• Tidak ada hasil yang ditemukan

Abay’ın Eğitimdeki Amacı 1 Sağımbay Botpayulı JUMAĞUL 2

Dalam dokumen abay-simpozium.pdf (Halaman 183-187)

Abay’ın Eğitimdeki Amacı

1

TÜRK DÜNYASININ BİLGESİ ABAY KUNANBAYOĞLU 156

ulaşan insancıllığın asıl amacının, İslam alemindeki tasavvufî ilimle doğrudan bağlantılı olan manevî yapı olduğunu kabul etmek doğru olacaktır.” diye özetler.

Mırzahmetulı, Abay’ın insaniyet idealini Avrupaî kalıplara uydurarak çözemeyeceğimizi vatansever alimlerin sezmesi gerekirdi şeklindeki eleştirileri hatırlatarak ‘’kâmil insan’’ meselesinin İslâm âleminin tasavvufî hareketlerinde XI. ve XII. yüzyıllarda kalıplaşarak zirveye ulaştığını, bu konuda 1069 yılında Yusuf Has Hacib’in yazdığı Kutadgu Bilig adlı pedagojik eserde durumun tam olarak açıklandığı ve tasvir edildiğini özetleyerek şöyle der: ‘’Bu dönemlerde, Avrupa’da yetişmiş insan problemi hiç ortaya çıkma- mıştı. Avrupalılar bu meseleyi sadece 15. yy’dan sonra ele alıp konu edinmeye başladılar.’’

Tasavvufta “Hal İlmi” alanında oluşturulan ve gelişmeye başlayan tasavvuftaki insan anlayışı, Abay döneminde geleneksel anlayışa uygun olarak devam etmiş ve Kazak bozkırlarında da ‘’Kâmil insan ilmi’’

şeklinde adlandırılan yeni bir türü ortaya çıkmıştır. Bununla birlikte Abay’da ki‘’Kâmil insan’’, Şake- rim’deki ‘’Ar ve namus’’ kavramlarının manevî açıdan beslendiği temel gücün başlangıcı Yusuf Has Hacib ile Ahmet Yesevi’nin eserlerine dayanır. ‘’Kutadgu Bilig’’ki ana konuya dayanarak geliştirilen

‘’Civanmertlik ilmi’’ ile Yesevi’nin ‘’Hal ilmi’’ndeki insanlığın olgunluğu ve kulluğun kâmillîği şeklinde adlandırılan ve manevî yapı adı verilen bağlantı, Abay’ın dünya görüşünün teşekkülünde insanlık ilminin temellerini ve Türklük Âlemindeki manevî değerlerle bağlantılı tarihî uyumu göstermesi bakımından da değerlidir. Kendi döneminde Abay’ın aydınlatıcı fikirlerinin tarihle uyumu, geleneksel oluşunun artarak devam etmesi açısından Alaş savunucuları tarafından yönlendirilmiş olduğu gerçeği, araştırmacıların gö- zünden kaçmamalıdır. İlk olarak, Abay millî uyanma hareketlerinin manevî kaynaklarını temellendirir.

’’Malıñdı javğa,/Basıñdı davğa/Qor qılma, qorğa tatuvlas./Ötirik, urlıq,/Ükimet zorlıq./Qurusın köziñ aşılmas./Uyatıñ, arıñ oyansın./Bul sözimdi oylansıñ. // Malını düşmana,/Başını derde,/Hor etme, Koru, sahip çık./Yalan, hırsızlık,/Hükümetse baskıda./Kurusun, gözün açılmıyor./Utan namusun ayaklansın./

Bu sözümü düşünsün”. İkinci olarak millî düşünceyi en üst makama koyan şair, millî birliğe, manevî ve siyasî uzlaşmaya davet eder. Sadece birlik içindeki milletin ne olursa olsun zorlukları yenerek amacına ulaşacağını dile getirerek gençlere nasihatte bulunur.

Biriñdi, qazaq, biriñ dos/Körmeseñ istiñ bäri bas. // Birini Kazak, birini dost/Görmezsen, işin hepsi boş’’ diyen şairin nasihati edebî bir nasihat örneğine dönüşür. Kendi döneminde “ Uyatıñ, arıñ oyansıñ,/

Bul sözimdi oylansıñ. // Namusun, şerefin uyansın,/Bu sözümü düşünsün” diyen Abay’ın amacı, milleti uyandırmak iken, 20.yüzyılın başındaki Alaşçı edebiyatın temsilcileri “Oyan, qazaq!/Uyan Kazak” diye- rek bu geleneği geliştirirler. Alaş araştırmacısı Tursın Jurtbay’ın söylediği gibi ‘’Bu kullanımdaki “uyatıñ, arıñ/şerefin, namusun” sözünün anlamını “namus” diye düşünmek gerekir. Millet namusu ve vatanın namusu, vatandaşlığın namusudur. Namusun amacı bağımsızlıktır. “Basıñdı davğa, malıñdı javğa qor qılmas. // Başını davaya, malını düşmana hor kılmamak”. “Bul sözimdi oylansıñ // Bu sözümü düşünsün”

gibi imalı söyleyişler de bu görüşümüzü destekler. Abay ‘’Ümit bağladığı genç dostları’’nı düşündü ve Abay özlediği manevî bağımsızlığı bayrak edindi, sancak edindi, sonra da “Alaş!” denen bir parolada birleştirdi.”

Abay Araştırmaları Bilimi’nin ilmî temelini kuranlardan Muhtar Evezov büyük şairin Kazak top- lumunun siyasî ve sosyal meselelerini derinlemesine ele alan bilgece fikirlerinin önemini “Bütün fikir ve inancıyla ileri, aydınlık zamanlara atılmaya gayret ettiği için Abay, halkının bilincinin gelişme tarihin- deki, süreci açıkça yönlendiren kişi oldu” diye değerlendirir. Bu değerlendirme onun halkın takdiriyle, şairlik ve vatandaşlık karakteri kaynaşmış yaratıcılık özelliğini tanıtır.

Abay’ı tanımak, Kazak halkının manevî âlemini, onun vatandaşlık tarihindeki karmaşık ve ağır dönemi olarak kabul edilen sömürgecilik devrindeki milletin özgürlüğe dair güçlü gururunu tanımak de- mektir. Onun şiirinin halka dair vasıflarının edebî kaynağını Muhtar Evezov’un şu sözleri özetler: “O kendi halkının manevî kaynağı olarak ileriyi görebildi, halkı için düşünüp, halkı için hissedip onun tarihi geleceğini gösteriverdi.”

….Şın hakim, söziñ asil-baja jetpes Bir söziñ mıñ jıl jürse dämi ketpes Qaradan hakim bolğan sendey jannıñ Alemniñ qulağınan ketpes!...’’

…Gerçek hâkim, sözün asil paha biçilmez Bir sözün bin yıl geçse de tadı gitmez Halktan hâkim olan senin gibi efendinin Alemin kulağından sesi gitmez!...

Yukarıdaki mısraların sahibi Mağjan’ın, büyük iç kıpırtılarıyla şiir yazmasında derin bir anlam var.

Çünkü “Qalın elim, qazağım, qayğan jurtım/Kalabalık milletim Kazağım şaşırtıcı yurdum” diye şakıyan Abay’ın yüreği, içinde doğduğu halkı ile birlikte çarptı. Halkının kaygı ve hasretine yanıp onun geleceği- nin bahtlı olmasını arzuladı. Bu sebeple de:

Atımdı adam qoyğan soñ, Qantip nadan bolayın?

Halqım nadan bolğan soñ, Qaysa barıp oñayın?

Adımı insan koyduğu için Nasıl cahil olayım?

Halkım cahil olduktan sonra Nereye gidip donanayım?

diyen muhteşem şair, baskı döneminde evrene yön verecek muhteşem düşüncesini dile getirdi. “Zamanı değiştirmek için kendini değiştir” şeklindeki meşhur fikrini milletin bilincine işledi.

Alaş sanatkârları bu sosyal fikri aydınlatıcılık ve bağımsızlık yolunda ana amaç olarak gördüler.

Alaş aydınları, Abay araştırmalarının klasik örneğini şairin dünya görüşünün toplumsal ve sosyal, estetik veya poetik, eğitimcilik ve yeniden düzenleyicilik yönlerini ele alarak bütün unsurlarıyla hepsini bir yer- de toplar. Abay biliminin asıl temelini millî hedef yönünde yerine getirilecek mükemmel işler ile ilişkili hale getirdi. Bu sebeple Alaş’ın manevî ve siyasî çalışanları Abay’ı tanımak, Kazak çocuğunun bilmesi gereken en büyük sorumluluklardan biridir, derler.

Alaş’ın kalem erbabı, manevî âlemde Abay gibi şairin alacağı yeri sosyal hayata dönüştürmeyi, milletin bilincine sindirmeyi asıl görev olarak bildi. Bu süreçte Abay’ın başlattığı aydınlatıcıların mirası ile yapı taşlarının Alaş gayretkerleri tarafından uygulanmasını araştırmacı Diyhan Hamzabekulı’nın “Tek başlarına görünseler de ilk aydınlatıcılar Kazak toplumuna kendinden sonraki nesle ne verdi, milletin fikir ve bilincine nasıl ganimetler yükledi, millet kaderiyle bağlantılı neleri bitirip neleri koydu, onların emeğini nasıl değerlendirmek gerek? Bu soruların hepsi de, 20.yüzyılın başındaki bütün aydınları meşgul etti. Böyle olması gerekliydi. Bunlar Alaş okuyucuların yönünü aydınlatan sorulardır.” şeklindeki fikri, söz kuyumcularının yaratıcı kişiliği, aydınlık fikirleri değerlendirmek ve geliştirmek meselesini asır ba- şında düzenli bir hale koyduğunu bildirmekle beraber Alaş sanatkârlarının siyasî ve aydınlatıcı yönlerini açıklayıcı ve harekete geçirici bir güç olduğunu da gösterirler. O bununla birlikte bugünkü aydın kesime, buna ek olarak okul ve yüksekokullardaki öğretmenlerine de sorular sorar.

“Abay’ın büyüklüğü nerede, aydınlatıcılık fikirlerinin önemi nedir?” gibi meselelere genel bir cevap vererek konuyu sınırlandırdığımızı da gizlemek gerekmez. Özellikle Abay ve Kazakların yazılı edebiyatı, şairin yaratıcılığı ve eleştirel realizm kaynakları gibi ilmî temelli konuları ele almayı gerektiren mesele- lerde birikmiş sorular az değildir. Muhtar Avezov’un 1922-1923’te yazdığı “Qazaq ädebiyetiniñ qazirgi däviri/Kazak Edebiyatının Bugünkü Devri” (tarihî ve edebî bir eleştiri) araştırmasında “Bugüne kadar Kazakların yazılı edebiyatı açısından yazarların çoğu, bizim yazılı edebiyatımız, Abay’la başlar derler.

Bu fikir tasvirî ve sanatsal literatür açısından ele alındığında doğru olsa da edebiyat tarihi açısından bakarsak yanlıştır” diyerek yazılı edebiyatın başlangıçta Eski Türk yadigârlarından beslendiğinin belir- tilmesi gerektiğini vurgular. Eleştirel realizmin halk estetiğiyle birleşerek edebî gelişmenin temel sanatsal geleneği olduğunu açıklamayı gerekli kılar.

Bugünkü eğitim sisteminin en önemli meselelerinden biri orta öğretim ve yüksekokul öğrencisini bir karakter olarak biçimlendirmek, onun eğitimini sadece dersler seviyesinde sınırlamadan insaniyet ile ilgili özelikleri de dersler süresince kişinin beynine işlemek olarak değerlendirmek lazım. Bu hususta edebiyat bilimine yüklenen sorumluluklar pek de az değildir. Bunlara insanlık, vatan sevgisi gibi adlar verirsek, Abay’ın amaç edindiği “kâmil insan” meselesi de önemini kaybetmeden ön planda yer alır.

TÜRK DÜNYASININ BİLGESİ ABAY KUNANBAYOĞLU 158

Bu süreçte millî değerlerin asıl kaynağı olarak şairin millî mirasının, bağımsızlığı sağlamlaştırmanın ve sosyal gelişmenin bugünkü kuvvetli gücü olarak toplumu geliştirmenin pusulasına dönüşmesi gerekmek- tedir. Özellikle millî ideolojimizin hayattaki yapısı ve yolunu açıklamak vasıtasıyla manevî olgunlaşma yolunda gideceğimiz yönü ülke seviyesinde uygulamakta, Abay’ın manevî âlemde alacağı yeri her zaman önemli olarak görmek gerekir.

Abay eserlerini tanıma konusunda onun sihirli kudreti, halkın insancıllık muradını güzellik âlemiy- le, imanî anlayışıyla bir araya getirmek ve onda var olan vatan sevgisi gibi özellikleri bunlara eklemek, hangi dönemde olursa olsun özel bir mesele olarak karşımıza çıkar. Bu sebeple de millî ülkümüzün yol göstericiliğini açıklamakta ve her kandaşımızda bulunan vatanseverlik duygusunu korumakta, Abay’ın insanlık ilmini ömür boyu sürdürme ve gerçekleştirme işini ele almak da şarttır.

Sömürgecilik döneminden bugüne yani bağımsızlık dönemine kadarki arada Kazak edebiyatı çe- şitli siyasî baskılara maruz kalmış olsa da, onun sisler ardındaki gücü olarak yer alan millî bağımsızlık, serbestlik ve özgürlük gibi özel kavramları, halk bilincine sindirmeye başladı. Dünya milletlerinin tari- hine bakacak olursak, belli bir halkın eleştirilerin çok olduğu zamanlarda, ilk sırada söz hünerinin erliğe, birliğe yanılmaz bir yönlendirici olduğunu fark ederiz. Mesela Rus halkının başkalarına bağımlı olduğu dönemlerde sadece edebiyat yani manevîyat alemi, o milletin memleket olarak kaybolup gitmeden zafe- re ulaşmasında çözüm sağlamaktadır. Buna ilave olarak Rus âlimi D. S. Lihaçev, eski Rus edebiyatının sosyal ve millî hayattaki önemini vurgular. Kazak halkı olarak millî özelliğimizi korumak yolunda çözüm üretilen tarihi dönemlerde millî ülkümüzü kuran bir diğer kutsal güç tabii ki de edebiyat oldu. Böylece edebiyat, Kazak ülkesi Rus İmparatorluğu tarafından sömürgeleştirilip millî idare sisteminin zorla ele geçirildiği, güç dönemlerde halkı birleştiren, yarına dair umutlarını yaşatan, bu vasıtayla millî değerler ve ebedî amaçların harekete geçirici gücü olarak kendine yüklenen sorumlulukları yerine getirdi.

Böyle ilk özelliklere “Kazak halkının ve onun temel edebiyatının tarihine ait tekrarlanamayacak bir yapıdır” demek, mümkündür. Onun sadece tek bir örneği Abay yaratıcılığı dediğimize göre bugünkü nesillerin bu kaynaktan beslemesine ayrı bir önem verişimiz tabii ki gereklidir. Çünkü, şairin yaratıcılığı- nın asıl amacı, insan terbiyesi; millî karakter edep, ar, namus, vicdan gibi ebedi meselelerdir. Bunu nesil terbiyesinin temel dayanağı yapmak, Abay Yolu’nu takip eden milletin itibarı ve gururudur diyebiliriz.

Özellikle bugün yeni neslin dünya çapında bir ilmî hayata geçirilmekteki faydalı girişimlerini kollayarak, ilime atılmanın asıl kaynağının millî manevîyat, millî edebiyat olduğunu nesillere nüfuz ettirme konusunu asıl meseleler arasına almak şarttır. Edebiyat, sadece halkın estetik amacı, ahlaki kuralları, felsefî düşün- celeri ve psikolojik özelliklerinin ilk vasıfları değil, insanlığın, manevî değerlerinin de parçalanamayacak bir kısmıdır. Sadece dünya edebiyatı içinde hızlıca ve kestirme yollarla yer almanın gerektiğini düşünen Kazak manevîyatının yaratıcılığını tanımak gerekir. Böylece gelecek vadeden bir işe bir pay katmanın, Abay’ın insanlık ilmiyle birleştirmek talebini amaç edinmek, ilk amacımız ve muradımız olmalıdır.

Muhtar Avezov’un Eserlerindeki Bazı Yapıların

Dalam dokumen abay-simpozium.pdf (Halaman 183-187)