• Tidak ada hasil yang ditemukan

Hayrettin Dural Eksiksiz Sozluk Tam Bitmiş Hali 17_temmiz_2011 (1)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Membagikan "Hayrettin Dural Eksiksiz Sozluk Tam Bitmiş Hali 17_temmiz_2011 (1)"

Copied!
417
0
0

Teks penuh

(1)

i

(2)
(3)

iii ……….………

Esperanto

Türkçe

Sözlük

HAYRETTİN DURAL

(4)

……….………

ESPERANTO NEDİR?

Esperanto yapay bir dil’dir. Yüzyıllar içinde kendiliğinden oluşmuş Doğal dillerden farklı olarak Esperanto tamamen önceden tasarlanarak, kuralları oluşturularak, uluslararası iletişimi kolaylaştırmak amacıyla bilinçli olarak yaratılmıştır.

Esperanto hiçbir topluma, millete, ulusa ait değildir, o gerçekten uluslararasıdır,

Esperantonun ulusal dillere üstünlüğü de buradan kaynaklanmaktadır, o hiçbir toplumun, tmilletin, kültürün sahip çıkamayacağı, kendi tekeline alamayacağı, üzerinde herhangibir hak iddia edemediği yapay bir dildir, o hiç bir toplumun, hiçbir kültürün damgasını taşımaz ve öğrenmesi de son derece kolaydır.

Bu yüzden de ortak dünya dili olmaya uygun olan tek dildir.

Bu gün dünyada bu dili bilen ve kullanan büyük bir esperantist topluluk vardır ve esperanto zengin bir kitaplığa sahiptir, esperanto literatürü her geçen gün daha da zenginleşmektedir.

Gelecekte esperanto, insanlar arasındaki iletişim engelini yıkarak dünyanın resmi tek ortak dili olacaktır.

ESPERANTO YAPAY BİR DÜNYA DİLİ’ DİR.

Esperanto’nun yaratıcısı Polonyalı Yahudi bilim adamı, doktor Ludoviko Lazaro ZAMENHOF’ tur. Leh, Rus, Alman ve Yahudilerden oluşan, birbirine zıt dört çeşit halkın bir arada yaşadığı Polonya’nın Bielostok şehrinde 15 Aralık 1859’da doğmuştur. Yerel dillerle birlikte Fransızca, İngilizce, Latince, Yunanca vs. toplam on kadar dil öğrenmiş olmasına rağmen, bunların yetersizliğini ve bütün insanlar için müşterek tek ve basit bir dil gerektiğini anlayarak, genç yaşta bu konuda çalışmaya başlamıştır. Zamenhof, bir taraftan mesleği olan göz doktorluğunu yaparken, bir taraftan da Yeni Dil çalışmalarını yürütmüştür. Uzun uğraşlardan sonra 1878 yılında bir broşürle Esperanto dilini ilan etmişse de, ilk ders kitabını 1887’de yayınlayabilmiştir. Başlangıçta imzasını “Ümit eden doktor” “D-ro Esperanto” olarak attığından, sonradan bu yapma dile ESPERANTO adı takılmıştır. Esperanto’nun sembolü yeşil yıldızdır.

(5)

v ……….………

KISALTMALAR

anat. anatomi argo argo ask askeri astr astronomi bağ bağlaç biy biyoloji bot botanik coğ coğrafya

den denizcilik, gemicilik db dilbilim ecz eczacılık ed edebiyat ekon ekonomi f. fiil fiz fizik fizy fizyoloji fel felsefe geom geometri hlk halkağzı gr gramer gs güzel sanatlar gsz geçişsiz huk hukuk jeo jeoloji kim kimya lat latince man mantık mat matematik mec mecazi mete meteoroloji mim mimarlık mit mitoloji müz müzik opt optik fiz fizik fon fonetik pol politika

ruhb ruhbilim, psikoloji sf sıfat sp spor tar tarih tek teknik teks tekstil tiy tiyatro topb toplumbilim ünl ünlem vet veteriner z zamir zf zarf zm zamir

zool. zooloji, hayvan bilimi

……….……….… iii

(6)
(7)

1

……….………

Aa

a, a esperanto’nun ilk harfi, sesli harf, okunuşu a ampero, aro, büyük a anglo lingvo, argono kısaltması, müzikte la sembolü, a: sıfat; ortaç ve sıra sayısı son eki, temel son ek, a- avorto a-lı kelime, adjektivo, a- bombo atom bombası,

amanta seven (ortaç, particip) amata sevilen, a.k antaŭ kristo milattan önce

aarono (kim) aoron elementi

abadono: incil ve tevrat'ta sözü edilen yıkım, yıkılış günü

abaĵuro: abajur, gece lambası abako (i) boncuklu hesap cetveli. abaktio: sığır hırsızlığı

abampere: 10 amperlik elektrik akımı abandoni (f) terk etmek, mevzii bırakmak abandonito terkedilmiş kişi

abasido abbasi

abata (i) keşiş, abatina keşişliğe ait, abatejo, abatinejo manastır, abatino başrahibe, abateco manastırlık, abatlando keşişlik, abato keşiş

abatiso (ask) ağaç veya ağaç kütüklerinden yapılan barikat

abazio (tıp) yürüme güçlüğü, abazia yürüme güçlüğü çeken

abceso (tıp) apse

abdiki (f) çekilmek, vazgeçmek, abdiko feragat, abdikinto tahtı bırakmış, istifa etmiş. abdomeno (anat) karın, abdomena karınla

ilgili, karına ait

abdukcio bir hareketten, bir uzvu vücuttan uzaklaştırmak, abdukcia uzaklaştırıcı (çeken kas), bir bölgeyi median hattan uzaklaştıran kas kütlesi

abelo (zoo) arı, bal arısı, abela arılara ait, abelaro arı sürüsü,abelbredado: arıcı abelejo kovanlık, abeleto arıcık, abelino dişi arı, abelisto arıcı, abelĉelaro arı kovanı, abeldomo arı kovanlarının konulduğu alan, abelokorbo, abelujo kovan, sepet şeklinde kovan, abelokulturo, bal üretme, yetiştirme, abelmanĝulo arı yiyen, abeloreĝino kraliçe arı, abelosvarmo oğul, arı sürüsü, abelakesto bal kasası, virabelo erkek arı, abelovakso balmumu

aberacii: sapma

aberacio (op) ışığın kırılması, astronomide sabit yıldızların hareketi

abĥazio abhazya abĥazo abhazyalı abio (bot) köknar

abifrukto (bot) çam kozalağı, kozalak

abiseno (i) habeş

abisenujo (coğ) habeşistan (etopya)

abismo (i) uçurum, girdap, derin yarık, dar boğaz

abituriento üniversite mezunu, mezun olmak abĵuri (f) inkar etmek, vazgeçmek, dinden

çıkmak, bir düşünceyi, inancı terketmek abĵuro (f) bir düşünceyi terk etmek

ablacio (tıp) vücudun bir organ, tümör vs. cerrahi yöntemle alınması işlemi

ablativo (gr) – den hali, abnegacii kendinden vazgeçmek

abnegacio kendinden fedakarlık, kendinden veya dünyadan vazgeçme, kendini inkar abnorma (sf) anormal

abnormaĵo anormallik abnormeco anormallik aboco alfabe, abc abocolibro (i) alfabe kitabı

aboli (f) bozmak, kaldırmak, iptal etmek, lağvetmek

abolicii (f) bozmak, lağvetmek

aboliciisto (i) herhangi bir şeyin kaldırılmasından yana olan, köleliğin kaldırılmasından yana olan

abomena (sf) iğrenç, korkunç, tiksinç

abomeni (f) iğrenmek, tiksinmek, nefret etmek, abomena iğrenç, menfur, tiksinç, abomenaĵo tiksinti, nefret, abomene tiksindirici, abomenigi tiksinmek, nefret etmek, iğrenmek, abomeninda tiksinç, iğrenç, korkunç, abomeninda korkunç, iğrenç, abomenindaĵo tiksinti, dehşet

aboni abone olmak, abone yazılmak, abona abonelik, abonanto abone olan, abonilo abonelik formu, abono abone olmak, üye olmak, abon pago: abonelik ücreti

aborigena bir ülkenin asıl yerlisi, aborjinler için kullanılır

aborigeno aborjin

abortaĵo: ölü doğum veya düşük

aborti (tıp) çocuk düşürmek, kürtaj, abortigi çoçuk düşürtmek, abortulo düşük, başaramamak, meyva yetiştirememek, abortigilo kürtaj metodu, abortigisto kürtajcı, abortigo kürtaj, aborto düşük yapmak

abrazia (fiz) aşınma, sürtünme, bir yüzeyin sıyrılması, abrazio sürtünme, aşınma abraziiĝi (f) razı olmak, teslim olmak, göçmek,

çökmek, pes etmek abreviacio kısaltma

abrikoto (bot) kayısı, abrikota kayısıya dair,

(8)

……….………

abrikotarbo kayısı ağacı, abrikotujo kayısı ağacı

abrogi (f) iptal etmek, abrogacii (f) iptal etmek, abrogacio (i) iptal, fesh, lağv etme

abrotano (bot) adını artemis'ten alan bir bitki türü

abrupta (sf) ani, birdenbire, kaba, sert, yalçın, abruptaĵo ani olan şey, kaba olan şey, abrupte: kabaca, aniden

absceso (tıp) abse, çıban, çıban çıkarmak trapiki la absceson çıbanı deşmek, yarmak absintaĵo: apsent

absinto (bot) pelin (ağaç), acı, keder, kokulu bir bitki, bir tür brandi, içki.

absoluta mutlak, kesin, salt, hakiki, koşulsuz, absolutismo mutlakiyet yönetimi, absolutista mutlakiyetçi, absoluta adreso tam adres, absolvi (f) bağışlamak, absolvo sorumsuz

görme (suçsuz), günah bağışlama, beraat, temize çıkma, apsolvopreĝo kilisede bir tür dua.

absorba tüm dikkatini vermek

absorbi (f) (tute okupi la atenton) emmek yutmak, absorbo kendini verme, absorba emici, soğutucu, absorbeco absorptivite, absorbiĝi içine dalmak, batmak, absorbiĝo dalma, batma, absorbopovo kendini verme gücü, absorbospektro kendini verme görünüşü.

abstemio (i) zevk verici şeylerden kaçınma abstini (f) çekinmek, sakınmak (sigara,

alkolden), abstino perhiz, imsak, abstina kanaatkar, mutedil, abstinemo itidal, isteklerinde ılımlı, abstinulo alkol karşıtı, yeşilaycı kişi, abstinenco çekinmek abstrakta (sf) soyut, güç anlaşılır, dalgın,

abstrakte soyut olarak, abstrakto soyut, abstrakti soyutlamak, abstraktado soyutlama, abstraktaĵo soyut bir şey, abstrakteco soyutluk, soyut karakter, abstraktigi soyut yapmak, abstraktismo soyutlamacılık

absurda (sf) saçma, abes, anlamsız, mantıksız, absurde anlamsızca, absurdaĵo saçma bir şey, absurdeco saçmalık, manasızlık, abudabio (coğ) abudabi

abulio (tıp) (= sen/voleco) irade eksikliği, nörolojik bir hastalık türü

abunda (sf) bol, yeterinden fazla, bereketli, -e bolca, abundo bolluk, paroli ella abundo de la koro: kalbini boşaltmak, içini boşaltma, la abundo bereket tanrıçası, abundi bol olmak, yağmak, abundeco bollukta yüzmek, abundeco bolluk, abundokorno mitolojide bereket sembolü boynuz, mal abunda kıt, nadir, yetersiz, mal abundeco kıtlık, super abunda çok bol, super abundo aşırı bolluk,

zenginlik, super abundi çok bol olmak, abutilo (bot) güzel hatmi çiçeği (ebegümecigillerden)

abutmento (i) kemer, köprü ayağı, abutmenti payanda vurmak.

ac - (gr) (son ek) bitki adı sonuna takılarak, o türün ailesinin adı yapılır: acero-oj akçaağaç akçaağaçgiller, rozo-oj gül, gülgiller, lilio, lilioj zambak, zambakgiller.

acefala: (zoo) başsız

acefaloj (zoo) başsızlar (hayvan) acera (bot) akçaağaç

acerba (kim) aserbik asit, ekşi

acero (bot) akçaağaç, çınar, aceracoj akçaağaçgiller, acerosiropo, acerosukero akçağaç şekeri, şurubu

aceto sirke asiti (= vinagro), acetato asetat, acetaĵo asitli madde, acetigo sirkeleşme, acetometro asit, sirke ölçer.

acetilo (kim) asetil acetileno (kim) asetilen. acetono (kim) aseton

acida (havanta vinagran guston) ekşi, acida ĉerizo vişne, acide terslikle, acido ekşi şey, acidaĵo asit, cibre suyu, kötü şarap, acideco ekşilik, acidemo ekşimeye başlamış, acideta ekşimsi, acidi ekşimek, acidigi az ekşitmek, acidetiĝi ekşimek, -acidigi ekşit, acidiĝo asitlik (ph) derecesi, ekşimek, acido asit, acidoigi asitleştirmek, acidgrado asitlik derecesi, acidnombro asit değeri, acidoigo asitleştirme, acidometro asitölçer, acidrostaĵo alman usulü biftek,

acino (tıp) asinöz (salkım şeklinde organ) activa aktiv

activo aktiv, değer, varlık acipensero (zoo) mersin balığı

aciso (mit) mitolojide asis nehrinin ruhu ve asis isimli karakter

acoroj (coğ) azor adaları

-aĉ (db) ccaşağılama horlama belirten ek, -aĉa adi, bayağı, aĉe sefil, acınacak halde, çirkin, aĉo adi şey, aĉi kötü, berbat

-aĉ eklendiği sıfata olumsuz etki yapar: babilado konuşmak – babiliaĉo dedikodu

yapmak

ĉevalo at - ĉevalaĉo sütçü beygiri domo ev - domaĉo virane, ahır, melono kavun -melonaĉo kelek, mola yumuşak - molaĉa vıcık vıcık plori ağlamak - ploraĉi yalandan ağlamak, ridi gülmek - ridaĉi kıkır kıkır gülmek rigardi bakmak -rigardaĉi ağzı açık kalmak skribaĵo yazı -skribaĉi okunaksız yazı, virino kadın -virinaĉo acuze, kocakarı gazeto gazete- gazetaĉo paçavra homo adam - homoaĉo adam müsvettesi,

(9)

3

……….………

ĵaro yıl - aĉaĵaro berbat yıl odoro koku – aĉodoro kötü koku ulo kişi – aĉulo berbat, kötü kişi aĉaĵo tiksinç şey

aĉakatura buruşturulmuş kağıt, kısa not aĉeti satın almak, aĉetaĵo satın almak, aĉeto

satın alma, aĉeta satın almayla ilgili, aĉetado alışveriş, aĉeanto alıcı, aĉetantino kadın alıcı,

aĉetĉareto market arabası, aĉetebla satın alınabilir, satılık, çıkarcı, aĉetejo dükkan, aĉetema satın alma meraklısı, aĉetsumo bedel, satın alma bedeli, aĉeti aŭkcie müzayededen satın almak, aĉetinto satın almış elinde bulunduran, aĉetanta regiono pazar bölgesi, aĉetista alıcı, aĉetatesto alım bordrosu, aĉetkontrakto satış sözleşmesi, tapu senedi, aĉetpovo satın alma gücü, aĉettaŝo alışveriş çantası, aĉetprezo alış fiyatı, aĉetumi alışverişe gitmek, aĉetpropono satış teklifi, aĉetvaloro ticari değer, aĉetvoje alışveriş yoluyla, antaŭ aĉeti = akapari itstifçilik yapmak, el aĉetado fidye ile kurtarma, el aĉeta mono fidye, bedel, kurtarmalık, el aĉeti geri alma, iade, el aĉetinto kurtarıcı (hz. isa), re aĉeti yeniden satın almak, reaĉeto parasını iade etme, subaĉeti parayla kandırmak, subaĉeto baştan çıkartma, rüşvet, subaĉetebla paralı, ücretli, subaĉeti rüşvet, yolsuzluk

aĉi berbat, kötü, çürük

-ad (db) genel sonek, uzun süren, üst üste tekrarlanan veya alışkanlık haline gelmiş genel eylemleri fillerin çekiminde mazi hikayesini oluşturur, maddi şey adlarından yapılan basit bir işi belirler: krono-ado taç, diş kaplama, taç giyme töreni, ada devamlı, sürekli, ade devamlı olarak, ado devam, adi devam etmek, dormi-adi uyumak uyuklamak, falas-adas düşüyor yuvarlanıyor, fumo-ado duman sigara içmek, martelo-ado çekiç çekiçle vurmak, guto-ado damla sürekli damlamak, pafas ado atış yaylım ateşi, paroli-ado konuşmak nutuk, promeni-ado gezmek gezinti, saltas-adas düşüyor ip atlıyor, viziti-ado ziyaret sık sık ziyaret etmek.

la kantado estas agrabla okupo: şarkı söylemek güzel uğraştır

-li ĉiam diradis al mi la veron o: her zaman bana gerçeği söylüyordu

mi saltadis la tutan tagon de loko al loko: bütün gün oradan araya sıçrıyordum adaĝe (müz) yavaş, ağır ağır

adaĝo (müz) yavaş, ağır ağır. adamantino mine

adamo: adem (ilk insan, peygamber)

adamo adem, adampomo gırtlaktaki çıkıntı, adem elması.

adamtero: aşı boyası

adaptado adapte etmek, uyarlamak

adapti (f) (alĝustigi, aŭ konformigi ion al io) uyarlamak, adapto tanzim, adaptiĝi uymak, adaptilo adaptör, adaptebla uyarlanabilir, adaptema uymak, taklit, rol yapmayı seven, adapti uyarlamak, adaptigo, uyarlama, adapti por orkestra orkestraya uyarlamak, adaptiĝemo uyarlanabilirlik, adaptiĝi kendini bir şeye adapte etmek, neadaptebla uydurulamaz, neadaptito uymamış. adasismo (db) son ek kafiyesi, zayıf kafiye. ade akademio de esperanto esperanto

akademisi ade sürekli olarak

adekvata muadil, yeterli, uygun, mutabık, uygun, tam, adekvateco uygunluk, neadekvata uygun olmayan.

adena (coğ) aden adena gzolfo: aden körfezi

adeno (teknik kelime elemanı) = glando beze, ur, adenito beze yangısı, iltihabı, adenoida bezemsi, -oidajvegetajoj boğaz etleri, -omo beze uru.

adepto (partiano, sektano, lertulo en iu fako) yandaş, yoldaş, mensup, taraftar, bir doktrin mensubu, -igi taraftar kazanmak.

adheri yapıştırmak, - o yapışık olmak, uygun gelmek, -a yapışıcı, -aĵo yapışıklık, -emo bağlılık gücü

adi: devam etmek,

adiabata ısıyı iletmeyen, -eco ısı iletmezlik. adianto (bot) baldırıkara (bitki).

adiadŭ (ünlem) (salut vorto antaŭ foriro) hoşça kal, elveda, güle güle, -a veda, -i vedalaşmak, -oj vedalaşmalar, letero de adiaŭ

: veda mektubu.

adicii toplamak, katmak, -o toplama – ilo hesap makinesi, -a signo = plus artı işareti. adipa iç yağımsı, hayvan yağına benzer. adipoĉelo: yağ hücresi

adipozo: yağ dokusu

adjekto zarf tümleci, -a durum ve şartlara bağlı. adjektivo (sıfat) (vorto esprimanta kvaliton.

adjektivoj finiĝas per la litero “a”) bela libro: güzel kitap, bonaj knaboj: iyi çocuklar, lama viro: topal adam, surda virino: sağır kadın, montru al li vian novan: yeni elbisenizi ona gösterin;

adjunkto yardımcı, muavin, - o de direktoro müdür yardımcısı.

adjutanto (konstanta akompananto de superulo) emir subayı, yaver, -aro ordu evi.

(10)

……….………

administri (konduki privatojn aŭ publikajn aferojn) yönetmek, idare etmek, -a yönetime ilişkin, -ado yönetim, çekip çevirme, -anto yönetici, - antaro yönetim kurulu, -ejo merkez yönetim yeri, -ofako yönetim bölgesi, -ojara her yıl yapılan alıştırma askerlik eğitimi, - isto: yönetici

administracio yönetim ve nezaret. administratoro: yönetici

admiradihayran olmak, -admiro hayranlık, -a hayranlık anlatan, şaşılacak, -anto şaşkın, hayran, -egi çok hayrette bırakan, -inda şaşılacak

admiralo amiral, -eco amirallık, -edzino amiral eşi, -ejo amirallik konutu, -flago amirallik forsu, -sipo amiral gemisi, sub-o 2.amiral, vic-o tüm amiral.

admiralitato = admiral/ejo amirallik.

admitanco 1) içeriye kabul, giriş izni, 2) (elektrik) karşılıklı özdirenç,

admoni teşvik etmek, uyarmak, nasihat vermek, azarlamak, öğüt vermek, -o teşvik, öğüt -a ihtara ilişkin, -akiri kazanmak, elde etmek, hak etmek, -inklinigi ısrarlı istemek, kışkırtmak, yalvarmak, lütuf istemek, -pafo uyarma, ihtar atışı (gemi), de-i düşüncesinden caymak, re-o denteronome

adobo kerpiç

adoleska ergen, reşit, i yetişmek, rüşte ermek, -anto reşit, yetişkin, -eco yeni yetmelik, ergenlik.

adolta büluğa ermiş, -eco ergenlik yaşı, -ulo ergin kişi.

adolto: yetişkin, ergin

adonido avcı otu. (düğünçiçeğigillerden) ingilizce sülüngözü anlamında sarı renkli bir çiçek.

adono: (mit) adonis, afrodit'in aşık olduğu tanrı. adopti (alpreni ies infanon kiel sian propran) evlat edinmek, benimsemek, -o evlat edinme, -a evlatlık, -into evlatlık almış baba, -ita evlat edinilmiş- ito evlat edinilmiş oğul aboptulo evlatlık

adori (respektegi) saygı duymak, hayranlık duymak, - o tapınmak, - ado hayranlık, –anto hayran, –ejo tapınma yeri, –inda hayranlık duyulan, adorkliniĝi: hayranlıkla başını öne eğmek, secdeye varmak

adrenalino adrenalin

adreso adres, -ado gönderilen, -anto gönderen, yazan, -aro = -libro rehber, adres defteri, telefon rehberi, -i mektup göndermek,-ato alıcı, adres sahibi, -ulo alıcı, -aparato alıcı aracı, ahize, re-i geri gönderen

adresŝanĝo adres değişikliği adria: adriatik

adriatiko maro: adriyatik denizi.

adsorbi: yüzeye çekmek,

adstringa aserbik asit, - astringantaĵo buruk. sub la-o birinin çatısı altında, -i dokuları

sıkmak, -ado müzmin peklik, kabızlık, -eco peklik, -agusto çok ekşi, astringi kurutmak adukcio 1) sebep ileri sürme 2) kol ve

bacakların medyan hatta yaklaşması adulacio yaltaklık, dalkavukluk adulario aytaşı.

adulti evliliğe ihanet, zina, -o zina, - anto, zina yapan, -ulo zina yapan kişi,

-ulino zina yapan kadın.

advento hz. isa’nın doğumundan dört hafta önceki bayram, büyük perhiz.

adventiva dıştan gelen.

adverbo zarf (gramer) fiilin eylemin niteliği yer, zaman ve tarzını belirten temel son ek e’ dir-a zarfa ait, -e zarf olarak, -igi zarfca, eylemin nasıl yapıldığını belirtecek esas zarf sözcüğü yoksa uygun kelim-sıfatlara (-e) eklenerek zarf yapılır.

adiaŭ hoşça kal, güle güle, –afrankite bedava, parasız olarak, ajn her ne olursa olsun, aliloke başka yerde, alivorte başka deyişle, almenau bar, ambaŭ ikisi, ankau hem de, ankoraŭ daha, antau önde, apante ayrıca, apenaŭ ancak, baldaŭ hemen, bis! bir daha! ĉi yakın, ĉial herhalde,ĉiam her vakit, ĉie her yerde, ĉiel her türlü,ĉies herkesin, ĉiom her miktar, ĉirkau aşağı yukarı, etrafında, ĉiufoje her sefer, ĉiujare her sene, ĉiutage her gün, ĉu? mı? mu?, dekstre sağda, denove yeniden, due ikinci olarak, dum esnada,...iken, dume bununla beraber, eble belki, ec hatta, bile, efektive gerçekten, geçerli, ekstere dışta, entute genellikle, facile kolayca, fine son olarak, for öteye, ĝuste doğruca, hierau dün, ial bir sebepten, iam bir vakit, ie bir yerde, iel bir şekilde, ies birinin, intence etkilice, iom biraz, ja yoksa, zira, jam şimdiden, jen işte, jes evet, olur, peki, jus hemen, aniden, kial,kiam ne zaman? kie nerede? kontraue aksine, kredeble muhtemel, inanılabilir, kune birlikte, kvazaŭ sanki, gibi, laute yüksek sesle, levte beceriyle, longe uzunlamasına, male aksine, malpli daha az, matence sabahleyin, mem kendi, yarın, multe çokca, bol olarak, ne değil, nek ne de, nenial hiçbir nedenle, neniau hiçbir, bizzat, morgaŭ yarın, nenie hiçbir yerde, neniel hiçbir şekilde, nenies hiç kimsenin, nepre muhakkak, kesin olarak, nun şimdi, nune nur yalnız, parkere ezbere, pasi tutkuyla, pere yoluyla, aracılığıyla, persone şahsen, piedire yayan, plej en, pleje en çok, plezure hoşnutlukla, zevkle, pli daha, plie artarak, plu…den çok, plue yine, daha, poste

(11)

5

……….………

sonradan, precipe başlıca, prefere tercihen, öncelikle, preskaŭ takriben, proksime yakından, proksimume tahminen, ortalama olarak, aşağı yukarı, prunte ödünç olarak, rave gönülden, rekte doğruca, returne tersine, reve hayalen, samtempe aynı zamanda, sevke yaklaşık, sencele gelişigüzel, skribe yazılı, sovaĝe vahşetle, speciale özellikle, sube altında, sufiĉe yeterince, supre yukarda, surprize şaşkınlıkla, ŝajne görünüşte, tial o sebeple, tiamaniere a vechile, tie orada, tiel öylece, ties onun, tiom o kadar, trae arasında olarak, tre pek, gayet, treege pek çok,fevkalade,troe ifratlı, tuj derhal, hemen, tute tamamen, vole isteyerek, volonte gönüllü, varme ılık, ılık şekilde. ili dancas bele: güzel dans ediyorlar, li skribas bone: iyi yazıyor, la viro naĝas fiŝe: adam balık gibi yüzüyor, la knabo grimpas kate: çocuk kedi gibi tırmanıyor, ŝi sidas kviete: bayan sessizce oturuyor, la viro iras lame: adam topallayarak yürüyor, li ludas lerte: o beceriyle keman çalıyor, la kelonio rempas malropide: kaplumbağa yavaş sürünüyor, la luno lumas nokte: ay geceleyin aydınlatır, la leporo kuras rapide: tavşan hızlı koşar, la viro kuşas rigide: adam kaskatı yatıyor, la suno lunas tage: güneş gündüzün aydınlatır. adverbialo=adjekto

advokato: avukat, vekili, i avukatlık yapmak, -aĉo kötü, ahlaksız avukat, yoktan kavga çıkaran, -aro baro, -eco avukatlık, -ejo avukat bürosu, -ino kadın avukat.

adzo: keser

aero: hava, -a havalı, havaya dair, bulanık, kuruntulu, havai-e havada, hava yoluyla posta (uçak postası), -i lastik şişirmek, -ado şişirmek, eto soluk, üfleme, meltem, esinti, -umi havalandırmak, -umilo havalandırma deliği, -umado vasistas, havalandırma penceresi, -armeo hava kuvvetleri, -atako hava saldırısı, aerbazo hava üssü, -blovo hava akımı, cereyan, defendo hava savunması, detruigo toz haline gelmek, -disiĝi havada dağılmak, yok olmak, - fendo hava boşluğu, -floto uçak filosu, -fluo hava akımı (coğrafya), -forma havamsı, -framo hücre (hava), gramo hava mekubu (zarflı), -haveno hava alanı, -hejtado hava ısıtmalı yakıtı-kavo h. deliği-klapo hava kazan kapağı-kolono oto lastiği hava verici-kuseno h.yastığı-letero uçak mektubu-linio hava yolu-malsano uçak tutması-manka havasız, boğucu, -omara deniz havacılığı, -ometro hava ölçer, başınç ometrio yoğunlukölçer, -ministrejo havacılık bakanlığı, -ondo hava dalgası, -pafilo havalı tüfek, - t uçak korsanı,

-poŝto uçak postası, premo hava basıncı, -pumpiko hava pompası (bisiklet), - rezisto hava direnci,-ŝarĝo uçak navlunu, - ŝipo= aerostato zeplin, - stevardino hostes, ŝtono=aerolita, ŝvebilo = glisilo planör, -otimo hava korkusu, uçuş korkusu, -tiro hava çekimi (baca), -truo havalandırma deliği (uçakta), -tubo tekerlek, hava lastiği, -veturado uçak yolculuğu, -veturanto balon güdümcüsü, yolcusu, -veturilo güdümlü balon, hava taşıtı veziketo hava kabarcığı, -vojo hava yolları, -en-o havada, sen-a = vakua boşluk, havasız.

aerobatiko hava akrobasisi.

-aerobia havalı yerde üreyen mikrop, ne-a havasız yerde yetişebilen.

aerodinamiko hava etkileri bilimi. aerohaveno havaalanı.

aerofagio (tıp) hava yutma. aerolito göktaşı, meteor

aerometro hava ölçer, -aeronanto balon yöneten kaptan, -iko astronot, kozmonot. aeroplano uçak, -aerosolo uçuş kulesi. aerostato balon, -ado balonculuk, -iko balona

ait, -isto balon personeli; ŝnura-o balonculuğu inceleyen bilim

aeronaŭto astronot, havacı aerpafilo: havalı tüfek

afabla sevimli, nazik, kibar, -aĵo nezaket, -ajoj hizmet, -e nazikçe, -eco sevimlilik, -aspekta çekici, sokulgan, mal-a sevimsiz, suratsız, mal-eco hırçınlık, huysuzluk, afablega çok sevimli

afanipteroj: pireler dahil böcek grubu afazio söz yitimi, -a bazı kelimeleri, sözcükleri

bildiği halde aklına getirememe hastalığı. afekcii duygulanmak, etkilenmek, -o sevgi,

duygulanma, etkileme, -a duygulandırıcı, dokunaklı, içli, eco duygulanma yetisi. afekti gösteriş taslamak, özenmek, -o yapmacık,

gösteriş, özenti, -a yapmacıklı, -ajoj yapmacıklar, naz, üslup -emo yapmacık huyu, özenti-ulo gösterişçi -ulino kibarlık hastası kadın, -u! delilik yapma! sen-a düzensiz hilesiz, sen-eco basitlik, sadelik.

afektita şişmiş

afelio bir gezegenin merkezi yıldıza en uzak noktası

afero iş, mesele, sorun, - eca, -ema işe benzeyen, isto iş adamı, direktero müdür, -maniera soğuk, umursamazca, -plena bayağı, olumlu, işi çok veya öyle görünen, -sarĝito işgüzar, -vojaĝo iş seyahati, - eto önemsiz mesele, am-o ilanı aşk, cef-o esas iş, estas konata-o: bu eski bir hikayedir. komenco-o ticari iş, la-aj ticari işler,

(12)

……….………

afgano afganlı, -io, -lando, -ujo afganistan. afidavito: yeminli beyan

afıda çiçek biti

afıkso ek, takı (sözcük köklerinin başına) veya sonuna eklenen kelimecik, z eklemek bovo – aĵo: sığır - sığır eti, fajfas ek-as: düdük

çalıyor, düdük çalmaya başlıyor, lefas re-as okuyor, tekrar okuyor.

afina evlilik yoluyla akraba, dünür olan, -eco dünürlük ilişik (kimya: kaynaşma)

afina geometrio afin geometri

afiŝo afiş, -i duvar ilanıyla bildirmek ilan etmek, - ado ilan yapıştırıcı, -eto duvar ilanı, -isto ilan yapıştırıcı, -homo göğsünde ve sırtında reklamla gezen adam – tabulo reklam panosu aflabla canayakın, sevimli

aflikti acı vermek, işkence etmek üzmek, -o felaket, düş kırıklığı, -iĝi üzüntüye kapılmak,- iĝo üzüntü, -ita çok üzülmüş, acı çeken. afonio ses yitimi, -a sesi yitik.

aforisma özlü söz, vecize. aframerika afrika-amerikalı

afranki pullamak, önceden ödemek, -anko posta ücreti, -o posta ücretini önceden ödemek, -ite bedava, parasız, afranktarifo posta tarifesi

afriko afrika, -a afrikaya ait, -ano afrikalı, sud-a unio güney sud-afriksud-a birliği,

afrikanso afrikaca güney afrika boer lisanı. afrodita afrodit

afrodizio cinsel uyarma, -igajo cinsel uyandırıcı ilaç, mal-o soğukluk.

afto pamukçuk hastalığı, -a pamukçuk hastalığına dair, -a epidemio ateşli pamukçuk hastalığı.

afusto top kundağı (namlu kalkan ve nişan aletlerini taşıyan ana parça), -ovosto kundak manivelası.

agaci canını sıkmak, sinirlendirmek, dişin kamaşması

agadi hareket etmek, ortaya çıkmak, yer almak, vuku bulmak

agado hareket, etkinlik agama işgüzar, yılışık

agamio kestane belli balıkçıl kuşu agamo kaya keleri (bir tür kertenkele) agape kardeşçe sevgi

aganto acenta agariko bir mantar türü

agava tekila sabırı, tekila yapımında kullanılır agavbrando tekila

agavvino tekila şarabı

agatido her daim yeşil ağaç grubu agebla işleyen, faal, etkili, makinist, usta agema aktif

agenteco acenta

agerato papatyagillerden bir bitki türü

agi icra etmek, eylem yapmak, agigi işletmek, çalıştırmak, harekete geçmek, fiziksel veya ruhsal güç kullanarak iş görmek, -i sin = okazi, -o iş, eylem, fiil, -ado faaliyet, -ada fiili, -anto görevli, memur, acente, -ema çalışkan, hamarat, -emo = aktiva faal, -emeco çalışkanlık, -igi aktif, faaliyete geçirmek,-iĝo kargaşa, ajitasyon, -odevo görevi yerine getirme, maniero eylem, davranma biçimi, -opene özen, gayret, ivedilikle, -opunkto bir kuvvetin tatbik noktası-oradiuso eylem, etki ışını, yarı çapı, parıltısı (deniz, hava), -osfero etki alanı küresi, inter – i karışmak, el sokmak, araya girmek, inter-o el atma, müdahale, kontraŭ-i karşı gelmek, can sıkmak, engellemek, kun-i payı olmak, rekabet etmek, payına düşmek, ödenek, aynı amaca yönelmek, el birliği ile çalışmak, kun-ado ratlaşma, el birliği, yarışma, müsabaka, kune-ado birlikte düzenleme, - laŭ hareket etmek, takip etmek, gözlemlemek,

la agoj de la apostoloj: havarilerin eylemleri, ema kullanılmayan, işletilmeyen, işsiz, ne-emo işsizlik, nobla-o kutsal, hayırlı iş, malnobla-o kavga döğüş, re-i tepki göstermek, karşı koymak, re-o tepki reaksiyon, re-ilo tepki gösteren, tepki yapan, tepkili alet, senado aylaklık, çalışmamak, -agitvorto slogan

agitisto: kışkırtıcı agato akik.

agiti çalkalamak, sallamak, ayaklandırmak, bulandırmak, şaşırtmak, öfkelendirmek, -ado çalkantı, karışıklık, can sıkıntısı, -anto kışkırtıcı, -iĝi sallamak, -iĝo çalkantı, karışıklık, can sıkıntısı, -isto kışkırtıcı, elebaşı, bozguncu, -vorto parola, slogan, politika, -anto politik, kışkırtıcı, hatip. aglo kartal, a, -o kartal (yıldız), -eca kartala

benzeyen, kartallık, -ejo kartal yuvası, -ido kartal yavrusu, -aglonazo kartal burunlu, okula kartal bakışlı,, kula kartal gözü, -osigno kartal sancak, la romaj-oj roma kartalları

aglaopo böcek.

aglomerado büzüşmek, toplamak, top gibi olmak, yığmak, -o büzüşme, -ajo yığışma (jeol), -iĝi yığılmak.

aglutini bitiştirme, yanaştırmak, a yapıştırıcı, -o bitiştirme.

agnoski akrabalık, tanımak, kabul etmek, (bir hakkı..evlilik dışı çocuğu….onaylamak resmi) itiraf, //= konfesi -o hatırlayıp tanıma. agmaniero davranış

agnoski bilmek, resmen tanımak agnoskita bilmek resmen tanımak

(13)

7

……….………

agnostika bilinmezciliğe ait, -ismo bilinmezcilik, - agnostikisto agnostik, şüpheci

ago başarı, hareket

agonii can çekişmek, - o can çekişme, -anto can çekişen, -a can çekişmeyle ilgili, ek-i can çekişmeye başlamak.

agorafobia açık alanda bulunma korkusu. agordaĵo ayarlamak, düzenlemek (bilgisayar ayarlamaları)

agordi akord etmek, ayarlamak, düzenlemek, -o uyum, anlaşma, akordado düzenleme (çalgıyı), -ebla düzene gelir, uzlaştırılır, -iĝ i uzlaşmak, uymak, -ilo düzen anahtarı-isto, akortu-okejlo kulak (kemanda), -oplato kadran (radyoda), dis-i uyumu, düzeni, akordu bozmak, karşı gelmek, can sıkmak, rahatsız etmek, mal-i kötü mizaçta olmak, mis-i kötü mizaçlı olmak, mis-o uyumsuzluk, düzensizlik, akortsuzluk, geçimsizlik. li-iĝis serioze: o cidden uydu, - tubo akort düdüğü agoro agora

agro/kampo tarla, işlenmiş toprak, -aro dünya, yer küre, -ara toprağa ait, -okulturo tarım, çitçilik.

agrabla hoş, muvafık, sevimli, cana yakın, -aĵo hoş şeyler, süs, bezek, -eco süs, bezek, büyü, sevimlilik, -ega pek zevkli, tadına doyulmaz, agrablodora hoş kokulu, mal-a kötü, nahoş, sevimsiz, mal-aĵo kötü bir şey, can sıkıntısı, üzüntü, usanç, ne-a sevimsizlik, estis al mi tre- e: büyülenmiş oldum.

agrafo elbise kopçası, -i kopçalamak, -ingo çengelli iğnelik, -hoketo kopça, kanca çengeli, mal-i çengelli iğneyi açıp çıkarmak, kopçayı açmak.

agrara zirai, çiftçilik

agregacio fransız akademik nitelikleri, bir topluluğa alınma, bir işe adam almak için yazışma, lisenin yüksek sınıflarında öğretmenlik sınavı, -ulo lise yüksek sınıflarında öğretmenlik hakkı kazanmış kişi. agregate kümülemek, bir araya getirmek agregato (jeol.) katışma, -igi bir topluluğa

almak, (fiz.) topaklamak, birleştirmek. agresi saldırmak, -a saldırgan, -o çatışma,

saldırma, sataşma, -anto sataşan, saldıran,-into saldırgan, çatan,

agresiva saldırgan.

agrikulturo ziraat, agrikultura ekspozicio ziraat sergisi, fuarı, agrikultura lernejo ziraat fakültesi, agrikultura produktaĵo zirai ürün, tarım ürünü, - isto ziraatçi, çiftçi, agrimonio kaşık otu.

agro tarla

agronomo tarım uzmanı, -io tarım bilim, -ia tarım bilimine ait, -ii bilimsel tarım yapmak.

agropiro ayrık otu agrostemo karamuk bitkisi agrostido ayrık çimi bitkisi agroturismo çiftçilerin bayramı

agutio tavşan boyunda bir tür kemirici hayvan. aĝ yaş, ömür, -a yaşlı, -i...yaşında olmak, -limo

yaş sınırı, -oprezidanto en yaşlı başkan, plej-a yplej-aşlı, yplej-aşçplej-a büyük, plen –a reşit, yasal haklara sahip, plen-ulo daha yaşlı, sam-a (kiel) yaşıt aynı yaşta, sam-ulo çağdaş, kioman aĝon vi havas? kaç yaşındasınız?la aĝo de...'ın yaşı.

aĝ io, agio üstelik, para farkı, iskonto, kambiyo ücreti,

aĝioti borsa oynamak, aĝiotado borsa spekülasyonu, - i borsa oynamak, -isto borsa oyuncusu.

aha! (ünlem) yerine göre sevinç, acıma, sabırsızlık gibi duyguları anlatır.

ahem! (ünlem) şüphe ve sabırsızlık belirtir. aĥi nefes nefese kalmak, inlemek aideso aids hastalığı

aidesulo aids hastası aikido (sp) aikido

ailanto (bot) cennet ağacı veya kokanağacı denen bitki, vernik.

aj (gr) ünlem

ajapano (bot) tıpta kullanılan tropikal, aromatik bir bitki

ajgeno (mat) özdeğer

ajlo (bot) sarımsak-a sarımsaklı, sarımsakdan, – ero = bulb/ero sarımsak dişi, -obulbo sarımsak soğanı, sarımsak başı.

ajn (z) sıfat-zamirlerden sonra genel belirsizlikleri kararsızlıkları anlatır.

-a –e ia- nacio ial- iam-ie-iel-ien-ies-io-iom-iu-: kim hangisi olursa olsun iu-ulo, kia-kiaj-estaj viaj?,kial-kiam-kie: nerede olursa olsun kiel-kien-kio: ne olursa olsun kiom: ne kadar olursa olsun kiu- en ia-formo her hangi biçimde– neyi olursa olsun donu al mi ion – por manĝi jen estas peco da pano: herhangi bir şey ver işte bir dilim ekmek

ajna isteğe bağlı, keyfi ajugo (bot.) böcek

ajuto ekleme, eklenti (karbüratörde benzin borusu,bitiştirici hortum, jet

-aĵ: son ek

1.soyut bir fikirden somut bir şey yapar. bela –aĵ o güzel, - güzel şey, sprita –aĵo tinsel ruhi manevi (-eco –soyut isim benzeri) 2. bir etkinliğin dış görünüşünü anlatır:

eksplodi –aĵo patlamak, -patlayıcı segi-aĵo biçmek hızar,

3. bir kişinin belirleyici bir eylem davranışını anlatır: infano-aĵo çocuk-çocukluk,

(14)

……….………

çocukça davranış, porko- aĵo: domuz, pislik

4. bir maddeden veya kökün belirttiği hayvandan elde edilen besini anlatır: bovo-aĵo öküz-sığır eti, lakto-aĵo süt- sütlü, süt ürünü, -o şey, madde, eşya, aĉ -o adi - adi bir şey, antaŭ-o ön - ön taraf, malantaŭ – o arka – arka taraf, arbet-o ağaç- çalılık, araneo – aĵ o örümcek-örümcek ağı, balai-aĵo süpürmek süprüntü, çöp, brodi-balai-aĵo oya yapmak, dantel, ĉasi-aĵo avlamak-av, desegni-aĵo çizmek-resim; dio diaĵo ilah-peri estaĵo olmak-varlık, yaratık facilaĵo kolay –kolaylık, feraĵo demir-nallama, fermaĵ o kapatmak-kapak, malfermaĵo açmak- delik, açıklık, herbo-a o ot-otlak, interna- aĵo iç organlar, malfacilaĵo zor-güçlük, manĝ aaĵ o yemek-yiyecek, mola-aĵo bolluk, multa-aĵo çok-bolluk, ovo-aĵo yumurta –omlet, paki- aĵo paket, paket yapmak, denk, paper- aĵo kağıt kağıt eşya, part-aĵo hamur çörek hamur işi, post- aĵo sonra- kaba, popo, kıç, geri, presi-aĵo preslemek, basmak matbaa, raboti – aĵo rendelemek, talaş, riĉa- aĵo zengin servet, sorĉi-aĵo büyücülük yapmak büyü, trinki-aĵo içmek içecek, turisto-trinki-aĵo turist turist eşyası vesti-aĵo giyinmek giysi, vitro – aĵo cam – cam eşya,ĵ via vino estas nur ia abomena acidaĵo: sizin şarabınız yalnızca iğrenç bir sirkedir, tiu ci granda altaĵo ne estas natura monta: bu büyük yükseklik doğal dağ değildir., li prenis siajn-ojn: o giysilerini aldı, akvo estas fluidaĵo: su sıvıdır, glaciajo estas dolca glaciigita frandaĵo: dondurma tatlı dondurulmuş lezzetli bir yiyecektir, mi trinkis teon kun konfitaĵ o: reçelle çay içtim, li sendis al mi tre belan pentraĵon: o bana çok güzel bir resim gönderdi, mu jam vidis ciujn vidinaĵoĵ n de via urbo: şehrinizin tüm görülecek yerlerini gördüm, subekip-o: uçak iniş takımı, –substantivo somut isim. aĵeto küçük şey

aĵgenro cansız, ruhsuz cins

aĵ uro ağ şeklinde, dantel gibi, ajurlu, antikalı, -igi kafes açmak.

ak. akademinin kısaltılmışı a.k. antaŭ kristo milattan önce. akacio (bot) akasya.

akademio akademi, bilgin, sanatkar topluluğu, yüksek okul//= alt/lernejo-akademiyle ilgili,- -a akademik, -ano akademi üyesi, akademisyen-ulo = studento akademi öğrencisi.

akaĵunukso: bir tür tropikal amerikan fıstığı, kaju

akaĵuarbo kaju ağacı akaĵuujo kaju

akanto kenger otu, ayı yoncası denen ve yunan mimarisinde sütun başlıklarının süsleyen çiçek

akapari stokçuluk yapmak, hepsini satın almak, tekel, -isto istifçi.

akaro bakla kurdu, peynir kurdu, parazit, -uloj uyuz böcekleri.

akcelanta hızlandırıcı

akcelanto sürükleyici, çekici, bir reaksiyonun devamını sağlayan

akceli çabuklaştırmak, hızlandırmak, -anta hızlandırıcı, -o hızlandırma, -iĝ i atılmak,- i -akcelilo hızlandırıcı, akseleratör, çarpıştırıcı, –

ila kolbo motorsiklet gaz el borusu, mal-i yavaşlatmak, mal-ilo yavaşlatıcı, –o pedalo gaz pedalı.

akcentega aksanlı, vurgulu

akcento sesi yükseltme, vurgu, aksan, -a vurgulu, -i vurgulamak, -e vurgulayarak, -ado vurgulama, ne-ita vurgulanmamış, sen-a

vurgusuz, akcentsigno aksan işareti akcento aksan

akceptadi kabul etme

akcepti kabul etmek, almak, (özür, selam),- aĵo kabul etmek, -anto kabul eden, muhatap, -o kabul, ebla kabul edilebilir, ejo kabul yeri, -iĝi kabul edilmek, - iĝo resepsiyon, kabul, -inda kabule layık, akceptistino resepsiyonist,

mal-i reddetmek iĝi kabul edilmemek ne-inda kabul edilemez, akcepte salono resepsiyon salonu, akcepti oficiale liderlik, ev sahipliği yapmak, akcepti vizitantojn eğlendirmek, akceptpoŝtĝirilo ciro ödeme fişi

akcesora aksesuar, ikincil, teferruat, tamamlayıcı, -aĵo ayrıntı, aksesuvar – aĵoj aksesuvarlar, akcesora fako tali konu akcesora tono sezinlenen şey

akcia kompanio anonim şirket, (abd) komandit şirket

akcio bir ticari girişime katılma belgesi, hisse senedi, aksiyom, -a societo ticari ortaklık anonim şirket, -ulo hissedar, -ulkunveno genel kurul.

akcidenta kazara, aksaklık, -a üzücü, engebeli, arızalı, -e kazara, akcidentema kaza geçirmeye meyilli, i kaza yapmak, o kaza, -suferinto kazaya uğramış, kusurlu, akcidentrisko kaza riski, akcihavanto, hissedar, akcio hisse, akciulejo hissedarlık akciptro (zoo) çakırdoğan (kuşu)

akcizo konsomasyon, yeme içme, dolaylı vergi, i rüsum vermek, ödemek, ejo vergi bürosu, -isto vergi memuru, -kvitanco transit

(15)

9

……….………

tezkeresi, vergi makbuzu, -ofico vergi bürosu, -opaga tüketim vergisi ödeme.

akĉento aksan akeo=bradipo tembel

akebio (botanik) akebya bitkisi, çikolata sarmaşığı

akeron (mit) akeron yunan mitolojisinde bir cehennem nehri

akerontio sphinx sfenks

akileo (mit) aşil, - akiltendeno aşil kirişi (anatomi)

akileo (bot) civan perçemi, binbiryaprak otu denen bitki

akiri kazanmak, elde etmek, istihsal etmek, -o kazanç, kazanma, ado kazanç elde etmek, ajo ganimet, ele geçmiş olan, anto alıcı, -ebla erişilir, -ema aç gözlü, susamış, obur, doymaz, -igi sağlamak, kazandırmak, -rimedoj varlık, yaşayış, ne-ebla erişilemez, yanına varılamaz, ulaşılamaz, re-i yeniden bulmak, yeniden elde etmek, yeniden ele geçirmek, (trovi) –laboron iş buldurmak. aklami alkışlamak, tezahürat, -o alkış

haykırışları, -e alkışlarla tezahüratla (seçim) aklimatizi iklime alıştırmak, -o iklime alıştırma. akneo, akno sivilce, akne, -ozo ergenlik

sivilcesi, -hava sivilceli. aknero sivilce, ciltte leke benek akolito papaz adayı, çömez, yardımcı

akomodi modaya uydurmak, adapte etmek, (bir aletin işlemesi için bir cisim uydurmak), -o intibak, akomodiĝo uyum

akompanadi eşlik, refakat etmek, o refakat, -ado refakat, -aĵo bir eş (müzik), -anto eşlik eden, akompanantino eşlik eden kadın, -antaro eşlik edenler, maiyet, -ista refakatçi, el-i misafiri geçirmek, en-o de….in eşliğinde, kun o de eşliği ile (müzik), –as la kantistinon per la piano: bayan şarkıcıya piyanoda eşlik ediyor, la grumo-as la fraulinon: seyis bayana eşlik ediyor, la hundo - as la ĉasiston: köpek avcıya eşlik ediyor.

akonito kurtboğan otu (düğünçiçeğigillerden çok zehirli bitki, ingilizce keşiş takkesi/kapşonu da denir)

akoro kokulu saz, hasır otu.

akordo akord, uyum, anlaşma, bağdaşma, -a (kun) (ile) uyum ile, -i uyumlu, mutabık olmak, -e uyumluca, -iĝi uyuma sokmak (şahısları), -igebla uyum sağlanabilir, -iĝi uyum sağlamak, iĝo benzerlik, uygunluk, -iĝema uzlaştırıcı, mal-o uyuşmazlık, çelişki, mal-i çelişkili olma, mis-a bozuk akort, bozuk uyum, esti en - o uyumlu olmak, bela-o mükemmel uyum - o de la adjektivo sıfatların uyumu.

akordiono akordeon, -eto küçük akordeon, -isto akordiyoncu.

akra sivri, keskin, bilenmiş, dar açı, dragunya balığı (kılçık), çıkıntılı, canlı (hava) soğuk (renk, ateş, ışık), delici, sert, püsküllü, buruk (acı), batıcı, sokucu, kuvvetli (tat), ısırıcı, aşındırıcı, ekşi sert (söz), keskin (ton), keskin (zeka, espri), hünerli, nüfuz eden, uc, son erek, -o keskin şey, -aĵo keskin kenarlı, -eĵ o ayırt kenar (geometri), -eco keskinlik, - ema acı, -iĝi bilemek, -igilo bileyi, -igi la orelon kulağı dikmek, -igisto bileyici, -igrado biley çarkı, iĝi bilenmek, acida ekşi, sert, cırlak, -angula, -iğa kılçık, agusto tatlı baharat, -alonga acı dil, sivri dil, -apinta -asenta kavrayışlı, kurnaz, - sento nüfuz etmek, girmek, -sona keskin, tiz, -avida keskin görüşlü, - flanka keskin köşeli, for-igi yarayı görünmez yapmak, mal-a kör (bıçak), bilenmemiş, zayıf, canlılığı gitmiş, sağır, duygusuz, tatlı (ateş), donuk (renk), küt uyuşuk, dövücü, bereleyici, mal-aĵo = dorso sırt, kesme, yan, mal-iĝ i körleşmek, şiddetini yumuşatmak, hafifletmek, tembelleştirmek, mal-iği körleşmek, ne-a keskin olmayan, pli-igi daha keskinleştirmek, tri-aĵ o üç ağızlı kılıç,

akreaĵo saha

akreo hektar, dönüm1000 metre kare akrediti yetki vermek, -aĵo güven mektubu. akreditivo (tic) kredi mektubu, akreditif akrigi keskinleştirmek, bilemek akrigilo keskinleştirici, kalemtraş

akrigrimeno usturayı kayışa sürerek bilemek akrido (zoo) çekirge = lokusto)

akrobata akrobatik, akrobat, cambaz =gimnastikisto, -a akrobatik, -aĵo akrobatçılık, - o akrobat, -arto akrobatçılık sanatı.

akromatopsia renk körü

akrocefalo 1 (zoo) kındıra kamışçını, çil ardıcı, saz bülbülü denen ötücü bir kuş türü, 2) tıpta sivri kafatası denen bir durum

akroniĉo (bot) bir ağaç türü akroleino (kim) akrolein (propenal)

akromata (tıp) renk körü, (optik) ışıksız, -eco renksemezlik, -igi, akromatopsie renk körlüğü

akromata (biy) hücre çekirdeği içindeki iplikçiklerden yapılmış, kromatin ile boyanmamış kromozomları oluşturan bölüm, boya tutmayan, renksiz

akromegalio kulak, burun vs. organların sonradan aşırı irileşmesi.

akropolo (mit) akropol, antik sitelerde iç kale akrostiĥo akrostiş,

(16)

……….………

akrulino (zoo) kedi

akso aks, tekerlek mili, dingil,a eksene ait, -ingo araç, vasıta, (=nabo), -ujo = lagru-umi ekseninde döndürmek, çevirmek, -obrako dingil başlığı,oĉ apo poyra başlığı, -omuntajo aks mahfazası, -oskatolo gres kutusu, -ostifto arabayı oka bağlayan cıvata, malantaŭa -o arka köprü (oto)

akselo koltuk altı, -a koltukaltına ait, -kavo koltukaltı çukuru.

aksesoraĵo aksesuvarlar

aksingo göbek, tekerlek göbeği, merkez, mil kasnağı, bir kilisenin orta noktası, soket aksiomo yalın ve apaçık, doğru, kanıt

gerektirmeyen, -a aksiyonla bağıntılı, aksiyom niteliğinde olan – aro aksiyomatik sistem

aksiometro (mat.) aksiyometre akso aks

aksiso (anat) boynun ikinci omuru.

aksolotio (zoo.) aksolot denen, suda yaşayan bir semender türü

aksungo domuz yağı. aktina (kim) aktinik

aktinio (zoo) deniz lalesi denen mercana benzeyen hayvan

aktina (kim) aktinyum elementi, -ometro ışın ölçer, - ometrio ışın ölçümü

aktisto istatistik uzmanı, hesap uzmanı, sigorta matematikçisi, katip

akteo (botanik) aziz kristiyan otu.

aktinomiko (bot.) -ozo insanlar ve hayvanlarda mantar hastalığı.

aktiva faal, çalışkan, aktif, etkin, -o eylem, -eco faaliyet, -iĝi faaliyete geçirmek, -ismo bir doktrin lehine faal propaganda, -ulo faal kişi, aktivist, ne-eco çalışmazlık, istirahat hali, - oĵ varlıklar, değerler, kıymetler, alacaklar, re-iĝo faaliyeti yenileme, retro-a önceyi kapsayan, retro-eco önceyi kapsarlık, - voĉo (db) aktif yapı,

akto diploma, sertifika, belge, tiyatro bölümü, perde, -aro dava dosyası, isto zabıt katibi, -ujo (=teko) portföy, cüzdan, arşiv çantası //= koverteco inter-o perde arası, fasıla, tri-a 3 perdelik, –o pri naskiĝo doğum belgesi, – oŝranko klasör dolabı, dosya dolabı. aktora (i) aktör, oyuncu, -a aktöre ait, -aĉo

gezgin aktör, palyaço, - ado müsamere, ezbere okunacak parça, -ino bayan oyuncu, ĉef-o baş aktör, film-o sinema oyuncusu. aktuala aktüel, güncel, –e şimdi, günümüzde,

aĵo güncel, aktüalite, günün icaplarına uyan, -eco aktüalite, -igi günün konusu yapmak, -igo güncellemek

aktuala malfinio aktüel sonsuzluk aktuario = aktisto

akujo portfolyo, evrak çantası

akumulatora= akumulejo akümülatör, pil, şarj edilebilen pil

akumuli (fiil) yığmak, istif etmek, -ado biriktirici, yığıcı, - iĝa toplanma, kümelenme (nokta), -iĝanta birikmiş, -iĝi toplanmak, -iĝo toplaşma,

-ilo akümülatör, -atoro akümülatör. akupunkturo (tıp) akapunktur.

akurata (sıfat) tam zamanında, tam vaktinde, istenen biçimde, dakik, - e tam olarak, -eco dakiklik, -ege en büyük sürat heveslilikle, ne-a zne-amne-anne-a uymne-ayne-an, vne-adesi dolmuş, ne-eco zamanında yapmama, –e je la oka: tam saat 8’de.

akustiko ses bilimi, akustik, -a işitmeye dair akustikauĵo keman gövdesi gibi sesi

şiddetlendiren kutu

akuŝbufo (zoo) kara kurbağa denen bir kurbağa akuŝi (gsz) doğurmak, - (ad) o doğum, -antion

doğuran, -ejo doğum evi, -igi doğurtmak, -iĝo doğurma, yaratma, meydana getirme, -ilo= forcepso doğurtma aleti, forseps, -intino loğusa, akuŝiĝistino ebe, -fino doğurma, kurtulma, -kuracisto doğum hekimi, -ologio ebe, doğum hekimliği, post-o doğurtma kurtarma.

akuta sivri, keskin, kısa süreli, şiddetli, dayanılmaz ağrı, -eco aşırılık, sivrilik, incelik, mal-a küt, ağır ağırbaşlı, önemli, tehlikeli, kalın (müzik) – angula dar açı, a kataro şiddetli nezle.

akuz- i (fiil) suçlamak, - ado suçlama, -o suçlama, -aĵo suçlama, -anto suçlayan, -ato sanık, suçlanan, -ejo yargılama yeri, -isto suçlayıcı, savcı, -ito sanık, mis-i iftira etmek, haksız yere suçlamak, ĉef-aĵo esas suç, sin-o öz eleştiri, akuzi pri bir şey ile suçlamak akuzativo (gr) –i hali, nesne hali, fiilin, direkt

hareketin hedefini belirten hal. mi iras en arbaron: ormana gidiyorum. akvo (is) su, dalga, -a sulu, suda, su çevresinde

yaşayan, i sulamak, ıslatmak, ado sulama, -aro sıvılar, su örtüsü, - blua deniz mavisi, - bubalo camış, asya mandası, -eca su niteliğinde, - eco ıslaklık, nem, -ero su damlası, -ilo arazöz, süzgeçli kova, -ujo sarnıç, su deposu, -umi sulamak, -umilo süzgeçli kova, al-igi = lanĉi denize atmak, bırakmak, - dislimo su bölümü çizgisi, el-iĝi yüze çıkmak, sivrilmek, el-iĝo su yüzüne çıkmak, en-igi suya daldırmak, en-iĝi suya dalmak, en-iĝo suya batırma, dalma, sen-a kuru, susuz, sen-iga suyu giderici, sen-igi suyu gidermek, sen-iĝo suyu çekilme, sub-a suyun altında, su altında, sub-igi suda boğmak, batırmak, sub-iĝi batmak (gemi),

(17)

11

……….………

dalmak, super-i su altında bırakmak, salgın altına almak, kaplamak, istila etmek, super igo = diluvo, super-iĝi su altında kalmak, su basmak, sur-iĝi denize inmek (deniz uçağı), sur-iĝ o denize inme (deniz uçağı), tra-i = irigacii sulamak, -araneo su örümceği = argironeto, -obaraĵo baraj, -obato koç başı vuruşu, hidrolik basma tulumba, -obirdoj su kuşları,-odislimo su taksim hattı, -odismeto gemin su içinde kalan oylumu, tonilatosu, -odukto su kemeri, -oduno denizin çalkalanması, oebeno düzlemi (avi), -akvafalo şelale, çağlayan, -ofarbo sulu boya, -ofeo su perisi, -ofeino dişi su perisi, -oflueto su sızıntısı, oflugejo deniz uçağı üssü, akvaforto gravür, su gücü, hidrolik santral, -oglisilo tepkili su sandalı, horloĝo = klepsidro su sayacı, saati, omelono karpuz, -okalko su gücü, kireci, karafo sürahi, okirlo kasırga, girdap, okloso derinlik çanı, -akonduta su yolu, -okoko su tavuğu, -okreso tere, pınar, kaynak teresi, akvimuno su geçirmez, -okruĉo su küpü, -okuracado su tedavisi, hidroterapi, -olento su mercimeği, olilio = nufaro nilüfer, -olinio/floslinio su kesin hattı (gemide), -omalsano = hidropso vücutta su birikmesi, omanko su kıtlığı, omapo sular haritası, omelono karpuz, -ometro su ölçeği, mikyası, -omuolilo su değirmeni, -onivela su çiçeği, su tesviyesi, düzeyi, -opipo nargile, oplena sulu, süngerimsi, -opoto ibrik, güğüm, premilo su sıkmacı, cenderesi, -oprenejo su alma yeri, oprovizi sulamak, oprovizado sulama, opulo su piresi, orado (hidrolik) su çarkı, -oregno su nüfusu, iktidarı, -oserpento su yılanı, -oskio su kayağı, -osoldato (bot.), ospegulo (mimari) su aynası, -osputilo yağmur oluğu, -oŝpruco bir şeyi temizlemek amacıyla hızla su akıtmak, oŝraubosu (arşimet) vidası, otima = hidrofobia su korkusu, -oturo su şatosu, -oturbino su türbini, -truto saplı tas, -oturnojo kasırga, -oveture su taşıtı ile, su yolu, -ovojo deniz, gemi yolu, apud-eco komşuluk, yakınlık komşu yerler, dolĉa-o tatlı su, kolonja-o kolonya, postlava-o kapkacak, sofra takımı, sankta-o kutsal su, zemzem suyu, tere kaj-e karada ve denizde.

akvaforto kimyasal olarak bakıra işlenen gravür, -i su basıncıyla gravür yapmak, -isto asitle çalışan metal oymacısı.

akvamarino maviye çalan bir çeşit zümrüt, maviye çalan yeşil.

akvarelo sulu boya, -i suluboyaylal resim yapmak, -isto suluboya ressamı.

akvario akvaryum.

akvemetita alüvyonal

akvedukto = akvo/dukto su kemeri, su yolu akvifoliacoj (bot) çobanpüskülügiller akvifolio (bot) gülhatmi

akvilegio (bot) mum çiçeği veya sultan küpesi çiçeği

akvitanio akitanya (fransa'nın 26 bölgesinden biri) bask halkının kökenlerini oluştururlar akvitanujo akitanya

akvokoko yelvegiller ailesinden bir su kuşu al (edat) …e,….a,…….ye,………ya, –e hali,

tevcih alameti, -e doğru (yön eki), yaklaşma, cihet, yön edatı, gidilecek yer, bir şeyin neye yaradığı, verme, ayırma, karşı bir duygunun nesnesi, -e…..ın yönünde, -aĵo ek, ulama, eklenmiş, -igi bitiştirmek, birleştirmek, -igilo katılma raporu belgesi, -iĝi kavuşmak, -iĝinto yapışkan, bağlı, üye önek olarak: bir areketin gideceği yeribir yere mensupluğu belirtir: -devo - diri katmak, eklemek, ilave etmek, doko, doni,donita eklenmiş, dono, iulo, -kuri,-lega,-loga,-logajo,-meti,-me,-porti getirmek..ileri sürmek, -tranci giysi biçmek, yontmak, kıymetli taş yontmak, -vene,-veno, voki,-voko. sonek 1-bitki adlarına takılarak bitki ailesini belirtir rozo: -aloj gül-gülgiller örnekler: al leono ne donula manon: elini aslana verme; al portu –mi metron da nigra drapo: bana 1 metre siyah kumaş getir, amo-dio: allah sevgisi, ĉu vi diros-mi la veron? bana gerçeği söyleyecek misiniz? donu-la birdoj akvon: kuşlara su ver, kio estas- vi? neniz var?

alo burun kanadı, yel değirmeni, uçak, bina paravan kanadı, üçlü tablo tahta kanadı, -eto kanatçık.

alabastro kil, alçı, (mermer benzeri heykel ve çeşitli eşya yapılan)

-a kilden alaho allah. alambiko imbik. alarikı alarm

alarmo alarm, silahbaşı –a alarma ait, -i alarm vermek, -ejo alarm yeri, -ilo alarm zili, işareti, -isto alarmcı, bozguncu, -kontakto demiryolu işaret cihazı, -opreta alarm işareti verme (askeri) -sonorilo alarm çanı, -sonorileto alarm zili.

alaterno bitki türü.

alaudo tarla, çayır kuşu, -falko şahin, -osprono = delfinio hezaran çiçeği.

albo ayinde giyilen beyaz papaz elbisesi. albo arnavut, ano arnavutluk, albano arnavut,

-io, -ujo arnavutluk. albastro kaymak taşı. albatroso albatros kuşu.

(18)

……….………

albino cildi, saçları, kirpik ve kaşları beyaz olan kişi.

albumo albüm. albumeno yumurta akı. albumino albümin, -a albuminli. albuminio albuminya hastalığı. alburno ağaçlarda kabuk altı katmanı. alceo = roz/alteo gül hatmi

alcedo yalı çapkınına benzer dere kuşu. alĉemilo kadın mantosu denen bitki.

adto en alçak kadın sesi, büyükçe keman, bir tür trompet, –hobojo en yüksek obua, –violono alto keman, sub-o = kontralto kontralto. aldehido aldehit.

aleo iki yanı ağaçlı yol. aleĉ jo alec.

alegorio soyut fikirlerin maddeleştirilerek temsil edilmesi.

alegro canlı, neşeli müzik parçası.

alemano alman, -a almana dair, -io almanya-ujo almanya.

aleno biz (delgi aleti). alero kapı veya pencere saçağı. alergio alerji, -a duyarlığı artmış. alerono kanat ucu (uçak) manevra kanadı. alezi boru şeklindeki şeylerin içini

perdahlamak, -ado iç perdahı, -ilo perdah burgusu.

alfo yunan harfi (alfa), -aradiadoj alfa ışıması alfabeto alfabe 28 harf =literlisto-a alfabetik,a.

ait-umo a. kitabı alfenio bir gümüş türü

alfenido beyaz metal bakır çinko nikel karışımı bir metal

algo su yosunu, -ologio su yosunları bilimi. alfabeto alfabe,

esperanto alfabesi 28 harf = literlisto. a a, b bo, c tso, ĉ ĉo, d do, e e, f fo, g go, ĝ co, h ho, ĥ kho,, ı i j yo, ĵ jo, k ko, l lo, m mo, n no, o o, p po, r ro, s so, ŝ şo, t to, u u, ŭ uo, v vo, z zo. batı dillerindeki harflerden esperanto'da olmayanlar:

q, w, x, y

türkçe harflerden esperanto'da bulunmayanların ifadesi: ğ,

ı,

ö jo, ınjonju (inönü) ü ju gjulderen 'gülderen) esperanto'daki özel işaretleri harfler:

ĉ ch ç ĝ gh c ĥ hh ĵ jh j ŝ sh ş ŭ uh -A alfabetik, alfabeye dair, -umo alfabe kitabı,

alfabeye dair, an-o okumamış, sen-o cahil, karacahil, an-eco cehalet

Algebro cebir, -a cebirsel.

Algio (teknik kelime sonu) = doloro acı, ağrı, sızı, üzüntü, zahmet, keder, güçlük

Algvazilo ispanya’da polis memuru.

Alĝero cezayirli-io cezayir-ia cezayirliiano cezayirli-iando cezayirli

Alhambro elhamra, endülüs elhamra sarayı. Alĥemio alkemi, simya.

Alia (sıfat) başka, öbür (zamir) öteki, ikinci, geçen, başkası -e başka türlü, yoksa, aksi takdirde, olmazsa, –o başka bir şey, –ajoj ayrım, fark, artıklık, benzemezlik, –igi şeklini

……….……….…

(19)

13

……….………

değiştirmek, dönüştürmek, –iĝi değişmek, bozulmak, hile karıştırmak, soğumak (dostluğun), –iĝo şekil değişimi, dönüşüm, bozulma, karışma, benziatma, –ulo başkası, el, yabancı, –flanke öte yandan, -foje başka sefer, –forma başka şekil, değişik şekilden, – formigi = transformi şeklini değiştirmek, dönüştürmek, –formiĝi değişime uğratmak, hali değişmek, çıkarına göre durum, huy değiştirmek, –gentuloj yahudilere göre yabancı, hıristiyanlara göre kafir, dinsiz, – koloriĝ i başka renge dönüşen –lande yabancı, –lando yabancı ülke, –lingva başka dilde, yabancı dilde, –loke başka yere, –maniere başka tarzda, –nacino başka ülkeden, yabancı, –nome başka adla, –parta öteki pay, proprigi bir malı başkasına vermek, geçirmek, –rasano başka ırktan, –religiano başka dinden, –speca başka türden, –tempe başka zamanda, –vesti başka kılığa sokmak, kılığını değiştirmek, –vestita iğreti kılıklı, tebdil, –vorte başka terim, deyim, diğer deyişle, inter-e başka şeyler arasında, bu arada, sen-e bir şey katmaksızın, inter-aĵoj diğer şeylerin arasında. Lia hodiana konduto estas tute: onun bugünkü durumu tamamen değişiktir, unu an-a estas egate por mi: biri ya da öteki bence eşit olmalıdır, unu fino havas pinton la –a globon: bir ucu sivri diğeri küt, unu flanko estas akra la alia malaksa: bir yanı keskin, öteki kör, unuj el lernantoj skribas kaj la aliaj legas: öğrencilerden birileri yazıyor, ötekiler okuyorlar.

alıo ali, alio babo: ali baba.

alianco ittifak, bağlaşma, ano = ito müttefik, -iği bağlaşmak, birleşmek, -ito müttefik, -anoj müttefikler, -iteco müttefiklik, ne-ita bağlantısız,tarafsız, bitaraf, ne-iteco bağlantısızlık, tarafsızlık.

aliario sarımsak otu. alibo sanığı bulunmayan suç.

alibio bir suçun işlendiği zamanda, sanığın başka yerde olduğunu ispatlaması.

alidado aidat.

aliena akıl hastası, -isto ruh doktoru, -ulo akıl hastası.

aligatoro güney amerika timsahı. alikvanta bir bütünü tam bölmeyen sayı. alikvota bir bütünü tam bölen sayı. alimento nafaka.

aliveo paragraf başındaki boşluk, u satırbaşı, -ajo paragraf, boş kısım.

aliso alıç (bitki türü). alismo kazayağı bitkisi.

aliterasio (edebiyat) ses yinelenmesi, -a aynı sesler yinelenmiş.

alizio alıç (bitki), -ujo, -arbo alıç ağacı.

alizarino (kimya) alizerin.

alko bir tür (avrupa’da bulunan) geyik. alkao penguen, -edoj penguen yavrusu. alkado yargıç (ispanya’da)

alkalo alkali, kalevi, -alkalik, -eco alkalilik, -igi alkalileştirmek, -oido alkaloid, -ametro alkali ölçer, -orezista alkalilere dayanıklı.

alkalio alkalik metal. alkarazo kulpsuz testi. alkekenğo güvey feneri bitkisi. alkemio simya, -a alşimik, -isto simyacı. alkoholo alkol, ispirto, -a trinkajo alkollü

içkiler, -i alkol katmak, -aĵo alkol ispirtolu, -aĵoj alkollü içkiler -aĵisto likör, -emulo alkolik, -ismo alkolizm, -ulo alkolik, ayyaş, sen-a alkolsüz, sağlık korumalı, kontraŭ-a alkol karşıtı, absoluta – denaturita – o saf – karışık alkol.ardaj-krudaj- aĵoj keskin sıvılı, likörlü.

alkoholato kokulu alkol alkoholaturo bitki özlü alkol

alkovo yataklık, yüklük, karyola ile duvar arasındaki girinti, bir odada yatak yapacak genişlikte girinti, -isto hoş espri (edebiyat). almanako yıllık, almanak.

almeo mısır çengisi (dansöz).

almenau (zarf) hiç olmazsa, çok değil, en az, bari, daha az se – öyle, o kadar, yalnız, ancak donacu al mi-unu pomon: bana hiç olmazsa bir elma verin

almozo sadaka, -e vivi sadakayla yaşamak, -i dilenmek, -isto okul, gemi, tabur, saray gibi kurumlara bağlı din adamı, -ulo dilenci, almozulino kadın dilenci, uleco dilencilik, -ulejo yoksullar yurdu, -doni yardımseverlik, sadaka vermek, -donema iyilik sever, hayır sever, kesto fakirler için yardım kumbarası, -monaĥo keşiş, dilenci, -ardenoj dilenci düzeni, sınıfı, takımı, peti sadaka rica etme, -osako dilenci heybesi, el-i dua, rica, yakarma ile elde etme, dilenerek elde etme.

almo kızılağaç (köknar), -aro köknar korusu, -ejo köknar koruluğu.

aloo sarısabır (öd ağacı, reçinesi, müshile karşı) -ajo sabır ilacı.

alodo batı derebeyliğide tımar. alojo alaşım, -i alaşımlamak.

alokazio (bot.) kalp veya ok gibi yaprakları olan asya'da tropik bir bitki

alonĝ o zıddı ile tedavi şekli, ağrıyan bileği sırayla sıcak ve soğuk suya sokma

alopekuro tilki kuyruğu bitkisi. alotropa (kimya.) alotropik. alozo karagöz balığı.

alpo dağ geçidi, -a alp dağlarına ait, -a bastono dağcı bastonu, -ismo dağcılık, -isto dağcı, alpoj alpler, -a, -ano alplerde oturan halk.

Referensi

Dokumen terkait

Hasil penelitian menunjukkan bahwa pertama, terdapat 68 dimensi soft skills yang diklasifikasi ke dalam lima dimensi utama, yakni jujur dan dapat dipercaya, tanggung jawab, disiplin,

Tokoh dari Provinsi Jawa Timur; Pahlawan Nasional;. Keppres No.115/TK/Tahun 2014, Tanggal 6 November 2014

Setelah menjelaskan semua indikator dan tujuan pembelajaran dan hasil akhir dari pembelajaran ini, siswa mengikuti mencari informasi produk dan pengemasan karya kerajinan

Puji dan syukur kepada Tuhan Yesus Kristus dan Bunda Maria atas segala berkat, perlindungan, dan kasih sayang- Nya yang tidak pernah berhenti mengalir, yang selalu diberikan

a) Dianjurkan agar menggunakan konsentrasi bit sebesar 4% untuk menghasilkan produk set yogurt dengan total bakteri asam laktat dan pH yang sesuai standar,

Parameter uji tantang yaitu tingkat kelangsungan hidup yang diamati selama 10 hari pemeliharaan dan prosentase kejadian gejala klinis untuk mengetahui daya tahan tubuh

(. Selanjutnya adalah pelaksanaan turnamen! setiap siswa mengambil kartu soal yang telah disediakan pada tiap meja dan mengerjakannya untuk jangka waktu terttentu +misal % menit.

Terdapat pengaruh positif dan signifikan status lima dimensi kualitas pelayanan menurut parasuraman et al., yaitu; keandalan, daya tanggap, jaminan, empati, dan bukti