• Tidak ada hasil yang ditemukan

3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Membagikan "3. ADAM ANLATIYOR - MİT CIA İLİŞKİLERİ"

Copied!
78
0
0

Teks penuh

(1)

3. Adam Anlatıyor

MİT CIA İlişkisi

Bu kitabın yayın hakları Analiz Basım Yayın Tasarım Uygulama Ltd. Şti.nindir. Birinci Basım: 1991 İkinci Basım: Aralık 1996

Kapak: Mehmet Özalp

Teknik Hazırlık: Analiz Basım Yayın Baskı: Yaylacık Matbaası

ISBN: 975-343-144-9 KAYNAK YAYINLARI: 94

ANALİZ BASIM YAYIN TASARIM UYGULAMA LTD. ŞTİ. İstiklal Caddesi 184/4 80070 Beyoğlu-İstanbul

(2)
(3)
(4)

İÇİNDEKİLER

ÖNSÖZ 7

I- MİT'İN ÜÇÜNCÜ ADAMI SAVAŞMAN'IN ANILARI Jimmy'Ie Tanışmamız 11

ClA'yla Temas 16

Teşkilât-İsrail-İran Üçgeni 21

Teşkilât'ın Ordudan istihbarat Elde Etmesini Sağladım 25 Cunta'yla Karşı Karşıya 29

İşkence 33 Yakalanışım 36

II-SAVAŞMAN OLAYI (Mehmet Eymür'ün Anıları) 40 Fabrikatör 54

III-DOĞU PERlNÇEK'lN "EYMÜR'ÜN ANILARI”NA YANITI Altı Karşılaşma 71

Savaşman, ClA-MlT işbirliğini Sergiledi 72 CÎA'nın "Our Boys"unun Hedefiydik . 73 ABD Tutmazsa İngiltere 74

O da Olmadı, Almanya 75 Olmadı. "FKÖ Casusu" 76 Hep ABD ile Özal'la Birlikte 77 Eymür'ün Doğruları 78

Hiram Bey'in Körfez Politikası 78 Eymür Niçin Piyasaya Sürülüyor? 79

(5)

ÖNSÖZ

Elinizdeki kitap üç bölümden oluşuyor, ilk bölümde, eski MİT istihbarat Başkan Yardımcısı Sabahattin Savaşman'ın anılarını bulacaksınız, ikinci bölüm, eski MİTçi Mehmet Eymür'ün anılarından aktarılıyor. Üçüncü bölüm de ise, Mehmet Eymür'ün yazdıkları konusunda Doğu Perinçek tarafından yapılan açıklama yer alıyor.

Mehmet Eymür MİT Güvenlik Dairesi Başkanı'ydı. Adı son yıllarda "MİT Raporu" diye bilinen skandalla birlikte ünlendi. Eymür, MİT bilgilerini Turgut Özal'ın siyasal hesaplarına uygun biçimde düzenleyip bir rapor haline getirmişti. Özal raporu kullanarak siyasal rakiplerini haklayacaktı. Hesap geri tepti. Şubat-Mart 1988 tarihlerinde 2000'e Doğru dergisi raporu ele geçirip yayımladı. Kenan Evren, Turgut Özal başta olmak üzere MİT'in başındakilerin de taraf olduğu uzun süreli hesaplaşmalar sonunda Raporcu Eymür ve Patronu Hiram Abas emekli edilerek MlTten atıldılar. Hiram Abas, o zaman MİT'in Müsteşar Yardımcısı'ydı. Mehmet Eymür, üç senelik bir suskunluktan sonra I991'de anılarını yazdı. Milliyet gazetesine 150 milyona sattı. Anıların geniş bir özeti Mayıs 1991'de Milliyet'te dizi olarak çıktı. Mehmet Eymür anılarında Aydınlıkçıları, Türkiye işçi Köylü Partisi'ni (TİKP) ve Doğu Perinçek'i kendisine baş düşman seçmişti.

Aydınlık gazetesi 1970'li yılların ikinci yansında devletin işkence örgütü Kontrgerillayı açığa çıkardı, işkenceci Kontrgerilla şefleri, bütün suçları belgelerle kanıtlanmış olarak kamuoyuna sunuldular. Hiram Abas ve Mehmet Eymür teşhir edilen işkenceciler arasında, önemli isimlerdi. Eymür, anılarında, Aydınlıkçıları suçlarken sadece Raporu'nun açığa çıkarılmasından duyduğu kini ortaya koymakla kalmıyordu. Yapabilirse Aydınlık gazetesi zamanından kalma hesabı da görecekti.

(6)

Doğu Perinçek, Mehmet Eymür'ün anılarındaki suçlamalara geniş bir açıklamayla yanıt verdi. Açıklama Milliyet'in 10, 11. 12 Haziran 1991 tarihli sayılarında özetlenerek yayımladı. 2000'e Doğru, Eymür'ün anılarını henüz Milliyetle, çıkmaya başlamadan elde etmişti. Dergi konuyu 19 Mayıs 1991 tarihli 12. sayısında kapak yaptı. "Belgeleriyle CIA-Özal'ın Perinçek operasyonu, Eymür'ün anılan provokasyon" başlıklı kapak haberinde dergi, Eymür'ün Aydınlıkçılara yönelik suçlamalarının tamamını yayımladı; Eymür'ün amacını, anıların siyasal konjonktür içindeki yerini gerçekler temelinde analiz etti.

Mehmet Eymür'ün anıları, devrimcileri hedef aldığı bölümleriyle bir psikolojik harekâtın parçasıydı. 2000'e Doğru, güvenilir kaynaklardan aldığı bilgilere dayanarak 24 Aralık 1989'da Doğu Perinçek'in psikolojik operasyon hedefi içine alındığını duyurmuştu. 1991 Mayıs ayında, yani Eymür'ün anıları yayımlanırken daha garip gelişmeler yaşandı. Bir gizli el siyasal partilere, basın organlarına Doğu Perinçek ile Abdullah Öcalan'ın Bekaa'da birlikte çekilmiş resimlerini postalıyordu. Fotoğraflar gizli değildi ve benzerleri 2000'e Doğru'da çıkmıştı. Yollayan merkez esrarengiz bir görüntü oluşturmayı amaçlıyordu. Fotoğraflara bir de sahte mektup eklenmişti. Mektup, "PKK ile Dayanışma Politikasına Karşı Bir Grup Sosyalist Partili" imzasını taşıyordu. 2000'e Doğru, tertibin TİB kaynaklı olduğunu saptadı. TİB, yani Toplumla ilişkiler Başkanlığı. Milli Güvenlik Kurulu'na bağlı çalışan ve Kontrgerilla'nın psikolojik harekât işini yürüten koluydu.

Aynı tarihlerdeki diğer psikolojik harekât uygulamaları ise şöyle sıralanıyordu: Cengiz Çandar, devlet kurumlarını 2000'e Doğruya karşı göreve çağırdı. Çandar, kendisine danışarak hazırladığı anlaşılan yazısında devrimciler için aynen Eymür'ün sözleriyle, "Bunlar yabancı devlet ajanıdır, üzerlerine yürüyün" dedi.

2000'e Doğru; Çandar'ın MİT mensubu olduğunu, Pentagon'a da çalıştığını, Özal'ın özel kuryesi olduğunu ortaya çıkarmıştı. Çandar, daha sonra Çankaya'ya resmen danışman oldu ve Özal tarafından Yatırım Finansman Kurumu Yönetim Kurulu üyeliğine getirildi.

(7)

Aynı günlerde, Kıdemli MİT'çi Necdet Küçüktaşkıner, Tuzla'daki cinayet suçundan sanık polislerin avukatı olarak mahkemeye üç sayfalık bir dilekçe verdi. Taşkıner, dilekçesinde davayla hiçbir bağlantısı yokken Eymür'ün Aydınlıkçıları hedef alan suçlamalarını tekrarladı. Taşkıner, 12 Mart işkencecisi ve 1 Mayıs 1977 Taksim katliamının tertipçilerinden biri olarak Aydınlık tarafından tespit edilip açığa çıkanlmıştı.

Yeni Düşünce gazetesi, kampanyaya provokatör Murat Ağartıcı'yı kullanarak katıldı. MÇP'li Yeni Düşünce, özel harpçi emekli subay Ferruh Sezgin tarafından yönetiliyor. Gazete, Murat Ağartıcı ile iki yıl önce yaptığı bir söyleşiyi çekmecesinden çıkardı. Manşetten Doğu Perinçek'e saldırdı. Saldırıda Eymür'ün suçlamaları tekrarlandı.

Yörünge dergisi röportaj tekniğini kullandı. Kadroları içinde eski MHP'lilerin önemli yer tuttuğu, Türk-İslam sentezci Yörünge, Mehmet Eymür'ün suçlamalarını bu kez soru haline getirmişti.

Eymür'ün anılarında MİT'in elçilik dinlediği, belgesiyle itiraf ediliyor. Milliyet, anıların bu bölümünü yayımlamadı. Mehmet Eymür, 2000'e Doğru Ankara Temsilcisi Hasan Yalçın'ın Büyükelçi Abu Firaz'la Filistin Elçiliği'nde yaptığı bir görüşmenin dinleme kayıtlarına yer veriyor. Eymür, dinleme kayıtlarını Hiram Abas'ın evinde bulduğunu söylüyor. MİT'in elçilik dinlemesi uluslararası bir skandaldır. Eymür'ün buna cesaret etmesi, provokasyon ihtiyacının büyüklüğünü ortaya koyuyordu. Görüşmede Hasan Yalçın, Sayın Abu Firaz'dan Hiram Abaslarla ilgili bilgilerin yayımlanması için ambargoyu kaldırmasını istiyordu. Eymür, 2000'e Doğru'yu "FKÖ'nün işbirlikçisi" diye suçlamak için bu ses kayıtlarını delil olarak ileri sürüyordu. 2000'e Doğru ve Hasan Yalçın, Filistin halkıyla ve FKÖ ile dayanışına içinde olmaktan şeref duyduklarını, bir CIA'cının devrimciler arası ilişkiye leke süremeyeceğini açıkladılar. 2000'e Doğru, daima ezilenlerden yana olduğunu, emperyalistlere ve ajanlarına karşı mücadele ettiğini vurguladı.

Sabahattin Savaşman'ın anıları bu kitabın ana unsurudur. Savaşman MİTte üçüncü adamdı. Aralık 1977'de ClA'ya bilgi verirken Hiram Abas ekibi tarafından yakalandı. Ekipte Eymür de vardı. Casuslukla suçlandı, mahkûm oldu.

(8)

Savaşman, MİT'in istihbarat örgütü olduktan sonra yakaladığı ilk ve tek CIA ajanıdır. Bir de 1983'te Turan Çağlar aynı suçlamayla yakalanmıştır. Çağlar cezaevinde esrarengiz bir şekilde ölmüştür. Sabahattin Savaşman CIA'ya bilgi sattığını anılarında da kabul ediyor. Ayrıca bu işin MİT açısından son derece doğal olduğunu kanıtlıyor. MİT'in, CIA'nın bir şubesi olarak çalıştığı, MİT'in en yüksek görevlilerinin CIA'ye resmen bilgi verdikleri, CIA'ya yaranarak yükseldikleri ortaya çıkıyor.

CIA, MOSSAD ve MİT arasındaki çok yönlü ilişkilerin birinci elden bilgisi anıların dokusunu oluşturuyor. Esrarengiz istihbaratçı dünyasının rezaletleri halk için öğrenilebilir hale geliyor. Aydınlık, Sabahattin Savaşman'ın anılarını, "CIA'nın Ortadoğu zinciri. Teşkilat. Üçüncü Adam'ın not defteri" başlığıyla 30 Temmuz 1979'dan başlayarak yayımlamıştı.

Mehmet Eymür, Savaşman olayını, Patronu Hiram Abas ve kendisi için bir pay çıkarırım umuduyla gündeme getirdi. Şimdi amacının tersi bir sonuç ortaya çıkıyor. Savaşman'ın anıları bütün Abasların, bütün Eymürlerin ipliğini pazara çıkarıyor, istihbarat bağımlılığı, yani MİT'in, CIA'ya bağlı oluşu. Amerikan emperyalizminin Türkiye'deki denetiminin araçlarından biridir. Bu kitabın yayına hazırlandığı günlerde, 12 Haziran tarihli Hürriyet. CIA ile MİT arasında Washington'da yapılan yeni bir işbirliği anlaşmasının haberini veriyordu. 19 Temmuz 1991 tarihli Günaydın, "MİT'in birçok ülkeden para aldığını" dönemin MiT Müsteşarı Hamza Gürgüç'ün anılarından aktarıyordu. ClA'nın Türkiye topraklarında resmen de faaliyet göstermesini kararlaştıran anlaşma ve Hamza Gürgüç'ün açıklaması, bir bakıma Savaşman'ın sergilediği gerçeğin yeni bir itirafı oluyor. Artık ilişkinin gizlisi saklısı da kalmıyor. Savaşman'ın anıları, halk için bir eğitim malzemesidir. Devlet çarklarının kimler tarafından kimler hesabına döndürüldüğünü ciltler dolusu teoriden daha çarpıcı biçimde gözler önüne seriyor. Sol açısından ise. devrimci uyanıklığı öğretiyor ve pekiştiriyor.

KAYNAK YAYINLARI

(9)

I

MİTİN ÜÇÜNCÜ ADAMI SAVAŞMAN'IN

ANILARI

Jimmy'le Tanışmamız

Bir vakitler komutanlığını yaptığım alayda şimdi cezaevindeyim. Kader... Gerçekten suçlu muyum, bilemiyorum.

Böyle bir hadise şimdiye kadar vuku bulmuş mudur? Benim seviyemde bulunan bir yönetici böylesine ağır bir suçtan hüküm giymiş midir? Bu düşünceler içinde, sıkıntılı bir başkent gecesinde elime kalemi alıyorum.

Ülkenin içinde bulunduğu şartların meydana getirdiği bir olayı yaşadım. Zincirin bir halkası da, hasbelkader ben oldum, ilahlar, makam ve menfaat kapışmasının bir kurbanı olarak beni seçtiler. Ve on yıl öncesinin parlak kurmay albayı, şimdi anarşistlerle, asker kaçaklarıyla, gaspçılarla beraber....

Ben: Teşkilat'ın temel direği, istihbarat Okulu Komutanı, medenî insan, ilmî istihbaratçı burda demir parmaklıklar arkasındayım. En önemli vazifeleri deruhte ederken, ismim bile bilinmiyordu. Ama memleket için alçaklık sayılacak bir görünüm içindeyken, gazete sütunlarına geçtim. Belki de "bu da böylesine bir hadise, bir ajan yakalanmış" deyip geçilecek. Yüksek Mahkemenin kararı sonucu, belki de ömrüm burada nihayet bulacak. Bugünlere nasıl geldiğimi yazmak arzusu bende bu tenakuzun yarattığı düşüncelerle doğdu. Memleketin ve Teşkilat'ın içinde bulunduğu durumu açıklamam, haklı ve haksız yere kurban edilen insanların iç dünyasına bir nebze olsun ferahlık sağlayabilir fikrindeyim.

(10)

2 Haziran

Bugün cumartesi. Yıllar önce bir cumartesi gecesi Jimmy'le tanışmamızla başladı hadiselerin gelişimi. Haddi zatında ona bir CIA ajanı bile demek doğru değildir. Zira kendisi CIA'nın memleketimizdeki heyetine mensuptur ve bu heyet Amerikan servisinin Teşkilat'taki kolu mahiyetindedir. Jimmy, bu heyetin Bay Peel'den sonra gelen mühim bir temsilcisidir. Kendisinin başkentte bir evi, bir arabası ve bir bayan sekreteri mevcuttur. Ailesi de yanındadır. Diplomatik bir hüviyete sahiptir ve bu hüviyeti dolayısıyla her gittiği yerde saygı görür, kolaylıklara sahip olur.

CIA'nın Teşkilat'la işbirliği yapan: Teşkilat’ın içinde bir temsilcilik görevi, bir ölçüde de üst organ misyonu taşıyan 20 küsur kişilik heyeti vardır. Bu heyet en mükemmel istihbaratçılardan kurulmuştur. Bunlar hem istihbarat alışverişini sağlamakta, hem de ülke içindeki ve ülke dışındaki olaylarda müşterek operasyonlara katılmaktadırlar. Zaten hiçbir önemli istihbarat CIA'nın katkısı ya da bilgisi olmadan elde edilememiştir.

Teşkilat. 1950'lerden itibaren Amerikan servisiyle beraber çalışmaktadır. Yani isim değiştirmeden önce mevcut olan durum, isim değiştikten sonra da aynen süregelmiştir. Teşkilatın kullandığı bütün teknik malzemeler CIA tarafından temin edilmiştir. Birçok personel Amerikalılar tarafından yurtdışında kurslarda eğitilmiş. Teşkilat okulu büyük çabalarla CIA tarafından kurulmuş ve onların tahsis ettiği eğit¬menler sayesinde tedrisat yapmıştır. Yakından bildiğim ve içinde yaşadığım sorgu odalarındaki teçhizat, en iptidaisinden en modernine kadar CIA tarafından verilmiştir. Teknik gelişmelere paralel olarak bu teçhizatta meydana gelen yenilikler her sene CIA kanalıyla takip edilmiş ve aynı kanal vasıtasıyla ihraç edilmiştir. Her türlü bilgi alışverişi yapılmış, bunların karşılığı olarak senede milyonlarca dolar akmıştır. Personel, senelerden beri CIA ajanları gibi çalışmakta. Amerikan servisi hesabına görevler almakta, yurtiçindeki ve yurtdışındaki operasyonlarda ücret kabul etmektedir. Bunu ben, Teşkilat’ın üçüncü adamı olarak yazıyorum ve her an ispat etmeye hazırım.

Jimmy. işte böyle faaliyetler içinde bulunan kalabalık bir temsilciler heyetinin mensubu olarak memlekette bulunmaktaydı. Bu durumu Teşkilat tarafından yakınen bilinmekteydi.

(11)

Teşkilat'ın bütün esas unsurlarının hepsi kendisini tanırlar, severler ve sayarlardı. Dilimizi gayet iyi bilir, ülkemizin politik konularında hepimizin üstünde malumata sahip olarak sık sık konuşmalar yapardı. Özellikle dış görev ve geziler konusunda tesirli olduğu yakından bilindiği, hoş sohbet, centilmen bir kişiliğe sahip olduğu için her çevrede kabul görürdü. Birçok Teşkilat unsuru kendisiyle temas etmeye can atardı ve zaten temas etmişlerdi de. Teşkilat tarafından bu derece bilinen, Teşkilat arasında bu kadar tanınan ve adeta bizim camiamızın bir parçası olan böyle bir zatı, ajan olarak mütalaa etmenin manasını doğrusu hâlâ kavrayamamaktayım. Ona ajan dediğimiz takdirde, bütün temsilciler heyetinin ve bu heyetle temas halinde bulunan bütün yöneticilerin ajan sıfatını taşıması gerektiği kanaatine kolaylıkla varırız. Gerçi memleket ve Teşkilat şartları, ülkemizin içinde bulunduğu ilişkiler ve millî çıkarlarımız göz önünde tutulduğunda hangi uygulamaların ne şekilde göz önüne alınması gerektiği de tartışılması yapılabilecek bir konudur.

Jimmy pek çok yöneticiyle olduğu gibi, bana da resmen Teşkilat tarafından tanıtılmıştır. Kendisiyle resmî temasa geçmem onlar tarafından sağlanmıştır. Bugün, karşımda suçlayıcı durumda bulunanlar böyle bir temastan dolayı ve temasın içinde ele alınabilecek, usulsüz de olsa bazı uygulamalar yüzünden sorumlu tutulamaz mı? Dediğim gibi. Jimmy'le ilk bir araya gelişimiz Teşkilat’ın onun memleketimize gelişi münasebetiyle verdiği kokteylde, o mahut köşkte olmuştu. Böyle kokteyller verildiği, sadece CIA mensuplarının değil, İngiliz, Al¬man, Fransız, italyan, israil ve yakın bir geçmişe kadar Iran servislerinin de bu kokteyllerde bizimkilerle resmî temaslarda bulundukları bilinen bir hakikattir. Her sene böylesine kokteyllerin sayısı onlarcayı bulur. Sadece köşk değil, büyük şehirlerin ünlü otelleri de öyle temaslara sahne olmaktadır.

Böyle toplantılarda. Teşkilat mensupları, eşleri, bazen diğer yakınlarıyla beraber yabancı servis temsilcileriyle samimi sohbetlerde bulunurlar. Teşkilat yöneticilerinin şahsi özellikleri, ailevi durumları, hayatları, bu şekilde tamamıyla aleni bir durum alır. En yetkili makamlarda oturanlar bütün özellikleriyle tanınırlar, şahsi üstünlük ve zaafları da istihbarat unsuru olarak değerlendirilebilecek seviyeye gelir.

13

(12)

Teşkilat mensupları, sadece servisler arası değil, dışişleri, asker sivil bürokrasi ve iş aleminin parlak şahıslanyla da böylesi yerlerde bir araya gelirler. Memleketin politik, iktisadi, sosyal bütün meseleleri buralar¬da enine boyuna tartışılır. Dış ve iç konjonktürel gelişmeler hep beraber ele alınarak, muhtemel hadiseler üzerine tahminler yürütülür. Bu derece temasın olduğu bir muhitte elde edilecek istihbaratın adeta kesin netice vereceğinden şüphe yoktur. Üç yıl önce başlayan tanışmamı/, karşılıklı görüşmelerle ilerledi. Kendisi daha önceden de elde ettiği bilgilerle beni yakından tanıyordu. Bence akıllı ve işinin ehli bir istihbarat kadrosuydu. Ordu kökenli olduğumu, kızım, damadım ve oğlumun istikballe ilgili meselelerini, ailemizin durumunu, özelliklerini öğrendi. 10 yıl gibi, teşkilatımız için nispeten kısa sayılabilecek bir süre içinde hemen hemen üçüncü mühim mevkiye kadar yükselmiştim. Belli bir sosyal çevremiz, alışkanlıklarımız, bu kadar yıl içinde intibak ettiğimiz insanlar mevcuttu. Bir düğün masrafı, karımın oyun ve geziler için harcaması zaruri olan masraflar, benim itibarıma sahip bulunan bir idareci için kaçınılması mümkün olmayan şeylerdi. Esasen, teşkilat içinde kudreti elinde bulunduran, kendi konusunu en iyi bilen, istihbaratçılık alanında uzman, gayet iyi yabancı dile sahip, kabiliyetli ve zeki bir insanın bu kadar itibara sahip bulunması normal karşılanmalıydı ve Jimmy de İstihbarat Okulu hakkında duyduklarından sonra bunu kavrıyordu.

En büyük hizmetleri yapmış, okul yaratmış, reorganizasyon ve modernizasyon faaliyetlerini tanzim etmiş, inşa edilen okulun müfredatından mefruşatına kadar her şeyiyle yakından ilgilenmiş, durum odasında gerekli düzenlemeleri sağlamış kişiydim. Bir yığın haberi istihbarat haline getirmenin, istihbarat mantık metodlannın, politikanın istihbaratta oynadığı rolün, kıymetlendirme yollarının değerlendirmesini yapmıştım. Bu konu hakkında memleketin en yetkili şahsı olarak eserler ortaya koymuş ve bu eserleri askerî okullarda tedris ettirerek ülkenin güvenliğine elimden geldiği kadar katkıda bulunmuştum. Bilhassa dış temaslarda edindiğim izlenimlerle kendi personelim olduğu kadar, yabancı servis elemanlarının da takdirini kazanmıştım.

(13)

Jimmy'le temaslarımızı ilerletmek bütün bu bakımlardan hem bana hem de kendisine yararlı oluyor, iki müttefik ülkenin istihbaratçıları olarak birbirimize fayda sağlamaya çalışıyorduk. Kendisiyle birlikte, özel ve yüksek amaçlı birçok toplantılara katıldık. Bu toplantılar bilhassa bölgesel işbirliği örgütlerinin bünyesinde gerçekleştiriliyor ve karşılıklı istihbarat ve güvenlik yararlan sağlama amacına yöneliyordu. Gizli ve belli amaçlı bu toplantılar Teşkilat başkanlığı adına katılıyor Heyetlerde dışişleri ve diğer temsilcilik mensuplarına da rehber ve idareci rolünü oynuyordum.

Bu temaslar sayesinde ilerlemem elbette ki. Teşkilat içindeki bazı kuvvetlerin nazarî dikkatini celbetmişti. Makam ve menfaat hevesleriyle benim yerimde gözü olup da, beni bir engel olarak görenler mevcuttu. Bunların önemli bir bölümünü de kısmen ikbal, kısmen geçmiş suçların örtbas edilmesi, kısmen de politik amaçlarla hareket eden belli bir grup meydana getiriyordu. Fakat ben, Teşkilat'ın normal yapısı içinde faaliyetlerime devam ediyor, iç ve dış planlamaları sürdürüyor, bir yandan da bilgi ve görgümü artırmaya çalışıyordum.

İki yıl önce, bölgesel işbirliği kuruluşunun yine özel bir toplantısı için dış görev almam durumu ortaya çıktı. Dışişleri temsilcisi ve Teşkilat'tan başka bir personelle beraber Washington'a girecektik. Heyet başkanlığı görevini üzerime almam bana önemli sorumluluklar yüklü-yordu. CIA'nın başkentteki misyonu adına Amerika'ya gerecek üye de o günlerde belirlendi. Jimmy bizimle beraber olacaktı. Heyetimiz Jimmy'le beraber bulunacak, adeta aynı heyetin mensuplarıymışız gibi davranacaktık.

Bu dış görev dolayısıyla evimde bir parti düzenledik. Jimmy ve ekibi. Entelligance Servis'ten Hood, İranlı meslektaşlar, Teşkilat'tan arkadaşlar geldiler. Teşkilat'ın imkânlarıyla gerçekleştirilen, garson, aşçı. uşak gibi hizmetler Teşkilat tarafından karşılanan böyle bir toplantı çok sonraları benimle CIA ve Entelligance elemanları arasındaki temasın başlangıcı olarak değerlendirildi. Jimmy ve Hood ile Washington'da yapılacak çalışmaları planlamıştık. Fakat bundan Teşkilat'ın elbette ki haberi vardı. Tabiî başkan ve daire başkanlığı işin derin teferruatlarıyla uğraşmıyorlardı, ama bu da icracı bir başkan yardımcısı olarak şüphesiz benim vazifemdi.

(14)

Jimmy'le konuşurken, ikide bir gözlerini kaydıran karşı-casusluk mensuplarını görmüyor değildim, fakat rahat bereket tarzımız herhangi bir suç işlemediğimizden emin olduğumuzu gösteriyordu.

Toplantıdan bir müddet sonra. Londra üzerinden Washington'a hareket ettik. Jimmy de beraber biz dört arkadaş bir motele yerleştik. CIA heyeti temsilcisi bize ev sahipliği etti ve temaslarımızı sağladı.

CIA'yla Temas

Bugün, bütün gün televizyon başında kaldım. Bir yandan da, dün yazdıklarımı düşündüm. Yakınlarımın çarşamba günü idareye teslim ettikleri yeni Philips'in dün sabah koğuşa sokulması herkesi memnun etti. içinde haberleşme cihazı olup olmadığını kontrol için bu kadar bekletmişler. Aslında böyle bir cihaz bulunsa dahi, onların fark edeceklerini zannetmem, idarede cuntanın bir adamının bulunmasından şüphe ediyorum. Sarışın yüzbaşı böyle ilişkiler içine girmiş olabilir. Zaten hepsi istenildiği takdirde Teşkilat'a hizmet etmekten kaçınmayacak kişilerden seçilmiştir. Bana. herşeye rağmen mevkime uygun muamele ediyorlar. Bu sayede hayatla temasım burada bulunan çocuklara nazaran daha kolay. Dışardaki sağ kuruluşlarla haberleşmem için, benim imkânlarımdan yararlanmak istiyorlar. Bu ortamda birbirimize ihtiyacımız bulunduğunu düşünürsek, herhalde bu isteklerini yerine getirmeye mecbur kalacağım.

Televizyondan sonra dün yazdıklarımı inceledim. Aslında aleyhte delil mahiyetinde pek bir şey yok. Zaten mahkemede de burada yazdıklarımın bir benzerini ifade etmiştim. Bir genel arama yahut sadece bana karşı bir tedbir alınsa dahi notların ele geçmeyeceği kanaatindeyim.

4 Haziran

Washington'da geçen günlerimizi hâlâ tatlı bir hatıra olarak anıyorum. Jimmy, üçümüze de elinden geldiği kadar yardımcı oluyor, şehrin gece kulüplerini, akşam yemeği yenecek yerlerini, vakit geçirilecek diğer köşelerini tanıtıyordu. Toplantı dışında birkaç günlük bir zaman, heyetlerin ağırlanması için ayrılmıştı. CIA ile bu müddet zarfında özel ilişkilerimiz de oldu. Jimmy'le beraber ilgili bölümdeki meslektaşlarla görüştük.

16

(15)

Aradan aylar geçtikten sonra bu görüşmeleri casusluk olarak tarif etlen yetkililer, herhalde hakikati işlerine geldiği gibi çarpılmanın telaşı içerisindeydiler. Zira. biz Teşkilat olarak Jimmy'nın başında bulunduğu heyete istihbaratı, kendi ülkemizin başkentinde, düzenli raporlar halinde takdim ediyorduk. Hatta bununla kalmıyor, konular üzerinde tartışmalı toplantılar düzenliyor. CIA mensuplarının sorularını cevaplıyorduk. Kendileri akıllarına takılan bir husus olduğunda, benim mevkime kadar başvurmaya dahi lüzum görmeden istedikleri elemanı çağırıyor ve bilgi alıyorlardı. Konu üzerine eğilen bir devlet yetkilisi, yapacağı küçük bir araştırmada CIA'ya istihbarat teminiyle ilgili anlaşmaları görebilir.

Kanıma göre. Teşkilat sadece hükümete, ilgili bakanlıklara ve Genelkurmaya bilgi vermekle vazifelidir. Oysa yapılan ikili anlaşmalar, buna tamamen aykırıdır.

CIA'ya Jimmy kanalıyla verilen belgeler incelendiğinde bunların sıradan malzemeler olmadığı da görülecektir. Çoğunun üzerinde TOP SECRET (çok gizli) damgası bulunmakladır. Sadece rakip istihbarat örgütleriyle ilgili bilgileri değil, bölge durumuyla ilgili bütün bilgileri ve ülke içi durumla ilgili bilgileri kapsamakladır.

Normal işleyişte, iki bölümümüzden, koordinasyon örgütü vasıtasıyla bilgi toplamayla ilgili olanı, her türlü neticeyi bize bildirir, biz bunları kıymetlendirip istihbarat haline getirdikten sonra, bir kopyasını üst yönetime, bir kopyasını da CIA irtibat Heyetine göndeririz. Bu durumdaki bir yetkilinin Amerikan başkentinde CIA ile görüşmeler, yapmasında mahzur olmadığı ortadadır.

Ayrıca resmî işleyişte durum böyleyken, uygulamada daha toplama safhasındaki değerlendirme yapılmamış ham bilgiler doğrudan CIA heyetine ulaştırılır.

Teşkilat'ın üçüncü adamı olarak Washington'daki merkezde Steiger. Peel ve Jimmy'le görüşürken daha çok politika ve kuruluşumuzun içindeki bazı meseleler üzerinde durduk. Daha sonra metodlar kararlaştırıldı. Alternatif görüşmeler, mazeret hikayesi, randevu ortamları belirlenerek, Anny Mary'nin ve subay Owen'in evleri tespit edildi.

17

(16)

İstihbarat konusunda talep karşı taraftan. Bay Peel'in vereceği karar üzerine gelecekti. Böyle bir talep olunca, kararlaştırılmış bir isim söylenerek "Bay X'in evi orası mı?" diye bizim numara aranacaktı. Ben ise kararlaştırılmış numarayı arayarak mobilyacı olduğumu söyleyecek, ısmarlanan malların hazır olduğunu belirtecektim. Bunun üzerine randevu yeri olarak saptanan evlerde ışıkların örtülüp açılmasına göre. belirlenmiş buluşmalar gerçekleştirilecek. Eğer bunlar gerçekleşemezse alternatif tarihler gündeme gelecekti.

Memlekete döndükten sonra Jimmy'le birçok görüşme yaptık, ilk faaliyetim, memleketimize sığınan bir Sovyet subayı ve bir Habeş'in ifadeleri hakkında elde ettiğimiz malumatla ilgili oldu. Jeostratejik durumumuz dolayısıyla bu gibi iltica olaylarına pek sık rastlanmaktadır. Fakat servisimiz bu hadiseleri kendisiyle ilgili kabul etmemekte ve fazla bilgi edinmek için çalışmamaktadır.

Yapılan anlaşmalar ve teamül gereği bütün mülteciler. Amerikan ya da Alman servislerine teslim edilirler. Bunlar ön sorgulamayı memleketimizde yaptıktan sonra, mülteciyi kendi imkânlarıyla ülkelerine götürürler.

Sovyet subayının ilticasından sonra, bu kişinin ilk ifadesi Teşkilat elemanları tarafından sınırda alındı. Başkentte tarafınızdan herhangi bir sorgulama yapılmadı.' Hemen Alman servisi ile temas kurularak subay onlara verilmek istendi. Çünkü. Doğu Almanya'daki rakip kuvvetler hakkında bilgisi bulunduğu anlaşılıyordu. Fakat nedense Almanlar böyle bir işi üstlenmek istemediler. Daha sonra Amerikan servisine teklif yapıldı. Onlar teklifi kabul ettiler ve bu şahsı Amerika'ya götürdüler.

Habeş ise. Emniyete teslim olmuştu ve ifadesi orada alınmıştı. Sonra. Batıya gitti. Sovyet subayının sınırda alman ifadesi Habeş'in Emniyet ifadesi, bunlarla ilgili kıymetlendirmeler ve benim elde ettiğim neticeler üzerinde Jimmy'le birlikte çalıştık. Bunu bir casusluk eylemi olarak mütalaa etmem imkânsızdı, çünkü Teşkilat, adamların bizzat kendilerini Amerikalılara ve Almanlara teslim etmişti. Benim, bu kişiler hakkında bazı fikirlerimi meslektaşlara iletmem, olsa olsa kişisel bir girişim ve avantaj arama isteği olarak düşünülebilirdi ve bence, bir Teşkilat yöneticisinin öyle davranmaya hakkı vardı.

(17)

Büyük şehirdeki toplama yetkilisinin, konsolosluktaki Amerikan servisi temsilcisi¬ne bilgi vermesini de aynı .şekilde olağan karşılıyorum. Bu bilgileri önce bizim bölümün başkanına, ondan da koordinasyon dairesi kanalıyla CIA'ya verdiğimizde bu bir ulusal görev oluyorsa, bu kademeleri atlayarak yaptığımız bir uygulama en fazla usulsüzlük olarak suçlanabilir. Kaldı ki benim gibi Teşkilat tarafından sürekli yabancılarla temasla görevlendirilen, istihbarat konulu konferanslarda ülkesini temsil eden bir kişinin bu kademelere harfi harfine riayet etmesi de fazla bir hassasiyet olmaktadır.

İngiliz servisinden Hood'la temaslarımız da bence aynı çerçeve içinde düşünülmelidir. Mr. Hood. İngiliz istihbarat Servisinin Teşkilat'taki temsilcisidir. Yani bir gizli ajan değil, resmî hüviyete sahip bir Amerikan servisinden farklı olarak İngilizlerin Teşkilat'ta bir temsilciler heyeti bulunmamaktadır. Mr. Hood. bu vazifeyi "işbirliği düzenleyicisi", istihbarat alışverişi yürütücüsü ve ortak operasyon koordinatörü olarak tek başına yürütmektedir. Mr. Hood'u tıpkı Jimmy gibi görevim gereği tanıdım, daha doğrusu Hood bana Teşkilat'ın protokol şubesi tarafından tanıtıldı. Ortak vazifelerimiz gereği sık sık buluşup konuştuk, istihbarat tealisinde bulunduk. Okulumuzun reorganizasyon çalışmalarına İngiliz servisinin yardımlarını sağlamak amacıyla planlar hazırladık. Washington gezimden evvel kendisiyle beraber Londra'ya gitmiştik. Orada, İngiliz istihbarat Okulunun faaliyetlerini birlikte inceledik. Beraber toplantılara, kokteyllere katıldık. Birçok temas yaptık. Ülkeye dönünce Mr. Hood ve İngiltere'nin tüm istihbarat personeli onuruna. Teşkilat, yemek ve kokteyller düzenledi.

Daha sonra bir İngiliz servis personelinin evinde defalarca görüş¬tük. Oxford Üniversitesinde düzenlenen istihbaratla ilgili ilmi bir toplantıya katılmadan önce, kendisinden bilgiler aldım, İngiltere'deki temasları ele alarak tartıştık. Dönüşte oradaki izlenimlerim ve ele alınan planlar üzerinde fikir alışverişi yaptık.

Mr. Hood. ülkesinin menfaat iare gereği daha çok petrol bölgeleriyle ilgileniyordu. Bu yüzden komşu ülkeler, bu ülkelere yönelik istihbaratımız ve karşı-casusluk faaliyetleri konusunda araştırmalar yapmaktaydı. Benim durumum, bu konuda kendisine zaten ulaştırılan raporlar dışında, kıymetlendirmede yardım yapmaktan ibaretti.

19

(18)

Çoğu zaman toplama servislerindeki elemanlarımızla direkt temas halinde bulunabildiğim için. onların raporlarında yeterince ifade edemedikleri hususları netleştiriyor, bu sahada Mr. Hood'la birlikte çalışıyorduk.

Tüm bu çalışmalardan, bilhassa bilgi ve görgümü artırmak bakımından kendim de şahsi avantaj ekle etmiş sayılabilirim, ama esas yararlı çıkan Teşkilat olmuştur. Çünkü kuruluşumuz, sadece CIA'dan değil İngiliz servisinden de her yıl yüklü bir para almaktadır. Oxford'dan döndükten sonra Jimmy'le olan faaliyetimiz, de belli bir dönüm noktasına geldi. Amerikan servisi, memleketimizin karşı casusluk çalışmaları konusunda derli toplu bir belgeye ihtiyaç duyuyordu. O günlerde toplanması beklenen genişletilmiş kurulda böyle bir rapor ele alınacaktı. Şüphesiz buradaki karşı casusluk faaliyeti sadece bölge¬deki küçük ülkelere karşı yapılan faaliyetlerdi. Zaten, Sovyetler'e karşı yapılan bütün operasyonlara ve Çın Halk Cumhuriyeti ile ilgili faaliyete CIA mensupları her zaman katılıyordu.

Harekete geçtik. Teşkilat’ın hazırladığı belgenin bir kopyasını, oturumda ele alınmadan evvel. Amerikan heyetine ulaştırmak istedim. Fakat şahsi başarıma gölge düşürmek için olacak, bu raporun hazırlanmasında devreden çıkarıldım. Toplama ile ilgili bölüme dahil olan karşı-casusluk görevlileri, raporu kendi başkanlarına, oradan da doğrudan üst yönetime intikal ettirerek hükümete ulaştırmayı planlamışlardı.

Aslında böyle bir uygulama bizim bölümün değerlendirme yapma imkânını da ortadan kaldırıyordu. Arkadaşlarla işbirliği yaparak, ilgili daireden raporun taslağını temin ettik, üzerinde yapılacak düzeltmeleri ise kademelerden geçtikçe öğrenecek ve ek raporlar hazırlayacaktım. Bu alandaki başarımız. Amerikan servisi elemanları tarafından olumlu karşılandı. Memleketimizin imkânları konusunda yaptığım değerlendirme örnek bir istihbarat çalışması ve ilmi bir inceleme olarak kabul gördü. Tabiî bunu sağlamak için Jimmy kanalıyla oldukça yüklü malî imkânlar ve önemli kolaylıklar bulmak zorunda kaldık.

(19)

Teşkilat-İsrail-İran Üçgeni

Bugün ziyaret günüydü. Damadım geldi. Avukatlar da geldi. Yüksek Mahkeme gelecek ayın sonuna doğru karar verecek. Hatırat yazarken, geçmişte geleneklere uygun olmayan işler yaptığımı, usullere riayet etmediğimi, mesleğimde yükselmek ve itibarıma uygun bir tarzda yaşayabilmek için yabancı desteğine gereğinden fazla başvurduğumu düşünüyorum. Fakat yine de. birçoklarının böyle yollara başvurması, hele de onların ne yeteneklerinin ne de bilgilerinin kafi olmadığı halde bunu yapmaları beni bir parça rahatlatıyor. En çok ailemin, çocukların çevrede karşılaştığı muamele, hakkımızda yapılan dedikodular üzüyor beni. Onların çeşitli düşüncelerini bir bakıma normal karşılamak gerek, istihbarat faaliyetinin çeşitli yönlerini, bir istihbaratçının hayat tarzını ve karşılamak zorunda bulunduğu güçlükleri bilemezler elbette. Neticede bir ceza yesem bile. burada senelerce kalmayacağıma güveniyorum. Toplama bölümü bir miktar kanıt toplamışsa da. zannımca bunlar beni en fazla 1980'in sonlarına kadar cezaevinde tutabilir. Bu derece yüksek makamlara gelmiş bir kişinin, böyle ağır ithamlara uğradıktan sonra bir müddet yatıp tahliye olması cemiyete haksızlığa uğradığımız fikrini kabul ettirebilir.

Zaten hakkımdaki delillerin yeterince kuvvetli olmadığı, mahkeme kararı ve duruşmalar esnasında izlenen tutumdan da açığa çıkıyor. Ne kadar bir cezayla kurtulacağım konusunda zihnimde hiçbir tereddüt yok.

Kanunda böyle bir madde olsaydı benim yabancı bir devlet hesabına uzmanlık yapmaktan ve yaptırmaktan yargılanmam gerekirdi. Mesela. Jimmy'ye verirken yakalattığım dokümanlardan biri. yabancı ülkelerle iktisadi münasebetlerimizi ele alıyordu ki. bunu personele bizzat ben hazırlatmıştım. Bu doküman, açık kaynaklara dayanılarak hazırlanmış, basın ve plan teşkilatının imkânlarından yararlanılmıştı. Bu dokümandaki bilgiler devletin resmî yayın organı tarafından, çok daha geniş bir şekilde önceden açıklanmıştı.

Bir diğer doküman, Amerika Birleşik Devletlerinin araştırmaya ihtiyaç duyduğu uluslararası bir konuyla ilgiliydi. Bir devlet yetkilisi olarak, bu konuda Amerikan hükümetinin bir plan hazırladığını öğrenmiş, bu planın mümkün olduğu kadar bizim yararımıza olmasını sağlamaya çalışmıştım.

21

(20)

Doküman, politik ve sosyal durumu tartışılan bir ülke hakkında çeşitli rakamları ihtiva etmekteydi, istatistik rakamlarında göçmen işgücü sayıları, iki topluluk arasındaki lisan problemleri, bazı sosyal problemler, kültür ayrılıkları bunlarla ilgili hükümet tasarılarının dayandığı temeller mevcuttu.

Bu rakam ve bilgilerin. Birleşik Devletler hükümeti tarafından başka yollarla da rahatça elde edilebileceği bence açık bir hakikattir. Bunu dikkate alarak, müttefik devletin hükümetini olumlu yönde enforme etme amacıyla bu dokümanı yine kendi personelime hazırlattım. Bir kısım bilgileri, ilgili dairelerden temin ettirdim. Konuyla ilgili değerlendirme çalışmasını da yaptım. Netice olarak, bu da bir uzmanlık çalışmasından ibaretti.

En önemli kabul edilen belge ise, Sovyet ajanıyla ilgilidir. Aslında bu konudaki operasyon da yine CIA'yla birlikte yapılan müşterek operasyonlardan biridir. Ve tarih bakımından aktüalitesini kaybetmiştir. Burada benimle Teşkilat arasında bur zıtlık doğmuş, onlar bununla ilgili bilgilerin silah satışlarının başlamasını teşvik eder mahiyette kullanılmasını istemişler, ben buna karşı çıkmışımdır. Teşkilat burada bir dezenforme yapmak istemiştir. Yani benim Jimmy'ye verdiğim belge yine Jimmy'ye verilmek için hazırlanmıştır. Burada, meseleyi hukuki açıdan ele alırsak, mesele bir devlet faaliyetini zamanından daha önce yapmakla sınırlıdır. Şüphesiz, bu derece karışık olan istihbarat işlerini çözmeye hukuk yetmemektedir. Olayın özü. Teşkilatın dezenformasyon denemesinin üçüncü yetkili tarafından boşa çıkarıldığı iddiasıdır. Demek ki. bilgi vermek durumu mevzubahis bile olamaz, zira onların vermek için hazırladığı ve benim önceden verdiğim belgede yazılı olanlar, doğru bilgiler değildir.

Bir diğer doküman ise, yine komşu bir ülkenin askerî yöneticisinin başka bir komşu ülkeye yaptığı ziyaret ve burada elde ettiği askerî menfaatlerle ilgilidir. Bu belgeyi de aleyhimde önemli bir delil olarak kullanmak istediler. Bunun yabancı servisler tarafından hazırlandığı şeklindeki itirazım üzerine. Teşkilat bunu resmen reddetti ve belgeyi kendilerinin temin ettiğini öne sürdü. Fakat belge incelenince İngiliz kaynaklı olduğu açıkça görüldü. Böylece, koskoca Teşkilat adalet organları önünde yalancı durumuna düşürülmüş oldu.

(21)

Aslında doküman bize İngiliz Servisinden ulaşan bir haberden çıkarılan bazı bilgi fişlerinden ibaretti, İngiliz Servisi, haberi bize ulaştırmıştı ve bu konuda bizim bilgimiz olup olmadığını soruyordu. Yani, normal işleyişte eğer bu konuda bizim bilgimiz varsa, mutlaka İngiliz Servisine verilecekti, tabiî aynı bilgiler hem doğrudan, hem de İngilizler kanalıyla CIA'ya ulaştırılacaktı.

Benim meseleye girişim ise. nihayet mesleki bir endişeden oldu. İngilizlerin sorusuna cevap verecek olan bendim. Birikmiş bilgiler benim kontrolüm ve sorumluluğum altında bulunuyordu. Bu soruya cevap vermek mesleki bir itibar sorunuydu ve benim kariyerimle ilgiliydi. Bu bakımdan Jimmy'den yardım istemeyi uygun bulmuştum.

Bu son doküman ne tarafımızdan elde edilmiştir, ne de herhangi bir yerde istihsal edilmiştir. Yabancı bir ülkenin, başka bir yabancı ülke hakkındaki çalışmalarının sonucudur. Bu gibi bilgiler bir yana bunlardan çok daha gizlilerini (TOP SECRET dereceli olanlar de dahil). Teşkilat her zaman CIA'ya, İngiliz. Fransız. Alman, İtalyan, İsrail servislerine ve yıkılışına kadar SAVAK'a vermiştir. Teşkilat, benim suçlandığım gibi bir suçu sürekli ve resmen işlemekledir. Bundan özel avantajlar elde etmem suç ise, suçlama da buna göre yapılmalıdır. Bu gibi bilgilerin beni suçlamak için icat edilen tabirle "yabancı ajanlara" verilmesi. Teşkilat tarafından sadece rapor ve belgeler halinde değil, karşılıklı konuşmalar ve toplantılarda da çok sık olmaktadır. Jimmy'nin işini yapmakla görevli, bütün bu ülkelerin temsilcileri var¬dır başkentte ve büyük şehirlerde.

Biz aslında bütün haberleri bunlara vermekle vazifeli bulunduğumuz için, kendi başkanlığımıza veya diğer servislere verdiğimiz raporların üzerine daha önce herhangi servislere verildiğini de kaydederiz.

Herhangi bir devlet yetkilisi, açıklamalarımızı belki de suç farz edecek olan herhangi bir hakim veya savcı bu tür belgeleri Teşkilat'tan isteyip inceleyebilir. Hatta sadece Teşkilat'a sorması da yeterlidir. Bu raporların üzerinde CIA'ya verildiği açıkça yazılıdır. SAVAK'a. MOSSAD'a ve diğerlerine verildiği de yazılıdır. Ve Teşkilat'ın kodlamasında CIA "bayrak" koduyla adlandırılmıştır, ilgililerin bir tesadüf eseri bu raporları incelediklerinde bahis konusu kodları anlayabilmeleri mümkündür.

23

(22)

CIA'yı bayrak olarak adlandıranlar diğer servisleri de ülkelerinin veya milletlerinin belirgin bazı özelliklerine bakarak adlandırmışlardır. Bu kodlamalar. bilgilerin bana dahi ulaşmadan toplama ekipleri tarafından doğrudan doğruya aynı kademedeki yabancı servis temsilcisine ulaştırıldığını göstermektedir.

Teşkilat'la ilgili kanun gizli değildir. Herkes temin edebilir. Bu kanuna bakıldığında görülecektir ki. Teşkilat’a mensup herkes, bu uygulamalar ile-her gün. her saat suç işlemektedirler, üstelik bu suçlar ülkenin temel menfaatlerini ilgilendirdiğinden bir anayasa suçu mahiyetindedir. Bu anayasa suçunun işlenmesine kaynak teşkil eden hadise, ikili anlaşmalardır. Haddi/atında, bu ikili anlaşmaları, bilhassa istihbaratla ilgili özel anlaşmaları iptal etmeden aynı uygulamayı sürdüren hükümetler de bu ağır sorumluluğu paylaşıyorlar. Bu mevzu sadece millî egemenlikle değil, üzerinde o kadar titizlikle durduğumuz, demokratik hürriyetçi nizamla da ilgilidir, Zira iç hadiselerle ilgili raporlar da istenildiği zaman yabancı servis tarafından edinilmektedir.

Yabancı servislerle ilgili vazifemiz. sadece istihbarat alışverişinden de ibaret değildir. Ben vazifemin başında ve İran’da Şahlık rejimi mevcutken, birkaç ayda bir. SAVAK ve İsrail Servisi MOSSAD'la periyodik buluşmalar yapmaklaydık.

Bu periyodik görüşmeler sadece idareci makamlar seviyesinde.değildir. Çeşitli seviyelerdeki Teşkilat kuruluşları müttefik servisin kendi eviyelerindeki organlarıyla görüşürler. Bu görüşmede, yalnız, uluslararası konular değil, ulusal konular da ele alınır. Her ülkedeki sol faaliyetler, millî azınlıkların faaliyetleri, tedhişçi Filistin'e karşı önlemler, yıkıcı diğer faaliyetler, anarşi hakkındaki ikili üçlü temaslar kurulur. Bu görüşmelerde genellikle yol gösterici olan, üstün tekniğiyle MOSSAD'ın ve MOSSAD'ın memleketimizde hayli geniş imkânları bulunmaktadır. Şahsi ve politik menfaatlerine engel olduğum için benim ekarte edilmem operasyonuna katılan karşı-casusluk ekibindeki şahıs Beyrut'ta böyle temaslarda çok bulunmuştu. Lübnan'da ClA'yla beraber operasyonlara katılan, onlardan yüklü ücret ve ikramiyeler temin eden, Filistin kamplarındaki bir kısım solcu genci hedef alan faaliyetlerde gösterdiği başarı sonucu mükafatlandırılan bu kişinin, şimdi kendisini benden daha temiz olarak göstermesini de şayanı hayret buluyorum.

24

(23)

Alman istihbarat Servisi de ayrı bir periyodik görüşme unsurudur. O ülkedeki meslektaşlarla da, her üç ayda bir Münih'te ve bizim başkentle görüşmeler yapılır ve dahili konular bizim dahili konularımız, üzerinde durulur. Şüphesiz, çünkü bizim onlara söyleyecek herhangi bir sözümüz yoktur.

Bu temaslarda, bütün dünya hakkında elde edilmiş askerî veya politik, ekonomik veya sosyal ne kadar istihbarat varsa hepsi onlara teslim edilir. Zaten, maddi kaynağımız, orasıdır. Sosyal faaliyetler, kokteyller, eğlence yerlerini ziyaret vesaire arasında ise yazılı raporlarda eksik kalan unsurlar, kişisel görüşmeler yoluyla tamamlanır.

Teşkilat'ın Ordudan İstihbarat Elde Etmesini Sağladım

Gazetelerde katliam davasından söz ediliyor. Misilleme, silahlı taarruzlar birbiri ardından devam ediyor. Burası iyice kalabalıklaştı artık. Gençlerle konuşurken istihbarat metodlannın neredeyse ortaokul çocuklarına kadar yayıldığını hayretle görüyorum. Böyle bir ortamda meseleyi ilmi olarak ele almanın lüzumu ortaya çıkıyor.

Uluslararası işlerde, herhangi bir ipucunu değerlendirirken metodu tahlil etmek en başta gelir. Servislerin yıllar yılı uygulayarak ekol haline getirdikleri metodlar vardır. Bir işe bakıldığı zaman ufak tefek ipuçları bile perde ardından hangi servis bulunduğunu ortaya koyar. O servise has planlar, damgasını basmıştır bu hadiseye. Çocukların anlattıklarını dinleyince de. istihbarat okulunda verdiğim dersler aklıma geliyor. Oradakiler, bir mesleği seçtikleri için oldukça ciddi davranıyorlardı. Şüphesiz. Birçoğu cinayet suçlusu olmasına rağmen, buradaki çocuklar bir macera filmi yaşıyor gibiler. Bir kısmı tıpkı başıma bu hadiseyi saran Siyasal Okul mezunu mason gibi macera, şiddet ve konspirasyon heveslisi.

Doğrusu hadise oldukça iyi planlanmıştı. Teşkilat'ın mühim bir yetkilisini bu derece açmaza düşürmek, ancak o adamın kafasından çıkan bir entrikaya dayanabilirdi. Bütün hareketlerimin takip edildiğini, beni belli bir noktaya doğru sürüklemek istediklerini, baştan engellemeleri mümkünken son ana kadar beklediklerini yeni anlıyorum.

25

(24)

Bir cumartesi günü Teşkilat merkezine getirilerek gözaltına alındım. Başka zamanlar odamın yanına yaklaşmaya cesaret edemeyenler, hemen makamıma gidip arama yaptılar. Orada ne bulacaklarını biliyorlardı şüphesiz. Ordu dairesindeki kader arkadaşları daha önceden getirilmesini istediğim dokümanların listesini evvelden onların ellerine teslim etmişler.

Bunlar kara, hava ve deniz birliklerimizin durumu, müdahale kuvvetlerimizin dağılımıyla ilgili bilgiler ve haritalardı. Teşkilat’ta askerî durumla ilgili bilgilerin bulundurulması müdahale döneminden itibaren başlamıştır. Aslında sivil bir kuruluş olması gereken Teşkilat, uzun yıllar askerî idare uygulanması yüzünden orduyla yakın bağ içinde gelişmiştir.

Darbe döneminden Teşkilat'la ordunun istihbarat kuruluşu arasında çok sıkı irtibat kuruldu. Ordu istihbaratıyla ilgili konularda bizlerin yetkisi arttı. Müdahale sırasında ordu istihbaratının çok yetersiz kaldığı görülünce, devreye tamamen Teşkilat girdi. CIA'yla müşterek çalış¬tığı için Teşkilat'ın teknik imkânları ve tecrübesi oldukça fazlaydı. Bu dönemde harekâtla ilgili bütün bilgiler, asker arkadaşlarımızın şahsi temaslarıyla bana geliyor, ben bunların değerlendirilmesini yaparak brifingler düzenliyordum.

Kendi askerî durumumuzla ilgili bilgileri, yasal olarak almamız mümkün değildi. Fakat arkadaşlarımızın bunları temin etmelerine kimse mani olmuyordu. O günlerden kalan harita ve krokiler hâlâ odamızda durmaktadır. Bunlar üzerinde zaman zaman yeni durum işaretlenmiştir. Rakip kuvvetlerin değerlendirmesini yapabilmemiz için müdahale birliklerimizi, rakibin yığınağını ölçebilmemiz için bölgedeki ordumuzun durumunu, onların deniz kuvvetlerini bilmemiz için kendi deniz kuvvetlerimizi bilmemiz gerekirdi. Deniz Kuvvetlerimizin hareketleri ve denizdeki arama faaliyetlerimiz Teknik Bölümümüz tarafın¬dan günü gününe dinleniyor: elde edilen bantlardaki bilgiler harita üzerine işaretleniyor ve bana ulaştırılıyordu. İki sene önce müdahale birliklerimizin personel sayısını öğrenmekte büyük güçlük çektik, ilgili yerlerdeki asker arkadaşlar, insan sayısıyla ilgili bilginin gizlilik açısından çok önemli olduğunu sandıklarından belirgin bir tedirginliğe düştüler.

26

(25)

Bu konudaki güçlüğü de. Amerikan heyetinden öğrendiğimiz bir yöntemle çözdük. Yine şahsi temaslarla birliklerimizin masraf çizelgesini elde ettik. Bunun üzerine yaptığımız hesaplamalarla personel sayısını kesin olarak çıkarttık.

Komşu yöneticinin raporuyla ilgili dokümanı da basında çıkan haberlerin doğru olup olmadığını tahkik etmek için hazırlatmıştım. Bu rapor hakkında Teşkilat’ın ve istihbarat bölümünün herhangi bir bilgisi yoktu. Çeşitli ilişkiler bakımından ihtiyaç hissettiğimiz bu istihbaratı mutlaka elde etmemiz gerekiyordu.

Masamın gözünde ve karteks dolabında bulunanlar bunlardan ibaretti. Ayrıca, pasaportum, uçak biletlerim ve bir miktar dolarla sterlin vardı. Bu sonuncuları dış gezilerim sırasında temin etmiştim.

Karşı-casus ve arkadaşı bütün bu belgeler hakkında zabıt tutup, delil olarak savcılığa vermişler. Mevkileri benden çok düşük olan, biri siyasal diğeri iktisat mezunu bu iki kişi, okuduklarını değerlendirecek bilgiye sahip değildi hâlbuki.

Teşkilat yönetimi, bu belgeler hakkında görüşü sorulunca bir kısmının delil mahiyetinde olduğunu ileri sürdü. Oysa görüldüğü üzere, bütün dokümanlar birbiriyle benzerlik ihtiva etmektedir. Birbirlerini tamamlamaktadır. O halde nasıl oluyor da, bir kısmı delil de diğerleri değil? Bunun açıklanması kolaydır. Çünkü ben kendilerine defalarca konuyla ilgili kıymetlendirmeler sunmuşumdur, harita üzerinde duru¬mu arz etmişimdir. Hatta kendisinden rica ederek eksik olan bilgilerin tamamlanması için yardım istemişimdir. Ve onun gereken bilgilerin sağlanması için orduya yazdığı bir yazı mevcuttur. Bu yazının altında imzası bulunmaktadır. Benim, ordumuzun durumuyla ilgili ayrıntılı bilgiye sahip olduğumu bilmektedir. Yabancı servis mensuplarıyla sürekli temas halinde bulunduğumu da tabiî ki bilir. Geçmişteki usulsüz durumda kendisinin de sorumluluğu vardır. Bunun için masamın gözündeki dokümanların delil mahiyetinde olup olmadığı sorusunu yuvarlak cevaplarla geçiştirmektedir.

Enteresandır, daha yakalanmazdan bir gün önce beni yakalayan şahıslarla birlikte yöneticilere ortak brifing vermişizdir. Bu brifingde kullandığımız dokümanlarda ordudan şahsi temaslarla elde edilmiştir. Eğer şahsi temas metodu suç olarak görülüyorsa, bu suçun sorumlusu hepimiz olmalıyız.

27

(26)

En azından, diğerlerinin de suçlu olmadıklarını is¬pat için kesin belirtiler bulunmalıdır. Öyle gelenekler, öyle kolaylık metotları uygulanmaktadır ki, bu durumda bütün personelin bilgi satma imkânı ve böyle ihtimaller mevcuttur.

Hakim kararı ve hükümet onayıyla, Teşkilat’ta bir arama yapılacak olsa öyle belgeler bulunacaktır ki, bunlar kuruluşumuzu da, hükümeti de oldukça /ör bir duruma sokar, iç güvenlikle ilgili kayıtlar ve kişisel bilgi fişleri bir yana, personel tarafından bilinmesi uygun olmayan her türlü askerî ve diplomatik bilgi dökük saçık durumda saklanmaktadır. Evrak bölümünde yetkili olarak çalışan personel, buraya yasal durumu uygun olmamasına rağmen nüfuz ticareti yoluyla getirilmiştir. Önceden destekleyici eleman olarak kullanılanların personel statüsüne getirilmeleri yasak olmasına rağmen, böyle kişiler önemli köprübaşlarındadır. Daha bunun gibi pek çok misal sayılabilir. Bu durumdaki bir kuruluşa değil dost, müttefik ve anlaşmalara bağlı okluğumu/- CIA. isteyen her istihbarat örgütü kolaylıkla sızabilir. Avrupa ülkelerinde çok sayıda Doğu Bloku ajanı yakalanırken, aynı türden bir çalışmayı memleketimizde de gösteren rakip servislerden kimsenin yakalanmaması bu hakikatin bir ifadesidir.

Netice olarak ben casusluk suçuyla hüküm giymiş bir yöneticiyim. Oysa mesela dışişlerinin elçilerle kurduğu haberleşmenin şifreleri senelerdir elimdedir. Benden çok daha düşük mevkidekiler bile bu bilgilere sahiptir. Bütün birliklerimizin haberleşme kodları ve diğer gerekli anahtarlar da elimizde mevcuttur. Tatbikatların senaryosunu da istediğimiz zaman elde edebiliriz. Bu kanuni olmayan usuller o kadar gele-ncklcşıniştir ki, askerî makamlar bizden bu konularda yardım isterler. Askerî istihbarat, stratejik istihbarat ve muharebe istihbaratı olmak üzere iki dalda mütalaa edilir. Birincisi uzun dönemli askerî bilgileri, ihtiva eder. Silahlı Kuvvetler, muharebe istihbaratı yapmak için Tcşkilat'tan yardım almıştır. Yaptığımız hizmetlerin belgeleri ellerinde bulunmaktadır. Bunu müteakip, çabalarım sonucu devletin en üst yetkilileriyle Teşkilat arasında bir toplantı yapılmış, burada gerekli istihbaratın aramızda dcğiş-tokuş edilmesi karara bağlanmıştır. Benim de katıldığım bu toplantıyla ilgili protokol de bir belge olarak her an bulunabilir. Suçlanmayı kabul ederim, fakat suçlama bütün bu hakikatler de belirtilerek yapılmalıdır.

28

(27)

Evet, bu protokol sayesinde bilgi kaynaklarım çoğalmış, bu yüzden yabancı servislerle ilişkilerim güçlenmiş ve itibarım artmıştır. Fakat üst kademedeki yöneticilerin hala ve ihmallerinin bu nahoş durumlara yol açtığı da belirtilmelidir.

Uygulamalara getirdiğim başka bir yeniliği daha açıklamak isterim. Tcşkilat'ın yapı ve görevleriyle ilgili kanun, düşman tarafın imkânlarını ve yeteneklerini bilmemiz için kendi birliklerimizin durumunu da bilmemiz gerekliğini ortaya koyuyordu. Fakat kanunda, askerî istihbaratla ilgili herhangi bir kayıt bulunmamaktaydı. Üst yönetimin izniyle, istihbarat Bölümümüz için bir görev talimatı hazırladım ve buraya askerî istihbaratta bulunabileceğimiz hakkında bir madde de koydum. Bu durumda, kanun ve görev talimatı birleşince kendi ordumuz içinde istihbarat yapma hakkımız kendiliğinden doğuyordu. Bir yerde, ordu istihbaratının yerini almış oluyorduk, halta avantajlı durumumuz nedeniyle onların bir üst organı rolünü oynamaya başlamıştık.

Böyle bir reorganizasyon yabancı servis elemanlarının şüphesiz takdirini kazandı. Çünkü anlaşma gereği. Teşkilat'tan rahatça bilgi alabiliyorlardı. Üstelik, bu bilgileri en geniş şekilde elde etmek için Teşkilat'ımızla yakın temas halindeydiler. Onlar için ilginç olan, Tcşkilat"ın üçüncü kademesinde bulunan benim gibi bir yetkilinin, pek fazla çaba da göstermeden tüm istihbarat sistemini değiştirebilmesiydi.

CUNTA'yla Karşı Karşıya

Akşam yemeğinden sonra yeniden kalemi elime aldım. Bizimkiler daha yemeğe oturmamışlardır bile. Belki salonda güneşin batışını seyrediyorlardır. Karşı kıyıda Amerikan Okulu'nun sivri çatıları görünür. Öteki Başkanlığın yardımcısının evi de oradadır. Amerikan karargâhıyla içli dışlıdır ahbabımız. Ama eski dostluk günleri geride kaldı artık.

Evde, büyük ceviz masanın etrafında toplanır, saatlerce oyun oynanır, politikadan bahsederdik. Karım, yine o masanın abonesi tabii. Uzak bozkır kasabası günlerinden beri hiç değişmedi. Demir cevherinin yanındaki lokali hatırlarım.

(28)

Hayatın ilk basamaklarını adımlarken, bizimkiyle neler konuşurduk. Bana hep sonradan görme zengin kadınlarını anlatırdı. Kolları dirseklerine kadar altında dolu olduğu için bizi kendileriyle bir tutarlarmış. Hakettiğimiz gibi bir hayat yaşayamasak da. yine de daha huzurluyduk o zamanlar.

Kurmay oldum. Binbaşı oldum. Albay oldum. Tcşkilat'a girdim. Yükseldim. Kudretli adamdım artık. Her şeyi. herkesi duyan, bilendim. Ama onun gözünde sadece bir şikayet mercii, maddi imkân kaynağı... "Kızım ne olacak, damat ne olacak?".. Neticeten buradayız. Her şeyi onlar için yaptığıma Allah şahittir. Gözaltına alınmadan sonra Teşkilat'tan çıkarılan kızımı, durumumu etkileyeceğini bile bile Amerikan Elçiliğine yerleştirmekten geri kalmadım. Bu, hayatını ailesine adamış bir insanın dramıdır.

CIA ve Entelligence'deki meslektaşlarla temasımı bir entrika vesilesi saydılar. Her zaman kendilerinin de yaptığı artık gelenekselleşmiş temasları cspiyonaj gibi göstermeye kalktılar. Makam ve menfaat anarşistlerinin diğer kurbanlarına da benzcmiyordum. Teşkilat tarihin¬de hiç olmamış şekilde kısa zamanda üst kademelere yerleşmiştim. Bu yüzden, en tesirli metodu kullanmaktan çekinmediler. Ama onlar da, diğerleri gibi değildi, birbirleriyle işbirliği halinde bir politik klik teşkil ediyorlardı.

Devlet kuruluşlarını, özel teşebbüsü, siyasi hayatı alt üst eden hu makam ve menfaat zıtlaşmaları ta kuruluşundan beri Teşkilat'ta da görülür. Ama bizdeki, hiçbir yerde görülmeyen karışık ve karanlık metodlarla doludur. Ve menfaatlerin çok büyük, hareket sahasının son derece geniş olması, çeşitli çevrelerle ilişkili onlarca ekibin doğmasına neden olmuştur. Bu ekipler ortak çalışır, kurban ararlar. Bu kurbanlar cemiyet içinde olabileceği gibi Teşkilat içinde de olabilir. Yükselme hırsının önüne dikilen herkes bir engeldir.

Gizlilik metoduyla çalışılır, kurbanlar savunmasız, delilsiz bırakılır. Gizli yöntemler, hedefi istenildiği gibi. istenildiği yerde yakalamaya izin verir. Kurban seçilen insanın elinden bütün araçları alınır. Darbenin nereden geleceğini kimse bilmez. Hele benim gibi, dedektiflik işleriyle uğraşan ekiplerin karşısında olanlar, inisiyatifi tamamen kaybederler. Ekipler, birbirlerine emir-kumanda zincirleriyle bağlı kimselerdcn kurulmuştur. Birbirlerinin sözünden çıkmazlar.

(29)

Teyp montaj, foto montaj, gizlice evlere girme, delil yerleştirme, karanlıkta fotoğraf çekme, açık veya kapalı dinleme yapma imkânları ellerindedir. Gizli sorgu yerlerinde, en iptidaisinden en modernine kadar çeşitli araçlar mevcuttur. Devlet yetkililerinin bile giriş izni yoktur buralara.

Teşkilat'ta en büyük zıtlaşma, geleneksel olarak sivillerle askerler arasındadır. Bu büyük çekişme çoğu zaman politika sahasında da oturur. Darbe öncesi sivil kesimin hükümet, asker kesiminin genellikle ihtilalcilerden yana olduğu görülmekteydi. Amerikan Servisinin eğitimiyle yetişmiş, şirketler ve iş hayatıyla yakın teması bulunan sivil kesim daha çağdaş özellikler taşımaktaydı.

Darbeden sonra iki büyük şehre karargâh kurmuş ve yönetimin en üst katlarından kaynaklanan askcr-sivil karması bir ekip doğdu. Cunta adı verilen bu ekip bu dönemde kader birliği etmiş, birçok kanun dışı olayın sorumlusu olmuştu. Avantajlar elde etmişlerdi. Hem bunları korumak, hem geçmiş defterlerin açılmasını önlemek, hem depolitik mülahazalarla devrin hükümetlerini etkilemek için bir arada kaldılar. Personel, büyükşchir ve başkent yönetimi, toplama bunların elinde kalınca patron ve yardımcısını da etkileme imkânını ele geçirdiler. Kağıt üzerinde olmasa da fiiliyatta en müessir makamlar bunların güdümünde idi. Sökrcdite, örtülü ödenek, avantajlar, pozisyonlar mevcut. Bu imkânlarla, on yıl öncesinden beri en az elli eleman diskalifiye ettiler. Bunların biri sekreter, bir kısmı emekli generaldi.

Bana karşı düzenlenen operasyonun planlarını yapan kişi Cunta'nın karşı casusluk bölümündeki koludur. Kendisi ile aramda uzunca bir süredir husumet bulunması hadisenin nedenidir. Bu kişi sivil bir okuldan mezundur. Açık tarafları çoktur. Darbe döneminde yaptığı işkenceler saymakla bitmez. Şimdi kendisini bir CIA ajanını yakalamış gibi gösteren kişi nasıl oluyor da, yakın bir tarihte komşu bir ülkede CIA ajanlanyla ortak operasyona katıldığını gizliyor. Bu komşu ülkede yapılan operasyon sırasında yüklüce bir ücret elde ettiği de bilinmektedir.

Daha sonraları ben kudret kazanınca. menfaat yolları kapandı tabiî. Aktif görev imkânları kalmadı. Bir bölgenin başına da gelemedi.

31

(30)

Yabancı uyruklu bir kadınla ilişkisini açığa çıkarmam bana olan nefretini daha da artırdı. Bana yaptıklarını basın ataşesine ve daha önce amirine de uygulamıştı. Şimdi önünde bir engel teşkil ettiğim için bana çarptı entrika rüzgârı.

Darbe döneminin beşli çclesi içinde yer almıştı bu şahıs. Meşhur köşkte bir araya gelen bu beş kişi, CIA'ya yaptıkları hizmetlerini örtbas etmek, kanundışı eylemlerini unutturmak için şimdi de bana karşı birleştiler. Bakanın "CIA içimizde" sözünün etkisi de böyle kırılacaktı, içlerinden bazıları daha değişik emeller peşinde koşanlara da hizmet ediyorlardı.

Suçlu yalnız ben miyim? Birçok Teşkilat mensubu, kendi memleketimizde de yabancı istihbarat elemanlarıyla sık sık yalnız temas etmektedirler. Jimmy çok sayıdaki personelin ahbabı olarak bu tür ilişkiler içindedir. Kendisiyle birçok yönetici başbaşa yemek yemiştir. Ekarte edilmemden çok kısa bir zaman önce, Jimmy, yeni gelen üç CIA görevlisi. Teşkilat'tan bir arkadaş ve eşlerimizle beraber bir başkent lokantasında baş başa bir gece geçirmemiz buna misaldir. Bana dü/.cnlcncn operasyonun önemli adamı Kafkas asıllı kişi, Jimmy'nin benden de samimi dostudur. Bu kişinin gerek Jimmy'yc. gerek diğer Amerikalılarla içtiği su ayn gitme/.. Yazın, onların kamplarında bütün ailesini barındırır. Amerikan dostu bir işadamının yakın ahbabıdır. Üstelik doğrudan doğruya anarşik olayların içinde bulunması temasının vchamctini artırmaktadır. Ve bana karşı düzenlenen operasyon sırasın¬da, biz Jimmy'le otururken ekip başı görevini bu kişinin oynaması şüphelerimi çoğaltmıştır. Belki de Jimmy'nin de dahiliyle başka hesaplar sahneye konmuştur.

Teşkilat'ın İsrail'de, Almanya'da ve İran'da personeli, heyeti vardır. İran'dakiler ne yapmaktadırlar bilemem ama. diğerlerinin aktif göreve devam ettikleri bir gerçektir. Bu ülkelerdeki adamlarımız, o ülke istihbarat elemanlarıyla daima yalnız olarak temas eder. Adamımız o ülkenin casusu mu olmuştur, olmamış mıdır bunu bu faaliyet tarzıyla bilmemiz mümkün değildir. Bugünkü Teşkilat yöneticilerinden birçoğu yıllarca bu ülkelerde kalmışlardır. Almanya gibi rejimi bize yakın ülkelerde bulunmaları bir yana, İsrail ve Şah iran'ı gibi ülkelerde yıllarca kalan ve sıkı işbirliği geliştiren böyle elemanların rejimimiz için birer tehlike olacakları akla getirilmiş midir?

32

(31)

Bizce hayır. Çünkü, Teşkilat zaten eğitim ve kafa yapısıyla özellikle darbe döneminden sonra oldukça şartlanmıştır ve oralarda kalanlarla burdakilcrin arasında esaslı bir fark görülmeyecektir.

Sık sık değindiğim gibi. Teşkilat bütün devlet kurumları içinde kendine has bir çalışma şekli olan, denetlenmesi oldukça güç bir kuruluştur. Hakikaten kanuna göre suç teşkil eden bazı uygulamalar içindedir. Ama iktidarlar yıllarca süren uygulamalarla bazı gelenekler getirmiştir. Kanaatimce, örneğin benim gibi bir yöneticinin uygulamalarını kanunsuz bulmak, mahkemede de belirttiğim gibi Teşkilat'ın öteden beri uyguladığı bilinen sorgu yöntemlerini, telefon dinlemeyi, izinsiz evlere girmeyi, dinleme cihazları yerleştirmeyi de kanunsuz bulmayı gerektirir.

İşkence

İstihbarat Okulu'nda verdiğim sorgulama tekniği derslerinin bir gün bana karşı kullanılacağını hiç düşünmemiştim. Bu konuda, en son Amerikan kaynaklarını tarayarak derlemeler yapmıştım. Sorgu değerlendirmesi için eski destekleyici elemanlardan bir öğretim kadrosu hazırlatmıştım. Moral ve psikoloji açısından bilgi unsurunun durumunu gözden geçiren örnek testler düzenlemiştim. Teşkilat merkezine götürüldüğümde, bana yapılan uygulamaların nasıl bir seyir izlediğini, adeta dala önce gördüğüm bir filmi tekrar sahne sahne seyreder gibi takip etlim. Ama apaçık, savunmasız bir şekilde gözaltına alındığım için. dayanacak hiçbir şey kalmamıştı.

Teşkilat merkezine emrimde bulunan memurlar tarafından götürüldüm. Normal zamanda yanıma yaklaşmayan insanlar tarafından ağır şekilde dövüldüm. Eşim ve çocuklarım bitişik odaya getirilmişlerdi. Sorgu odasına daha önce benim yerleştirdiğim elektrikli işkence aletleri ve ışık verme aparatları bir tehdit aracı olarak bulunduruluyordu. Eşimin yandaki odadan duyulan çığlıkları, ses araçlarıyla daha da yükseltilmişti. Cunta'nın takip elemanlarından darbe uzmanı ve yardımcısı, ellerimi yukarı kaldırtarak vücudumun hassas noktalarına karate vuruşları yaptılar. Yıkıldığım zaman, dayak ve tehditle tekrar kaldırıp vurmaya devam ediyorlardı.

33

(32)

Vücudumda morartı olmaması için, ısıtılmış bir yün kuşak getirdiler, onu iyice sardıktan sonra vurmaya devam ettiler. Karım ve çocuk¬larıma baskı yapacaklarına dair tehditleri ileri sürdüler. Ve bütün işkence araçlarını bir bir gösterdiler. Zaten çöküntü içinde bulunduğum için. her şeyi kabul ettim ve savcı karşısında kabul etmemek elimden gelmedi. Zaten, kanunda mümkün olmamasına rağmen, savcı ifademi almak için Teşkilat merkezine gelmişti. Ve bu, gözaltına alınmamdan tam dört gün sonra oluyordu.

Savcı, ifademi alırken, odadaki konuşmalarımızın bir kısmım teypten tekrar dinlettiler. Savcının ifade aldığı odada da mikrofon tesisatı vardı. Bunu daha önceden biliyordum. Çünkü sorgu odalarındaki ifadeleri çoğu zaman kendim dinlerdim.

Savcı, daha sonra kendi makamında da ifademi aldı. Ama orada da. Teşkilat'ın gorillerinden biri vardı. Odamdaki dokümanlarla, yani casusluk suçlamasının kendi memleketim aleyhine olan kısmıyla ilgili birkaç şey söylemek istediysem de. bunları mahkemeye ertelemem istenince sustum, ilk mahkemeye yine Teşkilat'tan, Teşkilat'ın aracıyla getirildim. Hadisenin enteresan olan tarafı, benim daha önce verdiğim derslerde işkencenin maddi ıstırabı üzerine değil, metodlu bir şekilde beyin yıkanması ve psikolojik etkiler üzerinde sıkça durmamdı. Hatta birçok meslektaş beni robotlaştırma uzmanı olarak tanırlardı. Sonun¬da, benim gösterdiğim yöntemlerle ben karşılaştım ve uygulamalar Teşkilat merkezindeki pazarlık gücümü zayıflattı. Normal bir yetkilinin, kendi aleyhine bu kadar delili bile bile kabul etmesi ve altlarına imza atması inanılacak gibi değildi oysa.

Bir ara sigara ve su içmemi engelleyerek beni yalnız bıraktılar. Su daha sonra karşıma konuldu, bir muhafız getirildi ve onun emanetine bir paket sigara bırakıldı, ifademe başlamadan evvel zorla içirdikleri alkollü içki ve çok tuzlu yiyecekler yüzünden dilim damağıma yapışmış ve konuşamaz durumdaydım. Daha sonra, dayağın da etkisiyle bayıldım. Gözlerimi açtığımda Teşkilat'ın doktoru karşımda telaş içindeydi. Bana uyguladıkları metodların her türlü belirtisini yok etmek istiyorlardı. Tansiyonumu ölçtüler, bazı ilaçlar verdiler. Teşkilat doktoru beni sık sık muayene etti.

34

(33)

Aslında, kendisi beni gerektiğinde muayene etmek için hazır tutuluyordu. Yoksa o gün normal olarak izinli olması gerekirdi, işkenceler konusunda son derece ileri bir bilgiye sahip olan bu insan, darbe döneminde büyük bir ihtisas kazanmıştı.

Daha sonra verdiği raporlarda, bu doktor, vücudumda hiçbir iz olmadığını söyledi. Halbuki beni ilk muayenesi sırasında oldukça kötü durumumu kendi gözleriyle görmüştü.

Cezaevinde de. gelir gelmez bütün tutuklulara yapıldığı gibi muayene edildim. Cezaevi doktoru, kendisine cesaret edip de hiçbir şikayette bulunmadığım halde yüzümdeki ve vücudumdaki yara ve bereleri tespit ederek rapor hazırladı. Onların darbe izleri olduğunu zaten herkes bakar bakmaz anlardı.

Aslında, gözaltına alınmamdan tutuklanmama kadar uzanan safha, bir kısmına benim de muttali olduğum bazı pazarlıkların bir ifadesiydi. Daha Teşkilat merkezine götürüldüğüm gün, makamım için arama karan çıkaltılmıştı. Yani savcılık benim durumumdan haberdardı. Ama. ifademi almaya ancak dört gün sonra gelebildi. Bu dört gün karşılıklı tartışmalar içinde geçti. Ellerinde çok sayıda fotoğraf, teyp bandı ve takip raporları bulunuyordu. Bunların bir kısmını mahkemeye vereceklerini, sonunda birkaç yıl ile işin atlatılabileceğini, işi büyütürsem ve elimdeki imkânları kullanırsam cezanın da büyüyeceğini belirttiler. Ve çizmeyi aştığım takdirde cezanın akla gelmeyecek ölçülere ulaşacağını söylediler.

İşkenceden de korkuyordum. Üzerinde anlaşmaya vardığımız noktalardan saparsam metodların kademe kademe şiddetlendirilebileceğinden çekiniyordum. Yıllar önce, bir sosyalist ülke hesabına casusluk yaptığı iddiasıyla bir görevlimizin ifadesi alınmıştı. Sorgu sırasında uyguladığımız yöntemler sonunda kendisinin de katkısıyla eşsiz bir senaryo hazırlandı. Ama mahkeme safhasında, her şeyi inkâr etti ve heyete bir kibrit kutusu uzattı. Kulunun içinde, sorgu odasında topladığı soyulmuş deri parçaları bulunuyordu. Sonunda, bizim delillerle görevli ağır bir cezaya çarptırıldı. Ancak, Yüksek Mahkemenin karan sonunda beraat etti. Fakat biz, yaptığımız uygulamayla kalmış, görevi¬mizi yerine getirmiş ve bir engeli aşmıştık.

35

(34)

Şimdi, düşünüyorum da. işkencenin etkinliği konusunda verdiğim konferanslara kendim de inanmışım diyorum. Daha soğukkanlı olsam, yaratılmak istenen ortama kapılmasam, kendime güvenimi yitirmesem ve avantajlarımı kullansam bütün zorlamalara rağmen kurtulabilirdim diyorum.

Darbe döneminde, yapılan baskılara rağmen moralini yitirmemiş ve tutamaklarını kaybetmemiş birçok gençle karşılaştık. Aslında, kendinden emin, suç işlemediğine ya da yaptığı işin suç olmadığına inanan herkes için bu böyledir. Eskiden, füze üssünde görevli bir subaydan şüphelenilmiş, adam sorguya alınmıştı. Bütün baskılara rağmen, karısının, çocuklarının istikbalini düşünen ve bizim suçlamalarımızı samimi olarak "vatana ihanet" olarak görüp de böyle bir şerefsizliği üstlenmek istemeyen subay her şeyi reddetmişti. Daha sonra biz adalet makamlarına başvurduk. Adamın tutuklanmasını, böylece moralinin bozulmasını ve tekrar sorguya devam edebilmemizin şartlarının yaratılmasını isledik. Adamın şansı iyi gitti, mahkeme bunu kabul etmedi ve delil olmadıkça kimseyi tutuklamayacağını söyledi. Biz tekrar, "istenilen delilleri biz bu şahsın üzerine yerleştiririz bu millî çıkarlarımızla ilgili bir konudur" dediysek de ine kabul edilmedi. Hatta daha da sertleşti. Tam bu sırada da, üsle ilgili hiçbir şeyin çalınmadığı ortada hiçbir suçlu bulunmadığı anlaşıldı.

Yakalanışım

Hatıratımı, yakalandığım anı anlatarak bitirmek istiyorum. Yağmurlu bir kış günüydü. Jimmy'le buluşmak için. oğlumun işlerini örtü olarak kullanmayı kararlaştırmıştık. Odamdaki masanın gözünden belgeleri alarak eve getirmiştim. Bunlar yabancı bir ülkeyle ilgili olduğu için riski azdı. Durum odasmdakilcr hakkında ise defterimde notlar bulunuyordu. Evden belirlenmiş saatte çıktık, kontr-takipçinin peşimde olduğunu sanıyordum. Oğlumu bıraktıktan sonra eve dönerken. Jimmy'nin evinin bulunduğu bir alt sokakla arabayı park ettim. Bizim takipçiden ses seda yoktu. Hiçbir şeyden şüphelenmediğim ve ziyaretimi Amerikalıların bayramı vesilesine bağlayabileceğim için eve girdim. Bizimki, arkadaşı, aileleri hep oradaydı. Daha esas mevzuya girme imkânı bile bulamadan kapı çalındı. Meslektaşım, sakin bir şekilde yerinden kalktı, kapıyı açınca beynimden vurulmuşa döndüm.

36

(35)

Kafkasyalı ve silahlı adamları karşımdaydı. Demek uzun bir süredir izliyorlardı. Bir anda şimşek çaktı kafamda; Jimmy'le irtibat halinde miydiler?

Kafkas, hemen masanın üzerinde duran çantama yöneldi. Şapkam, küçük çantam, şemsiyem oradaydı. Belgeleri eliyle koymuş gibi buldu. Film makineleri çalışmaya başladı, bir memurun teybin düğmesine bastığını duydum. Sorular yağmaya başladı, zabıt tutuluyordu.

Kafkas. Jimmy'e soruyordu: "İşiniz, kimliğiniz, nerede çalışırsınız, göreviniz, üstünüzdeki belgeler vs..." Oysa kendisi Jimmy'i benden iyi tanırdı, beraber birçok operasyonlara girmişti, yemek ve kokteyl arkadaşıydı onun. Heyet Başkanı Peel'in onuruna verilen yemekte onunla beraber bulunmaları herkesin dikkatini çekmişti. Nasıl sorabiliyordu bu soruları? Ve bu sorulan sorarken. Jimmy'nin üzerinde bulunan notların kime ait olduğunu neden sormuyordu? Jimmy. diplomatik durumunu açıklayarak sorulardan kurtulabilirdi. Niçin bunu yapmamıştı? Not defterini niçin bana ait gibi göstermek istemişti?

Jimmy'nin arkadaşı olan aracı, diplomatik bir hüviyeti bulunmasına rağmen niçin bu davaya dahil edilmemiştir? Baskını yapan kişinin ClA'yla bu derece yakın ilişkide bulunan bir kişi olması benim şüphelerimi artırmıştı. Bu kişi, ilişkileri sayesinde iki büyük şehirde de yükselmişti. Her sone tatilini Amerikalıların imkânlarıyla gerçekleştirdiğini bilmeyen yoktu. Özellikle, özel konularda Amerikalılara çok şeyler borçluydu.

Bu operasyonda karşıma çıkarılanlar hep o günkü iktidarın, hatta iktidarın bir kanadının adamlarıydı. Hükümet, bakanın çok eskiden düşünmeden verdiği bir demeç yüzünden kamuoyunda zor bir durumda kalmış, ayrıca Amerikalılarla da aramızda tatsız bir hava esmişti. Bakanın bir yakınının da yabancı olması bu tatsız havaya etkide bulunuyordu. Teşkilat'ın köprübaşlannı ellerinde tutanlar, devlet kuruluşlarını bu gibi ilişkilerden tenzih etmek ve inandırıcılık sağlamak açısından bir kurban seçtiler. Amerikalılarla ilişki içinde olan ihtiyatsız ve heyecanlı şahıs, yani ben yuvadan atıldım. Böylece hem hükümete yaranıldı, hem Teşkilat korundu, itibarı sağlandı, hem operasyonu gerçekleştiren ekip onurlandı, geçmiş falsoları örtbas edildi, hem de gelecek hükümetin düzenlemelerine set çekildi.

37

Referensi

Dokumen terkait

Checking out a publication as this Sex For Salvation (The Sex Series Book 3) By Adam Weishaupt and also other recommendations can improve your life quality.. How can

Eğer bir gün biri, hele de orada yaşayan biri çıkıp o günkü k a m p hayatım, o orta­ mı, kuralları, orada suç ve cezanın ne olduğunu, sistemin nasıl

Based on the results of research on the influence of good corporate governance to the cost of debt by using a sample of 10 companies listed in IICG 2010-2013, the conclusions

Pengembangan karier/promosi merupakan salah satu penghargaan yang diberikan kepada pegawai karena yang bersangkutan telah memenuhi kualifikasi yang

En genel anlamda Süryanilerin iki müzik türü vardır: 1- Dini Müzik (Kilise Müziği) 2- Din Dışı Müzik. Din dışı müzik de kendi içinde ikiye ayrılır: a) Halk Müziği

1.2.1 The Model-Checking Process In applying model checking to a design the following different phases can be distinguished: • Modeling phase: – model the system under consideration

\begin{bibdiv} \begin{biblist} 2 define the bibliography items using a \bib command for each item see section12.2, and then 3 end the bibliography with the commands \end{biblist}

THEORECTICAL, PRACTICAL, AND HISTORICAL BASIS FOR TEACHING THE BIBLE IN SMALL GROUPS TO CREATE A DISCIPLESHIP CULTURE IN A LOCAL CHURCH ...34 Developing a Vision for Making Disciples