sağlamak  için  pratikte  tabaklama  banyosuna  ya  muayyen  aralarla  tanen  ilavesi  yapılır,  yada  deriler  bir  banyodan  alınıp  daha  konsantre  bir  banyoya  konulurlar.  Parti  yeni  banyoya  konduğunda flotte yani banyo/deri oranı o şekilde olmalıdır ki  tanen absorbsiyonu aksamasın  ve  kısa  sürede  olsun.  Genellikle  sıvı/deri    oranı  büyüdükçe  tabaklama  süresi  artar.  tanen  fiksasyonun  un  maksimum  olduğu  sıvı/deri  oranı  4.5­  5/1  dir.  Öte  yandan    partinin  daha  konsantre  bir  banyoya  alınmadan  önce    bir  süre  yığında  bekletilmesi  veya  sıkmadan  geçirilmesi;  zayıf  konsantrasyonlu  sıvının  dışarı  çıkmasına  buraya  daha  konsantre  sıvının  dolmasına yol açacağı için iyi sonuç verir. 

Tabaklama banyosundaki tanenin deri lifleri arasına girmesinden sonra, tanenin hepsi  kollagen  tarafından  bağlanmaz.  Bir  kısım  tanen  deri  lifleri  arasında  bağlantı  olmaksızın  tutulur.  Yıkamayla  deriden  uzaklaşabilen  bu  tanen  kısmına  “  bağlı  olmayan  tanen  “  denir.  Kösele gibi dolgunluğun  ve sıkılığın  arzu edildiği  üretimde  bağlı olmayan  taneninde önemi  vardır.  Hatta  dolgunluğun  daha  da  fazla  olması  için  deriye  magnezyum  sülfat  gibi  mineral  tuzlar da verilir. 

Bu yüzden bağlı olmayan tanenler tabaklama sonrasında yıkamalarla deriden çok fazla  uzaklaşmamalı    ve  deri  fazla  boşalmamalıdır.  Öte  yandan  deride  bulunan  tanenler    kesit  boyunca derinin her tarafına homojen şekilde dağılmalıdır. 

Tanen  dağılımı  tam  olmaz  ve  ciltte  tanen  yığılması  olursa  deri  kuruduktan  sonra  büküldüğünde cilt kırılması olur. 

Tabaklamadan  sonra  derilerin  kurutulması  deri  lifleri  arasında  bulunan  tanenlerin  konsantre hale gelmesine  neden olur. Bu  yönüyle tabaklama deri kuruyuncaya kadar  devam  eder demek yanlış olmaz zaten kurumanın meydana gelen deri özellikleri üzerine etkisi vardır.  Bu konudaki açıklamalar kurutma bölümünde verilecektir. 

f­Partikül Büyüklüğü ve Viskozite: 

Tanen  sıvıları  karmaşık  yapılı  poli  fenolik  maddelerin  ve  tuzların  kolloidal  çözeltileridir.  Bu  kompleks  maddeler  az  veya  çok  polimerize  olduklarından  partikül  büyüklükleri  değişiktir.  Partiküller  küçüldükçe  deri  içine  nüfuziyet  çabuklaşır.  Tanen  moleküllerine  kimyasal  yolla  etki  ederek  molekülleri  küçültmek  ve  penetrasyonun  hızlanmasını sağlamak mümkündür. Örneğin; eksraktsiyon sırasında veya tabaklama sırasında  sodyum  bi  sülfit    ile  muamele  tanenlerin  partikül  büyüklüğünü  azaltır  ve  pentrasyona  yardımcı  olur.  Bu  işleme  “Sülfitasyon”  denir.  Aşırı  derecede  sülfitasyon  penetrasyonu  arttırırsa  da  tanen  fiksasyonu  azalır.  Bu  yüzden  bitkisel  tabaklamada  aşırı  sülfitasyon  dan  kaçınılır. 

Öte  yandan  bitkisel  tanenlerin  molekül  büyüklükleri  arttıkça  viskoziteleri  de  artar.  Örneğin;  mimoza  kestaneden  daha  büyük  ağırlıklıdır  ve  bu  yüzden  mimoza  çözeltisi  aynı  konsantrasyon  ve    sıcaklıkta  kestane  çözeltisinden    daha  viskozdur.  Viskoz  sıvıların  penetrasyon  hızı  yavaştır.  Ancak  sıcaklığın  arttırmakla  ve  düşük  flottede  çalışmakla  penetrasyon arttırılabilir.

(16)

Bitkisel Tanenler  Palamut (valeks) 

Akdeniz  bölgesinde  yetişen  meşe  türlerinin  kadehi  ile  bu  kadehin  üst  kısmında  bulunan  tırnak  (trillo)  kısımlarında    bol    miktarda    tabaklama    maddesi  bulunur.  Pregallol  tanenlerdendir.  Phsı  3,6  ­3,9  civarındadır.  Türkiye  ve  Yunanistan  da  bulunur.  Asidik  karakterde  bir  tanendir.  Deriye  fazla  bağlanır  ve  yüzden  tabaklama  sonunda  kullanılmalıdır.  Deriye ağırlık verir. Palamutta tabaklayıcı madde miktarı % 14.5 rutubette ortalama % 29’dur.  Sadece  palamut  ile  tabaklanan  derilerde  palamut  taneni  derinin  derinliklerine  inmediği  ve  yalnız  deri  yüzeyi  tabaklandığı  için  deri  cildi  kırılgan  olmakta  ve  çatlamaktadır.  Bu  sakıncanın giderilmesi amacıyla palamut diğer tanenlerle kombina edilerek kullanılır. 

Valeks  te  ise  tanen  miktarı  %64,  Non  tanen  miktarı  ise  %27,  Su  %8  dir.  Valeks  Köseleye  sertlik  ve  sıkılık  verir.  Köseleye  sarı  renk  verir.  Suda  kolayca  çözünür.  Köselenin  dışında Vidala deride retenaj maddesi olarak kullanılır. 

Palamut ağacı meyvesinin kabukları 

Dividivi 

Piyasada  dividivi  adı  altında  anılan  tabaklama  maddesi  Batı  Hindistan,  Meksika,  Brezilya  ve  Venezüella’da  çalı  formunda  yetişen  ve  yabani  bitki  olan  caesalpinia,  coriaria  bitkisinin tohum kapsüllerinden  elde edilen bir tabaklama maddesidir. Dividivi tohumlarında  %4­40  oranında  tanen  vardır.  Ekstrasyon  işlemi  ile  kolaylıkla  eksrakt  elde  edilebilir.  Pirogallol  tanenlerdendir.  Tabaklama  sonunda  açık  renkli  deriler  verirler.  Tek  başına  veya  diğer  tanenlerle  birlikte  kullanılır.  Tek  başına  kullanıldığında  boş  ve  süngerimsi  deriler  verirler.  Rutubetli  ortamda  deriler  kolay  bükülebilir  hale  gelir.  Eksraktların  içindeki  şeker  kolay  fermente  olur.  Deriler  üzerinde  kırmızı  lekeler  meydana  getirirler.  Fermantasyonu  azaltmak için antiseptik maddeler kullanılmalıdır. Dividivi boya yapımında kullanılır. 

(17)

Algarobilla 

Meyvelerin  hücre  dokuları  yüksek  miktarda  tabaklayıcı  madde  içeren  küçük  sarı­  kırmızımtırak  toz  lekeleri  içerirler.  Tanen  miktarı  %44  ve  şeker  miktarı  da    %6­8  arasında  bulunur.  Divi­divi’ye  benzer  özellik  gösterirler.  Deriler  sıkı  ve  sağlam  tutum  verir.  Deriler  hafif renk verirler. Tabaklama sonunda deriler hafif kırmızımtırak sarı renk verirler. Pirogallol  tanenlerdendir.  Deriye  penetrasyonu  hızlıdır.  Çözeltilerinin  ph  sı  biraz  düşüktür.    Ticarette  kullanılan algarobillanın tamamı Şili’de pazarlanmaktadır 

Algarobilla ağacı meyvesi (Algarroba)  Kebrako (Quebraco ) 

Kondanse tanenlerdendir. Ph’sı 4,9 civarındadır. Kuzey  Amerika da Kolarado, güney  Amerikada Paraguay  ve Arjantin de  yetişir. Botanik adı Schinopsis balansae and Schinopsis  lorentziidır. Bu  ağaçların gövdesinden elde edilir. İspanyolca dı  "quebra  hacha" dır.  Anlamı  balta  kıran  anlamına  gelir.  Kebrako  ekstraktı  çok  yüksek  astigens  gösterirler  ve  nispeten  kesiti  yavaş  tabaklar.  Verdikleri  deri  sıkı  yapılı  ve  ışığa  duyarlıdır.  Kırmızımtırak  renginde  deri  verilir.  Herhangi  bir  işleme  tabi  tutulmaz.  Kebrako  ekstraktı  sıcakta  çözünen,  soğukta  çözünen  eksraktlar olmak üzere 2 grupta toplanır. 

Sıcak  suda  çözünen:  Tamamen  sıcak  suda  çözünebilir.  Toz  formundaki  sıcak  suda  çözünebilen ekstraktlar %66­78 tabaklama maddesi %8­16 çözünmeyen kısım içerir. 

Soğuk  suda  çözünen:  Bunlara  sülfite  edilmiş  ekstraktlar  da  denir.  Sülfite  edilmiş  ekstraktlar  sülfitleme ile yani %2,5 sodyum sülfit ve %2,5 sodyum Hidrojen sülfit ile 90­95C de Kebrako  odununa  birkaç  saat  etki  yaptırılmasıyla  elde  edilir.  Sülfite  edilmiş  ekstraktlar  daha  çabuk  kesit tabaklayıp daha açık renkli deri verirler. 

Sülfitleme  işlemi  ekstrakt  ağırlığı  üzerinde  %15­20  sodyum  meta  bisülfit  ile  sulu  ortamda 90 derecede 6­12 saat tanenlerin muamele edilmesiyle yapılır. 

Sülfitleme yapılan tanenler derilere daha kolay nüfuz eder. Ayrıca kebrako ekstraktları  naftalin içerikli sintanlarla kullanıldığında suda çözünmeyen kısımları da çözünür hale hgelir.

(18)

Kebrako ağacı(Quebracho) 

Kestane 

Preqallol  tanenlerdendir.  Botanik  adı  “Castanea  vesca”  dır.  En  yaygın  kullanılan  ekstraktlar  dan  biridir.  Genel  olarak  ağır  bitkisel  tabaklama  görülecek  kösele,  kemerlik  derilerin üretimin yanı sıra kromla tabaklanmış derilerin retenajında da kullanılır. Kestane ile  işlenen  deriler  sıkı  esnekliği  az  orta  Kahverengi  deriler  verir.  Kestane  ile  işlenmiş  derilerin  ışık  dayanımı  iyidir.  Bekledikçe  derilerin  renklerinde  sararma  görülmez.  Kestane  eksraktlarının  tabaklama  gücü  iyidir  ve  astrigendirler.  Tabaklama  işlemi  esnasında  diğer  tanenlerle kombine edildiklerinde daha iyi tabaklama yaparlar. Kestane ekstraktları tabaklama  işlemi  esnasında  derileri  peptizasyona  uğratırlar.  Ayarıca  kestane  eksraktları  sıcak  suda  çözünür  kebrako  eksraktları  ile  karıştırıldığında  kebrakonun  soğuk  suda  çözünürlüğünü  arttırır.   Kestane odunundan elde edilen ekstraktın çözeltileri deride çiçeklenme yapar ve sıkı  deri  verir.  Derilerin  zımparalanmasını  ve  dolgunluğunu  arttırır.  Yumuşak  deri  üretimi  için  tatlandırılmış şerbet etkisi kullanılır. İki türlü kestane odunu ekstraktı bulunur. Birincisi; PH si  2,8­3,0 olan normal ekstraktı diğeri ise PH si 4,5 olan tatlandırılmış ekstrakt tır. 

Kestane  eksraktlarının  içinde  bulunan  organik  yapılı  non  tanenler  kestane  eksraktlarının tamponlama gücünü artırır.  Ph’nın ani düşmesi  ile tanenin deriye  bağlanması  artacağından yüzeysel tabaklama meydana gelir. Yüzeysel tabaklama cilt çatlamalarına neden  olur. Kestane eksraktları ile çalışılırken makine aksamları çelik olmalıdır. Aksi durumda deri  üzerinde  koyu  mavi  lekelere  neden  olur.  Kestane  eksraktları  yalnız  başına  kullanılabileceği  gibi, diğer tanenler ile kombine edilerek de kullanılabilir 

Tatlandırma  işlemi:  Boraks,  Fosfat  ve  Alkaliler  gibi  tamponlayıcı  etki  yapan  Anorganik tuzların normal ekstraktlar ilave edilmesiyle normal ekstraktın doğal asit içeriğinin  azaltılması  işlemidir.  Tatlandırılmış  kestane  ile  işlenen  deriler  daha  az  astrigense  sahip  oldukları için daha yumuşak tabaklama yapar ve deriye daha kolay nüfuz ederler. 

Kestane  ekstraktı  (toz)  %60  tanen,%24  non­tanen  içerir  Az  çökelti  verir.  Ayrıca  Kestane her çeşit Kromlu derilerin retenajında kullanılır.

(19)

Kestane  eksrakları  asit  karakterli  olduğunda  bitkisel  tabaklama  işleminin  son  aşamasında  kullanır.  Tabaklama  banyosunun  asitli  arttıkça  tanenlerin  deriye  bağlanması  da  artar. Bu yüzden  banyonun phsı ani olarak artmamalıdır, eğer ph ani olarak artarsa  yüzeysel  bağlanma  meydana  gelir.  Yüzeysel  bağlanmanın  fazla  olursa  derilerin  cildinde  kırılmalar  görülür. 

Bitkisel  tabaklanmanın  yapıldığı  suda,  kullanılan  makineler  ve  araçlarda  paslanmaz  özellikte olmalıdır. 

Kestane ağacı, yaprağı ve meyvesi 

Mimoza 

Botanik adı Acacia Mollissima or Acacia Mearnsii dir. Akasya ağacının kabuğundan  elde edilir. Akasya ağacı dünyanın birçok yerinde yetişir. Afrika ve Brezilya da kültür bitkisi  olarak  yetiştirilir.  Yetiştirilen  akasya  ağaçları  7­8  yaşın  da  ekstrakt  üretimi  için  keslir  ve  kabukları  soyulur.  Kondanse tanenlerden olmasına rağmen hidrolize tanenler  gibi davranır..  Kızıl  Kahve  rengin  de  deri  verir.  Kendine  has  kokusu  vardır.  Piyasada  taş  ve  toz olarak  iki  tipte  bulunur  Penetrasyonu  çok  hızlı,  tabaklanması  ise  yavaştır.  Ülkemizde  retenajda  çok  kullanılmaktadır. Mimoza ekstraktları %64 tanen ,%20 non­tanen içermektedir. 

Mimoza eksraktları bitkisel tabaklamada tabaklanmanın ilk aşamasında, tabaklamanın  son aşamasında ve dolap tabaklamamda da kullanılır. 

Mimoza  yüksek  ph,  düşük  tuz  ve  asitliğe  sahiptir.  Mimoza  ekstraklarının  Ph’sı  4,8  civarındadır. Tek başına veya kombine edilerek kullanılır. 

(20)

Sumak 

Pregallol  grubu  tanenlerdendir.  Dünyada  120  çeşit  sumak  türü  vardır.  Türkiye  de  Sicilya da fazla oranda yetişir. Yapraklarından tabaklayıcı madde içerir. Genellikle açık renkli  ince derilerin üretiminde kullanılır. Sumak eksraktları astrigen özellikte değildir. Tabaklayıcı  özelliği olan gallo­tannic asit  içerir. Kromlu derilerin  retenajda kullanılır. Penetrasyonu çok  hızlıdır. Sumak ekstraktları  % 65­75 Tanen,%19­20 non­tanen içerir. 

Sumakla  tabaklanmış  derilerin  ışıkta  ve  bekledikçe  sararmaz,  hatta  beyaza  yakın  deriler verir,  kullanım ömürleri yüksek ve su geçirmez deriler verirler. 

Sumak yaprağı 

Gambier 

Çin,  Hindistan,  Malezya  ve  Endozesyada  kültür  bitkisi  olarak  yetiştirilen  çalı  formundaki  gambier  bitkisinin  yaprak  ve  sapları  kaynatılarak  levha  ve  blok  şeklinde  ekstraktları üretilip piyasaya bu şekilde sürülür. Levha halindeki gambier  %39 küp şeklindeki  gambier ise %55 tanen ve %17 non­tanen içermektedir. Kondanse tanenlerden olup pH sı 4,5  civarındadır.  Gambier  ise  ekstraktı  ile  tabaklanmış  deriler  açık  renkli,  dolgun  olur  ve  çok  yumuşak  karakterli  deriler  verirler.  Krom  tabaklamadan  sonra  retenaj  maddesi  olarak  kullanılırlar. 

Gambier bitkisinin yaprakları  Tara 

Peru da yetişen tara ağacının (Cesalpina spinosa) meyvelerinin dış kabuklarından elde  edilir.  Peru  da  kültür olarak  veya  erozyonu  önlemek  için  yamaçlarda  yetiştirilir.  Küçük  çalı  formunda  yapısı  vardır.  Tara  hidrolize  tanenlerdendir.  Tanen  içeriği  %60,  non­tanen  içeriği  %20 civarındadır. Tanenin çözelti pH’sı 3,5 civarındadır. Tara galik, m­digallik and trigallik  asit içerir. Tara eksraktları sumak ve Türk mazısına tanenlerine benzer özelliktedir Otomotiv,  mobilya  ve  giysilik  derilerin  üretiminde  tek  başına  veya  kombine  olarak  kullanılır.  Tara  ekstraktları  bitkisel  tabaklama  haricinde  demir  tuzları  halinde  boya  üretiminde  de  kullanılır.  Tara ile tabaklanmış deriler  belirgin bir şekilde açık renkli görünümde olurlar, ışık dayanımı  yüksek  deriler  verirler.  Tara  ile  tabaklanmış  deriler  sıkı,  dolgun  tutumlu,  yumuşak  ve  ince

(21)

ciltli deriler verirler.  Uygun yağlama maddeleriyle yağlandıklarında buğulanma etkisi düşük  deriler  verirler.  Tara  demir  tuzlarına  hassastır,  tabaklama  işlemi  esnasında  demir  aksamdan  kaçınılmalıdır. 

Tara ağacının meyveleri 

Myrobalan (Myrabolam) ekstracktları 

Myrobalan eksraktları Hindistanda  yetişen Terminalia Chebula adı  verilen  bir ağacın  kurutulmuş  meyvelerinden  elde  edilir.  Myrobalan  hidrolize  tanenlerdendir,  tanen  sıvıları  yüksek  oranda  ellagik  asit  içerir.  Ellagik  asit  içeren  tanenler  bitkisel  tabaklamada  farklı  özellikte  deriler  istenildiği  için  çeşitli  tanenlerle  karıştırılarak  kullanılır.  Myrobalan  fazla  oranda şekerli madde içerir. Şekerli maddeler fermentasyon sonucu asitli maddelere dönüşür.  Bu  maddeler  derilerin  tabaklanmasının  ilk  aşamasında  derilerin  hafifçe  şişmesine  yardımcı  olurlar.  Myrobalan  ellagitannic  asit  içermesine  ve  çiçeklenme  yapmasına  rağmen  kösele  üretiminde  kullanılır.  Kösele  gibi  ağır  derilerin  ve  yumuşak  derilerin  üretiminde  bu  tanen  kebrako  ve  mimoza  gibi  tanenlerle  karıştırılarak  kullanılır.  Kromlu  derilerin  retenajında  ise  derilerin  boşluklarını  doldurmak  için  tek  başına  veya  diğer  tanenlerle  karıştırılarak  kullanılabilir. Myrobalan  ile tabaklanmış deriler  daha az sararma  yapar, bu  yüzden  yumuşak  tutumlu  ve  mobilyalık  derilerin  retenajında  kullanılır.  Myrobalan  tek  başına  kullanılmamalıdır.  Bu  tanenlerin  deriye  nüfuziyeti  zayıftır,  ayrıca  bu  tanenlerle  tabaklanmış  deriler süngerimsi yapıda olurlar. Myrobalan eksraktları daha nüfuziyeti yüksek, deriye ilgisi  daha  yüksek  (astringen)  tanenlerden  olan  kestane  ve  kebrako  gibi  tanenlerle  karıştırılarak  kullanılmalıdır.  Myrolaban  mimoza  ile  kombine  edildiğinde  orta  karar  asitlikte  bir  karışım  elde  edilir,  ayrıca  mimozanın  ışık  dayanımını  artırır  ve  derilere  verdiği  kırmızı  rengin  daha  açık olmasını sağlar. 

Myrobalan bitkisinin meyveleri 

Meşe 

Meşe kabuğu en  eski  tabaklama  maddelerinden biridir. 300’e yakın meşe türünden  sadece  quercus  sessiliflora  ile  quercus    pedunculata    türleri  tanen    bakımından  zengindir.  Meşeler 18 yaşından sonra  tanen üretim çağına ulaşırlar. Kabuk elde edilmek üzere işletilen  meşe ormanları en geç 8­12 yaşları arasında aralama kesimine veya budamaya tabi tutulmakta  ve kabuk soyma işlemi tomurcukların patlamaya başladığı bahar aylarında yapılmaktadır.100

(22)

kg  yaş  kabuktan  53  kg  kuru  kabuk  elde  edilir.  18  yıllık  bir  dönemden  sonra  hektardan  ortalama 5400 kg  yaş kabuk yani yılda 3000 kg kadar kuru kabuk üretilir. 

Meşe  kabuklarındaki  tanen  miktarı;  ağacın  yetiştiği  bölgeye,  türüne,yaşına  ve  uygulanan ekstraksiyon yöntemine göre %7.5 ile %12 arasında değişir. Bitkinin dal kabukları  gövde kabuklarından daha az tanen içerir. Aynı zamanda tanen miktarı bitkinin ucundan köke  doğru artar. Mantarlaşmış yağmur görmüş kabuklarda tanen miktarı azalır. Bakteri, mantar ve  enzimlerden zarar görmüş kabuklarda tanen miktarı düşük bulunmaktadır. 

Meşe kabuğu ile tabaklanmış derilerinin rengi açık kahve renkli, ışık dayanımı yüksek,  iyi  dolgunlukta  ve  sıkı  ciltli  deriler  verir.  Meşe  odunundan  elde  edilen  tanenlerin  asitliği  yüksek  olduğundan  diğer  tanenlerle  kombine  edilerek  kullanılır.  Meşeden  elde  edilen  tanen  eksraktların  içinde  yaklaşık  %70  tanen  %20  oranında  non­tanen  bulunur.  Phsı  yaklaşık  3,5  civarındadır 

Meşe ağacının kabuğu  Mazılar 

Tanen  miktaarı  bakımından çok zengin olmalarına karşın tabaklama açısından  büyük  önem  taşımazlar.  Zira  bunlar  daha  ziyade  mürekkep  ve  çivit  üretiminde  ve  kumaş  boyacılığında kullanılırlar. Ülkemizde mazı ormanları ege bölgesi, çorum, diyarbakır, siirt ve  şırnak  illerinde yetişirler. Renklerine göre mazılar sınıflandırılmıştır. 

Tüm  mazı  çeşitlerinde  rutubet  miktarı  %14  ten  fazla  olmamalıdır.  Tanence  zengin  mazılar çin mazıları olup tanen miktarı %59­77 arasında değişmektedir

(23)
(24)

Köselede kullanılan ekipmanlar  Tabaklama dolabı 

Kösede  kullanılan  dolaplar  diğer  dolaplardan  ayrılırlar.  Kösele  tabaklama  dolabında  deri­su  oranı  önemlidir.  Su  oranı  az  ise  sürtünmeden  dolayı  deride  cildin  kalkması  ve  ciltte  tanelenmeler  gibi  cilt  hataları  meydana  gelir.  Dolabın  ¾  kullanılır.  Deri  flotte  hesap  ile  1kğ  deri 1kğ su ‘ya karşılık gelir , bu değişmez kural değildir. Dolaplara 1kğ deri için, 3kğ flotte  hazırlanır. Kösele işlentisinde 2.2 m­2.4 m ebatlarında dolaplar kullanılır. Dolapların önünde  5 m lik boş alan vardır. Dolaplar penetrasyon kuyusunun yanındadır. Böylelikle deriler dolaba  daha  kolay  yüklenir.dolapların  aksları  kapalı  olduğundan  2/3  kullanılabilir.  Motor  gücü  dolapları  dakikada  6  devir  yaptıracak  kapasitededir.  Dolabın  önünde  1x1  ebatlarında  kapak  olmalı  ve  yükleme  –  boşaltma  işlemini  kolay  yapabilmelidir.  Ayrıca  dolapta  gerektiğinde  sıvıyı  dışarı  almak  için  bir  süzme  delikleri  olan  drenaj  kapağı  vardır.  Dolabın  içinde  oluşan  gazları dışarı atmak için bir havalandırma kapağı gereklidir. Dolapların ısınması için ısıtıcılar  vardır.  Bu  ısıtıcı  dolabın  içinde  sıvıyla  temas  halindedir.  Isıtıcılar  hava  sıcaklığında  bağlı  olarak dolap  içindeki sıvıyı  saat’ te 0.5 1 derece arttırır. Dolap durduğunda  ısıtıcı devre dışı  kalır.  Dolaptan  deriler  boşaltıldığında  sıvının  toplandığı  zeminden  aşağıda  15  m3  hacminde  bir depo bulunur. 

(25)

Bitkisel tabaklama dolabını genel görünüşü  Kireçlik dolabı  3x3 ebatlarındadır. Dolabın devri dakikada 1­2 devirdir. Yıkamalar yapılırken bu devir  8­9 olur.  Dolabın eni boyundan biraz büyük olursa deriler daha az mekanik etkiye maruz kalır. Dolabın  akslarından biri açık olur. Bazı dericiler kireçlik dolabını ön tabaklamada da kullanır.  Ağartma (yağlama­retenaj) dolabı 

Ağartma  dolabında  derilerin  rengi  iyileştirilir,magnezyum  sülfat,glikoz  şeker  kullanılarak derilere dolgunluk kazandırılır. Dolap için kesin standart yoktur. Fakat aşağıdaki  özelliklerde olmalıdır. 

*dakikada 16­18 devir yapmalıdır. 

*ilave edilen tüm kimyasalları deri almalıdır.  *ağartma işlemi 4 saatte bitmelidir. 

*dolap sıcaklığı 32 c o olmalıdır 

Pratikte  2.06  m­2.46  m  ebatlarında  dolap  kullanılır.  Dolabın  akslarından  biri  açıktır  diğerinde ise sıcak hava gelir.

(26)

Ağartma dolabı  Kuyular 

Kuyular betondan üzeri fayans kaplı olarak yapılır. Ebatları; genişlik1.7 m , boy 4.5 m  ,  derinlik  2.2  m  dir.  Kuyular  zeminden  25­40  cm  yukardadır.  İki  kuyu  arası  40  cm  dır.  Kuyuların  içinde  derileri  hareket  ettirmek  için  vinç  kullanılır.  Vinç  hareketli  ray  sistemiyle  hareket  eder.  Kuyuların  sirkülasyonu  bir  pompa  yardımıyla  olur.  Derilerin  kuyularda  daldırılmasında  kullanılan  çerçeveler  15  cm  kalınlığında  1.5  m  uzunluğunda  1.7  m  genişliğinde  ağaçtan  yapılmıştır.  Çerçevenin  iç  tarafında  paslanmaz  çivi’ler  vardır  köşeleri  paslanmaz metaldendir. Kanca ile kaldırılmayı kolaylaştırmak için ortasında halka vardır. Her  çerçeve  40  adet  deri  alır  çerçeveler  kuyuda  sıvıdan  30  cm  aşağıda  olurlar  böylelikle  tüm  deriler  sıvı  tarafından  örtülür.bir  kuyu  yaklaşık  33m3  gelir,bu  ebatlardaki  kuyu  4  ton  deri  alabilir.  Bu  kuyu  doldurmak  için  yaklaşık  29  m3  sıvı  gerekir.  Kuyularda  deri  hareketini  sağlama k için roker sistemi vardır. Deriler sallanma hareketi ile sıvıdan tabaklayıcı maddeyi  alırlar.

(27)

Tabaklama öncesi işlemler  a­Ham deri 

Bitkisel tabaklama görecek ham derilerinde deri  özü kayıpları olmamalı, ağır  bitkisel  tabaklama  görecek  deriler  yaklaşık  20­30  kg  olmalıdır.  Kösele  tabaklanacak  deriler  kropon  olarak işlenirler. 

b­ ıslatma 

Islatma  kısa  ama  yeterli  olmalıdır.  Kuru  derilerin  ıslatmasında  ıslatıcı  yardımcı  maddeler kullanılmalıdır. Yetersiz ıslatma sonraki işlemleri olumsuz etkiler. Gereğinden fazla  yapılan  ıslatma  derilerde  protein  kaybına  neden  olur.  Eğer  deriler  zorunlu  hallerde  ıslatma  işleminde  fazla  kalacak  ise  bakterisit  ilave  edilmelidir.  Ön  ıslatma  işleminden  sonra  deriler  asıl ıslatma işlemine alınırlar. 

c­ kireçlik 

Klasik kösele işlentisinde fazla zırnık ve az kireç kullanılarak kısa kireçlik yapılırken,  hızlı kösele işlentisinde fazla kireç kullanılır ve uzun süreli kireçlik yapılır. 

d­ kireç giderme 

Eski  yöntemde  kireç  giderme  işlemi  havuzlarda  eskimiş  tanence  fakir  non­tanence  zengin  sıvılarla  kireç  giderme  işlemi  yapılırdı.  Fermantasyon  ile  meydana  gelen  organik  asitler  derinin  içindeki  kireci  nötrleştirir  di,  bu  yöntem  uzun  süren  bir  yöntemdir.  Kireç  giderme  işleminde  kullanılan  bu  sıvının  içinde  tanenler  fazla  oranda  olursa  tanen  çökmesi,  sert ve kırılgan bir deri meydana gelir. Bu sorunların önüne geçmek için bitkisel tabaklamada  tam bir kireç giderme işlemi yapılmalıdır. 

e­sama 

Geleneksel kösele işlentisinde sama işlemi yapılmaz. Yumuşak tutumlu kösele deriler  için  yüzeysel  sama  işlemi  yapılır.  Derilerin  bükülmesi  esnasında  cilt  çatlamalarını  ortadan  kaldırmak için yapılmalıdır. 

f­ Ön tabaklama 

Ön  tabaklama  işlemi  sentetik  tanenlerle  yapılır.  Sentetik  tanenlerle  yapılan  ön  tabaklama işlemiyle; ·  Bitkisel tanenlerin deriye ilgisi azalır ·  Bitkisel Tanen deriye daha hızlı nüfuz eder ·  Bitkisel tanenlerin cildi yığılması önlenir ·  Bitkisel tabaklanmış derilerin rengi açık renkli olur  Örnek işlenti  Islatma  Yumuşatma  Tartım  Kireçlik  (Dolapta, 2­3 d/d)  %30 su 25 o C  %2 Zırnık  % 1 Kireç  20 dakika döner 90 dakika  durur,5 dakika döner 20 dakika durur.

(28)

+  %200 su 25 o C  %1 Zırnık  %4 Kireç  20 dakika döner 40 dakika durur,20 dakika döner gece boyu saatte beş dakika  döner. Toplam süre 20 saat.  Etleme  Tartım  Yıkama 

%300 su 25 o C 15 dakika  Kireç giderme  4 d/d  %50 su 35 o C  %1,5 Amonyum sülfat 60 dakika  + % 2  Sodyum bi sülfit    120 dakika  + %05 borik asit  Pikle  % 80 su  % 6 Tuz 10 dakika (7bé)  + %2 formik asit   120 dakika  % 05 ağartıcı sintan  %4 Sentetik tanen (naftalin içerikli) 120 dakika  Ph= 3,7  Bitkisel Tabaklama  ………..  Bitkisel Tabaklama Yöntemleri  a­ Hafif Derilerin Bitkisel Tabaklanması 

Koyun  ve  keçi  gibi  derileri  uygulanan  yöntemlerdir.  Hafif  derilerin  tabaklanmasında  yumuşak  tutum  veren  hafif  asit  karakterli  sülfite  mimoza,  aşırı  sülfite  kebrako  ve  tara  gibi  tanenler  kullanılır.  Tola  halindeki  deriler  asidik  karakterli  tanenlerle  karşılaştığında  tanenler  derinin  dış  kısımlarına  ani  olarak  bağlanır.  Büyük  tanen  molekülleri  tolanın  dış  yüzeyini  kapatır.  Böylece  aşırı  sırça  tabaklanması  meydana  gelir.  Derinin  iç  kısımları  tabaklanmadan  kalır.  Bu  yüzden  hafif  derilerin  tabaklanmasında  aşırı  asidik  karakterli  tanenlerin  kullanılmasından kaçınılır. 

Düşük  asitliğe  sahip  tanenlerin  molekül  yapıları  da  küçüktür.  Bu  yüzde  derinin  kollagenine  çok  kolay  ve  çabuk  bir  şekilde  bağlanmazlar  ve  böylelikle  derin  iç  kısımlarına  kadar nüfuz ederler. 

b­Ağır Derilerin Bitkisel Tabaklanması 

Büyükbaş  hayvan  derilerine  uygulanan  yöntemdir.  Ağır  derilerin  tabaklanmasına  nispeten yüksek ph’da 3,8­4,0 çok zayıf tanen içerikli çözeltilerle başlanır. İlk tanen çözeltisi  hafif asit karakterli olduğundan derinin dış tabakaları hafif şekilde şişme meydana gelir. Aynı  yükle  yüklenmiş  derinin  lifleri  birbirini  iterek  lifler  arasını  hafifçe  genişlemesine  neden  olurlar.  Böyle  bir  genişleme  tabaklama  maddelerinin  içinde  yer  alan  non­tanenlerin  ve  Hidrojen  iyonlarının deri  içine  işlemesi kolaylaşır. Ortamdaki  hidrojen  iyonları deri  içindeki  eksik  kireç  giderme  işleminden  gelen  “OH”  iyonlarını  nötrleştirirler.  Hidrojen  iyonlarının  miktarının  artması  artmasıyla  kollegen  moleküllerinin  pozitif  yükü  artmaya  başlar.  Yani

(29)

amino  grupları  ­NH+3  haline  gelir.  Böylece  kollegen  zincirleri  birbirlerini  iterek  zincirler  arası boşluklar oluşmaya başlar. Bu boşluklardan non­tanenler girmeye başlar. 

Non­tanenler  kollagen  ile  suya  dayanıklı  olmayan  bağlar  oluşturur.  Bitkisel  tabaklanmanın  temel  prensibi;  derilerin  cildi  önce  non­tanenlerle  doyurulur.  Non­tanenler  daha sonra verilen tanenlerin deri içine daha kolay girmesine yardımcı olur. 

Eskimiş  yani  daha  önceki  bitkisel  deri  işlentisinde  kullanılmış  tanen  çözeltileri  takip  eden  deri  işlentisinin  ilk  aşamasında  kullanılır.  Eskimiş  tanen  çözeltilerinde  büzüştürücü  etkiye  sahip tanenler  çözeltiden ayrılmış  ve  non­tanen  içeriği artmıştır. Ayrıca tuz  içeriği  ve  asit içeriği de artmıştır. Eskimiş tanen çözeltileriyle deriler tabaklamaya başlandığına derilere  önce  organik  asitler  daha  sonra  tuzlar  ve  en  sonunda  da  zayıf  tanenler  girerler.  Bu  esnada  derilerin ciltleri hafifçe renklenmeye başlarlar. İkinci aşamada deriler daha asit içeriği yüksek  ve  tanence  daha  zengin  bitkisel  tabaklama  çözeltileriyle  işleme  sokulurlar.  Çözeltideki  hidrojen  iyonlarının  miktarının  artmasıyla  tanenlerin  kollagene  bağlanacağı  serbest  iyonize  olmuş amino grubu artmaya başlar. Bu aşamada deriler tanen moleküllerini bağlamaya başlar.  Tanen molekülleri deriye yavaş, yavaş bağlanmalıdır. 

Kuyu (Havuz) tabaklama 

Eğer deriler sıkı olması isteniyorsa deriler kireç giderme işleminde yüzeysel yıkanmalı ve  deriye  bağlı kireç borik asit ve  sodyum  bisülfit  ile giderlemelidir. Tam kireç giderme  işlemi  büzüştürücü  (astringen)  özelliği  olmayan  pH  sı  3,5­4,0  arasında  olan  diğer  tabaklama  aşamalarında kullanılmış eskimiş tanen çözeltileri  ile muamele edilmesiyle sağlanır. Eskimiş  tanen sıvılarında bulunan asit yapısındaki küçük partiküllü no­tanenler tanenlerden daha hızlı  deriye  penetre  olurlar.  Asit  karakterli  maddeler  derilerin  yapısında  hafif  şişkinlik  meydana  getirirler.    Hafifçe  deriyi    şişiren  asidik  maddeler  aynı  zamanda  derinin  iyonik  yapısını  anyonik  yapıdan  katyonik  yapıya  değiştirtirler,  böylelikle  iyonik  olarak  negatif  yüklü  tanenleri deriye bağlanırlar. 

Kuyu tabaklanmanın iki aşaması vardır 

1­  Tanenlerin derilerin içine düzgün ve homojen bir şekilde penetrasyonu  2­  Tanenlerin deriye bağlanması 

Bağlanmanın olabilmesi için gerekli şartlar 

1­Kontsantrasyonun  artması:  Tanen  konsantrasyonun  18  Bé  çıkması  veya  %21 

yoğunluğa ulaşması 

2­ Asitliğin artması:Tanenlerin deriye bağlanması için ortamın pH sı minimum 3,2 ve 

400 m.mol /l olmalıdır. 

3­Astrigenlikte  (büzüştürücülük)  artış:  Asit  içeriği  yüksek  tanenlerin  deriye 

bağlanması  yüksektir.  Tabaklama  işleminde  asit  içeriği  yüksek  tanenler  kullanıldığı  asingenlikte artar. 

4­  Sıcaklıktaki  artış:  ortamın  sıcaklığı  maksimun  37  0 C  olmalıdır.  Daha  yüksek  sıcaklıklarda lyotropic etkide artar. 

Kuyu  sisteminde,  Tabaklama  giderek  artan  konsantrasyon  bitkisel  tanen  karışımları  kullanılarak  yapılır.  Deriler  kuyu  sistemindeki  farklı  yoğunluktaki  kuyularda  belli  sürelerde  kalır.bu kuyular 8­12 arasında değişir. Derilerin daldırıldığı son kuyu taze hazırlanmış bitkisel  tanen çözeltisidir. Daha  sonra bu kuyu bir önceki aşamada kullanılır. Bu böyle devam ederek  ilk kuyu haline gelir ve sonra kuyu boşaltılır. 

Sistemin  temeli  ters  akım  sistemine  dayanır.  Tabaklanmanın  son  kuyusunda  yüksek  molekül  yapısına  tanenler  büzüştürücü  etkili  bulunur,  tabaklanmanın  ilk  kuyusunda  küçük  moleküllü büzüştürücü etkisi az tanen sıvıları bulunur. Tanenlerin molekül yapısı küçüldükçe

(30)

büzüştürücü  etkisi  ve  tabaklayıcı  özellikleri  düşer,  molekül  yapıları  büyüdükçe  büzüştürücü  etkileri ve tabaklama güçleri artar. 

Roker(salıncak sistemi) 

(31)

Havuzlara derilerin çerçeveler yardımı ile daldırılması  Bu yöntemin avantajları ·  Riski yoktur ·  Cilt kırılması olmaz ·  Tanen birikmesi olmaz ·  Tanen sonuna kadar kullanılır. 

Sistem bağımsız havuzlar  ve lift sistemleri ile olduğu gibi birbirine bağlı havuzlar  ve  lift sistemleri ile de olabilir. Bağımsız sistemlerde her havuzda ayrı bir Be mevcuttur. Bağımlı  sistemde  yoğun  sıvı  giderek  az  yoğunlaşır.  Yoğun  sıvı  alttan  verilir.  Az  yoğun  olan  diğer  havuzun altına boşaltılır. 

Kuyular deri üretiminde kullanılan en eski sistemdir. Bu gün sadece bitkisel sepileme  için  kısmen  kullanılmaktadır.  Kuyular  dikdörtgen  prizma  şeklinde  betondan  yapılmaktadır.  Bitkisel sepilenen derilerin, betonun çözünmesiyle flotteye geçen kalsiyum ve demir iyonları  ile  renginin  koyulaşmaması  için  beton  kauçuk,  pvc,  foli,  polyester  veya  aside  dayanıklı  seramik tuğla ile kaplanması gerekli olduğu halde günümüzde uygulanmamaktadır.  Kuyuların dezavantajları ·  İşlem süresinin uzundur ·  Fazla işçilik gerektirir. ·  Atık su miktarının fazladır. ·  Sepi maddesi kaybı yüksektir. ·  Fazla işletme sermayesi gerektirir. 

Mekanik  etkinin  fazla  olduğu  sepi  sistemlerinde  derinin  kullanım  dayanımlığı  azalmaktadır.  Bu nedenle yüksek dayanıklı istenen kösele ve bazı teknik deriler kısmen kuyu sistemlerinde  üretilmektedir..

Referensi

Dokumen terkait

Berdasarkan hasil pengoperasian simulasi Berdasarkan hasil pengoperasian simulasi koordinasi rele arus lebih dan rele gangguan tanah koordinasi rele arus lebih dan rele

manusia sehingga manusia dapat melakukan aktivitas. Guru menginformasi Guru menginformasi kan pada peserta kan pada peserta didik bahwa ada didik bahwa ada 3 kegiatan yang

Teori pers liberal atau juga dikenal dengan teori pers bebas pertama sekali Teori pers liberal atau juga dikenal dengan teori pers bebas pertama sekali muncul pada abad ke-17

Berdasarkan kriteria yang ditentukan dapat dijelaskan bahwa aplikasi Augmented Reality Video Kartun pada modul ilmu pengetahuan sosial memenuhi kriteria valid , sehingga

Napanood mo ba ang nakaraang kabanata ng palabas sa telebisyong May Bukas Pa, na pinagbibidahan ni Zaijian Jaradilla, ang Miracle Boy, kung saan si Donya Anita ang sinisisi

6 Main berbagai alat musik, main dengan kaleng-kaleng dan botol-botol, dll. Berbagai alat musik perkusi, kaleng-kaleng dan botol-botol bekas yang diisi biji-bijian. Melatih

Hasil praktikum menunjukkan bahwa terdapat perbedaan yang jelas pada pertumbuhan akar bawang merah kontrol dan akar bawang merah yang diberi larutan sakarin berbeda

Berdasarkan penelitian yang pernah dilakukan O’Brien Karen, et al (2002) yang menggunakan x-ray pelvimetri pasca persalinan menyimpulkan bahwa ukuran diameter anteroposterior