• Tidak ada hasil yang ditemukan

Adlarıyla İlgili Düşünceler Diyhan KAMZABEKULI 1

Dalam dokumen abay-simpozium.pdf (Halaman 179-183)

TÜRK DÜNYASININ BİLGESİ ABAY KUNANBAYOĞLU 152

zindeki öğretmenlerin “Üç Arıs, Beş Baytereğin adını söylesenize” şeklindeki sorusuna buldum buldum sorusuyla verilen cevaplara benzer durumlardır.

Bununla birlikte ilim asrı, manevî kimlik olarak kabul edilen Abay’dan çok şey buldu. Elbette ken- disi için, ilerlemesi için.

Abay’ı “Kazak’ın Baş Şairi” (bugünkü dile aktarırsak klasik) diye gören ve bunu her açıdan ispatla- yan A.Baytursınulı göklere çıkardığı şairde sadece bir tek kusur buluyor. Ahmet Baytursınulı’na göre “O kusur şiir ölçülerinin kontrol edilerek yerine yerleştirilmemesidir”6. Daha sonra “Edebiyat Bilimi”nde bu meseleye tekrar döner. Ahmet’in fikrine göre, bu kusur, şiiri okunduğunda veya ona eklemeler yapıldı- ğında neden ses akışının bozulduğudur. Bu sebeple, aydın kişi değişen ölçüleri “kendi yerlerine” koymak gerektiğini söyler. (Biz, bu cümlede tırnak işaretini bilerek koyduk.)

Ahmet Baytursınulı üzerine çalışanlar ile genel şiir bilimi üzerine çalışanlar yukarıda söylenen ku- suru genellikle değiştiriyorlar. Bize göre, böyle yapmak Abay’ın da Ahmet’in de eserleri hakkındaki çalış- malar için doğru bir yol değildir. Doğrusu, meseleye etraflıca bakmak gerekir. Abay, eskinin sonu, yeninin başıdır. Bu nedenle onun nazmında var olan genel biçimsel serbestliklere rastlamayı kurala uygunluk ve doğallık olarak kabul etmek gerekir. Veznin değişmesiyle ilgili birçok örnek verilebilir. (Bugünkü nazımdaki biçimsel çalışmalar da buna örnektir.) Ahmet Baytursunulı, sistemliliğe, ilme, gerçek manada eğitimciliğe önem veren, dönemin önde gelen kişilerindendir. Baytursunulı için, her şeyin sistem dahilin- de ve prensipli olması gerekir. Hatta ona “Şairin ölçüyü değiştirmesi gerektiğini” söyleyip duran şey bu prensipleridir. O, “Abay’ı yeni edebiyatın başlangıcı olarak kabul ederek, bunu sistemli olarak düşünelim ve yeni basımlarla düzene sokalım.” der. Tanınmış folklorcu bilim adamı S.Qasqabasov, “Er Sayın”- da A.Baytursunulı’nın metinler üzerinde küçük de olsa düzeltmeler yaptığını (halkı eğitmek, milleti bir araya getirmekle ilgili kavramlara, sözlere biraz vurgu yaptığını) yazıyor7. Bunu Ahmet’in kendisi de gizlememiş: “Er Sayın”ın kapağına “destancıların ağzından derleyerek düzenleyen Ahmet Baytursunulı”

diye yazmış8. Öyleyse bunların hepsini ilim ve sistemliliğe geçmekteki sorumlulukları yerine getiren değişimler diye kabul etmek gerekir. “Bu hatalı bir adım” demek doğru değildir. Bu bir basamaktır. İnsan basamaksız merdivene nasıl çıkar, hedefe nasıl ulaşır? Gökdelene nasıl çıkılabilir ki? Sadece basamaksız olarak “yer ev”e girilebilir…

Ahmet ile birlikte bu akımın temsilcisi Muhtar Avezov, “Abay’ın bazı şiirlerini ‘Kara Söz’ diye ad- landırır, genel olarak bunların sayısı 46 tanedir.” diye sistemleştirmiştir9. İki akademisyen Z.Ahmetov ve S.Qıyrabayev’in genel redaktörünün yönetimiyle yayınlanan şairlerin 1995 yılındaki külliyatının “Kara Söze” ile ilgili açıklamasında: “Şairin el yazmaları tam olarak tarih vermek gerekirse ilk defa 1933 yılında M.Avezov’un derlediği bir ciltlik edebî eserler külliyatına alındı ve ondan itibaren bütün yayınlarda tek- rar tekrar basıldı. Pişman olunacak bir nokta “Kara Sözler” sonraki yayınlara hazırlanırken metinle ilgili işleri devam ettirmek, ilmi alet edevatı tamamlamak yönünde malumatı olmadı” denilmiş10. Doğrusunu söylemek gerekirse, son jübile külliyatı bol alın terinin meyvesidir. S.Qıyrabayev, Z.Ahmetov’un başlat- tığı; Q.Muhamedhanulı, merhum B.Bayğaliyev, M.Mırzahmetulı, J.Ismağulov gibi isimlerin desteklediği grubun, metindeki belirsiz her bir sözü incelediğini gördük. Bu çalışmanın sonucu olarak en az on adet yayınla yapılmış olan tefsirler var derdik. Oysa bu bütün çalışma, Abay bilimine konulan bir nokta olma- sa gerek. Söyleyelim, Abay derecesinde İslamı tanımanın yolunu -Doğu değerlerinin biz şu anda sadece

“elifbesini” yarım yamalak biliyoruz- ve bu konuda önümüzdeki sorumlulukları belirliyor gibi. Abay

6 Baytursınov, A.( 1989). Şığarmaları / Şiirleri. 320 b, Yazmacı: Almatı.

7 Qaqabasov, S. (1999). Ädebiy muranı zerttev tuvralı // jıynaqta: Ädebiyet tarıyhı mäseleleri // Edebî Mirası İnceleme Hakkında / Külliyatta: Edebiyat Tarihi Meseleleri, B.32-34, Almatı: A.Print.

8 Er Sayın. Destancılardan derleyip düzenleyen Baytursunulı Ahmet, Moskova, Ulttar Komissariyyatı qaravındağı Künşığıs baspası, 1923, 93 b.

9 Avezov, M. (1991). Ädebiyet Tarıyhı / Edebiyat Tarihi: Ana Dili, 240 b, Almatı.

10 Abay (İbrahim) Kunanbayulı. Eki tomdıq şığarmalar jıynağı / İki Ciltlik Şiir Külliyatı (2005). 2 cilt: Yazmacı, 283 b, Almatı.

“Allahu Teala ölçüsüz, bizim aklımız ölçülü… Alem Allahu Tealanın kendinde” der11. Bizim filozoflar bugüne kadar Abay ‘ı materyalistik açıdan anlatarak bize tanıtıyorlar.

Abay’ı milletin ruhunu yücelten bir kahraman olarak tanıyıp eserlerini ilmi bir sisteme dayandıran devrin büyük çalışanı Halel Gabbasulı (1888-1931)’dır. Alaş tarihinden haberdar olan bu kişi, ilim adamı hakkında her şeyi bilir. O, 1917 yılı aralık ayında Millet Meclisi şeklinde kurulan “Alaş Orda”nın üyesi, yani Millet Meclisi Başkanının (A.Bökeyhan) yardımcısıdır. O yıl temmuz ayındaki “1.Bütün Kazaklar Kongresi”nde Halel’in bütün Rusya’nın yaptığı kurultaya delege olarak gönderilmek üzere seçildiği de biliniyor. İlk başta, H.Gabbasulı dünya üzerinde meşhur okulu olan Moskova Üniversitesi Fizik-Ma- tematik Fakültesini altın madalya ile bitirmiş. Daha kesin şekilde söylersek, o ilmin berrak suyundan içen kişidir. Böylece 1918 yılı 19-21 Mart ayında Alaş Özerk Bölgesi ile Danışma Hükümeti arasındaki anlaşmada Kazaklar adına H.Gabbasulı, Bolşevikler adına İ.Stalin’in “basit bir telgraf yoluyla konuştuk- larını” (“Sarıarka” , 22.3.1918) bazı olaylar ortaya koysa gerek. İşte bu derecede çalışan emektarı kendi gözüyle gören Gülnar Mirjaqıpqızı “Hakikat Işığı” adlı hatıra kitabında bu bilim adamını “Rus Tatarlarına benzeyen ak sarı renkli, ince, kalıplı, uzun boylu” diye tasvir eder12. Böylece soylu ablamız “Rayımjan Bökeyhanov Halel’i otelde yırtıcı kuşları beslerken gördüğünü” söyler. Bu bilgiye göre, H.Gabbasulı bir avcıya benziyor. Bu dönemde yaşayan Şakerim gibi kişilerin de av kuşlarıyla uğraştığı yönünde bilgiler vardır. (O zamanlar avcılık eser vermenin şartıdır desek yanılmayız.)

Şair Mağjan’ın “Epigrammalarında / Küçük Manzumelerinde” H.Gabbasulı hakkında:

“Halel, Halel” deyip de halkın boyu uzar.

demesi13 de boşuna değil gibidir. Buradaki hikaye sadece boyun uzunluğu hakkında olmasa gerek.

Bunu Halel Gabbasulı zamanında birinci “Semey Oblıstıq Alaş Komitetinin / Semey Eyaleti Alaş Komitesinin”, sonradan “Alaş Partisi Merkez Komitesi”nin sesi olan “Sarıarka” gazetesinin yayıncısı (bugünkü baş redaktör) oldu. Bir yandan bunun çalışanı, ikinci taraftan gazeteci Halel, Abay hakkında özel bir vecize yazmasa da bir makalesinde büyük şairin “Kara Sözleri” hakkında bilgi vermiştir. Makale

Memleket Küyi / Memleket Sesi” adındadır. O “Sarıarka” gazetesinin 1917 yılındaki No:22 (27 Kasım) , No:23 (5 Aralık) sayılarında yayınlanmıştır14. Yazar burada Bolşeviklerin eline geçen beyliğin sebep- lerini araştırarak önceden imparatorluğun avucu içinde bulunan halkların kaderi hakkındaki endişelerini bildirir. “Halkın bağımsızlığını yok etmeye başlayan”, “cahil halkın görüntüsü”nü dile getirdiğinde Halel, Abay’ın Mürseyit el yazmalarındaki ‘nasihat’ derlemelerine giren, bugün ’37.sözün’ içerisinde bulunan bir fikirden faydalanmaktadır. H.Gabbasulı’nın ‘örneği’ aşağıdaki gibidir.

Abay: “Hakim Sokrat’a zehir içiren, İvan Gus’u ateşe atan, İsa Aleyhisselam’ı çarmıha geren, Peygamberimizi deve leşine gömen, o kim? ‘O çok: öyleyse çoğunlukta akıl yok: yolunu bul da düzelt’ der”.

Bugünkü”37.sözün” 8.bölümünü okuyalım:

“Sokrat’a zehir içiren, İovanna Ark’ı ateşe atan, Hz.İsa’yı dara sokan, Peygamberimizi deve leşine gömen kim? O çok, öyleyse çoğunlukta akıl yok. Uygun halini bul da düzelt”15.

Fark göze çarpıyor. İlk olarak Halel’de İvan Gus (Yan Gus) Mürseyit’te yok, İovanna Ark (Janna D’Ark). Bunlar iki kişidir, iki halkın önündeki iki farklı karakterdir. Yan Gus (1371-1415), Çekoslavakya halkının millî kahramanıdır. Prag (Karlov) Üniversitesi’nde Profesör ve Rektör olmuş. Alman istilacılığı ile Katolik kilisesinin nezaketsizliğine karşı çıkmış. Janna D’Ark (1412-1431), iki kişinin bildiği Fransız kahraman kızı. O ünlü “Yüz Yıllık Savaşı (1337-1453)” çözdüğü sıralarda halkı İngiliz baskıncılarına karşı ayaklandırmış. Orleyan’ı boşaltıp “Orleyan kızı” diye adlandırılmış. Adları geçen iki kahramanın da kaderleri birbirine benzer. İkisi de Katolik kilisesinin yaptırımlarıyla Abay’ın da söylediği gibi, “ateşe

11 a.g.e , 127 b.

12 Duvlatova, G.M (1995). Şındıq şırağı / Hakikat Kandili: OPO Filoloji, 200 b, Almatı.

13 Jumabayev, M. (1989). Şığarmalar / Şiirler: Yazmacı, 211 b, Almatı.

14 Gabbasulı, H. (1917). Memleket Küyi / Memleket Sesi. “Sarıarka” Gazetesi, No:22 (27 Kasım), No:23 (5 Aralık),Almatı.

15 Abay (İbrahim) Kunanbayulı. Eki tomdıq şığarmalar jıynağı / İki Ciltlik Şiirler Külliyatı. 2. cilt: Yazmacı, 2005, 123 b, Almatı.

TÜRK DÜNYASININ BİLGESİ ABAY KUNANBAYOĞLU 154

atılmış”. Yan Gus 1415 yılında Konstantin şehrinde, Janna D’Ark 1431 yılında Ruvan şehrinde kilise ka- rarıyla yakılmışlar. Burada Abay Yan Gus dedi mi, yoksa Janna D’Ark mı dedi? MMY’i bitiren, her söze cevap veren, halkının azatlığı yolunda emek veren, gazetecilik de yapan Halel Gabbasulı acaba hata mı yaptı? Yoksa eğitimciliği ve düzene sokmak isteği ile hareket edip “Abay’ın sözlerini mi” düzeltti? Eğer böyle yaptıysa göbek kanı Semey toprağına damlayan Halel, o topraklarda hala ruhu gezinen Şakerim’in, bir diğer söyleyişle de Kunanbay neslinin yüzüne nasıl baksın? Basımeviyle sık sık görüşen Şakerim ni- çin “Halel ya, o düzgün değil” dememiş? Kişinin adını değiştirmek sistemleştirmek değildir ki…

Bu durumda metin bilimcilerin Mürseyit el yazmalarına tekrar tekrar bakması gerektiğini düşünü- yoruz. Bu bir.

İkincisi, Abay söz varlığında sık sık rastlanılan “Bilge” (Bilge Sokrat) , “İsa Aleyhisselam” sözleri Mürseyit el yazmasında gerçekten yok mu? Dindar, bilge şair konuşma ve değerlendirme yapma özelli- ğini korumuş olsa gerek.

Üçüncüsü, “uv işirgen-uv işkizgen / zehir içiren” , “…ol kim? Ol köp - …kim? Ol köp / O kim? O çok” nüshalarında çok fazla farklılık olmasa da tam olarak bir birlik olduğunu söylemek metin bilimi”

esaslarına göre terstir.

H.Gabbasulı edebiyatçı da, Abay araştırmacısı da değil. O, tamamen var olan büyük şairin sözlerini değerlendiren biridir. Eseri, 1931 yılında Jüsipbek Aymavıtulı’yla birlikte çalışıp ortaya koyduğuna göre bu, Halel’in gözü önünde bir silüet gibi gözüküyor. Alim T.Jurtbay çalışan bu kişinin “kurşunlanarak öl- dürülme” cezasının değişmemesini, bir yazısında Ejov sınavıyla birlikte açıklar16. Fakat kaderin cilvesi denilen şey şu, H.Gabbasulı’na da belli ölçüde Yan Gus’un ölüm yolu “buyuruldu”. Tam olarak söyleye- cek olursak, Halel’in 17 yıllık Bolşevizm kutsallığında, ecelin zorluklarını sezmiş olması gerek.

Bilge Abay’ın bir sözünü ağzına alan H.Gabbasulı Abay araştırmacısı olmasa da Abay araştırmaları tarihine girmiştir şüphesiz. Allah nasip ederse, şimdiki şair külliyatlarına “Kara Sözler”le bağlantılı olan açıklamalarına onun açıklamalarının da, “nüshasının” da girmesi gerek. Delillere dayandırılır ve açıkla- nırsa bu mümkündür… Janna D’Ark ismi Yan Gus adıyla değiştirilebilir.

Biz, Abay yaratıcılığı hakkında büyük bir hikaye anlatmanın öncesinde bu tür durumları delilli bir şekilde akılda tutmak pek de kötü olmayacaktır diye düşünüyoruz.

KAYNAKÇA

Abay (İbrahim) Kunanbayulı. Eki tomdıq şığarmalar jıynağı / İki Ciltlik Şiirler Külliyatı (2005). Yazmacı, Almatı.

Avezov, M. (1991). Ädebiyet Tarıyhı / Edebiyat Tarihi: Ana Dili. Almatı.

Baytursınov, A.( 1989). Şığarmaları / Şiirleri. Jazuvşı, Almatı.

Bökeyhanov, A.(1905). Abay (İbragim) Kunanbayev / Abay (İbrahim) Kunanbayev, Semipalatinskiy, 25-26-27 Kasım.

Duvlatova, G.M (1995). Şındıq şırağı / Hakikat Kandili: OPO Filoloji. Almatı.

Er Sayın (1923). Destancılardan derleyip düzenleyen Baytursunulı Ahmet, Moskova, Ulttar Komissariyyatı qaravındağı Künşığıs baspası.

Gabbasulı, H. (1917). Memleket Küyi / Memleket Sesi. “Sarıarka” Gazetesi, No:22 (27 Kasım), No:23 (5 Aralık), Almatı.

Jumabayev, M. (1989). Şığarmalar / Şiirler. Jazuvşı. Almatı.

Jurtbayev, T. (1997). Talkı. Almatı: Kazakistan.

Qasqabasov, S. (1999). Ädebiy muranı zerttev tuvralı // jıynaqta: Ädebiyet tarıyhı mäseleleri // Edebî Mirası İnceleme Hakkında / Külliyatta: Edebiyat Tarihi Meseleleri. s. 32-34. Almatı: A.Print.

Qosan, S. (2005). Kitab-Tastih jäne onıñ tekstologiyası // “Abay murası-tildik öristiñ negizi / Kitap-Tasdik ve Onun Metin Bilimi, Abay Mirası Dil Materyali, Halıqaralıq ğılimiy-teoriyalıq konferantsiya materialdarı.

s. 208-220. İnform-A. Almatı.

Şonanulı, T.(1926). Qazaq jeri mäselesiniñ tarıyhı / Kazak Yeri Meselesinin Tarihi. Türkistan memlekettik baspası, Kızılorda: Taşkent.

16 Jurtbayev, T.Talkı.(1997). 368 b, Almatı: Kazakistan.

Abay’ın Eğitimdeki Amacı

1

Dalam dokumen abay-simpozium.pdf (Halaman 179-183)