• Tidak ada hasil yang ditemukan

 Parçada yer alan her bir anlam boyutunu derinleme- sine ele almak sorunun eksenini kaydırır. Yazarın an- latmak istediği konuya merceği tutup yakalamak da- ha yerinde bir hamle olacaktır.

Parçada kullanılan “Şiirde asıl olan, şairin duyuşu- nunbaşka türlü söylenmesine imkân olmayacak tarzda kelimelerle kurulması ve benzersiz bir şiir iklimi yaratmasıdır.” cümlesi aslında bize parça- nın özünü vermektedir. Yani şiirde ne söylendiği (içerik) değil nasıl söylendiği (üslup) önemlidir dü- şüncesi vurgulanmaktadır. Bu da E’de verilen yar- gı ile yansıtılmıştır.

Cevap E

\ Bu soru tipinde parçada anlatılan (konu) değil, anla- tılmak istenen (ana düşünce) bulunmalıdır.

\ Daha uzun tonlu sorularda, metnin bütününden da- ha çok, tırnak içerisinde sunulan söz merkeze alınma- lıdır.

Orhan Veli’nin “Kitabe-i Seng-i Mezar”ını sevmemiz, onun, Süleyman Efendi’de, gelmiş geçmiş sayısız silik insanı, basit fakat ezelî dertleri için- de duymuş olmasındandır. Şiir, ister Sultan Süleyman’a ister Süleyman Efendi’ye yazılmış olsun sanat bakımından birdir. Şiirde asıl olan, şairin duyuşunun başka türlü söylenmesine imkân olmayacak tarzda kelime- lerle kurulması ve benzersiz bir şiir iklimi yaratmasıdır.

Bu parçada şiirle ilgili anlatılmak istenen aşağıdakilerin hangisidir?

A) Kendinden önceki fikirlerin üzerine inşa edilebildiği ölçüde beğeni kazanır.

B) İnsanların paylaşmış olduğu duygu ve düşünceleri evrensel bir dille yansıtır.

C) Toplumun farklı kesimlerinin hislerini duyurabildiği takdirde gelece- ğe seslenir.

D) Konu ve üslup açısından yakaladığı başarı ölçüsünde şairini ölümsüz kılar.

E) İçerikten ziyade barındırdığı yeni ifade biçimleriyle bir özgünlük ka- zanır.

NASIL ÇÖZÜLÜR

ÇÖZÜM

Soru kökünü oku Paragrafı oku

Seçenekleri oku

Bu soru tipine dair detaylı çözüm videosunu izlemek içinQR Koduokutunuz.

13

SORU

SORU DETAYI

2.

Kıl çadırlar, kaşmir keçisi kılından üretildiği için yazın serin, kışın sıcak tutuyor. Ateşte yanmıyor; üzerinde yılan, akrep yürüyeme- diği için daha güvenli bulunuyor. Kıl çadırda kışın yağmurlu ha- valarda gözenekler kapanıyor, bu özellik yağmurun ve soğuğun girmesini engelliyor; yazın ise gözenekler açılıyor, rüzgârın geç- mesini sağladığı için hava dolaşımı meydana geliyor, serin olu- yor. Kıl çadırlar, zorlu hava koşullarına karşı da dayanıklı. Şiddet- li rüzgârlarda kolay kolay zarar görmüyor.

Bu parçada kıl çadırlarla ilgili anlatılmak istenen aşağıdakiler- den hangisidir?

A) Kırsal kesimde haşerata karşı güvenli kullanım deneyimi sun- maları

4.

Sanatçı, Amerikan ahşap mozaik sanatının motiflerinin yanı sı- ra Anadolu kilim ve halılarında yer alan desenleri de kullanıyor.

Selçuklu ile Osmanlı motiflerini de sanata uygulamak için kafa yoruyor şu sıralar. Meslektaşlarının şaşkınlıkla karşıladığı bu ürün- lerde seri üretim söz konusu değil. Her bir ürün, kimi zaman gün- lerce sürüyor. Ahşap mozaik sanatının yanı sıra iç ve dış mekân- lara mobilya ve dekorasyon çalışmalarına da devam ediyor. Sa- natçı, elinin ahşaba değmediği günü, “ölü bir gün” olarak nite- liyor ve çocuksu bir heyecanla seneler sonra keşfettiği bu sana- tı zevkle sürdürüyor.

Bu parçada sözü edilen sanatçı ile ilgili olarak anlatılmak iste- nen aşağıdakilerden hangisidir?

3.

Bir tür vahşi misk kedisi, kahve ağaçlarındaki en kaliteli çekirdek- leri öğütmeden yutuyor ve sonra hayvanın midesindeki enzim- lerin yardımıyla bir tür fermantasyona uğrayan kahve çekirdek- leri dışkı yoluyla bozulmadan dışarı atılıyor. Kahve üreticileri de kediciğin dışkısından bu çekirdekleri toplayarak dünyanın en pa- halı kahvesini üretiyor: Kopi Luwak. Bu kahve, her yıl ortalama 250 ile 300 kg arasında ve özel çiftliklerde üretiliyor. Oldukça yo- ğun talep gören kahvenin kilosu 1150 eurodan satılıyor.

Bu parçada Kopi Luwak’la ilgili olarak anlatılmak istenen aşa- ğıdakilerden hangisidir?

A) En kaliteli çekirdeklerden üretilmesi nedeniyle kahve piya- sasında zamanla aranan bir ürüne dönüşmesi

B) Üreticilerin bu ürünün küçük bir kısmını pazarlamayıp ken- di kullanımları için ayırmaları

C) Bir tür vahşi misk kedisinden alındığı için doğal ortamlarda üretilmesi ve sonra çiftliklerde satışa hazırlanması D) Kedinin sindirim sisteminde mayalandığı için az bulunması

ve çok pahalı bir kahve hâline gelmesi

E) Kahveyi yutan kedi türünün bu kahvenin üretimi için çiftlik- lerde özel yöntemlerle çoğaltılması

1.

Astronomlar, Güneş’i daha iyi gözlemek için teleskopların önü- ne bir yuvarlak koyarlar. Bu sayede sadece Güneş’in etrafında- ki haleyi gözlemlerler, Güneş patlamalarını ve güneşteki aktivi- teyi ölçerler. Aksi takdirde Güneş’in ışığından bu detayları göre- mezler. Gerçekten bazen bir şeyleri gölgelemek, hakikati daha iyi anlamamızı sağlar. Hem Doğu hem Batı ekollerinde kişinin ruhsal gelişimi için sessizlik önemli bir aşamadır. Pisagor, kendi gizem okuluna alacağı öğrencilere bir yıldan üç yıla kadar süren sessizlik oruçları tuttururdu; bu oruçlarda öğrenci kimseyle as- la konuşmazdı. Amacı, öğrencinin susarak içindeki gerçek sesi duymasını sağlamaktı. Susmak, ışığın yani bilginin önünde bir gölge gibi… Işığı yaymak yerine susarak yapılan gölgeleme ve ha- kikati bu gölgenin izlerinden, sınırlarından görmek...

Bu parçada gölgelemeyle ilgili olarak anlatılmak istenen aşa- ğıdakilerden hangisidir?

A) Anlaşılabilirlik yolunda bir araç olması

B) Anlamı betimlemede yöntem olarak kullanılması C) Gerçeklerin belirginleştirilmesinde hatırlanması D) Daha ayrıntılı değerlendirme sağlaması E) Görselliği işlevsel ve etkili duruma getirmesi

Parçada şövalye romanlarıyla ilgili olarak “sömür- geci mantığı etkilemiş ve beslemiştir” denmiştir.

Bu söz etrafında gelişen parçada “sömürgeci kim- liğin inşasında şövalye romanlarının pay sahibi ol- duğu” anlatılmak istenmiştir.

Cevap E

 Seçeneğin bir bölümünün metinle eşleştirilmiş olma- sı cevap olarak işaretlenmesi için yeterli değildir. Bu tip sorularda genelde çeldirici seçenek 2 formdan olu- şur. 1. form bizim metinde karşılık bulabileceğimiz kı- sımdır. Ama 2.sini bulamayabiliriz.

 Seçenekte yer alanların tamamı metinden çıkarılabi- lir ama bize bu değil; yazarın tam olarak ne anlatmak istediği lazım.

\ Yazarın bu metni kaleme almadaki amacı ne? Bunu bulmaya çalışırız. Seçeneklerde de metinde anlatılan- lar yer alır. Ama “asıl” anlatılanın peşinde olduğumuz bilinci ile okumaya devam ederiz.

\ Metin okunduktan sonra seçeneklere geçilmeden ya- zarın vermek istediği mesaj belirlenmeye çalışılır. Be- lirlenen, seçeneklerde aranır.

Coğrafi keşiflerle birlikte gerçekleşen sömürgecilik faaliyetleri sırasında İspanyolları yerliler karşısında farklı ve üstün kılan özelliklerden biri de şövalye romanlarına tutkulu yaklaşımlarıdır. Bu romanlar, gerek yeni kı- taya çok uygun düşen büyülü ve efsanevi nitelikleriyle gerekse ölümü- ne savaş ve buna bağlı bir şeref anlayışına yaptıkları göndermelerle sö- mürgeci mantığı etkilemiş ve beslemiştir.

Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Şövalye romanlarında, ölümüne savaşmanın şerefli bir davranış ola- rak yüceltildiği

B) Şövalye romanlarının sömüren-sömürülen ilişkisinin uzağında okun- ması gerektiği

C) Sömürgecilik faaliyetlerinin şövalye romanlarının içeriğini belirledi- ği

D) Sömürülen toplumların gizemli ritüellerinin şövalye romanlarında karşılık bulduğu

E) Sömürgeci kimliğin inşasında şövalye romanlarının pay sahibi oldu- ğu

NASIL ÇÖZÜLÜR NASIL ÇÖZÜLMEZ ÇÖZÜM

Soru kökünü oku Paragrafı oku

Seçenekleri oku

Bu soru tipine dair detaylı çözüm videosunu izlemek içinQR Koduokutunuz.

14

SORU

SORU DETAYI

¤

ÖSYM tarihinde bu soru tipinden 10’a yakın soru çıkmıştır.

¤

Bu soru tipi en son 2019 TYT’de çıkmıştır.

2019 - TYT

1.

Coğrafi keşiflerle birlikte gerçekleşen sömürgecilik faaliyetlerin- de bazı ayrıntılar vardır. Kolomb, İspanya Kraliyetine Amerika’da koloniler kurulmasını önermiş, bunun için çokça ateşli silahlara ihtiyacı olduğunu belirtmiştir. Sonrasında sömürgecilik faaliyeti için hazırlıklara başlayan Kolomb ve adamları; ateşli silahlara karşı taştan yapılma ilkel silahlar kullanan yerlileri, topluca öl- dürmüş ve tüm bölgeyi de işgal etmiştir.

Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Sömürgecilik faaliyetlerinin birden fazla olayla açıklanama- yacağı

B) Sömürge savaşlarının insan nüfusunun sürekli azalmasına yol açtığı

C) Ateşli silahların yerli halkın yenilgisini kısa sürede hızlandır- dığı

D) Kolomb ve adamlarının ateşli silahlarla kolay bir zafer kazan- dığı

E) Sömürgeci zihniyetin yayılmasında ateşli silahların başat et- ken olduğu

3.

Çad’a giden bir bilim insanının, açlıkla boğuşan Afrika kıtasında böyle sağlıklı çocukların nasıl olabildiği sorusunu sormasıyla alg- lerin besleyici hikâyesi anlaşılıyor. Çocukların genelde spirulina adlı alg ile beslendiğini öğreniyor. Asya ülkelerini zaten saymı- yoruz, onlar alglerden çılgınlar gibi faydalanıyor. Ama henüz bit- medi, kırmızı etin demir içeriği övülüp durulur ancak birçok alg türü gerek Temel Reis’in ıspanağından gerekse kırmızı etten kat kat fazla demir içeriğine sahiptir. Dahası büyüme gelişme için B grubu vitaminlerin önemi de yadsınamaz ve evet, bildiniz, o da alglerde bol bol var.

Bu parçada alglerle ilgili olarak asıl anlatılmak istenen aşağı- dakilerden hangisidir?

A) Kırmızı etten daha lezzetli olduğu B) Besleyici yönünün güçlü olduğu

C) Bilim insanlarının besleyiciliğini sonradan öğrendiği D) Çocukların sağlığı için gerekli olduğu

E) Afrika ülkelerinde çokça yetiştiği

4.

Klimalarda dışarıya konulan o kocaman pervaneli şey sürekli içe- ri temiz hava veriyor, klimanın içindeki ısıtıcı ya da soğutucu da o havayı ısıtarak ya da soğutarak içeri gönderiyor diye düşünen- ler var. İşin aslı öyle değil tabii ki. Klimaların içinde bir sıvı var.

Bu sıvı istenildiği zaman sıkıştırılarak buharlaştırılıyor, istenildi- ği zaman basınç düşürülüp sıvı hâle geri döndürülüyor. Sıkıştır- ma bir kompresör sayesinde oluyor ve sıvı sıkıştırılırken ortaya çıkan ısı, o kocaman pervane vasıtasıyla dışarı atılıyor. Daha son- ra basınç azaltılınca bulunduğu ortamdan ısı çekip buz gibi ha- vayı bize veriyor. Yani içeri temiz hava falan girmiyor. Ortamda- ki havayı döndürüp döndürüp bize veriyor klimalar. O dışarıda- ki pervane de içeri hava almıyor, dışarı sıcaklık veriyor.

Bu parçada klimalarla ilgili olarak asıl anlatılmak istenen aşa- ğıdakilerden hangisidir?

A) Soğutucu olarak çalışırken bir sıvının buharlaştırılıp yoğun- laştırılmasıyla iş gördüğü

B) Pervanelerin binanın dışına sıcaklık vermek için tasarlandık-

2.

Parmak çıtlatmak bana hep saçma gelmiştir. Saçma olduğu kadar da zararlı olduğunu düşünürdüm. Kardeşim yapıyor bazen bunu, parmaklarını sırasıyla kemik kırar gibi çıtlatıyor. Derken internette sahibine Ig Nobel Ödülü kazandırmış bir araştırmayla karşılaştım.

Donald L. Unger isimli doktor, bakalım ne olacak deyip, 60 sene boyunca sol elindeki parmakları her gün düzenli olarak çıtlatıp sağ eline dokunmamış. 60 yılın sonunda çektiği röntgen filminden an- laşılmış ki parmak çıtlatmanın, kemiklere hiçbir zararı yokmuş. Bun- dan sonra size benim gibi bilgiçlik yapan olursa Ig Nobel ödüllü bu araştırmadan kendisine bahsedin. Unutmadan, bu ödül gerçek No- bel’in bir parodisi. Ama rahat olun, tamamen bilimsel.

Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Ig Nobel Ödülü, ünlü Nobel ödülünün bilimsel ama gülünç bir benzeridir.

Bu parçada yazar “küresellik” vurgusu yapmış; ye- rel bir memlekette değil, dünyadaki bütün insan- ların evrensel değerlerle yaşamasını arzuladığı bir

“bütünselliği” öne çıkararak “her insanın bir bü- tünün parçası olduğunu” vurgulamıştır.

Cevap E

 Parçada yer alan örneklere, alıntılara ve yardımcı dü- şüncelere takılmamak gerekir. Parçada yazarın vurgu- ladığı düşünce, kapsamlı ve genel bir yargı taşır.

\ Vurgulanan düşünce; öne çıkarılan, asıl olan düşün- cedir. Metinde “yazarın lafı nereye getirdiği”ne baka- lım. Ne derse desin, hep gelinen yer aynı ise doğru yerdesiniz. Çünkü metindeki bütün yardımcı cümleler ana cümleyi açıklar, örnekler ve ona hizmet eder.

Dünyada arasanız da benden daha küreselini bulamazsınız. Hangi mem- lekete gitsem yalnız orada oturduğumu sanıyorlar. Küreselim ve bütün insanların dostluk, kardeşlik, barış içinde sevgi ve saygıyla yaşamasını, yardımlaşmasını istiyorum.

Bu parçada yazar, aşağıdakilerden hangisini vurgulamaktadır?

A) Farklı ülkeleri gezmeyi çok sevdiğini B) Her memlekette bir evi olduğunu C) Farklılıklara saygı duyulması gerektiğini D) Bütün dünyayı kendi evi gibi hissettiğini E) Her insanın bir bütünün parçası olduğunu

NASIL ÇÖZÜLÜR NASIL ÇÖZÜLMEZ ÇÖZÜM

Soru kökünü oku Paragrafı oku

Seçenekleri oku

Bu soru tipine dair detaylı çözüm videosunu izlemek içinQR Koduokutunuz.

15

SORU

SORU DETAYI

¤

ÖSYM tarihinde bu soru tipinden 100’ün üzerinde soru çıkmıştır.

¤

Bu soru tipi en son 2016 YGS’de çıkmıştır.

2016 - YGS

4.

Bir değişim yaşamaya karar verdiğinizde, uzun zamandır vücu- dunuzda hâkim olan stres hormonu “kortizol”; salgılamaya ça- lıştığınız mutluluk hormonlarıyla, “endorfin”le ve “serotonin”le, çatışmaya başlar. Vücut, uzun süre alışkın olduğu stres hormo- nundan daha çok istese de sizin bilinçli olarak mutluluk hormo- nu salgılamayı uzun süre sürdürmeniz gerekir ki vücut bir süre sonra bu hormondan daha çok istemeye başlasın. Vücudunuz- da hormonal çatışma devam ederken değişimden geriye doğru adım atmak yerine, değişim alanında daha da ilerlemeniz gere- kir. Peki, bu nasıl olacak? Elbette hedeflerinizle ilgili ayrıntılı ha- yaller kurmakla, planlar yapmakla, onları somutlamakla…

Bu parçada yazar, aşağıdakilerden hangisini vurgulamaktadır?

A) Serotoninin, kişisel değişimin en önemli itici kimyası oldu- ğunu

B) Değişim sırasında vücutta bazı vitaminlerin çatıştığını C) Değişimi gerçekleştirmek için uzun süre ısrarcı olmak gerek-

tiğini

3.

Bir roman yazarının iç dünyasında neler yaşadığını anlayamayız.

Romancı, nelerden esinlenerek, ne hissederek yazmıştır, bile- meyiz. Aslında edebiyat dünyasının usta roman yazarları, biraz da onları bir psikolog gibi gözlemleyen yorumcular tarafından yaratılmıştır.

Bu parçada yazar, aşağıdakilerden hangisini vurgulamaktadır?

A) Romancıların, iletilerini eserlerine aktarmada çoğu zaman zorlandıklarını

B) Yorumcuların, roman yazarlarını yapıcı yönden değerlendir- mediklerini

C) Roman yazarlarını tanımak için onların ruhsal durumlarının araştırıldığını

D) Yorumcuların eleştirilerinin ve önerilerinin göz ardı edilme- mesi gerektiğini

E) Yorumcuların, roman yazarlarıyla ilgili görüşlerinin yönlen- dirici olduğunu

1.

Genelde özel araç ya da otobüsle ulaşım tercih ediliyor Selanik’e.

Hâliyle varılacak yer hem yakın hem de buraya kara yoluyla git- mek daha avantajlı. Tabi bir de uçak alternatifi var ki tıpkı İstan- bul’dan Balıkesir’e uçuyor gibi düşünün. Oturuyorsunuz ve ini- şe geçmeniz pek zaman almıyor. Sizi bilemem ama karadan bir ülkeye giriş yapmak, özellikle de Yunanistan’a, ayrı zevk bence.

Mesela köprüden geçerken kırmızı beyaz olan korkuluklar, bir anda mavi beyaza bürünüyor ve o an farklı bir his yaşıyorsunuz gerçekten. Benim için öyle en azından.

Bu parçada yazar, aşağıdakilerden hangisini vurgulamaktadır?

A) Kara yolunu, uçaktan daha fazla tercih ettiğini B) Uçak alternatifinin yurt içi uçuşlar gibi kısa olduğunu C) Genelde karadan ulaşımın daha hızlı olduğunu D) Bütün ülkelerde sınırdan geçişlerin tehlikesiz olduğunu E) Birçok güvenli ulaşım alternatifinin bulunduğunu

2.

Sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımların, özel hayata za- rar verdiği ve gizlilik duygusunu erozyona uğrattığı bilinen bir gerçektir. Peki, anne babaların buna önayak olabileceği aklınıza gelir miydi? Uzmanlar, çocuklarının her anını internette payla- şan ebeveynlerin, onlara bilmeden büyük kötülük yaptığını söy- lüyor. Yüzlerce fotoğrafı internette dolaşan bir çocuğun, ileride bu tür paylaşımları normal kabul edeceğinden ve hayatının ne kadarının özel olduğunu ayıramayacağından endişe ediyor. Ai- lelerin, ileride çocuklarının bilinmesinden memnun olamayaca- ğı şeyleri internete vermeleri de başka bir hata. Örneğin bu so- runun yaşandığı Avrupa’da, çocukların gizlilik duygusunu anla- tan kamu spotları çekiliyor.

Bu parçada yazar, aşağıdakilerden hangisini vurgulamaktadır?

A) Avrupa ülkelerinde gizlilik duygusunun bizim toplumdaki ka- dar gelişmediğini

B) Ülkemizde ailelerin internetle çocuklardan daha çok meşgul olduğunu

Parçada edebiyat ürünlerinin, gerek televizyon ara- cılığıyla gerekse okunmadan yazılan tanıtımlarla yaldızlanmasının ve baskı sayısının abartıyla anla- tılmasının çıkarcılık olduğu dile getirilmekte; do- layısıyla “edebî eserlerin, birtakım yollarla oldu- ğundan farklı gösterilmesinden” yakınılmaktadır.

Cevap E

 Parçada geçen bir söz ya da cümlenin seçenekte kar- şılığı bulunmaz. Yazarın yakındığı durum bulunur ve bu, seçenekte aranır. Yanlışlıkla parçanın ana düşün- cesi ya da konusu bulunmaz.

\ Yazarın yakındığı, eleştirdiği, hoşnut olmadığı durum parçada tespit edilir ve bunun karşılığı seçeneklerde bulunur.

Çıkarcı yani reklamcı bir çağda yaşıyoruz. Buzdolapları ve çamaşır maki- neleri gibi edebiyat ürünlerinin de sürüm yöntemleri var. Bunların en sahteleri bile gerek televizyon aracılığıyla gerekse okunmadan yazılan tanıtımlarla yaldızlanırsa hele ki bilmem kaçıncı baskıyı yaptığı abartıy- la anlatılırsa satış rekoru kırmaları işten bile değildir. Gerçekler ne kadar çalkantılı, ne kadar bulanık, ne kadar çıkarcı olursa olsun, insanoğlu ge- ne de düşten vazgeçmiyor. Bakınız, ne güzel, ne doğru söylemiş Baude- laire:

“Bana gelince, elbet çıkacağım sevinçle Eylemle düşü kardeş saymayan bu dünyadan.”

Gerçekten de edebiyatın dorukları düşlerden doğmamış mıdır?

Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden yakınılmaktadır?

A) Nitelikli sanat eseri sayısında belirgin bir düşüş olmasından B) Bilinçli eleştirmen ve düzeyli eleştiri ürünlerinin yokluğundan C) Edebî eserlerin güncel olaylara kayıtsız kalmasından D) Sanatçıların eserlerini piyasa kaygısı ile kaleme almalarından E) Edebî eserlerin, birtakım yollarla, olduğundan farklı gösterilmesinden

NASIL ÇÖZÜLÜR NASIL ÇÖZÜLMEZ ÇÖZÜM

Soru kökünü oku Paragrafı oku

Seçenekleri oku

Bu soru tipine dair detaylı çözüm videosunu izlemek içinQR Koduokutunuz.

16

SORU

SORU DETAYI

¤

ÖSYM tarihinde bu soru tipinden 5’e yakın soru çıkmıştır.

¤

Bu soru tipi en son 2016 YGS’de çıkmıştır.

2016 - YGS

3.

Farkında mısınız? Hayatlarımızı en ince ayrıntısına kadar başka- larına bildirmek için çırpınıyoruz. Hem de büyük bir iştahla… Evi- mizde ailemizle geçirdiğimiz zamanlar, çocuklarımızın en özel anları, yediklerimiz, içtiklerimiz, gezip gördüklerimiz, dinledik- lerimiz hatta sevdiklerimiz her dakika başkalarının gözünün önün- de. Küçücük bir story’e sığdırdığımız kocaman fikirlerimiz yirmi dört saatliğine de olsa tüm dünyaya (!) gerekli mesajı veriyor.

Herkes herkesten haberdar. Herkes herkesin önceki akşam ne- rede olup ne yaptığını biliyor. Öyle bir hâldeyiz ki hepimiz aynı evde yaşıyor gibiyiz.

Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden yakınılmaktadır?

A) İnsanların, bütün durumlarını sosyal medyada paylaşmasın- dan

B) Sosyal medyada harcanan zamanın farkına varılmamasın-

2.

Sosyal medya furyası insanları birkaç paragraf yerine özlü birkaç satır yazmaya alıştırdı. İnternet üzerinden çevre geliştirmek, yaz- dığı tweetlerle ilgi ve takipçi toplamak herkese daha cazip gel- di. Tespit yapmak, olmazsa olmaz hâline geldi. Gelin görün ki bu servislerde girilen mesajların ömrü iki günü geçmiyor. Fikirler, tespitler, projeler hatta espriler bu servislerde kıyma makinesi- ne girmiş et gibi çekilip köftelik bir şekil alıyor. Bu yüzden sosyal medyayı bir fikir süpürgesine benzetiyorum. Aklıma gelen fikir- ler, espriler, yazdığımın ertesi günü bile hatırlayamadığım bir entry ile birlikte tarihe karışıp gidiyor.

Bu parçada sosyal medya ile ilgili özellikle aşağıdakilerin han- gisinden yakınılmaktadır?

A) Trol hesaplarla insanları yanıltmasından B) Yazılanların kalıcılığının olmamasından

C) Kullanıcıları daha kısa yazmaya yönlendirmesinden D) İşe yaramayacak fikirlerin çoğalmasına yol açmasından E) Kullanıcılara gereksiz zaman kaybı yaşatmasından

1.

Nomadland, ödülleri kaptı, evet. Ama ilginç bir tartışmanın da göbeğine oturmuş durumda. İngiltere’de yaşayan belgesel sine- macısı ve akademisyen Kaveh Abbasian “Nomadland, yoksullu- ğu romantize ederek normalleştiriyor ve bu yüzden Oscar’ı ka- zandı.” diyor. Filmin başrolü konumundaki Fern’in bu sade ha- yat tarzını kendi seçimi gibi göstermenin, aslında yoksulluğu ro- mantize etmek olduğu ve bu romantizmin sonuçta kitleleri sö- mürerek palazlanan ekonomik sistemin değirmenine su taşıdı- ğı, birçok kişi tarafından da dile getirildi. Bu bir gerçek, filmdeki karakterler yoksul olmayı oynuyorlar. Gerçekten yoksul olmak başka bir film. Seyredilemeyecek bir film... Gerçek yoksulluk bo- ğucudur, amansızdır ve ondan kaçamazsınız. Bunu ticari bir film- de göstermenin tek yolu, olumlu bir çözüm uydurmaktır. Oysa hayatta buna olumlu bir çözüm yoktur. Yazık ama filmler bunu hep yapıyor.

Bu parçanın yazarı, aşağıdakilerin hangisinden yakınmaktadır?

A) Yoksulluğu doğuran temel nedenlerin sinema eserleriyle perdelenmesinden

B) Çözümü elde olmayan çaresizliğin, özgür bir seçim gibi su- nulmasından

C) Yaşamın olumsuzluklarının sinema eserlerinde dramatize edilmesinden

D) Yoksulluğun bireyi insanca yaşamaktan uzaklaştırmasının yadsınmasından

E) Oyuncuların kendi dışındaki hayatları sıra dışı gerçekçilikte oynamasından

¤ Bu testi çözerken süre tutmak isterseniz sizin için önerilen süre

6

dakikadır.

¤ Bu konuya dair genel ölçme - değerlendirmenizi yapmak isterseniz sayfa 336’daki forma“D / Y / B / N / Süre”

verilerinizi giriniz.

2.

Koronavirüsler, tek zincirli pozitif RNA virüsleri olup oldukça ge- niş bir aile oluşturur. Bu virüsler, sınıflandırmada alfa, beta, gam- ma ve delta koronavirüsler olmak üzere dört cinse ayrılmıştır.

Her bir koronavirüs cinsi de a, b, c olarak adlandırılan üç alt gru- ba ayrılmıştır. Bunlar insanlarda genellikle üst solunum yolları- nı tutar. Hafif üst solunum yolları enfeksiyonlarının yanı sıra pnö- moni ve bronşiyolit gibi ciddi alt solunum yolu enfeksiyonlarına da sebep olabilir. Koronavirüsler, yaşlılarda ve altta yatan başka bir hastalığı olanlar gibi özel hasta gruplarında daha ağır seyirli solunum yolları enfeksiyonlarına neden olur.

Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir?

A) RNA virüslerinin geniş bir etki alanı olduğundan insanlarda solunum yolları enfeksiyonlarını artırdığına

B) Her bir koronavirüs cinsinin önceden hastalık geçirenlerde üst solunum yollarını ağırlaştırdığına

C) Tehlikeli üst solunum yolları enfeksiyonlarının yayılmasına alfa, beta, gamma, delta koronavirüslerin yol açtığına D) Koronavirüslerin sınıflandırılmasındaki çeşitliliğin, yaşlılarda

ve önceden hastalık geçirenlerde ciddi tehlikeler oluşturdu- ğuna

4.

Yapay zekâ, bir bilgisayarın veya bilgisayar kontrolündeki bir ro- botun çeşitli faaliyetleri insanlara benzer şekilde yerine getirme becerisidir. İnsanların yapabildiğinin daha fazlasını yapmayı amaç- layan bir teknoloji dalıdır. Bundan hareketle insanların yaptıkla- rını, makinelerin de yapabileceği ispatlanmak istenmiştir. Ancak ne kadar gelişmiş olursa olsun yapay zekâlar, benzerlikleri ayır- ma konusundaki güçlü yeteneklerine ve eşsiz kelime hazinele- rine rağmen kendilerine sorulan basit sorulara cevap vereme- yerek insan zekâsının gerisine düşmüştür.

Bu parçadan hareketle yapay zekâyla ilgili olarak

I. Toplumsal hayatı kolaylaştırmıştır.

II. İnsanlardan daha üstün beceriye sahiptir.

III. İstenen ölçüde beklentileri karşılayamamıştır.

yargılarından hangilerine ulaşılabilir?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III

D) I ve II E) I, II ve III

1.

Aile ve çocukluğun değişiminde toplumsal ve tarihsel gelişme- leri belirleyici olarak kabul eden “medya ekolojisi” yaklaşımının temsilcilerinden Neil Postman, televizyonun bir cazibe merkezi olarak hayatımızın başköşesine oturduğunu, belirli bir çevreyi ya da yaşamın belirli bir kesitini sunmakla birlikte yarattığı etki nedeniyle kültürün bütünü üzerinde etkili olduğunu düşünmek- tedir. Postman’a göre yirmi dört saat yayın yapan kanallarda tam bir görüntü sarhoşluğu yaşanmaktadır. Böylelikle alışkanlıkları- mız, konuşma biçimimiz, ilişkilerimiz neredeyse televizyona en- dekslenir.

Bu parçaya göre Neil Postman’ın televizyona yönelik eleştirisi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Bireyleri toplumdan soyutlamayı hedeflemesi B) İçeriklerinin bireyi kendine yabancılaştırması C) Toplumsal değerleri dışlayıcı içerikler üretmesi D) Bütünüyle birey yaşamının odağında yer alması E) Toplumsal huzur için bireyleri eğlendirmeyi öncelemesi

3.

Tarih içinde sinema ve edebiyat ilişkisi, sinema ile diğer sanat- lar arasındaki ilişkinin en kayda değer, en yaygın biçimlerinden biridir. Hem sinema dilinin oluşumunda hem de gelişiminde ede- biyatın özellikle de romanın etkisi büyük olmuş; uyarlamalar için- de roman, en önemli yeri tutmuştur. Edebiyat da özellikle biçim- sel özellikler açısından sinemanın anlatım olanaklarından fayda- lanmıştır. Bu karşılıklı ilişkinin değerlendirilmesinde yazınsal met- ne sadakat anlayışı ölçüt olarak alınmıştır.

Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisi söylenebilir?

A) Bireyin toplumla ilişkisinde sinema ve edebiyat temel ileti- şim aracı olmuştur.

B) Sinema, toplumu etkilemede diğer görsel sanatlardan daha başarılı olmuştur.

C) Edebiyat, sinemaya diğer sanat dallarından daha fazla kat- kıda bulunmuştur.

D) Yazınsal metin uyarlamaları, sinema izleme kültürünün yay- gınlaşmasını sağlamıştır.

E) Edebiyat ve sinema, karşılıklı etkileşim içinde olan sanat dal- larındandır.

Dokumen terkait