• Tidak ada hasil yang ditemukan

Dzyan Kitabı - Kadim Kutsal Öğreti (Kitap No 54).pdf

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Membagikan "Dzyan Kitabı - Kadim Kutsal Öğreti (Kitap No 54).pdf"

Copied!
32
0
0

Teks penuh

(1)
(2)

DZYAN KİTABI

KADİM KUTSAL ÖĞRETİ )

BİLİM ARAŞTIRMA MERKEZİ Y ayınevi.— İstanbul

(3)

Kitap No : 54 — DZYAN KİTABI

a — Kozmogenesis: (Sadıklar Plânı ... 26-2-1971 ... C-8) «Kutsal Metinlerinizde bahsedilen Yaradılış hangi yaradılıştır? «O yaradılış, ancak Evren'in minicik bir noktasının yaradılışının yarım yamalak izahından başka bir şey değildir.

«Hiç bir varlık. Mutlak Yaradan’ın Yaratm a İstek ve Fiili'ni anla­ yacak ve aktaracak derecede yüksek değildir.

«Hiç bir varlık, bu Yaradılışı anlayacak kadar bir havsalaya malik olmamıştır.»

b — Antropogenesis: (Sadıklar Plânı 7-8-1970 C-9) «Kâinatlar’da mevcut olan varlıkların kâffesi (hepsi). Yüksek bir Ruhsal Organizasyon tarafından ’ birer tez' olarak meydana getiril­ miştir.

«Bunun altında şu hakikat yatar:

«Yüksek Kâinat Kanunları'nı ve İlâhi Prensipler’) benimsemiş ve bunları nefsinde tatbik etmiş olan bir varlık, bir Ruh Varlığı, maddeyi her türlü varyasyonu içerisinde istimal edebilir ve bunu kendi irade­ sine bağlı olarak muhtelif terkip ve sentezlerle tanzim edebilir.»

Birinci Baskı Dizgi - Baskı Kapak Baskı Cilt Yapımı Temmuz 1980 Işık Matbaası Barış Matbaası Kardeşler Ciltevi İ Ç İ N D E K İ L E R 1. BÖLÜM

DZYAN KİTABI VE GENEL KANITLAR

a — Dzyan Kitabı ve J.H. Brennan'in Açıklaması b — Dzyan Kitabı ve E. von Daniken’in Açıklaması c — Dzyan Kitabı ve Andrevv Tomas’ın Açıklaması 2. BÖLÜM

DZYAN KİTABI VE GENEL VERİLER

a — 'isis' Kitabında Bahsedilen Dzyan Kitabı b — Dzyan Kitabı’nın, İlk Orijinai’den Çevrilişi c — Dzyan Kitabı’ndaki Yaradılış Sembolleri d — Dzyan Kitabı ve Gizli Öğreti Kaynakları 3. BÖLÜM

DZYAN KİTABI'NDA KOZMOGENESİS

Dzyan 1. Bölüm... 7 Kıta

a — Dzyan 1. Bölüm 7 Kıta'nın Yorumları b — Dzyan Kıtaları ve Genel-Özel Anlatılar c — Dzyan Kıtaları ve Bilgisi-dışı Yaradılış 4. BÖLÜM

DZYAN KİTABI'NDA ANTROPOGENESİS i

Dzyan 2. Bölüm... 12 Kıta

a — Dzyan 2

.

Bölüm 12 Kıta'nın Yorumları

Ek -1

(4)

Ö N S Ö Z

K u ts a l K ita p la r, dünya p la n e tin i sevk ve idare eden Yüksek Ruhsal P lânlar tarafından, e v rim i yolunda ile r­ lemesi iç in beşeriyete, devre ve devre in d irile n İlâ h i B ilg ile r'd ir. B u bilg ile r, şu uçsuz bucaksız madde K â i­ n a tı içinde, v a rlık la rın , en ideal şekilde ve ana yolda ilerleyerek, evrim leşm elerini sağlamak iç in d ir.

K u ts a l K ita p la r, genellikle üç ana esası işleyerek ve ih tiv a ederek h a z ırla n ırla r: Geçmişin bilgisi, şim d i­ n in bilgisi, geleceğin bilg isi... V a rlıklard an, bu üçünün sentezini yaparak, şim d iyi öylece yaşamak, yorum la­ m ak ve geleceği de böylece hazırlam aları iste n ir. B u b ir k u ra l uygulam adır.

K u tsa l K ita p la r, yeryüzü beşeriyeti için, b ir ve o r­ ta k olan b ir evrim te d risa tı’nm gerçekleştirilm esi için, b irb irin d e n daha m ü te kâ m il olan b ilg ile ri kapsamak suretiyle in d ir ilir . B u ise, doğaldır. Çünki, beşeriyetin ilerleyen e v rim i ve bunun sonuçlan, ü s tte k i hususu ge­ r e k tirir.

Dzyan K ita b ı, en eski ku tsa l k ita p la r’dan b ir i o l­ m akla b irlik te , diğer tü m ü gibi, pek çok ta h rifa ta uğra­ tılm ış tır. B unun beşerî açıdan nedeni, durulm am ış ve fırtın a lı k iş ilik le rin ve olgunlaşmamış b ilin ç-id râ kle rin , bun ları s ü re kli ta h rif etm eleri yüzündendir. Gene de, geçm işteki ko zm ik ve a n tro p o lo jik olayların neler ola­ bileceklerine ve nasıl o lduklarına iliş k in b e lirli temel b ilg ile r veren Dzyan K ita b ı, geçmişin esas ve en doğru b ilg ile rin in ortaya çıkacağı yakın gelecekteki b ilg i gün­ le ri iç in b ir h a zırlık olması bakım ından ö ne m lidir. Ve b ilg i’n in en yüksek ve doğruları, tü m beşeriyete, en yü­ ce kutsal kita p olan Bilgi K itabı ile verilecektir.

---1. BÖLÜM

DZYAN KİTABI VE GENEL KANITLAR

Bu bölümde, Dzyan Kitabı’nın mevcudiyetine ilişkin kesin kanıtlar bulunmaktadır. Kaldı ki, aynı konuları ihtiva eden, daha pek çok Semavî Kitaplar daha vardır. Ve hepsi, aynı kadim konu ve bilgileri, ortak ifadelerle vermektedirler. Çünki, Kâinat'ın kuruluşu, dünya'nın geçmişi ve dünya üzerinde beşeriyetin ortaya çıkarılışı tek ve biricik­ tir. Bu yüzden, her Semavî Kitap, bu biricik olayı, hep aynı bilgi ve ifadelerle anlatacaklardır.

a — Dzyan Kitabı ve J, H. Brennan'ın Açıklaması

Mrae Blavatsky, 1888 yılında, «G izli Öğreti» [Secret D octrine] adını taşıyan iki ciltlik başyapıtını yayımla­ dığı zaman, Doğu’nu n E zoterik Tradisyonu’nu tüm dün­ yaya tanıtm ış oluyordu. Yaklaşık on yıl önce, bu yapıt üzerinde çalışmaya başladığında, kendisinin açıkladığı­ na göre, önünde, hem en hem en tahayyül edilemeyecek k ad ar kadim olan b ir ’el yazması m e tin ’ [m anuscript] duruyordu. Bu ’el yazması m e tin ’, kâğıt, parşöm en ya da h a tta papirüs üzerine dahî yazılmış değildi; a rtık unutulm uş olan ve çağlar öncesine ait b ir işlem ile su'yun, ateş’in ya da küflenm eden ötü rü çürüm e’nin et­ kilerinden korunm uş olan b ir ’palm iye ya p ra kla rı to-marı'nûzn. oluşuyordu. Bu tom ar, b ir kısm ı yazılardan, b ir kısm ı da sem bollerden meydana gelen ve Doğu'nun en kadim ve en gizli Kozmolojisi’ni ( ’) özetleyen tarih- öncesi’ne ait b ir doküm anın günümüze k ad ar gelen b ir kopyasıydı. Bu el yazması m etne «Dzyan K ita b ı» denili­ yordu.

Bu k ita b ’m, gerçekte, Mme Blavatsky'nin imajinas- yonu dışında m evcut olmadığı iddiasını gütm ek b ir ara m oda hâline ( !) geldiyse dahî, daha sonradan, K itab'm

(5)

îbran ice b ir versiyonunun ortaya çıkmasıyla birlikte, Mme Blavatsky’nin yazılarının ne denli gerçek olduğu da anlaşılmış oldu ( 2).

Mme Blavatsky, «G izli ö ğ re ti» adlı yapıtm ı hazır­ larken, yavaş b ir tem poda, fak at 'itic i b ir gücün’ tesiri altında hiç durm adan yazıyor, yazıyordu. «Kendi zevki­ n i ta tm in için» çalışmadığını söylemişti. Kendisinin bağlı olduğu «Üstadlar», b u saklı Bilgi’nin a rtık beşeri­ yete verilm esinin gerekliliği üzerinde duruyorlar ve bu­ nu gerçekleştirm ek işinin de Mme Blavatsky’nin Vazi­ fesi olduğunu belirtiyorlardı. Mme Blavatsky, okunm a­ yacak kadar küçük olan el yazısıyla dahî 300 sayfayı aşan uzun b ir ’g iriş ’ bölümünden sonra, «Dzyan K

itabı»-nın ilk 7 K ıtası’m çevirm işti — bu, K itab ’m, herhangi b ir Batı diline yapılan ilk çevirisi oluyordu. Ancak, Bla­ vatsky’nin kendisinin de kabûl ettiği gibi, bu K ıtalar, İn ­ gilizce çeviriyle dahî, hiç de kolay anlaşılacak gibi değil­ lerdi. Ne varki, Mme Blavatsky’nin Tibetli Ü stadları’n- dan gördüğü eğitim, kendisinin, en karm aşık ifadeleri dahî yorumlayabilmesini m üm kün kılıyordu.

b — Dzyan Kitabı ve E. von Daniken’in Açıklaması

îç i sem bolik işaretlerle dolu olan «Dzyan

Kitabı»-nın yaşını kim se bilm em ektedir. AslıKitabı»-nın, dünyadan da eski olduğu söylenir. Yine b ir söylentiye göre, Dzyan K itabı, geçmişte, öylesine b ir m ıknatıs gücüne sahipti ki, onu eline alan ’seçilm işler’, anlatılan olayların göz­ lerinin önünden geçtiğini görüyor, aynı zamanda, lisan­ larındaki kelimeler yeterliyse, ritm ik biçimde yayılan

it ic i güçler aracılığıyla, K itap 'ta anlatılanları kavraya- büiyorlardı ( 3).

Bu «Gizli Öğreti», binlerce yıl T ibet’te kesin sır ola­ rak saklanm ıştı. Bilgisiz kişilerin elinde bu öğretinin çok büyük ölçüde tehlikeli olacağı söylenirdi. Asıl K itap

6

(—hâlâ var olup olmadığı bilinm em ektedir— ) kuşaklar boyu kelime kelime kopya edilmiş ve ’seçilm işler’ ta ra ­ fından yeni kayıtlar ve yeni bilgiler eklenerek genişle­ tilm işti.

Dzyan K itabı’m n «Him alayalar-ötesi Bölge»de or­ taya çıktığı ileri sürülür. K itab'm Öğretisi, bilinmeyen yollarla, Japonya, H indistan ve Çin’e ulaşm ış, ihtiva et­ tiği düşüncelerin izlerine Güney Amerika efsaneleri ara­ sında bile rastlanm ıştır. Günümüz K ıta Çin’inin batı ke­ sim indeki Kun-Lun ve Altay dağ sıralarındaki geçitler ve boğazlarda gizlenen K ardeşlik Örgütleri, aşırı büyüklük­ teki kitap koleksiyonlarına gözcülük ederler. Bunlar, gözden ırak tapm aklarda yaşarlar. Edebiyat hâzinelerini, yeraltı hücreleri ve geçitleri saklar ( 4). Dzyan K itabı da böyle emin yerlerde gizleniyordu. Hıristiyanlığı yayan misyonerler, bu Gizli Öğreti’yi, bilenlerin hafızalarından silm ek için ellerinden geleni yapm ışlardı. Ancak, bütün çab a la n sonuçsuz kalmış, Gizli ö ğ re ti’yi ihtiva eden ki­ taplar, kuşaktan kuşağa ağız yoluyla geçmeye devam et­ m işti.

Yabancı ülkelerde bu K itap’tan söz edildiğini b ir­ çok kez duydum, am a K itab ’m 'gerçek' kopyasını gör­ m üş b ir kişiyle hiçbir zam an tanışam adım [:D âniken]. Dzyan K itabı’m n korunan, daha doğrusu bilinen bölüm­ leri, S anskrit çeviriler biçiminde bü tü n dünyaya yayıl­ m ıştır. Bu önemli Gizli Öğreti, Başlangıç'tan beri var olan K adim K elâm ’ı, «Y aradilış’m F orm ülü»nü vermek­ le kalmaz, B eşeriy etin m ilyonlarca yıllık E vrim i’ni de

( 5) belirli bölüm lerde anlatır.

Sözkonusu bölümlerde, dünyada önce, akıl ve zekâ­ d an yoksun olan, kemiksiz, lastik gibi yaratıkların ya­ şadığı anlatılır. Bu varlıkların, 'bölünm e’ yoluyla çoğal­ dıkları belirtilir. Bu çoğalm anın sonucu olarak barışçı ve nazik b ir varlık tü rü ortaya çıkm ıştır. B unlar sâkin,

(6)

m u tlu b ir dönem geçirdiler. Ancak, daha sonra çok de­ ğişik türden b ir Devler Irk ı gelişti. Bu Devler, hem er­ kek hem de dişiydiler. Cinsiyetlerin ayrılm asından sonra ise, dişi hayvanlar ile kurulan ilişkiler sonucunda, kor­ kunç görünüşlü canavarlar doğdu. Bu canavarlar, ço­ ğalma yöntem lerini değiştirm e gücünden yoksundular ve gün geçtikçe hayvanlara daha çok bağlanır oldular ve zekâları iyice körlendi.

Dzyan K itabı'nın, bugünkü K üba ve Florida dolay­ larında batm ış olan çok geniş k a ra parçalarından söz ettiği söylenir. Bugüne k ad ar efsanevî A tlantis’in nerede olduğu bulunam am ıştır. Atlantis'le, Dzyan K itabı'nda anlatılan B atık Ülkeler’in aynı olması çok m uhtem el­ dir.

c — Dzyan Kitabı ve Andrew Tomas'ın Açıklaması

Görülüyor ki, «G alaktik K ü ltü r ’ün Evrensel Meşale -

tu tu c u la rım ın eylemleri, Asya’nın bazı nadir kitaplarına da konu olm aktadır. L. Austine Waddell, 1903 yılında Gyantse’deki (T ibet) b ir m anastırı ziyaret ettiğinde, kendisine, Budizm’in bilinen yazılarından ve ayrıca, ra- hiplerce dahî bilinmeyen yapıtlardan oluşan devasa b ir kütüphane gösterilm işti. 1966 yılında da ben [:A ndrew Tom as], H im alayalar’daki Darjeeling yakınındaki Ghum M anastırı’nı ziyaret ettim . Bu m anastırda çekici olan asıl obje, alnına, yum urta cesam etinde m uazzam b ir el­ mas yerleştirilm iş olan dev gibi b ir Buddha heykelidir. Ancak, daha da şaşırtıcı gelen husus, güvercin yuvası bi­ çimindeki raflarda depolanan ve son derece kadim olan yüzlerce tom arın ve el yazması m etnin mevcudiyetiydi. Bu Tibet tom arlarının bazılarının geçmişi ve m uhtevası hakkında lam aların hiçbir fikri yoktu. Bazı değerli ki­ tap ların ise, bu m anastırın baş-lam a’sı tarafından,

«çağlar öncesinin bilg e liğ in in m ücevherlerini korum ak

8

amacıyla», 1920’lerin başlarında, Tibet'teki, te crit edil­ m iş olan b ir inziva köşesine götürüldüğünü öğren­ dim ( 6). Geçirdiğim b u tecrübeye dayanarak, Mme Bla- vatsky’nin, 100 yıl k ad ar önce, güney T ibet’te, Him ala­ yalar’daki b ir inziva yerinde gizemli «Dzyan K ita b ım ı

keşfetm iş olabileceğini kabûl ederim.

Senzar lisanında yazılmış olan bu kadim el yaz­ m ası m etnin bazı K ıtaları’nda, Kozmik Uygarlaştırıcı- la r’m Yeryüzü’ne yaptıkları b ir ’keşif z iy a re ti’ tasvir edilm ektedir. Sözkonusu K ıtalar’da ( 7), ilkel beşerin ge­ lişim ine ivme kazandırm ak için, b ir başka planetten [ya d a yıldızdan] gelen «K ozm ik K ü ltü r-ta şıyıcıla rı»m n Yer­ yüzü’ne gelişleri anlatılm aktadır...

(7)

2. BÖLÜM

DZYAN KİTABI VE GENEL VERİLER

Bu bölümde, Dzyan Kitabı'nın İlk Orijinali ve oradan bu yapıttaki kısa 2 kısmının nasıl alındığı anlatılmaktadır. Kuşkusuz, kozmogene-sis ve antropogenekozmogene-sis, böylesine kısa metinler içinde anlatılamayacak kadar devasadırlar. Öte yandan, bu konuların ana bilgileri ortaya ko­ nularak, ayrıntılar ile bütünleştirilmeleri gerekmektedir. Böylece, ge­ nelden ayrıntılara doğru bir esaslı gidiş olabilir. Ve en doğrusu da budur.

a — 'Isis' Kitabında Bahsedilen Dzyan Kitabı

«7sis»in [Mme Blavatsky’nin, «Aşikâr E d ilm iş İzis»

adlı kitabının] Birinci Cildi, «kadim b ir k it a b a yapılan b ir atıfla başlar:

«[Bu kitap ] öylesine k a d im d ir k i, günümüzün a n ti­ kacıları, sayfalarını ne kadar gözden geçirirlerse geçir­ sinler, üzerine yazıldığı bezin m ahiye ti hakkında pek b ir karara varam ayacaklardır. Ş im d i m evcut olan tek 'ori­ jinal kopya’dır. O kü lt b ilg ile r üzerine [yazılmış] en eski İb ra n ice doküman olan Siphrah Dzeniouta dahî bu k i­ taptan derlenm iş ve bu işlem, sözkonusu k ita b ın a rtık ebedî b ir kutsal emanet olarak m ütalâa e d ild iğ i b ir sıra­ da [gerçekleştirilm iştir]. B u k ita b ın için d e ki resim ler­ den b iri, ışıyan b ir yay şeklinde 'Adem’den neşrolan İlâ h i Öz’ü tem sil eder. B ir daire oluşturacak şekilde yol alan bu kutsal p a rıltı, çem berinin en ü st noktasına eriş­ tik te n sonra, te k ra r geriye b ü k ü lü r ve 'girdabı' içe risin­ de daha yüksek b ir beşeriyet tü rü getirerek, yeryüzüne döner. Gezegenimize yaklaştıkça, N e şriyat da giderek daha gölgeli b ir hâle gelir, ta k i, yere değmesiyle b irlik te , kapka ra nlık b ir hâle dönüşmesine kadar.» ( 8)

Bu «son derece kadim K itap», K iu - ti’mn. birçok cil­ dinin derlendiği 'o rijin a l ya p ıt’tvc. Sadece K iu -ti ile

10

Siphrah Dzeniouta değil, İbranî K ab alistlerin Hz. İb ra ­ him ’e atfettikleri Sepher Jezirah ( 9), Çin'in ilkel İncili olan Shu-king kitabı, M ısır'ın Thoth-Hermes kutsal cilt­ leri, H indistan'ın kutsal m etinleri P uranalar ve Kalde- liler'e a it R akam lar K ita b ı ile Pentateuch’u a kendisi, hepsi de o 'tek kü çü k kaynak c ilt ’ten türem işlerdir. Tradisyona göre, Beşeriyet’in (bizim de dahil olduğu­ m uz) 5. Irk ı'n m ta a başlangıcında, İlâhi V arlıklar’m O rta Asya'daki Işığın Oğulları’n a dikte ettird ik leri söz­ lerinden, ’g iz li in is iy a tik lisan’ olan «Senzar» ( 10) lisanı ile tespit edilm işti. Bu K itab’m lisanının (Sen-zar), her ülkenin inisiyelerince bilindiği b ir devir vardı, ki o za­ m anlar, kayıp k ıta A tlantis’in sakinleri bu lisana ne ka­ d a r vakıf idiyseler, [örneğin] Toltec uygarlığının ataları da o k ad ar anlayabiliyorlardı. Atlantisliler, bu lisanı, 3. I r k ’ın erm işleri olan «Manuşiler»den m iras edinmiş­ ler, O nlar da, doğrudan, 2. ve 1. Irk la r’m «Devalar»m- dan [Dhyan Chohanlar'dan] öğrenmişlerdi. «Isis»ten yapılan alıntıda bahsedilen «resim», bu Irk lar'ın evrimi­ ne ve bizim de dahil olduğumuz 4. ve 5. Irk B eşeriyeti­ nin Vaivasvata M anvantara'daki ( 11) evrimine değinmek­ tedir. Bu resim, herkesin rahatlıkla anlayabileceği gibi, sem boliktir ve başlangıçtan bu yana, ’esas’ı k ap sar. «K a­ d im K itap», Kozmik Evrim 'i tarif ettik ten ve Yeryüzü’n- deki h er şeyin, fizik beşer de dahil olmak üzere, köke­ nini açıkladıktan sonra, Birinci’den Beşinci (bizim ) Irk 'a kadar, beşerî ırk ların hakikî tarihini vererek, ora­ da durur. Tam 4989 yıl önce ( 12), ışıyan «Güneş-tanrı»

nın, b ir zam anların yaşayan kahram anı ve devrimcisi K rişna'nm ölümünde, yani Kali-Yuga’nm başlangıcında biter.

Fakat, b ir K itap daha vardır. Sahiplerinden hiçbiri, K ara Çağ ile birlik te doğduğu ve ancak onun yaşında, yani aşağı yukarı 5000 yıllık olduğu için bu K itab'a çok

(8)

kadim b ir kitap gözüyle bakm azlar. B undan dokuz yıl k ad ar sonra ( 12), ilk beşbin yılın, büyük Kali Yuga dev­ resi ile başlayan ilk devresi sona erecek. Sonra, O Ki- tab 'm (K ara Çağ için kehanetsel kayıtların I. Cildi’nin) ihtiva ettiği son K ehanet de tam am lanacaktır. Çok bek­ lememize gerek yoktur ve çoğumuz, Yeni Devre’nin Ağarışı'na tanık olacaktır. Yeni Devre’nin Ağarışı’nın sonunda, ırk lar arası pek çok hesaplaşm alar yer alacak­ tır. K ehanetlerin, B uddha’nm yüce halefi Sankarâchâr- ya'nm zam anından beri hazırlanm akta olan II. Cildi he­ m en hem en hazırdır.

b — Dzyan Kitabı'nın, İlk Orijinal'den Çevrilişi

O rijinal [m etnin], bilmece gibi gelen üslûbu ve keli­ m eleri ile, kadim ifade tarzının kullanılm ası konuyu da­ ha da zorlaştıracağı ve bu da en azından yararsız olacağı için, h er bölüm ün tezini oluşturan K ıtalar, baştan sona kadar, m odern çeviriler hâlinde verilm iştir. «Dzyan K i­ ta b ım ın orijinal «Senzar Y o ru m la rı ve A çıklam alan»nm

Çince -Tibetçe ve S anskrit çevirilerinden yapılan alıntı­ lar, ilk kez, b ir B atı lisanında [İngilizce olarak] sunul­ m aktadır.... B urada, sadece, K ıtalar'm belirli parçaları verilm iştir. Komple hâlde yayım landıkları takdirde, en yüksek seviyeden birkaç O kültist’in haricinde, hiç kim se tarafından anlaşılamayacaklardı.... Okumayı kolaylaş­ tırm ak ve sık sık dipnotlara başvurulm asını önlemek için, m etinler ile açıklam aların harm anlanm asının daha iyi olacağı düşünülm üş, özel isim lerin ve çevrilemez olan terim lerin verilm esinin kaçınılmaz olduğu durum larda, orijinallerin verilmesi yerine, S anskrit ve Tibetçe k arşı­ lıklarının kullanılm ası yoluna gidilmiştir....

c — Dzyan Kitabı'ndaki Yaradılış Sembolleri

Yazar’m [:M m e Blavatsky’nin] önünde, Kadim b ir E l Yazması Metin (— bilinmeyen, kendine özgü belirli b ir işlemle, su, ateş ve hava’dan etkilenmeyecek b ir hâle

getirilm iş olan b ir ’palm iye ya p ra kla rı to m a rı'— ) d u r­ m akta. Birinci sayfada, m at, siyah b ir fon üzerinde, le­ kesiz, bembeyaz b ir Disk var. B unu izleyen sayfada, aynı Disk [v ar], ancak [bu kez, içerisinde yer alan] merkezî b ir no k ta ile birlikte. Birinci [sem bolün], hâlâ daha uyum akta olan E n erji’nin [yani] «Kelâm ’m ile rk i Sistem­ le r’deki neşriyatı»m n gene uyanm asından önce, Ebediyet içerisindeki Kozmos’u tem sil ettiği, m ü ritlerin bildiği b ir husustur. Daha önce lekesiz olan Disk’in, [yani]

«Pralaya’d a ki M ekân ve Ebediyet»in içindeki 'n o kta ' ise, farklılaşm anın oluşum unu belirler. Bu, Dünyasal Yu- m u rta ’n m içindeki N okta’d ır; Dünyasal Y um urta’nın içindeki ’to h u m 'û m , ki bu tohum , Kâinat, Her-Şey ve sınırsız ve devresel Kozmos hâline gelecektir; bu tohum , devresel olarak ve sırayla, gizil ve aktif hâldedir. Tek Daire, h e r şeyin onun içinden çıktığı, h er şeyin ona döndüğü İlâhi B irlik’tir. Daire’nin Çevresi (—beşerî zih­ n in sınırlılığı karşısında, son derece sınırlı b ir sembol o larak — ) hiçbir zam an id râk edilemez olan, îdeal Var­ lığı ; D aire’nin düzlemi ise, K âinat R uhu’nu belirler. An­ cak, h er ikisi, B ir’dir. Sadece Disk'in yüzünün beyaz ve tü m fonun siyah olması açıkça gösterm ektedir ki, Disk’­ in düzlemi, hâlâ daha loş ve puslu olm asına rağmen, beşeriyetin edinebileceği yegâne Bilgi’dir. M anvantara'- y a ait tezahürler de işte b u düzlem üzerinde b aşlar; çünkü, Pralaya sırasında, gelecekteki h er Kozmogo­ ni ( 13> ile Teogoni’nin ( 14) plânı’m içeren İlâhi Düşünce işte b u K âinat R uhu’nun içinde uyur.

Birinci resim , yalın b ir disk: [Bkz: Ş e k il-1 / a ] ; K adim Sem bol’ün ikinci resm i ise, içinde b ir n o k ta bu­ lunan b ir d isk 'tir [Bkz: Şekil - l / b ] . Disk’teki nokta, her daim ebedî olan m ahiyetin devresel tezahüründeki ilk farklılaşm a ... ya da soyut Mekân içerisindeki

(9)

yel M ekân'dır. K adim Sembol’ü n ikinci safhasında, nok­ ta, disk'in çapm a dönüşür: [Bkz: Şekil - l/c ] . Artık, h er şeyi, kuşatan M utlak Sonsuzluğun içerisindeki îlâh i b ir kusursuz ve saf T abiat Ana’yı sembolize eder. Çap h attı, dikey b ir h a t ile kesildiğinde dünyasal haç hâline gelir [Bkz: Ş e k il- l/d ] . Beşeriyet, üçüncü kök-ırkı’na u laşm ıştır; bu, beşerî yaşam ın kökeninin başlam asına ilişkin işarettir. Dairenin çevresi o rtad an kalktığında ve sadece haç [Bkz: Şekil - l / e ] kaldığında, bu, beşerin m addeye düşüşünün tam am landığına ilişkin işa re ttir ve Dördüncü Irk başlar.

0

-

0

-

0

- © - +

a b c d e

Şekil — 1

d — Dzyan Kitabı ve Gizli Öğreti Kaynakları

K adim çağların «G izli Öğreti»sinden birkaç tem el hakikâtin özetinin, son derece derin b ir sessizliğin ve gizliliğin güdüldüğü binyıllarm sonrasında, artık, ışığa çıkarılm ası için izin verilm iş bulunm aktadır. «B irkaç hakikât,» diyorum [:M m e Blavatsky], çünkü, söylen­ m emesi gerekenler ne böyle yüz tane cildin içerisinde ihtiva olunabilir ne de şim diki nesle verilebilirdi. Fakat, şimdi verilen kadarı dahî, bu hayatî hakikâtlere ilişkin olarak tam b ir sessizliğin mevcudiyetinden daha iyidir....

Tüm yapıtın doğruluğuna ve güvenilirliğine k arşı en büyük ve ayrıca en ciddî itiraz, baştaki K ıtalar olacaktır:

«O K ıta la r’ın ih tiv a e ttiğ i ifadeler nasıl d o ğ ru la n a b ilir ki?» G erçekten de, b u ciltlerde alıntı yapılan Sanskrit,

Çin ve Moğol yapıtlarının büyük b ir bölüm ünün Doğu- bilim ciler tarafından bilinmesine karşılık, 'esas ya p ıt’

(K ıtalar’m a it olduğu K itap) Avrupa K

ütüphaneleri’n-de bulunm am aktadır. «Dzyan K ita b ı» [ya da «Dzan» ( 15)]. Filologlarımız tarafından hiç bilinm em ekte ya da h er halükârda şim diki adı altında hiç işitilm em iş bulun­ m aktadır. Bu, m uhakkak ki, resm î Bilim’in salık verdiği a raştırm a m etodlarm ı izleyenler için büyük b ir sorun­ d u r ; ancak, Okültizm öğrencilerinin ve h e r hakikî Okül- tis t’in açısından pek de önemli sayılmaz. [Dzyan Kıta- ları'n d a] verilen ö ğ re tile r'in ana bölümü, bazıları hali­ hazırda çevrilmiş (ve h er zamanki gibi, yorum larında çarpıtılm ış) olan, diğerleri ise hâlâ daha sıralarını bek­ leyen yüzlerce ve binlerce Sanskrit El Yazması Metin- le r’in h e r yanm a dağılmış b ir halde bulunur. Dolayısıy­ la, h er araştırm acı, bu ciltlerde geçen ifadeleri doğrula­ m a k ... şansına sahiptir. Birkaç yeni husus (ki bunlar d a sadece, inisiye olmayan Doğubilimciler için yenidir) ile [Dzyan K itabı’nm O rijinal] Y orum ları’ndan ak tarı­ lan paragrafları izlemenin zor olduğu görülecektir. Öğ­ retilerden bazıları da şimdiye k ad ar ağızdan ağıza ak­ tarılm ıştır. Ne varki, bunlar dahî, Brahm anik, Çin ve Tibet m abet-yapıtlarınm sayısız ciltlerinde h er fırsa t­ t a im a edilm ektedirler.

K esin olan husus şu d u r ki, Merkezi, H im alayalar'ın ötesinde yer alan ve şubelerine Çin, Japonya, H indistan, T ibet ve h a tta Güney Amerika’nın yanısıra, Suriye’de dahî rastlanabilen birkaç ’ezoterik o k u l’un üyeleri, elle­ rinde, E l Yazması M etinler ve basılm ış m etinler hâlin­ de, k u tsal ve felsefî yapıtların 'tü m ü n ü n ' ve aslm da, ya­ zı sanatının başlangıcından beridir, ideografik hiyerog­ liflerd en Cadm us’un ve Devanagari’nin alfabelerine ka­ dar, tü m lisan ya da yazı karakterlerinde yazılmış olan tü m yapıtların bulunduğunu ileri sürerler.

Özetle, «G izli Öğreti», kadim ve tarih-öncesi dünya­ nın, dünya çapında yaygın olan diniydi. Yaygınlığının

(10)

k an ıtlan , tarihinin gerçek kayıtları, niteliğini ve h er ül­ kedeki mevcudiyetini gösteren komple b ir doküm anlar zinciri ve büyük üstadlarm ın tüm ünün öğretisiyle b ir­ likte, bugüne kadar, Okült Kardeşliğe a it olan gizli yer­ altı kütüphanelerinde (4) m evcut olagelm iştir.

Yukarıdaki ifade, aşağıdaki hususlar m ütalâa edil­ diği takdirde daha da inanılır b ir hâle gelecektir:

— İskenderiye K ütüphanesi yok edildiğinde, k u rta r

n la n binlerce kadim parşöm enden bahseden tradis- yon ( 6):

— A kbar'm saltanatı sırasında H indistan’da kaybo­ lan binlerce S anksrit yapıt:

— Gerçek kadim m etinlerin, kendilerini anlaşılır hâle getiren yegâne u n su r olan yorum larıyla birlikte (—ki, binlerce-cilt tu tm ak tad ır— ) uzun zam andan be­ ridir, inançsız ellerin menzilinin dışarısına çıktığını söy­ leyen, dünya çapındaki Çin ve Japon tradisyonu;

— Babil’in, külliyetli m iktardaki k u tsal ve okült ya­ p ıtlarının yok oluşu;

— M ısır'ın hiyeroglif kayıtlarının binlerce m uam ­ m asını çözebilecek tek un su r olan 'anahtarlar'm . kaybo­ lu şu ;

— Veda’yı anlaşılır hâle getirebilecek yegâne öge olan gerçek gizli yorum ların, inançsız gözler için a rtık görünemez olm alarına karşılık, gizli yeraltı m ağara ve odalarında ’in isiye le r’ için saklı tutu ld u k ların a dair H int trad isy o n u ;

— B uddhistler arasındaki, kendi K utsal K ita p la rı­ n a ilişkin olan benzer inanç.

O kültistler, b ü tü n bunların, m evcut olduklarını, an­ cak, daha aydınlanmış olan belirli b ir çağ'da te k ra r o r­ taya çıkarılm ak üzere, B atılılar’ın çapulcu ellerinden korunduklarını ileri sürm ektedirler.

16

Bu ciltlerde verilenler, yazüı öğretilerden olduğu kadar, ağızdan ağıza intikâl etm iş olan öğretilerden de seçilm iştir. Ezoterik öğretilerin ilk bölümü, etnoloji'- nin ( 16) bilmediği b ir halk'ın kayıtları olan K ıtalar'a dayanm aktadır. Bu kıtalar'ın, filoloji’n in .( 17) tanıdığı lisan ve diyalektler listesinde m evcut olmayan b ir lisan­ da yazıldığı iddia edilm ektedir; bilim tarafından kabûl edilmeyen b ir K aynak’ta n (Okültizm ’den) neşroldukları söylenm ektedir; dahası, bu K ıtalar, istenilm eyen Haki- k â tle r’den nefret eden ya da savunacakları kendilerine özgü belirli b ir 'h o b i'leri olan tü m kişilerin, beşeriyetin gözleri önünde sürekli olarak kötüledikleri b ir 'aracı'

[M me Blavatsky'nin kendisi] vasıtasıyla sunulm akta­ dırlar. Dolayısıyla d a söz konusu öğretilerin reddedil­ m esi ihtim ali gözönünde bulundurulm alı ve önceden ka> bûl edilmelidir. Pozitif bilim in hangi dalında olursa ol­ sun, kendine b ir 'araştırm acı' diyen hiç kim se bu öğre­ tileri ciddiye alm a durum unda olm ayacaktır. Bu öğre­ tiler, b u yüzyılda [19. Yüzyıl'da] 'a p r io r i’ olarak hafife alınacak ve reddedileceklerdir, am a sadece bu yüzyıl­ d a... Çünkü, çağımızın yirm inci yüzyılında, a raştırm a­ cılar, «Gizli Ö ğ re tim in ne icat edilmiş ne de abartılm ış olmadığı, aksine, yalın b ir şekilde özetlenmiş bulundu­ ğu ve en nihayet, öğretilerinin, Vedalar'Aan da kadim olduğu gerçeğini kabûl etm eye başlayacaklardır.... 20. Yüzyıl'da, «Gupta-Vidya» ( 18) denilen b ir Bilim 'in mev­ cu t olduğunun ve ... şim di dünyada bilinen tü m dinler ile felsefelerin kaynağının çağlar boyunca unutulm uş ve beşerlerin elinden çıkmış olup en sonunda bulunduğu­ nun, kesin ve reddedilemez kanıtlarım verm ek üzere,

«B ilg e lik Üstadları» tarafından, çok daha bilgili ve çok d ah a uygun vasıflara sahip olan b ir «Önder» gönderile­ b ilir....

(11)

3. BÖLÜM

DZYAN KİTABİ'NDA KOZMOGENESİS

Bu bölümde, Dzyan Kitabı’nin ilk kısmı olan. Kâinat ve daha alt birim sistemlerin yaratılışı ve onları yaratan Yüce Varlıklar’ın bu faaliyetleri anlatılmaktadır. Mutlak Allah, Yarattığı yaradılışı şekillen­ dirmeyi ve sistemleştirmeyi, gene yarattığı varlıklarına vermiştir. Böy-lece, Kozmik Kâinatlar meydana gelmiş ve de gelmektedir. Mutlak Allah’ın Yarattığı Ruhlar'ın, nice tasavvur ve tahayyül olunamaz kud­ ret ve bilgilere sahip oldukları, biraz da olsun, anlaşılabilirse, bu Ruh-lar'ın, daha nice 'nice akıl, havsala almaz Kâinatlar teşkil edebilecek­ leri anlaşılabilir ve onların bu kabiliyetleri, güç ve kudretleri anlaşıla­ bilir.

1. Bölüm: DZYAN K IT A -I

1 — Ebedî Ebeveyn [:M ekân], hiçbir zaman görün­ meyen Giysileri’ne bürünmüş olarak, bir kez daha, Yedi Ebediyet boyunca uyumuştu.

2 — Zaman yoktu, çünkü, [Zaman,] süre'nin son­

suz bağrında yatmış uyuyordu (19).

3 — ... Kâinat Zihni yoktu, çünkü, O'nu [:Kâinat

Zih-ni’ni] içerecek [ve dolayısıyla da tezahür ettirecek] hiç­

bir Ah-hi [:Göksel Varlık] yoktu.

4 — Sürûr'a [:Mokşa: Nirvana’ya] giden yedi yol yoktu. Büyük Istırap Sebepleri [:Nidana ve Maya] yoktu, çünkü, onları üretecek ve onlar tarafından tuzağa düşü­ rülecek hiç kimse yoktu.

5 — O sınırsız Her-şey’i sadece Karanlık dolduruyor­ du, çünkü, Baba, Ana ve Oğul, bir kez daha Bir’diler ve Oğul, henüz, yeni Çark için ve hemen akabinde [yapaca­ ğı] uzun ve çetin yolculuk [için] uyanmamıştı.

6 — Yedi Yüce Rab ile Yedi Hakikât'in varlığı sona

ermişti ve Kâinat: Gerekliğin Oğlu, olan ve henüz olma­ yan o'nun tarafından nefes olarak verilmek üzere, Para-nishpanna’ya [:Para-nirvana’ya] garkolmuştu. Hiçbir şey yoktu.

7 — Varoluş'un Sebepleri ortadan kaldırılmıştı; geç­ mişte görünmüş olanlar ve şimdi görünmez olmakta olan­ lar, Tek Varlık olan. Ebedî Gayrî-Varlık'ta uyuyordu.

8 — Sadece, Varoluş'un Tek Formu, engin, sonsuz,

sebepsiz [bir hâlde] uzanıyordu rüyasız uykuda; ve Ya­ şam, Kâinat Mekânı'nda, Dangma'nın Açılmış Gözü'nce hissedilen o Tüm Mevcudiyet’in her yanında bilinçsiz

[olarak] nabız gibi atıyordu.

9 — Kâinat'ın Alaya'sı [:her şeyin esası olarak, Ruh:

Anima Mundi] Paramartha’dayken [:Mutlak Varlık ve Bi­

linç, ki Onlar da Mutlak Gayri - Varlık ve Bilinçsizlik'tir]

ve Büyük Çark [:Kâinat], Anupadaka iken, Dangına nere­ deydi ki?

1. Bölüm: DZYAN K IT A -II

1 — ... «İnşaatçılar,» Manvantara'ya ait gün

ağarı-şının Işıyan Oğultarı neredeydiler? ... Ah-hi

[:Dhyan-Cho-hanlar’a ait] Paranishpanna’larındaki bilinmeyen Karan­

lıkta [idiler]. Formsuzluk’tan [:Arupa’dan] (— Dünya’nın Kökü'nden— ) Form [:Rupa] oluşturanlar, [yani] De-vamatri ve Svâbhâvat, Gayri-Varlığın Sürûru’nda uyuyor­ lardı.

2 — ... Sessizlik neredeydi? O’nu duyacak kulaklar

nerede? Hayır, ne sessizlik vardı ne de ses; durmak bil­

meyen Ebedî Nefes'ten [:Hareket’ten] başka hiçbir şey yoktu, ki O da kendini bilmez.

3 — Vakit henüz gelip çatmamıştı; Işın, henüz To-hum'un içerisine çakmamıştı; Matri-padma [:Lotus Ana], henüz şişmemişti.

4 — O'nun [:İlksel Cevher'in] kalbi, Tek Işın’ın gir­ mesi, oradan da, Üç'ün Dörd'e [düşmesi] şeklinde, Ma-ya’nın kucağına düşmesi için henüz açılmamıştı.

5 — Yedi [O ğul], Işığın Ağı’ndan henüz doğmamış­ lardı. Karanlık, bir başına, Ana - Baba'ydı, Svâbhâvat'tı; ve Svâbhâvat, Karanlıkta’ydı.

6 — Bu İkisi, Tohum'durlar ve Tohum — Tek’dir. Kâi­

nat, hâlâ daha, İlâhi Düşünoe'cte ve İlâhi Bağır'da sak­ lıydı...,

(12)

1. Bölüm: DZYAN K IT A -III

1 — ... Yedinci Ebediyet’in son vibrasyonu, sonsuz­ luk içerisinde titreşir. Ana, lotussun tomurcuğu gibi, içten dışa doğru şişer.

2 — Vibrasyon, çevik kanadı ile tüm Kâinat'a ve Ka­ ranlık içerisinde ikâmet eden Tohum'a [aynı anda] değe­ rek, yayılır gider: O Karanlık ki, uyuyan Hayat Suları üze­ rinden hafifçe eser [:iler!er]...

3 — «Karanlık,» Işık neşreder ve Işık, [suların içine,]

Umman Ana'nın içine [doğru] münferit bir Işın salıverir. Bu Işın, Bakire Yumurta'mn içerisinden hızla geçer; Işın, Ebedî Yumurta’nın, titreşmesine ve Dünya Yumurtası hâ­ linde yoğunlaşan Ebedî Olmayan [:Devresel] Tohum'u düşürmesine yol açar.

4 — [O zaman,] Üç [:Üçgen], Dörd'ün [:Dörtgen'in]

içine düşer. Işıyan Öz, içte Yedi, dışta Yedi hâline gelir. Kendi başına ‘Üç’ olan Parlak Yumurta [:Hiranyagarbha],

süt gibi kesilir ve Ana'nın Derinlikleri’nin (— Hayat Ok-yanusu'nun derinliklerinde büyüyen Kök'ün— ) her yanına, süt-beyazı 'curds' hâlinde yayılır.

5 — Kök kalır, Işık kalır, 'curds' kalır ve Oeaohoo hâlâ dahaBir'dir.

6 — Hayat'ın Kökü, Ölümsüzlük Okyanusu'nun her

dam'asındaydı ve Okyanus, Ateş ve Isı ve Hareket olan Işıyan Işık'tı. Karanlık ortadan kayboldu ve artık yoktu; kendi Esası'nm, [yani] Ateş ve Su’yun ya da Baba ve Ana'nın Bedeni'nin içerisinde kayboldu.

7 — Bak, ey Lanoo! İki'nin Işıyan Çocuğu, eşsiz [ve]

görkemli Parlaklık: Karanlık Mekân’ın Oğlu olan, büyük Karanlık Sular’ın derinliklerinden zuhur eden Aydınlık Me kân. O, Genç Oeaohoo'dur; 'Kman-Shai-Yin'dir. O, Güneş olarak, ışıklar saçar. O, ışıl ışıl parıldayan İlâhi Bilgelik Ejderi'dir. Bir [:Bilgelik Ejderi], Dört’tür ve Dört, Üç’ü

20

kendine eş alır ve bu birleşme, Sapta’yı [:Yedi’yi] oluştu­ rur, ki Tri-dasa [:Üç kere On] ya da 'ordular' ve kitleler hâline gelen Yediler, [bu Sapta’mn] içerisindedir. O’nu, perdeyi kaldırırken ve Doğu’dan Batı’ya doğru açarken gör. O, Yukarı’yı kapalı kılar ve Aşağı’yı, Yüce lllusion hâ­

linde görülecek şekilde bırakır. O, Parıldayanların

[:Yıl-dızlar’ın] yerlerini işaretler ve yukarıdakini [:uzay’ı] kıyı­

şız bir Ateş Denizi'ne ve Tezahür Eden Tek [Unsuru da]

Büyük Sular’a dönüştürür.

8 — Tohum neredeydi ve Karanlık neredeydi şimdi?

Ey Lanoo, kandilinde yanan alevin ruh'u nerede? Tohum o'dur ve o, Işık’tır. Saklı Karanlık Baba'nın Parlak Beyaz Oğlu'dur.

9 — Işık, Soğuk Alev'dir ve Alev, Ateş’tir ve Ateş, Ssı'yı meydana getirir, ki o [d a ], Su'yu: Yüce Ana’daki

[:Kaos’-taki] Hayat Suyu’nu verir.

10 — Baba - Ana, üst ucu Ruh'a [:Puruşa: Spirit],

(— Tek Karanlığın Işığı’na — ) ve aşağıdaki [de, Ruh'un]

gölgemsi ucu’na, [yani] Madde'ye [:Prakriti: M atter]

tutturulmuş olan (20) bir Ağ örerler; ve bu Ağ, Bir’de oluş­ turulan İki Cevher’den, ki bu Svâbhâvat'tır, çekilen iplik­ lerse örülen Kâinat’tır.

11 — O [:A ğ], Ateş’in [:Baba'nm] Nefesi üzerinde ol­

duğu zaman genişler; Ana'nın [:Madde’nin Kökü'nün] Ne­ fesi dokunduğu zaman büzülür. O zaman, Oğullar [:ilgiii

Güçleri ve Zekâları ile birlikte Unsurlar], «Büyük Gün»ün

sonunda Anaları'nm bağrına dönmek ve Onunla tekrar Bir olmak üzere, ayrışırlar ve dağılırlar. O [:A ğ ], soğuyor-ken, ışıyan '[bir] hâle gelir, Oğulları [da] kendi benlikle­ ri ve kalpleri vasıtasıyla genişleyip büzülürler; Sonsuzlu­ ğu kucakEarlar.

12 — O zaman, Svâbhâvat, AtomSar'ı sertleştirmek üzere Fohat'ı gönderir. [Bunların] her biri, Ağ'ın

[:Kâi-ngt’ın] bir parçasıdır. «Kendiliğinden Varolan Rab»bi

[:İlk-sel İşığı] bir ayna gibi yansıtarak, her biri, sırayla, bir

(13)

1. Bölüm: DZYAN K ITA -IV

1 — ...Siz, Yeryüzü'nün Oğulları* Öğretmenleriniz’! (— Ateş'in Oğulları'nı — ) dinleyin. Öğrenin [k i], ne Bi­ rinci ne de Sonuncu vardır, çünkü Her-şey, Sayısız Olan’-dan neşrolmuş Tek Sayı'dır.

2 — İlksel Yediler'in neslinden gelen, İlksel Alev’den doğan Bizler'in, Atalarımız’dan öğrendiklerimizi öğrenin... 3 — Işığın Parlaklığından (— Daimî - Karanlığın İşı­ nından — ), Mekân’da, gene uyandırılan Enerjiler [:Dhyan

Chohanlar] neşroldu: Yumurta'dan [çıkan] Bir, Altı ve

Beş. Sonra, Üç, Bir, Dört, Bir, Baş — Toplamı, İki kere

Ye-di’dir. Ve Bunlar: Esaslar’dır, Alevler'dir, Unsurlar’dır,

İn-şoatçılar’dır, Sayılar’dır, Arupa’dır [:Bedensizler'dir],

Rupa’dır [:Bedeniiler’dir] ve İlâhi İnsan'ın Gücü'dür — Ve

bunların Toplamı'dır. Ve İlâhi İnsan’dan, Kutsal Dörd’ün

içindeki formlar, kıvılcımlar, «Kutsal Hayvanlar» ve Kutsal

Aîoîar’ın [:Pitriler'in] Habercileri yayıldı.

4 — Bu, «Ses'in Ordusu»ydu — İlâhi Yedili Sistem’di. Yediler'in kıvılcımları, Yedi’lerin Birincisi, İkincisi, Üçüncü-sü, DördüncüÜçüncü-sü, Beşincisi, Altıncısı ve Yedincisi’ne tâbi-dirler ve [Onlar’ın] hizmetkârlarıdırlar. Bu «kıvılcımlarsa, küreler, üçgenîsr, küpler, çizgiler ve biçimlendiriciler de­ nilir; çünkü, Ebedî Nidana (— Oeaohoo— ) böyledir, ki O: 5 — «Koranlık»tır. Sonsuz Olan'dır ya da Sayısız Olan'dır, Adi-Nidana Svâbhâvat'tır: [bkz: Şekil - V a :. ’x’ ya da bilinmeyen nicelik yerine]:

I. Adi-Sanat’tır, Sayı'dır çünkü O, Bir'dir.

II. Rab Svâbhâvat’ın Sesi’dir, Sayılaır’dır, çünkü O, Bir ve Dokuz'dur.

III. «Formsuz Kare»dir [:Arupa’d ır ].

Ve bu Üçü, [bkz: Şekil - 1 /a : Sonsuz Daire] ile kuşa­ tılmış bir hâlde, Kutsal Dört'türier; ve On [olanlar], Arupa

[:Sübjektif, Şekilsiz] Kâinat'tırlar. Sonra, «Oğullar,» Tek’i,

22

[yani] Sekizincisi dışarıda bırakılmış [olan] Yedi Savaş­

çı ve o’nun [:Yediler'in], Işık-Yapıcı [:Bhâskara] olan «Nefesi» gelir.

6 — ...Sonra, İkinci Yediler [gelir], ki Onlar, Üç’ün

[:Kelâm, Ses ve Ruh’un] meydana getirdiği Lipika'dır.

Reddedilmiş olan Oğul [:Güneşimiz] Tek'dir.

«Oğul-Gü-neşler» sayısızdır.

1. Bölüm: DZYAN K ITA -V

1 — İlksel Yediler, Bilgelik Ejderi'nin İlk Yedi Nefesi, kendi sıraları geldiğinde, dönmekte olan Kutsal Nefesle­ rinden, Kızgın Kasırga'yı meydana getirirler.

2 — Onlar [:,İlksel Yediler], O'nu [:Fohat'ı], Kendi İradeleri'nin Habercisi yaparlar. Dzyu, Fohat hâline gelir;

İlâhi Oğullor’ın, oğuüarı Lipika olan Çevik Oğlu [:Fohat],

dairevî haber taşıyıcılığı yapar. Fohat, küheylândır ve Dü­ şünce, binicidir [:Fohat, İlksel Yediler’in sevk ve idare

edici düşüncelerinin etkisi altındadır]. O [:Fohat], Kızgın

Bulutlar'ın [:Kozmik Sisler'in] içinden Şimşek gibi geçer; Yukarı'daki Yedi Bölge ve Aşağı'daki Yedi Bölge ^oluşa­

cak olan Âlem] boyunca Üç, Beş ve Yedi adım atar. O

[:Fohat], sesini yükseltir ve sayısız kıvılcımları [a to m la ­

rı] çağırır ve onları bir araya getirir.

3 — O [:Fcrhat], onların [:atom ların], sevk ve idare eden Ruh’u ve Önderi'dir. Çalışmaya başladığında, ışıyan meskenlerinde [:gaz hâlindeki bulutlarda] sevinç içerisin­ de yüzen ve titreşen, aşağı seviyedeki âlem’in kıvılcımla­ rını [:mineral atomlarını] ayırır ve hemen akabinde, Çark-lar’ın Tohumlorı’nı oluşturur. Onlar'ı, Uzay-Mekân’ın altı yönüne ve Birini [de] — Merkezi Çark [olarak] — orta­ ya yerleştirir.

4 — Fohat, Altıncı'yı Yedinci’ye — Taç'a — bağlamak için 'sarmal hatlar' izler; her köşede, Işık Oğulları’nın bir Ordu'su [ve] Orta Çark'ta Lipika yer alır. Onlar [:Lipika],

(14)

derler ki: «Bu, iyidir.» İlk İlâhi Âlem hazırdır; İlk, [şimdi]

ikinci [Âlem]dir. O zaman, «İlâhi Arupa» [:formsuz Dü­

şünce Kâinatı], kendisini, Anupadaka'nın ilk giysisi [olan]

Chhaya Loka’da [:gölgemsi ya da zihnî İlksel Formlar

Âle-mi’nde] yansıtır (22).

5 — Fohat, [ilk Üç adımı halihazırda atmış olarak],

Beş «adım» atar ve Kore'nin her bir Köşesi'nde, Dört Kut­ sal V a rlık .... ve Orduları için, Kanatlı bir Çark inşa eder.

6 — Lipika, Üçgen'i, Birinci Bir’i [:dikey çizgi ya da

1'i], Küp’ü, İkinci Bir’i ve Beşgen'i, Yumurta [Daire] içi­

ne alır. O [:D aire], adına «Geçiş Yok» denilen [ve] aşa­ ğıya inenlerle yukarıya çıkanlar için [ve ayrıca], Kalpa sırasında O Yüce «Bizimle Birlikte Ol» Günü'ne doğru iler­ leyenler [için olan] Çember'dir.... Arupa [:Formsuz Âlem]

ile Rupa [:Formlar Âlemi] böylece oluşturulmuştu: Bir Işık’tan Yedi Işık; Yediler'in her birinden Yedi kere Yedi Işık. «Çarklar», Çember’i izlerler....

1. Bölüm: DZYAN K ITA -V I

1 — Kwfan-yin-Tien’de ikâmet eden [ve] Kwan-shai-Ytn’in «Üçlemesi» olan Mağfiret ve Bilgi'nin Anası’nın — Kwan Yin'in — Kudreti ile, Soyları'nın Nefesi, Oğullar'ın Oğlu [olan] Fohat, aşağıdaki gayya çukurundan

[:kaos’-ta n ], Tsien-Tchan'ın [:Kâinatımız’ın] illusion kabilinden

olan Formu'nun ve Yedi Unsur'un ortaya çıkmasına sebep olarak:

2 — Çevik ve Işıyan Bir [:Fohat], Yedi 'Layu' Merke-zi’ni meydana getirir, ki hiç kimse, O Yüce «Bizimle Birlik­

te Ol» Günü’ne kadar [bunlara] galip gelemeyecektir — ve

[Fohat,] Tsien-Tchan'ı Temel Tohumlar [:Atomlar] ile

çevreleyerek, Kâinat’ı bu Ebedî Temeller üzerine oturtur.

3 — Yedi [Unsur]dan — Önce, biri tezahür ettirildi,

altısı saklı tutuldu; ikisi tezahür ettirildi, beşi saklı tutul­ du; dördü ortaya çıkarıldı, üçü gizli tutuldu; dördü ve bir 24

tsan [ rkesir] ifşa edildi, ikisi ve bir yarım saklı tutuldu; altısı tezahür ettirilecek, biri bir kenara kondu. En son ola­ rak, dönmekte olan yedi küçük çark; biri diğerini doğu­ ruyor.

4 — O [:Fohat], Onlar'ı [:Dünyalar’ı], kaim olan

Merkezler’in üzerine yerleştirerek, daha önceki Çarklar’ın

[:Dünyalar'm] suretinde inşa eder l23).

Fohat, Onlar'ı nasıl inşa eder? Kızgın Toz'u toplar. Ateş Topları yapar, OnSar'ın içinden geçerek ve çevrele­ rinde [dolanarak], içlerine Hayat'ı aşılar, sonra [da] On-lar'ı harekete geçirir; bazılarını bir yönde, bazılarını da öteki yönde. Onlar soğukturlar — O [-.Fohat], Onlar’ı sı­ cak yapar. Onlar kurudurlar — O [:Fohat], Onİar'ı nemli yapar. Onlar parıldarlar — O [:Fohat], Onlar’ı yelpazeler ve serinletir.

Fohat, Yedi Ebediyet boyunca, bir Alacakaranlıksan ötekine böylece faaliyet gösterir.

5 — Dördüncü [D evre]de, Oğullar’a, suretlerini ya­ ratmaları emredilir. Üçte biri reddeder. [Ü çte] ikisi itaat eder.

Gazap doluşturulan sebeb’in Karmik sonucu] tecelli etmiştir: Dördüncü [Irk’ta] doğacak, ıstırap çekecek ve çektireceklerdir; bu, İlk Savaş’tır.

6 — Daha önceki Çarklar, aşağıya ve yukarıya doğ­

ru döndüler.... Ana'nın yavruları tüm [Kozmos'u] doidur-du. Yaratıcılar ile Yok Ediciler arasında Savaşlar yapıldı ve Uzay - Mekân uğruna Savaşlar yapıldı; Tohum, sürekli olarak, beliriyor ve gene beliriyor [d u ].

7 — Ey Lanoo, eğer [ait olduğun] küçücük çark’ın

[:küreler zinciri'nin] doğru yaşını öğrenmek istiyorsan,

hesabını yap. O’nun Dördüncü Çubuğu, bizim Anamız'dır

[:Yeryüzü'dür]. Nirvana’ya giden Dördüncü Bilgi Yolu’nun

Dördüncü «Meyvası»na ulaş ki anlayasın, çünkü göre­ ceksin....

(15)

1. Bölüm: DZYAN K ITA -VII

1 — Bilinçli bedensiz hayatın başlangıcına bak. Önce, İlâhi [M ekân]: Ana Ruh'dan Bir [:Atman]; sonra Spiritüel — [Atma-Buddhi: Spirit-soul]; Bir’den Üç, Bir’den Dört ve Beş, ki bundan Üç, Beş ve Yedi. Bunlar

[:Yediler], üç kat ve dört kat aşağıya doğru olan; İlk

Rab-bin [:Avalökit§shwara'mn] «Zihin Doğumlu Oğulları»,

['İnşaatçılar' olan] 'Parıldayan Yediler'dir.

Ey Lanoo, sen, ben, o olanlar, Oniar'dır. Onlar’dır, se­ ni ve senin anan [olan] Yeryüzü'nü gözetenler.

2 — Tek Işın, daha küçük ışınları çoğaltır. Hayat, Fürm’dan önce gelir ve Hayat, Form’un [:dış beden'in]

en son atomu’ndan sonra da sürer. Hayat - Işını, [yani]

Bir [o lan ], birçok boncuğun içinden [geçen] bir iplik gi­

bi, sayısız ışınların içinden geçer.

3 — Bir, İki hâline geldiğinde, Üç katlı [olan] ortaya çıkar ve Üçler, Bir [de birleşmişleridir; ve O, bizim ipliği* mizdir, Ey Lanoo, adına Saptaparna denilen «Beşer Bitki­ s in in kalbi’dir.

4

o,

hiç ölmeyen Kök’tür, Dört Fitil'in Üç Dilli

Ale-vi'dir... Fitiller, Yediler'den fışkıran Üç-dilli Alev’den

[:Fi-tilier'in Üst Teslisi’nden] — Onlar’ın [:Fitiller'in]

Alevi'n-den _ çıkan kıvılcımlardır; bir tek Ay’ın ışınları ile kıvıl­ cımlarının, Yeryüzü’nün tüm ırmaklarının akan sularında yansıması [gibi].

5 __ Kıvılcım, Alev'e, en ince Fohat İpliği ile asılıdır. O

[:Kıvılcım], Maya'nın Yedi Dünyası boyunca seyahat eder.

Birinci [Âlem'de] durur ve bir Metal ve bir Taş’tır; İkinci Âlem’e geçer ve işte — bir Bitki; Bitki, Yedi Form içerisin­ de dönüp durur ve bir Kutsal Hayvan [:Fizik Beşer’in ilk

gölgesi] hâline gelir.

Bunların bir araya getirilmiş vasıflarından, Manu [: Be­

şer, yani] Düşünen [Varlık] meydana getirilir.

26

O’nu kim meydana getirir? Yedi Hayat ve Tek Hayat. O’nu kim tamamlar? Beş-katlı Lha. Ve 'son beden’i kim mükemmel hâle getirir? Ballık, günah ve Soma [:Ay] ....

6 — İlk-doğan'dan [:ilkel ya da ilk beşer’den] itibaren# «Sessiz Gözetici» ile O’nun gölgesi arasındaki bağ, her değişim [:reenkarnasyon] ile birlikte, daha güçlü ve ışı­ yan bir hâle gelir. Sabahın güneş ışığı, öğlenin görkemi­ ne dönüşmüştür....

7 — Alev, Kıvıicım'a, «Bu, senin şimdiki Carkın'dır. Sen, benim kendimsin, sûretimsin ve gölgemsin. Ben, ken­ dimi, giysiyle, sende kapladım ve sen, tekrar benim ken­ dim ve başkaları, senin kendin ve ben olacağın, «Bizimle Birlikte Ol» Günü’ne kadar benim Vahan'ımsın

[:Bşde-nim’sin], O zaman, İnşaatçılar, İlk Giysileri'ni giyinmiş

olarak, Işıyan Yeryüzü'ne iner ve beşerlere — ki onlar, Kendileridir — hükmederler,» dedi....

a — Dzyan 1. Bölüm 7 Kıta'nın Yorumları

Kozmik E vrim Tarihi, bu K ıtalar’da, denilebilir ki, bu E vrim ’in 'soyut cebirsel fo rm ü lü ' şeklinde tasvir edil­ m iştir. Bu durum da, okuyucu, bu K ıtalar'da, Evrensel E v rim ’in ilk başlangıç [aşam aları] ile bizim şim di için­ de bulunduğum uz aşam a arasında yer alan tüm safha ve dönüşüm lerin b ir tam m ını bulacağını um m am alıdır. Böyle b ir tanım ın yapılması, bilinçlerinin şim dilik içeri­ sinde sınırlı tutulduğu Varoluş Seviyesi’nin [Fizik Sevi- ye’n in ] hem en üzerinde yer alan Seviye’nin [Astral’in] m ahiyetini dahi kavrayam ayan beşerler için anlaşılmaz olacağı için, im kânsızdır.

Dolayısıyla, bu K ıtalar, gerekli değişikliklerin ya­ pılm ası şartıyla, tü m E vrim ’e: Giderek yükselen b ir de­ recelendirm e halinde, küçücük dünyamızmkine d e ; dün­ yam ızın ait, olduğu o 'gezegenler z in c iri’ninkine de ( 24); o 'z in c ir’in a it olduğu Güneşler K âinatı’m nkine de ... vs., vs., uygulanabilen b ir ’soyut fo rm ü l’ verm ektedirler.

(16)

Verilen 7 K ıta, sözkonusu soyut form ülün 'yedi do­ n em i’ tem sil etm ektedirler. E vrim Süreci’nin, [kutsal H in t m etinleri] P uranalar’da «Yedi Yaratı» ve Incil’de de Y aradılış’ın «Günleri» olarak bahsedilen Yedi Büyük Safhası’na değinm ekte ve tanım lam aktadırlar.

K ıta I, Her-Şey [Olan] B ir’in, te k ra r uyanm akta olan tezahür etm e'nin ilk çırpınışından önce, M aha- Pralaya ( 25> sırasındaki hâlini tanım lam aktadır.

G örülm ektedir ki, böyle b ir hâl, tanım lanm aktan zi­ yade, ancak sembollerle anlatılabilir. Dahası, bu anlatım da ancak 'olumsuz te rim le r’ kullanılarak yapılabilir.

K ıta I Vde tanım lanan safha, okuyucunun nazarında, Birinci K ıta’da bahsedilenle hem en hem en aynı olduğun­ dan, aralarındaki farka ilişkin düşünceyi ifade edebil­ m ek için başlı başına b ir tez yazmak gerekir. Dolayısıyla da, kullanılan alegorik cüm leleri kavram ak işini, yapar bildiği kadarıyla, okuyucunun sezgisine ve yüksek me­ lekelerine bırakmalıyız. Aslında, şunu unutm am alıyız ki, tü m K ıtalar, fizik beynin olağan idrâkine değil de, içsel melekelere hitap etm ektedirler. .

K ıta I I I , K âinat'm , Pralaya’dan sonra, yaşam a tek­ r a r uyanışını tanım lam aktadır. «Monadlar»in, B ir'in içerisinde soğurulm a hâllerinden çıkm alarını tasvir e d e r; ki bu, «Âlemler»in oluşum undaki, en başta gelen ve en yüksek seviyeden olan aşam adır. «M onad» terim i, en geniş Güneş Sistem i’nden en küçük atom 'a kadar uygulanabilir.

K ıta IV , K âinat «Tohum um un, Tek Yüce E n erji’nin ak tif tezahürleri olan bilinçli İlâhi Güçler’in Yedili Hi- y erarşi’sine ayrışm asını gösterm ektedir. Bu İlâhi Güç­ ler, «Y a ratıcı» adından ne anlaşılıyor ise işte tam o an­ lamda, tezahür eden tü m K âinat’m şekil vericileri, bi- çim lendiricileri ve nihayet 'y a ra tıc ıla rı’dırlar. K âinat'a

28

biçim verir ve sevk ve idare ederler: Tek Y asa’m n, biz- lerin «Tabiat K anunları» diye bildiğimiz o tezahürlerini kendi kendilerinde som utlaştırarak, E vrim ’i ayarlar ve kontrol ederler.

Bu İlâhi Güçler’e, genel olarak, «Dhyan Chohanlar»

denir. Ancak, [kapsam ına giren] çeşitli grupların h er bi­ rinin, Gizli D oktrin'de, kendine özgü adı vardır.

E vrim 'in bu safhası, H indu m itolojisinde, Tann- la r’ın «Y aratılışı» olarak geçmektedir.

K ıta F 'de Âlem Oluşum Süreci tanım lanm aktadır: önce, dağılmış haldeki Kozmik Madde, sonra da b ir ne- bula’nm oluşum undaki ilk etabı teşkil eden kızgın «ka­ sırga». Bu nebula, yoğunlaşır ve çeşitli dönüşüm lerden geçtikten sonra, durum a göre, ya b ir Güneşler Kâinatı, b ir 'gezegensel z in c ir' ya da tek b ir planet m eydana ge­ tirir.

K ıta V /'da, b ir «Dünya»m n oluşum undaki daha son­ rak i aşam alar belirtilm ektedir, ki bu, böyle b ir dünya’- nın evrimini, halen yaşam akta olduğumuz döneme teka­ bül eden dördüncü büyük dönemine k ad ar getirir.

K ıta V II, bu tarihçeyi sürdürerek, Yaşam 'm inişini, B eşer’in belirişine kadar tasvir eder.

b — Dzyan Kıtaları ve Genel-Özel Anlatılar

K ıta V I’nın 4. M ısra'ı ile, K ıtalar’ın, önceki M aha - Pralaya'dan ya d a K âin at’ın Yokoluşu’ndan sonraki K âinat Kozmogonisi’ne üişkin bölüm ü sona erm ekte­ dir. Bu m ısradan sonra, K ıtalar, sadece, genel anlam da Güneş Sistem im izle ve dolayısıyla Güneş Sistem i'ndeki

'gezegensel s in c irle r’le ve özellikle de Yer K ürem iz’in ve ait olduğu ’z in c ir'm tarih i ile ilg ilid irler; sadece, Dünya- m ız'm evrimine ve üzerindeki evrim e değinm ektedirler.

(17)

c — Dzyan Kıtaları ve Bilgisi-dışı Yaradılış

Okuyucu şu hususu hiç h atırın d an çıkarm am alıdır ki, K ıtalar, kendi gezegensel S istem im izin ve o ’nu n çev­ resinde görülenin, Güneş’e a it b ir Pralaya’dan sonraki Kozmogoni'sinden bahsetm ektedirler ( 2Ğ). Evrensel Koz- m os’u n E vrim i’ne ilişkin 'g izli ö ğ re tile r’, bu çağın en yüksek zihinleri tarafından dahî anlaşılam ayacakları ve en büyük Inisiyeler arasında bile, bu konu üzerinde fikir yürütebilecek olan sadece birkaç înisiye bulunabileceği için, verilemezler. Dahası, öğretm enler açıkça b elirt­ m ektedirler ki, en yüksek seviyeden Dhyan Chohanlar dahî, m ilyarlarca Güneş sistem ini «M erkezî Güneş»ten ayıran o sınırların ötesindeki gizemlere hiçbir zam an nü­ fuz edem em işlerdir ( 27). Dolayısıyla da, verilmiş olan [K ıtalar], sadece, görünür hâlde olan Kozmos'un,

«Brahm a’nın b ir G ecesin d en sonraki [durum una] de­ ğinm ektedirler.

30

4. BÖLÜM

DZYAN KİTABI'NDA ANTROPOGENESİS

Bu bölümde, Dzyan Kitabı'nın, dünya beşer varlıklarının yaratı­ lışını ihtiva eden bilgileri verilmektedir. Kâinatlar inşa edebilen Yüce Varlıklar'ın, dünyalar üzerlerindeki canlı varlık sistemlerini teşkil ve terkip etmeleri kadar doğal birşey olamaz. Kaldı ki bu olay, tüm kut­ sal metinlerde, gene ortak bilgi ve ifadelerle belirtilmiştir. Şimdiki dünya beşeriyetinin fertleri de, kimbilir, nice milyarlar ve milyarlarca yıllar veya zamanlar sonra, evrimlerinin yüksek merhalelerinde, ve kimbilir Yaradılış'ın hangi kesiminde böylesine faaliyetler içerisine katılacaklardır. Çünki, bu bölümde anlatılan, beşer yaratan Varlıklar da, benzer veya benzemez, ruhsal evrimlerden geçen' Kardeş Ruhsa! Varlıklar'dır.

2. Bölüm : DZYAN KITA - I

1 — Dördüncü, [Küre’yi: Yeryüzü’nü] döndüren Lha, Yediler’in Lha’larına [:gezegensel Ruhlar’a] tâbidir, ki Onlar, at arabalarını, Dünyamız’ın [:gezegensel sistemi-miz’in] «Tek Göz»ü [:Loka-Chakshush] plan Rabieri'nin çevresinde sürerek, dönerler. O'nun Nefesi, Yediler’e ya­ şam verir [:planetlere ışık verir]. O, Birinci'ye yaşam verdi.

2 — Yeryüzü dedi ki, «Parlayan Yüzlü Rab [:Güneş]; evim bomboş.... Bu Çark'ı [:Yeryüzü’rıü] doldurmaları için Oğulları’nı gönder. Yedi Oğlun'u, Bilgelik Raisbi'ne gön­ derdin. O, Sen’i, Kendisi'ne yedi kez daha yakın görür; Sen’i, yedi kez daha fazla hisseder. Hizmetkârlarını, [ya­ ni] küçük çemberleri, Işığen’ı ve Isın'ı almaktan, Yüce İh-san’ı [da], geçişi sırasında durmaktan menettin. Artık, aynısını, hizmetkârına [da] gönder.»

3 — «Parlayan Yüzlü Rab» dedi ki, «İşin başladığı za­ man, sana bir ateş göndereceğim. Sesini öteki Lokaiar'a yükselt; Oğulları için Baban'a, [yani] Lotüs Rabbi'ne [:Kumuda Pati'ye] müracaat et.... Halkın, AtaSar'ın [:Pitri-31

(18)

pati'nin] yönetimi altında olacaktır. Beşerlerin, ölümlüler olacaktır. Ölümsüz olanlar, Bilgelik Rabbi'nin

[:Buddha'-nın: Merkür’ün] İnsanlan'dır, yoksa Soma'nın [:Ay’m]

Oğulları değil. Şikâyetlerini kes. Yedi Kabuğun henüz üze­ rinde.... Sen, hazır değilsin. Beşerlerin hazır değiller.»

4 — Ve büyük doğum sancılarından sonra O [:Yeryü­

zü ], eski üç [Kabuğu'nu] attı ve yeni Yedi Kabuğu’nu gi­

yindi ve Birinci [Kabuğu] içinde bulundu.

2. Bölüm: DZYAN KITA-Ü

5 — Çark [.-Yeryüzü], 300 milyon yıl boyunca döndü. Rupalar [:Formlar] inşa etti. Yumuşak taşlar, ki sertleş­ tiler [:mineraller]; sert bitkiler, ki yumuşadılar [:bitki ör­

tüsü]. Görünmezden, görünenler, böcekler ve küçük ya­

şamlar [inşa etti]. O [: Yeryüzü], onlar'ı, analarını istilâ ettikleri vakit, üzerinden silkeledi....300 milyon yıl'dan son­

ra, döndü. Sırt üstü yattı; yan [yattı].... Hiçbir Gökoğlu'nu çağırmıyor, hiçbir Bilgelik Oğlu'na danışmıyordu. Kendi bağrından yarattı. Dehşetli ve kötü Su-Beşerleri geliştirdi. 6 — O'nun [:Yeryüzü'nün] kendisi, dehşetli ve kötü Su-Beşerleri’ni, başkalarının kalıntılarından [.-mineral,

bitki ve hayvan kalıntılarından] yarattı, Onlar'ı, Birinci,

İkinci ve Üçüncü [Devreler’in] cüruf ve balçığından mey­ dana getirdi. Dhyaniler, geldiler ve baktılar — Dhyaniler, parlak Baba-Anne'den, Beyaz [:Güneş’e ve Ay’a ait] böl­ gelerden geldiler, Ölümsüz-Ölümlüler'in Mekânları'ndan

[geldiler],

7 — [Dhyaniler] hoşnut kalmamışlardı. Bizim etimiz

orada değil [.dediler]. Beşinci [Devre'deki] Kardeşleri­

miz için uygun bir rupa [.-form] değil. Yaşamlar için hiç

mesken [yok]. Onlar, bulanık değil de temiz sular içme-iidirler. Onları [:suları] kurutalım [.dediler].

8 — Alevler geldi. Kıvılcımlarla birlikte Ateşler; Gece

Ateşleri ve Gündüz Ateşleri [geldi], Bulanık [olan] ka­ 32

ranlık suları kuruttular. Sıcaklıklarıyla, onları bastırdılar. Yüksek [seviyeden] Lha’lar [:Ruhlar] ile aşağı [seviye­

den] Lhamayin, geldiler. İki ve Dört yüzlü olan Formlar'ı

öldürdüler. Keçi-Beşerler ve Köpek Kafalı Beşerler ve Ba­

lık Bedenli Beşerler ile çarpıştılar.

9 — Su Ana, [yani] Büyük Deniz ağladı. Yükselerek,

kendisini doğurmuş olan, kendisini kaldırmış olan Ay'da

kayboldu.

10 — Onlar [:Rupalar: Formlar] ortadan kaldırıldığın­

da (2S), Dünya Ana çıplak kaldı. Kurutulmayı istedi.

2. Bölüm: DZYAN KITA - ili

11 — RabEer’in Rabbi geldi. Bedeni’nden, suları ayır­ dı ve bu, yukarıdaki Gök, Birinci Gök [:atmosfer ya da

gök kubbe] idi.

12 — Yüce Chohanlar [:Rabler], Ay Rableri'nl, şef­

faf bedenli [Rabler’i] çağırdı. [Onlar’a denildi ki:]

«Be-şer'sr, sizin tabiatınızda [olan] beşerler meydana getirin.

Onlara [:Monadlar’a: Jivalar’a ], içten formlarını verin. O

[:Dünya Ana ya da Tabiat], dıştan örtüler [:dış bedenler]

İnşa edecektir. [Çünkü,] onlar, erkek - dişi olacaklardır.

Ayrıca, Alev Rcbleri de ...

13 — Onlar [:Ay Tanrıları], her biri, kendi payına dü­

şen toprağa gittiler: Yedi [Ay Tanrısı], her biri, kendi ara­

zisinde. Alev Raıbleri geride kaldılar. Onlar, gitmeyecek, Yaratmayacaklardı.

2. Bölüm: DZYAN KITA - IV

14 — Yedi Ana-Varlık, [yani] «İrade [ya da Zihin]

Doğumlu» Rabîer, Yoşam-Veren [Fohat’ın] Ruhu tarafın­

dan sevkedilerek, her biri kendi Bölgesi’nde olmak üzere,

kendilerinden beşerleri ayırırlar.

15 — Geleceğin Beşeri'nin [ya da Amanasalar’ın] Yedi kere Yedi Gölgesi [:Chhayalar], her biri kendi [ten] 33

Referensi

Dokumen terkait

Moralitas dalam berpolitik atau singkatnya moral politik merupakan pembahasan yang sudah ada sejak lama bahkan sejak zaman “Plato” 10 yang mengatakan pemimpin

Metode pembersihan dengan perendaman dalam bahan pembersih kimia mengandung antiseptik atau desinfektan dengan lama perendaman 10-20 menit akan membantu membersihkan

Digunakan untuk membiayai kegiatan yang merupakan inisiatif dan kewenangan Daerah berdasarkan peraturan perundang-undangan; Daerah dilarang melakukan pinjaman langsung kepada pihak

dipidana dengan pidana penjara paling singkat 3 (tiga) tahun dan paling lama 10 (sepuluh) tahun dan denda paling sedikit Rp3.000.000.000,00 (tiga miliar rupiah) dan paling

b) Konveksiyon (Vücut yüzeyindeki hava hareketi ile): Konveksiyonla olan ýsý kaybý hava hareketinin hýzýna baðlý olarak arttýðý için doðada rastlanan hipotermi olgularýnýn

Menkeu menyampaikan hasil evaluasi Raperda PDRD kepada Mendagri paling lama 10 hari sejak raperda diterima Gubernur melakukan sinkronisasi dan menyampaikan hasil evaluasi

Cantumkan Mata Pembayaran Jenis Pekerjaan selain yang sudah diuraikan dalam Mata Pembayaran Pekerjaan Utama jika terdapat lebih dari satu jenis pekerjaan.. Semua jenis

Tahapan penelitian digambarkan pada kerangka penelitian berikut : Latar Belakang Perusahaan yang sudah lama tidak memperhatikan Line Efisiensi pada proses produksi Indetifikasi